2 Sayfa -— Te -SON POSTA Hergün Tavuk mu yumurtadan Çıkar, Yumurta mı tavuktan ? Yazan: Muhittin Birçen — z Gt stanbulun temizlenmesini temir için ı belediyece alınan yeni tedbirler ara- sında, her eve ayrı ayrı yapılan tebliğa' dinlemiş olan bir dostum, dün bana de yordu ki: e— Eğer bu tebliğatı yapmak için sar fedilen emek şehrin temizlenmesine sar- fedilmiş olsayçdı elbet hayli iş görülmüş bulunurdu. Şimdi tebliğat yapıldı, bir| zabıta bu işle meşgül olacak, bir 'a uğrıyacak, sonra da matlüpsa evvelâ, şehri hakikaten temiz- leyip ondan sonra halkı bu temizliğe ria- yete icbar etmek lâzım. Pis bi içinde, insanları temiz tür.> Bunları söyliyen dostum, ar vasım isbat İ r sürü d deliller irat ediyordu. <Mie her adim başında hayvan pleli! sadüf ederek yürüdüğünüz yollarda, tü- kürmek ihtiyacını hissetti zayı unutur ve gayet tabil bir sevk ile he- ere tükürürsünüz. Bu, inkârı im - kân dahilinde olmryan psikoloji mesele- «i değil midir?> * Dostumun sözleri gayet doğru olmaklâ beraber, kabul etmeliyiz ki yalnız bir raflı bir görüştür. Halkı temizliğe davet eden, ona nizam dahilindek! vazifelerini hatırlatan emirler, elbet boş ve manasız şeyler değildir. Fakat, dostumun meyda- na koyduğu fikir de boş değildir; o, ezeli muamma olan «tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta pm tavuk çıkkar?» me- 'Or ve evvelâ şu me- «Temizlenmiş bir İstanbulu pisletme- mek mi doğrudur, yoksa pis bir İstanbulu temizletmek mi daha doğru olur?> İşe biraz filozofça bakacak olursak gö- rürüz ki hem tavuk yumurtadan çıkmış- tır, hem de yumurta tavuktan! Ancak bı- rincinin ikinciden ve ikincinin de birin- ciden çıkmasını âdet ve nizam haline ge- tiren tekâmül ahenginin uzvi tablat âle- minde birleşmesi zamanı gelinciye kadar, kim bilir, ne uzun bir tekâmül devrinin gelip geçmesine ihtiyaç hâsıl oldu! Te - menni edelim ki İstanbulun temizliğine ait muammanın, halli, daha kısa bir zama- na muhtaç olsun. * Dostumla şü noktadâ müttefikim ki, İs- tanbul gibi geniş bir hudut içine serpil- miş semtler ve mahallelerle dolu, inşaatı her hangi bir İnsicam ve ahenkten mah- rum ve het tarafında mezbelelikler, m rük arsa raneler bulunan bir şeh - rin temizliğini belediye nizamları ve ılk- bahar yağmurları gibi gelip geçen emir- etmeğe imkân yoktur. Bu, her ylediğimiz gibi matik mor ye muhtaçtır; İstanbülda temiz bir Av . rupa şehri yapmak için neler: 1âzınısa bunları esaslı suretfe tesbit eden bir plân ister, Bütün bunları güzelce kar laştırdıktan sonra sıra zamanda, birbirile müvazi yen bir takım faaliyetlerden mü ahenkli ve sistematik bir umumi harc- kettir ki şehri temizliyebilir. Meselâ. ak- hmıza gelenleri buraya kaydederek saya- Evvelâ, İstanbulu bugünkü fakrü se - faletten temizlemek is stanbul T! kiyenin en ucuz yevmiyesile çalisan bir amele şehri halindedir. Bilhassa Türk o- lan İstanbul çok fakirdir; fakrü sefalet olan bir şehirde te lik olamaz. Fakir- lik insanları pisli ük mizliğe sevkeder. Saniyen, İstanbul bir Avrupa şehri gibi temiz olmak matlüp ise Avrupa şehir- lerine mahsus hareket şartlarına ve ha- reket teşkilâtına da sahip olmalıdır. Sn- kaklarında koyun, sığır ve eşek dolaş. nakliye vasıtası arabadan ibaret alan şehirde temizlik temin etmeğe ve böyle bir şehrin sokaklarında halkı temizliğe alıştırmanın yolunu bulmıya imkân yok- tur. Salisen, İstanbul belediyesinin kuy - vetlenmesi ve İstanbuluri şehir höyatına ftamamen hâkim olması lâzımdır. Siese-!x, şehri birbirine bağlıyan bütün umumi na. (Devama 8 inci sayfada) te te- Resimli Makale: İ şey nasihat, al- verene da nmez, mecbu- 1Ği zaman ise bir kulaktan girer, ötekinden çıkar, ekseriya tululmaz. 5OZ AR Evlenemiyen kızlara Tavsiye: Tatlı Dil kullanınız Muka Bir bankanın k datıyordu. Bir & Bana beş kur ğin? Dedi baktı. Verirdim; verir. Kapısında sarı mukavelem var. na borç para * Hiç uyku N Şimdi Amerika şehirlerinin bir çok (;irm iyen a kütüphanelerinde camekânlarda sevle-| — YOmanyı nemiyen kızlar nasıl koca bulurlar?» | teleri bir tesa isimli bir kitap teşhir edilmektedir. |'ü" 7 senedenbe- Bu kitap Amerikada 15,000,000 yaşe İ BÖZüNe Uyku lt kıza tutulacak yolu gösterme giriniyet — Dir Kitabı yazan Boston umumi kütüpha- ' GUN uykusuna şesi direktörü Mister Kalis bir istatis- kavuşturdu. tik yapmış, yaşlı kızların miktarımı bul- , FUNU, duktan sonra Amerikada erkekterin ka TESİDL dınlardan bir buçuk milyon fazla ol -|&t bir duğunu tesbit etmiştir. Mister Kalis bu vaziyı bekâr kalmalarının mânasız oldi K lavva kızlarının erkekleri, bir a n kovalaması gibi kovalamaları ldiğini söyledikten sonra di . ar Vİ etti- ğini yazıyorlar. Oldukça enteresa tavşanı Aâzınt yor ki | - Erkekler, geçen asırlarm erkex -| bir kaza netic lerine göre çok iyi ve güzeldirler. E -| yara almış ve 1 ğer bir kadın beğendiği bir cr « Dok lenme teklifi yapamazsa hay en yüzbi evlenemez. Amerikada bekâr k ı-i uyku uyutamam dınların ekserisi muallimedir! -İne uykusuzlu nun da sebebi muallimelerin € B İ bir halde talebelerine hitap eder gibi hitap et - meleridir. Halbuki erkekleri tatlı dil ve tatlı tavır avlar.» Romanya ordüsun pan İsi Dimitresko inde v r, ve derhal Kulak memelerini boyama İ ar. Doktorlar bu modası Parislilerin moda icadındaki hünerleri aldı, yürüdü. Dün gelen Fransız gazeteleri de kadın kulakları için yeni bir moda icat edil ğinı, 24 saat 'del eşinceye kadar da V REKGÜN BİR FIKSA | 1 arkadaşının Ben para vermiyeceğim; banka da simit satmıyacak, bozmuş olacağım; bu da işi 7 sene gözüne diseyi kısaca anlatalım: iya bir dakika bile ar içinde yere hbastane yatağında derin an sonrâ uyandığı D Vasihat daima acıdır. $& orsunuz, sevdiğinize mülit olmak az- ı istediğiniz şeyi ona nasihat ede- ikrin kendisinden geldiği zehabı- O zaman muhatabıniz sizden' do, mnun olacak, ve istediğiniz yola memnu- Yapılı aparak, fi :mız. kendisind niyetle giercektir. NDA 35 gygil içinde 200 defa felâkete Uğrayan adam X vele * önünde e yanma geldi: $ borç verir mi- yürüne ma, dedi.. hankayla borç mukabil dim am seye ; buna şimdi aa. sem mükareleyi ? geline: dam | Fransız gazeteleri Cim Gelan Ysmin- |de bir Amerikalı çiftçiden nahsediyor- | Bu adam 35 yıl içinde tam 200 fe.! ete uğramıştır. Bir çok defalar oto- obil ve kamyon altında kalmış, evi - nin balkonundan bahçeye, vapurdan denize, yokuştan toprağa düşmüş, her defasında da yaralanmıştır. Bir kere - sinde ağaç keserkem balta — ile ayağını yarıya kadar keşmiş, altı ay yürüyeme- piştir. Bir seferinde de buğday anbar- lJarından birine düşmüş, iki xolu bir - den kırılmış, bir sene tedavi görmüş - tür Gene bir gün kan alması iktıza et İmiş, kendisine kan verilirken bir yan « lışlık eseri olarak kan ağı adama doktorlar onun kanını vermişlerdir. başından ağır bir allı Cim'in daha bunlara benzer amamile kay-| Dir sürü felâket — başından geçmiştir. n uğraşmala- | Cim şimdi bir hastanede tedavi edil - mektedir. Amerika radyo şirketlerinden biri iyi olur olmaz radyoda başına gelen bu| n olan bu hâ- da yüzbaşılık ya 1930 da geçirdiği| , Zavallı tam 7 se- tkin, serse! R eTSEM, ME-|200 felâkeli anlalmasına mukabil bin-| lerce lira para vereceğini - vüdetmiş tir. Fakat bedbaht adamın 201 nci kü- İzaya uğramadan radyo başına gidebil: bastineye $ “imesi şüpheh.dir. usuz hastanın bir uykuya liksiz bir uyku u- Petrol lâmbasile işliyen radyo ! Peşte gazeteleri Sipos — isminde bir Macar makinistinin elektrik cerevanı yerine 'petrol lâmbası — ile işleyen bir uy aları i- muntazam bir şe- İBu mallar ağüstos ayı başında ı.'t'J'_“. Sözün Kısası Çokluktan değil, Yokluktan! s zetenin, aynı — sayısının, ayA! sayfasında okudum: | — İstanbulda çok dişci var; hepsi kazanamıyor.. 2 — Yirmi sahte dişci yakalandie haklarında takibat yapıl:yor. Bu iki başlık böyle bir araya te sadül elmemiş olsaydı, nazarı dikkatimi pt O kadar çekmezdi. Dişcilerle alâkadâf olmadığımdan değil: Bilâkis pek çok VE sık sık alâkadar olmak mecburiyetind€ bulunduğum içindir ki, kendilerine ali bahislerden, marazi bir korku, bir"idi0* senkrazi ile daima kaçmak isterim. — Fakat bu sefer mevzu hoşüma gitli ve yazıcılık hi dişleri mütemadi* yen kerpedene ve burguya maruz adâr mın tevabhuşuna galebe etti. Halkın ağzında ötedenberi dolaşafi bir nakarat vardır: Memlekette hekil dişci lüzumundan ziyade boldur. Ve bü bolluk onların geçimine ket vuruyof diye iddla edilir. O ise ki hâakikat pek de böyle değil* dir. Vakıa, İstanbulda ve yurdun mü” him merkezlerinde adım başında dene“ k sık hekim ve dişci tabelâ- nüz. Ve bunların da ekse* si müşteriye bedel sinek avlarlar, Fa” kat bana öyle gelir ki, bu zatlar halkâ — Tlu u iki havadis başlığını aynı 8â“ |karşı biraz daha munsif davranmış öle salar ve hep aynı yerde tekâsüf elmek- ten vazgeçip de yurdun her tarafınâ dağı , hiç birinin işsizlikten şikâe yetine mahal kalmâzdı. Anadolunun pek çok yerleri hâlâ n€ bir hekim, ne de bir dişci yüzü görmüş- tür. «İstanbulda kazanamıyoruz!» diye şekva edenlere Anadolunun yolunu İ- şaret ediyorum, Bilhassa fakülteden ye“ ni diploma almış olan gençler için Ana dolu, bâkir, geniş, zengin bir tetkik, te* tebbü ve kazanç sahasıdır. Orayâ gitmekten, yerleşmekten, bü cumhuriyet devrinde dahi ürkenler O* lursa onların burada çekecekleri zarü” retin kabahati vebali kendi kendileri- nindir. Kaldı ki burada da iş yok değildir. Ancak biraz evvel dediğim gibi şehi de ekseriyeti teşkil eden fukara aha- linin Tüzüum hasıl oldukça hekime ve. recek parası kıttır. Ve onun içindir Kİ daha ucuz ve daha seri tedavi vâdede? sahtekârlara koşmayı tercih eder. m ve dişcilerin geçim temin ©* sayılarının — çokluğunda!! Birinciler insafa gelince, ikinciler &* bette onlara koşacaklardır. Pamuk ipliği sipariş edildi giderme verilmiştif. 'amuk İ için bol miktarda sipari bulunacaktır. Gelecek v A Hava kapalı ve rüzgârli Dün hava akşama kadar ekseriy! bulutlu geçmiş, rüzgür poyrazdan saatt? 30 kilametre ile a esmiştir. Baramet. re hava tazyikini etle ğini yazıyorlar. Bu moda kulak m İrinin muhtelif renklere boy (Kadın ve kızlar bilhassa akşam elbiselerinin rengine göre boya- nıp suvarelerde arzı endam etmektedir- ler! r ilde uyuduğunu görmüşlerdir. Şimd nasıdır. | tamamile iyileşmiş olan yüzbaşı Dimit- derindeki | resko yeniden orduya girmiş ve munta- zam hayatına başlamıştır. Doktorların hayreti mektedir. ilâ devam et İSTER İNAN İSTER İ «Tokat» ta oturan bir arkadaşımız anlattı: — Turhal şeker fabrikasında çalışan, Şevket isminde bir genç çocuk, yıkanınak üzere Yeşilirmağa girmişti, yüzmek bilmiyordu, fazla olarak ırmağın bataklık bir tarafına düş- müştü. Maalesef boğuldu. Suyun içinde kaybolan cesedini İSTER İNAN Zavallı genç, bâd Tuyordum, demi; bir gün sonra buldu dan kan ter içinde uyanmış: — Anneciğim, fena bir rüya gördüm, Yeşilirmakta boğu- İSTER İNANMA! radiyo makinesi ical ettiğini yazıyor - y lar. Bu icadın derecei gümulü henüz| 759 olarak göster- malüm olmamıştır. İnşaallah bu da| Miştir. En fazla sı- petrol yerine deniz suyu kullamılarak | Saklık 3, en az sı- ilmek istenen makinelere benze -| Saklık 21 santi - grattı. Bugün yurdü - B ğ muzda döğu Ana- b Takar dolu, Trakya ve cenup doğusu mın't — | ları ile Karadeniz kıyılarında havâ ğ pah, cenubi ve orta Anadolu min s latı az bulutlu olacaktır. Rüzgârın istikametinden kuvvetle esmesi MW meldir. NANMA! ular. işeden üç gün evvel bir sabah uykusun- K Güneş : Kcindi Yal Rumi sene 1958 Hızır 16,18 — Akşam 21,30 — İmsak - Arabi a0i 79