Oruç hakkındaki dava sukut etti İstanbul müddetumumiliği, Ağırcezanın verdiği bu kararı derhal temgiz etti Arif Oruç Ağırceza mah kemesinde maznun mevrimde Pariste tabettirdi gürde taklibi hü yapmak ve Türk teşki! nunu değiştirmeğe teşebbi rıncı Arif Orucun muha Ağırceza mahkemesinde devam edilmiş- tir. Mahkemenin önü sabah saat 8 den ağa başlamış, müuhakeme da, H «Yarın» isimli bro- neşriyat t esasiye kanu - suçlu Ya- he, dün hıncahinç Arif Orucun 29/9/937 tarihli i: talebettiği hususat tetkik olu: du. Maz hakkındaki evrakın müd- deijumumtlikten doğrudan doğruya mahke meye gönderilmiyerek, hakkında ilk tah- kikat açılmasında, kendisinin iddia etti- Bi gibi, kanuna aykırı bir vaziyet yoktur. Matbuat kanununun 56 ncı madd dan ga doğruca mahkemeye sevkedileceğine alttir. Bu itibarla, suçlunun usule müteallik itirazı varit değildir. Arif Oruç hakkındaki takibat ne ceza kanununun 158 ve 159 uncu maddeleri - ne ve ne de matbuat kanununda yazılı maddelere istinat etmektedir. Suçlu, Türk ceza kanununun 146 ncı maddesin: tevfikan, muhakeme edilmesi talebile, A- Gircezaya verilmiştir. Takibatına başla- nılan süç, maznunun istidasında olduğu gibi, bir nevi matbuat ve neşir suçu dee ğgü, ceza kanununun hükümlerine -dahil memhnu fiillerdendir. ae — —— — 99 —— 99 — — — ——— — GONÜUL İŞLERİ' Okuyucularımın Sorgularına Cevaplarım Sökede Bayan «Z. Z.» ye Eskiden Anadolumuzda bir ha kelimesi vardı. Büy şehirlerde bunun mukabili olarak nişanlı keli - mesi kullanılırdı. Yeni işitilmiye baş- anan Flört kelimesinin bunlardan hiç biri ile alâkası yoktur, bu kelime ingilizceden alınmıştır, mülâtafe ile başlamış, henüiz ciddiyetten uzak bir aşk manasına gelir. Flörtüm denildİği zaman söyliyene bu şekilde bir aşkla bağlı olan kadın veya erkeği anlarız. «Tutkun» ve bi ke türkçeye çevireyim dedim, olmadı. Fakat bunu bana sormak sizin a) mıza nereden geldi? Onu söyler misi - niz? eri ile x SXkede Dayan Muzaffere: Bu yı! balolarda filhakika uzun etek modad: elbise yaptırtıp bir defa kullandıktan sonra Femme de Chambrelarına he- diye eden kadınların zengin memle - ketlerinde değiliz, bence elinizde bu- hananlarla idare ediniz, ten çok şereflidir, gerçekten çok ve - rimlidir. Fakat başarabilmek için gir- mek istiyenin kalbinde aşk is: teksiz yapılmasından da yapılmaması müreccahtır. Kendi arzunuza göre ha- reket ediniz. Kabiliyetlerinizin ö sünü kendiniz daha iyi bilirsiniz. naka Af kanununun 14 üncü maddesi mu - cibince, ftrar halinde bulunan suçlular, kanunun neşri tarihinden itibaren geçen İlk üç ay zarfında hükümete müracaatla teslim olmazlarsa, af kanunundan istifa- de edemezler, Burada, «firar halinde ol> mak» tabirinin de izah edilmesi lâzım - dır. Firar halinde olmak, bir suçtan do- Jayı hakkında takibat yapılan şahsın u- dairesinde aranmasına rağmen ele » | geçirilmemesi ve salâhiyetli hâkim hu - | zaruna çıkarılmaması demektir, Arif Oruç hakkında dava ikame edil - diği zaman, kendisi Türkiyede olmadı - gından, «Hükimiyeti Milliye» gazetesinin birinetteşrin 1983 tarihli nüshasında lün 37 inci maddesine göre neşredilen Jpname İle maznun sorgu hâki davet olunmuş, fakat buna icabet eyle - memişti. Arif Oruç, bu sebepten dolayı firari sayılmaktadır. Yoksa, maznunun ada mevcut 24-6-937 tarihli istida - sında da beyan ettiği gibi, tedavi mak - sadile ve pasaportla Avrupaya gidişinin, firar halinde bulunmak tabirile hiç bir a- Tikası yoktur. O tarihte hakkında bu nok- tadan bir takibat dahi yapılmış değildir. Arif Oruç af kanununun 12 nci madde- sine temasla, dava mevzuu olan bro - şürlerin 28 temmuz 1933 ten evvel 16 ve 18 haziran günlerinde Sivas ve Giresona gelmesinin nazarı itibara almarak, af ka- nunundan istifade cihetine gidilmediğini beyan eyliyor. Kanunun her maddesinin ayrı ayrı işe uydurularak, manalandı - rılması halinde bu nmeticelere varmak e|mümkündür. Suçlu; M üncü maddeyi tetkik ederken, bu maddenin 9 uncu madde ile mukayyet olduğunu beyan et- tiği halde, 12 nci madde hükmünü mut- lak alarak kabul etmekte ve biraz 2vvel söylediğimiz gibi işine uygun şekilde ma- nalandırmaktadır. Halbuki, 12 nci mad - , fakât her suvare için yeni bir * Ankaradan Bay (R. N. $.) ye: Kızın tercih ettiği meslek gerçek - İs - çü - * Ayamda Bay (K. C.) ye: K bir karakteriniz varsa mü - 1 karşınızdakinin asabi bir za: manında yapmaktan ç yerek fedebi TEYZE w SON POSTA HÂDİSELER KARŞISINDA Radyoya dair — Radyoda dalga niye derler? — Taksitleri ödememiye! * Radyoda könferans başlayınca erkek önünü ilikledi, karısı sordu: — Niye önünü ilikledin? — BSöz söyliyen bizim müdür de... * Radyo meraklıları konuşuyorlardı: — Bahçesaray nereye düşüyor? — Bükreşin biraz altına! — Ya Kahire? — Lüksemburgun tam üstünde! Coğrafya mmuallimi konuşulanları duy- du, kendi kendine söylendi: — Ne cahil şey * — Radyonu neye sonuna kadar açı - imam sesinden bir derece yük - sek olabilmesi için! * — Radyon olmadığı halde neye anten | kurdun? — Mahallı ler diye! * — Karım ömründe bir defa sözür semedi.. — Ne vakit? — Radyoda konferans verdiği: İsmet Hulüsi dede 14 üncü madde ile takyit edilmiş- tir. Arit Oruç firar halinde bulunsa veya af kanununun neşrinden itibaren geçen İÜk üç ay zarfında hükümete müracaat ederek, teslim olsaydı pek tabiidir ki, bu kanundan istifade edecekti. Ancak, taki- bat sırasında firar halinde oluşu ve üç ay zarfında teslim olmayışı, maznunun bu kanun hükümlerinden istifadesini ref'eylemiş Burada şu izaha lerini yanlış anl bildirdiktern so: «medenf bir £ timalyenin nâzımı olmak İâzım gele: müdevvenatı kanuniyenin halelden vika- yesini ve tamımli tatbikini görmek iste- ğini» söyliyen maynuna işinin Türk adliyesine yakışan bir tarzda ve bütün kanun hükümlerine uygun surette takip olunduğunu beyan ederim. Bundan baş- ka, kendisine <mevhum bir takibat dos- yasile zuhul eseti olarak» mahkemeye sevkolunmadığını da hatırlatırım.» İddianame serdolunduktan sonra, reis Refik Omay maznuna bir diyeceği olup olmadığını sordu. Arif Orüç cürmünün 1881 numaralı kanunun (matbuat ka - nunu) 28 inci maddesine uygun bulun - duğunu ve iddiasına mutabık olduğunu söyliyerek, dedi ki: «— Fi olmak haline gelince, ben fi- rari sayılamam, Vaziyetim olsa olsa bir gaybubet sayılabilir.» Bundan sonra mahkeme heyeti, müza- kereye çekildi ve <suçlunun irtikâp etti- ği cürmün matbuat kanununa dahil cü- rümlerden olmadığına göre, Arif Orucun bu yoldaki iddiasının rTeddolunduğu, suçlunun af kanunundan İstifade edemi- yeceği neticesine — varıldığı» — bildirildi. Müteakiben Rols, suçluyu isticvaba baş- ladı: «— Siz, Pariste tabettirdiğiniz Yarın isimali broşürü memleket dahiline sok - nağa teşebbüs etmişsiniz. Bu broşürde taklibi hükümet gayelerine müteveccih neşriyat yapmışsınız. Ne dersiniz?» «— Acaba hariçten her hangi bif kim- se böyle bir broşür neşrederek, bu bro- şürde benim ismimi de kullanmış olsa ve ( Devamı 10 uncu sayfada ) atı vererek kanüun hüküm nış olduğunu ke Sığır deril üyül düşmanı: Nokra hastalığ * 4 x Derileri delik deşik bir hale getiren Nokra hastalığını köylü çok iy bilir. Birçokları kışın iyi beslenen sığırların yazın çayıra mutlaka kendiliğinden nokralandığı kanaatindedir ve asıl fenası bu nu ehemmiyetsiz saymalarıdır. Bilhassa doğu illerinin iktısadt bünye- | "—————— — s.ne çok uygun gelen hayvan yetiştiricili- | ğinin, yurdun bu bölgesine önemli bir ge- çim ve kazanç kaynağı olduğu şüphesiz- dir. Fakat itiraf etmek zorundayız ki, bu hayvan — yetiştiriciliğimizden; köylünün elde ettiği kazanç, onu müte- zayil bir refaha götürmekten henüz u- zaktadır. Tabiatin bağışladığı imkânlara yanarak adetâ, kendi kendine oluve- ren bir şekildeki hayvancılığın, bugün- kü sızdır. Türlü ihtiyaçlar karşısında, yeni yeni şek e giren sanayi, kendisine iptidal maddeyi hazırlıyan işlerin de ayni ka- afını icab ettirmektedir. illerinin sığırları süt, et ve deri ndan oldukça iyi bir haldedir. Fakat bu iyilik derecesi, bugünkü İsteği hiç tutmuyor. Bilhassa yurdun bir ihraç h olan derilerimizi küçük çapta ve yerlerdek nokra ile malül buluyorlar.. Sığırlarımı- zın derilerini berbad eden bu hasta ? bir servetimizin ihraç kıymetini a- zalttığı gibi onların gerideki verimlerini de o nisbette azaltmaktadır. En itimad edilen salâhiyettar istatistik ve ağızlara göre bugünkü deri çıkarımızın 96 20 si nokra ile malüldür. Sığır derilerini delik- li ve kusurlu bir hale sokan âmil, köylü- nün çok iyi tanıdığı nokra hastalığıdır. Fakat benim burada anlatacaklarımı on- iarın pek azı bilir. Pek çoğu kışm - iyi beslenilen sığırların yazın çayıra çıkın- ca mutlaka kendiliğinden — nokralandığı kanaatindedir ve asıl fenası bunu ehem- miyetsiz saymalarıdır. Nokrâlı sığırların omuz — başlarından, sağrılarına kadar olan sırt kısımlarında, bir takım urlar göze çarpar ki, bu urla- rın ekserisi bazan cerahatli bir yara ha- Hini alır. İki parmak arasına ahnarak diblerinden sıkılırlarsa, | kurdun fırladığı da hayretle görülür. İş- te sığırların sırtına yaralı urlar açan, onu canlı iken rahatsız ettiği kadar, ke- sildikten sonra da etçe ve bilhassa de- rice yaramaz hale getiren hep bu kurd- duür. Bu kurdu da orada meydana getiren, yukarıda tesmini gördüğünüz; fen dilin- de (Hypoderma bovis) diye anılan (Nok- ya sineği) döir. 13-15 milimetre boyunda, siyah ve çok tüylü olan bu (Parazit — Tufeyli — Ehti) böcü'nün mayıs ve hazi- van aylarında, sığır sürüleri üzerinde u- çuştuğu görülür, Vızıltısı ile hayvancık- ları deli divane eder, İşte bu uğursuz &- nek, sığırların sırtına inip kalktıkça, in Üstüne 1-1.5 milimetre büyüklü- ğündeki yumurtalarını bırakır. Bu yu- murtalardan az sonra birer sürfe çıkar ve hayvan vakit vakit derisini yaladık- ça, bu ehti mahlüklar da dili ile boğazına geçerler. Sürfeler boğazdan (Meriden) geçer- lerken onun iç zarına (Gışayı muhatisi- ne) yapışıp kalırlar. Artık Allah gelâmet versin! Buradan daha içeri örgelere ge- çerek tâ, sırtına kadar yürürler ve bu yürüyüş aylarca devam eder. Nokra kur- du bu yürüyüş esnasında mütemadiyen Bacaksızın maceraları: l şartlarla bunu temin etmesi imkân- Hypoderma bovis — Nokra ginegi büyür. Boğaza girdiği zaman 2-3 yken, sırt de dığı zaman 20 milimetre olur. Nihayet uklayarak büy inin zaman ada bir şişkin kenden b fırlayıp dü: 12-13 saat sonra ziran ayı içinde de (yani bir uykudan sonra) geçen y karıda resmini gördüğünüz sinek de ve yeni bir Nokra sim dana çıkıp uçuşmağa baş ti olara dışarıda, boncuk balini t 10 ay süren kurd devresin N na muayene ba; tarlarının rastladıkları olur. Velhasıl ğırın kendine olduğu kadar insanlara zararlı olur. Buna karşı yapılacak tedbirlere gel ce: Mesele çapraz olmakla beraber dü yanın başka yerlerinde önüne geçileb miştir. İşin başı sürfelerin hayvanın i ne geçmesine mâni olmak, sanra da ehti böcünün kökünü kurutmaktır. rincisi için; hayvanları sık sık tımar mek, temizlemek ve böylelikle dururken yalanmalarına müâni olmak zıradır. Sonra hazır satılan bazı ilâçlı larla hayvanı banyo etmek, silmek ü rinde bulunabilecek sürfeleri öldi icab eder, Kaşınmıyan, temiz taranıp dür kanan bir hayvan, boşuna Bi için üzerinde bir şey bulunsa da boğ zına geçemez. İlâçlanmış olursa bun urlar. İk larındaki 7 n temadiyen sıkıp ayıklamak lâzımdır böylelikle kemale erişip meydan külm Köylülerimiz, hayvan bakımının fet icablarına gerektiği kadar ön lerse derdi artadan kaldırmak 5 laylaşır. sinek olmas