İllihat ve Terakkide on sene 17 inci Azerbaycanda kısım No. 33 son İttihatçı Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen ” Çarlık, Azerbaycanda Türklük duygusunun uyandığını istemediği için kuvvetli bir Ruslaşma sistemi takip etmiş, fakat pek az muvaffak olmuştur Vâkıa, Babıâli, Azerbaycanı, doğ- rudan doğruya, imparatorluğa ve- ya imparatorluktan kalabilecek ©o- Jan ilhak temayülü göstermiş de-; ğildir. Ancak, Kafkasya ile bera- ber Azerbaycanı da sıkı bir kontrol al- tıma almayı istemiştir. Bu siyaset de Azerbaycanı memnun etmemiştir. Niçin? Bunun pek muhtelif sebebleri vardır. Bir kere modern kültür, Azerbaycan- da bize nisbeten çok derin bir tarzda, kütlenin içine işlemiş bulunur. Sathi o- larak bakıldığı zaman, bizde bu kültü- rün harici şekli daha parlak görünür; fakat, bunun, bir kısım yüksek münev- .wer muhitine mabsus olduğunu, halk kütlelerine bakılınca — Azerbaycanda modern kültürün halk arasına daha kuvvetle ve daha derin işlemiş bulun- duğunu kabul etmek zaruridir. Hattâ, Azerbaycan, bu bakımdan, hâlis Rus- yanın bazı havalisine nisbetle daha kuvvetlidir. Azerinin eski medeniyeti, Büyük Petro ile Rusyaya girmeğe başlıyan modern kültürü, ruh itibarile, bazı ge-' ri kalmış Rus mühitlerine nisbetle da- ha kolay ve daha geniş bir şekilde &n- miştir. Bu iddia biraz gar'p ve mübalâ- ğalı gibi görünür, Halbuki ben bunun çok doğru olduğuna ve içinde hiç mü- / balâğa bulunmadığına kanilm. Zahi- Ten, eski manzarasını muhafaza eden “Azerinin içine işi bir modernizm ük kütle arasında hakiki bir demokrasi ruhu ve şuuru “vardır, Bu ruh ve şuur, bizim harp so- nunda yaptığımız işgali çok ağır bul- muştür. Azerbaycanı Ermeni komite- lerinin satırından kurtarmış olan bu işgalin ağırlığından dolayı şikâyet et- meği Âzerilerin daima terbiye ve ede- be muhalif bulduklarına ald pek çok müşahedelerim vardır. Fakat, bize kar- Jşı beslenilen derin bir saygı ve sevgi- nin ve ayni zamanda minnettarlığın sevki ile gizlenilen asıl fikir ve hisleri deştiğim zaman da hakikati keşfetmek- | te güçlük çekmedim. İkinci bir sebebi de Azerbaycanın başka bir tarih içinde ve başka bir ik- tısadi kül teşkil eden bir âlem ortasın- da geçirmiş olduğu hayatta aramak lâ—i zım geliyor. Filhakika, bu memleket — toprak derebeyliği devrini tamam yaşamış ve' modern kapitalizm devrine bizden çok | evvel girmiş ve bu yolda çok ileri git- miş olan bir âlem içindedir ve bilhassa kendi hududları itibarile, tabiatin çok kuvvetli zenginlik vasıtalarına malik- tir, Bütün zenginler gibi, Azerbaycan da lüzumundan fazla kumanda altına girmeği istemez. Kendisi için kabil ol- | Aduğu kadar geniş bir hürriyet ve istik- — lâl ister. İçtimali ve siyasi hâdiseleri materyalist usul ile tetkik etmek lâzım gelince, Azerbaycan halkının, üstünde | oturduğu toprakların zenginliklerinden kabil olduğu kadar fazla istifade etmek istemelerini tabii bulmak lâzımdır. Bu, bir tabii sevk duygusu demektir. Diğer taraftan, Azerbaycan Kafkas- yada yalnız de, r. Onun hayatı kis- men Dağıstana ve kismen de Gürcüs- tana sımsık: bağlıdır. Etrafını kuatınıf mühtelif milliyetler arasında kendi milli varlığını müdafaaya çok ehemmi- , yet veren Gürcüstanı Azerbaycan *h- mal edemez. Onunla anlaşmaya ve o-: nunla müttehiden yürümeğe mecbur- dur. Gürcüstan ise Türk olmadığı için, | 'Türkiyeye iltihak fikrine gidemez. A- zerbaycanı bu fikirden — uzaklaştıran başlıca âmillerden kiri de budur. çüncü derecede, Azerbaycan — kül- tür itibarile Rusyaya bağlanmıştır. O-| nun son yüz senelik tarihi kendisinde Rusyaya karşı elbet bir sempati uyan- masına da sebeb olacraktı. Bu sempati vardır. Azeriler bir taraftan Rusyanın tazyikini gördükçe kızarlar, diğer ta- raftan da ona karşı fikti bir yakınlık hissederler. Bizde Fransız kültürü Le- vantenlerle Levanten ruhlu Türk mü- — mevyerleri arasında ne ise Azerbay- canda Rus kültürü, nisbet biraz daha fazla olmak üzere, odur. Yalnız, bu fazlalığa mukabil, bu külîü-! Bu rün Azerbaycan üzerinde tazyik edici bir tesiri bulunması itibarile, ona kar- tulmak şı biraz da hüsumet vardır. Dördüncü sebeb olmak üzere, Aze-'diği için, Givin de, kaldırılıp kuyuya itibarile ai Tomris kuyuya doğru eğilerek seslendi: Giv, Giv, sevgilim! Sağ mısın, bana cevap ver!. kuyunun bir kenarında bir delik açmı- ya çalışacağım. Dedi. Giv, kızın bu fikrine itiraz et- ti. Hayatının bir kaç gün daha uzama- sının, ıztırabının devamından başka bir arada, —ıztıraba — dayanamı- yanlar.. völümden korkanlar, kur - ümidile itirafatta — bulu - İnurlardı. O, bütün bunları bil- Evet.. kuyunun dibi, epeyce derindi; fakat, ciğerlerini sıkacak derecede ha- vasız değildi. Rahat rahat nefes alabi- LHyordu. Kokular mı? Rütubet mi? Bunları hissetmiyordu bile... hattâ, o- rilerin, bütün bu kendi varlıklarının atılmadığını.. yaralanıp berelenmesdiği- davasında, Rusyanın da tarihi ve milli ni biliyordu. Ya, kendi kendim zehirle- bir realite olduğunu bugünkü Rusya- diyse?... Ya, başka bir suretle kendisi- nın hayatının. Bakü petrollerine ni öldürdüyse? Tomris.. böyle vak'alar ve Kafkasyanın iptidai maddelerine ne da biliyordu. İşkencelere katlanmak- kadar bağlı bulunduğunu takdir ettik-/tansa.. bir an evvel ölmeyi tercih eden- lerini de ilâve eylemek lâzımdır. ler,. bir taraflarında sakladıkları zehi- Münevver Azeriler, bu tarihi realı- Ti içip ölenler.. yahud hatıza gelmiyen teyi pek güzel tanırlar ve' millt hayat şekillerde kendilerini öldürenler gö- besaplarına onu da koymak lâzım g,_.l_wrülmiıştü_ Kuyudan can sıkı ma, 1Z- diğini çok iyi anlarlar. Çok geniş ve Tiraba, teessüre delâlet eden bir ses, bir| büyük insan ve servet kuvvetlerine sa- Feryad, bir inilti. orada bir insan bu- hip bulunan, yüksek kültürlü ve teş -'lunduğuna delâlet edecek en küçük bir |kilâtlığı Rusluğun Azerbaycan ve. Kaf hareket gürültüsü gelmiyordu. Kız, bu kasya ile olan tarihi ve iktısadi müna- defa, aklına gelen ihtimalle sarsıld:: sebetlerini inkâr etmek fikri Azerbay-| — Giv! Givi. canda yok denecek kadar azdır. ÇARLIK DEVRİNDE AZERBAYCAN Sesini, biraz daha yükseltti. şey olmıyacağını anlattı. kız, kuyunun etrafını, elindeki sivri demirle yoklıya- rak yumuşak”wprak ararken, ona ce- vabh veriyor.. onu teselli ediyor.. yaşar- sa, bir gün kurtulabileceğine dair ümit- ler veriyordu. verdi. Demiri, batırıp çıkardı. ağzında avuç Tomris.. kuyunun ağzında bir çok yerleri yokladı. Hepsi taşlık, katı yer- lerdi. Yumuşak bir yer bulamıyacağı-! |nı anlayınca, bir yeri delmiye karar Yarım saat uğraştı. Taşın altında, kuyunun i kadar bir çukur aça-| yüt b bildi. O, hem üuğraşıyor.. hem de Givin| yük bir taş almış, demire vuruyordu. kuyudaki halini anlamıya çalışıyordu. — Beynelmilel muvatfak bir eser ile Azerbaycan arasındaki siyasi münasebetler Çarlık devrinde,, Çarlık sistemi ile âhenktardı. Çarlık 'Tekrar döelikanlıyı çağırdı. edi, Ku- yu, gene sağır, sessiz kaldı. Kız, içi | i (Baş tarafı 1 inci sahifcde) « yaretçilere açılıyor. nun sesini işittiği zaman, rahat bir uy- ku arasında tatlı bir rüya görüyordu. Rüyasında.. gene o geceki gibi elele tü tuşmuşlar.. tepedeki ağaçların altında geziniyorlar.. birbirine aşklarını teyid ediyorlardı. Tamris.. Givin söylediklerini dinler- |ken acı acı ağlıyor.. Bir taraftan da yorgunluğuna, demirin elini vurması- na ehemmiyet vermeden, ter dökerek çukur kazıyordu. Şimdi, çukuru bü- enin kolayını bulmuştu. Eline bü- (Arkası var) bayramı yapılacak, Türk Kuşu teşkilâtı tarafından bu münasebetle büyük mo- kemiten şüphelerle kıvrandı. Kuy Dun Üslündeki laşın kenarına kulağını koşmuş dinlerken, hıçkırıklarla ağla- miya başladı. Bir türlü cevab alamıyor- Azerbaycanı «bey» ler, «han» lar ve mollalar, bir de yüksek «sermayedar» larla tutmuşlardı.. Bu unsurlarda pek de milli duygu yoktur. Beylerin ve du. Nihayet, bütün kuvvetile: hânların başlıca ehemmiyet verdikle -| — Givl Giv! Sağ mısın sevgilim! Ba- ri şey, mevki ve rütbelerini muhafaza na cevab ver! etmektir. Bunlar Çarlardan kuvvet a-| Diye bağırınca, etraftaki yüksek du- hp halkı ezerler ve halktan kuvvet â - varlara Çarpan seş, karanlıklarda, akis- lp Çarlara kendilerini satarlardı. Bu ler husule getirdi. Kız, böyle bir ihti- sistem, bir dereceye kadar halkın tön- yaâtsızlık yaptığına pişman oldu, Kuja- di varlığını muhafaza etmesine yara- ği taşın kenarında dinliyor.. sesini işi- yabilirdi. Büyük sermayedarlara, zen-'ten bir kimsenin, bir taraftan çıkarak gâlere gelince, bunların içinde bazı - üzerine atılmasıngdan korküyordu. Ku- ları Ruslaşmaya kadar gitmişlerdir. yudan, Givin sesi cevab verdi: Böyle zenginlerin yalnız Rus müteb -| — Tomris Sen misin yavrum? Beni biyelerle büyümüş çocukları arasında hatırladığına teşekkür ederim; fakat, Türkçe hiç öğrenememiş, olanları dahi'çok ihtiyatsızlık ediyorsun. Görürlerse bulunurdu. Fakat, bu unsur fevkalâde senin de başına felâketler gelir. Zaten azdır. buraya gelmende ne fayda var? Sen Ana dili ile konuşmaktan âciz ga -| Tahatına bak! Senin rahat olduğunu rip bir insan nümunesi olan ve miktar- anlarsam, ben de rahat rahat can veri- ları yüz binde bir denecek kadar az bu-|Tim, Yüzünü, bir daha göremiyece; | | | | lunan bu tipi inkılâp tamamea ezmiş tir. Ben bu nümüneden — bir iki tane gördüm. Ve kendilerile Fransızca gö - tüştüm. İnkılâp bunları tamamen ez - miş olduktan sonradır. ki zavallılar |Türk olduklarını anlamışlar ve kırkın- |dan sonra tel çalmaya, Türkçe öğren- meğe mecbur kalmışlardır. Vaktile ko- casına ait olan bir sarayın bodrum ka- tında bir odacıkta oturan falan veya fi- lân —benim tanıdıklarım ekseriya k: dındi— keşdi mülkünün içindeki kümdarlıktan iskat edilip her türlü var, hıktan mahrum bir halde ayni mülkün bodrum katındaki küçük ndaya inme- ğe mecbur kalmış olduğu zamandır ki etrafının bir Türk halkı ile çevrilmiş olduğunu görmüş ve Türkçe öğrenme- ge başlamıştı! Çarlık, Azerbaycanda Türklük duy- güsunun uyandığını istemediği için kuvvetli bir Ruslaştırma sistemi takip etmiştir. (Arkası var) Nöbetçi Bezaneler =.ıuı nöbetçi olan acraneler şunlar- İstanbul cihetindekiler: Aksarayda! (Sarım), Alomdarda: (Eşref Neşeti, Beyazıtla: - (Cemil), Samatyada: (Erofilos), Eminönünde: (Beşir Kemal), Eyüpte: (Arif Beşir), Fenerde: (Emllya- di), Şehremininde: (Nazım), Şehzadeba- şında; (İ, Halil), Karagümrükte: (Suat), Küçükpazarda: (Necati Ahmed), Bakır- köyünde: 'Tünel başında; Matkoviç), Yüksekkaldı. Tamda: (Vingopulo), Galatada: — (Mer- kes), Taksimde: (Kemal - Rebul), Şişli- de: (Pertev), Beşiktaşta): (Nall Halid), Sarıyerde: (Nuri), Adalar ve Anadolu cihetindekiler: Üsküdarda: (İmrahor), Kadıköyünde: (Büyük), (Üçler), Büyükadada: — (Şinusl (Halk) _uw: a me yanıyorum. Günlerdenberi senin bhasretinle yanıyordum. O tatlı sesini, ölmezden evvel, bir daha iş mden çok bahtiyarım. Emin ol, artık mes'ud olarak can verebilirim. Durma! Saraya dön güzel Tomrisim! Seni görürler di- ye ödüm kopuyor. Kız., hıçkırıklarını göğsünde boğarak dinledi. Derinden gelen ,kuyunun ke-! narlarında akisler uyandıra v.ıyanrhrat kulağına kadar yükselen bu zesin ü-| hangi ona ne kadar tatlı geliyordu. He- le, sevgilisinin ızlırabından hiç şi'.dycq etmeden, yalnız kendisini düşünmesi ne kadar hoşuna gidiyordu. Bu defa, daha yavaş bir sesle: , — Givl Beni dinle' Biz, beraher yaşa- yıp, beraber ölmeyi ahdetmiştik. Ne yapayım.. bu taşı kaldıramıyorum, ki.. kendimi! kuyuya atayım. Kuyuda btie senin yanında olsam, dünyanın en bah- tiyar kızı olurdum. Benim sevgili Gi- vim! İyi bil! Senden sonra yaşamak, ba- na haramdır. Hâlimi görsen.. şimdiden bitkin bir hale geldim. Giv,, sevgilisini dinlerken uzün bir «offff!...* çekti. Kızın acıklı acıklı söy- 'lenmesine dayanamadı: — Rica ederim.. bana böyle acı şey- ler söyleme, güzelim. Ben, seni hahti- 'yar bilmekten müteselli oluyorum. Se- İni, perişan, bedbaht bilirsem, gözlerim 'açık ölürüm. Söyle Tomris! Artık ü- zülmiyeceksin değil mi? Üzülmiyeceği- ni bana vâdedersen.. hakikaten de ü- zülmezsen, ben burada, hiç gam yeme- den ölümümü beklerim. Bir gün öle- cek değil miyim? Seni severek.. yalnız seni düşünerek.. o sevgili hayalinden teselli alarak öleceğimi bilmek, bence saadetlerin en büyüğüdür. Git.. sevgi- lim! Seni görürler diye içim titriyor. — Korkma, Giv! Gece yarısını geçti. Herkes uykuda... Buralarda, gündüzle- Ti bile kimseler dolaşmaz. Hem, bu ge- ce, buraya iye gelmedim. Sa- Ben, burada, | li Ticaret Odasının meydana getir- diği vilâyetler paviyonu büyük bir eser halinde yükselmiştir. Ticaret Odaları paviyonu Türkiyenin dört tarafından yetişen ve sayıları 794 olan Türk mahsul- lerisi muhtelif köşelerde, muhtelif man- takaların iklim şartlarını temsil ederek renk, boy ve kalite bakımından zengin bir mahsul meşheri olmuştur. Bu pavi- yonda yerli sanayiin bütün hususiyetle- ri de geniş bir yer almıştır. İzmir Ticaret Odası paviyonu Türkiye iktısadi hayatında Ege mıntakasının e— hemmiyetini belirten güzel bir eser ol- müuştür. Bu paviyonda pamuğun, incirin, üzümün, tütünün bütün hususiyetlerini, son ön dört sene içinde ve umumi harb senelerinden önce geçirdiği safhaları gra- fiklerle görmek, anlamak mümkün ola- caktır, Bir yabancı Türkiyede neler, nasıl, hangi şartlarla yetişliğini anlamak için, bu maddcleri hangi şehirlerden, hangi firmalardan, ne fiatla temin edeceğini öğrenmek için bütün Türkiyeyi dolaşa- cağına fuarda bir gününü foda etmesi kâfi gelecektir. Ege mıntakasının iktısa- di çehresi İzmir Ticaret Odası paviyo- nunda, Türkiyenin intısadi ve endüstri çehresi Türkiye vilâyetler paviyonunda tebarüz etmektedir. Türkiyenin sağlık bakımından başari- larını tanımak isteyenler, Türkiye Kızıl- ay cemiyetinin meydana getirdiği «Sağ- lhik Müzesini» tetkik edecektir. Kültürel hareketler muhtelif köşelerde, çok canlı bir şekilde canlandırılmıştır. Evkaf U- mum Müdürlüğünün paviyonunda Tür- kiyede mevcud Türk san'at âbidelerini kül halinde ve ayrı ayrı tetkik etmek mümkündür. Paraşüt kulesi Bu yıl fuarın başlıca hususiyetlerinden biri de Sovyet Rusya paviyonunun yanı başında meydana getirilen paraşüt kule- sidir. 42 metreye kadar yükselen bu eser Türk gençliğine paraşütcülük sahasında ilk dersi ve çalışma zevkini vermeğe ça- hşacaktır. Kuleden ilk defa atlamak şe- refini kazanmak isteyenler daha şimdi- den adlarını Türk Kuşu Klübüne kaydet- tirmeğe başlamışlardır. Kulenin açılma- sından bir hafta sonta, eylül ayının ikin- ci haftasında İzmirde bir de havacılık İnhisarlar U. |törlü ve motörsüz hava gösterileri yapı- lataktır.. İngiliz Ras paviyonları Büyük Britanya hükümetinin paviyo- nu, İngiliz İmparatorluğunun — muhtelif bakımlardan haşmetini, dünya harita- sında işgal ettiği üstün mevkii belirtecek değerdedir. Kültür ve İktısad hüsusiyet- leri, bir çok firmaların eserleri bu pa- viyonda yer almıştır. Sovyet Rusya pa- viyonu ,devlet paviyonları arasında bi- rinciliği kazanacak bir üstünlük taşıyor. Sovyetlerin Türkiyenin iktısadi hareket- lerine gösterdiği candan alâkayı, dalma fuarımıza büyük önem vermekle belirt- miş, Sovyetlerin büyük başarılarını İz- mir fuarında bütün 'dünyaya göstermiş- tir, Yunan, Yugoslavya paviyonları Dost Elen hükümeti, büyük bir cemile eseri olarak İzmir fuarında Yunanista- nn başlıca muvaffak eserlerini teşhire hazırlanmıştır. Yalnız Yunan paviyonun. da yüze yakın Yunan firmasının eserleri teşhir edilecektir. Bunlar İzmire getiril- miştir. Yugoslavya ve Suriye paviyonları için hummalı bir faaliyetle çalışılıyor. Bu pa- viyonlarda teşhir edilecek emtia hakkıt- da henüz malümat yoktur, Bildirildiğine göre Yugoslavlar, memleketlerini turis- tik bakımdan, madencilik bakımından teşhir edeceklerdir. Şunu söylemek mümkündür ki İzmif fuarı yeni çehresile beynelmilel fuarlar arasında mevki alacak bir dereceyi bul- M muştur. Memleketimiz bu eserle hakkile iftihar edebilecektir, Bu neticeyi beş gün sonra hepimiz gözlerimizle gördükten sornrua kani olacağız. A * İzmir enternasyonal fuarına İstan bul esnaf cemiyetlerinden 40 murah * has iştirak edecektir. Mürahhaslar 587 — l günü İzmire doğru yola çıkacaklaf, fuarda kendi mesleklerine taallük © * den taraflarda tetkikat kendi esnaflarının sergilerini lerdir. Sergide İstanbul paviyonuna ait ©$” ya dün yola çıkarılmıştır. Dokumacılâf kooperatifi yerli mallar köşesini aynen İzmire nakletmiştir. a eee Mıı üdürlüğünden: pacaklaf; — .yıw L — Çanakkalede inşa edilecek Karsbarut deposile bekçi kulübesinin inşaf —| ve etrafının tel örgülerle çevrilmesi işleri açık eksiltmeye konulmuştur. IL — Keşif bedeli (5697.25) lira, muv akkat teminat” (428) liradır. HL — Şartname, Keşifname, ptoje vesair eksilime evrakı (28) kuruş muka” bilinde İstanbulda İnhisarlar İnşaa: şubesinden ve Çanakkale İnhisarlar Müstü” kil Müdürlüğünden alınabilir. IV. — Eksiltme (25/VIT1/937) tarihin2 rastlıyan çarşamba günü saat M Kabataşta İnhisarlar levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda YÜ pılacaktır. V. — İsteklilerin eksiltme gün ve saalinde 96 7,5 güvenme paralarile sözü gen komisyona gelmeleri ilân olunur. (4999) S Ş a