(uma 24 Ulus basımevi aa Çankırı Caddesi: Ankara İLKKÂNUN TirEtoN 193 7 Başmakasir .ıBvi;;—yıl- ;1;:::5— Müdürü :ggî .. k h a Fi e ADIMIZ. ANDIMIZDIR Türk şehri Yarın Karadenizde fırtına şiddetle devam ediyor Ereğli'de Sinop vapuru battı, Tavil vapuru karaya oturdu Sihatli yaşamak için sağlık propagandası Hekim kadromuzun darlığından şikâyet eder dururuz. On sekiz mil- yona üç bin yüz, üç bin iki yüzün nisbeti ortaya bir teselli rakamı çı- karmaz mı? 18.000.000 nüfus ve 3100- 3200 hekim! Halbuki bu vaziyetin bir hususiyeti daha vardır: Hekimleri- miz büyücek şehirlerde temerküz et- mişlerdir. Şu halde nisbet büyük top- luluklar lehine ve nüfusu az bölgeler aleyhinedir. Hakikat budur. Fakat bunda cumhuriyetin zerre kadar kusuru yoktur. Cüumhuriyet, hesahlarını yaparak Ankara'da bir tıb *ltesi açmağa karar vermiştir. Gene hesablara göre 1941 den iti- baren .stanbul ve Ankara fakülteleri yılda 540 hekime diploma vermelidir- ler ki memleketimizde, bu bakımdan da, normal bir vaziyet hasıl olabilsin. Ancak Türkiye nüfusunun artış nis betine göre, on - on beş sene sonra bir fakülte daha açılması lâzımgele- cektir, Bu karar, bugünden ziyade yarını istihdaf etmekle beraber Sıhat ve İçtimat Muavenet Vekâletinin çağı- mız sıhi icablarına uygun bir pro- gramla çalışmalarına devam ettiğini de bilmemiz lâzımdır. Bu programı şöyle telhis edebiliriz: “Memleketi- mize dışardan gelecek bulaşık ve sal- gın hastalıkları hududlarımız içine sokmamak; içerde zuhur edebilecek Bujanrle, salaın . haştalıkları önlemek teşkilâtı kurup onları söndürmek; di- ğer taraftan doğumu çoğaltmak; ço- cukların sağlık şartları içinde yaşa- maları usullerini ana ve babalara öğ- retmek; gürbüz çocuk yetiştirip nü- fusun artmasını temin için de nazari ve ameli yollardan yürümek...., Burada bahse konmuş bulunan mü cadeleler türlü isimler altında çalı- şan teşekküllerce yapılmaktadır: Sıt- ma, frengi ve saire mücadele heyetle- Ti gibi... Bir de vekâletin hastalıklardan ko- runma hususunda almış olduğu ten- vir ve irşad tedbirleri vardır; buna sağlık propagandası ismini verebili- riz. Bu propagandanın. vasıtaları a- fişler, sinema filmleri, broşürlerdir. Bunlar üzerinde duralrm: Herkes kendinin doktoru değil midir? Ya- hut böyle olmamalı mıdır? Sırhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti bu dü- düşünceye tâbi olarak ve çok ameli düşünerek en ziyade dikkatine çarpan sıhi tehlikeler hakkında halkı aydın- latmak istemiş ve bu maksadla, 1 — Verem hastalığının bulaşma- &ı ve bundan korunulması, 2 — Karasineğin hastalıkları yay- maktaki rolü, 3 — Çürük dişlerin zararları ve Ççürütmemek çareleri, 4 — İspirtolu içkilerin ferde ve nesle olan zararları, 5 — Frenginin ferde ve nesle o- lan zararları, bundan korunma ve te- davi çareleri, 6 — Sıtma ile savaş. Korunma ve tedavi usulleri, 7 — Sütün gıda ve büyümekte o- lan çocuklara yararlığı hakkında on binlerce renkli levhalar hazırlanmış ve bunları basılmağa vermiştir. Bu levhalar yakında her tarafa dağıtıla- Caktır. Bundan maada, tifonun geçme ve korunma yollarını; karasinek, sivri- Sinek, bit, pire, tahtakurusu gibi ha- Şerelerin ne gibi hastalıklar geçirdi- ğini ve bunlarla. nasıl savaşılmak i- Cab ettiğini ve bir mekteb çocuğunun Sıhht bakrmdan yirmi dört saatini na- Sıl taksim etmesi icab ettiğini göste- Ten levhalar da basılmak üzere hazır- ıanmıştır. Renkli resim ve levhalarla srhat terbiyesi için yapılan çalışmalara ek Olarak (Annelere Nasihat) risalesi Astırılmış ve köylere varıncaya ka- dar şimdiye kadar 100,000 tane dağı- tılmıştı. Mevcudu kalmıyan bu risa- le daha mufassa! ve güzel şekle kona- Tak ve resimli olarak - (50,000) tane Yeniden basılmak'adır. Kuşpalazı, kızıl, kızamık, - tifo, zührevi hastalıklar, diş sağlığı hak - kındaki halkın anlıyabileceği şekilde hazırlanmış ve bastırılmış on binler- ce risale dağıtılmıştır. Vekâlet sağlık terbiye ve propa- gandasını yalnız broşür ve levhalara hasretmemis, halkın anlıyabileceği şekilde hazırlanmış sıhi filmler getir- terek bunları yurdun her tarafında ve parasız olarak mekteblerde, ordu- da halkın toplandığı yerlerde göstert- mektedir. Sayısr on sekizi bulan bu filmler:; verem, çocuk bakımı, züh- revi hastalıklar, sıtma, diş hıfzıssrh- hası, sıhi su, sıhatli ve uzun yaşama- nım yolları, yıkanma, temizliğin fay- daları, anne sütünün kıymeti, ihmalin cezası (nüfus tezkeresi almıyanlar) gibi mevzulara dairdir, Vekâlet, sineması olmryan kasaba ve köyler için köy sinema makinaları ve kısa filmler, elektriği olupta sine- ması olmıyan yerlere mahsus seyyar makinalar, 71 mevzuda 153 tane sıhi ve terbiyevi film de getirtmiştir. Bütün mesele sıhatli yaşamakta, hastalığı önlemektedir. Bundan öte- sidir ki hekime taallük eder. Broşür- lerin okunmasını, levhaların itina ile tetkik edilmesini, sıhi ve terbiyevi filmlerin büyük kalabalıklarca seyre- dilmesini temin vazifesi de yalnız sa- lâhiyetli memurlara değil bütün va- tandaşlara düşer. Ereğli, 23 (H susi muhabirimiz telefonla bildiri - yor) — İki günden beri devam eden fırtına dün gece şiddetini arttırmış ve Kardenizin müthiş dalgala- rı büyük bir gürül- tü ile sahili döğme- ye başlamıştır. Bu fırtına karşı- sında bütün küçük deniz vasıtaları kuytu yerlere sı- ğınmışlardır. Açık denizde fır- tınaya tutulan türk Denizcilik şirketi- ne aid olup Hasan Sıhat propagand kaptanın AĞA — y a gi y e a gaa. değil midir. —— — | NÜFUSCA ZAYİAT YOKTUR Ereğli'de iki yüklü motör karaya çarparak parçalandı bir türlü limanda barınamıyarak demi- KA VAA GKŞ ÖYU Bölue we © u nn a V v Fakat dalgaların hü kar di ür ” 24 kişinin ölümiyle neticelenen Hisar vapuru faciasına dair gelen tafsilât Fırtına geceleyin şiddetini daha çok arttırmış ve Sinob vapuru vaktiyle E- reğli limanın- da batmış olan Maryana vapuru - nun enkazı üzerine düşmüştür. Gerek karaya o- turma, gerek bu çarpış neticesinde mukavemeti azalan gemi su almağa başlamış ve sabaha karşı tedrici suret- te kısmen batmış- tır. Vapurun tehlike- de olduğunu gören tahlisiye memurla- rı, mürettebatı kurtarmak - için derhal #a tibut almsaşlardır. Bunların sarfet- (Sonu 8. inci sayfada) Şanghay, 23 (A.A.) — Japon baş konsolosu ecnebi konsoloslara müraca- at ederek Hangçeudaki tebaalarını ge ri çekmelerini çünkü pek yakında ora - larda çok şiddetli muharebeler olacağı- nı bildirmiştir. Bu muharebe şimdi şid- detle başlamıştır, Üç japon kolu, çinli- lerinanudane mukavemetine rağmen şimalden, şimali garbiden, şimali şarki- den şehre doğru ilerlemektedir. Şango'da göğüs göğüse şiddetli mu harebeler olmaktadır. Japonlar, akura- ne bir hücumu müteakib bu şehre gir - m.işlerdîr. Çinliler, Şanghay yolunda Şientang demiryolu köprüsü altına di- namit koymuşlardır. & Japon kataları, Şampuling'i işgal etmişslerdir. Çinliler cenuba doğru çekiliyorlar Nankin, 23 (A.A.) — Cepheden a - lman haberlere göre, Yangtse'nin şi - malinde bulunan japon kuvvetleri, bü- yük sevkülceyş ehemiyeti olan Çang - Paling mevkiini ele geçirmiştir. Çeki - ang eyaletinin şimalinde Hangçeo'ya doğru ilerliyen j.ıpon kuvvetleri de Vu- kang'ı zabtetmişlerdir. Çinliler, cenub istikametinde geri çekilmektedir. Merkezi Çin hükümetinin kararları Şanghay, 23 (A.A.) — Merkezi Çin hükümeti, umumi ve hususi müstahsil şirketleri askeri işler millr komisyonu- nun kontrolu altına vazeden kararna - meyi tasvib etmiştir. Bu tedbirin gayesi, hükümetin de- vam edecek olan mukavemet siyasetini daha müessir bir hale getirmektir. Bü - tün ziraat, maadin şubeleri bundan mü- teessir olacaktır. Lüks eşya istihsal ve imalinin men veya tahdid edilmesi mümkündür. Grevler, grevciler tarafından fabri- kalar, imalâthaneler önüne nöbetçi ika- me edilmesi menedilmiştir ve kundak- çılık, casusluk ve düşmana levazım ita- st hallerinde idam cezasına kadar gide- cek olan ağır cezalar tertib olunacaktır. Bir kruvazör Yangtse barajından geçti Şanghay, 23 (A.A.) — Capetown adındaki ingiliz kruvazörü, Yangtse ü- zerindeki Kiangyin barajında açılmış olan gedikten geçmiştir. Kruvazör, öğ- Harab olan Şanghay'ın mesud zamanlarına aid bir görünüşü Hançeu'da göğüs göğüse kanlı bir harb oluyor Romanya seçiminde Tataresko hükümeti Mutlak ekseriyet Kazanamadı Bükreş, 23 (A.A.) — Havas muha- biri bildiriyor : Pazartesi günü yapı- lan seçimden sonra siyasi vaziyet şim- diye kadar görülmemiş derecede karı- şık bir hal almıştır. Hangi partiye mensub olursa olsun bütün romen ka- bineleri seçimlerde daima mutlak ek- seriyeti elde etmişlerdi. Halbuki bu sefer hükümetçi liberal partisi ancak 105 veya 110 mebusluk kazanmıştır. Seçim karteli müttefiklerile birlikte mebusan meclisinde hükümet partisi, 390 mebusluktan ancak 150 sini etra- fında toplayabilecektir. Bu vaziyet i- se, Tataresko kabinesinin, uzun müd - (Sonu 3 üncü sayfada) | Teruel'de bir avuç âsi halâ mukavemet ediyor (Sonu 8 inci sayfada) Albay Attlee general Miaja ile beraber (Yazısı 3. üncü sayfada) İngiltere Başbakam B. Nevil Çemberlayn İngiltere Uzak şarka filo göndermiyecek Londra, 23 (A.A.) — İngi- liz kabinesi dün dört buçuk sa- at süren bir toplantı yaparak uzak şark vaziyetini gözden geçirmiştir. Toplantıda bilhassa, uzak şarka bir fi- lo göndermenin lâzım olup olmıyaca- ğr hususu görüşülmüştür. B. Duf Kuper Akdeniz filosundan bir kısmı- nın uzak şarka hareketindeki teknik güçlükleri anlatmıştır. Kabine meclisinin kararı Netice olarak, uzak şark hâdisele « (Sonu 8. inci sayfada) B. Menemendoğlu bir ameliyat daha geçirdi İstanbul, 23 (Telefonla) — Dış İşler Bakanlığı genel sekreteri B. Numan Menemencioğlu'na Berlinde yapılan eski ameliyatlardan kalan bir yaranın, kapanmıyarak arasıra ra- hatsızlık vermesi dolayısiyle, kati te- davisine lüzüm görülmüş ve bu yara- yt kapatmak için profesör Nissen ta- rafından bugün Cerrahpaşa hastaha- nesinde kendisine bir ameliyat daha yapılmıştır. 35 dakika süren ameliyat, tam bir müvaffakıyetle neticelenmiş- tir. Numan Menemencioğlu'nun sıha- ti iyidir. ULUS, Diş İşler Bakanlığının sa« yın genel sekreterine geçmiş olsun, der ve âcil şifalar temenni eder. Fıkra Rüşd 1908 inkılâbının başlıca tâlisizlikle- rinden biri osmanlı olarak doğ- muş olmaktı: Budin şarkısı söyliyen bir inkılâb için, Girid meselesini hal« letmek ne kadar imkânsız olduğunu tasavvur edersiniz. Osmanlı unvanımız, Girid bizim canımız, Feda olsun kanımız ! Viyana burçları ile Hind suları ara- sında bir rüya, daha doğrusu, o kadar ağır bir uyku! Gökte yıldız sayarken, ayağının dibindeki kuyuya düşen ma- sal müneccimi! Bu sırada İmam Yahya Mebusan meclisine bir ariza yollamıştı. İmamın istediği şey, kısaca, otonomi idi. Yazı arabca, kâğıdın altında koskoca bir mühür! Meclis reisi düşündü, taşındı, arizayı “teallükuna binaen” ilmi- ye encümenine havale etti. |- Encümenin reisi Hoca Asım Efendi imiş. !çtimada bütün azâ hocalar kâğı- dı evirip çevirmişler, ifadeyi mantığa, beyana, belâgate vurmuşlar. Bir aras lİrık Hoca Asım Efendi yanındaki me- buslardan birinin kulağına eğilmiş, — Yahu, demiş. Şu adamcağıza bit Jiva naipliği alrversek de mesele dea bitse ! Mesele dediği Yemen mesele- sil - Fatay