“ Ben bir tımarhane kaçkınıvım!., İstanbullu yankesici Âtinada nasıl çalışır? ankesici Hilmi tımarhanede meraklı Maceralarını nakle devam ediyordu Röportajı yapan: Faruk Küçük (Tercüme ve iktibas haklı mahfuzdur) Twnarhaneden bir manzara Ânnemin kd'h kiymetli öteberiyi — sak- dm *Ü çekmecenin de kapa- açarak — içerisinde ne doğru Galatayı boy—ı vakitsiz görünce şa-| izin aldı. Herıbeıuı ttik. Evden tırtıkla- apenin üstüne döktüm. sarıldı., Mariçamu. Sen çok şe- akılhı Ççocuksun. â,ff ğ! İ T Z F | gİ | ER H | | İ g ğ 5 gün geçti. Ben hiç H.?hı"wıuı. Arayan soran yok-ı Katinanın ırkıdışlanndnn( itasile karakola benim | 4 evrak gelib gelmediğini ğ*'"vmııu Çünkü Ayı ım.mm. “Beyleş Vakolun kahvecisi idi. Böyle haberi olurdu. Bir gün: dedim. Artık evde otura - ğ—ı f_ql ÜT ht müdavimleri arasına ka- L kahvenin müdavimleri arasın- boylu Cımbız Cemalle, Yahu- 'Ya €n sevdiğim oyun arkadaşla- Bunlar dünyayı umurlamıyan Para harcıyan iki arkadaştılar. Belirler, beraber giderdiler. bi yemek yemek için karıları- göndermesini beklemiyorlar- bana da bazan yemek ısmarlı- H T v SA - Ff Z karı bütün hikâyemi onlara Yahudi Sadya bana kızı- kadar şeyi aşır, gel karıya ver, dostu ol. Öyle olduğu halde sana bir sigara parası, bir de kahve Versin.. olur şey değil. Hem piliç Tnele elt Diy, SPsin, Doğrusu bu olmaz.. OK e Söyleniyordu. ı"g:l Cemal de: Ha w:uğu işe alıştıralım, Sonra o- h.u:h bir dost buluruz. Karıdan da T alırız., diyordu. Eig& ğ EELİ Ff Gee sevinç vardı. İlk defa Tiyet işe çıkıyordum. Demek ben em- o k bir erkektim. — &H:Ln.m sâat ve üç cüzdan aşırdık. rda 340 lira para vardı. Ön- P.—ı'lı YIP bana zula ediyorlardı. leş, aldılar, bana da 40 lira verdi- tli' hd.:da başka şeydir vesselâm. Üç ay )q“:"l ben de yavaş yavaş sayılı ilerden olmuştum. Bazan kendi &He_—ş, Voltalar yapıyordum. — Fakat Taber ”A ve Cımbız Cemal ile be- € Sikiyordum. — Oği Nasihat veriyordu: da Nleş üm — yankesicilik bu. Sonun - İğ: var. Şimdiye kadar enselen- T hıkşyı gitmedin. Fakat hiç 'ir zamanda enselenebilir- Mex önma, Ö İRe z KKi Tecrübesizlik.. bana bir guruür gel- | |mişti. Kimse yakalıyamaz 'diye ulu orta çalıyordum. Tevekkeli insan büyük lokma yutma- büyük söz söylememeli dememişler. Bir gün Tünelin gişesi önünde ıhı'xj r bir Yahüdinin cebindeki altın saati h, ya Böyle bir vak'ada yakalandığı za - jrnan ilk his, korku ve heyecan olur de- |ğil mi? Bende bunların hiçbirisi olma- dı. Yakalanmağı gayet tabii karşıla- dim. Müdüriyette bir hayli ıslandık. Son aylar zarfında ne kadar faili meçhul kalmış yankesicilik vak'ası varsa, hepsi üştüme yüklendi. Bir yere götürdüler. Boyumu ölçtü- ler, fotografımı, parmak izlerimi aldı- lar. Senin anlıyacağın sabıkalı olduk. Kocaman bir tomar evrakla mahkeme- ye, oradan da kodese.. böylelikle dört beş defa hapishaneye girdik çıktık. Fa- kat İstanbulun da en hatırı sayılır yan- kesicilerinden olduk. Galatada bir mey- haneye girdim mi, bütün ornuzdaşlar ayağa kalkarlardı. Bu sırada peder de öldü. İyi adam- mış, bize bir parça dünyalıkla iki üç ülüstür ev bırakmıştı. Dünyalıktan kendi hissemi aldım. Evlere karışma- dim. Elimdeki bu para ile güzel, modern bir iş tutmâğa karar verdim. Düşündüm, taşındım, karı ile de ko- nüştum. Ha, sana söylemeği unuttum, Katina duruyordu. Fakat Katina eski Katina değildi. Benim kulum köpeğim olmuştu. Kazandığı para ile bana hedi- yeler alıyordu. Hapishanede iken her gün kapıya geliyor, yemek gönderiyor, karakola düşsem kefil buluyor, elhasıl bizim meslekte olanlara lâzım olan bir kadın olmuştu. Ne diyordum, karı ile konuştük, Yu- ,nanistanda güzel bir vole yapmağa ka- Tar verdik . Yunanistana bir mikdar mal götüre- cektim. Malları zarar, kâr okutacaktım. Bu iş, benim dümenim olacaktı. Haki- katte temas ettiğim tüccarları tırtıklı- yacaktım. Çarşıdan biraz yerli dokuma bez, do- kuma çarşaflar uydurduk. 4 sandık yaptık, bir sabah atlatık vapura; ver e- lini Pire, oradan da Atina. Atinada bi- zim karının ahbablarından Aspasya va- sıfasile iyice bir otele yerleştik. 'Tüc- carlarla temasa geçtik. Ne dersin, bi- zim dokuma çarşaflar kapış kapış gitti. Kâr bile ettim. Fakat asıl maksadım başka idi. K Bir iki Atinalmın zarına baktım, ü- midlerim suya düştü. Heriflerde para yoktu. Hepsi benden beterdi. İstanbul- da daha çok kâr ediyordum. Bir tesadüf beni Çicisle tanıştırdı. Çabucak anlaştık, Bir akşam indiğimiz gazinoya bir sü- rü seyyah indi. Caz çalmağa başlayınca bana bir göz işareti yaparak karısını dansa kaldırdı. Ben de bizimkini kal - Yin, Poliş bi dırdim, bir şeyler olacağını hissediyor-İseni ele vermem, sen hissemi Aspas- h_'h.m d.:ımıhmdıgm yerde biter.|dum. Fakat ne olacağımı tahmin etmi-| yaya yordum. Tam danşın FCBEİRLAT AA F âraklarken kerpeten gibi bir el bileği-! İme yapıştı. SYA aa hliileri SAA Kâmil bir arkadaş ve yuva saadeti İstanbuldan Can da karakte - rinin tahlilini is - tiyerek sorkyor: —Ne Haynette bir eşi mes'ud e - debilirim? Kendisinde bu - lunan ruht vasıf - lar, eşinde mü - savi derecede ol - mamalıdır ki birinin fazlalığını diğerinin eksikliği tadil edebilsin. Yuvada: Müte- madi heyecan havasının esmesi eşleri bu- naltabilir, Bu sebeble eşinin, (kâmil in - sanlar tıynetinde) olgun ve idareci ol - ması lâzımdır. Giydiğini yakıştıran bir tin Ankaradan K. imisiyalini tanyan oku- yucumuz da fotoğrafının dercini istemi - yerek tablat tahlilini bekliyor: Sevmek ve sevilmek heyecanlarına fazla fazla yer vermiş olabilir. Giydiğini | oyakıştırır, etrafimi kolaylıkla kendisile Pöneşgul edebilir. Arkadaşları tarafından sevilip arandığı kadar da kıskanılır. Ken- Idisini büyük göstermekten hoşlanır, SAA Eğlenceyi seven bir tip Ankarada H, A, fotoğrafının dercini , #temiyerek tabiatinin namıl olduğunu s0- Tuyor: Göründüğü kadar sakin ve neş'esiz de- ğildir. Muhitini bulduğu zaman tamamile değişir. Eğlenceyi, yeyip içmeyi — sever. Bu hali bazan israfa da varabilir. vvere Anlaşarak iş gören bir tip Samsun okuyu- etlarımızdan Ce - 1âl Okan da ka - rakterinin tahlili . çok şeyler olabi - lir. — Tatbikatında muvaffaki- yeti, bıkmak bil - memekle - ölçülür. Menfaatlerini dağıtmaktan, mes'uliyet - lere katlanmaktan çekinebilir. Hâdise ya ratıcı değildir. Daha ziyade anlaşarak iş- lerini halletmek ister. Son Pıtı Fotograf tahlili kupenu DİKKAT Fotograf tahlili için bu kouponlardan 4 5 adedinin gönderilmesi şarttır. |den bizim arkadaşın sesi duyuldu. Ba- | gara bağıra küfrediyordu. Başımı çe- virdim. İngiliz seyyahlarından ikisinin | yakasına yapışmış, rumca: — Dansetmeyi öğren de öyle dansa kalk. Üç defadır ayağıma basıyorsun.. diyordu. Tabil ahali etrafına sarılmıştı. Eşek değilim a... Bu dalaverenin niçin yapıl- dığını öğrenmiştim. Ben de hemen a- yırmak için kalabalığı yararak araya girdim: *|ya olabilecekleri si- DĞ BC İA AY YEİ S “ İngiltere devam edecektir ! ,, İ 1938 yılında mede- ni milletler bilhassa |malik oldukları ve- lâh — mikdarı bakı- Winston mından gözönüne a- hmacaklardır. Halk- larının memnuniye- ti, — mücaseselerinin hürriyeti, mahkemelerinin — bitaraflığı, an'anelerinin eskiliği, çalışkân sınıfları. nın refah derecesi, felgefeleri, şilr, ede- biyat veya nefis san'atları bu sukut ve tefessüh asrında bu milletlerin lehine büyük rol oynamıyacaklardır. Muhteris mütecavizler hareketlerini ve küçük milletler vaziyetlerini silâhların ve silâhları kullanacak adamların kahi- liyetlerine göre tesbit ve tayin edecek- lerdir. * Bu şârtlar altında İngiliz bahriyesinin kuvvetli olmasından memnun olmalıyız. İngiltere hattâ silâhlari azaltma yılla- rında bile mevcud materiyeli ve müesses teşkilâti en yüksek kemal derecesinde muhafaza etmek için her yıl en aşağı 50 milyon İngiliz lirası harcamıştır. Islahat makamında büyük bir kısım kruvazör ve zırhlı krüuvazör yeniden inşa derece- sinde tamir ve tadil edilmiştir. 1935 yılının İtalyan hâdiselerini müte- akip İngiliz amirallığı gem'lere modern techizat koydurmak için istediği bütün kaynakları elde etmiştir. Bilhawa hava hücumlarına karşı gemilerin güvertele- rini muhafaza işlerinde adetâ ihtilâli an. dıran yenilikler yapılmıştır. Lord Fisher: — İngiliz bahriyesi daima birinci mev- kide seyahat eder, demek itiyadındaydı. Bahriye lordları heyeti derecesinde muktedir bir keyetin emri altına verilen kolaylıkları iyi kullanmamış - olabilece- Bine güçlükle inanırım. Bu saatte İngil- tere bahriyesi için İtalyadan dört defa fazla para harcediyor ve muhakkak ki meoşhur İngiliz devlet tarafından yazılmıştır. Silâh- lanma yarışında vaziyetini anlatmaktadır. — Etme, eyleme! diye arkadaşın ya- yeni tedkikler ortaya daha mühim umu- kasından tuttum.. kavgacıları ayırdım. mi masraf lüzumunu çıkaracaklır. Şim- Hesabı gördüm, dışarı fırladık. Eve ge diden resmi ve hususi inşaat tezgâhların- iince benim, iki cüzdan, bir saat, bir| Ja her cinsten birçok yeni gemiler yapıl- bilezik aşırdığım, onun da bir pantan-| maktadır. 5 harb kruvazörü inşa halin. tif, dört cüzdan aşındığı meydana çık-| dedir. 1988 programına göre daha kuv- tı. O geceden sonra Çicisle ahbablığı | vetli zırhlılar da kızağa konulacaklardır. artırdık. Benim dümeni anlattım, ba-| Materiyeli hazırlamakta olduğu gibi si- yıldı: Vâhı kullanacak insanı yetiştirmekte de — Aşkolsun, dedi. İyi bülmuşsun. Se- ayni sür'at iltizam edilmektedir. nin bu işi yaptığın anlaşılmaz, Gerçi| Denizaltı tehdidlerine karşı mücadele polis beni tanır ama artık töbekâr ol-| için bulunan yeni usuller büyük muha- muş biliyor. Onun için seninle sıkı fıkı| Tebede keşfedilen usullerin hepsine de ahbab olmıyalım.. sen gündüzleri sey-| Mukayese edilemiyecek derecede faiktir yah kafilelerile beraber Akropol'a uzan, | Ve bugün şu kanaat hergün biraz daha ben de düşerim, Tırtıklar, tırtıklar, sa- | Küvvetle yerleşiyor ki, usulü dairesinde na zula ederim. Enselensem bile senin | Müsellâh bir harb gemisine karşı hava gibi bir tüccarın üzerini aramak kimse- | hücumu kat'i mahiyet iktisab edemiye. nin aklına gelmez. Ben yakalansam bile| sektir. Hülâsa olarak söyliyelim: Bugün Av- Tupada hiçbir devlet, hattâ Avrupa dev- < — Arkası var — — |letlerinin hepsinin birleşmiş kuvveti bi- bırakırsın... | p a bahriyesi — / denizlere hâkim olmakta de İngiltere kadar — kuvvetli bir harb hattı vücuda getire- — mer 3 satırlar adamı: Churehill ğ Bir muahed> mu- eibince Amerika İn- giliz donanmasına müadil bir donanma — vücuda getirmek hakkına maliktir ve anlaşılıyor ki bu hakkını kullanacaktır. Fakat kuvvetli bir Amerika ancak fena — niyet sahibi olanları korkutabilir. Ciha- nın masuniyeti bahsinde Fransız donan- ması da kuvvetli bir âmildir ve denilebi- Hr ki hangi şerait altında olursa olsun — açık denizlerin kontrolü büyük gark devletlerinin elinde bulunacaktır. Kara işlerine gelince.. İngilterenin ancak imparatorluk poli- sinin ihtiyat kuvveti derecesinde küçü- cük bir kara ordusu vardır ve bu ordi daima Fransız ordusu ile birlikte gözönü, — ne alınmalidır. N Fransız ordusu ise 1938 yılında Pusya - müstesna olmak üzere hiçbir Avrupa or- duüsu tarafından geçilemiyecek kemiyet ve keyfiyettedir. Fakat bu vaziyet değij mez bir vaziyet değildir. İngiliz bahriye- si birkaç yıl içinde falkiyetini ne derece artıracak ise Almanyanın insan ve malı — zeme seviyesi de o derece seri bir tekâ. müle uğrıyacaktır. * Serbest milletlerin zâf: hava âlemin. dedir. Muhakkak ki müsaade almad söylememiş olan General (Veygandi) a8 göre; İngilterenin Ö Almanyanın 3000 İtalyanın 1200 İngilterenin 1500 Fransanın 1000 tayyaresi vardır. Eğer bu rakamlar ha kikat için bir esas olarak alınabilirse Fransa ile İngiltere için bütün kayn larını kullanmamış olmak çok şerefli bir şey değildir. Avam Kamarası toplandığı zaman meclisin bu hususta hüküme! teminat istemesi bir vazife olacaktır, * Netice olarak kaydedeyim: İngiltere milli müdafaanın her sa için muazzam hazineler sarfetmektedir, Birkaç ay evvel mikdar (1) milyar (500 milyon İngiliz llrası tahmin ediliyord Fakat bu mikdar aşılacaktır ve bereket versin İngiliz kredisi o derece sağla: ki bu sahada hiçbir güçlüğe rastge miyecektir. K — El arabası tipi Belediye nümunelik el arabağı ti tesbit etmiştir. Vali ve Belediye R: Muhiddin Üstündağ Ankaradan dön * dükten sonra araba tipleri ilân edilecek tir. Nn ayına kadar herkes arabal