D D Ga A serer WR:UH. Sağt sekiz buçukta mo- d.:ll—ll'lıdı. Şehirden epeyce €vinden ne çıktığını, ne de ı_::“iünü gören oldu. yordu: Yonra €ve dönüşünden biraz S8U “Yatağının yanında görüyor- ; ü de, garajına çek- F ; mond gu izahatta bulundu: suları İdi. Burularda devriye gezer- liydum. Işıklı odanın penceresine bir Perdede bir kadınla, bir erkeğin gölge- Erkek kadına bir şey uzatıyor — gibiydi. he Pi Girmiyeyim mi diye tereddüdde bu- ftabanca patladı, ve kadın yere — düştü. Adamı yakalamak istedim ama Çünkü herif çoktan motosikle- mç Kaçmıştı. Ancak motosikletin arka tara- görebildim.> Altim, Ve #zerine polislerden biri Ronaldin e- YÜ derka y 'ikletini temizlerken buldu: . ..__m“" karakola gideceğiz. » dedi. Söyledi. Olduğunu, teyzesini l gündür Derede ola Fakat cinayetin yuku bulduğu & hı.:#ımıı da kat'tyetle isbat edeme- 'nda kâfi derecede — delil bula « rib v ... m verdi. 5 — Ertesi sabah, ko - miser Bullak erkenden yo- la düzüldü ve şoseyi araş- tırdı. O civarda Ronaldin teyzesinin zengin olduğu, bir çok mücevherleri bu- kınduğu bilinivordu. 8 — Bununla beraber, gene de bir ihtiyat tedbiri olmak üzere Ronaldi nezaet altına aldı. O gün nö - betçi olan polisl tekrar çağırdı: Bana bak Riçmond, dedi. başka bir nokta var mt, hatırla bakalım.. Polis oturdu. Bir e i_na;unılmıy ilimlerinin ver neticeye buadan milşonlarca se- ne sönrü ay evvelüâ iki- aI meren 2 — Saat il buçukta zabı- ta doktoru, Ronaldin - teyze- sinin cesedini muayene edi- — Öleli yarım saat ol'- muş. Yakın mesafeden ateş edilmiş. Ölüm ânidir. Ve ol - n duğu yere de yığılmıştır» di- ye hükü len: de yüzlerce POSTA göre yaz kömürl ea n lometre sür'atle işletmiştir. 0 YA v X Ha D M | B & #ük 1 Bd vek Terusı aşıkları Para — katlığı — yüzsünden / l S& T kanlı muharebelerin cereyan etmekte ol - Kanada'da, yeni Fransada K b İt Bundan mh- Peter kilisesinde, bir çift tabut var - iskambil kâğıdlari 75 sene, — YWöare 5 Birbizi sene evvel bir delikanlı ile bir genç kız ra yerine geçti. > tülnde, .—:;'l Kİbİ severlerdi. Zorla ayrılmaları — icab G y erri ” Yilıyarak aP öldüler. Dostları onları gönmediler. Müm- Bir talihli bir briç oyununda bütün koz- ötren g._;':*lkmıı üzerine yerleştirdiler. Birbirlerini ları elinde toplamağa muvaffak olarak oyu- Gderler fişıkları bu çiftin önüne gelir, yemin e - nu kazanmıştır. Bu hal, 2,000,000,000,000 de bir defa vukua gelebilir. 8 — İşe el koyan komiser Bullak, ci- nayeti kafasında bir daha yaşattı. Odayı araştırdı ve duvardan yassılanmış — bir kurşun çıkardı. Koridora çıkarak orada bulunan nöbetçi polisle konuştu. Ve: «— “Anlat bakalım Riçmond» dedi. 6 — Evde hizmet eden kadın: «— Bunu muhakkak ki o hayırsız oğlan yapmıştır. Çünkü daha ge- çen gün teyzesile kavga ettiğini, cadaloz karı, seni yaşatmıyacağım, dediğini kulağımla duydum: de - Belki de baldunuz, bulamadmızsa 13 c Acaba unuttüğün — | sayfaya bakınız. e— Ra, aklıma gelmemişti. Bay komiser, bir nok - tayı unutmuşum diye- cevab verdi... acak B ee Sütle işletilen tren Yoğurdu Kkurutarak dört köşe kestirip kömür yerine kullanan bir Amerikalı, ikt ton bu «be- 1t vagonluk bir lokomotifi 52 ki- madan . - kanuğmi ae —Z| müsabakası yapıl - e irg mik bilâfasıla ı saat — konuşan gevere birinci gel - S mistir. £6 Bu adam eraresceseRARLAAALALAAA şeyler | âmerikada hiç dur- Savla 9 lk 4 | bir Bptphyilam La- tifrons — geceleri # Açan bir çiçektir. Meşhur Dük Welling- ton bir gece uzun pan- talon giydi diye klü - büne alınmamıştı. seeeee | Dünyayı düzeltmek için Perdeye düşen gölgeler | eski Belçika Başvekiline hazırlatılan plân Gazetecilerin plân hakkınd doğura doğura bir fare Geçen haftanın ilk günlerinde esk Belçika başvekili Londraya gitti. Onur Çifişi üzerine, İngiltere başvekili de bir iki gün için çekildiği istirahat köşesini | terkederek Töndraya geldi. Eski Belçika | başvekili ile yeni İngiltere başvekili, başbaşa bir köşeye çekilerek birkaç saat konuştular. Elbet arada, bir de çay İçmiş olmakla beraber, gazeteler, bunların hayli uzun ve ehemmiyetli şeylerden ko- nuştuklarını söylüyorlar, Ziyaretin ve bu başbaşa mülâkatım se- bebi malümdur. Eski Belçika başvekili Van Zecland, Amerika Cumhurreisinin Gaveti ve eski İngiliz başvekilinin de tav- siyesi üzerine, €nternasyonal iktısad me- seleleri hakkında mühim bir anket yap- mıya ve bir rapor hazırlamıya davet edil- mişti. Van Zeeland, birkaç seyahal yap- tı; bir takım maliye, iktısad ve siyaset adamları ile görüştü, nihayet bir rapor hazırladı. İşte, şiindi de Londranın mü- kellef bir salonunda, İngiliz başvekili İle Van Zeeland bu rapor üzerine konuştu- iar, Bu raporun münderecatı gizlidir. Bü- tün alâkadarlar bu hususta gayet sıkı bir mahremiyet muhafazasına itina ettiler. Fakat, rapor yavaş yavaş şekil almıya başlayınca onun esasları hakkında da et- rafa sızıntılar. ya; iktan bâli kalma- di. Gazetecilerin ellerinden hiçbir şey kurtulmaz. Belki de bunlardan biri veya birkaçı, kolayını bulup Van Zeeland'ın kafasının içine kadâr girmişlerdir. Şimdi bu esrarlı rapordan bahsedip duruyorlar. * Bu esrarlı rapor, bu dünyayı baştan- başa düzeltecek olan tılsım, - eğer gaze- tecilerin dediklerine tnanmak caizse! « herhangi bir üniversite mezunüna, dok- a aldıkları malümat dağın doğurduğunu anlatıyor | | | | Van Zecland Şu halde, eski Belçika başvekili Belçikanın en mühim maliyecisi, dünya için yeni bir iktısadi sentez yapmak, y ni dünyanın iktısadi ve siyasi kuvvetle. rini, birbirlerile tam bir ahenk ve itt'sad içinde işliyebilecek tarzda telif fikrinde olmak lâzım geliyor. Gaz lere inanacak olursak, raporun ta tiği gaye de bu imiş, * ye nasıl varılaca Raportör, birinci derecede ipt de meselesini alıyor. İptidal T dünyaya hak ve adalet üzerine d. lâzımmış. Fakat, bu mesele de y keşif de; Bugünkü sanayi düny inkişafa gelelidenberi, yani hiç olmazsa cihan harbinden evvelki yakın lardan itibaren bu dava, bülün mer ketlerce malümdu. Fakat, meseleni günkü ehemmiyet derecesi ve bütün şiddeti yenidir. Bu noktada gün- ve Fakat, bu gay zaman- torluk ünvanımı kazanmak için verilen bir şemaya bu üniversite mezununun ve- rebileceği şekilden daha kuvvetli değil- miş. Van Zeeland'ın ilim ve tecrübesine hürmet ederek, diyelim ki hazırladığı bir Üniversite profesörünün tezi kadar kuv- vetlidir. Fakat, anlaşılıyor ki tezin için- de yeni) olarak hiçbir şey yoktur. Vân Zeeland, birinci derecede dünya- da bütün milletlerin iktısaden birbirle- rine bağlı ve ikinci derecede de siyase- tin iktısaddan ayrılamaz iki faaliyet sa- hası olduğunu isbat ediyormuş. Ameri- kanın ikinci defa keşfi, iki kere ikinin dört olduğunu yeniden isbat etmek de- mek olan bu keşif, iktısadiyatı da, siyasi- yatı da pamuk ipliğine bağlı duran bu dünyanın hiçbir tarafını düzeltecek bir iş değildir. Van Zeeland, dünyanın ge- rtek iktısaden, gerek siyaselen artık tecerrüde hiç müsald olmıyan şartlar i- çinde bulunduğunu isbat ederken bun- dan evvelki devirde, milletlerin . birbir- lerine karşı kapılarımı serbest açtıkları zamanlarda tatbik edilen iktısad usulle- rinin de, bugünkü şartlar içinde, iyi ne- ticeler vermiyeceğini söylüyormuş. den güne artan menfaat ihti ınan telifi çareleri nasıl bulunacak? Van Zee- land, bunu umumi anlaşmaların çaresis ni bulmakta arıyormuş. Kendisi doğru- dan doğruya müsbet teklifler yapmamış. İptidat madde demek, şu dakikada, harb kuvveti demektir. Hangi millet elindeki harb kuvvetini ötekine vermeğe, kendi- Hğinden ve bol bol, razı olur? İkinei mesele de para ve teşebbüs ser. mayesi, yani dünyanın iş değirmenini döndürecek olan sudur. — Vani Zecland, bunun da, her memleketin ihtiyacına gö- re etrafa dağıtılmasını temin edecek bir takım tedbirlerle halledilebileceğin lüyor ve enterrasyonal kredi dağıta bir banka teşkili fikrine kadar gidiy muş. Güzel; fakat, paranın bizzat bir harb vasıtası olarak tanındığı bir zamanı- da elindeki altını başkasına vermeğ zı olacak hangi devlet var? Bütün bunların halledilmesi için İşeyden evvel siyasi davaların ve davaların halledilmesi için bu davaların halledilmesi icab edeceğin: <Devama 10 uncu sayfada ) ye ak ra-