_—ı— £ ve Terakkide on sene ı I 17 inci kısım | Azerbaycanda son İftihatçı İ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Ben Azerbaycandan uzaklaşıp memlekete dönmek düşünceleri içinde iken İstanbuldan yeni arkadaşlar gelmişler ve tatil zamanı da yaklaşmıştı Fakat, benim içine bile bile düşmüş olduğum vaziyette geri dönmek kara- rını vermek belki kolay, tatbik etmek güçtü. Benden bu kadar şüphe eden siyasi polis dairesi, takibin henüz bu hararetli devrinde, pasaportlarımı vize ettireceğim zaman daha fazla şüpheye İnkılâbın - şakası B Bu takdirde Yaziyet daha nazik ve ciddi olabilirdi. Bir aralık kasdi denilebilecek aerece- de a olan bu takiplerden maksadın beni kaçırmak olduğu zehabına da düş- tüm, Şu halde, ben, avdet kararını ve- rince siyasi zabıtanın memnun olması tabil idi. Bu ihtimal kuvvetli olmakla beraber, öteki ihtimal de zayıf değildi. Ben bu ihtimallerin muhtelif hesap- ları ve kararsızlıkları içinde iken İs- kadaşlar — gelmişler da yaklaşmışlı. Arka- daşlara memlekete dönmek arzusunda olduğumdan bahsettiğim zaman can- ları sıkıldı. Kendilerine tec lerini le yardım etmemi istiyorlar, hiç olmaz sa bir sene daha kalmamı söylüyorlar- dı, Onların bu fikirleri beni bir aralık gevşetti ve yükümün & bir kosmı hafiflemiş olacağı için, bir sene daha kalmak fikrine meylettim. Maarif komiserliği tatil mua ler için bir takım kurslar aç- maya karar verm işlirak etmiyecektim; deniz kenarında lerden - birine çekilecek, orada bir müddet dinlene- cektim. Kursları yeni arkadaşlar idare ate çekilecek- tim. İstirahat esnâsında da, dönüp dön- memek ha ki fikir üzerinde dü- şünecektim. Gerek bu arkadaşlar, ge- rek maarif komiserliğinde, kendilerine samimiyetle içim bileceğ larla bu suretle konuştuktan sonra Ba- künün şimalinde Bizovna isminde kü- çük iye çekildi Burada, bir köy evinde ik£ odamız vardı. Hazer denizinin kenarında, gü- zel bir plâj üzerinde ve bizzat ince ve derin bir kum deryası içinde kurulmuş olan bu köy, kumdan tarlalar içinde yetiştirilmiş zengin üzüm bağlarile ve plâjının güzelliği ile meşhur bir yaz- kktı. Arada bir Baküye inerek maa- rifteki işlerle meşgul olur, tekrar kö- ye döner ve elimdeki kitapları tamam- lamakla uğraşırdım. yül AZERBAYCANDAKİ KÖY Bakünün banliyö hattı ile yarım Saat i en sonra yarım saatlik te bir a- raba yolculuğu ile varılan bu köy mu- hitinde köylülerle hayli temasım oldu ve pek çok yeni şeyler öğrendim. Aze- ri Türklüğü ile Anadolu Türklü- ğü arasında ne kadar tam bir t bulunduğunu göstermek üze- kaç misal zikredebilirim: ivarında ve Azerbaycanın he- & n bir kaç nevi rabasının hepsi de bizdeki ara- balardır. Yalnız kağnı'lar orada bir te- ler ve tekerlekleri din- ğli olacak yerde, dingil üzerinde döner bir hale getirilmiştir. Garbi A- nadolunun iki büyük tekerlekli köy a- rabaları Azerbaycanın ve umumiyetle Kafkasyanın en münteşir köy araba- sıdır. Bunun gibi, Anadolunun dört te- kerlekli baları (Bursa, Eskişehir €) da bu köylerin arabalarıdır. Bu arabalar bir tarafta nas:l yapılıyor- sa öbür tarafta da aynı suretle yapılı- yor. Hepsi de aynı ustanın elinden çık- mış denilecek derecede birbirinin aynı- esnasında, | |dır. Köylüler, arabalarını kımmızı, yaz ve yeşil ile nakışlarlar. Nakı: aymı nakışlardır; venkler ve boyalar da aynı renkler ve boyalardır. O taraflar- da gördüğüm arabaların üzerinde he- |men ekseriyetle, iki yan tarafa gelmek izere iki halk beyli yazılmış bulun Vaktile, harpten evvel bunları Bursa ve Eskişehir arabalarında da gi rürdük, Şimdi bunlar bizde pek nadir görülüyor. Köylerin ve köy evlerinin kuruluş ve yapılış tarzları aynıdır. Çömlekçi yerlerde testi, Bizovna gibikum der - |yası içinde kurulmuş olan yerlerde ba. kır hâkimdir. Köy kadınları » 0« muzlarına veya şırlar. Bizde de, orda da evin iç tara- fında bahçeye bakan eski Roma tı daki terasa Anadoluda da «hayat» de Anadolu köy İ a, orada da a |ler hâkin a görünce, orada ihemen yüzü , arkasını erkeğe çevirir ve o geçinceye kadar bekler! Azeri köyünde konuşulan türkce, bü. yük Kafkasya şehirlerinde konuşular |türkceye nisbetle Anadolu köyüncel şiveye ve telâffuza daha yakındır. Da- ha fazla türkce ve daha az Âcem te altında kalmıştır. Bununla beraber: Gadam al! Yahud: — Gadan alam! İSON POSTA | çamuru yapmıya elverişli toprağı olan | larına alınlar, bak- | ralçarı da sırığın iki ucuna takarak ta- | |şimdi, SON POSTA | nın (| TARİHİ /| TEFRİKASI Rüstemin başına havale etti. Fakat kılıç ortasından kırıldı ve asker cansız yere serildi Rüstem.. kuman- danlık dairesinin ka | pısından dehlize çı- * | kınca, kumandanın — tarif ettiği istika - mette ilerledi: — Artık, hiç bir korkumuz yok! İki - mizin de, | bi Derken, arkasın- dan takip eden Hu- rapla beraber hızlı zlı yürüyordu, ki onları kılıçlarını üzerlerine görünce, erek atıldılar. Rüstemle Hurap yı uyana gelerek ki- lıçlarını kaldırdılar ve en önde bulu- erin kafa taslarını ikiye a- Askerlerin feryadlarını, nâra- larını işiden, diğer askerler de imdada koştular. Rüstemle Hurapm önüni büyük bir kuvvet toplanmı: Asi r, bağıra çağıra birbirini ileri atılmıya teşvik eyliyorlardı. 'Tarzında — Arap firması halk tabir- leri orada da vardır. Anadolunun pex çok yi bi K ler. Bunların doğrusu: — Kazamı al! Yahud: — Kazanı al: dır. Yani, «benim alnımın yazıs! benim başıma gelecek kazayı sen al! yahud esenin alnının yazısını, sanin ba-| şına geleceği Her iki şekilde de bu tabir, halkın «and vermek» dediği şey için kullanılır. Bi- , inanılmıyacak bir şey söylediği za- man öteki buna inanmazsa evvelkisi, teyid için bu tabirlerden birini kullı nır, Bunlar, «benim başıma gelecek, min başına gelsin!», yahud «senin ba- şına gelecek benim başıma gelsinl!e ma. nalarımadır, münevver! çoğu bilme: (Arkası var) Eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler gunlar- dir; İstanbul cihetindekiler: ' Aksarayda: (Sarım), Alemdarda: (Abâğl- kadir), Beyazıtta: (Cemil), Samatyada; (Erotilas), Eminönünde: (Beşir Kemal), Eyüpte: (Arif Beşir), Fenerde: (toytali), Şehremininde: (Nazım), * Şehzadebaşın- da: (Asaf), Karagümrükte: (Fuat), Kü- Çükpazarda: (Necatl Ahmet), Bakırkö- yünde: (İstepan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Galatasaray), Tünel : (Matkoriç), Galatada; (İkiyol), : (Mustafa Nal), Cumhuriyet caddesinde: (Kürkçüyan), Kalyoncuda: (Zafiropulos), Firuzağada: — (Ertuğrul), Şişlide: (Azım), Beşiktaşta: (Nall Halit), Sariyerde: (Nuri), Anadolu ve Adalar cihetândekiler: Üsküdarda: (İmrahor), Kadıköyünde: (Büyük), (Üçler), Büyükadada: (Şinasi Rıza), Heybelladada: (Tunaş). seseeseree YEKLALAAASAŞ ASA SA SAA AA AAA DA DA Ekonomi ve Arttırma Kurumu tarafından tertip ve gazetemizle neşredilen kuponu) müsabakası bitti. imiz vechile bu kuponları 1 numaradan ğ0 numaraya kadar rfında güzetemiz idaresine getirerek veya göndererek mukabilinde bir numara almaları ve bunu muhafaza etmeleri lâzımdır. Bilâhare Ulusal Ekonomi ve Arttır- ma Kurumu tarafından çekilecek kur.a netloesi gazetemizle bildirilecektir. erlerinde kullanılan bu l.ıbırlenl İdırmış, Rüsteme vurmaya hazırlan ben alayım!» demektir. | Rüstem.. arkadan gelmesi muhtemel olan askerlere karşı tedbirli bulunmak için, biraz gerilemek, koridorun dirsek he gitmek istedi. Onların bu ha k cesaretlenen askerler, ri atıldılar. Bunların en b iri cüsseli, pehlivan yapılı bi- elindeki uzun palayı kal- yor- birden! üyor. du. Rüstem., çevik bir hareketle geriye doğru sıçradı, Hasmının darbesini bo- şa götürdükten sonra, bir hamlede âs- kerin karşısına dikildi ve: Al! Bu da se- nin kısmetin! diyerek, kılıcının yan bir vuruşu ile askerin boynunu Dev gibi bir adamın yere yuva nı gören askerler biraz gerile kat çabucak tekrar gayrete, t geldiler. Birbiri arkasından dört defa hücuma geçtiler. Bu dört hücumda.. Rüstem, dört kişiyi, Hurap ta iki aske- ri tepeleyerek yere serdiler. Dördün- eü hücumdan sonra, askerlerin manevi kuvvetleri bozuldu. Biraz geri dönerek |kaçmıya başladılar. Rüstem.. askerlerin kaçlığını görün- ce, durmadan yürüdü. Yürürken etra- fına dikkat etmeyi bile ha getir- miyordu. Halbuki kaçan Tlerden k koridorun dirsek yerinde durmuş.. köşeyi siper almış bekliyordu. Rüstem köşeyi döneceği anda, k! Rüstemin başına doğru indirdi, Rüstem, başının üstünde, bir çelik sesinin şıkırdadığ işitti. Arkasından, ayaklarının dibine iki parça olmuş bir kılıcın düştüğünü ve köşede de bir askerin yere yuvarlan- dığını gördü. Vaziyeti derhal kavradı: Bu asker, köşede saklanarak — kılıcını başına indirirken Hurap, onu, görmüş büyük bir sür'atle kılıcını, askerin kılı- cına siper gibi kullanmış.. onun kılıcı- nin kırıldığını görür görmez, kılıcımı askerin kafasına indirmiş ve ken, ü aşikâr bir ölümden kurtarmıştı. Rüstem.. bir an durdu. Minnettar gözlerle arkadaşına baktı. Sonra, ağzı- nı uzatarak, onun alnından öptü: — Hurap! Hayatımı kurtardın. Göz- lerim kararmış, yürüyordum. Bir şeye ikkat etmiyordum, İhtiyatsızlık fena şey! — Bereket versin, zamanında gör - düm, Ya onun kılıcı kırılmasaydı.. ya- hut benim kolum sallansaydı! Yaptığım gey bir işe yaramıyacaktı. Bunu, düşü- aS | | nürken, hâlâ fenaliık hissediyorum.'cak eşya vardı. Burası, belli idi, ki 48 Allah seni korudu. ker koğuşu idi. Rüstem.. durmamak.. kaçan asker-| Rüstem.. Hurapa: Durmayalım! ded lerin bir defa daha yüz geri etmesine| ve yürüdü. Her ikisi de yürürlerkel meydan vermemek kararında idi. O-|bu koğuşun, mutlaka, üzerlerine hü nun için, tekrar, hızlı yürüyüşlerine|cum eden askerlere alt olduğunu.. 28 devam ettiler, İkisinin de beynini yo-|kerlerin, niçin bu tarafa doğru gelme ram şey.. şimdi, kale kumandanı olan lerini düşünüyorlardı. Onlar, bi kumandan — muayinini — yakalamak.. üncede iken, koridorun aydınlar mahpusları ne yaptığını ondan sor- sonra da bir kapıya çıktıklar) maktı. nı gördüler. Onlar bu düşünce ile yürürlerken| Rüstem.. ilk anda, ufukta yüksele birdenbire durdular; çünkü koridor,|güneşe baktı. Kamaşan gözlerini ihdi burada dörtyol ağzı teşkil öediyordu. |rirken, ileride, bir kalabalığın kaynaş Askerlerin hangi tarafa kaçtıklarını|lığını gördü. Sonra dikkat etti. Burg anlamaya çalıştılar; — anlayamadılar. |da.. üç uzun direk.. direklere bağlan Sağ tarafa saptılar, Biraz yi miş üç adam vardı. Bu direkler, işken bir geniş odaya rastladılar, Duvarlara |ce direkleri.. Adamlar da, Giv ile hiz çakılmış kazıklara yaylar, ok torbala- |metçileri idi. rı, kâlkanlar asılmıştı. Yerlerde yata- (Arkası var) Kila Bir kilosunun muhammen bedeli 1292238 — Beyaz karaman eti 45 Kuruş 1500 — Siğir eti 36 » Belediye hastahanelerile diğer müessesatına lüzumu olan koyun ve sığır eti kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 29/7/937 perşembe günü saat imi Encümende yapılacaktır. esile şartnamesi Levazım Müdürlü- ebilir. İstekliler - 2490 . numaralı"kanunda yazılı vesika ve 4401 lira 84 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber teklif mektuplarını ht vi kapalı zarflarını yukarıda yazılı günde saat 14 de kadar Daimi Encümene ver- melidirler. Bu saatten sonra verilecek zarflar kabul olunmaz. (B.) (4218) * * 1219 lira 20 kuruş olan Kazlıçeşme - Bakırköy aslalt yolun tamiri esi Levazım Müdürlüğün- Ci Keşif bedi açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif evrakı ve şart de görülebilir. İstekliler - 2490 - numaralı kanunda yazılı vesikadan başka bunâ benzer iş yaptığına dair Bayındırlık Direktör' den alacakları fen ehliyet Ve sikasile 541 lira 44 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 20/7/ 937 perşembe günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. — (L) — (4218) * Can kurtaran ve hasta nakliye otomobillerinde kampana ve canavar düdü * ğünden başka klakson da kullamılacağı, Daimi encümenin 12/7/987 tarihli karafi üzerine ilân olunur , (B.) (4494) * * İşkembeci ve ciğerci dükkânlarında pişmiş veya pişmemiş hayvan başlarını" teşhiri yasaktır. Bu husustaki Belediye tenbihi aşağıda yazılıdır, ilân olunur. TENBİHİ BELEDİ: Pişmiş veya pişmemiş başların camekân içinde, dışında veya çengelde aörli olarak hariçten görülebilecek bir surette teşhir edilmesi yasaktır. Hilâfına hârt” ket edenler umuru belediyeye müteallik ahkâmı cezaiye olunurlar. — «<B.r <4495> Dahiliye Vekâletinden: 1 — Vekâletçe alınacak «420, taneke benzin açık eksailtmeye konmuştur. 2 — Eksiltme 4 ağustos 937 Çarşamba günü saat 15,30 da Vekâlet binası İÇİ toplanacak Satınalma Komisyonunca yapılaca uhammen bedel «1332> lira «45> kuruştur. 4 ıvakkat teminat «99> lira «£i ruştur. 5 — Şartnameyi görmek ve almak isi er Vekâlet Levazım bürosu! racaat ederler. Şartname için para alınmaz. 6 — İstekliler 3 ağustos 937 Salı zünü muayyen saatte teminatlarını komisyona müracaat etmeleri. 42167 —e inde na ü hümilefi »