IÇ SAHIFELERDE 3 üncüde: Biiyük davalar Muharrem Feyzi Togay 5 incide: Bir seyahatin notları Kandemir Niçin boşamyorlar? Salâhaddin Güngör 7 ncide : Meşhur Türk zaferleri Celâl Dincer Oıntördüncu yıl sayı: 4818 umhurıye 245 igrat Teleîon: Başmuharrir ve evl: 22366. Talırir heyetl: 24298. tdare ve matbaa fcısmı 24299 24290 Te TUrk Bayrağı imalât Evi Ay yıldızı kendinden d o k u n m u ş Türk bayrağını ancak Türk Bayrağı imalât evinde bulabilirsiniz. İstanbul Divanyolu Turbe karşısı No. 135 Zekeriya Poladcan. Telefon: 23026 Pazartesi 11 Birinciteşrin 1937 J Garbî Anadolu manevraları bugün en hararetli safhada Biitiiıı dünyada maııena faaliyptiı aşlıcası askerî vaziyetlerin kontrolundan ibaret olmak üzere muhtelif sebeblerle yapılan askerî manevraları her memleket şüphesiz her zaman yapar. Fakat bu yılın her taraftaki manevra faaliyetleri biraz fazlaca oldu gıbi göründü. Hakikaten fazla mı oldu, yoksa içinde bulunduğumuz dünya hal \e şartlarının her tarafta fazla hassasiyet uyandıran fevkalâdeliği hase bile fazla mı göründü? Galiba hem o, hem bu. Bır taraftan bazı memleketlerde manevralar hakikaten askerî tekemmüllerin kontrolunu istihdaf eden büyük ciddiyetlerle temayüz ederek bu itibarla nazarı dikkati celbetti. Dığer taraftan diğer bazı memleketlerde askerî manevralara siyasî bir tezahür çeşnisi de verilerek bu maksadla onlann etrafında çalınan davul dümbelek ister istemez gözleri onlann üzerine çekti. Bir halde ki son birkaç aydanberi kulaklarımıza dünyanın hemen her istikametinde kılıc şakırtıları aksetmektedir. Milletlerarası hayatının hassasiyeti öyle ki sinek uçsa vücudlerde bir ürperme uyandırarak duyuluyor. Onun için, hiç şüphesiz bu yıl her tarafta daha fazla bır ehemmiyet ve itina ile tatbik ve takib olunan manevralar insanlık üzerinde umumî bir silâh şakırtısı gülbanki teşkil etmiş bulunmaktadır. Bununla beraber gerek millî askerlik vaziyetlerinin kontrolu mahiyetinde olsun, gerek ayni zamanda siyasî tesirler icra etmek maksadlarını istihdaf etsin, manevralarda esasen izam olunacak cihet yoktur. Silâhları azaltmağa imkân bulunamamış olduğuna göre her millet, asgarî haddi kendi emniyet ve selâmetinin muhafazası olmak üzere millî müdafaasına azamî ehemmiyeti vermektedir, ve milletlerarası işlerinin başka bir hal şekli bulununcıya kadar, ve galiba bulunduktan sonra dahi, mületler bu mevzu üzerinde çok dikkatli olmak mecburiyeti altında bulunmaktan kolay kolay kurtulamıyacaklardır. Sulhu koruyacak başka bir tedbir, fakat insanlığın vicdanına kanaat verecek kadar müessir bir tedbir bulununcıya kadar milletlerin silâha atfettikleri ehemmiyet ve gayreti mazur görmek ve hatta sulh hesabma sitayişle karşılamak lâzımdır. Zayıflık milletlerin kendi hayatlarına ziyan ve milletlerarası hayatının huzur ve sükununa ziyandır. Sabit olan hakikat şudur: Sulh için en zararlı vaziyet zayıf olmaktır. Onun içindir ki bilhassa Umumî Harb sonu hayatında küçük büyük her millet kendi imkânının son hadlerinde kuvvetli olmağa itina ediyor, ve pek iyi yapıyor. Nekadar küçük olursa olsun kendısmı canla başla müdafaaya azmetmiş bir memlekete hatta herhangi en büyük devletin taarruz etmesi değil, ona karşı kafasından taarruz fikrini geçirmesi bile mümkün olmaz. Bu hal elbette sulh için büyük bir nimettir. Misal olarak Belçıka ile Isviçreyi zikredebiliriz. Dünyanın insaflı memleketleri tarafından elbette ezilmeğe bırakılmıyacak olan bu küçük memleketler, iş başa düştüğü zaman, haricden kendi yardımlarına gelebilecek kuvvetleri hesaba katmadan kendi kuvvetlerile kendi hudud ve hukuklarını müdafaa etmek azmini tereddüdsüz ve açık olarak izhar ediyorLr, ve bunu yalnız sözde bırakmıyarak tedbirlerini de ona göre almağa azamî ehemmiyet veriyorlar. Umumî Harbin cümle için felâketli bir ders halirJe görülüp geçirilen kanlı tecriibelerinden sonra sulhun daha kolay, daha emniyet verici çareleri bulunabileceği zannedilmişti. Belki, belki değil hiç şüphesiz, milletlerin vicdanmda bu böyledir. Buna rağmen şimdiki halde milletlerin kanaatlerini sormağa lüzum görmiyen muhtelif tesirler altında hemen baştanbaşa bütün dünya kararsız ve denebilir ki henüz ve hâlâ karanlık bir hava içinde bocalayıp duruyor. Bu vaziyet içinde biricik emniyet ve huzur çaresinin en azı tedafüî bir tedbir olarak silâhları yağlayıp her ihtimale karşı hazır bulunmaktan ibaret olacağı malumdur. îşte üniversitede dönen talebeter Profesörler kabahati genclerde buluyorlar «Üssümizan eskiden de vardı. Imtihan neticelerî bizde ecnebi memleketlerden daha iyidir. Talebeler, çalışmadıklarından dönmüşlerdir» istanbul Üniversitesinin, bilhassa Hukuk ve Fen fakültelerinin bu yılki imtihan lar sonunda da, beklenen verimden tahmin edilemiyecek derecede aşağı bir neticeye düşüşleri, memleket münevverlerini cidden müteessir etmiş bulunuyor. Bu acıklı meseleye temasımızdanberı her taraftan sorulmaktadır: Şimdi ne olacak, ne yapılacak, bu, böyle devam edecek mi? Muhakkak olan şudur ik, bu halin böylece sürüp gitmesine imkân yoktur. Çünkü bir yandan; münevvere ihtiyacı olan bir memleket dörlgözle adam beklemektedir, öteyandan adam olmak aşkile Üniversite kapılarına koşan yüz lerle genc, bin mihnetle girdikleri bu kapıdan göğüslerini gere gere çıkabilmenin yolunu bulamamaktadırlar. Açılış günü Üniversite Rektörü namına memlekete, geçmiş yılın hesabını veren dekanın ifadesine bir daha göz gezdirmek ve Üniversite çatılan altında çalkanan ıstıraba hafifçe olsun kulak i llllllllllllllllllllll Mavi tarafın taarruzu Sökeyi de işgal suretile inkişafta devam etti, Kırmızı taraf tam tecemmüünü ikmal ederek bugün taarruza geçecek i Büyük harekâta sahne olan Söke demiryolu istasyonu ve köşede Kuş adasınm meşhur adası Söke 10 (Sureti mahsusada giden arkadaşımızdan) Bugünden itibaren manevranın ikinci safhası başlamış bulunuyor. Vaziyeti umumiye şudur: Denize hâkim bir devlet donanması arkasında nakliye gemilerile Kuşadası, Söke sihıllerine yaklaşmış, keza bu do nanmaya karşı Kırmızı kuvvet tarafın dan kara, deniz, hava ycllarile muhtelif tesirler yapılmış, gerek donanmada, gerek nakliye sefinelerinde epeyce zarar hasıl olmuştur. Mavi taraf, kendi donanmasının mefruz kuvvetli ateşi altında Kuşadası yakınmda Balat ovasının mün[Harekât sahasında bulunan Başmuharririmizden] tehasındaki Karine dalyanı civarında kaSöke 9 (Evvelki akşam çekilen kâtın esası hakkında ketumiyet muhafaza raya çıkmağa ve sahilde tutunmağa mubu telgraf gecikmiştir) Atatürkün ediyor; yalnız bu harckâtm yannki ta vaffak olmuş, Kuşadasın. da işgal ederek trenile Sökedeyiz. Geceyi burada kibinde bazan bazı arızalı araziyi yürüburaya ve civar tepelere yayılmıştır. geçireceğiz. Nazillidenberi Atatürk, yerek geçmek lâzım gelcceğini arkadaş Mavi taraf kumandanlığile birlikleri Büyük Erkânıharbiye Reisi Fev ların gözü önüne koyuyor. arasında muhabere irtibatı tanzim edil zi Çakmak, muavini Orgeneral Asım Nazillidenberi Atatürk trenini her ismiş ve küçük bir zaman içinde muazzam Gündüz, Orgeneral Izzeddin ve diğer tasyonda coşkun bir halk kalabalığı en bir şebeke kurulmuştur. Bütün yiyecek, kumandanlarla beraber çalıştı. Şimdi ascandan tezahürlerle karşıladı ve teşyi etiçecek malzemesi, mühiırmat ve ağırlığı kerî erkân tamamen vazifeleri başma gittı. Bilhassa Aydın istasyonu mahaşeral yerleştirilmiş, öndeki kıt'alarla irtibat te mişlerdir Atatürkün yanında yalnız Is lahtı. Atatürk, kendilerine iltifat ede is olunmuştur. Mavi kuvvet, karaya çı met înönile Celâl Bayar ve diğer Ve rek birkaç günü aralannda geçireceğini kışla beraber keşif kollarını faaliyete ge killerle bazı zatlar bulunuyor. söylüyordu ve bu sözler halkı sevincden çirmiştir. Sabahleyin, çok erkenden askerî hare çıldırtıyordu. tArkası Sa. 9 sütun 1 del kât başlıyacaktır. Atatürk askerî hare [Arkası Sa. 8 sütun 2 de] Atatürk;harekâtın bütün teferruatile meşgul Diişman işgalinin tekmil acılarını çekmiş olan Söke ve havalisi halkı, üzerine düşen askerî vazifeleri müdrik bulunmaktadır vermek bu mesele üzerinde durmak düşünmek için kâfidir. Talebe ders dinliyor v« Neden Tıb fakültesinde imtihana gi * ren 1088 kişiden 1083 ü muvaffak ol muştur da, Hukuktan giren 880 kişiden yalnız 508 i, ve Fenden giren 1077 genc den yalnız 698 i muvaffak olabilmişu'r? lArkast Sa. 8 sütun 4 tel JaponlarŞanghayda kat'î harekete geçiyorlar Çin bayramı dolayısile bir nutuk söyliyen Mareşal ÇanKayŞek milleti müşterek ve müttehid harekete davet etti Akdenizde yeni bir hâdise Cezayir sahillerinde bir Ispanyol vapuru batırıldı Rusyadan gelmekte olan vapura iki muhrib hücum etti, gemi iştial neticesinde battı, mürettebatının bir kısmı kurtarıldı Büyük kayıb Büyük müverrih Ahmed Refik dün vefat etti Japon bombardımanlarile yıkılan Çin şehirleri Tokyo 10 (A.A.) Domei ajansından: Şanghay'dan bildirildiğine göre Şanghay'daki Japon kuvvetleri başkumandanı General Ivvane Matsui, gazetecilere beyanatta bulunarak pek yakında umumî taarruzu yapmağa ve Şanghay'da bulunan bütün Çin kıtaatından Şanghay'ı talhir etmeğe karar vermiş olduğunu beyan etmiştir. j Mareşal ŞanKayŞek'in beyanaiı Nankin 10 (A.A.) Çin millî bayramı münasebetile General Çang Kai Çek radyoda söylediği bir nutukta ez • cümle şöyle demiştir: lArkası Sa. 3 sütun 1 de] Bu, nasıl posta servîsi? Merhum Üstad Ahmed Refik Büyük tarihcimiz üstad Ahmed Re fiğin geçenlerde hastalanarak Haydar paşa Nümune hastanesine kaldırıldığını yazmıştık. Zatülcenb ve zatürrie gibi iki tehlikeli hastalığın ihtilâtile yatağa dü şen kıymetli müverrih, bütün tıbbî ihti mamlara rağmen dün öğleye doğru ve fat etmiştir. **# Ahmed Refik 1882 de Istanbulda doğmuştur. Tahsilini Askerî rüştiye, îdadı ve Harbiyede yaptı. Zabit çıktıktan sonra Harbiyede muallim olarak vazife aldı ve bu hizmeti Meşrutiyete kadar devam etti. Meşrutiyette askerlikten istifa ederek muharrirliğe başladı, bir müddet sonra İstanbul Darülfünununa müderris oldu. Âteşîn bir milliyetperver ve kuvvetli bir tarihçi ve edıb olan Ahmed Refik bir taraftan Darülfünunda binlerce vatan evlâdı yetiştirmeğe devam ederken, bir taraftan da gazete ve mecmualara yazılar yazıyor, kitablar neşrediyordu. lArkası Sa. 3 sütun 3 te] Franco tarafından affedilen liderler Santanderde karşılanıyorlar Bone 10 (A.A.) Bu sabah, Sovret Rusyadan gelerek İspanyaya gitmekte )lan Valansiya hükumetine aid İspanyol Zabo Sentome vapuru Cezayir sahille inden 45 mil açıkta Lacallo ile Bone a"asmda iki muhribin hücumuna uğramış:ır. Muhribler vapura ateş açarak kıç tarafında yangın çıkarmışlardır. Vapur imdad istiyerek Rosa burnunda batmıştır. Balıkçı gemileri kurtarılabilen tayfayı Lacallo'ya getirmişlerdir. Fransız deniz tayyareleri mütecavizleri aramışlarsa da JUİamamışlardır. Afrikadan sevkedilen efrad Londra 10 (A.A.) Cebelüttarıktan Reuter'e bildirildiğine göre Algesi ras'dan gelen yolcular, dün Ceuta'da karaya çıkarılan kıt'aya mensub olduklan zannedilen yüzlerce yeni İspanyol acemi efradı götürmüşlerdir. Tahmin edıldiğine göre pazartesî günü Melilla'ya yeni kıt'alar gelecektir. Ankaıadan matbaamıza üç giinde gelen ve pullan damgalanmıyan zarfın resmi «Cumhuriyet» Ankara muhabirleri ve fotografçısı hergün mektublarını postâya verirler, ve bu mektublar ertesj günü idarehaneye gelerek müteakıb ^fün nüshasına yetişirler. Fakat Ankara «Cumhurîyet» foto muhabirinin 8 teşrinievvel cuma günü, Atatürkün hareketine ye profesör Pittard'm Halkevindeki konferansma dair yojlladığı resimler garib bir kazaya uğramıştır. Bunlar 9 teşrinievvel cumartesi günü Istanbula ve matbaaya geleceğine; 10 teşrinievvel pazar günü, yani dün ve diğer gazete irsalâtmdan bir gün sonra «Cumhuriyet» matbaasına teslim edil . mi§tir, [Arkası sa. 5 sütun 6 do] Harb vaziyeti Salamanca 10 (A.A.) Karargâhı umumî bildiriyor: [Arkası Sa, 9 sütun 3 iel YUNUS NAD1 [Arkası Sa. 5 sütun 3 te\