B hyfı Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mıtavuktan (Baştarafı 2 inci sayfada) kil vasıtaları belediyenin elinde toplan- malı v den idare edilmelidir. Şehir, bu suretle varidat sahibi olabilir ve bu servete, bu varidata güvenerek muhtelif işlere girişir, taahhüt altına girmekten korkmaz. Rabian, İstanbulda hâlkı iktisaden teş- kilâtlandırmıya, istihlâk kooperatifleri kurmıya ve bu kooperatiflerin tedricen | toplıyacakları sermayeler ve ihtiyat ser- mayelerle muhtelif işlere girişebilmele * rine yarıyacak bir belediye iktisatçılığı lâzımdır. Bir şehir bankasının etrafında uyanacak bu hareket için mükemme: bir plân yapmak işten bile değildir. Hamisen, gan... ilh... daha bir çok lar ayrı aym şey- Te ayni zamanda başlamak, bugünkü halile, afydhlu bir uykuda uyuyor zannedilen şehir halkına KORKU H (Baş tarafı 6 ncı sahifede) — Ne var?.. Ne duyuyorsun? Allah aş- a BÖ) ammülüm kalmadı.. Bahçeden köpeklerin sesi geliyor.. Havlıyorlar.. Müthiş surette havlıyor- lar... Ve ormana doğru koşuyorlar gali- ba.. Sesleri azalıyor... A. sustular.. ve oldu... Şimdi de kapıya gelen çakıllı yol- da ayak sesleri var.. Hem kalabalık ga- liba. — Sahi mi?.. ğun.. Başka bir şey duyulmuyor mu? Hayır.. Artık bir şey yok... Fakat dur... Bir gıcırtı var... Pencereden geli- Kepenkleri zorluyorlar gibl... A. kepenk açıldı, cam kırılıyor... mu şangırtısını!.. Korkuyorum. Korku- yorum.. Kendimi tamamile kaybetmiştim. Deli İ 'dım. kı buk söyle... Boğulaca- iyaya telefon et. ya haber ver.. Polise, jan- olür canım?.. Oradan buraya gelene kadar €n az bir saat lâzım.. Hal- bu — Gürültü yap.. Belki korkar lar,.. Bir tarafa saklan. Yahut çocuğu | al. Kaç. En iyisi bu.. Duydun | bir beyecan vermek için ilk harekettir, Hülâsa; Türkiyeyi kökünden sallamış ©- lan güzel inkilâbın yaratıcı rolü belediyesine de tamamen girmelidir. bul * İşte, ancak bu gibi şartlarladır ki tla- vağu yumurtadan ve yumurtayı tavuk- tan çıkaran büyük tekâmül, İsianbulda da temizliği heyecandan ve heyecanı to mizlikten çıkaracak olan inkilâbı vücu- da getirecektir. Bütün cemiyetlerin ha - “yatlarında ve bilhassa derin kompleksler üzerine kurulan bugünkü büyük şeh: hayatında, hiç bir mesele başlı başına halledilemez. Bütün mencle’erm bır kül halinde mütalea edilmesi ve di gen ele alınıp hedefe bir arada sevke zımdır. Eğer dostum, sözlerile bunları k tiyse onunla tamamen müttefikim. Muhittin Birgen İKÂYELERİ Takatım kglrmıdı_. İşte.. Geli Geldiler... İmdat Hıçkırığa benzer iki küçük ve k ses duyuldu. Sonra, müphem gü ler... O zaman, kafamda bir şeyin çatladığı- nı hizsetlim ve kı i Dostum Maru nefes nefese bu müthiş sahneyi yeniden yaşıyorm | gibi yüzü altüst olmuştu. Bir an durdu. |Sonra hikâyesini bitirdi: — Üst tarafını bilmem hatırlar mısı nız? Ga rde Morand Cın.ıyrlı İRI “-BON POBSTA Etliye, sütlüye : karışmaktan haşlanmıyan bir karakter Hüseyin Eren imzasile ve hiç bir sual sorulmaksızın gönderiliyor.. Hayatını hâdi « sesiz geçirmek ve mücadelesini mün hasıran verilen iş- lere tahsis etmek ister. İntizam ka - yıtlarına uyması, her şeye karışma- ması, sadeliği sev- mesi, kendisini bir çok müşkülierden kurtarabilir. * muvaffak olacaksıniz İşinizde İzmirden Galip imzasile soruluyor: — Muvajjak olacak mıyım? icapları - muştur. Bu da ancak - tuttuğu işte muvaffak ola- cağına delâlet e - der. Yılmadan ça- hşmak, — hayatın müşküllerine kar - şı koymak husu - sunda daha olmalıdır. Ha « yatından ihtirasla şikâyet ettiği gün me- kuvvetli i|saisini arttırıyorsa, saadetinden yaptığı fedakârlık nisbetinde muvaffak olacağın- dan ümitvar olabilir. * Hayali bir tarafa bırakınız altında ve iki hıın-rıç mi iliyor, Yalnız, kimsenin bi mlenin ifa- de ede ilim ve fennin icadı |olan bu fonun bana yaşatlığı dakika- lar, yüzlerce kilometre ötede bir adamın, boğazlanan karısının, çocuğunun. derya larını up ta, bir masa £ |huniye benzer bir âletle imkânsızlıkta çırpınmaktan başka bir şey yapamaş nın müthiş ve delirten ıztırabları şkkskkssseesaseA AA AAA ARAAAALALAAAAAAA ELALAAAA SARAAAAAAAAA HASAN KARAKÖ dahi “ Son Posta ,, nn tefrikası : tanesini de şöyle kenara doğru itti, He- tif: — Hey, yavaş be!.. Diyecek oldu. İmat, bir eli hâlâ Fe- hametin belinde, öteki elini arka cebi- ne doğru attı; omuzunun üstünden doğru şöyle bir baktı: — Başına belâ mı arıyorsun?.. Diyecek gibi herifi süzdü. Sanra: bırl.» çekiyormuş gibi gözlerini | kapadı; boynunu yana doğru yatırdı. | İtekiler biraz şaşalamıştı.; genç şofö- rün iri yapısından, dik sesinden, sonra bir aralık böyle elini arka cebine doğ- ru atışından adetâ çekindiler. Hiç ses çıkarmadan bir kaç saniye kadar dur- dular. O kadar kısa bir zaman içinde Fehametle şoförü de sokağın üst başına kadar v Arkalarından : — Yumu!. Şoförün aftosuna bak bel,, Görenler de sinema perdesinden kop - muş, canlanıp buraya düşmüş sanacak!, — Herkese şapur şupur, bize gelince yarabbi şükür, öyle mi?., Diye sesler geliyor, onlar yürüdükçe u: | DEPOSU Y ŞUBESİ açdı. UZAK olmuyordu. Fehamet dönüp bakmıya korktu; so- luk soluğa: — Arkamızdan geliyorlar, galiba... Aman koşalım... R diyordu. İmat, kaçıyor gibi gör nmek istemedi. Yürüyüşünü bozmadı. Demin- ki seslere ıslıklar, horos gibi ötmeler, kedi gibi, köpek gibi bağrışmalar da |karışmıştı. İmat: — Allah vere de, biz yökken gelip o- tomobilin lâstiğini filân kesmiş olma- sınlar!. Diye söylendi. Bakkalın Hnce, arabayı baştanbaşa di. Fehamet, şoförünün yan ne ge- den geçir- a oturd — Sen olmasan, ben bugün buradan | g sağ çıkmıyacaktım, galiba... Diyordu. İmad: — Yalnız, bir daha sefer bana hi venmeyiniz, dedi, Buraya bir & basacak olursak bu heriflerle sahi 1on başımız derde girecek!.. Saokak aralarından geçmişler, cadde- ye çıkmışlardı. İmad dedi ki: Bgü- Bigadan İbrahim imzasile soruluyor: — Muvaffak olacak mıyım? İstediklerine e -| rişmek için hayali, | işi tesadüflere ter. ketmeği bir yana birakmalıdır. — Sir az daha girgir yaratıcı olmak lâ- zımdır. kayıtlarına ri; etmekteki — isabeti, maksadı kolay - laştırmış olur. — Sormak bana düşmez, zaten sor. mıyacağım diye size de söz verdim sma meraktan çatlıyorum. Kim Allahaşkına bu adam?.. Fehamet, hiç sesini çıkarmadı. — Peki, kim olursa olsun... Madem- yardım etmek istiyorsunuz, her za-| bı.ra).ı gelip gideceğinize, bu ada- radan alınız, başka bir yerde besle- — Yarı belinden aşağısı kı Onun için, kımıldaması çok güç!.. — Ne olursa olsun, siz bu işi bana bı- rakınız!, Başka bir yerde ona uygun bir oda tutalım. Sonra bir gün ben ya'nız gelirim; ihtiyarı oradan alır götürürüm. Siz de ne zaman isterseniz arada bir, gi- der görürsünüz. Yoksa bir daha buraya ayak basmanız, doğru olmaz.. — Herifler, senden korktu ama... — Siz ona bakmayınız!.. Bir defa şa- şaladılar; ne yapacaklarını kestireme- ler. Sonra sonra onların da gözü açı-| hr, Bugün yanımızda bir çakı bile yok. | & tu. Üstümüze bir çullansaydılar, işimiz tamamdı!. Demin ben, sizi korkutma- ak için atlım, tuttum!. Yoksa böyle aç sanların ortasında lüks otomobille ÇçoLım, Fch met, bir avak evvel eve dönmek istiyordu. Sonra, nedense: — Peki, dedi. | ğiden bir çadır 1 İntizam stanbulda dün | kedi yakalanıp öldürüldi (Baştarafı 1 önci sayfada) Kendilerine verilen cevapta, kediler top- lu bir halde bulundurulduklarından ken- di kedilerinin kolayca yakalanamıyacağı, sonra bunlardan bazıları hastalıklı oldu- ğundan hastalığın hepsine sirayet etmesi tehlikesi mevzuubahs bulunduğu, bunun için kedilerinin kendilerine iade odilemi- yeceği bildirilmiştir. Kedilerin toplatılması bazı dedi! ları intaç etmektedir. Bu arada şeh farelerin çoğalacağı da söylenmekti Bunlara göre şehrin fare istilâsından ma- suniyeti kedilerin mevcudiyeti ile kalmı- dir. Nitekim kedi olmıyan yerlerde ve es- lerde fareler cirit oynamaktadır. en İstanbulda kediler azaldıkça ? rin sayısı artacak ve şehird çe lıklar baş göztr müdürü Ali Rıza da bu ka - naattedir. Demiştir ki: Siz de bilirsiniz ki kedi ol yerde fare çoğalır. Veba ise farelerden er, İstlanbulda mevcut kedilerin sonu getirilinciye kadar toplatılması bu ikımdan muvafık değildir. Ancak sah siz kedilerle hastalıklı ve kuduz kediler toplatılmalıdır. Her kediyi top tadan kaldırırsak tifodan sakınalı ken bu sefer veba ile karşıla Dün İstanbulda 651 kedi de 651 a İAf edilen TT? . Buna evvi 28 kedi İ ge ilâve edilince iki günde edilmiş demektir. Dün imha edilen kedilerin 123 ü Fi gantakasında, yirmisi Pangaltı munti sında, 192 si Beyoğlu mmtakasında: şanı Kasımpaşa mıntakasında, T4 dü sim mıntakasında, 88 zi Galata mı!" kasında, 11 i' Şişli mıntakasında, | Feriköy Mmıntakasında, 24 dü Beşil nıntakasında, 19 zu Hasköy mıntakâ yakalanmıştır. Kedi avcıları içinde bu hayvanlari | kalayıp belediyeye götürmeği ve hef | di mukabilinde beş kuruş almayı kend lar da vardır. Kedi! y olmamaktadır. T arları kedileri — sül Ş maşalarla yakâi! arabalara atmakta, fakat para mukâb linde belediyeye götürmekte olanla” dileri yakâlayıncıya kadar kan Tt? içinde kalmaktadırlar. Çünkü kedi yabancı adamı ısırmakta ve tırmalant! tadırlar. Kedilerin enjeksiyonla itilâfları Yf dakika sürmemektedir. Öldürül kediler gene getiren çöpçü tarafındaf lnmakta, götürüp çöp ısı.ıcwnlzrmlî rakılmaktadır. Bunlar buralardan alif m a göre ya denize dökülmek ahut ta şehir haricindeki çöplüklere $ mülmektedirler. ne iş edinmiş kalamak pı—k k mdh:'uuria SesatERE dd AA iekm d Srce Sevdiği kadını öldüren (Baş tatafı 1 inci sahifcde) — evdiği delikanlı tarafından öldürül. danbri v F erasının h meydana çıkartnıştır. ni de razlı aşiretinin Mert tanınmış 1 çadırlarda bu üşiret efradı, Halil aşiret efradın: basından Fatma ismi: ç la yaşamaktadır. Bu kadınla Hai inikâhtan önce imam nikâhile birles- mektedir. Bu iki genç için bir çok şeyler söylen- |veiş, nedense Halilin babası oğlunun Fat- ma ile evlenmesine razı olmayınca köyde bazı şayialar dolaşmış, Fatmayla Halil: baba bir, ana ayrı kardeş oldukları dedi- kodusu bile örtada dolaşmıştır. Seneler onlara bir de çocuk hediye ci- miştir. Çocuğun dünyaya Halil için ne kadar büyük bir sevinç mevzuu ol - r a Falma için de bir durgunluk dev- resi hazırlamıştır. Fatma bundan sonra Halile soğuk dav- | vaker ee reree Deniz ve denizçilik (Baş tarafı 7 inci sahifede) İngiliz donanması, karşısında bugün İiki heyülâ görüyor: İtalyan havacılığı; Alman denizaltıcılığı. İngiliz donanmasının 'an'anesi ise- kar- |şısına çıkan mâniaları ne yapıp Yapıp çiğ- nemek ve bertaraf etmek cümleslie hülâ- 1 İ sa edilebilir. Son (Portland Bili) hâdi isesi gösteri « yor ki Alman denizciliği dünkü uyuşuk vaziyetinden silkinip genç ve taze bir kıymet halinde yeniden canlanmıştır. (Materyal) bakımından dirilen Alman bahriyesinin (Personal) bakımından da | çok yüksek olduğuna inanmamak için or- tada hiç bir sebep yoktur. Şu halde?.. Şu halde İngiliz denizciliğinin karşı - sına yeni bir rakip çıkıyor demektir. Ve nın beyninde bilâihtiyar şu sual dü- gümleniyor: — Acaba sulh perisi, İngiliz - İtatya de- niz rekabetinden sonra bir de İngiliz - Alman deniz rekabeti karşısında yeniden halecanlar miı geçirecek?.. Ahmet ('eı—ır—'eddin Saracoğlu Sıhhiye ve Nafia tayinleri Ankara 22 (Hususi) — Maraş Na- fia Müdürü Mehmet Ali Erzurum na - fia müdürlüğüne tayin edilmiştir. Ankara 22 (Hususi — Hakkârı mer - kez tabibi Habip, Hkküri sıhhat mü - (Arkası var) dürlüğüne tayin edildi, beynini ezerek (ielikanlı ranmağa, onu benimsememeğe, çocuğl bakmamağa başlamıştır. Bunun aksin€ ' İlarak Halil eşine daha kuvvetle bağlâf | mıştır, Bu ârada da gene şayialar Jalilin kulağına: — Sön günlerde Fatmanın gözü df rıda, diye fısıldıyanlar olmuştur. Halil bu habere inanmak - istememll fakat ona bir gün de Fatmanın aşiret Ö anlılarından Süleymanın çadırında V lunduğu haber verilmiştir. O zaman Hi l çileden çıkmış ve cinayeti işlemi Halil diyor ki: — «Haberi verenlere inanmak iste! dim. Çadıra gitmek istemiyordum. S lerdenberi insan diye, karı diye sevdiği” bu insanın kirlendiğini görmek bana geliyordu. Fakat yerimde duramadım, $ dıra girdim. Fatma orada idi. Elime g€ sopa ile üzerine yürüdüm, hiddetimi nemedim. Bir taşla başına vurdum. B? ni ezildi ve yaralandı, ölüp ölmediği bilmiyorum.» dolaşıti * Fatma derhal ölmüştür. Katil Eşref |Posada, oturmakta olduğu bir kahvtö jandarmalara teslim olmuştur. ASA AA AAA AAA 500000400006 55. Kavgalı maç Spor kurumu başkanlığın! klüplere gönderdiği mektup Kavgalı Galatasaray - Güneş mlÇ" dan sonra İstanbula, gelerek tahkikt başlıyan Türk Spor Kurumu asbaşkt” mesaisini bitirmiştir. Tahkikata dahâ la nüfuz edebilmek maksadile muht klüplerin Bir çok fanınmış — simslaf” dinlemq olan Türk spor kurumu 85 |kanı hâdise ile alâkadar klüplere "")vu dığı mektupta badema bu gibi fenâ ziyetlere düşülmemesi için evvelden ü bir alınmasını bildirmiştir. İN n rreşisesiemeei T RADYO Bugünkü progr-” İSTANBUL 23 Temmuz 1937 Cuma Öğle neşriyatı: 12.30: Plükla Türk musikisi. 1250* 495: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18,40: Plâkla dans musikisi, 19007 î'" fonik komedi (Büyük hala), 20: Pa hey'eti, 2030: Ömer Rıza tarafından B'"’ söylev, 2045: Pasıl saz hey'eti, (SAât 21,15: Orkestra, 2215: Ajans ve bürtü leri, 22,30: Madam Ştangel taratında” ? No solo, H6 e tİÜEE Zai ei Ü ea ll Z