SÖON POST Sayfa * Mü cadele yıldırım sür'atile ve karanlıkta olduğu için her halde katiller başın cesedinden ayrılmış olduğunun farkına bile varmamış olacaklardı. Anlaşılan sür'atle cesedi kavrayıp dışarı fırlamışlar ve otomobile atlamışlardı Halbuki biçare Baumanın bir meslek hata ve merakına kurban gittiğini ben tamamile aniryordum. Biçare adam, de- mek oluyor ki, ik günü benimle görüş- tükten sonra, beni maharetle takib et - iştı. Evi öğrenmiş, bizim arkamıza düş- Müş, nihayet o gece gece yarısı bir kulü- beye girişimizi her halde pek merak et - mışti. Şüphesiz o da #rkamızdan içeriye Birmiş, belki de mahzenin medhaline ka- dar sokulmuş, merakla bizim ne yaptığı- mızı anlamıya çal 1. İşte bü merak ©- nun hayatına meloldu. Zira, tam o sırada tamamile gafil bir halde bulunan zavallı adamın üzerine ansızın hücum edilerek kısa bir boğuşmadan sonra şüphesiz kes- kin bir bıçakla bir saniyede kalası kesil- mişti. Mücadele yıldırım sür'atile ve karan - hıkta olduğu için her balde katiller başın cesedden ayrılmış olduğunun farkına varmamış olacaklardı. Anlaşılan sür'atle cesedi kavrıyarak dışarı kaçırmışlar ve her halde kendilerini bekliyen bir ato - mobile atlıyarak firar ctmişlerdi. Hâ - diselerin gidişine nazaran yolda cesedin başsız olduğunun farkına varınca cesedi de Zeyrek eivarından geçerken orada ge- | ne kuytu bir yere atıverdikleri anlaşılı - yordu. Cinayet meydana çıktıktan sonra ise bir türlü teşhis olunmaması son derece tabilydi. Zira, hiç şüpbesiz, İstanbula giz- lice göuderdikleri polis memurlarının izi kaybolduğunu anlamış olsalar dahi hi kimse onun büyiyetini ortaya çıkaracak vaziyette değildi. Onun için bu sorkunç ve vahşice ct « naye' İstanbul için meçbul kalmıya mah- kümdu ve nitekim öyle de oldu. Fakat gerek Magda ve ğerek benim yeraltı hırsızları sahte Bauman ve adam- larının İstanbulda tâçlı bir terör yap - mağa, naml dehşet salmağa başladıklarına hiç şüphemiz kalmamış, bılhassa ben ne kıratta adamlarla çarpıştığımı en büyük dehşetile anlamış bulunuyordum. Birdenbire o kadar yılmıştım ki mil- yarlar değil, trilyonlarca lira kıymetin- de olsa dahi define meselesile uğraşmak- tan vaz geçmişi'm, Magdaya da 0 vakte kadar gizlediğim polis hafiyesi hâdisesi- ni artık baştan başa anlatmakta bir beis almıyacağı ıçin hepsıni anlattım. Cazete- lerin cinayet hakkında verdiği tafsilâtı da haşta yatağında ona mumtazaman tercü- me ediyordum. Şüphe yok, Magda da fenz halde yıl- maştı. Hiç bir şey söylemedi ama, bütü Bgün uzun uzun dalıp düşünüyordu. Vâkı biraz iyi olur olmaz, ihtiyaren hemen evi değiştirdik Fakat ne ona, ne bana kendi hayatımız —bakkında da — bir — türlü emniyet — gelemiyordu. Bu — müd - hiş —küstah —adamlarm — ellerinden bizim de sağ turtulabilmemiz pek şüp - heliydi. Hele teshis edilemiyen biçare po- lis hafiyesin'n fecı ölümünü bütün esra- rile bilip de ifşa edememek vaziyetinde Kalışım, beni şiddetli vicdan azabı buh- ranlarına da düşürmekte idi. Bu sebeblerden dolayı, nfhayet, hükü- mete iltica etmiye ve her şevi haber ve - rerek bhayatlarımızın tahtı temine alin - masını istemeğe karar verdim. Kararı - mı Magdaya da açtım. Onun için artık hiç bir tehlike ölamıyacağını söyledim. Hayatlarımızın selâmeti için hükümete meseleyi habor vermekten ve onun yar- dımına dayenmaktan başka çare göre - miyordum, !e de doğrudun doğruya. Hâdiseyi o sıralarda büyük bir nüfuz almıya başlamış olan Talât Paşaya biz - zat bildirmeyi işte » vakit elzem gördüm. Zira ancak isik geniş ve muazzam ehem- Miyetini kavrıyabilecek ve bu işi kud - retle ve sür'atle ele alıp başarabilecek bir vaziyette bulunuyordu. İşte Talât Paşa ile defineler meselesi kakkında ilk temasım © vakit olmuştur. Magda da bu kararıma, ufak tefek bazı itirazlardan sonra muvafakat etmişti. E- | sösen etmemir dahi oisa üm kat'i idi. Fakat Taiât Paşa ile bu temasım hiç tah- min edilemiyecek, akıl ve haysle gelmez, asla memul etmediğim bir netice verdi ki defineler megelesi hakkında Talât Pa- k Şa ile bu iik muhaveremizi hemen tari- Talât Paşa beni hayretle dinledikten tavır “ Son Posta ,, nın sergüzeşt romanı -(0 — İnt diyebileceğim hususiyetinden dolayı buraya aynen naklediyorum. kel | Talât Paşanın defineler meselesinde oynadığı rol Talât Paşa defineler hakkındaki ihba- Tatımı dinledikten sonra hiç aklımdan geçirmediğim bir tavır almuşt. Bu kadar cür'et gösteren define hay - dudlarile ancak Talit Paşa gibi bir ada- man başa çıkaljleceğine o kadar inanı - yordum ki behemehal ve doğrudan doğ- ruya kendis'le görüşmeğe, bilhassa ehem- Miyet alicdiyordum. Beni tamamile din- . .. rinde 60 gün (Baştarafı 6 tncı sayfada) biç gelmemek daha hayır'ı, dersiniz. Ya- hud da yüz franga yakın bir parayı göz- den çıkarıp bir hafta evvelinden, iyi bir yer bulmanın çaresine bakarsınız. Bütün bu yüksek fiatlar, hemen hep yabancıar içen konulmuştun. Tiyatro Ba- hibleri hesablarını, senki frank üzerinden eğii de, dolar Üzerinden, İngiliz lirasın- /dan yürütürler; Parisi dolduran İngiliz, | Amerikalı seyyahların böyle bir gece için sonra aklımdan geçirmediğim bir takınmıştı liyebilmesi için de tercıhan evinde gö - rTüşmeyi taserladım. Profesör Ulştayn'ın Perapalasta o gece bana brraktığı mek - tubu da bir vesika olurak yanıma aldım. Talât Paşanın bir fevkalâdelik olmadıkça ekseriya akşam yemeğini evinde yemek âdeti olduğunu öğrendim. Filvaki ye _: mek vaktinden biraz sonra gittiğim za - mar kendisinia evinde o'duğunu, fakat içtima halinle ve müzakerede — olduğu için beni ksbul edemiyeceğini söylediler. Beni o zaman Talât Paşanın maiyetin- de hususl muhafiz olarak bulunan Selâ. nik Türklerinden Ço'ak Hayri ismindeki genç bir zat karşılamıştı. (Bu zat Ayas - tafanosta Rus muharebesinden — kalma Rus âbidesini bamba fle berhava etmiş olan cesur, çok fedakâr, merd bir genç - | tir. Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum.) (Arkan var) Eğlence şehirle- |Hasankale yolunda * . bir cinayet Erzurum (Hususi) — Hasankalenin Ci resun köyünde yacvılan bir cinayet Erzu- rTüm ağırceza mahkemesinde rüyet edil - meğe başlanscaktır. Hüdise şöyle olmuş- tur. Cizesun küyü muhtarının kardeşi Ta - ceddin ile :yni köyün ileri gelenlerin - den Kasım arasında bundan dört yıl evvel bir kadın meselesinden dolayı ihtilâf çık- Mış, söh mu-tar intihâbatmda da bu iki tarafın hırsı artmıştır. Kasımın akraba- n Yeni ve şiddetli bir fırtına bekleniyor (Baş tarafı 7 inci sayfada) cağı tahmin ediliyor. Bunların vaziyet- leri tehlikelidir. Bugün İneboluya gel- mesi teklenilen Güneysu vapurunun fır- tınanın şiddetinden Sinobdan ayrılama- dağı haber verilmektedir. Yeni bir fırtına bekleniyor Dün fırtına biraz kafiflemiş, Karade- nizle Akdenizden bazı vapurlar gelebil- mişlerdir. İzmir vapuru İzmirden, Bursa vapuru Mudanyadan, Saadet vapuru Ban. dırmadan, Bartın vapuru Ayvalıktan gelnişlerdir. Fakat akşama doğru Karadenizde fır- tina gene şiddetlenmeğe yüz -lultuğun- dan çıkacak vapurlar çıkmamışlardır. Rasad merkez'erinin tesbit ettiklerine gö- re Karadeniz kıyılarında fırtına devam edecektir. Gemiciler şiddetli bir Yıldız - Poyraz fırtınasına intizar etmektedirler. Limanımızdaki kazalar Rumelt Kavağında oturan balıkçtı Ahmed boş olan sandalile Sariyere gitmekle iken Telli tabya önlerinde ansızın gelen bir dalga ile kapaklanmıştır. Denize düşen Ahmed et- Taftan yetişenler tarafından kurtarılmıştır. * Kasımpaşa iskelesine atd Rizeli Musta- fanm 319? numarah sandalı evrelki gün Yo- Miş iskelesine gelmekte iken firtınaya tu' - talarak Batmış, Mustafa kurtarılmıştır. Fırtınanın şehrimizdeki tahribatı Evvelki günkü fırtınada Beykozda Hüs - niye sokağında Sabriye İsminde bir. kadına aid olan ahşap harap evin çulısı çökmüş, nü fasca zaylat olmamıştır. v Beykoz kutdura fabrikam önündeki de- Te taşmış, fabrika yolunu kapamıştir. Sular © kadar yükselmiştir ki akşam işlerinden çı- kan amelenin evlerine dönmesine mani ol - Vmuştur. Tedarik editen arabalar sayesinde nakliyat temin edilebilmiştir. * Kadıköyünde Yoldeğirmenindeki poliş |earakol pinasının bir kısmı fırtına esnasın - da yıkılmış, tesadüfen altında — kimse bu - hunmadığı için nüfüsca bir zaylat olmamış - tır. * Gürtepede İstasyon caddesinde beledi- |yeye ald büyük bir çınar ağacı yıkılmış ve Byni caddede 11058 sayılı hava gazı feneri yı- Fkumıştır. * Kadiköyünde Acıbademdeki polis ka - rakolunun kapısı üzerindekt! zaçaklık düşe - rek parçalanmıştır. Evkafda ve Müzelerdeki zararlar Fırtana yüzünden bazı camilerde de ufak tefek tahribat olmuştur. Adedi beşi bulan bu camllerin kurşunları kopmuş, bazılarının sa- çaktarı bozulmuştur. Askeri müze ile Ayasofya müzesinin de |kubbelerindeki kurşunlardan bir çoğu kop « muş, aşağıya yuvarlanmıştır. Evkaf ve Müzeler idaresi zarar mikdarı- Tna tesbit ettirmektedir. Evkaf akarlarından (bir çoğunun da eamları kırılmak, damları bo zulmak süretile hasara uğramış bulunmak- tadır. Memleketimizde kış ve kar Trakya - Koraeli mıntakasile Marmara havzası, Şarki Anadolu, Karadeniz kıyı- larından hava tamamen, Orta ve Cenu- bi Anadoluda kısmen kapah, Ege minta- köasında açık geçmiştir. Fskişehir - Ko- Üsküdarda üç Dünkü akşam gazetelerinden biri Üs- ne verebileceğini düşünürler, bunun kar- larından Mesirt bu hırs üzerine Taced -|küdar civarı ahalisinden on talebenin dini öldürmeğe karar vermiş. Ve Ta -| kaybolduğunu yazmıştı. Yaptığımız tah- | maralı Vahdet ile İmrahor caddesinde |şıhığı kaç frark tutuyor, ona göre bir msi listesi yaparlar. jseddinin Erzurumda olduğunu öğrenerek |kikata cöre Üsküdarda üç tütün işcisi, caeli mıntakasında kar yağmıştır. İstan- Bul tamamen kapalı peçmiştir. Evvelki akşam yağan kar gece de devam etmiş. tir. 24 saatte yağan kar ve yağmurun bı- Traktığı su metre murabbat başına 12 ki- logramdır. En az sıcaklık 0,5, en çok 2,6 kaydedil- miştir. Diğer şehirlerde vaziyet Balıkesir 23 (Hususi) — Havalar bir. denbire toğumuş, kar yağmaya başla- mıştır, Dereler ve çaylar kapanmış, mü- nakalât güçleşmeğe başlamıştır. Simav ve Üzümcü çaylarından geçmek büsbü- tün müşkülleşmiştir. Sivasda Sıvas 23 (Husüsi) — Havalar soğudu Şehre ve civayına Cevamlı surette kâr yağmak tadır. sebebi eat 7,25 de eksprrsinin yarmıştık. gelmiştir. Bul. a ece — oldu- ğundan bu ckepre A iki sarat t6 ahhürle gelmi; vvelki gece bu- nsiyonel treni de Al- Pullu istasyonuna girerken bir arıza ge- çirmiş, kar yüzünden makas iğnesi raya tamamile intıhak edememiş ve lokamoti- fin tekerleği raydan çıkmışlır. Kaza fil. vaki tehlikesiz atlatılmış, fakat bu yüz- den de 4 gaatlik bir teahhür vukua ge- miştir. Bittabi katar birinci makasta te- vakkuf etmiş olduğu, bu suretle de yol kapandığı için Ekspres yoluna devam e- dememiştir. Çerkesköyden tertib edilen imdad treni Alpulluya gitmiş, bir müd- det uğraşı'dıktan sonra lokomotif teker. leği yola kayu'muş, yol açılmış ve eke- pres dün saat 1,30 da gelmiştir. Gene dün eat 10,22 de gelmesi icab eden konvansiyonel de bu yüzden saat 14 ü beş geçe gelebilmiştir. Yunanistanda fırtına ve kar Atina 23 (Hususi) — Yunanistanmı her tarafında havalar çok soğumuştur. Mora taraflarında fırtına ile karışık yağmur ve kar yağmaktadır. Kalavri- daya yağan kar 80 santimi bulmuştur. İyoniyen denir'nde fırtına pek şiddetli. dir. Vapurlar seferlerini yapamamakta, durlar. Yunanistanın muhtelif limanların « dan gelen haberlerde bir çok yelkenli ve vapurların kazaya uğradıkları ve bir gçok vapurların da limanlara iltica et « tikleri bildirilmektedir. , Güneysu vapuru Sinob 23 (A.A.) —. Karadenizde batı Tüzgürile başlıyan fırtına tedricen şidde- tini artırmak'adır. Güneysu vapuru yoe luna devam edemiyerek limanımıza gek miştir. SaAmaRaAnaAAAAAAAnARARARARARE tilebe kayboldu lediye başhetimliği odacısı Fikriye oğlu orta okul soo sınıf talebesinden 690 nu- 109 numaradı oturan avukat Tühir oğlu k Onu takiben Krzuruma geimiş, 6 zamana (üç te örtamekteb talebesi olmak üzere |orta okul sekizinci sınıf talebesinden Ö- ll vermezle; hem | $ Va B yara aat he |küdar Mecid !e Taceddin birbirlerint ta- İaltı çocuk Dirkaç gün evvel ortadan kay, nin yollarını bilirler. Onlar en iyi yerleri, takım kolaylıklar, incelikler bulmuşlar - dır. Pariste bir tanıdığı olmiyanlar bu kolaylıkları — birdenbire, kendiliğinden lıul.ııvııı,Bııço)ııımxînğııvıyııımı:ııcj.4 yatrolar, kazinolar için, çaresiz, avuç do- lusu para vermeğe katlanır.. Kemal Ragtp Enson İmımazlarmış, Mecid, Tacedcin ile Erzu - | öyleri: daha ucuz almak için kendilerine göre bir | “E'dâ tanışmış ve beraberce köylerine gitmeğe karat vermişler. Gece saat 21 de Çiftlik köyüne doğru yürümeğe başla - îı:nşlır. o sırada Taceddin yorulmuş, biraz istirahat etmek istemiş, bu durgunluğu fırsat bilen Mecid tabancasını çekerek Ilıcr şeyden bihaber bekiiyen Taceddini öldürmüştür. Pâdise nefret uyandırmış- tır. NEVROZİN Baş, diş, nezle, grip, romalizma ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. » EOKALMINA Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, — Artritizm, Romatizma bolmuşlar, bonlardan üç işci bulunmuş, diğerlerinden henüz bir haber alınama- mıştır. Evvelâ üç işçi genç, ortadan kaybol- muşlardır. Bunlar Soiaksinan — mahalle- sinde 2 numarada oturan Hasan oğlu 17 yaşında Cevad ile, Selimiyede oturan İb- rahim oğlu Muzaffer ve Valdeiatik ma- hallesinde oturan Hasandır. Bu üç genç işçi birkaç gün evvel işlerine gitmek ü- zere evlerinden çıkmışlar ve bir daha görünmemişlerdir. Bunun üzerine her ü- çünün de ailesi çocuklarının bulunması için polise müracaat etmişlerdir. Polis bir taraftan tehkikat vaparken Cevad ve Hasanın anneleri de iki gün evvel Gala- ta postanesinden verilmiş birer mektub almışlardır. Çocuklar bu mektublarında iş aramak üzere başka yerlere gidecek- lerini ve kenditlerini merak etmemelerini yazmışlardır. Cevad ve Muzafler dün | birdenbire çıkagelmişler ve allelerine iş İiçin Zonguldağa gittiklerini, iş bulamıya- |rak dönmek mecburiyetinde kaldıkları- rı, diğer arkadaşları Hssanın da Zongul. dakta kaldığını söylemişlerdir. İkinci partide kaybolan çocuklar da Gülfem manallesinde Uncuiar caddesin- de, Telçıkmaz sokağında üç numarada o- turan dülger Neceti oğlu Üsküdar birinci orta okul birizci sınıf talebesinden 17 ya- şında Naci ve Atlamataşı caddesi Atlas sokağı 4 numarada oturan Eminönü Be- mer Behcettir. Bu üç talebe de ayın 17 n- €i cuma günü sabahı evlerinden «Mekte- be gidiyoruz. diye çıkmışlar ve bir daha dönmemişlerdir. Kayıb çocuklardan Vahdeti cuma günü son defa Üsküdar vapur iskelesinde ka- marot Bedri görmüştür. Bedri, Vahdetle konuşmak istemiş, fakat Vahdet cebin- den bir tabanca çıkararak: »Hemen buradan git ve beni gördüğü- nü kimseye söyieme!» diye kendisini teh- did etmiştir. Vahdetin elindeki bu taban- canın Beheete aid olduğu anlaşılmakta- dır. Vahdet ve Behcetin anneleri bir gün sonra çocuklarından kendi el yazılarile yazılmış ve Büyükada postanesi damgalı birer mektub almışlardır. Merak için te oğlundan haber bekliyen Vahdetin anresi Fikriye mektubu âlınca çok sevinmiş, fakat açtığı zaman zarfta boş bir kâğıt çıkmıştır. Behcet, büyük annesine gönderdiği mektubda sıcak bir _y(-xdc olduklermi, ke ini merak ei |memelerin!, çünde 115 karüş yevmiye |ile bir yerde çalıştığını ve yazın büyük annesini yarıma & ğinı yazmakta- dır. Behcet 7 n bir gün evvel Ja gün mektehe gitmediği afleri elra- |dı tarafından tekdir edilmiş, çocuk ta Pbundan mütcessir olarak evden aynl- mıiştir. Üç talebe Büyükada, Yaâlova ve civar yerlerde'nranımış, henüz bulumamamıştır. Zabıta kayıb çocukları sramaktadır. sdk lli llf