6 Ağustos 7 Deniz ve Denizcilik: Japon donanması # *0 yarum asırdan biraz fazla bir müddet içinde hiç yok- Bir demiz kuvveti vücada getirmek mucizesini Bgös- termiştir ve bugünkü Japon bahriyesi talim ve terbiye, gemi adedi ve denizcilik bakımından dünyanın herhangi bir bahriyesile boy ölçüşebilecek bir kudret ve mükemmeliyettedir. Yoktan varolan bir filo Japonyanın deniz kuvveti âdeta yok- İn birdenbire varolmuş gibi dün — hiç İken ertesi günü korkunç bir hai ulmuş bir Varlıktır. Filvaki 1860 senesine yani 77 sene evveline gelinciye kadar h güneş» imparatorluğunun kırmı- &h beyazlı bandırasını taşıyan — mu: ve bu isme lâyık bir harb gemisi olduğunu bilmiyoruz. 1860 yılındadır ki Japonyanın ilk harb isi, ahşap bir korvet «Nagazak'» li- denize indiriliyordu, Bu ilk Ja- '—lııp_vıpmduı—rııılenonu- —'lç'ndı Japonya gerek Avrunvadan ve Ğğvmık-ünn bir takım harb ge- Satın aldı. İşte bu gemilerdir ki 1960 yılında Ja- Ponyada imparator tarattarları ile dik- taraftarları arasında yapılan dahil muharebelerde imparatorluk ta- Könı tutarak harbe iştirak eden deniz Betirmişlerdir. müttehid bir imparatorluk Betiren bu dahilf harbden sonra kazanılmasında bir deniz kuv- mübim rol oynadığı ve Japon bahriyesinin tecrübeden sonra te- (Fi f!ğ İj iFE Es li Bonra memleketin her — tara- fersaneler vücuda getirilmiş, hum- faaliyetle bir Japon denizciliği kuvveti yaratılmaya uğraşıl- hummalı faaliyetin ilk semeresi e- üle 1878 senesi arasında ve harb gemisi olmak buharlı tekne inşa edil- iyebiliriz. anı da hemen ilâve e- bu kadar Japon mamu- gemileri ufak tefek teknelere 'r ediyordu. Tam manasile çelik harb gemileri başta İngiltere bu- ü ecnebi memleketlerden sa- H İ ; l (ffet 3 ğ Ş EFFEçi ğş AM f üzere nıyordu. z B x ü ismindeki (4300) — tonluk ka, bir kruvazördü ve «Yokusuka» hü- tersanesinde inşa olunmuştu. 854 yılında Japon filosu hepsi ecnebi yapılmış <7> tane zırhlı ile azami Japonyada inşa fane zırhsız. kruvazör — ve terekküb ediyordu. genç Japan bahriyesi mun- bir deniz kuvvetinde materyal Personalin de mühim bir rol oyna- göz önünde tutarak İngiltereden ıslahiyeler getirmeğe teşebbüs el- '#ponyaya (lk defa olmak üzere İn. Amirali ser «Tragy» nin kumanda- İ bir heyet getirtti ve bu beyetten e Pra fi ğ T ıp;;ş;ğ & «& £ miraley <Con İngles» im riyasetleri ab tında mütehassıslar celbolundu. Japonlar sessiz sadasız çalışarak — ya- vaş yavaş bir denizci devlet olmaya bap lamışlardı. Bu hal 1804 senesine kadar hariçte kimsenin dikkat nazarını çekmedi, Lâ- kin (1894) yılında patlak veren «Çin - Japan» harbinde Japon doananmasının oynamış olduğu parlak rol birdenbire bütün gözleri yoktan varolmuş olan bu kuvvet üzerine çekti. Artık bir Japon donanması mevcuddu. Hem de fedakâr, çalışkan ve müessir bir donanma... Filvaki 1894 yılı eylâlünün 17 nci gü- nü Çin ve Japon deniz kuvvetleri karşı- laşıp «Yalu» muharebesini yaptıkları zaman krüvazörlerden mürekkeb bir Japon filosu aralarında iki tane de kud- Tetli zarhlı bulunan bir Çin filosunu pe- rişan etinişler ve hezimelte uğratmış- lardı. Çin . Japon harbini takib eden on sene zarfında da Japon donanması gün geç- tikçe büyüyen, tekâmül eden, kuvvet- lenen bir mevcudiyet olarak çalıştı dur- duü ve nihayet 1904 yılında Moskof im- paratorluğile patlak veren harpte Japon donanması artık korkunç bir varlık ol- mMuş, Rusların kahir ve faik deniz kuv- vetlerini mağlübiyetten mağlübiyete uğ- ratmış ve «Cuşima» deniz cenginde ami- Tal «Rocestovenski» nin idaresi altında- ki Baltık filosunu da ezerek Aksayışark- taki Rus deniz hâkimiyetini Sarı deniz'n bulanık sularına gömmüştü. Bugünkü Japon deniz kuvveti Buğünkü Japon deniz kuvveti ise İn- giliz ve Amerikan filolarından sonra bü- tün dünyada üçüncü dehhaş ve mütekâ- mil bir varlıktır. Başta «Nagato» ve «Müutsu» isminde iki dev zırhlı geliz, Bu iki gemi (32720) tonilâto mai mahrecin- de ve saatte (23) mil sür'atinde çok asri tekneler ölup sekiz tane (40,5) santimet- relik top taşırlar ki İngiliz ve Amer/kan donanmalarından başka bütün dünyada (40,5) santimetrelik top taşıyan gemiler bu iki gemidir, Bu iki geminin inanılmı- yacak kadar yüksek olan inşa parasını Japon milleti hamiyet kesesinden - öde- miştir, Hattâ bu ianeye mekteb çocuk- ları bile iştirak etmişlerdir. Bu iki gemiden sonra, yaş — İtibarile, «İse» ve «Hyuga> dridnotları gelir. Be- heri (29990) tönilâto mal mahrecinde n- lan bu gemiler de (23) mil sür'atinde- dirler ve ön iki tane (35) santimetrelik top taşırlar, Bu iki gemi son senelec zar- ü |fında, hemen yeniden inşa edilmişler gi- bi elden geçirilmişler ve takviye edi.. mişlerdir. O kadar ki meşhur (Skaje- rak) muharebesinden alınan dersier bü iki Japon zırhlısında 'tamamile tatbik e- dilmiş imiş. Bu iki gemiden sonra «Fuso» ve <Ya- Mmaşiro. zırhlıları vardır ve (1915-1917) seneleri arasında yapılmışlardır. Bunlar hacim itibarile diğerlerinden biraz kü- çük (29330) tonilâto olmakla beraber sür'at ve esliha bakımından <İse> sın- fının aynidirler. Yalnız mütevassıt ba- taryalarında cüz'i fark vardır. Bir harpte Japonya için harb hağtını teşkil edecek muharebe gemilerinden son Üçü ise «Kongo>, «Haruna» ve «Kirie (Devama 11 inci sayfada) DA Yüzme ve kürek müsabakaları Pazar günü kürek teşvik müsabakaları yapılacak İstanbul su sporları ajanlığı — taratın- dan hazırlanan İstanbal yüzme, su topu, atlama ve kürek şampiyonası müsabaka- ları programı tesbit edilmiştir. Program yüzmeler, atlamalar, yelken ve kürek olarak dört kusma ayrılmak- * Bugün 100 serbest, 100 sırlüstü, 400 serbest, 4X200 bayrak yarışları yapıla- caktır. Yarın da, 200 serbest, 200 kurbalama, 1500 serbest ile 100 mrtüstü, 200 kurba- İlama, ve 100 metüstü şeklindeki Türk bayrak yarışları yapılacaktır. 8 ağustosta Yenikapıda kürek teşvik müsabakaları yapılacaktır. M ağustosta Hisarla Bebek arasında Boğazı geçme yüzme müsabakaları icra 21 ve 22 ağustosta Macarlarla yüzme ve su topu müsabakaları yapılacaktır. 26, 27, 28 ağustosta Modada yelken |müsabakaları nihayetlenmiş olacaktır. İstanbul kürek birinciliği de 5 eylül- de Yenikapıda yapılacaktır. Bugün ve yarın yapılacak yüzmelere saat ikide başlanacaktır. Atlama müsabakaları bilâhare ilân e- dilecektir. Ümer Besim istifa etti 'Türk Spor Kurumu atletizm federas- yonu teknik işleri müşaviri Ömer Besim üç aydanberi yapmakta olduğu bu vazi- feden istifa etmiş, keyfiyeti Türk Spor Kurumu Başkanlığına bildirmiştir. Londrada beynelmilel atletizm müsabakaları Londranın meşhur White City stadin- da yapılan ve küçük çapta bir olimpiyat oyunları addedilen atletizm müsabakala. ti büyük bir kalabâlık önünde icra edil- miştir. Amerika, İtalya, Fransa, Polonya, İngiltere atletleri arasında cereyan eden bu müsabakalarda şu dereceler elde ©- dilmiştir. 100 yarda Consaon (Amerika) 98 880 yarda Kucharski (Polonya) — 1.528 120 yarda manla Finley (İngiltere) 145 Disk atma Carpanter (Amerika) 4058 3 mil Ward (İngiltere) 14288 220 yarda Conson (Amerika) 21.7 Yüksek atlama Karneliyus Conson (Amerika) |Sırık atlama Prakeh (Avusturya) Bakırköyünde deniz müsabakaları Eminönü Halkevinden: Eminönü Halkevi Denizcilik şubesi tara. tından denizciliği teşvik için 15/Ağustos/Pa- zar günü Bakırköy deniz hamamları ve Mar mara Yıldın gazinosu Önünde saat (15) de başlamak üzere federe Bgayrifedere amatör eporcular arasında yüzme, sandal, yelkenli sandal, kotra, federe klüpler arasında — fıta ve yol yarışları, vaterpolo müsabakaları ter- tip edilmiştir. Birinci ikinciye kadar madal- ya kupa vertlecektir. Müsabakalara girecek- ler M/Ağustos/Cumartesi günü akşamına kadar Halkevi ve Bakırköyünde Deniz ban- yyoları sahibi Ömer Buşol'a müracaatla isim- lerini yazdırmaları Hân olunur. 1055 415 Kampa çıkan mektepler Mühendis, Ticaret ve Tıbbiye mek. tepleri talebeleri dünden itibaren Har- /biyedeki İhtiyat zabit mektebinde as - kerlik kampına çıkmışlardır. Bu kamp- da bumdan evvelki kamıp gibi 20 gün devam edecektir, Eski ve yeni Japon kadını Japonyada üniversite mezunu dört bîçuk milyon Japon kızı vardır, yalnız bunlar Japonyanın yarını ve baharı yardım ve teşvik görürler addedilirler, yalnız bunlar dan muhazrizi yazıyor: Japonya bir tezadlar memleketidir. Tokyo sokaklarında gezerken betondan İyapılmış muazzam binaların yanında tahta veya mukavvadan yapılmış ufacık evler görülür, Modern taksiler arasında insan koşulu el arabalarına rastlanır. Fa- kat bu tezad, belki iriçbir şeyde Japon kadınının hayatındaki kadar göze çarp- maz. «Tokyo» da resmi bir suvarede yük- sek sosyeteye mensub bir genç kıza rast- ladım. Taoplantıda Japonlarla beraber Avrupalılar da bulunuyordu. Genç kız bunlardan her birini sıra ile bazan ejlle- rini dizlerine koyup eğilerek en nazik Ja- pon selâmile selâmlıyor,bezılarile tam bir Amerikalı tavrile el sıkıyordu. Ve bu bir. birine zad selâmlaşmaların birinden di- İğerine büyük bir kolaylık ve alışkanlık- la geçiyordu. Merak edip sordum. Bana şunları an- lattı: — Bizim talim ve terbiyemiz tamami- le iki cephelidir. Ön iki on üç yaşıma ka- dar süren ilk çocukluk devresinde ta- mamile Japon kültürile büyütülürüz. Çay ikram etmeyi, çiçek tanzim elmeyi, gitare ve (*) kotoçalmayı öğreniriz. Çin filozof ve şairlerini tetkik edebilmek için milyarlarca İşaretten mürekkep o- lan Çin yazısını belleriz. Bu devrede bü- tün dersler yalnız kendi dilimizde ve- rilir. Ön üç yaşından sonra garb kültürü başlar. O zaman mecburi olarak İngiliz- ceyi ve ona ilâveten diğer Avrupa dille. rini öğreniriz. Avrüupa musiki ve edebi- yatını tetkik ve mütalea ederiz.» Japon kadınının yaşayışındaki tezadlar Sokaklarda, plâjlarda Japon kadınının kıyafetindeki tezad o kadar bâarizdir ki.. Şurada tam bir Parisli yahut Amerikalı gibi giyinmiş genç bir kadın memlura rastlarsınız. Beride çiçekli elbisesinin üstüne hemen hemen Avrupalı kadınla- rınkine benzer bir önlük takmış, fakat başımı tam bir Japon yerlisi gibi mendil- le sarıp üstüne o meşhur Japon hasır şapkasını geçirmiş bir satıcı kız görür. sünüz. Plâjlarda tam bir Avrupalı banyo kos- tümü ile gezinen kadınların hemen yanı başında ayaklarına tahta japon ayakka- bılar, üstüne işlemeli ipek kimono giyin- miş, beline çiçekli geniş sentürünü dola- miş kadınlar dolaşır. Genç bir üniversite talebesi bana bu mevzu üzerinde şunları söyledi: — *Bizim kadınlarımız arasındaki fark yalnız giyinişte değil ayni zaman- da düşünce ve telâkkilerdedir. Meselâ modern Japon kadınının onda — doküzü sokakta kocasile birlikte yürür, Halbuki eski an'aneye riayetkâr olan diğer kı- sım bunu efendisine hürmete uygun göremez, O, muhakkak erkeğin birat arkasından gider, Her yerde olduğu gibi Japonyada da yeni fikirler en ziyade üniversite tale- besi arasında inkişaf etmiş bulunuyor. Fakat onlar da ötekiler gibi Japon âdet (*) Erganona benzer bir nevi Japon çalgısı Eski Japon kadını ve evsafını muhafaza etmektedirler, Bahsettiğim genç kız kimyager — olma- ya çalışıyordu. Onu lâboratuvarda kaç kereler mikroskop başında hummalı bir faaliyet içinde gördüm. Bu genç kız ay- ni zamanda bir spor klübü âzasındandır. Fakat eminim ki an'anelerine annesi ka- dar sadıktır. Hemen her Japon şairinin terennüm ettiği Japon kiraz bayramını © da annesinin duyduğu beyecan ve vecdle kutlamaktadır. * Modern kadın Japonyanın yarını ve baharı sayılıyor — «Hemen her memlekette şahsi sevi- yesi ne olursa olsun kadın, kadın diya tanılır ve hemcisnlerinden ayırd edil- mez. Japonyada bu, böyle değildir. Bu- rada (oku-san) yani tükenmeye başlıyan eski nesille, (Moga) yani yeni nesil ka- dını arasında büyük bir fark gözetilir. (Oku-san) geri kadın manasına gelir. Moga modern kız demektir. Birincilerin en genci otuz beşini aşkındır. İkinciler ancak yirmi ile otuz beş arasındadır. Oku-san yalnız japonca bazan da biraz ingilizce konuşur. Ömrünü evinde geçi- rir. Adı (O-haru-san) a yani üniversite- liler listesine dahil değildir. Halbuki an- cak bu listeye yazılı olanlar Japonyanın baharı ve yarını sayılırlar. Ve ancak bu kısma girebilen kadın hesaba — katılır, yardım ve teşvik görür.> Bunları da bana vekâletlerden birinde sekreter olan genç bir Japon kızı an- Jattı. (Moga - Modern kız) lar «Moga» ların listesi Japon kadın gaze- tesi olan «Haru-san-N> da neşrolunur, Bütün <Moga» lar üniversite mezunu- dur. Sayıları dört buçuk milyonu bulur. Bunlardan yüzde kırkı hususi otamobil kullanır. Yüzde onu pilot veya uçak mektebinde pilot talebesidir. Yüzde &li- miş beşi ecnebi dil mütehassısıdır. İngi« lizceden maada en az bir yabancı dili a- na lisanı gibi bilir. Yüzde elli üçü muh- telif sahalarda çalışır. Bu kısma dahil olanların yüzde yirmi sekizi memurdur. Tokyonun en büyük caddelerinden bi- ri olan Ginzada bir öğleüstü gezininiz, Bunların çoğunu göreceksiniz. (Çünkü: öğle, dairelerin kapanıma saati, memüur. (Devamı 11 inci süvtada”