11 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

11 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TT ğ Ş Ce A Ahmet Refik Tarihçi Ahmet Refiğin ölümile ilim sahası kıymetli bir unsurunu, duygu âlemi çok ince bir evlâdını kaybetti Yazan: Halid Ahmed Refik öl ün ev - vel Büyükadadaki evinde çok ağır, çok ateşli ve tehlikeli geceler geçir- dikten sonra birdenbire ateşi gev - şemişti. Bu, ümid veriyordu. Fakat doktorların iş'arile beş gün — evvel nakledildi. İşte o günden- | ada bütün dostlar ak yatini soruyorduk. — Ve bazan ü verici haberler veriyor, haberle hyor, bazan da ;ı.p)xlıxe yeis şürüc t dün kara öl lefon çalış geldi. O anda, zevcimle beraber, Adada tutulacak bir ev hakkında görüşmek üzere iskeledeki dostum eczacı Bay Mehmedin eczanesinde bulunuyor - dum. Bir hissi kablelvukü ile mi, ne dir, Mehmed, neş'esizdi, benim de n h e bir dakikanın — içinde başım ağrıyordu. Beş dakika konuş- | tuk konuşmadık, telefon çaldi ve ar- kadaşım daha telefonu kulağına a - hr almaz haykırdi: — Nasıl, hoca vefat mı etti? Ne diyorsun? Karım, ben ve arkadaşım üçümüz de teessürümüzden, ne diyeceğimizi | şaşırmıştık. Ve dimdik ayaktla du - ruyorduk. Gayrı ihtiyarı sinirli ha- reketleri — Vah zavallı, vah zı duk. İki ika sonra Büyükadanın hâkimi Bay Niyazi içeriye girdi. Bu defa da üstadın ölüm haberini derin h! diyor- bir elemle ona biz haber veriyorduk. | Şimdi o da, ayni kederle — ve dolu gözlerle, sesi titreyerek, içinin acısı- nı kısa kelimelerle anlatıyor ve artık | hepimizin teessürü bir noktada mp- lanıyordu. Eminim ki Adada bütün Ahmı.!.ı lara yarım saat içinde lüm haberi, bir çok gö- nülleri sızlatmıştı. Ve uzaktakilerle Üstadın eserlerini okumuş olanlarla beraber onu şahsan tanıyanların ve bilhassa çok zaman sohbetinde bu - lunmuş, nüktelerini işitmiş ve faz - lasile yiğit kalbinin duygularını ta- nımış olanlar bugün gazetelerde bu korkunç, acı haberi kim bilir ne iz - tırapla karşılayacaklar? * Ahmet Refik her şeyden evvel i- yi bir muharrirdi. Açık, sade bir di | le ve.renkli bir üslüpla yazardı, Snn ra, en büyük bir meziyeti, kini edebi bir zevk gibi eserleri ve Darülfünunda Müderrisliğile mem- püler bir kıymeti olduğu inkâr edile | mez. Fakat o, tarihi bu suretle herke- ve anlayacağı bir i- irken ilmi basitleş - tirmemiş, âdileştirmemiş, vesi beri Adaya bir te- | Fahri Ozansoy rın üzerinde çalışmış, hayatının u - zun senelerini Babıâlinin mahzeni evrakında tozlu vesikaları tetkikle geçirmişti. Bütün — bu tetkiklerinin neticesidir ki bir çok eserlerine ya - rın için de kütüphanelerin rafların- da kıymetli bir mevki ayırmakta - dır. Ölümüne kadar ne kadar eser yaz di? Bunu bu anda doğru bir liste ha de düşünecek ve sıralayacak va - Yalmız ilk düşü - rım, on cild mi, on büyük tarihi umu- ar, Köprülüler, Ka- natı, Lâle devri gibi pek heşhur eserleridir. Ahmet Refiğin | İnce ve hisli şarkıl | şür kitabı bunun — de Refik bu şarkılarında le ve ince, geçici anlarını t nüm ediyor ve bilhassa çok sev Adanın her kıyısında ve her çam ğında bir hatıranın yâdını inliyor. Fakat ne içden, ne duygulu bir in - l Çünkü Ahmet Refik bütün öm rünü tarihe ve tarihin karanlık a - sırlarındaki esrarına vakfettiği ka - dar bütün ömrünce aşk için de çır - | pinan bir kalbe malikti. İşte bugün onun ölümile ilim sahası çok kıymet li bir unsurunu ve duygu âlemi çok ince bir evlâdını kaybediyor, dostla- rı da en sevimli bir çehrenin arala- rından ebediyen çekildiğini, elem - le, ösefle görüyor ve âdeta bu ölüme inanamıyorlar. Ne diyeyim, sevdik- | lerinin ölümü insana öyle aklı dur- duran bir destek veriyor ki ilk daki kada inanmamak, inanmamak, öl me karşı tabii bir aksülâmel gibi ge | Lyor, Fakat aradan bir gün geçip te ©0.aziz vücudu toprağa — gömdükten sönra: Ah o zaman bu kâbustân ne ür- pererek uyanış ve elde sadece bir a- vuç toprak! Ne yazık! Yaşadıkça bu acılara a- Tışacağız. Ahmet Refiği hastaneye naklet- tikleri gün vapurda bir dostu nasıl- sa elinde tuttuğu gazeleyi onun gö- zünden kaçıramamışlı. Ahmet Refik bu dostun alâka ve te gözle- rini bir sütuna sapladığını görmüş- tü. Israrla gazeteyi istedi. Çaresiz verdiler, Sedyenin içinde biraz doğ- ruldu. Gözlüklerini şakaklarına doğ- ru yukarıya kaldırdı. Ve gazetede- ki kısa yazıyı okudu. Bu yazıda baş- hik olarak: «Meşhur profesör Ahmı Refiğin ağır bir hastalık geçirdiği» haber veriliyordu. | — Ahmet Retfik çok acı,- çok hüzün- lü bir çehre ile: | — Bu sefer artık dönmem, dedi | Çünkü evvelce de bir kere yürü- k Cerrahpaşa hastanesine git - fakat o zaman dönmüştü. Halid Fahri Ozansoy liği de vardı u bir cild lidir. Ahmet — GÖNÜL ISLERI Kadın mı lâzım, İstikbal mi ? Mektubuna A. A, insiyalleri ile imza atan bir genç okuyucum çok na- zik bir vaziyetten bahsediyor, mektuü- bunun sonunda şu cümle var: e— Şimdi söyleyiniz, tahsilimi mi feda edeyim, sevgilimi mi? * Bu gencin bana anL-mıLı vaziyete ba- kılırsa gerçekten bu da etmek — mecbul madem ki bana b hangisini feda edecuğini değildir. Aşk öyle bir müsekkirdir ki insan- sormüştur, tayin etmiş da müuhakeme bırakmaz, soğuk kanlı- lik bırakmaz, düşünmeye pay yoktur. Ve düşüncenin başladığı yerde aşk kal- maz. Çocuğum sevgin sandığın kadar kuv- vetli değildir. Tahsilini tercih edecek- sin, istikbalini tercih edeceksin ve bu tercihi yapıp ta hayat yolunda ilerle- diğin bin akit kargında bir sevgili yerine vgili bulacaksın. Buna mukabil siz, ve bittabi parasız kaldığını farzel. O zaman şimdiki sevgilinin ça- resiz düşeceği hayal sukutunun önün- de ne ölacaksın? Verdiğini tahmin et- tiğim karardan dolayı seni tebrik ede- Tim, TEYZE SBSON FPOSTA HÂDİSELER KARSISINDA Sırt hamallığı kaldırıldıktan sonra Kadın CASI. tilki kürkünü ikaz etti: Karıcığım, kürkünü eline al!. — Neden? — Pojis görürse, sırtında yük taşıdığın için seni yakalar, karakola götürür, ceza yazar, sırtına almıştı. * — Benim bir tanıdığım var. Belediye- nin yasağına rağmen sırtında yükle do- laşıyor. — Polis mani olmuyor mu? — Hayır!, — Ceza almıyorlarmı? — Hayır!, — Bu #dim kimdir? — Bizim kambur Ahmed! * — Artık hrrkeı kolayca dönebilir? yumurta küfesi taşıyan kalmadı da.. — Fırtına. fırtına, bin babanın sırtına! — Bus.. belediye'cürme teşvik suçun- dan ceza alır!.. * — Hani bana ikide bir, başımın üze- rinde yerin var.. derdin! — Öyleydi &ma belediye sırtta olduğu gibi baştâ da yük taşınmasını menetti. * Güreş maçından sonra maçı kazanan- dan beş lira ceza istediler.. — Bu, ne cezası? — Sırtta yük taşımak cezası, rakibini maç esna: la beş defa sırtına aldın!. * Arka bulamıyan hiç olmazsa bir arka- hk bulabilirdi. Yazık ki, şimdi o da kal- İmadı, * Küfeci müteessirdi — Bu kış çok üşi küfe sırtımı ısıtırdı. ceğim, dedi, eskiden * Başta tabla taşımak yasak oldu ama, k.ıd ınlar hâlâ saçlarını başlarının etra- İöma'tabla'alti şeklinde sarmakta devam ediyorlar, İsmet Hulüsi r muhtar Pantosda eski bir köylüyü öldürdü Pantos (Hususi) — Pantosun Hacı- lar köyünde bir cinayet Köyden muhtar Kâmil muhtarlıktan Ççıkarılmış. Bunu Salih isminde bir ko_»l.ıden bil lerek aralarında kavga çık nu._, Salih muhtarı bir sopa ile dövme- ğe başlamıştır. Bu sırada muhtar Kâ- mil bıçağını çekmiş, Salihin sırtına sâp lamağa başlamıştır. lenmiştir, Salih aldığı müteaddit yaraların te- sirile biraz sonra ölmüş, muhtar da kaç r. Fuhuşla mücadele, 45 Şüpheli kadınla, 14 Muhabbet tellâlı yakalandı Zabıtanın fuhuşla mücadele teşki - lâtı dün gece Bey .undı bir tarama yapmış ve 45 şüpheli kadınla 14 mu - habbet dellâlı yakalamıştır. Bu kadın - Jar yarın sabah muayeneye sevkedile- cekler, muhabbet dellâlları da mahke- meye verileceklerdir , Haftanın fiImİerİ Lilian Harvey ile Henri Garat gene buluştular Bu sevimli çiftin Avrupada yeni çevirdikleri “Çifte kumrular,, filmi şehrimizde gösteriliyor Lilian Harvey ile Henri Garat Çitfe Kumrular filminde «Türk» sinemasında bu hafta gösteri- |(İşden şüphe eden hâkim de derhal ev« Tecek olan eÇifte Kumrular» — filminde Lilian Harvey ile Henra Garat'ı gene bir #srada güreceğiz. Bir zamanlar çok tutan bu çift, güzel Alman yıldızının Amerika- ya gitmesi üzerine ayrılmışlardı. Şimdi Lihan Amerikadan dönmüş ve gene Ga- Trat ile birlikte film çevirmeğe başlamış- lardır, Filmin mevzuu şudur: Stoddard, Frank, Gil candan Üç arka- daştırlar. Üçü de Nevyorkun en büyük gazetesi olan Morning Post'ta çalışıyor- lar. Bir gün Gil adliyeye havadis topla- mağa gidiyor. Mahkemenin birinde bulu- “|nurken sıra bir genç kızın muhakemesi- ne gelir. Ann isminde bulunan bu kıiz serserilikten maznun — bulunmaktadır. Müuteber bir kefil göstermediği takdirde hapsi boylıyacaktır. Gil kızı kurtarmak lenmelerini emreder, Balayı kavga ile geçer. Ann çıkıp git- mek isterse de Gil buna şiddetle müma- naat eder, Ertesi günkü gazeteler Ann ile Gil'in izdivacından uzun uzadıya bah- setmektedirler. Havidisi yazmıyan — yal- nız bir gazete kalır. O da Gil'in mensub olduğu Morning Post gazetesidir. Müdür üç arkadaşı derhal kovar. Müşkülât dev- ri başlar. Ann her üçüne de bakmağa ko- yulur. Tam o sırada milyarder Jakson'ün yeğeni olan kızın haydudlar - tarafından kaçırıldığı havadisi çıkar. Halbuki kız sevgilisine kavuşmak için sıvışmıştır, Ann kendine milyarderin yeğeni süsünü verir. Delikanlılar dahi bu vak'a hak- kında uzun uzadıya malümat vermeğe koyulurlar, Bunun üzerine üçü de gaze- teye tekrar alınırlar ve gençler ıuqm gayesile nişanlısı olduğunu beyan eder. İnail olurlar. Beynelmilel sinema müsabakası Amatörler arasında Pariste yapılan bu müsabakayı Almanlar kazandı Beynelmilel sinema amatörlerinin her sene tertib eylemekte oldukları müsaba- kanın altıncısı geçen hafta Pariste lcra edilmiştir. Elde edilen neticeler şunlardır: Almanya: 2 birinci mükâfat, 2 ikinci mükâfat, 2 üçüncü mükâfat. Fransa: 1 birinci mükâfat, 2 ikinci mü- kâfat, 2 üçüncü mükâfat. Üçüncü: Japonya, dördüncü: Avustur- ya, Beşinci: Arjantin, altıncı: Lehistan, yedinci: Macaristan, sekizinci Belçika. Küçük sınema haberleri: Meşhur İtalyan ginema yıldızı hızı İsa Mi- randa geçen hafta Hollywood'a muvasa- lat eylemiştir. Artistin muvasalatı büyük dedikodu- ları mucib olmuştur. Çünkü bu güzel yıl- dızın zati eşyası yirmi sekiz büyük san- dıkta bulunuyordu ve üç oda hizmetçisi vardı. İsa Miranda dört, beş ay kadar Holly- wood'da ingilizcesini kuvvetlendirecektir. Ondan sonra Fransız san'atkârı Fernand Gravey ile birlikte «Nina Petrovnanın ya- laniı» adında büyük bir film çevirecektir. * Yakında Hollywood'a avdet eyliye- cek olan William Powell, güzel Fransız yıldızı Annabella ile eJean> adında bü- yük bir film çevirecektir. Bu filmi çevirdiği müddetçe William Powell haftada: 60.000 Türk İirası ala- caktır. Filmin iki ayda çevrileceğine gö- re âlacağı mecmu parayı siz hesab edi- eşhur Japon san'atkârı Lessue va Çinli sinema yıldızı. Anna May Wong ile birlikte Paramount kum- panyası hesabına büyük bir film çevir- mek üzeredir, Filmin ismi «Şanghayın şarkında» dır,. “ Saray ,, sineması: Zengin çocuğu Shirley Temple Zengin çocuğu filminde Bü hafta Saray sinemasında minimini sevimli artist Shirley Temple'in «Zengin çocuğu» ismile çevirdiği bir film göste- rilmektedir, Filmde Alice Faye, Gloria Stuart, Jack Haley gibi tanınmış artiste lerin de rolleri vardır. Küçük artist bu filmde de diğer film- lerindeki gibi çok muvaffak olmaktadır, *“Sümer, sineması: Manya Valevska Filmden bir sahne Sümer sinemasının bu haftaki repor* tüvarını teşkil eden bu filmin çok kuv” vetli bir mevzuüu vardır ve vak'a Rusya” nın Çarlık devrinde geçer. Filmde maruf yıldızlardan Olga Çı a ve Maria An- dergast'ın rolleri vardır

Bu sayıdan diğer sayfalar: