SON POSTA lkıııcıkımın ha 'â_gğî] SPOR Yazan: Ziya Şakir Muşfıka kadın, henuı pek gençti. Yağmurlu bırgunde odasında pencereden avl ıya bakıyordu. O sırada yağmurun allında dolaşan iki saraylı nazarı dikkatini ceibetti. Son derecede şefkatli olan bu genç kadın derhal parmaklarının ucu ile cımı vurdu: “Hasta olacaksınız, içeri girin!,, di e seslendi Abdülhamid büyük biraderlerinden | Bürhan efendi ile Murad efendiyi çok severdi. Bilhassa Murad efendiye olan bbeti, adetâ düşkünlük derecesin- | idi. Bir çok zamanını onun dairesin- de geçirirdi. Aralarında pek az yaş farkı olan bu Dirader, çok zaman beraber çalgı ça- larlar; konuşacak bir çok şeyler bulur-! lar; böylece başbaşa kalırlardı Abdülhamidin sevmediği ve haya - tının sonuna kadar sevemediği bir kar- deşi varsa, o da yalnız Reşad efendi idi. Ondan âdeta teşe'im ederdi. Ve hattâ, hükümdarlık zamanında, ne zaman Re şad elendi saraya gelse, derhal yüzünü kşitir ve mutlaka bir şeametin zuhu- runu beklerdi. Çok gari nde aldanmazdı. ile karşılaşsa, r ki; Abdülhamid bu his- d. Ne zaman Reşad mutlaka canını r ederdi. Bunun deşini görmek - kerd n, en ehemmiyet ver- biraderi (Vahdettin efendi) idi. Efendilik zamanında bu efendi ile na- diren karşılaşan Abdülhamid, (Ali: Suavi) vak'asından sonra, birdenbire muamelesini değiştirmişti. Artık Vah-! dettin, sık sık saraya geliyor ve her gelişinde de hünkâr ile başbaşa kalarak aralarında uzun mülâkatlar cereyan e- diyordu. Her şeye karşı kayidsız görünmekle beraber, son derecede mütecessis olan saray halkı; hünkârın Vahdettin efen- erdiği bu hüsusi muameleyi h— fetmekte :ecılum—mışlı Nihayet, Vahdettin — efendin n, büyük biraderi veliahd Reşad efendi ile, Sultan Azizin oğu'ları Yusuf İzzettin ve Mecid efen- dileri, -hattâ bütün şehzadeleri- tarassu da m emuür bir etm t üülhamid, on yedi yaşına kadar pederinin nezdinde ve Beşik-' aş sarayının bir dairesinde geçirmişti. Fakat o tarihten sonra, - saray usul ve ahn'anesi mucibince -diğer büyük şeh - zadelere yapıldığı gibi, kendisine ayrı y tahsis edilmişti. dülhamid çocukluğundanberi ten- evdiği için (Tarab- na çekilmişti. Burada il zevcesi (Nazik Eda kadınefendi) ile sa- kin bir hayata girmişti. Nazik Edı_* (Ülviye sultan)ın validesi, ve qu!.znw Mecidin zevcelerinden (Prestu kadin ) nin saraylılarından idi, Ab - amidin öksüzlük hayatını hisset - ecek kadar kendisine şefkat ve h şti. Ve bu kadın, Abdülhamidin hta çıktığı gün (Başkadın efendi) Ünvanını iktisab eylemişti. Abdülhamid, Nazik Edayı severd Bilhassa kız: (Ülviye sultan)ın feci bir kazaya kurban olarak yandığı gün, ev- lâdını kurtarmak için gösterdiği feda- ıktan sonra, Abdülhamid ona kar- şt olan muhabbetini bir kat daha tezyit etmişti. Abdülhamidin ikinci gözdesi, (Bedri | Felek) di. Sırasile; şehzade Selim, Ze- kiye sultan, ve şehzade Ahmed efendi- ler, Bedri Felekten dünyaya gelmi di. Hünkârın cülüsundan sonra buna da (ikinci kadın) ünvanı verilmişti. Abdülhamidin, efendilik zamanında-| ki gözdelerinin üçüncüsü, dar) dır.| Sonraları, (üçüncü kadın) ünvanını a-| lan Bidar, 'Abdülhamidin tahta cülüsu-| nun dördüncü günü (Naime sultan)ı dü: a getirmişti. Ve bu suretle ilk| (taht evlâdı) mın anneliğini kazanmak| a ru.nda temayüz ey-l nyayı ( kadın )lık ve ni kazanan gözdele - sonra Abdülhamidin (ikbal)lik mey rine ge (Dilpesend) ismindeki ; <u]umı n validesidir. Fakat bu kadın vefat etlm yerini (Bürhaned- din efendinin validesi, (Mezide kadın efendi)ye terketmiştir. Evvelce de bir münasebetle arzetmiş tik ki; (kadın)lık ve (ikbal)lik, adetâ hükümdar zevcelerine verilen birer rütbe mahiyetinde idi. Şayet bunlardan biri vefat edecek olursa, hükümdar derhal erlerini sıra ile terfi ettirir- di. Başkadın (Nazik Eda), vefat ettiklen sonra, diğer üç kadın sıra ile terfi rıı— mı.ş, (Bedri Felek, birinci kadın), dar, ikinci kadın), (Dilpesend de, şte 6 zaman, cesinde bulunan ve (Şaziye sultan)ın annesi olan (E: Nur) da (dördün - cü kadın) mevkiine geçn Abdülhamidin; (b; ni; o tarihte ikin bal kadın efendi) (1) ihraz eylemi kaç defa, muhtelif (başikbal) dı a)) lik payesi- olan (Müşfike (1) (İkbal) lere (Kadın) demek âdet de- Bildir. Fakat Abdülhamid (Müşfike kadım) a dalma bu vuretle hitab etmiştir. Biz de, disinden böylece bahsediyoruz. Mi Bir Coktorun Günlük AĞ Notlarından — () Evlendikten sonra Nelere dikkat etmek Lâzımdır? Sağlam bir çift bile evlendikten sonra aoylarını boaabilirler. Bu da tohumu bo- zan şeylerle olur. Bunların başında tren- gi, alkol, verem gelir. Bunların tohumu bormaları yüzünden soy frengisi, beden garpıklıkzları, anadan doğma akıl geri- JiĞi, sar'a gtbi bastalıklar meydana ç (JNbert) adındaki Fransıx ruh doktoru &lkol için feefaletin mucidi, hapisane ve tımarhanelerin belli başbı sermayealdir.) diyor. Stükard adındaki hekim hayvan tecrübelerile bunu İspat etreiştir İsviçrede Bern şehri ruhiyat profesörü (Deme) on tane İcen, ön tane lemiyen aile Üzerinde araştırma yapmış, içenler- de ST cocak dünyaya gelmiş on iİkisi 104 #ar doğmarz ölmüş, geride kalanlardan ge- kizi abdal on üçü sar'alı ve havnleli ikiei düsiz, — beşi hastalıklı, üçü — ku - surlu, ancak Üçünü salim bulmuş' İçmiyenlerden $1 çocuk dünyaya gel- miş Üçü zayıf, İkisi barsak hastalıklı, iki- G koreli, iktel ta; trti, İkisi beden çarpıklığı göstermiş ve ellisi sağlam kal mıstır. Şu halde tohumu bozan bü gibi şeylerden sakınmak lâzımdır. Dünyaya bedbahtlar getirmele hakkımız yoktur. SALI (*) Bu notları kesip saklayınız, yahud bir albüme yapıştırıp koleksiyon yapınız. Kıkıntı vamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Nöbetci Eczaneler Bügece nöbetci olan ecraneler şımlar- dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Pertev), ret Neş'eti, Beyamcdda: (Haydar), Sa- matyada: (Rrofiloa), Eminönünde: (Ben- iyübde: (Hikmet Atlamaz), Fe- adi). Şehremininde: (Ham- aşında: (İ. Halil), Kara - : CArif), Küçükpazarda: (Yor- , Bakırköyür tİstepan). Beyoğlua cihetindekiler: âl caddesinde: (Dell (Hüseyin Hüsnü), Tüksimde. Beşiktaşta: (Nall Halid) Kadıköy ve Adalardakil, f(Ömer Ken: rıyerde öyünde: (Büyük, Üçleri, Jemdarda! (Eş- İ asuda), Ga - Li İstik latada: monelyan), münasebetlerle lim larzetmiştik ki; Müşfike kadın, Abdül- bamidin hayatına karışmış olan kadın- Jiar arasında büyük bir mümtaziyet ti. Bütün ömrü müddetince ye hakiki bir emniyet ve iti - mad bağlıyamamış olan bu evhamlı hükümdar, adetâ bütün hayatını, de rin bir teslinmilyet ile, Müşfike kadının | eline vermişti. ük emniyet ve itimadın de- ecesini gush.urnk için Müş rıxı.- kadın, henüz pek gırnçtı.ı Henüz (ikbal)lik makamını ihraz et- |mişti. Bir gün yağmur yağıyordu. Bu genç ikbal de pencereden avluya ba - "kıyordu. 0 SI vı]a yağmurun altında dola i raylı nazarı dikk: ce 'ıcl.'rı_*, Esasen son derecede şef - katli olan bu genç kadın, onları görür görmez derha| parmaklarının ucu ile camı vurmu: İs ini anacaksınız. Hasta olacaksınız. asına ifade eden yapmıştı. Tesadüfen tam o esn bazı işardiler da şehzade Se- pencerenin altından geç - işte size bir . Camın vurulduğunu işittiğ: k tabildir ki başını kaldırmış, mi pencereye çevirmişti. (Arkası var) —e eee —— — — — eee OİRADYO)| Evgünkü proçram * İkincikâmım 938 SALI | İSTANBUL Öğle meşriyatı: 1230: Pilikla Türk mualkisi, 1280: Hava- dis. 1305: Plâkla Türk musikisi. 1380: Muh- plâük neşriyatı. Akşam neşriyatı: İnkılâb dersi: ıT Üniversileden (Kitab sevgisi), Klâsik Türk n ketnan Reşi Nurt Halll, ut un Vecihe, : Hava dan arabe: a ve arkadaşla: &i kıları, (Saat &; af Yaporu, 45: Vodla Rız r, opera — ve öperet Son haberler ve ertesi günün prog- « İkincikâmun 928 SALI ANKARA Öğle neşriyatı: 12.30: Mul Türk müsi li ve baric lâk neşriyatı. 12.50: Plâk: e halk şarlıları, 13.15: Dahl haberler. Akşam neşriyatı: 18,.80: Muhtelif plâk noşriyatı, *19 İmusikisi hal kşarkıları (Halük Recal ve Jarkadaşları), 19,30: Saat âyarı ve arabca ne İtarı y 109,45 (Servet Adnan ve arkadaşları), 20,18 Bıhhi konuşma Dr. Zekâl Tahir, 20.20: Plük- la dasn müsikisi, 21: Ajans haberleri, 21 15 |Stüdyo salon orkestrası: 1 - D'Ambroslo: Na 'pulitanella, 2 - Donlzetti” La Fille du Regi - ment,.3 - Strav La Beau Danube bleu, _4 - D'Ambrosla tand de Reve, 5 - L, Sld: L Premler balser, 21,5$: Yarınki proğram ve 'Lıuuu marşı, İstanbul İkinci İflâs Memurluğundan: Mahkemece iflâsına 29/9/937 ta |de karar verilen Salmona ve J. B. İson Şirketi ve ortaklarının istihkak id dia edilen ve eşyalarından başka malla İolmadığından icra ve iflâs kanununur |217 inci maddesi mucibince line karar verilmiştir. A caklılar tarafından ilân tarih İren otuz gün içinde iflâsa mütea erin tatbikine devam edi'r İnilerek masrafı peşin v rihin - Türk muslklai ve halk şarkı- | , 20 |f e Kadi |münasebeti olmiyan Halkevınin spor ko- »| koşusu te parçaları, | * 'Türk | İder ve bu noksanin gözümüze batmasın. | | .ç—» L KT V_A“—J—A Dün Kulelide yapılan güreş müsabakaları Müsabakalarda Orgeneral Fahreddin A Altay da bulund! Bursalılar bir, İstanbullular dört galibiyet kazandılâf Dünkü güreşlere iştirak edem güreşçiler ve müsabakalardan birinden bir safha Dün Kuleli askeri lisesinde Bursa as-|reddin Altay olduğu halde birçok |keri lisesi güreşçilerile Kuleli, İstanbul |ümera hazır bulunmuşlardır. Deniz lisesi ve Harb okulu güreşçileri ı—r Neticede Bursalılar bir galibiyet W Wabekdi e GĞKİME Sininlmen zanmışlar, diğer dört birincilik İstafi lular tarafından kazanılmıştır. Müssl başta Örgeneral Fah-|kaları müteakib bir ziyafet verilmişti varaArAAAAAAAAmARARARARRARE Atlet yetişmediğine şaşmıyalım! Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edi- len kır koşularının ikincisıni Kadıköyde Tettik. sabakalarda, de neden bulunduğuma bir hayli Ü düm, durdum. Futbol takımlarını yataklı trenle ” karaya yollıyan klüb idarecileri ati i İstanbuldan Kadıköye başkalaff ığı biletle yollamaktan galiba ahyorlar. Yağmur ve kar altında tepe, hendek aşmak suretile sırf atli zevkini tatmin etmeğe çalışanlara met etmesini bilmiyoruz. Onlardan daha parlak dereceler mek hakkını nereden alıyoruz?, Anl Gidip, £ biletlerini tedarik ettiğimiz atletlef; bin metrelik yarıştan sonra Yük: dırımı herhalde yaya çıktılar, Atlet yetişmiyor, yetişmiyor, bu içinde atlet yetişmeyişine şaşmıyalırtı kadarına şükredelim!.. Kır koşularına büyük bir tehalükle karşıladıkları bu müsabakalar nedense klübler ve bu sporla ilişiği olarlar tarı dan henüz lâyık olduğu ehen karşılanmıyor. Spor teşkilâtımızla resmi bir - şekilde evsim muhtelif sahalarda bü- ere açık olmak Üzere dört kır 'b edeceğini çok evvelden (lân lu Halkevi birinci kır ko- usunu Şişli ile Hürriyetiebediye yolun- da, iki ini pazar günü Fener stadı ile Kalamış yolu arasında yaptı. n kır koşuları programina 1 Heybelide, diğeri Veliefendide olmak üzere daha iki kır koşusu yapıla- tak Spor teşkilâtımızın muhtelif spor kol- 1 içinde atletizmin lüzumu olup olma- ına kime sormak İâzımdır. bilemiyo- | baz: et belediyeleri bir müdddw leketin göz bebeği gibi sevdiği | Yel yapılıp İstanbul sokaklarında yabancı takımlara 1 olan|rübe edilen otomatik çöp kutular? ğ mağlübiyetimizi esefle yazarken rakible- | kabili istifade olup olmadığını zin atletik kabiliyetlerinden bahse- | bul belediyesinden sormuşlardır. bul belediyes! bu arabalardan mi' neticeyi alamadığından bahsetmişt Ankara belediyesi bu araba yüz elli kadar mübayaa etmiştir. matik arabalar münhasıran asfalt kaklarda kullanılabileceğinden esi bunlardan istifad€ Ankaranın mitesi br tün klüb Ömer Besiti Otomatik çöp arabalarındaf istifade edilemedi Adana, Zonguldak, Bursa ve € a an uzun uzadıya şikâyet eder dururuz. Hakikaten atletizm ile alâkası olmıyan itbolcularımızın bu derdlerini bildikle- t halde tatbik etmek şöyle dursun, klüb- ndeki üç beş meraklıya da lâzım olan âkayı göstermiyen klüb idarecilerimiz ı bu hakikati takdir edecekler- liyamı yorum. # â Halkevinin tertib etliği ikinci kır ko- ura iştirak eden klüblerimi: atlet sında geçirdiğim bir saatlik za nde onlardan duyduklarımı bu- yazmak kabil olsa da idareci diye dan gayri gözü dünyayı gör n ne hale düşeceklerini görebil İstanbuldan kalkıp Karlıköydeki shalline gitmek istiyen bir kısım ların geçmesine pek müsaid vapur bileti için nasıl kıvrandıkla- |dan kadroya birkaç araba 1 gördüğüm zaman hâlâ bu işin için-| dilmesi icab etmektedir. ihtiyacı var Fatıh kazasında mevcud 65 çöp 477 çı karşılamadığından kadroyi çöp kamyonu ilâve olunmuştur. MS fih bu da ihtiyaca kifayet etmiyet? Çünkü Fatih kazasının sokakları kâff”