11 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

11 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa Hergün Pamuk /;ı;I;-n hakkında Gelen heyecanlı haber Yazan: Muhittin Birgen ir iki gündenberi pamuk fiatları hakkında heyecanlı haberler ge- liyor; pamuk on dört buçuk kuruşa, ön beşe kadar düşmüş! Böyle bir haber te- Jüş ve heyecana elbet lâyıktır. Üzerin - e o kadar emek, o kadar servet ve, elden ele geçerken, o kadar ümid birikmiş olan nazlı bir mahsul, on dört - on beşe kadar düşecek olursa elbet bundan dolayı endi « şeye mahal vardır. Bundan başka, dünya buhranının en fena zamanlarında bile pa- muk piyasası bü kadar düşmüş değildi. Şimdi böyle bir düşüş, bizi ne kadar en- dişe ve heyecana d lur. Fakat, derhal söyliyelim ki - çok şü- kür - pamuk piyasasının bu kadar düş - müş olduğunu gösteren rakamlar ve fiat- larda bazı kelime hataları vardır. Mese- lâ, pamuk fiatı on dört, on beş kuruşa kadar düştü denildiği zaman zannedil - memelidir ki bu, Türkiyen raç liman- larında ihraca hazır olmak üzere balya - lanmış pamuk fiatıdır; bu tarzda hazır pamuğun, dahil pamukçuluğu nezdinde- ki ıstılahlara göre adı Mahlıçdır. Pamük denildiği zaman dahilde çekirdeği henüz temizlenmiş olmıyan yarı hazırlanmış pamuğa derler; bizim, limanlarda ve li- man borsalarında pamuk dediğimiz şey ise, dahilde Mahlıç namını taşıyan pa - muktur. Halbuki, Mahlıçın, yani bizim ıstılahı - mızca pamuğun fiatı bu kadar düşmüş değildir ve tehlike de o kadar büyük sa- yılamaz. Türkiyenin en iyi cins pamuk- nisbeten uzun ve kali tesi mütecanis olan Amerikan cinsleri, bugün 36-37 kuruştan aşağı değildir. A - cins pamuklara, karışık ve yerli to- rdan, karışık olarak hazırlanmış ler de 26-28 den aşağı değildirler. Bunun için son günlerde gazetelerde çarpan heyecan verici haberlerden dolayı lüzumundan fazla telâşa düşmeğe mahal yoktur. * Evet, pamuk piyasası düşkündür. Fa - kat, bu düşkünlük dünya piyasasına gö- re değil, Türkiyenin son bir iki sene de tanımış olduğu fevkalâde flatlara göre üktür. O fevkalâde Hatlar, asasının yapmış olduğu bir hareket neticesi idi; hattâ, memleketin biraz kalkınmasına yardım etmiş olmak- Ja beraber, netice itibarile ve umumiyet- le piyasa için zarar verebilecek bir has- talık ve intizamsızlık unsuru idi. Yoksa, dünya piyasalarında hüküm süren fiat - lara nazaran bizim pamuk piyasamız ge- ne normalin üstünde sayılmak (âzımdır. Fakat, bu, işin teknik tarafıdır. Bir de 'Türkiye iktisadiyatında Adananın ve A- dana pamukçularının vaziyetlerine ba - kıldığı zaman işin ayrıca bir görü göze çarpar: Malüm olduğu üzere fiat denilen şey nisbidir. Dünya pamukçularına çok uy- / gun gelen bir fiat, bizim pamukçuları - mıza ve bu arada bütün hayatlarını pa - muk üzerine kurmuş bulunan Adanı pa - mukçularına hiç elvermiyebilir; çünkü, onlar, pamuklarını Istihsal için koyduk- ları sermayeye sarfettikleri, paraya emeğe mukabil, pamuktan aldıkları fhat- la hayatlarını temin edemiyor'ar, Böyle olunca da şikâyette, elbet yerden göğe kadar haklı olurlar. O halde, mesele şudur: Türkiyerin da- hNi piyasa şartlarının Türkiye mahsul- lerine temin ettiği maliyet fia'ı ile Türk Tmahsullerinin dünya fiatları arasında bir b rdir. Bu vaziyet mevcid ol - dubça da bizim pamuk fiatlarımızın dün- yasasından daha iyi olman, işii e değil, kendi iktısadi h: derdlerile meşgul olan pamuk müstah- çok bir şey ifade etmez. O, ıs - sal ettiği pamuğu aldığı fiatla geçin - mok için sarfına mecbur olduğu pı ki münasebetlere L mükayeseden » memnun etmeyince de elbet haklıdır. İşte Adananın derdi budur ve bu derd pamukla Aâ derdi ise, çok memleki bir şey de; aldığı in umumi ir. * Şunu bir kanun olarak kabul etmeli - yiz: Bütün memleketler gibi Türkiye de, Ahracat mallarında dünya - piyasalarının serbest hareketlerine iştinad eden piya- saları kabule mı Resimli Makale: Insan kendisi hakkında hakikate mutabık olarak yapılan tarif ve tasvirden hoşlanmaz. Çünkü muhakkak bir kusuru vardır, cektir. söylenecektir, söylenince de Ele geçirilen Azılı bir haydud Nevyorktari hapishaneden, rövelveri andıran pipolarla gardiyanları korkuta- rak kaçan meşhur haydudlardan melek yüzlü Percy, diğer iki arkadaşının bu - lunduğu yere sığınmış, 200 müsellâh po- lis peşini kollıyarak, iki arkadaşını ya - kalamışlar, fakat bu azılı haydud gene bir kolayını bulup sıvışmıştır. Perey bir garajda saklanmak istemiş, garaj sahibi ile konuşurken, adamcağız kendisinden şüphelenmiş ve polise ha - ber vermiştir. Bunun üzerine 200 mü - sellâh polis, hemen yetişerek bü meşhur kaydudu yakalamışlardır. Yukarıdaki resim, Perey'nin yakalan- 'akat, bu kanu- || dığı anda alınmıştır. eXT TT ——— memleket mahsulleri için maliyet fiat - larını düşürecek tedbirler almıya ve dün- ya piyasalarında elde edilen — fiatlarlm müstahsile geçinmek imkânlarını vere - cek bir dahili piyasa yapmıya da mecbu- ruz. Eğer böyle yapmazsak, yani bir taraf- tan muhtelif sebeblerle mahsullerimizin maliyet fiatları yüksek kalır ve harici pi- yasedan aldığı fiatla Türk müstahsili ve | Adana pamukçusu dahili istihlâk mad e$ deleri piyasası karşısında zayıf bir mev- kie düşerse o0 zaman müstahsil hem şi - kâyet eder, hem de şikâyete hak kaza - halde biz hükümetimizden, müstah- siller ve bilhassa Adana pamukçuları Ke- sabına, dünya piyasasını yükseltmek gibi timizin elinde bulunmı- tihsal maliye şürülmesini ve ha istemeliyiz. Bu iş tahakkuk etmedikçe, Adana ve Adana gibi olan her yer dai - âyet edecek ve şikâyetinde de dai- aklı olacaktır. — Muhittin Birgen İSTER Nişantaşı semti bir sokağa giri boş dos Bizimle birli za sorduk' alar vardı — Burası kimin, Dostumuz bir isim söyledi, ikinci bir yer için sorduk, ayni ismi tekrar etli, üçüncü, dördüncü ve İSA1eER. İNAD, 151 ER SON POSTA ——— —— Ve Kulak kâr, dil zarar getirir.. $8 onu iğzap ede . Düşman edinmek, yahud aa müdahin mevkiine girmek istemiyen adam muhatabına muhatabının karakterinden bahsetmekten çekinmeyi bilen adamdır. dinliyen daima kârda, söyliyen her vakit zarardadır. —e — —— | SOZ ARASI | | HERGÜN BİR. FIKRA Aksi sada Yalancılıklarile meşhur iki Marsil- dardı. Biri: — Ben bir bina biliyorum, dedi, 0- rada aksi sada o kadar kuvvetlidir ki; > diye sordun mu, biraz son- im!» cevabını alırsın.. — Bu da bir şey mi, dedi; ben de Gir bina biliyorum. Orada aksi sada, senin bildiğin binadakinden kat kat daha kuovetlidir. Aklına gelen va - kamları birbiri ardına söyledin mi, biraz sonra onların yekünunu bir ka- lemde duyarsın. 4 Amerika yerti Halkının garib bir Müracaatı Eskiden ltmış yaşını geçenleri 'ytan ruhlarının muhibbis diye öl - düren Amerikanın yerli ahalisinden bir kabile, hükümete tuhaf bir müraca- &tta bulunmuştur: Henüz bir sene evvel O! kümeti tarafından bü yerli kabilesine, 45 yaşında Selteu isminde birisi reis tayin edilmişti. Şimdi yerliler bu reiş- lerinin ihtiyar olduğundan bahisle ver. 4 istemektedirler, — ma hü- : «Reisimiz o kadar yaşlıd ki geriye kalan seneler içinde bizi ida. re etmek tecrübesini » tır. Bunun azl dir. İnsanlar için soyulan yüz binlerce hayvan Moda yalnız kadın âlemini altüst et. amekle kalmıyor. Yırtıcı hayvanlar âle. nini de altüst ediyor. Senede yüz bin- sansar, Ermin, Skonks, kurt gibi hayvanlar, derilerinden kadınların boğaz ve sırtlarını kapatacak kürk çı - karmak için soyulup feda ediliyar. Son senelerde modanın — ilk hattını beyaz tilki işgal etmiştir. Bunlar şimal iklimlerinin siy Bu za - vallı hayvanların siyah kılları arasın - da beyaz kıllar da bulunmaktadır. Bu- İNAN, dolaşan semtin âşinası bir | — -— İki senede bu cinsten 250 - 300 bin h: vanın de soyuldu; İti Bu anların tir 1 evlerle süslü | zn e | ; sında henüz | şu tafsilâtı verdi: Bu zat zen alacağı faizi az gi J | Deve ile mania Atlama modası Son zamanlarda Hindistanda deve ile mânia atlamak modası çok revaç bul - muş bir spordur. Yukarıdaki resimde bir mihracenin yıldönümü münasebetile ya - pılan şenliklerde mânia atlıyan bir de - vevi görüyorsunuz. Macar polisi yaman bir kadın avcısını arıyor Macaristan gazeteleri 40 yaşlarında bir berberin hepsine ayrı ayrı izdivaç vâ de bulunarak tam 43 genç kadını iği tiğini yazmaktadırlar. İsmi Maçar Arbat olan bu açıkgöz hak- kında zabıtaya tam 43 kadın müracaatta bulunmuştur. Polisler Macar'ı son nişan- Tısı elan bir terzi kızın evinde yakalayıp bapse attıkları zaman saatini yuttuğun- dan, doktorlar midesini açmağa mocbur kalmışlar, çıkardıkları saatin de hâlâ iş- lemekte olduğunu hayretle görmüşlerdi. Bu ikinci ameliyattan sonra Macar or- tadatı kaybolmuş, zabıta iki ay izini kay- betmişti. Geçen temmuzda Peştenin bir kabvehanesinde 44 üncü olarak genç bir kızı iğfale uğraşırken tebdili şekil etme- sine rağmen teşhis edilerek yakalanmış- sa da bu defa da deliliğini iddia etmeğe başlamıştı. Açikgöz Macar geçen çarşam- ba günü tekrar ortadan kaybolmuştur. Şimdi Macaristan zabıtası bu yaman ser- yi yakalamak için seferber olmuştur. çin Avrupanın bir çok yerlerinde bil - hassa İsviçre, Fransa ve Almanyada bü gün bu moda o kadar terakki etmiştir| yük mesâiler sarfedilmektedir. Bu gi - dişle beyaz tilki modası dünyanın en 1 hesab edilmek-/uzak mahallelerine kadar sirayet ede - y esi i - İcektir. “İSTER İNANMA! dan hep ayni ad çıktı, hayret ettik. O zaman dostumuz dir, fakat parasını bankaya yatırmaz, 1 mi nerede böş arsa bulursa top- tan satın alır, sonra bir kenarını ucuz fiata satar, orada bii e çıkarır, © beşinci için de ağ- pıldığı zaman geri kalan yerlerin fiatını iki, üç, beş, on n bu gördüğünüz binalar, hep onun ar- saları üzerine yapılmıştır.. İNANMAI hud entariyi giydiğ Medeni insanların, en teklifsiz ev Unutmayınız ki | K ld;m. yürı Birincikânun 11 , G3 özün Kı.sası Pijama aa c dlilerden, beğe- me — pijama, vrupahların H nip A ları pey kıvrak, derli toplu ve rahat şeydir, doğe TUSU. Hele bir parçe savruk yatanlar belin altına toplanıp ta rahatsiz t mar teşkil eden bizim rahmetli gec entarisinin çabucak ortadan kalktı; çin, bakılırsa, pijama bizim de işimize € rişli geldi. miz g mekten haya ettikleri bu kıya- mizde yabanlık addedenler var. lik ve daha uzak mesa « 'm her hangi bir trenin rayı hiç te ibretle sı ? Haval mavi, yavruağzı, kae ylâki., hep de böyle çiy renk * en yolcuların, sıkılma - âre, çoluğa çocuğa karşı pencerelerden sarkarak, alış veriş ettik- lerini görebilirsiniz. Evvelisi gün, Ankaraya gelirken, bir ta- nesi camgöbeği, öteki tarçini pijamalar giymiş iki kibarın böyle gülünç man - zaraları karşısında gene yolculardan ikf Almanın katıla katıla güldüklerine şahid oldum. Doğrusu he y; vuniçi, | lerde pi; psak, şarklılığı elden bı- rakmıyor, bırakamıyoruz. O, canım, çi- çek gibi Ankarada, pijamanın kendine mahsus bir bölgesi var. Bu bölge, asfalt hududuna . böreket versin ki - çıkamı - yor. Fakat asfal! geri: toprakta, tarla ortasında kâin evlerin bahçelerin - de, kapı önlerinde, pat! pijama bütün hürri Bize kadar gelince, pijama Avrupalı lıktan çıktı, &: ücu ederek gene Hind N oluverdi. Yatak odamızın, - yani gizli kalması hayanın icabatından olan . ha- İrimimizin bir hususiyetini dışarı vur « maktan nasil utanç duymuyoruz, mam? Gecelik kisvesini elâlem önünde giyen bir adam, hem âleme, hem de kendi ken- dine saygısız davrandığının acaba neden farkında olmuyor? bil « Eski Osmaclı idaresi zamanında mem- leketimizde tam manasile şarklı ve bi « naenâleyh lâübali bir yabancı devlet se- firi vardı. Bir gün, sefir, âdeti ere don-paça evinde dolaşırken, kendisine, itere büyük elçisinin ziyarete geldi- baber verdiler. O: — Buyursun! emrini verdi, Müsteşarı: — Fakat, nasıl olur, ekselâns? Arka- nızda pijama var... D'ye itiraz edecek olunca, sefir kızdı.., Bicâma.. Bicâma ve lâkin, ha- rirl!, diye bağırdı Bizim moderen mahalle beylerinin me- denf nazarlerimizi tirmalıyan kıyafetle « rinde bu «harirden olmak» mazereti bile yoktur. n Medeni hir kisve kabul etmiş bulunu- yaruz.. ne onu kepaze edelim, ne de ken- dır :3i gülünç mevkie düşürelim. Olmaz Çekoslovak konsolosu Bir müddettenberi mezun bulünan şehrimizdeki Çekoslovak başkonsolosu Kvetoslav Gregor, dün avdet etmiş ve tekrar vazifesine başlamıştır. TAKViM BİRİNCİKÂNUN îl T Arabi eana — 1856 Resl tene 1937 CUMARTESİ Rumi sene 1453 Kasım 4 2 ci Teşria iüedi | Akşam | Yaa D.js. 5. #fe| —f ı 4 | 26 | 16 | ao Şta

Bu sayıdan diğer sayfalar: