rahman çer- larında iken çaya düşmüş, Wlmık f iken bir Arap tarafından karı » adamı *Saza çerebilecek - dahe büyük ve deedli . bir küfatım, ihaazım yek. Zira seni öldürmekle, nete yıllıy-mı » demiştir. Ştrazburgda kabare artis tlerinden Mari Karşer, bir — Boğularak öl- ü“l'lndııg'u muhakkaktı. K atil zavallı genç kızın boy- Bundaki parmak izlerinden başka bir ipucu birak- Mamıştı. Bu cinayetin de, o havaliyi korkudan tit- Teten Ştrazburg canisi tarafından yapıldığı anlaşılır Bün, odasında ölü olarak bulunmuştu. Yordu. Ştrazburg canisi, geceleri, sular ka- Tardı mı faaliyete geçiyor, eline geçirdi- Üi kurbanını nerede rastladıysa, Oorada boj *ğuveriyordu. Bu yüzden genç kızlar, #kşamları sokağa çıkamaz olmuşlardı. * Odasında ölü olarak bulunan Karşer Bömnüldükten bir gün sonra cani polis Merkezine telefon ederek, kızm - kalili kendisi olduğunu, hattâ, diğer 3 ci Ada olduğu gibi, bu sekizinci kurbanının '& cenazesine geldiğini böbürlene böbür- İtne, bildirmiş, cinayet hâdisesini feferrüatile anlatmış, cenaze meras € incedon inceye tarif etmişti. Bu Serine polis idaresi ne yapacağını ş Muştı. Karşerin belki de bir dakikadan fazla Tmeyen çığlığı, cinayeti meydana çı- şır- mini | y Dünyanın en unutkan odamı Belgrad lizeleri tarak gazetelera ü ne hitabaz bir ilân vermek mceburiyetinde kalmıştır. 1844 de deniz özerinde döm dar ve Sırp ordu dü ges€ral < cene Bu kedi otuz. X Bompei heraboleri hafçiyatı e SON POSTA Bir Böcek tamına #slrverilen esinde, ki den Davy Kimya sadığı bir mektupta masında bulduğu 1700 senolik B üirekkebi. bullanmıştır dınlar karmıştı. Kızın bulunduğu binada pansi- yöner olan bir kadın, feryadları duydu- ğunu söyliyerek vak'ayı göyle anlatmı: Gece yarısından soanra saat bir sula- rında idi. Marinin odasından bir takım çığlıkların koptuğunu duydum. Ondan sonra ses sada kesildi. Korkudan pelte olmuş, kımıldayamıyordum. Derken bir kapının şça açıldığını ve sessizce ka- pandığını ve bi in de ayaklarının u- cuna basa basa uzaklaştığını duydum. A- radan birkaç dakika geçti. Kapının zili . Pencereden başımı uzattım. Kimse. öremedim. Yarım saat sonra kapının i bir kere daha çalındı. Gene baktım. ânürde kimseler yoktu. Çığlıklar, ve gonra kapının böyle esrarengiz bir suret- te çalınışı, beni fena halde ürküttü, Kal- bim çarpa çarpa yataklan sıyrılarak, ev geceleri sahibinin bulunduğu dalreye kendimi dar attım. Birlikte, Mari Karşerin odasına seğirttik, Zavallı kızcağız çırıl çıplak, u- zünlamasına ve boğulmuş bir hâlde yer- de yatıyordu. Boynuna belinden koparıl- dığı belli olan, ve morarmış, üdeta simsi- yah olmhuş parmak yerlerini örten ipek bir parça dolanmıştı.» İki kadın korkudan gözleri büyümüş bir vaziyette dansözün cesedine bakar- larken kapı bir kere daha çalınmıştı. Ev sahibi aşağı inip açınca, artistin sevgili- isle karşılaşmıştı. Bu delikanlı 19 yaşla- rındadır. Akşama kadar bir kabarede sevgilisile vakit geçiren dansöz, evine gelmiş, ve saat bir buçukta tekrar buluş- mak üzere delikanlıya söz vermişti. Ge- cikince, delikanlı merak etmiş ve işte bu saikle gelip kapısını çalmıştı. Delikanlı ga edilen Boonargada böş ve adeta bozkır hi buraları zirsata uyrun bir bale getirmişler, Bu yüzden refi namına gördüğünüz binayı yapmıştır. Dünyazın Avustralyoda b mani olmak üzere dikilen bu tel örgü- dör. 1.139 mil uzunluğunadır. Bir şehir dehşet içinde! Sekizinci genç kız da boğuldu! Bir deli oldugu tahmin edilen korkunç ve esrarengiz cani, beş senedir yakala- namıyor, Ştrazburg halkı, bilhassa ka- evlerinden çıkamaz oldular, cani kurbanlarını daima genç ve güzel kızlar arasından seçiyor ve daima silâh olarak parmaklarını kulla- nıyor, ertesi günü de polise telefon ; ederek ci:ı;yeüni haber veriyor bina —Aysturalyadadır. inde — bulu e blastin isimli milyonlaren böcek ha kavuşan halk bu, böceği €a uzun tel örgüsü Garbi kuraklık — va: lsrında Hevmuna dıran tavganların geş'um hâdiseyi öğrenince deli gibi ol- Muş, fakat kendini çabuk toplamış, he- men polise koşmuş, vak'a mahalline gelen memurlar, katili teşhiste güçlük çekmemişlerdi. Siyah parmak izleri ile ipek parça katilin Ştrazburglu cani ol- duğunu apaçık gösteriyordu. Zira bun—: lar, deli katilin alâmeti farikaları idi ve katil şimdiye kadar öldürdüğü yedi kur- banının boğazına da, mel'un parmakları- nin İzleri belli olmasın diye daima böyle bir ipek parça sarmıştı. * Beş senedir, sırtı sıraya cinayetler işli- yen, polisin, hafiyelerin den civa gibi sıyrılip kaçan deli cani, ilk cinayetini o kuvvetli ellerile 1932 de işlemiş, ve gene güzellik müsabakalarında birinci gelen bir kabare artistini boğmuştu. Karlı bir kış gecesi, artist kabareden evine dönerken kaybolmuştu. Üç gün üç gece onu arayanlar - boşu yorulmuş- lardı. Ve bir gün meçhul birisi polise te- lefon ederek şunları söylemişti: — Aradığınız artist ölmüştür. Benim yardımım olmaksızın önu bulamazsınız. Size, cesedinin saklandığı yeri gösterit bir haritayı posta ile yolladım. Bu sözleri işiten polis memuru: I Garıp ve ınanılmıyacak şeyler l Çekoslovakyada karı- Tarından — zulüm gö- ren erkekler bir ara» ya gelerek b lerini müdafaa mok- sadile — bir cemiyet teşkil etmişler, fakat Azamına mülit olacak hiçbör. İş göremiyen, kurtuluş çaresi bula- mayan cemiyet çok geçmeden dağılımıştır Hessö — Casgel'li Landgrave — Fredik 1i 1776 da 13 Ameriksn müstemlekesinin — isyanı üzerize İagilizlere, her biri altınış Türk İlrasına 22 bin aaker satmış her ölen aakerine —mukabil 60 Tira almaştı! — Kadının öldüğünü nereden ve nasil biliyorsunuz, diye sorunca aldığı cevap şu olmuştu: — Çünkü onu ben öldürdüm.. * Ertesi günü postadan bir harita çıkmış, polisler, haritada gösterilen yere gitmiş. ler, kazmışlar, zavallı artistin, çıplak ce- sedi ile karşılaşmışlar, ve bir de kızın boynunda, parmak izlerini örten, kendi etekliğinden koparılmış bir parça bul. muşlardı. Katilin polisle alay edercesine telefon edip, cinayetlerini anlatışı, cenazede bü- lunuşunu tarif edişi, Ştrazburga dehşet Hiç kimse sokağa çıkamaz öl- muştu. Bununla beraber katil gene yapacağ yapmış, bu hâdiseden iki ay sı bir kız, yatağının ayak ucı V.ık ve b(ıguhıus bir halde buI n daki işarn e, inin meti farikı e büyük bir heyecan caninin cenazeye gele byarak, ona göre tertibat almıştı, can!, gene cenazede bulunmuş, er nü de polise telefon ederek merasimi en (Devamı 10 uncu sayfada) uy Pol