SON POSTA Japonyaya Boykotaj! —CYazan: Muhittin Birgen 7 ngilterede ve onun arkasından Ame- l rikada mühim bir hareket var: Ja - ponyaya karşı bir boykotaj, iktisadi bir abluka vücuda getirilmesi. Bu fikrin ne- reden geldiği malümdur; Çin üzerine bü- yük bir harekete girişen Japonya, dün - yanın hak namına kuvvet namına ken- disine karşı keyabileceği bütün müânia - Jara ve mukavemetlere ehemmiyet ver - mediğini ilân edince gerek İngiltere ve gerek Arnerıka Uzak Şarktaki vaziyetle- sinin tehlikeye girdiğini gördüler. Bu tehlikeye mukabil bir takım tedbirler ab mak lâzımdır. Bu tedbirler ne olabilir? Siyaset? Kuvvete istinat etmediği zaman bunun ik; paralık kıymeti — olmadığını herkes bilir. Kuvvet? Japonya o kadar kuüvvetlidir. ki hattâ İngiltere Jle Ame- tika bütün kuvvetlerini - birleştirseler, dünyanın öbür taraflarındaki mevkile - rini b k thlikeye koymaktan başka bir netice alamazlar. Fakat, öbür taraf - tan da, Japonyanın bugünkü ve yarınki genişleme hareketleri o kadar büyük tehlikelerle doludur ki her iki memleke- tin buna karşı tedbirler düşünmemele - yoktur. Bu tedbirlerin başında, Japonyaya kar- p ik bir abluka cephesi vücuda ge- tirmek, ona, eski tâbirile. bir boykotaj İân etmek fikri bulunuyor. İngilterede umumt fikirler bu tedbire doğru kayıp gitmekte, ayni hareket, ayni kuvvetle, kendisini Amerikada da göstermektedir. Bu hareket, İngilterede sade muhale - fet fırkasında, yani amele muhitinde de- vrek muhafazakâr, gerek liberal bü- yitlerde meveuttur Meselâ, Ti - mes - Tayms gazetesi bile bu fikre ta - raftar oluyor ve Japonyaya boykotaj ilân edilmesi fikrinin İngilterede her gün biraz daha yer ve nüfuz kazandığını ya - myor. * Böyle bir siyaset için orta yerde ba - hane ve vesile de hazırdır: Japonya, yer yüzünde bir harp ve istilâ politikası gü- düyor. Çin gibi masum milletleri boğaz- hyor. Halbuki, başka memleketler, sulh ve sükün ve hak ve adalet davasının mü- dafiidirler. Japonyanın bu istilâtılığına karşı sulh ve sükün ve hak ve adalet & - goklarının elleri ve kolları bağlı durma - Jarı elbet eaiz değildir. Bilhassa İngiliz sefirine karşı vuku bulan taarruzdan sonra Japonyanın almış olduğu tavır, İn- gilizleri pek fena sinirlendirmiştir; artık anlaşılıyor ki istilâcı Vaponya gemi azıya a'mış, hiç kimseyi dinlemiyor ve hiç bir şeye hürmet etmiyor. Şu halde, hiç ol- Mmazsa ona karşı iktısadi bir abluka, bir boykotaj tatb'k edilmelidir. Biliriz ki, İngilterenin ve Amerikanın Japonya hakkında tatbik edecekleri siste- matik bir boykotaj, Japonyanın bütün dünyaya yayılmış olan iktısadi faaliyeti üzerinde mühim tetjrler yapmaktan hali kalmaz, Bunun için, iki btüyük memle - kette göze çorpan bu haeket, büsbütün boş esaslara istinat ediyoc sayılamaz. Fa- — —x -— Resimli Makale: Bazı kimseler vardır ki bilerek yahut bilmiyerek yaptık- ları küçük bir iyiliği dalma peztevsiz ile görmek itiyadında- lar, büyüterek mübalâğa ederek mütemadiyen anlatıp urlar, Bu gibi adamlar bir taraftan ftan bozmakta olduklarının farkında aa Madamü yaptıklarını öte ta- değillerdir. BE iyilik yap, fakat yaptığınla övünme! 38 Ahlâkta kaide sağ elin verdiğini sol elin bilmemesidir. Ve başa kakılan iyilik te başa atılan taştan daha ağırdır. Çünkü kalbi yaralar, fazla olark iyiliği veya yardımı görenin haysi- yetini kırar, onu tanıdıklarının yanında küçük düşürür, Söy- lenen iyiliğin yapılmasından yapılmaması müreccaltır. Sözün Kısası Tabelâ İmlâsı v akit vakit tazelediğimiz bu imlâ meselesi, biliyorum, kabak tadı verdi amma, ne yapalım ki biz de gör. dükçe dayanamıyoruz. Hkcle, bu kadal tenkit ve teşhire rağımen gene alâkadarn ların bildiklerini okumakta pervasızca de. vam etmeleri tahammülümüzü büsbütün selbediyor. Bu şehrin Beyoğlu tarafında, birisi me« rak edip te bir cevelân yaparak, dükkân tabelâlarında rastlıyacağı acayıp ibare ve imlâları toplıyacak olsa, kışın zevkle vâar kit geçirecek bir letaif mecellesi edin e miş olur. Meselâ, Tepebaşı civarında dün gözü- müze şöyle bir tabelâ ilişti: Çutaya süthanesi Bu Çutaya, bildiğimiz Kütahyanın Ar- E. Tala başka bir şey değildir. Pizrenli, yah Leskovikli olan mal sahi! cahil tabelâcı sormuş: — Ne yazayım, usta? O da cevap vermiş: — Yaz, mori, Çutaya süthanesi!. / V SOZ ARA Rooseveltin En küçük oğlu da Nişanlandı Amerika Cumhurreisi Roosevelt ar- tık tam mânasile mes'ut ve vazifeleri - ni yapmış bir babadır. Zira en küçük oğlu Aspinwall'i de nihayet nişanla - mıştır. Genç Roosevlet'in nişanlısı Ann Lindsay Clark isminde çok güzel bir kızdır. Amerika gazeteleri genç çiftle- rin yaşları mecmuunun tam 40 oldu - ğunu kaydetmektedirler. dünyanın bu kadar gsıkıştırılmıya taham- mülü var mıdır ve acaba bu suretle sıkiş- tırılacak olan bir Japonya. daha şiddetli siyası ve askeri hareketlere geçmez mi? İşte, İngilterede ve Amerikada, daha sakin bir kafa ile düşünenlerin kendi | kendilerine sordukları sualler bunlardır. Japonyayı da iktısadea sıkıştırmak de - , dünyanın iktısadi hareketlerinin a- yadına yeni bir zincir takmak demektir. Acaba, böyle bir sıkıştırma dönüp do - Jasıp. İngiltere ve Amerikanın da aley - hine dönmez mi? Bunun gibi, İngiltere HDe Amerikadan bu tarzda sıkı bir hücu- kat, boykotaj veya iktisadi abluka deni-| ma uğrıyan Japonya, her iki memlekete len şeylerin tesirlerinin mahdut olduğu | karşı siyast ve askert mukabelelerde bu- da çok defa tecrübe edilmiştir. Bir kere | tunursa o zaman bu iki memleket daha Osmanlı imparatorluğu bu boykotajı A-| müşkül vaziyetler karşısında - kalırlar. vusturya - Macaristana karşı tatbik et -| Benun için bu mühim mesele hakkında Müişti; ikinci boykotajı da Milletler Ce- |karar vermezden evvel, her iki memle- miye'i İtalyaya karşı tatbik etti. Avus - | kette de mes'ul Insarılar bir hayli düşü - turya - Macaristan imparatorluğunun Os- | noceklerdir. Japonya, İtaiyanım vaziye - manlı imparstorluğu ile geniş iktısadi | tirde değildir; silâh itibarile, genişle - münasebetleri olmasına Tağmen, bizim | mek ihtiyacı ile hareket halinde bulunan | boykctajın ne tesiri olduğunu biz bili -| millf kötle itibarile ve n'hayet, coğrafi, riz. İtalyaya karşı kırk doktuz milletin ka- |ve siyasi mevkii bakımından çok kuvvet- bul ettiği boykotajın verdiği neticeyi de |lidir. Elinde bulunan kuvvetlerc serbest- hep gördük! - * İngiltere ile Amerikadaki bu hareket zaten yeni bir şey değildir. Nasıl Fran - sada csermaye, siyasete karşı iktısadi bir Larp açmış bulunuyorsa, İngiltere ve o- nunla beraber Amerikâ ve bunların ar- köstndan yürüyen sair sermayedar mem- leketlerin bir zamandanber; Almanya ve İtalya nasyenalizmine karşı iktısadi bir harob açmış oldukları malömdür. Bunun için, bugün de Japonya hakkında tatbik edilmesi isterilen iktısad! abluka, Al - ya ite İlelya hakkında zaten tatbik edileşelmekte olan bir harp usulüdür. İn- rın bu geyaye doğru sür'at- işi de bur.dan ileri geliyor. Bu- gün, gezbin sermaye küvveti Almanya ile İtalyayı çok sıkıştırnaş gibidir. Bu kuvvefle Japonyay: da aıkıştırmak ka - bil midw? Belki kabildir. Fekat, acaba — Şurada, köy kenarındaki tarlada i şoför razı olmamış: Köy kenarında bırakırsın demiş. şaför İSTER Bayramiçin Pınarbaşı köyünden tüccar Cemal kiraladığı iki kamyona zahire yüklemiş, kamyonun birisine de kendisi binerek hareket etmiş. Arkadaki kamyon da hareket edeceği sırada bir ihtiyar kadın gelmiş, kamyona binmek istemiş: — Bu, yük kamyonu, insan taşımaz, demiş. Kadın yalvarmış, şoför bindirmemekte ısrar etmiş, niha- yet kamyonları kiralıyan Cemalin ağabeysi gelip şoföre: — Bu kadın Cemalin kayınvaldesidir, bindir. kamyona. kadını kamyonun üzerine bindirip hareket etmiş. Şoför tarlanın nerede olduğunu bilmemektedir. Kadın da söylememiştir. Fakat kamyon şosede yoluna devam ederken —a İTTTERGÜN BIR FIKAA | Dilello Viyanada bir baloda Türkiyenin o zamanki sefiri olan zata bir kadın: — Sizde de düella âderi var mıdır? Diye sormuş.. Sefir cevap vermiş: — Hayır bizde o adet yoktur. — Acaba du âdetin olmayışının se- bebini de bilir misiniz? — Tabit bilirim. — Öyleyse söyleyiniz? — Bizim memlekette her kadının bir tek bocası vardır da.. Yaka düğmesi, İğne ve kab Kacağin tarihi Yaka düğmesi, 15 inci asırda icad edil- miştir. 16 ıncı asırda İspanyol elbiseleri moda olunca, yaka düğmeleri daha ziya- de revaç buldu. 19 uncu asrın ikinci or- talarında elbiseler bugünkü şeklini alm- ca ve frenk gömlekleri meydana çıkm- ca, yaka düğmesi kullanmak bir Ihtiyaç halini aldı. İğne elbise giyilmeğe başlanılalıdan- beri vardır. İlk toplu ve dikiş iğneleri de diken ve kılçıktan yapılırdı. Sonraları, boynuzdan, kemuikten, bakır, pirinçten, altın ve demirden yapıldı. Babilliler, Yu- nanlılar, Romalılar ve Keltler, döğülmüş telden Siğneler vücude getirmişlerdi. 19 uncu asrın başlangıçlarına kadar iğ- neler hep el ile yapılırdı ve bittabi ba- halıya mâlolordu. Milâddan dört asır evvel, topraktan yapılma, kablar içinde yemek pişirilme- Bini tarif eden bir kitab mevcuddur. Orta çağlara doğru, madenf mutfak — letleri icad edildi ve bunlar bilhassa manastir- larda ziyadesile revaç buldu. ——— —— —.. çe hareket emri verebilir ve kendisinin Avrupada da kuvvetli dostları vardır. Burun için, İngiltere ile Amerikadaki ce- |reyan ne kadar kuvvetli olursa olsun, biz |bu fikrin tatbikat sahasına çıkabileceği - nı hiç zanne'miyoruz. Muhittin Birgen İSTER İNAN İSTER İNANMA! ihtiyar kadın tarlaya geldiklerini görmüş, elindeki sepetleri tarlaya atmış, kendisini de kamyondan sarkıtmış ve yola at- lamıştır. Şoför bir müddet sonra ihtiyar kadının kamyonda bulunmadığını farketmiş, geri dönmüş, yol boyunda kadının sırtüstü baygın yattığını ve başından kanlar aktığını gör- müş, kamyona koyup Bayramiçe götürmüştür. Bayramiçte kadın muayene edilmiş, beyin zarının patladığı anlaşılmış ve 3.saat sonra ölmüşlür. Meğer 63 yaşındaki bu ihtiyar kadın şimdiye kadar oto- mobile binmemiş ve: — Ne olursa olsun şu şeytan arabasıha ömrümde bir kere olsun bineyim, diye ısrar etmiş imiş. Bu binişi de ilk ve son neceğiz, demiş, fakat de naçar bu ihtiyar binişi olmuştur. İNAN 1STER IN İNANMA! Gene Bey D Kel, adımı şöyle imlâ ettir Âdem Sülemi Diyeceksiniz ki tabe hattat, emir kuludur. Kendisine ne ve nasıl emredi'ine e aynen Üy azmakla mükellefi Esasen bizira de öyle bir davamız Tabelâciya & #&caba dükkön Paris hayvanat Bahçesi Zenginleşiyor belâ yazıla yak mu? Eğer, bu takacak olurs dükkân cephe! zedecek, zira K di adını İrcep, E e kendi haline bı « tun diye ilân etmelerine hiç kimse mâni olamıyacaktır. * Rahmetli meddah İsmetten vaktile bit koyyum hikâyesi dinledi idim: Arnavudun biti, bir akşam kahvede: — Çok şikür, bigün kayumu çestik. Diye övünmüş. Tesadüf: O sabahtan. beri de camiin kayyumu ortalıkta görün- memiş imiş. Arnavudu hemen zaptiyele. Son zamanlarda Paris hayvanat bah -|re yakalatmışlar. Herif mükemmel da « çesi için dünyanın her yerinden yeniden | yak yeyip, sorguya çekilince Iş anlaşıle bir çok hayvanlar getirtilmiş ve bahçeİmış Onun kayyum diye telâffuz - ettiği zenginleştirilmiştir. Yukarnıdaki resimde, | meğer koyun imiş! hayvanlardan birini Parise kadar içinde| Şimdiki tabelâ imlüsı yüzünden henüz getirildiği kafesten çıkarılırken görüyor- |dayak yiyen olmamış ise de, hikâ sunuz. Arnavudu bidar gülünç olanlar maxlesef pek çok. Bunları azaltmağa çalışmak hem in « sani, hem de belki milli bir vazife değil mi? Bir kadının inanılmaz canavarlıkları Bugünlerde Viyana cinayet mahke - de, bir sürü cinayetler ile itham edilmekte bulunan Marta — Marek ia - minde bir kadının muhakemesi yapıl -| uuu maktadır. Bugün 35 yaşımda bulunan bu kadın hâlâ çok ınıîlıdir. İlk kocası- B;lrşâdî Odl.llll, kum_u,r buhranı nı zehirlemekle, ikinci kocasını 400,000 5“:“3_ (Husuşi) — Eylâl ayında Bur- v e ya pek az odun, kömür gelmiştir. 15 dolar sigortaya koyduğu, ayağını balta| kuruşa alınan yaş odunlar 45 kuruşa sa ile kestirmeğe mecbur ederek sigorta| tılmıştır. Bir at yükü kömüre 5 lira iste bedelini almakla ve önce bütün malla-| nilmiş, bilmecburi alınmıştır. Bu kış, rını kendi üzerine vasiyet ettirdiği iki| Bursanın odun ve kömürden çok sıkın- kadına zehir verip öldürmekle mütte- tı çekeceği anlaş: hemdir. Bunlardan başka ayrıca bir çok dolandırıcılık ve hırsızlıklarla da itbam olunmaktadır. Dün hava serin geçti Kandüli rasat istasyonunun kaydetti « ğine göre dün hava aç'k ve oldukça sex |rın peçmiştir. Gü- (nezte hararet S0, | gölgede en — fazla sıcaklık 28, en az - da 17 olarak kay dedilmiştir. Rüz - İgir yıldızdan sa - yede 8 metre gilr miş, ru - İtubet derecesi 58 ak tesbit olun- müştur. İn el 1 102 Akşara 7 47 Yetm —: 1917 — İmsakr 4«21 Kümi seca 1355 Azabi sean Ki Huur 158 5.00 — Öğle Güseş Lisdi ( 1518