4 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Denizcilik Bahisleri: Alman ticaret filosu yeniden nasıl dirildi ” ** * * İtilâf devletleri, umumi harbden sonra Almanların işe yarıyan tek- mil ticaret gemilerini zaptetmekle, Alman ticareti bahrı'ye.ıuıı tamı:_ı— mile öldürmüş olduklarını tahmin ediyorlardı. Halbuki iş berakis oldu. Bugün denizlerde Alman - yeniden doğmuştur. İngiliz ticareti bahriye rekabelti Yazan: A. Cemaleddin Saracoğlu Cihan harbinden sonra bir ölüm dar- besi yiyerek haleti nez'e gelmiş iken Al- Man ticareti bahriyesinin ve gemiciliği- nin bugün nasıl olup ta canlandığı, inki- şaf ettiği çok merak edilecek bir mese - ledir. | Fransa, İngiltere, Amerika ve Japonya Bibi dört büyük ve kendisine göz açtır - Mamaya azmetmiş denizci milletin gay- Tetlerine rağmen Alman ticareti bahriye- sinin bâsübadelmevt sırrına mazhar ol- Ması, yani düzcesi hortlıyarak yeniden Zzinde bir mevcudiyet halinde ortaya çık- Ması cidden şaşılacak bir şeydir. Büyük harbden evvel Alman ticareti Yesinin mecmu tonajı dünya tona- İimın yüzde (11,10) una varıyordu. (1918) Mağlübiyetinden sonra bu mikdar sıfı- Ta, hiçe indi, Zira Alman bandırasını ta- #iYan vapurların yüzde doksan doküzu İtilâf devletlerinin eline geçmiş, Alman denizeiliği —can çekişmeye — başlamşıtı. Halbuki (1936) yılında Alman gemileri- Mecmu tonajını, dünya tonajının Yüzde (5,80) nine fırlamış görüyoruz. Bu mucizenin sebebi nedir? Bu ani di- ve silkinme nasıl olmuştur? İşte Müsahabemde siz okuyucularıma bundan bahsedeceğim, bu sırrı anlatmı- Ya çalışacağım. «Versay» muahedesi ne diyordu? Yya, «Versay» muahedesi hüküm- leri Mucibince, itilâf devletlerine (1600) şond“ büyük gemilerin hepsini; (1000) ilâ (1600) tonilâto arasındaki gemileri- Yarısını ve balıkçı vapurlarının da dörtte birini teslim etmek mecburiyetin- de_id[_ Bundan başka da itilâf devletleri he- 'ab“_*a senede (200,000) tonilâto yeni va- â“r İhşa edecek ve bu mecburiyet tamam $ sene sürecekti. Lâkin nedense itilâf SK €ri küçük yeni tekne inşası mese- Nde fazla ısrar etmemeği lütfen ka- bul ettiler a Şimdi artık anlaşılmıştır ki, muahede- YE «Bgemi tamiratı» maddelerini koymak Usad bakımından bir hata olmuştur. günkü Alman gemilerini aralarımda tak- m_ehmş olan itilâf devletlerinin seyri- sefain Şirketleri, biraz sonra ellerinde lü- B 'undan fazla gemi bulunduğunu gör- ler Z bu fazla gemiler için bir işsiz- şladı. hH"den evvel (5,134,720) — tonilâtoya (1920 olan Alman ticaret gemilerinin z ) yılında mecmu hacmi - (672,671) bükâ"mmg inmiş, Alman deniz ticaretine de vit bir darbe indirilmişti ama, itilâf e.vleüerinin deniz ticareti de buhranlar © Barsılmaya başlamıştı. Mütareke- Te ferdasında Almanların harb içinde denizaltı gemilerile fazla mikdarda va- Pize hat3l'<hklıu'ındaıı, gemisizlikten şikâ- Tet eden İngiliz, Fransız, İtalyan, Ame- D ve ilh.. vapur şirketleri şimdi elle- füde bol bol mevcud olan vapurlardan ;:?âîd* edememek mevkiine düşmüş- de?âua" bu derde bir çare!.. Halbuki bu v Şaresiz bir derddi. Binaenaleyh el- de bulunan fazla gemileri kullana- Tiyan bu şirketler ganimet olarak elde ::mış Oldukları bu sabık Alman gemile- h.;l!ne Yavaş yavaş Almanlara satmıya adılar, Halbuki aradan zaman geç- "Ğ: Ve taksim edildikleri zaman nisbe- l Yeni olan bu gemiler yıpranmışlardı. Manlar da günün ihtiyaçlarını karşı- M.k 'çin bu sabık Alman gemilerini mi ::" Ucuzca elde ettiler ama yeni ge- ları Pmak için vücude getirmiş olduk- da hğı?i inşaat programına devamdan kalmadılar. €tice ne oldu? Şu oldu ki Almanlar Ün gemilerinin elden çıkmış olduğu- düşünerek vâsi yeni bir inşaat prog- Tamının tatbikine girişmişlerdi. Bir ta- tarafış, CH yeni gemiler indirirken bir , h da hiç ummadıkları bir sebeb TMmüuş Cşâîlal:—mm eski gemiledine kavuş- gş' millet isteyince neler olmaz ki Ser taraftan Alman gemi inşaat tez- “8N1 ile gemi sahibleri arasında tam büt nu Almanların meşhur Bremen transatlantiği bir anlaşma ve mutlak bir işbirliği var- dı ki bundan her iki taraf ta azami isti- fadeler temin ediyorlardı. Hükümete gelince bu denizcilik diril- mesine elden gelen yardımı esirgemiyor- du. Meselâ (1921) yılından itibaren gemi sahiblerine yardım olmak üzere Alman- ya Cumhuriyetinin bütçesine tamam (30.000.000) mark tahsisat konulmuştu. Yani bizim paramızla ve şimdiki rayiçle aşağı yukarı (15.000.000) Türk lirası .. Binaenaleyh (1921) yılını takib eden iki senecik içinde Alman ticaret gemileri- nin adedi birdenbire dört misline fırladı. Bir mesele daha vardı: Almanlara ra- kib devletlerin ellerinde nisbeten eski gemiler bulunmasına mukabil Almanlar, hepsi yeniden ve harbi umumiden alınan derslere göre yapılmış mütekâmil ve u- cuz teknelere sahib oluyorlardı. Meselâ harbde denizaltı gemileri har- binde Almanlar (Dizel) motöründen aza- mi istifadeler temin etmişler. Sulh akde- dildikten ve Almanya kendine yeniden bir ticaret filosu yapmıya başladıktan sınra bu iktısadi (Dizel) motörü neden ticaret gemilerine tatbik edilmesindi? Binaenaleyh tatbik edildi ve şayanı hay- ret neticeler elde edildi.. Zaten Alman tersanelerinde harb esnasında inşa edi- lecek denizaltı gemileri için hazırlanmış birçok Dizel makineleri vardı. Bu hazır makineler hemen ticaret vapurlarına, bilhassa yük gemilerine yerleştirildi. Di- ğer taraftan seri halinde yapılan yeni Al- man gemilerinin maliyet fiatları çok u- cuza geliyordu. Bu vaziyet karşısında Alman inşaat tezgâhları bitaraf ve ecne- 'bi memleketlerden de birçok siparişier almıya başladı. Bilhassa İskandinavya memleketleri yeni gemilerini Alman tez- gâhlarına ısmarlıyorlardı. (Versay) mu- ahedesinin askeri mahiyetlerini ilga et- miş olduğu Alman devlet harb tezgâhla- rı da buhar manikesi yapmıya koyulmuş- lardı. Hülâsa Almanyada askeri, hususi, hey- lik veya tüccar tersanelerde, tezgâhlarda bir faaliyettir gidiyordu. Alman fen a- damları, muhterileri, kâşifleri de boş durmuyortlar? Yeni yeni icadlarla, ihti- ralarla yeni Alman mamulâtı gemnileri süslüyorlar, onların daha ucuz, daha kul- lanışlı olmalarına gayret ediyorlardı. Meselâ buhar makinelerinin (Termo- dinamik) kudretini arttıran «Lentz» ci- hazları, gemilerin başlarına verilen hu- sust şekiller, «Ocrtz» dümen ba - caların ©o zamana kadar görülmemiş şekil ve istimalleri bu yeni ihtiralar cüm- lesindendir. Almanlar (Tarbin) makine- lerde de cezri ıslahat vücude getirmieğe muvaffak oldular. «Bauer Wach» sistemi Resimli “ıkra müsal_ı_a_kamız | Hediyelerini alan talihli okuyucuların resimlerini neşre devam ediyoruz Son Postanın açmış olduğu (Resimli Fıkra müsabakası) na gelen cevablar 18 birincikânunda bizzat İstanbul 6 ncı no- terinin huzurunda tasnif edilmiş ve noter tarafından seçilen talihliler ertesi gün gazetemizde ilân olunmuştu. Müsabaka- mızda kazananlara peyderpey hediyeleri verilmekte veya gönderilmektedir. Mü- sabakada birinci, ikinci, üçüncü çıkan ©- kuyucuların ve beş lira kazananlardan bir kısmının resimlerini bundan evvel neşretmiştik. Şimdiye kadar hediyele - rini alan talihli okuyucularımızdan bir kısmının resimlerini de bugün koyuyo - ruz. Henüz hediyelerini almıyanlar mü- racaatta acele etmelidirler. Kendilerin - den birer resimlerini göndermelerini de rica ederiz, — İki buçuk İira kazananlar Samsuan İrmak ecad- inde No: 191 de kası müdürü oğlu ::rlıeı Hdi Niğde Ziraat ban - | tabibi oğlu Müflia — — | No g de "ı sayesinde alçak tazyikli cihaz sayesinde buharın «koöndenser» e geçmesinden ev- vel en aşağı tazyikinden istifade yolunu keşfetmiş oldular, «Dizel» makinelerinde de sıklet ve ma- liyet bakımından şaşırtıcı ıslahat yapıl- mıştı. Birleşmeden kuvvet doğar Alman iezgâhları bu mucizeleri yara- tırlarken Alman gemi sahibleri de boş durmuyorlar, küçük sermayedarlar ara- larında birleşiyorlar ve muazzam şirket- ler vücude getiriyorlardı. Bugün Almanyada, İskandinavyada ve yahut ta İngilterede olduğu gibi iki veya üç vapur sahibi seyrisefain müesseseleri mevcud değildir. Bir Alman vapur şir- keti denildi mi mutlaka gözönüne yirmi- den fazla gemiye sahib bir müessese ge- tirilmelidir. Çünkü Alman denizcileri artık anlamışlardır ki zamanın yırtıcı re- 4 İpnotizma e kp S Sayfa TA ' vasıtasile yapılmak istenen cinayet maksadile Avuzstral- yada Sidney şeh - rinde emsaline na- dir rastlanan bir vak'a cereyan et - miştir. Sidney'in — pek çok zengin tüccar- larından — Robert H. Smith dört se - nedenberi karısını kaybetmiş bulun- makta idi. Çok sevdiği on dört ya şındaki biricik kı- zı Eleanor ile bir- likte — yaşıyordu. Mösyö Smith kızı- nı çılgınca sev - mekte, kız da ba- basına çok büyük bir muhabbet ve hürmet — beslemekte idi. Bir gün bermutad baba kız birlikte yemekteler iken kız birdenbire yerinden fırlar ve ba- basına hitaben: — Siz 'benim hakiki pederim değilsi - niz! Bu evden nefret ediyorum... Mösyö Smith ile Eleanorun mürebbi - yesi kızın şaka yaptığına zahip olurlar. Fakat kız bu sözü tekrarlayınca müreb- biyesi der ki: — Eleanor! Terbiyesizlik yapmayınız... Eleanor buna cevaben: — Bu adamdan nefret ediyorum... Der ve koşarak odasına gider ve ka- Mösyö Smith ertesi sabah erkenden ai- le doktoru Eric Beachı çağırtır. Doktor kızın tamüssıhha bir halde olduğunu gö- Fakat kız babasını görmekten kaçınır. Tesadüfen gördükçe: — Senden nefret ediyorum... Nefret e- Diye bağırmağa devam eder... Smith kızını iyileştirmek için Avus - tralyanın en meşhur doktorlarını çağır- tır. Fakat netice yok. İmzasız bir mektub Bir gün sabahleyin Smith. postacının 'getirdiği mektubları okurken bir tanesi nazarı dikkatini celbeder. Bu mektub ga- zetelerden kesilmiş harflerle yazılmıştır. Mektubun sahibi muayyen bir mahalle banknot olarak 10,000 İngiliz lirası bı - rakmasını tenbih etmektedir. Mektub ziyadesile şayanı dikkat bu cümle ile ni- hayet bulmaktadır: «Bu parayı verir vermez>» müanen «siz- den uzaklaştırılmış olan kızınız size iade edilecektir...> Polise kat'iyyen müracaat edilmemesi sakkındaki tavsiyeye rağmen Smith — ——— aa e aa Miss Eleanor Avustralyada bir doktor, babasından para koparmak kızını ipnotize etti ve onu manen kendi esareti altında aldı mektubu Sydney emniyet müfettişi Frane Kızınız bayılacaktır. Aradan on beş gün geçer. Eleanoruk sıhht ahvalinde hiç bir tebeddül görül « mez. Mektubun bir şakacı tarafındam , bir mektub alır. Bu sefer manen kaçırılarr kızın fidyei necatı olarak 20,000 İngiliş lirası taleb edilir. İşin şaka ile alâkası ol madığını isbat için meçhul mektub sahilı Bi sonuna şu cümleyi ilâve eder: ! «Size kudretimi isbat edeceğim. Önüs müzdeki çarşamba günü öğleden sonra saat dörtte kızınız tekrar — bayılacaktım Tam 4,25 de de ayılacaktır... Smith keyfiyeti hemen müfettiş Franm« cis'e bildirir. Saat dörtte evin etrafı zabam ta kordonu ile çevrilir. Kız mürebbiyesi, zetecinin bulunduğu salona getirilir. Tang saat dörtte Eleanor bayılır ve mektubda yazıldığı ve doktor Beachın tesbit ettiği üzere tam saat 4,25 de ayılır. Zabıta aczini itiraf etmek üzeredir! Ye« ni bir karar alınır. Mürebbiyesinden eğşke ki emekdar olan aşçi kadından ve ihtiyali uşaktan maada kimse kızın yanına sokula maz. Kızınız ölecektir. Bir iki gün sonra Smith yeni bir mekk tub daha alır. Kendisinden 50,000 İngilta lirası istenir ve üç günlük bir mühlet ve« rilir. Mektub şu cümle ile nihayet bulur$ .. Aksi takdirde kızınız bayılıp dyıH dığı gibi ölecektir...> Şaşkma dönen Smith meçhul şahsrt arzusunu yerine getirmeğe koyulur, Fa« kat o akşam polis müfettişi Francis mük him bir şey öğrenir. Eleanorun mürebbik yesi mühim bir nokta keşfeder. Doktol Beach arasıra Eleanora doğru eğilmekte ve kulağına bir şeyler fısıldamaktadır. Müfettiş Francis doktor hakkında he « men tahkikata koyulur. Tahkikat neticei sinde doktorun kumar mübtelâsı olduğu ve çok borcu bulunduğu anlaşılır. Meşta lenin esrarı çözülmek üzeredir. , Doktorun foyası meydana çıkıyor Daktor Beach, zengin Smith ailesi he susi doktorluğu mevkliinden istifade ei “derek biçâre Eleanoru manyatizme edef ve kızı daima emri altında bulundurun Maksadı babasından para koparmaktır. Doktor derhal tevkif edilir. Her şeyi olduğu gibi itiraf eder. karşı takınmış olduğu tavırlarının birini hatırlamaz. Doktor hapishan boylar... Srnith 50,000 İngiliz lirasını verir, Fa kat doktora değil. 10,000 lirasını kızınış kendisine iadesi nişanei şükranı olarali müdflettiş Francis'e ve 40,000 lirasını di Sydney şehrinin hayır müesseselerine,, kabeti karşısında bir iki vapur sahibi bir ferd için tutunmaya inikân ve ihtimal yoktur. (1925) yılından sonra ferdlerin bir ara- ya gelmesinden vücude gelen şirketler de aralarında birleşerek daha büyük, da- ha kavi firmalar vücude getirdiler. Şu dakikada Almanyada biri meşhur «Hamburg - Amerika şirketi», diğeri de (Norddeutseh Liyod) müessesesi tarafır.- dan idare edilen en büyük tröstten dışa- rıya kalmış seyrisefain müessesesi kal- mamış gibidir. Yalnız Almanlar işi çok ileriye götür- müş olduklarından bu birleşme ifratı ba- zı mahzurlar da doğurmuştur. Yani Al- manlar İngilizlerin daha evvel yapmış oldukları fena bir tecrübeye yeniden a- tılmışlardır. Filvaki bir seyrisefain müessesesi lü- zumundan fazla büyüyecek olursa bir- birile alâkası olmıyan mühtelif işleri der'uhte etmiş olur ve bu yüzden o işler, ilk görünüşte olduğu gibi daha sür'atli ve daha ucuz görülmüş olmak yerine bi- lâkis daha masraflı ve daha uzun bir va- kitte çıkmış olur. Bu yüzden son sene içinde büyük ve dev cüsseli şirketler yük nakliyatını, şi- lebecilik, kömürcülük gibi işlerle uğraş- mak üzere müstakil teşekküller vücude getirmeğe başladılar. L Yalnız şurası muhakkaktır ki ârtık Al- man ticareti bahriyesi (Versay) muahe- ——— ——— — ı desinin ebediyen ezmiş olduğunu zannetk tiği ölü bir varlık değildir. Bilâkis «Eurok pa» ve eBremen» gibi dünyanm en sür'atı li ve en lüks transatlantiklerine «Şarm hörst», (Gnayzenav», «Potsdam:» gibi mutavassıt olmakla beraber çok rahal ve süzumundan fazla müdebdeb posta vax purlarına sahib bir mevcudiyettir, Denizlerde eski İngiliz - Alman ticareti bahriye rekabeti yeniden doğmak üzere« bile, Şu da gösteriyor ki şuurlu bir azim ve imanla mücehhez bir millet bir şey is« tedimi mutlaka muvaffak oluyor. A, Cemaleddin Saracoğlu Zabıta 3 hırsız yakaladı Zabıta bir müddettenberi Beşiktaş ve Oru laköy taraflarında hırsızlık yapan Vasil, Ahe med, ve Üsküdarlı İsmail adlı üç sabıkalı yam kalamıştır. Vasil ve Ahmed Ortaköyde terzi Bedrosutl dükkânının kilidini kırarak bir çok elbise, ku maş ve Beşiktaşda oturan Ayşenin evindemi ayakkabı ve ev eşyası çalmışlardır. Üskü « darlı İsmalil de Rumelikavağında oturan Kâm simpaşa tahakkuk memuru Hazımın evind girerek bir çok elbise, gümüş takımları ve « sajire çalmıştır. Hırsızlar suçlarını itiraf et « mişler ve her üçü de adliyeye verilmişlerdin Bir adam dayaktan öldü Bekir Osman isminde biri Silivrinin Çân« ta köyünde şiddetli olarak dövülmüş, nak « müştür. Cesedi muayene eden adliye tabibi Morga nakline lüzum görmüştür. gönderildiği sanılır. Fakat bu sırada yeni — doktor Beach, polis müfettişi ve bir gaü — Eleanor nihayet uyandırılır. Babasınt . dir, üzeredir; ne demek belki doğmuştur — ledildiği Cerrahpaşa hasştanesinde dün öl « * A i

Bu sayıdan diğer sayfalar: