'SON POSTA ı—ııııııı “*Son Posta,, mın Andrâ, banyodan çıkmış suvareye git- mek için hazırlanıyordu. İtinayla beyaz gömleğini giyiyor, kravatını takıyor ve dolabdan smokinini çıkarıyordu. Giyindikten sonra yatak odasından çı- mamak lâzımdı. Andr6 ile Boris çok iyi iki arkadaştılar. Çocukluklarındanberi tanışırlar, sevişir- lerdi. Acı, tatlı müşterek bir çok hatıra- ları vardı. Aşağı yukarı her ikisinin gençliği birbirine benzer bir surette geç- mişti, Vakta ki Boris sarışın, güzel, carib bir evine gider ve genç karı kocayla bera - ber yemek yerdi. * Kapıyı çaldığı vakit saat yedi buçuğa gelmişti. Kapıyı açan hizmetçi: Mösyö, küçük salondadır!'dedi. Burası Jos&phine'in zevkki selimi ile dö- şenmiş, gayet zarif bir saloncuktu. Andre içeri girince, arkadaşını fevka- lâde heyecanlı buldu. Boris yerinde du- ramıyor, sinirli sinirli odada bir aşağı, bir yukarı dolaşıyordu. Andrâ yavaşça girmiştir — Bonsuvar Boris? Ne haber? Boris bir an durarak arkadaşının elini sıkıp: —Bonsuvar dostum! dedi. Elleri buz gibi idi. Andr& Nen var? diye sorunca içini uzun u- Zzun çekerek cevab verdi: a Jozefin tath lar bu vaziyeti takdir edemezler. İzdi - vacımızdanberi yekdiğerimizi en küçük bir hüdiseden bile haberdar etmeyi iti - | dim> diye, bana cevab verdi. Neden ya- yad edindin. Bu seferki gecikmesi mutla-|lan söylüyor bilmiyorum. ka fevkalâde bir sebebden olacak. — Nereye gittiğini biliyor musun? — Tabil.. halasını ziyarete gidecekti. Yel otomobille bir saat sürüyor; bir bu- çukta hareket etti. Bilirsin ki otomobili sür'atle sürer. İki buçukta oraya vardı Üç saat halasının yanında oturacaktı. Bu vakte kadar çoktan burada bulunması lâ- zımdı. Andrt: — Biraz sakin ol dostum, dedi. Müba- lâğa ediyorsun. Merak edecek bir şey yok.. Gecikmek olagan bir iştir, hepimi- zin başına gelir. neden korkuyorsun? — Bir kazaya uğramış olmasından ko: kuyorum. Arabayı sür'atle sürerken da ma çılgın bir sür'atle hareket eder de...| ( Şimdiye kadar böyle gecikmemiştir. Ba- na mutlaka haber verirdi.. Sözünü bitirmeden kapı çalındı. Med-| halde genç kadının sesi duyuldu. Bir dâ- | kika sonra Jos&phine güzel endamile gö- ründü, kocasına dönerek: PEr&.. ne mel'ı Devlet Demiryolları ve Limanları işletmesi Umum idaresi ilâ Muhammen bedel ve muvakkat teminat mikdarları aşağıda yazılı $ $f Sisat, ayrı ayrı ihale edilmekş artile 25/3/1988 Cuma günü saat 15 den mra ile Ankarada idare binasında kapalı zarfla satın alınacaktır. t Bu işlere girmek istiyenlerin aşağıda gösterilen muvakkat teminatlarilt F nunun fayin ettiği vesikaları ve Nafla müteahhidlik vesikası ve tekl” Ayni gün saat 14 de kadar her grup için ayrı zarf halinde komisyon R vermeleri lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme dairesinden, Haydarpaşadk pellüm sevk çefliğinden dağıtılmaktadır. arii . F E A Muhammen Muvakkât bedel teminat Grup İsim Lira Lira 1 — Oksijen ve asetilen tesisatı 36.000 2.700 ' 2 — Muzayak hava tesisatı 35.000 2625 — 3 — Kereste kurutma tesisatı 17.000 1275 4 — Tav ocakları ve hava gazı tesisatı 65.000 4.500 #AARI y Bedeli muhammeni 60609 lira 37,5 m_mımum&ıow" kereste 24/1/838 Pazartesi günü saat 10,30 da Sirkecide 9 uncu işletme da eksiltme kemisyonunda kapalı zarf usulile satın almacaktır. ) Bu işe girmek istiyenlerin nafıa ve diğer kanun! vesikalarile birlikte ve $) nisbetinde pey akçelerile komisyona mürecaaiları ilân olunur. Şartnameler 303 küruş mukabilinde Sirkeci ve Ankara veznelerinde tadır. — <llü. traversi xaft binasındı ” “ARASE Muhammen bedeli 67200 fira olan 11250 adet makas meçe Pazartesi günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankarada idare tım alınacaktır. v? Bu işe girmek istiyenlerin 4610 Hiralık muvakkat teminat ile kanunun Ü ettiği vesikaları ve nafıa müteahkitlik vesikası ve tekliflerini ayni gün " 14,30 a kadar Komisyot Reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler 338 kuruşa AnhnnHıydııpqı.M.l—in“ veznelerinde satılmaktadır. — (100) tatlı gülümsedi bankaya telefon etmriştim. Odacı: «Mösyö çıktılar ama, kendilerine gidip haber ver- Andrt: — Ben biliyorum, dedi. Bizden şüphe- leniyor Jos&phine.. benim seriülinflal ol duğumu biliyor, onun için beni heyeca- na düşürüp vaziyetimi tedkik etmek is - tedi. Kendi kendine «eğer sevişiyorlarsa mutlaka heyecana düşer, telâşlanır;» de| miştir. Halbuki ben onun söylediklerini gayet soğukkanlılıkla karşıladım. Dü - şün, ki ne büyük bir tehlike olacaktı bi - $ zim için.. N Josöphine tatlı tatlı gülümsedi: Ben bu adamdan usandım artık An- bir ruhu vaz. anlasaydı im bilir neler yapardı? | — Evet.. eğer daha evvel telefon edip | bana haber vermeseydin değil mi? P-ATTIZI | Kan çıbanları, el ve ayak parmaklarının arasındaki kaşıntıla' | dolama, meme iltihabı ve çatlakları, Hegmonlar, yanıklar, trtf || yaraları, ergenlikler, koltuk altı çıbanları $ | tedavisini en erketm ve en emin surette temin eder. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Aradlı yağcı Yarant Kadırcan Kaflı Dün otobüs davalarından — Hiç! — Neler söylüyorsun, anlamıyorum, — Söyle nen var? dedi, Bonsuvar Andre!. Geç kaldığım için — Ehemmiyetli bir şey değil, Josâp - beni affedin! Köyde araba bozuldu. He- hine hâlâ dönmedi. men tamiri imkânsızdı. Bir kaç gün sü-| — Celâl Bayar hakkında yazdığımı makâle- Andrâ tereddüdle: recekti. Ötomobili halama bıraktım — ve|amin bu neşriyatla hiç bir alâkası yoktur. Bırf — Dönmedi mi? diye sordu. trenle gelmeğe karar verdim. Halbuki rasyonalizasyon programına aid bir sözdür — Hayır.. hâlâ dönmedi. Halbuki saat | tren geç vakit hareket edecekti. Bankaya | Ki Celâl Bayarın usil hislerini göstermesi iti- altı buçukta döneceğini söylemişti. Bu | sana telefon ettim, odacı çıktığını söy - | *l bir makale şeklinde yazdım. B - ğ "| Ahmed Eminin vekili Nazımi Nuri verilen akşam baloya gidecektik. Hazırlanmak |ledi. Ben de seni Trahatsız etmemesini | gikâyetnamede yalnız neşriyat müdürünün için e>ken döndüm. Ben geleli yarım saat tenbihledim.. Mi mevsuubaha olduğunu — hatırlatlı. Bu oldu. İşte yarım saattir karım meydanda is: ikisine birden başlandı (Baştarafı 6 nex sayfada) Şark İspençiyari Laboratuarı T. A. Ş. ) NEVROZiN romatizma ve bütün ağrılarınızı dır” Baş, diş, nezle, grip, Boris. şekle göre Müddelumumi de — Ahmed Emin yok. Andr& gülümsiyerek: — Bunda merak edecek ne var dos - tum, dedi. Her halde mühim bir şey yok. Neredeyse döner. Bu yüzden canının m- kılacağını hiç tahmin etmezdim. » Boris: keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. — Odacı gelip bir şey söylemedi.. dedi. | “ltyhindeki davanın usulün 253 üneü madde Eve saat yedide döndüm. Meraktan öle - sine göre, tatilini iatedi. ) Neticede mahkeme, yeniden şŞikâyetname | cektim az daha.. neyse.. gideyim giyine- | verilinceye kadar Ahmed Emin aleyhindeki Tek, dava talik edildi. Davaların tevhidi hak- Boris böyle diyerek salondan çıktı. O|leyhine —devamına karar verdi. 42 in - zaman Jostphine, Andreye yaklaşarak: — Kocam yalan söylüyor, dedi. Benim | y şat yapılıp yapdmamazı keytiyetinin müd - |lık tahkikatı bitmiş ve mahkameye intikal et | SARİBLERİ: davanın tatiline, yalnız neşriyat müdürü a-| kında bilâhare karar verilecektir. Ahmed Kminin açtığı dava maddeye göre açılan dava - Ahmed Emin Yalmanın Recal Nüzhet a - nın — devamına, — Tan — gazetesine teb -|leynine açtığı cürüm tasnil davasının hazır- — Sen anlamazsm tabif, dedi. Bekâr -| gecikeçeğimden haberi vardı. Ben tekrar'delumumilikten sorulmasına karar - verile - İmiştir. “Son Posta ,nım edebi romamı: 35 N ——— — Hele senin gibi edebiyatla meşgul BHanlar için çok enteresan - kitablarım var Fahriye; istediğin zaman gelir o- kursun. KCiğEr Genç Kizın —| Kızın Romanı — Evet kardeşim.. öyle olacak. Perihan takdirle Selmaya baktı: — Bulunmaz kızsın vesselâm. Yakın-|çalmağa başladıktan sonra artık etraf- da ismin ağızlarda dolaşacak.. konser|takileri görmiyeceksin bile. Sonra yarı alay, yarı ciddi bir şekil-|için bize bilet verir misin? de genç kıza sordu: — BSize birer davetiye gönderirim İyursa hocam? — Senin şiir kitabın henüz basılma-|ema o vakte kadar gene görüşeceğiz dı. Yoksa basmaktan vazgeçtin mi? — Hayır, fakat biraz daha bekliyo - rum. değil mi? — Konser ne zaman? — Gelecek hafta cumartesi gecesi.İrisinden bu sözleri işitmek bile istemi- salonu hıncahınç dolu idi. Konservatu-/katini başka tarafa çekmek için geve-/san'at âlemimizde bir yıldız gibi arın ilk koönseri halk tarafından bü-|zelik etmeğe başladı: yük bir alâka ile karşılanmıştı. Selma — Arkandaki su yeşili elbise rengini |edeceğim. Esasen bi perdenin arasından seyircileri görün-|biraz soldurmuş ama gözlerin dâaha çok | pinoz» müstear ismi altında Son Posta Matbaası Neşriyat Müdürü: S&MM 8. Ragıp EMEÇ A Ekrem UŞAKLIĞ” eli l ği BB ce kalbi göğsünden fırlıyacakmış gibi|parlıyor. Seyirciler üzerinde iyi bir te- inıyorsunuz. Buakşam da çalacağı ——— kuvvetle çarpmağa başladı. Hocası u-|sir yapacağına şübhe etme! Biraz evvel| parçaları dinliyerek onunla dahf Taksin Berkand mumi bir yerde ilk defa piyano çalacak|keman çalan ihtiyar profesör için ar- | dost olacaksınız. Muazzez Tahsin olan genç kızın saçlarım okşıyarak onu|kamda oturan bir hanımla bir beyin: | Selma etrafına baktı. Ön sırada 15 teskin etmeğe çalışıyordu: — Maymun suratlı... Dünyanın en| ; bir hanım kendisine tatlı tatlı — Horkma kızım, esasen bir defa|büyük san'atkârı bile olsa gene yüzüne süyordu. Birdenbire kalbinin bakamam. — Benim gibi yap, sen de.. gözlerini — Ya parmaklarım birdenbire du-|kapıyarak dinle, Dediklerini işittim ,Senin için böyle — Öyle şey olmaz kızım; senin gibilbir şey söyliyemiyecekler. bütün ömrünü piyano başında geçirmiş| Arkadaşının sözlerine gülerken Sel- ve birçok parçalar bestelemiş olan bi-|manın ağzından bilâ İihtiyar şu sözler — Bekle kızım; atı alan Üsküdarı| Gazetelerde ilânları okumadın mı? yorum. Hem seninle beraber ben de geçti; herkesin şiirleri basılıp satılıyor, yalnız sen bekle! — Biz müzikle uğraşmıyoruz kızım|sahneye çıkarak seni halka takdim e- Gazetelerde ancak günün havadislerini | deceğim; göreceksin ki her şey tahmin Bunu Perihan söylemişti. Fahriyenin ( 0okuyacak vaktimiz var. Onun haricin-|Jettiğinden daha kolay olacaktır. Yalnız yüzü kıpkırmızı oldu, fakat mağlübi- yetini belli etmemek için sözü değiş - firdi — İspinoz ne âlemde Selma? — Çalışıyor. Yakında konservatua- rın vereceği konsere gelirsön onun pi- yanosunu dinlersin. — Konser mi veriyorsun sen? — Hayır; fakat konservatuarın ve- receği konserde piyanoda bir kaç par- ça çalacağım. — Söülist Selma Reşid hanım. de Perihan Fuzuliye ve Nef'iye, ben delsen tabiiliği elden bırakma kızım. taşa toprağa gömülüyoruz. — Teşekkür ederim hocam. Arkadaşlarını kapıya kadar geçirir-| Elinden gelse bu gayret ve cesaret ve- ken Selma sikı sıkı tembih etti: rici sözleri için yaşlı san'atkârın elle- — Her zaman gelin çocuklar, burası|vini öpecekti. Kendi sırası gelinceye sizin attık; bazı günler beraber çıkar|kadar kulislerde dolaşmış, bir iki de- gezeriz de... fa Ayşe hanımla Saffet beyin yanına — Beni de üniversite « taburuna »|gitmiş, beş an dakika Perihan ve Fah- — Ya benim için de, kendisi genç ve yakışıklı fakat piyanosunu dinlememek için kulaklarımı tıkıyorum derlerse... Perihan arkadaşının üzüntüsünü an- hıyan gözlerle ona baktı ve işi gene şa- kaya boğdu: A — Merak etme kardeşim; senin için yüzü gibi çalgısı da güzel ve hassas di- yeceklerine kalıbımı basarım ben, Selma son bir defa aynada saçlarını düzelttikten sonra notalarını koltuğu- alırız Selma; o zaman gezib eğlenme -|İriye ile konuşmuştu; fakat içinin telâşı 'nun altına sıkıştırarak hocasının yanın- nin ne olduğunu görürsün, * ©O gece Beyoğlundaki... Sinemasının|yan Perihan onu neş'elendirmek, dik- kendisini bir yerde tutamıyacak kadar|da yürüdü. İhtiyar profesörle genç kızı kuvvetli idi. Selmanın heyecanını anlı- |samimi bir alkış karşılamıştı. — Müsaade ederseniz size yakında durdu, sinirleri yumuşadı, gülümsiyerek baktı. Artık onlarlâ Sonrasını Selma pek iyi hatırlıyâf yordu. Önündeki notanın sa; bi çevirerek çaldığı parçalara kalbinif tün duygusunu, ellerinin bütün f: Hğini vermişti. Artık başını çevirse salonu ve salondakileri göremly#’ Gözlerinin önünde san'atin köl bulutu uçuyordu ve genç kız bü ”r' bğın arkasından dünyayı ııeçemı!“: *Birdenbire bulutlar yırtılmış VE tına kopmuş gibi kuvvetli bir # İle yerinden sıçradı. Alkışlar, bravüo leri kulaklarında binbir mitralyöz f latıyordu. Başka bir dünyadan !": bir gülüşle bu seslere g(.ıltımıemlk tedi. — Bravo Selma.. yaşa İspinoz! Yukarıda, mektebliler arasından rültülü sesler # ", — Arkası var < YA L L T Pa n T ER AM R L ER BF LN SD E aA K ALE ERE o F ı