Doğu mektupları: Erzurum yıldan yıla değil günden güne değişiyor Şehrin müstakbel plâmin çizmek için tetkikat yapan B. Lambert'in Ü GŞELE 3 B. Lambert belediye reisi Şevket A m ile birlikte gehrin plân şayanı dikkat sözleri ) tetkikat yaptyor Erzurum (Hususi) — Beynelmilel şe- hircilik mütehassıslarından Bay YLam- bert'i İstanbul çok iyi tanır. 1933 sene- sinde dört hafta kalmak için davet edil- diği İstanbuldan ayrılamıyarak kendi hesabına ikamet müddetini biraz daha uzatmış ve İstanbul şehri hakkında çok orijinal fikirler dermeyan etmişti. Bay Lambert birkaç zamandanberi Ü- çüncü Umumi Müfettiş Tahsin Uzerin gdaveti üzerine Erzüurumda bulunmakta ve Erzurum şehrinin plânlarını hazırla- mak üzere tetkikat yapmaktadır. Bu ve- sileden istifade ederek Bay Lambert ile görüştüm. Erzurum hakkında fikirlerini bana şu yolda izah etti: «— Erzurumu, şehircilik bakımından çok enteresan buldum. Bu şehir, inkişaf edebilmek için müstesna bir mevkie sa- hibdir. Erzurumun ehemmiyeti Erzurum, şarkın Türkiyeye açılan ye- gâne kapısı olduğu gibi, gene bü As- yanın ihracatını yapabilecek olan Trab- zonun da yolu üzerinde bulunduğu için ayni zamanda bütün dünyaya sevkedi- lecek olan şark emtiasının da uğradığı bir transit yeri olacaktır. Dünyada iki iktısadi yolun üzerinde kurulmuş olan gehirler nadirdir. Bu itibarla Erzurum bu iki iktısadi yol ve vasıtadan azami su- rette istifade etmelidir. Bu iki yolun bi- rincisi, sizin transit yolu dediğiniz ve benim de ancak büyük Asya yolu nami- le tavsif edebileceğim yoldur. İkincisi de 1939 da Erzuruma gelecek ve oradan da İrana kadar uzayacak olan şimendifer battıdır, Şimendiferin rolü Şunu da hemen ilâve edeyim ki Sivas - Erzurum hattının İranın içine kadar -80- kulması, kanaatimce transit yolunu ki lenmekten uzak bırakacak ve - bilâki! 'Trabzonun inkişafına hizmet bile , ede- cektir, Çünkü Erzurumun da, Trabzonun da ayrı ayrı iktısadi fonksiyonları — vardır. Erzurum, şerk emtiası için Türkiyenin yalnız methalidir. Halbuki Trabzon, bü-| rinın sevkedileceği — bir mahreçtir. Asyadan gelen mallar nisbe- ten pahalı olan tren yolculağunu değil, Himanile, tesisatile mükemmel bir şehir|” olmağa namzed olan Trabzonu tercih e- deceklerdir. Türkiyenin ve As, Sıvat - Erzurum hattı ile yaklaş ması, insan mübadelesini arltıracak, fa- kat demiryolile gidip gelmeğe Avrupanın başlıyan insanlar mallarını deniz yolile sevkede- ceklerdir. Belediyenin faaliyeti Coğrafi Ve tarihi bakımdan çok mü- him bir mevkide olan bu şehirdeki imar tini de hayretle kar- mecbhuriyetindeyim. d ki, in ve gerek belediyenin yaptığı işler, benim yapacağım plânın tamamile hudu içine girmiştir. Şimdiye atılmış olan adımlar, düşünceme göre dalma müsbet olarak atılmıştır. Bu hi susta Türk fen adamlarının teknik bilgi- lerini takdir etmekten kendimi alama- dim.» On iki kere Amerikaya gitmiş, Vaşing- ğımı söyleme Hemen şunu da il gerek vilây ton, Nevyork, Şikago, Meksiko ve Boenes Üçüncü umum! müfettiş Tahsin Uzer Ayres gibi şehirlerin imarında çalışmış olan Bay Lambert yapacağı plân hakkın- da da şu malümatı verdi: «— İran transit yolu daha doğrusu bü- yük Asya yolu şehrin içinden geçmekte- dir. Yarın bu yolun daha geniş bir mü- rur ve ubur vasıtası olacağını düşünür- sek, bu hattın şehrin rahat ve huzurunu bozacağını ve merkezi bir cadde - olan Cumhuriyet caddesinin bu işi yapamıya- cağını anlarız. Biz de Türk mütehassıslarının fikirle- rini terviç ederek şunu diyeceğiz: Bununla beraber yol şehre yakın ol- malıdır ki halkı ve şehri sıkmadan, halk ve şehir ondan azami i deyi - temin edebilsin. Bu yol da bittabi muhtelif kısa vasıtalarla şehre bağlanacaktır. Şimendifer istasyonu en münasib oları yere konmuştur. İstasyon-ile şehrin arası hazırlanacak plâna göre ve muhtelif yol- lar açılmak suretile doldurulacaktır. Ye- ni istasyon ile Kars istasyonunun da ra- bıtası tesis edilecektir. Erzurum sanayi mıntakası Sınai merkez olarak şehrin şimali şar- ki kısmında ve Kars köprüsü civarındaki tesis edilmiş yeri münasib gördüm. Ora- sı, dumanların şehrin üzerine gelmemesi bakımından çok iyi bir yerdir, esasen imalâthaneier de orada kurulmuştur. Yal © mıntaka bütün teşkilât ve tesisatile altı, yedi bin amele barındıracak - vazi- yettedir. Erzurumda dericiliğin ve bil- .|hassa kundura sanaylinin fevkalâde in- kişaf edebileceği ve Erzurum kundurala- rının İrana, Afgana ve daha ilerlere ka- evkedilebileceği kanaatindeyim. De- k sanayijinin yanında gıdaf madde- ler üzerinde çalışan sanayiin de muvaf- fak olacağı muhakkaktır. | Bugün büyük bir inşaat merkezi olan | ve Atatürk heykelinin vazedileceği ma- halli tetkik ettim, plânlar kusursuzdur. | Bu meydanın şimali garbisi, hükümet için tahsis edilebileceği gibi ce- | 3 de memurların ikam s nümune evlerile yeni bir memu- rin mahallesi ola rzurumda adam bâşına günde 300 u düşmektedir. Bu mikdar Pariste oktur. Su bakımını Erzurum Pa- n bile daha bahtiyardır. Binaenaleyh in tanzimi esnasında su meselesi de birinel derecede mevzubahstir. (Devamı 10 uncu sayfada) “Alkazar,, sineması: - Caniler kralı Başrolü meşhur artist Conrad Weidt yapmıştır. İdareci bir adam olmıyan Santa Marila adasının Vali muavini Ramon'a karşı a- dada mahpüs bulunan binlerce mahkâm İisyana hazırlanmaktadırlar. Mahpüslar başaracakları işin tam bir muvaffakıyetle neticelenmesi için ken- dilerine bir reis lâzım olduğunu kabul eylediklerinden 12183 numaralı mahkü- mu kendilerine reis intihab ediyorlar. Refis kendine bir muavin seçiyor. Fakat muavinliğe seçilen Mooche yakalanıp idama mahküm ediliyor ve Mooche'nin Idam edileceği gün isyan patlak veriyor. 12183 numaralı mahküm hükümet me- murları ile temasa geçiyor ve hakikati kendilerine anlatıyor. 'Bundan dolayı herkes süküna kavuşuyor. “ Sakarya ,, sineması: Oynıyanlar: Vera Korene, Plerre R, Vilm. Vak'a 1900 senesinde geçer. Çarm mu- hafız alayı yüzbaşılarından Kont Toms- ki, bir seyahatl esnasında trende Vera namında bir kadınla tanışır. Vera pasa- portunu kaybettiği için Tomski ona yar- dım eder. Bu suretle onu karısı diye göz- termiş olur, Paristeki Rus istihbarat gu- besi de meşhur komiteci kadın (Anna)- nın Rusyaya gittiğini bildirmektedir. Pe- torsburgdaki Vera, resmen Tomskinin karısı olmuştur. Kantes Belskinin ver- miş olduğu baloda (Grandük). Veraya çok kur yapar. Halbuki Vera aranılan ko- miteci (Anna) dır ve Grandükü öldür- mek istemektedir. Vera maksadıma muvaffak olmak için kocasının uzaklaştırıldığı takdirde Gran- dükün metresi olacağını vüdetmiştir. Er- tesi gün Tomski Londraya gitmek emri- ni almıştır. Tamski Londraya hareket e- derken trenden atlar ve doğru Grandüke gider Verayı urada bulur. Bir silâh atılır ve Vera yere düşer. Haftanın Sinema programı Türk Melek Sümer : Beyaz zambak : Gönül yolu : Gitaralar çalarken Saray : Şampanya valsı Sakarya: Meş'um kadın Alkazar : Korsanlar treni İpek — : (Lorel) ve (Hardi) ve ikizleri Türk filim sanayiini nasıl ataletten kurtarabiliriz? Bay Aziz Asal'ın fikirleri! “Balkanların hiçbir yerinde sesli filim stüdyosu y_okken bizde iki tane stüdyo kurulmuştur. Fakat maalesef..., «Türk» sineması müdürü kıymetli ve eski sinemacılarımızdan Bay Aziz Asal, Son Postanın anketini büyük bir ehem- miyetle karşıladı we sorulan sualle- ye ayni ehemmiyet ve nezaketle cevab verdi. — Geçen yılı na- sil geçirdiniz? — Geçen sine- mâ yılını fevkalâ- de — memnuniyet- bahş bir surette geçirdik. — Halkı- — B. Aziz Asai mızdan gördüğümüz rağbete müteşek- kiriz, Yeni sinema yılına da büyük bir iti- mad ve ümidle giriyoruz. Çünkü «Türk» sinemasında gösterilmek üzere Avrupa- nin ve Amerikanın en mükemmel filmle- rinden mürekkeb müstesna bir repertu- ar temin ettik. Bunlara ilâveten «Türk Film Stüdyo» sunda türkçe sözlendiri- Jen 10 filmi ve ayrıca milli mevzulu 2 türkçe filmi göstereceğiz. — Sinema fiatlarının yüksekliğinden şikâyet ediliyor. Ne dersiniz? — Sinema fiatlarının yüksek olduğu doğrudur, Fakat bu fiatların yüksekliği, rin nazari tutarı 96 32, fiilen ise - 36 ol- makta, hattâ bunu bile geçmekledir. Sinemaların, bu vergi ve resimlerden maada ayrıca kazanç vergisine ve diğer nisbi vergilere de tâbi oldukları nazarı dikkate alınırsa ne kadar ağır yük altın- da bulundukları kolayca anlaşılır. Bu vergilere elektrik ücretlerinin de katılması icab eder. Elektrik ücretleri gçok pahalıdır. Sinemaların memlekete çok nafi müesseseler olduğunu nazarı dikkate alıp onlar için sanayi müessese- leri gibi fazla tenzilâtlı elektrik tarifesi tatbik edilmelidir. Memleketimizde sinemaların matbuat gibi halka hizmet ettiği ve adetâ bir mek- teb vazifesini gördüğü anlaşılmalıdır. Birçok Mmemleketlerde; — sinemalarda gösterilmekte-olan filmler, halka yara- yıcı olmalarına göre tasnif edilmekte ve vergi — tenzilâtından istifade ettirilmek- tedir. “Yukarıda temas eylediğimiz noktalar- dan maada nazarı itibara alınacak mü- Komşumuz Yunanistanda ve diğer Bal kan memiwketlerinde bir film, azami 2 liralık bir gümrük resmi mukabilind girdiği halde; bizde 350-500 lira arasınd gümrük resmi verilmektedir. İşte bunların hepsi derece derece sine ma fiatları üzerine müessir olmaktadır. — Halk en fazla hangi san'atkârları se viyor? »— Alelümum iyi rol yapan bütün kuv vetli san'atkârlar halk tarafından beğe nilmektedir. Bunların bir kaçını sayalım Willy Birgel, Zarah Leander, Marthı Eggerth, Liltan Harvey, Vietor Francen Raimu, Villy Fritseh, Henri Garat, Ka) Francis, Dolores del Rio. — Türk sinemacılığı hakkında ne dü şünüyorsunuz? — 'Türk filmciliği deseniz daha iyi o lur. Bütün Balkanların hiçbir yerindi henüz hiçbir stüdyo kurulmadığı haldı memleketimizde iki sesli film stüdyosı kurulmuştur. Fakat maalesef, bugünki waziyette memleketimizde yapılan film lerin masraflarını çıkarmalarının imkân: sızlığı anlaşılmıştır. Meğer ki film sana: yiinin menilekete faydası takdir edilerek yardım edilsin. Fransada, Almanyada, İngilterede, A. merikada ve sair film stüdyoları kurmuş lan memleketlerde, ithal edilecek ecnebi için böyle bir tedbir çok faydalı ol yim. T kas Film Stüdyosu» nun faaliye ti hakkında malümat verit' misiniz? — «Türk Film Stüdyosu> bu şene 1 yerli film çevirecek ve 10 dublâj yapa caktır. Belki dublâj adedini fazlalaştıra- cağız. Memleket dahilinde manzaralar, aktualiteler, öğretici filmler de çevire- ceğiz. Stüdyonun türkçeye duble edeceği filmler arasında çok mühim eserler var: Başta Leon Tolstol'in şaheseri olan «Ha €« Murad» gelmektedir. Sonra Puchkinini «Yüzbaşının kızı» adında meşhur eseri vardır. Bunları «Özbek» film stüdyosunun e seri olan büyük (Yemin) filmi! (Gürcüs- tan stüdyo) sunun güzel bir eseri ola (Gürcü kızı), (Lenfilm) stüdyosunu: şaheseri olan (Mehmed Ali Paşa ve İkin- ci Katerina) filmleri"takib edecektir. Görüyorsunuz ki gücümüz yettiği ni: bette çalışıyoruz. Halkımızdan gördüğü- him bir mesele daha vardır ki o da güm- | müz sonsuz rağbet bizi teşci eylemektedi! rük meselesidir!.., kiraların ve sinema vergilerinin çok Yüksek bulunmasından ileri gelmektedir. | filmler kontenjana tâbidir. Bugün ödemekte olduğumuz vergile-| Bizde de Türk film sanaylini korumak “ | Yukarıda resmini gördüğünüz güzel Anita Louise, Amerika stildyolarının en 30 imal ettikleri bir tiptir. Kendisini pek yakında beyaz perdede masum ve bakir S genç kız rolleri yaparken göreceğiz