9 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

9 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadın gözile Avrupa idarehanesin Büyü ee Üyük bir sinema mecmuası İ ziyaret . nasıl çıkar, hariçten yapılan binlerce müracaat nasıl karşılanır? Yazan: Muazzez Tahsin Berkand -. z devrin sayısız çıl- rasında «sinemasnın belli baş- *ti vardır. Büyük küçük, 'alnız filimlerle değil, bu iren artistlerin hususf ha - adar olmakta ve her şey- etmek is- Ş Jean Michel Pagös, telefonla iş- B ıı*'a'li"'ı'u_vu büyük bir nezaketle etti: Yarın y . Z Sa Ü vi “Ermneniz Sanzeliz, kta k azıhanemde olacağım; iste- buyurunuz. Odacıya lsmi- kâfidir. caddesine bakan geniş bir . urşi ük bir demir kapı.. dar bir ş );k bir tevzi odası.. bir taş mer- ı, Mmemurun durmadan- çalıştığı Dök bi el bir bekleme odası ve ni- et bir ka öü n bir b;r;a yuvası gibi kaynaşan ün a mboyıu. zeki yüzlü, kumral bir a- K ğa kalkarak karşımda eğildi: N San Pagös Kada F hali yaygı çtPA yakın ve merasimsiz bir Sim t ki hemen iki ahbab gibi ko- — Go başladık. Üü miy * İstanbuldan geliyor: - mi geliyorsunuz de- a E: Srasını tanıyor musun 'Dcue_—._v Sizinle hemen görüşmek filsımı da Türk olmanız de- zi n İste Sediğimi, W A, ” Bi do Ç l;ı;? :rrı-kkı'ır ederim, Ö Se d":ıhv:;rce konuşabiliri: c n'l-_vnrum efendim. hex Ço Tâanız çok okunuyor mu? Ğ İi haşıı Pek çok... Bütün dünyadaki #ntond ha oma gazeteleri arasında Si- ÜyYük bir mevki almıştır )îlıl’:iî:ım mecmuası çıkarmak, ya- p Olarile uğraşmak güç bir iş W tim & lüm ĞÜ m - l’îl'—-.âh bakıma pek Sti Bünun için r Tafik, hfm'j" Ttuhe,, Şt Yenebiş; Pek güç; fakat bazan de için film tlerile ve St geçinmek lâzımdır. Mas- ülduı:v #Onlara hem de onlar bize yrjmz»—ar:ndnn bütün güçlükleri <SR Hai T yiroodla münesebeti niz var mı- Nİ Orada devamlı " Biza 1 Muhabirlerimiz var- hi © Amerikayı M ae '& ait sinema havadis- k. Tnlerin resimleri artist- Malümatı günü gü N gizli husus! n Yazılıyor; — alâkadarlar Yenj p—,._ etmiyorlar mı? &21laş ';_ı:::';ı yıldızlar kendilerine avadisleri takip eder- Sevinirler, fenalarına kızar- bildikleri için artık de- Niniyet vermez olurlar. euy '<da Charles Boyer, Da- X, Sirmone Si Ti Yorsunuz? Vri tlerimizi para İmasını sevmiyorum. i ansız film Paoriste çıkan Pour Vous isimli sinema mecmuasının kapağı — Bunlardan bir kasmı tekrar Fransa- | ya avdet ediyorlar sanırım? — Evet, fakat senelerce sanra hem biraz Amerikanlaşmış olarak. O müddet zar- fında da demin isimlerini saydığınız « tistlerimizin çevirdikleri filimlerin düp- lâjını görüyoruz ve bizi pek sinirlendiri- yor. Meselâ bir Charles Boyer, filimlerin- de niçin İngilizce konuşsun? Onun yarat- tığı Fransızca filimler çok daha güzel de- ğil mi? — Tabit, herkes kendi dilinde daha iyi konuşur ve daha samimt olur. Filhakika |ben de Charles Boyerin İngilizce konuş- — Gördünüz mü? Fakat dediğim gibi maalesef para her şeye hükim oluyor. Ve bizim nisbeten fakir olan kumpanyaları- mız koendilerinden kat kat zengin olan Amerikan şirketlerine karşı duramıyor- lar, Ve milyonlar, artistlerimizi Holiy- wood'a çekiyor. — Artist olmak hevesile size müracaat edenler var mıdir? Sinemond direktörü kahkaha ile gül- dü: — Var midır da söz mü? Her gün yüz- İherce mektup alıyoruz. Sık sık gelen gi- le geçenlerde, ismini v- nuttuğum bir köyden, çok güzel bir kız gelmişti. Kendisin! bir film kumpanyasi- ©i takdim etmem için o kadar çok yal -| vardı ki az kaldı, prensibim hilâfına ben de yumuşayıp onun istediğini _v.ıp.ıcn,k - tım; bereketversin V. kendirmi topladım. — Bu genç den de oluyor. He nde kızı film çevirmekten men | SÖON POSTA Sa, ? yfa “ Ben bir tımarhane kaçkınıyım! ,, Bir sinema mecmuasının Ufürükçü hoca nihayet bana tütsü yapmıya başlamıştı Hem elile buhurdandan çıkan dumanları üzerime yelpaze- liyor, hem de: “ Altmış yetmiş, çıkmış gitmiş! Altmış -- — Estağfurullah, oturun! Oturduk, bana dü: — Şimdi evlâdım söyle Nen var? — Hocam, geceleri uyuyamıyorum. Gözüme bir sürü hayaller görünüyor. Kulağıma sesler geliyor. Korkunç, korkunç adamlar boğazıma sarılıyor- lar, yakalamak istiyorum, fakat müm- ikün olamıyor. Hem sözlerimi dinliyor, hem baştan aşağı beni süzüyordu. Ben devam edi- yorum: | — Bazan içimden bir ses yanında-| lerin gırtlağına sarıl diye bağırıyor... — Hımm.. Başka? — Başkası böyle hocam. Geceleri korkuyorum. Uyumağa cesaret edemi- yorum Peki bunların tedavisi için şim- diye kadar ne yaptın? — Doktorlara gittim, ilâç aldım. — Tabil fayda etmedi değil mi? — Etmedi., — Etmez.. Çünkü sende uzvi bir hastalık yok. Fakat doktorlar - söyler- bakayım. ki dururlar. Evlâdım. Sözlerime kulak |ver. Beni dinle. Tekrar ediyorum. Sende uzvi bir hastalık yok. İyi saatte olsunları gücendirmişsin. Ervahı habi se bütün vücudünü istilâ etmiş, — Peki efendi hazretleri. Bu habis ruhları defetmenin çaresi yok mu? — Olmaz olur mu? Var ama güç... Şimdi uğraşacak vaktim de yok. Çok meşgulüm. — Hocam ayağınızın türabı o! Beni iyi edin, ne fedakârlık lâzımsa yapınm... — Evlâdım ben para canlısı adam değilim. Hasene hanımın hatırı - için senden para istemem. Yalnız masraf lâzım, Senin derdin büyük, masraf ta tablatile ona göre olur. — Hocam, tekrar ediyorum, masraf- tan kaçınmam. Ne kadar lâzımsa söy- leyin, takdim edeyim. — Ne kadar lâzım olduğunu bugün kat'i surette kestiremem. Çünkü — bir kere mürakabeye dalıp cinlerle temas etmeliyim. Yalnız onlardan cevab a- lar seni boöş bırakmak * için sana bu ge- çok bncıya doğru olamaz. Onun ce bir muska hazırlı: Bir de şimdi tütsü y . Müs-| etmenizin sebebi ne idi? — Durup dururken ve köyünü, yerini bırakıp bir k17;' İçıkması kolay bir şey midir? Ev | (kalım artist olmağa müstait midir? ll'ı-L |yırsa,; güzel bir kı allesinin dışında ve | gibi sefaletlere maruz kalacağını düşünü- | sırf kaprisi için yor musün ü — Onu fikrinden nasıl vazı ' — Evvelâ ben bir çok nasihatlar ettim; gösterdim. İki kadın başbaşa vererek konuşlı_ılar. Bi sözlerimden ziyade kâtibiminkiler santrım çünkü ertesi günü Pa- kövüne döndü. Fakat ar- bir iptilâ halini al- tekrar — bir geçirdin'z? sonradan onu K sir elti risten ayrılıp Ust olmak fikri onda müş olacak ki bir ay evvel mektupla ricaları: ğ — Gene red mi ettiniz ktubuna cevab . veri cevap yazmağa K n adedini ön * misli Aarttırmam izde basılan güzel resin yorsunuz? 4 hiç zahmet çekmiyor 'arı bize deste deste r ndoriyorlar; biz de içlerin- iğimizi seçip alıyı imler hakkındaki y rinizi neye istinat ettiri - nereden bulu; — Bunun Film kumps orüz. üüü — Yeni fili , zı ve hükümle' yorsunuz? 1 inci sayfada) çekiyorlar, (Devamı 1 ka biraz pahalıca çık: la yazacağım. Sonra t gayet kıymetli: 'Tâ Hindistandan sureti hususiyede getirtilmiştir. Hüda Glem, dirhemi bana iki banknota mal ol - muştur. Bana şimdilik masraf olarak alelhesap !0 lira ver. Sana şimdi tütsü yapayım. Gece de muskayı hazırlarım. Yarınm sabah Hasene hanıma bırakırım. O da size getirir. İki gün sonra tekrar gelirsiniz 0 zamana kadar cinlerle ko- nuşurum. İstediklerini anlarım, ne lâ - .. Olmazsa... zımsa yapar — Olmazsı — Olmazsa sana gaâye! mahrem söy- lüyorum. Kimseye bunu yapmam, Ha- sene hanımın hatıri için seni bir kere de Üsküdardaki tekkeme götürür ora- da tesbihten geçirir, cinleri vücudün - rmağa bakarım. Fakat tekrar . Bunlar gayet mahrem ol - . Çünkü en ufak bir boşboğazlık yaparsan iyi saatte olsunları kızdırır- Sın. o vakit maazallahı taalâ ilelebet bu deri — Aman hocam.. Ha: Hoşkadem bacı da benim için şal ederler. Ben namkör değilim. Bu £ nda kalmam. Tekrar ediyo- ) yaparım ar ediyorum. ğinizin al rum. Her türlü fedakârl İçalışırız. Ancak yaptığımızın masraf - ler mi ya? Onlar para koparmak için ş adama durup dururken hastalık kon-| * Faruk Küçük (Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur) yetmiş, çıkmış gitmiş! ,, diye söyleniyordu Röportajı yapan: Çarşamba pazarında peştme takılan çocuklarla Para canlısı değiliz. Biz bir dua için larını alırız. Bu işden beklediğimiz ye- ne şey sevap kazanmaktır. Haydi, di sen bana on lira ver de, ben de iyü yaptırayım. Acaba on lirayı vereyim mi vermiye- yim mi? Mazhar Osmana bile muaye- neye gitsem beş lira verecektim. Hal- im hoca iki mislini istiyordu. keli bu kadar lüks apartımanda otlurmuyor. Günde benim gibi böyle iki kişiden onar lira alsa ayda 600 lira kazanç eder. Vergisiz, tevkifatsız 600 lira kazanç... Az mı bu? Bereket üzerimde on lira var. Fakat ne diye bu on lirayı ona vereyim? Fakat bu on lirayı verirsem şu Üs - küdardaki tekkeyi göreceğim. Eh böy- le bir yeri görmek de on iliraya değer. | — Faruk bey efendi hazretlerini bek- letme . Hasene hanımın bu ihtarı üzerine cebimdeki tekmil servetim olan on li- rayı çıkardım, içim titreye titreye u - zattım. Parmaklarının ucile parayı al- dı: — Bakın, dedi, aklına bir şey gel - mesin. Kur'anıazimüşşan bakkı - için aldığım bu on lira ilk masrafların bile karşılığı değildir. Şimdi üç dirhem tüt- sü yapacağım 6 lira tutar: Muska için de en âşağı beş liralık zafran gider. Sonra cinleri davet için de on liralık başka masraf var.. görüyorsun ya evlâ- dım şimdilik senden en aşağı yirmi lira almam lâzım geliyordu. Ön Jira bir ke- re ağzımdan çıktı. Pek insaflı adammış doğrusu... Saf-. ga n 5 Bi n kı Biz insan Değil miyiz? Kadıköyünde Hünkâr İmamında Fis- tıklı sokağında oturan bizler, Kadıköy be. lediyesinin en gok Ihmaline uğrayan muğ- durlardaniz, Senelerdir. lstidalar, — şitahi dilekler, hattâ gazetelere — yağdırdıfımız mektuplarla derdimize bir deva — bulun - maşını istediğimiz halde, her nedense hep boş veriliyoruz. Erlerimizin ekserlsi ah- şaptır. Onun için Allah göstermesin bir lemizin ekseri evinde elektrik ve hava « gazı olmasına rağmen, sokağımız baştan başa zifiri karanlık içindedir. Buraya da bir Jâmba konulmasını diliyoruz. ses çı- karan bulunmüyor.. Hele bir tarafı Acı - badem caddesine, diğer tarafı — korkunç ve issız mezarlığa sapan «Ecele köprüsü — Evlâdım, gene lel Biz doktorlar gibi haslaları soymayız. / ciYarını aydınlatacak — tek bir Jâmbanin di hi dil kimseleri soyan hocaları yalmız Hü« seyin Rahminin muhayyel kahraman ları zanneder, inanmazdım. Şimdi gö - zümle görmüştüm. Beyoğlunun göbe- inde böyle adam soymak doğrusu oluz şey değildi. Ben böyle düşünürken hoca ile Ha« sene hanım fiskos fiskos bir şeyler ko- uşuyorlardı. Nihayet hoca bana dön- ü: — Şimdi evlâdım, dedi, sana tütsü evvelâ, soracağım yapacağım. Fakat suallere doğru cevap ver. — Adin ne? — Faruk. — Babanın adı? — Ahmet. — Ananın adı? — Fevziye. — Kaç yaşındasm? 8 H.ingi ayda doğdun? Abdestli misin? — Gençlik hati bu, ayıplamam. Sı ılma doğru söyle! — Abdestliyii — Poek güzel.. Dışarı çıktı. Biraz sonra arkasında izmetçi olduğu halde içeri girdi Elinde beyaz parlak bir buhurdat vardı. Hizmetçinin elinde de bir secca- de. Elhaç Sakibüssı cedeyi bana uzattı: hazretleri sec- — Al evlâdım elinle kıbleye doğru ser, (Arkası var) bulunmaması, iş ve gücünden geç vakit- lert döne bizl Ü n değli miyiz? Bizlere da medeni insanlara yakışan ve lâzım nlan ba ile harik musluğu temini mühim di işlerden mi ayılır?.. töy belediyesinin, da- ha olmazsa daha yüksek makamların değerli huzurlarına arzediyi Mahalle halkı namına İbrahim Hüseyin * Okuyucularımızın sorgularına Cevablarımız İakilipte Modiha Avni'ye: Ancak şiir Jardan — birine göndermenizi tavsiye ederiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: