10 Sayfa Medeni kanun bugünkü — ihtiyacımıza uyuyor mu? Kanunu medenimizin bugünkü Mhtiyaçla- (iımıza tekabül edip etmediği hakkında es - Wi Adliye Vekili Mahmud Esad Bozkurt ile muarızları arasında cereyan eden münaka- 4a üzerine açtığımız ankete bugün de birkaç Avukatımız cevab vermiş bulunmaktadır. Muslihiddin Adil Taylan'ın fikirleri Avukat ve müderris Muslihiddin Adil /Taylan diyor ki: e— Türk kanunu medenisi Cumhuriyet - ejiminin hukuki cepheden — çok değerli bir Abidesidir.. Ş | — Avukat Bay Suad Hayri Ürgüblü de di - yor ki: İ e— İxmiçre kanunu medenisi milletimi 'gin Ihtiyacma tamamen uygun bir kanun 'dur. Buna karar vermek için, kanumın va glflarını tesbit icab eder. Memleketimiz hiç bir sahada diğer memleketlerden geri ol - Madığından İsviçre kanunutun içtimal bün gemize uygun olmadığı, bele aradan geçen Yzun seneler nazara alınırsa asta - iddia e- (Gllemez: —| 1 .— Kanınu medenimiz en genç ve bu İllibarla muasır ihtiyaçları derpiş ederek — tedvin edilmiş bir kanundur. Fransa kanu - Nu gibi eski ve nihayetsiz tadiller görmüş, Katbiki çok müşkül bir kanun değildir. 2 — Kanunumuz, siyasi ve içtimal umde- ferimize uygun olarak sınıf ayrılığını da ka- Bul etmemiştir. Hattâ, muayyen ve mahdut Müztesnalar haricinde kadın — ve erkeği de Müsavi addetmiştir. © 8 — Medeni kanun, Jâlk esası da 110 ün- u maddesinde evlenme merasiminde — dini İmerasime yer vermemekle kabul etmiştir. 4 — Türk içilmal varlığının en esazlı va- ,Bıflarından olan İnsani kaldeleri “mebzulen itedvin eylemiş ve çocuk hakkında, işçi hak- ikinda Insani kaldeler tedvin etmiştir. | 5 — Kanunumuş, ahlâra ve âmme inti- Zamına mubhalif olmamak şartile mukavele Mkdinde tam serbesti kabul ederek terbiye- | Tgiliğini tesbit etmiştir. * 6 — Kanunumus, Türklüğün en yüce| “Mmaneri varlığını teşkil eden ahlâka — gerek iakidlerde, gerek ahkâmıi şahsiyede en mü - him mevkil vermiştir. Ale relisine, karı ko - €a arasındaki münasebata dair olan ahlâki Kkaldeler de Türkün ezeli ahlâk kaidelerin - den başka bir şey değildir. 7 — Bugünlerde, devletin toprak kanu - mile araziye verdiği ehemmiyeti kanunun fAyni mevzuu - tedavül eden bir servet o - farak kabul etmesindeki prensiblile bu hu - Busta çok zoraki ve müşkül kayıdlar koyan gnecelle ahkâmını kıyas ederek; yeni ihti - yaçların lehine olan vaziyet tamamile anla- Hülüsa edersek bu vasıfları ihtiva eden bir kanunun muayyen bir takım maddeleri- nin bazan aksaması kanunun ihtiyacımıza uymadığını kabul ettiremez. Kanunların ih- tiyaçlara uygunluğunu en bariz bir şekilde İzhar eden bir vasıta da onları tatbik ile gmükellef olan hükimlerdir. Adli makinemi . zin kuvvetini yüksek kanunun seviyesine çıkardığımız gün —. ki bugün pek yakın - dir — bu münakaşa mevzuubahs bile olamı- yacaktır.» Mehmed Behram Tuğ'um mütaleası Avukat Mehmed Behram 'Tuğ diyor ki: e— Ne kanunu medeniden, ne de diğer Kanunlardan esasa müteşllik olmak üÜzere mutlak bir şikâyet mevzuubahs olamaz. An- cak bütün şikâyetlerin tatbik — keyflyetinin lâyikile yapılamamasından veya tatbike me mur olanların hatalarından ileri geldiğine kanlim. Meselâ, bir boşanma davasının ve- ya bilhassa bir nafaka talebinin senelerce sürüncemede kalması bunun bariz bir deli - lidir. Kanunlarımız, mütemoddin memleket - lerin bugünkü cemiyetlerin içtimai bünye - #ine tavafuk eden kanunlarından Iktibas hat tâ aynen kabul edilmişlir. Acaba 6 meamle- kellerde tatbikat neticesi müsbet ve müs - mir olan bu kanunlar, niçin bizde aksa - yor? İşte, bu noktanın tedkiki ve yukarıda işaret ve izah ettiğim vechile tatbikatta gö- rülen ihmallerin bertaraf edilmesi lâzım - dir.. Yeşna Eskenazt'nin düşüncesi Avukat Yeşun Eskenazi diyor ki : e— Kanunu medeni, ihtiyacımıza muva- tık ise de ahkâmı noksandır. Bu noksanlık halkın kesir ve mütenevvi ihtiyaçlarına na - zarandır. Meselâ ibra hakkında kanunu me denide bir güna hüküm yoktur. İcare bah- sinde icarel muzafanın Mmuteber — olacağına dair keza hiç bir maddel kanuniye mevcud değildir. Bu misaller, taaddüt edebilir. Binaenaleyh, kanunu modenimizin yeni- den todkiki ile noksanlarının giderilebilme- sini temin edecek mevadın da kanuna ld . Avukat Salâhaddin Arif Merey diyor ki. e— Kanunu medeni hakkında fikrimi söy- Hyebilmek için, ahkâmı sabıkamıza bir da - kikacık göz atmak icab edecektir. Ahkâmı sabıkamız, bugünkü ihtiyacatı - amıza hiç bir zaman tekabül etmemekte IdL Sabık kanunda mevcud nazariyeler — tathik sahasında bir çok müşkülüt arzetmekte ve aynt nazariye, müteaddit yerlerde başka tür lü tefsir edilmekte idi. Kanunu medenimiz, vaziyeti umumi prensiplerden çıkartarak da- BON POSTA Bir adamı öldürdükten sonra yakıp külettiler (Baştarafı 1 tnci sayfada) Hâdisenia tafsilâtını, başından sonu - na kadar anlatıyorum: Kazamız köylülerinden Yürük Ömerte dostları Yürük Ali pehlivan ve arkadaş- ları, bir gün Dirgenler köyünden Ali Ba- cak adında birisinin evini soymuşlar ve onun 50 okka yünü ile 80 lirasını ve bir mikdar yağını aşırmışlardır. Bir dağ ba - şında bir gece buluşan 6 arkadaş, çal - dıkları şeyleri paylaşmak istedikleri za- man bunlardan Ömerin 50 okka yapağı ile yağları sattığı ve yapağıların içine saklanan 80 liranın da orada unutularak satılan adama geçirildiği anlaşılmış ve bundan sonra Ömerle arkadaşları ara - sında kin ve iğbirar başlamıştır. Bir gün Demre nahiyesine gideri Ömer ve arkadaşları orada kumar oynamışlar ve bu kümarda Ömer kazanmıştır. Bundan sonra yola çıkmışlar, yolda Ö- merin kazandıklarını geri almak istemiş- ler ve gene kumar oynamağa başlamış - larsa da burada da Ömer hasımlarının 170 lira parasını almıştır. Bundan sonra bu 6 arkadaştan Dur - muşun kız kardeşi ile Ömer arasındaki münasebet hâdisede ehemmiyetli rol al- mıştır. Kız kardeşinin Ömerle arasında sıkı münasebet olduğunu anlıyan Dur - muş, arkadaşlarını teşvik ederek onların Ömere karşı olan kinlerini arttırmış ve bir gece tenha yollarda buluşan bu Yü- rükler, Ömneri takib etmeğe başlamışlar- dır. ha teferrüatlı ve daha kolay anlaşılacak bir şekle ifrağ etmiştir. Kanunu — medeninin | memleketimizde tatbik edilmesi bir ihtiyaç | haline gelmişti. Medeni kanunumuzda en büyük bir tekâmül olarak kadınlarımıza ve- rilen hakları görmekteyim. Kadınla — erkek | arasında —bir, iki istisna bertaraf — edilir - | se— hiç bir farkın kalmaması bunun en ba- riz müeyyidesidir. Hatlâ, Fransa kanununda | kadın kocasının izin ve muvafakatini alma- dan bir mukavele imza edemiyeceği gibi da- ha bir çok akidlerde de bulunamamaktadır. Medeni kanunumuzda, kadınlarımız, bu akidleri forada tam bir serbestiye malik - dirler, Boşanma davalarının, kantunumuzun ta- yin ettiği şekilde Jerasını muvafık görüyo - rum. Eğer kanunumuzda boşanmaya — karşı bu gibi müşkülüât olmasaydı, boşanma mik- darı herhalde daha fazla olurdu. Yalnız, kanunumuzun bir çok yerlerinde evvelâ tercüme hataları vardır. Alle hukuku bahsinde yazılı olan mal or- taklığı mal ayrılığı ve mal birliği kısımları da yüzlerce maddeyi ihtiva ettiği halde, bun lar içtimal hayatımızda aşağı yukarmı kim « senin tatbik mevkilne vaz'etmediği ahkâmı eâmidir. Bu gibi hususatın bertaraf edilmesi tak- dirinde kanunu medenimizin içtimsi bün - yemize tevafuk edecek bir mahiyet — iktisap edeceğine kanlim.» Japonlar Nankinde çarpışıyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) gün öğlende sona ermiş ve Nankindeki Çin makamları Japon ültimatomunu ce- vahsız bıraktıklarından, Japon kıt'ala - yına hücum emri verilmiştir. Şehri üç teraftan sarmış olan Japon kuyvetleri, haricf surda açılmış olan bır gedikten geçmeğe muvaffak olmuş ve bir kapıyı berhava ederek, dahili şehre gir- mişlerdir. Tİ sarmış olan diğer Japon kıt'aları a surda gedikler açarak şehre girmeğe Uğraşmaktadırlar. i Gece hulül ettiği sırada Nankin sokak- larında kanlı bir muharebe devam etmek- te idi. Japon ağır topları ve tayyareleri de şehr! şiddetle bombardıman etmişlerdir. Çin kıt'aları gece karanlığından İsti - fade ederek Yangtze nehri yolile şehri terketmedikleri takdirde, tamamen mah- wolmağa mahkümdurlar. Changhal 10 (AA) — Reuter ajansı mühkabirinden: Tehang-Kai-Chek'in güzide fırkasına Tmensub taburlar, Japon kıtaatının batar- Yyaları ile bir rahne açmış ve civarında ve arleinde bulunan tayyare meydanı işgal etmiş oldukları Kwang- 'a, yani eşeref kapısı» na doğru süc'atle ilerlemektedir. Japonyanın kararı Tolkyo 10 ÇAA.) — Prens Konoye ile , hariciye, bahriye ve maliye arı Çinin üçüncü devletler vasıta- gile yaptığı sulh tekliflerini kabul etme- meğe karar vermişlerdir. Nankinin su- kutundan sonra Çinin hattı hareketini ıslah #tmek üzere de mücadeleye devam etmeğe, ayni suretle karar vermişlerdir. M n e Hariciye ve maliye nazırları, Japonya - nın muhasematın uzaması neticesinde çı- kacak mali güçlükleri ve harici ihtilâtı yenebilecek vaziyette olduğunu arkadaş- larına temin etmişlerdir. Çan - Kay - Şek 'Tokyo 10 (A.A.) — Asahi gazetesi, Ja- pon hükümetlinin sulh müzakereleri için ilk şart olarak Mareşal Çan-Kay-Şekin istifasını ileri sürmekte olduğunu yaz - maktadır. İngiliz bayrağı yerine Japon bayrağı Şanghay 10 (A.A.) — İngiliz general konselosu, dün Meidah'da bir İngiliz şa- lopesinin Japon bahriye - silâhendazları tarafından müsadere edilerek İngiliz bay- rağı yerine Japon bayrağı çekilmiş ol - masımı Javon general konsolosu nezdinde protesto etmiştir. Nankindeki Çin garnizonu 'Tokyo 10 — Nankindeki Çin garnizo - nunün 100,000 kişiden ibaret olduğu söy- lenmektedir. Çin harbe devam edecek Vaçineton 10 (A.A.) — Kadın gözete « ciler klübünde nutuk söyliyen Marcşal Çan-Kay-Şekin hususi müşaviri B. Hu - Çik ezeümle demiştir ki: «Nankin ne olursa olsun, iki üç sene mücadele dahi lâzım gelse, Çin harbe devam edecektir. 'Tokyo 10 (A.A.) — Gazeteler husust nüshalar çıkararak Nankinin işgalini ilân etmişlerdir. Şehir baştan aşağı donatıl - mıştır. Halk şenlikler yapmak'adır. Danimarka Kralı Londrada Londra 10 (AA) — Danimarka Kralı ve Kraliçesi Londraya gelmiş - tir. <MAD Bir yaz gününün ılık bir gecesinde, Ö- mer, hasımlarının kendisine pusu kur - duğunu anlamış ve tedbirli bulunarak pusuya düşmekten kurtulmuştur. Hâdise bundan sonra asıl ehemmiyetli safhasına giriyor. Geçenlerde bir gün Durmuşun kız kardeşi ile buluşan genç Ömer, ona davarlarile birlikte Kofu da - fonın ıssız ve kuytu bir köşesini tarif e - k oraya gelmesini teklif ediyor ve anlaşarak 800 davardan mürokkeb lerile Kofu dağının tepeleri ardına varıp, yeşil çimenli bir su kenarında bu - "uşuyorlar. Gürlerdenberi Ömerin peşinde dola - şan hasımları, keyif çatan zavallı genci dağ başında sevgilisile bir arada bulu - yorlar ve onunla boğaz boğaza bu mü - cadeleye girişiyorlar, Ömer beş kişi ile başa Çıkamıyor ve boğularak öldürülüyor. Oldürüsen Ömerin cesedinin mevdan. da bırakılmıyarak ortadan kaldırılma - siti düşlneh katiller, cesedi bis katran ağacına bağlamışlar ve ateşledizler! a « ğaçla beraher Ömerin cesedini yakmış « Bükreş temaslarının neticesi (Baş tarafı 1 inci sayfada) muhtelif askert fabrikalar kurulacaktır. 3 — Fransız ve Romen erkânıharbi yeleri arasındaki temaslar daha sıklaştı- rılacaktır. Fransız hariciye nazırile yapılan mü - zakerelerden sonra Ramanya, sulh mua- hedelerinin yeniden tedkikine kat'iyetle muhalif olduğunu bir defa daha beyan etmiştir. Antoneskonun beyanatı Bükreş 10 (A.A.) — Dün Delboösun şe- refine verilen öğle yemeğinde söz alan Antenesco Romen siyasetinin Fransız si- yaselinin ayni olduğunu kaydettikten sonra Fransız - İngiliz iş birliğinin ehem- miyetini tebarüz ettirmiştir. Romanyanın da Fransa gibi Milletler Cemiyetine sadık kaldığını ve her iki devletin müşterek emniyetin hareretli tarafdarları olduklarını ilâve etmiştir. Muhaliflerin vaziyeti Bükreş l0 — Havas ajansının muha - biri bildiriyor: Milli köylü partisinin şeflerinin Del - bosun şerefine yapılacak tezahürata iş - tirak etmemek hakkındaki kararları ne- ticesinde çıkan hiâdise kapanmış adde - dilebilir. Bugün öğleden sonra Delbos, parti rei- si Manlu ile ikinci reis Lupu'nun ziyaret- lerini kabul edecektir. Akşam üzeri de daha ziyade muhalefet partilerine men- sub bazı siyasi şahsiyetleri kabul edecek- tir. Bu suretle bütün hassasiyetler sükü- net bulmuş olacaktır. Titülesko 'Titülesco, bu son günler zarfında Pa - rise bir mektub yazarak çarşamba günü akşamı Fransız sefarethanesinde tertib e- dilen müsamereye davet edilmediğinden dolayı şikâyet etmiştir. Fakat bu müsa - Ümere, kralın da davetli bulunması hase- | bile, yalnız hükümet âzalarile sefirler he- yetine tahsis edilmi Londra 10 (Hususi) — Fransanın Lille şehrinden bildirildiğine gâ hariciye Cenevre komitesi Hatay Seçim nizamnamesinin Esaslarını tesbit etti (Baştarafı 1 inci sayfada) dır. Görünüşte vaziyette bir fevkalâde- lik göze çarpmıyorsa da sinsi bir tazyik politikası halkı usandırmaktadır. - Yeni rejimin ilânı münasebetile yapılacağı bil- dirilen umumi af bir türlü ilân edilme - miştir, hattâ af kararından büsbütün vaz geçildiği de söylenmektedir. İskenderunda Sancak için bir yüksek mahkeme kurulmuştur. Fakat mahkeme riyasetine bir Fransız getirilmiş, âza - landır. Birdenbire tutuşan katran ağacı. nm yağlarını toplıyarak ve ateşi cesed ütserine teksif ederek cesedi tamamen im. ha etmişlerdir. Hidisenin yegâne şahidi Fatma, 2 gün sonra vak'ayı alâkadarlara söylemiştir. Tahkikat ve takibat sanunda katiller ya. kalanıp adaletin pençesine verilmişler. dir. Katiller, yanma hâdisesinden — sonra maktulden hiç bir iz bırakmak isteme - mişler ve külleri arasında elbisesinin de. mirden mamul olup yanmıyan teferrüatı da ayıklayıp yok etmişlerdir. Maktulün cesedinden yalnız bir düğ. me hâdise yerinde bulunmuştur. —üti Başvekil yarın mühim Bir nutuk söyliyecek (Baştarafı 1 inci sayfada) 16,30 da Ha'kevinde vereceği bir nutukla açılacaktır. Başvekil bu nutkunda gü - nün mevzüu olan bütün iktısadi davalara temas etmesine intizar olunmaktadır. Düngya nereye gidiyor? (Baştarafı $ üncü sayjada) İngiltere ile Fransa ise, müşterek bir ide- al sahibi değildirler. Bu yüzden, başta büyükler olmak üzere bütün milletler, ayrı tellerden ve ayrı havalar çalan ka. kofonik bir konserle meşgul bulunuyor- lar. Yani maruf tabirile her kafadan bir ses çıkıyor. Ve bütün bu gürültü arasın- da kârlı olarak iki adam göze çarpıyor. Kendisine (400) müyonluk bir impara- torluk peşkeş çeken Japonya ile Habeşis- tanın üzerine oturan İtalya. Büyük harb- den 20 sene sonra dünyanın arzettiği manzara İşte bundan ibarettir. Ve bu vurdum duymazlar kafilesi, her gün bir parça daha müessif âkibete yaklaşıyor, - |yaklaşıyor. — Selim Ragıp Emeç lıklara da iki Ermeni tayin edilmiş, Türk- lere yalnız bir yer verilmiştir. Bu vazi - yet Hatay Türklerinin ehemmiyetle na- zarı dikkatini celbetmiştir. Bu da Fran- sız müstemleke memurlarının hüsnü ni- yetle hareket etmediklerini açıkça gös - termektedir. Halkın bütün intizarlarına rağmen manda hükümeti idarede hiç bir değişiklik yapmamaktadır. Antakya (Hususi) — Usbacıların tah- rikâtı devam etmektedir. Bunlar bilhassa bayram günleri faaliyet göstermişler, Ha- ftayın istiklâli üzerine Alevilerden — bir kısım halkı bayram yapmamağa teşvik etmişlerdir. Hükümet her sene olduğu gibi, bu se- ne de bayramda merasim yapmışsa da, davet edilen Türkler merasime iştirak etmemişlerdir. Antakya (Hususi) — Yenigün gazete- sinin kapatılması üzerine İskenderunda çıkmağa başlıyan Vahdet gazetesi üçün- Cü nüshası toplattırıldıktan sonra kapa - tılmıştır. İntihap nizamnamesi tesbit edildi Cenevre 10 (A.A.) — Havas ajansı mu- habirinden: İskenderun Sancağı dahilinde yapıla - cak olan ilk intihabata aid teşkilâtı vü - cuda getirmeğe ve kontrola memur olan kamisyon, mesaisinin ilk kısmını bitir - miştir. Komisyon, intihab — nizamnamesinin metni ile intihabat için tesbit edilecek tarihe ve icabeden memurinin tayinine mütsallik olarak Milletler Cemiyeti kan- seyi reisine yapacağı teklifleri tanzim ve tesbit etmiştir. Kamisyonun, Sancağın ana yasasının derviş etmekte olduğu müntahiblere ta - limat ve Sancak meclisine meb'us intiha- bi için zaruri olan iki dereceli intihab gi- bi intihabata müteallik hususatı kontrol etmek Üzöre gelecek sene baş'anzırında tekrar Sancağa gitmesi muhtemcidir. nazırı Delbosa karşı tertib edilen bir sul- kasd meydana çıkarılmıştır. Bir müddet evvel Fransız - Belçika hu- dudunda şüphe üzerine yakalanmış olan * Buday isminde bir Macarın üstünde ya « pilan araştırmada, böyle bir suikasdın tertib edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Nazırın orta Avrupada yapmakta ol duğu seyahati fırsat telâkki eden suikast- çılar, Delbosu Pragda öldürmeği tasarla- mışlardır. Prag polisi de bu suikasdla alâkadar olan bir adamı tevkif etmiştir. Delbos, Lehistandan itibaren sıkı bir muhafaza altında seyahat etmektedir. Suikasdçılar, Fransanın Ceza'r umum valisini de öldürmeğe karar vermişler « dir. Resmi tebliğ Bükreş 10 (A-A.) — Bu akşam neşre - dilen tebliğde ezcümle deniyor ki: Delbos ve Antonesko beynelmilel va » ziyeti bilhassa merkezi Avrupa bakımın- dan tedkik etmişler ve Fransız - Romen münasebatı üzerinde noktai nazar teati - sinde bulunmuşlardır. İki devlet adamı arasındaki görüşme - ler iki memleket münasebetlerinin bariz vasfı olan anlaşma ve samimiyet fikri içinde vuku bulmuştur. İki nazır, görüş- lerinin tamamen tetabuk ettiğini müşa - hede eylemişlerdir. İki memleketin si - yaseti de ayni idenlden mülhem olmak - tadır. Bu siyaset Milletler Cemiyetinin prerisiblerine sadıktır. Ve bu siyaset Fransa ve Romanyanın müşterek mütle- fikleri ve dostlarının sağlam münasebet- leri müzaheret etmektedir. Belgrad gazeteleri neşriyatta bulunmuyorlar Belgrad 10 (A.A.) — Buraya ayın 138 ünde gelerek 15 ine kadar kalacak olan Fransa hariciye nazırı Delbos hakkında gazeteler henüz hiç bir neşriyatta bulun- mamakta ve münhasıran Stoyadinoviçin İtalyadaki konuşmalarile moşgul olmak- tadır. İst: nbulda artık Tifo salgını olmıyacak Şehrimizde tedkiklerini bitiren Sıh - hiye Vekâleti idari müsteşarı Asım dün akşam Ankaraya dönmüştür. İdari müs- teşar İstanbul hastanelerini kâmilen gez- miş, doktor ihtiyacını, yatak vaziyetini, yeniden yapılacak ilâveleri ve paviyon işlerini gözden geçirmiş, alâkadarlardan izahat almıştır. Sıhhiye Vekâleti, İstan- bulun sıhhati ile yakından alâkadar ol - maktadır. İstanbulun sıhhi vaziyeti hak- kında Sıhhtye Vekâleti icab eden her türlü ıslahatı yapmak azmindedir. Müs- teşar Asım İstanbulda bu bakımdan ted- kikat yapmıştır. Diğer taraftan İstanbulun sıhhati ile pex yakından alâkalı bulunan şehir su - ları hakkında İstanbul belediyesinden is- tenen malümat gönderilmiş olduğundan Vekâlet tarafından bu husustaki rapor tedkik edilmektedir. Kırkçeşme suları çarşamba gününden itibaren kâmilen kesilmiş olacaktır. Esa- sen bu su, halen cafi şadırvanlarında, bazı müesseselerde bulunmakta idi. Kırkçeşme sularının halk tarafından kullanılması yasak edildiği gündenberi şehrin sıhhati hissolunacak derecede dü- zelmiştir. Bundan evvelki senelerde kış aylarında bile her gün bir, iki tifo vak'a- sı kaydedilirken bu kış, günlerce tifo vak'alarına rastlanmamaktadır. Diğer hastalıklar da o nisbette azalmıştır. Her sene haziran, temmuz ve ağustos ayla - rında şehirde tifo vak'aları çoğalmakta idi, Sihhiye müdüriyetinden verilen te - minala göre bu sene tifo vak'alarına ga- yet az miktarda tesadüf edilecektir. Sıh- hiye Vekâleti, yaz aylarında İstanbulda görülen tifo salgını karşısında şimdiden tedbir almış bulunmaktadır. Mayıs ayı gelince, mevaddı gıdaiye satan tekmil esnaf, bekâr odalarında, umumi yerler- de yatanlar birer defa aşılanacaktır. Alman hey'eti geldi Bugün Bükreşe gidiyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Von Sehirach dün gece Ayaspaşadaki Alman sefaretinde koloniyi kabul etmiş ve bir nutuk söylemiştir. Geceyi, hükümetimizin misafiri olarak Perapalasta geçiren Von Sehirach ve de kuz kişiden ibaret olan Alman gençlik dairesi erkânı, bugün tayyare ile Bü'creşe hareket edeceklerdir.