TTKTN İN ? M | muhakemesine başlanıldı İspanyol vapurunun acentesi vapurun askeri gemi olduğunu iddia ediyor. Çanakkalede İtalyan bandıra! popimo vapuru ile İspanyol ban Magallanes vapurunun çarpışmal, nunda İtalyan vapurunun — batmasile neticelenen deniz kazasının duruşma - sına 2 inci Ticaret mahkemesinde dün başlanı Magallanes, İstanbula gelince, İtal- yan vapur acentasinin müddeijumumi- liğe müracaatı ile, gemiye haciz kon - muştu. Bunun üzerine, İspanyol vapu- rTu acentası adliyeye müracaat ederek H inci Ticaret mahkemesinde haciz kaldırılmasını istemişti. Dün yapılan duruşmada her iki a - centanın da vekilleri hazır bulundu - lar, Önce İspanyol acentasının vekilleri söz alarak, haczin kaldırılmasını iste - diler ve bilhassa şu noktalarda ısrar et- tiler: — Bu gemi İspanya hükümetine ait olup, askeri mahiyettedir. Askeri ma- hiyette bir gemiye ise, haciz konul maz, Çünkü, bu beynelmilel ahkâm ve itilâflara uygun değildir. İtalyan acentasının vekilleri de, bu iddiaya karşılık, mevzuu bahis gemi - tikas şirketine ait ol - duğunu söyliyerek; Magallanes askeri bir gemi olsaydı, B için 48 saat evvel muahedesi mucibince, Türk hükümetine müracaat tetmesi gereki şeklinde, itiraz etti - tiler, Bu hususta, mahkemeye bir de lâyiha verdiler, Karşı tarafın vekilleri bu lâyihaya cevap vermek için, mühlet istediler. Muhakeme 13 Temmuz salı gününe bırakıldı. » Bundan sonra davanın ikinci safha- 8: başladı. Bu dava kazanın sureti vu- kuuna ve muhti tayinine aitti. İtalyan gemisinin ikinci kaptanı Franklen ile ser dümencisi Ferelli Selvatora, şahit “CÖNÜL İŞLERİ' Okuyucularıma Cevaplarım Bay Bo, M, K, ye: Gazctenin 10-6-937 tarihli nüshasın- da ankete verilen cevaplar arasında mektubu çıkmış olan Giresonlu genç kızın mütalealsrı hoşunuza — gitmiş. kendisini iyi bir ev kadını olabilecek yapılışta bulmuşsunuz. Memnun ola - caktır, eğer bu satırları görürse. Fil- hakika sarih adresi bende mevcut de- #ildir, kullanıldıktar. sonra atılan mek tuplar arasında kalmıştır. * Muraalıda Bay (H.) a: Kızlarının kendilerince tanınmıyan bir erkokle tanıştığını, arasıra buluşup konuştuğlunu işiten bir ailenin yapa - cağıcilk iş: Tehlike olup olmadığına bakmak, maksadı anlamak, anlayıncı- dan geçmek | Henüz Vkanr verilmedi T o anlattı: — Ben, 12 Kapopinoda çalışmaya başlıy y dan fazla oldu. 25 haziran sabahı Ça - kkale Boğazından geçi, sekiz sularında.. Napoliye gidiyorduk. Hava gayet güzeldi. Kamarada oturu - yordum. İspanyol gemisini müsademe- den evvel görmedim. Aramızdaki mesa- feyi kat'iyetle tahmin edemem. 2,5 mil kadar olmalı.. Hâ Nâra burnu açık- arında oldu. Bu sırada, Magallanes va- puru iki düdük çaldı. Biz sol taraftan geçersek vapurun üstüne düşmiyecek- k. İspanyol gemisinin çaldığı iki dü- dük, soldan geçiyorum demekti. Biz de bir düdük çalarak, cevap verdik ve sa- ğı tuttuk. Rumeli sahiline beş, altı yüz |metre mesafedeydik. Bundan sonra, kaptan üç düdük daha çaldı ve tornis- tan etti. Diğer geminin de ayni senodenberi hareket etmesi lâzım gelirken, ayni hızla ilerlemekte devam etti. Bu suret- le, müsademe oldu. Sağ tarafa doğru devrildik, kaza vukua geldi. Müsade - me bir iki dakikanın içinde oldu. Şahitler, batan Kapopino vapurunun 4983 tonluk olduğunu ve 4155 ton yü- kü hâmil bulunduğunu da ilâve etti - ler. Duruşma, gününe bıral 10 Temmuz Cumartesi dı. Bir genç denizde boğuldu 'Tophanede Lülecilerde oturan Bul- garyalı, Fındıklı konserve fabrikasın- da amelelik eden Şevki oğlu Mustafa, evvelki gün, Fındıklıda, fabrikanın ö- nünde denize girmiştir. Fakat, yüzme bilmediği ve girdiği yer de derin ol - duğu için boğulmuştur. ya kadar da münasebeti kesmektir. Bunu tabil telâkki ediniz. Ve düşünü- nüz ki günün birinde siz de baba ola- cak, siz de ayni şekilde hareket ede - ceksiniz. Bu, böyle olunca kızmakta ne mana var? Ailenin müvafakatini alıp belediye reisinin önüne çıkmak varken kaçmak, kaçırmak kelimelerinin de » lâlet ettiği hareket safdillik olmaz mı? 33€ da doğan bir kız evlenmek için ebeveyninin iznine muhtaçtır, unut- mayını?, * Bay G. N. T. ye: Sevdiğiniz bir kıza aşkınızı söyle- mekte hiç bir mahzur görmüyorum. Fakat düşündüğünüz gibi mektupla değil, yüz yüze ve mümkünse babası- nın kanalından geçerek, gayenin eğ- lenmek değil, evlenmak olduğunu tas- rih etmak suretila.. TEYZE SON POSTA HÂADİSELER KARŞISINDA El elden üstündür Plüjda yüzü koyun yere yatmıştım. Bt rafını görmüyordum. Bir aralık sağ ta- rafımdan cıvıl civil kadın sesleri geldi. Başım o tatafa döndü. Ve yan yana kum- lara uzanmış iki kadın gördüm. Dağılmış saçları, henüz boyası tazelen- memiş yüzleri kadınların servet ve şık- hk derecelerini belli etmiyordu. Gözleri- mi yüzlerinden mayolarına çevirdim.. Ve derhal hükmü verdim: Servetlerinin derecesini mayolarile mebsutan mütenasıp olarak hesaplayın- ca apartıranlı, otomobilli cinsten ol - dukları anlağılıyordu. Onlar mütemadiyen konuşuyorlardı. Sözleri, sağ kulağımdan girdi. Fakat sol kulağımdan çıkmadı. Şimdi aynen bu- raya nakledebilirim, Sarışını söyledi: — Biz geçende bir otomobil almıştık. BSekiz silindirli! Esmeri de söyler — Bizimki de öyle! — Amma bizimki 937 modeli! — Bizimki de öyle! — Bizimkinin döşemesi hakikf maru- ken! nin det ki saatte yüz altmış kilomet- re ya — Bizimki de.. — Bizimkinin rengi mor, — Bizimkinin de. Plâjın kumlarında vücutları nasıl kı- mışsa bahis te öylece kızışmıştı. Her ikisi de ba otomobil işinde diğerlerine tefevvük ödecek bir cihet arıyordu. Gene sarışın söyledi: — Bizimkinin bir eşi Vindsor Dükün- de varmış Gene esmer söyledi: — Bizimsinin de, Birbirlerine yiyecek gibi bakıyorlardı. Sarışın son söz kendisinde kalacak tarl- da göğsünü kabarttı — Bizimki, dedi, şimdiye kadar tam altı kaza yaptı: Esmer, sarışını istihfafla süzdü: — İşte burada bizim otomobil sizinkine faiktir. Sesini biraz daha yükseltti: — Bizimki, dedi, şimdiye kadar tam yedi kaza yaptı. * Birdenbire korktum, hem çok kork - tum. Yanlarından sıvışdım, Bir daha buülündukları plâja gitmemek, bu plâja giden yollardan geçmemek niyetinde - yim. Öyle ya? Sarışın da otamobil bah- sinde esmerden geri kalmak istemiye - cekti. Ve belki de bir gün sonra; esmere: — Bizim otomobil sizinkine faiktir. Şimdiye kadar tam sekiz kaza yaptı! Demek için tedbir alacaktı. İMSET Bisikletli trampetçi İ GARe — lll S Şu adam Holanda ordusunun trampet- çilerindendir. Müthiş bir bisiklet mo- raklısıdır. Onun için nakliye kısmına aye rılmıştır. Bununla beraber, trampetçilili- ten vazgeçmmelş, nakliyenin trampetçi- Diğine girmiştir. Merasimde, gidonu elle- rile tutmadan bisiklete biner ve trampe- tini çalar, Temmuz $ Büyük Okyanusda kaybolan kadın tayyareci Amelya Erhart kimdir? * 4 » Atlas Okyanusunu geçen ilk kadın tayyareci, son seferini insan kuvvetinin ne dereceye kadar dayanabileceğini denemek üzere yapıyordu. Ne yazık ki emeline kavuşamadı Amerikalı kadın tayyareci Amelya Earhart dünyanın bir numaralı feministle. rindendir. Bununla beraber, o, kadının içtimal — hayattaki mevklini düzeltmek için fazla bir alâka göstermez. Kendisile yaşıt hemşirelerinin (89 yaşındam) aksine olarak, klüplere gi- dip, çocuk bahçeleri- nİN İnşasına dair ve yahut rey usulünde ciddiyet mevzularile uğraşmaz. Onun de- vam — ettiği yegâne klüp, - tayyare mü- hitlerinden maada » iş kadınları teşkilâtı. nin Zonta klübüdür. O, yemek pişirme- yi, mutlfak işlerini kendilerine derd e- den, beynelmilel ev kadın yette müsavat sını güden ed fedailerinin — yoldaşı değildir. O, kendisi- nin en çok sevdiği bir ülke olan, erkek dünyasında zaferden zafere koşmaktadır. Bundan beş sene evvel, Mis Earhart tek başına vi kadın olarak Atlas Ok- yanusunu geçmişli. Bunun üzerine ken- disine: — Acaba diye sormuşlardı. Kadınlar, erkekler kadar iyi tayyareci olabilirler mi? * O başkaları gibi «biz erkekler kadar kuvvetli dağiliz> veyahut «biz kadınlar dünyada hakkımız için çarpışıyoruz> de- memiş. şu cevabı vermişti: — Ben bu mevzuda feminist olmak is- temiyorum. Tayyarecilik nihayet ferdi kabiliyet ve istidat meselesidir. Uçan in- sanlar, bunu sevdikleri yaparlar. Bu cevap, onun karakterinin bariz bir vasfıdır. O en evvel bir ferd, ve bir ka- dındır. Hakkında yazılan yazılar da onun kadınlığını, cazibesini söylemekten ziya- de, kül rengi gözlerinden taşan, sesinde ihtizazlanan, ve zekâ, canlılık gösteren Şahsiyetini ortaya koymuşlardı. Her şeyde alâyişten kaçan —Amelya Earhartın tevazu kahramanlığını — efsa- neleştirmek istemez. Gösteriş meraklısı değildir. O kadar ki, Atlas Okyanusu u- Çuşunu bitirip te kocasile buluştuğu za- man, yüziüne çevrilen fotoğraf makine- lerin önünde onu öpmemişti bile, Earhart ister tayyareci elbisesi giysin, iâter en şık tuvaletlere bürünsün, gene ayni zarif, iddlasiz ve göz alıcı kadındır. 4982 de Londraya geldiği vakit, yanında Uçuş elblaelerinden başka bir şeyi yok- tu. Bir de cebinde & İngilizi kalmıştı.. Şimdi büyük bir tâbi' olan kocası Put- nam vaktile uçuşlara müptelâ bir tay- yareci idi. Amelya Esrhart Bostonda da- 2 Amelya Earhart ha yeni yeni tayyareye bigmeğe alışmak; ta iken, onu bulmuş, meydana çıkabı mıştı ve bir gün Amelyayı bir tayyareye bindirerek Atlantiği geçirtmişti. Maksas dı da, onun tarafından yazılacak bir kie tabı mathaasında basmaktı. Amelya, we çuş ihtisaslarını, (20 saat 40 dakika) isimli kitabında topladı. İşte tam bu $4 relarda Puinam müstakbel karısına âşili oldu 1931 de alâyişsiz bir surette onune la evlendi. Onlar gayet uysal, birbirlerini anlamış iki ruh olmuşlardı. Birbirlerini tamam- hyorlardı. Tâbi', gazetecilere: | — Ben karımın daha ziyade bir çocult erim, derken, bir yane teşvik ediyor, yeni seferleri! izun gelen paraları veriyordu. Faal ve zeki her kadın gibi, Amelya da evini mükemmel bir surette idare eder. Giyilecek eşyayı, eğlence, müsiki olmakk ihUyaç eşyası olarak tes Sade'ikten ayrılmaz. Amelya Earhart Kansas'da doğmuştur, i Pensilvanyas da tamaımnlan büyük uçuşunu da babası ölmeden evvel yapmıştır. «Bir kız evile meşgul olduğu kadap başka zevkleleri ile de meşgul olmalıdır. Ben bazı şeylerde fedakârlık yaptığımmı Kibi kocam da, bazı şeylerinde fedakârı likta bulunmuştur.. diyen Amelya'nız dostları muharrirler, -Holivut yıldızlart ikide birde onun salanunda toplanmaka tan zevk duyarlar. Son seferini insan kuvvetinin ne deree ceye kadur dayanabileceğini dene için yapan Amelya EKarhart, ne yazık talihsizliğe uğradı, ve emeline kavuşaş “Amelya Earhart tayyarede ı 1 | ı İ İ