MEMLEKE'T HABERLERİI P “İTEZR 'e SON POSTA e z M* _XX & Bartında iki ev başına bir | Memleketteki biçki yurdlarının faaliyeti dükkân isabet ediyor Fakat Bartın Boğazının ihmale uğraması bu zengin ve (Hüsusi) — cannedi. İörum ki ayni zaman da bir rekardur. Hat iki ev için, çar- 5 iktisadi bir *h devresi geçirdiğine delâlet eder. Ürkiyede ö rler vardır ki bura- Tadal h ç * kasabaları hâlâ köy iktisat şart- 1 altında yaşar. a lo olan münasebeti, köy- Bibi kasabâlarda müstehlik sınıfı, he- " hemen gadece memurlardır ve çarşı Metmur sayısına göre kendisi ÜMiştir. Bartında mevcüt 1000 adet dükkân ya- Siftin vakıâ, bugün 600 küsuru faaliyet a .'ı'ııhî.r Böyle olmakla beraber gene m%_ıkr €ve bir d(xkkifı düşer ki bu da bir e dxrı. Bu dükkânların nevileri ne- getiri, EESerisi sadece to B P pörakende piyasaya arzeden satış Sağazaları mıdır? Yoksa, Bartın köylü- Tihin hayvan koşumlarını, hayvan nal- ü sabanlarını hazirlayan birer kü- Sük irmalâthâane midir? Bunların hiç biri- #imdilik cevap veremiyeceğim. Cid- 4 İyi bir tetkik mevzuu olan bu dük- © rekorunu bir dahaki Bartın seferinde etmeğe çalışacağım. Etinin en büyük hususiyeti, Karade- tag, SFan iki irmağın küucaklaştığı nok- , * kurulmuş, deniz kenarında ve takat M Zi görmiyen ve hatlâ doğrudan doğ- h":: denizle muvâsalası da olmiyan bir 'ua.lm oluşundadır. Burada denizle dnğ- &n doğruya muvasalası olmiyan ka- 'A, deyişimdeki kasd, on on beş sene Sine gelinceye kadar yolcusunu ve #lica ihraç maddesi olan kerestesini ır- ki iskelelere yanaşan vapur- Bartının bugün bundan mah- şunu iş Sabayı Karadeniz Ya Mülk, <Bartın dere "“ü"_d takmıştır. Filhaki! rssmedibi olan bu dere hi N deresidir. Bir vakitler, Bartınlılar Ta, çağıra seslerini duyurmuşlar ve derenin taranmasını temin etmişler- *O zaman başlayan ameliyat kısa bir Than sonra duruvermeseydi, bugün Ka- ?:eflze kısa sefer yapan vapurtların Tüin boğazından girerek yükünü ve Susunu Bartın yakınındaki iskeleler- Alması mümkün olurdu. b Ugün Bartınla Boğaz arasında müna- © vasılası olan küçük motörler kış bağlıyan ırma- resi» Gi Karadenizin Pazar ADK N Bo İnsan ne oldum deme- n:ji ne olacağım demeli an Bey.. »e Benim bir zamanlar Boğazda kocaman bir ya- lım vare” çalışkan kasabayı gittikçe söndürüyor Bartın sahillerinde kereste yığınları mevsiminde yarı yarıya faydasız bir ha- le gelmektedirler. Eyvelce vilüyet umumi meclislerinde: — Can boğazdan gelir. Bartının canı Boğazdır! Diye haykıran hatiblere rastlanıyordu. Yıllar var ki bu atalar sözünün Bartın için söylenen şekli işitilmez oldu. Acabâ bu, boğazından rahatsız olan Bartının cansızlaşmağa başladığına mı işarettir. Bartının iktisadi manası yumurta ve kerestedir. Modern makine tekniğinin rekabeti, köylünün boğazını doyuracak başka yollara atılması ve daha bazı se- beblerle kerestecilik bayli zayıflamış. Yumurtaya gelince bu piyasaya, alıcıya bağlı olarak arzolunan bir mata, bilhassa, Türk yumurtalarının başlıca müşter!isi .|olan İspanya, bugün yumurta yerine bommba aradığından yumurta piyasası da fayli durgun. Bugün için Bartın piyasasına biraz pa- ra düşüren kerestecilik, yumurtacılıktan başka, Bartının tersaneleridir. Filhakika Bartının kalafat yerlerinde Bir kilo kömür 40 kuruşa Diyarıbekirde kömür alabil- mek için uykuyu feda edip şehir dışına çıkmak lâzım Diyarıbekir (Hususi) — Yeni orman kanunu tatbikinden sonra burada bir odun ve kömür buhranı başgöstermiş- tir. Halk, geceleri, şehrin dışarısına kg- çak suretile getirilen kömürün kilosu- nu 40 kuruşa almaktadır. Burada, Türkiyenin hiş bir yetinde olmadığını zannettiğim bir pahalılık hüküm sürmektedir. Domatesin kilo- sunun 20-25 kuruşa satıldığını si sem bu hususta bir fikir vermiş rum, Ev kiraları da ateş bahasıdır. İki odalı bir ev 15 liraya kiraya verilmek- tedir. 60 liraya kadar kiraya verilen evler de vardır. Bu pahalılık en ziyade küçük memurları sarsmaktadır. Küçük memurlardan bir Çoğu, amirlerine mü- racaat ederek, yiyecek, giyecek ve mes- ken pahalılığı dolayısile, başka yerlere nakillerini istemektedirler. Ola Hasan Be *« Bak şimdi ne hale gel- dim, ne üstte var, ne başta.. liyı elden çıkarmamış - ol- Karadenizde işliyen yelkenlilerin, mo - törlerin en büyüğü ve en âlâsı yapılır. Bunları yapan mü - hendis, mimar, usta - başı bir adam. Keser sapından yetişmiş ve fakat sapına kadar uşta -bir işçi. Kendi- sile uzun uzun ko - nuştuğum bu ustanın velce burada çok da- ha büyük deniz yapı- ları inşa edilirmiş. Benim kızakta gördüğüm yapılar, aşağı yukarı küçük birer vapur büyüklüğünde şeylerdi. Bartında bugün hâlâ dipdiri yaşayan bu sanatın, bu sanatı dipdiri yaşatmağa Uuğraşan sanatkârlarının mühim bir der- di var. Benden yazmamı istodiler. Aşağı satılar onların dileğini yerine getirmök içindir: Bu deniz yapılarının dip omurgaları eğti denen ağaçlardan yapılırsa makbul ve sağlam olur. Bu eğriler adından da anlaşılacağı gibi «V» şeklinde tabif olarak eğilmiş ağaçlardır. Başka hiçbir işe yara- mıyan ve ormanda faydadan başka za- rarı olan bu «V>» ağaçları gemi inşaatının ana maddesi, göz bebeğidir. Bartın gemi inşaatçıları evvelce bu eğrileri köylülerden kolaylıkla tedarik ederlermiş. Fakat yeni orman kanunu sebebli sebebsiz köylüyü korküttuğun- dan şimdi tedariki çök güçleşmiş. Değerli orman müdüriyeti, sanatkârla- rın bu isteklerini tetkik ederse bu sanat hesabına çok hayırlı bir hareket olacak- tır. A N. Merzifon yolunda bir kamy_on kazası İki yolcu başları ezilerek öldü, bir kaç yolcu da yaralandı Merzifon (Hususi) — Bakır ve demir yüklü olarak Samsundan gelen bir kamyon, içerisinde bir kaç yolcu da ol- duğu halde, Havzanın biraz ilerisinde, şoförün uyuması yüzünden gittiği yo- lu bırakıp bir patikaya sapmış, uyanıp işi sezen şoför kamyonu gene eski yola Çevirmek istemiştir. İşte bu sırada kamyon devrilmiş, yolcular, demir ve bakırlar altında kalarak ezilmiş, yara- lanmışlardır. İki kişi de, kafaları ezİle- rek çok feci bir şekilde ölmüşlerdir. Bunlardan biri Merzifonda yerleşen muhacirlerdendir. Öbürü de bakır ti- careti yapan bir İskiliplidir ki, kendi aldığı bakırların altında kalarak ölmüş- tür. Yaralıların da yaraları ağır, hayat- ları tehlikededir. Yük alan kamyonla- rın yolcu almamaları esası kabul edil- li ede- Hasan Bey — Yazık, ya- saydın parasile mükemmel bir elbise alırdın. Mersin (Hususi) — Burada Halkevinin himayoösinde çalışan ve Mersinli kızlara biçki, dikiş, nakış öğreten değerli bir mü essese vardır. Müessesenin müdürü Ba- t yan Penbedir. Müessese bu yılın tahsil devresini bitirmiş, talebelerin el amak- anlattığına göre ev -İleri Jle güzel bir sergi açmış ve cidden çok takdir kazanmıştır. Resimde Bayan Penbe ile yetiştirdiği talebelerden bir grup görülmektedir. Erzurum (Hususi) — Şehrimizdeki kız orta okulunda ders yılı sonu münase- betile bir elişleri sergisi açılmıştır. Ser gide üç sınıf talebesinin vücuda getir- diği pijama, gömlek, roblar, iç çamaşır ları, yün işleri, işlemeli yastıklar, çay takımları gibi muhtelif eşyalar teşhir edilmiş ve ziyaretçiler tarafından çok be- ğenilmiş ve mektebin biçki, dikiş öğretmeni Adalet Tugay takdir olunmuştur. Bu resim bu bilgi mezunları öğretmenleri ile birlikte göstermektedir. Trabzon (Hususi) — Dikiş ve bilgi yur dünü bitiren bayanların imtihanları Kültür Direktörlüğü tarafından yapılmış ve yurt talebesi tarafından Halkevinde bir sergi açılmıştır. Sergide teşhir edilen rop ve bluzlardan maada çiçekçilik ve Atatürk köşeleri çok takdir edilmiştir. Resim yürt talebelerini Atatürk köşe- | İzmitte Onar Biçki Yurdu sergisi bü- yük takdirlerle karşılanmıştır. Bu yıl yurddan 10 talebe mezun olmuştur. Re- simde mezuün talebe ile yurd müdiresi Mütfide Akyollu görülmektedir. Bir adam karısının karnını deşti Kilis (Hususi) — Elbeyli nahiyesin- de Fatma adındaki genç bir kadının midesi ve karnı kocası tarafından ek -| mek biçağile deşilmiştir. Vak'anın baber alinması üzerine der- hal Kilis memleket hastanesine kaldı- rilan biçare Fatma, operator Emin Bil- gerin muvaffakiyetli bir ameliyatı ne- ticesinde şifa bulmuş ve hakiki tehli- ke içerisinde'bulunan hayatına yeniden kavuşmuştur. Geredede bir çocuk kazaya uğradı Gerede (Hususi) — Geredenin — Hattakçı Bir Doktorun Günlük Perşembe Notlarından — (*) Mevsim Hastalıklarından: Göz nezleleri Yazın sıcaklarında bazı kimselerde gö- zün kızardığı ve çok kaşındığı ve ziyaya karşı hassas oldu az çok ifrazat da yaptığı görülür. Buna bahar nezlesi ve yahut yaz nezlesi derler. Ve her sene ay- ni kimselere ayni mevsimde gelir, olcuk- ça rahatsız eder bir hastalıktır. Sonra sıcaklar geçince bu ârıza da kaybolur. Bünyenin bu hastalıkta dahli çoktur. Bu gibi nezlelere tutulanların güneşin şid- detli saatlerinde sokakta dolaşmamaları lâzımdır. Sabah ve akşam — saatlerinde gezebilirler. Gözleri çok kaşındığı için buna çare olmak üzere çeşme başına mü- racaat edilir. Çeşmede gözlerin üzerine bol bol soğuk su vurulur. Bundan hasta- lar çok istifade ederler. Ayni zamanda ederek rahal el mek için damlalar da kullanmak muva - Bu gibi hastaların yazın sarı renk- lkzimdir. Bu gibi yüksek yerlerinde dağ- k muvafıktır. ları, cenup tarafları pek gel - n merz, Bu bastalık süri d: dir Bu notları kesip saklayımız, yabut bir albüme yapıştırıp kölleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir dokter gibi imdadınıza yetişebilir. Geredede bir. yaralama vak'ası Gerede (Hususl) Geredenin Deller köe köyü korucusunun beş yaşındaki oğlu tarla| yünden Hüseyin gizlice ayni köyden Durmu- içinde yüksek bir yerden düşmüş başi par-İşun evine girerken, saklı bulunan Durmuş çalanarak ölmüş ve cesedi ancak baş gün|ye karısı tarafından balta ile başından ya- sonra- bulunmuştur. ralanmıştır.