İtı evin içyüzü Nakleden: Osman Cemal Kaygılı Üçüncü kapım: Burası pek kibar yer doğrusu! Yalnız, bazı geceler, tam gece yarısı © bazan gece yarısından bile sonra: — Haydi git Hamarat! (Haylâyf) tan bize pasta al gel! Yahut: — Kalk, git Hamarat, bize filân gazi - hodan viski ile soda al, gel! Demeseler! Gece yarısı (Haylâyf) tan Pasta, yahut viski ile soda alıp gelmek Pek bir şey değil amma, pastalar, viski- ler geldikten sonra yeni bir poker par - isine başlandımıydı, bana artık sabaha r uyku yok! demektir. Uykusuzluğa hiç gelemiyorum nedense! Hem canım, benim gibi on bir, an iki Yaşlarında bir kız çocuğu tâ bilmem ne- MİN&» kalkıp gece yarısı o kadar sokak - lin dolaşarak tâ Hayliyfa girebilir mi? Vakıâ, evin bayı buna, yani benim © Vakit Yalmz başıma sokaklarda dolaş - Mama razı değildir. Fakat, gelin de siz ui bayana anlatın! Ona böyle bir şey “öylendimi de hemen bağırır: — Ne varmış gidemiyecek? Koskoca, kadar kız, Haylâyfa değil, ceben- Semin dibine bile gider de gelir. gene böyle bir gece idi, tam saat i dördü beş geçe, koltuğumda bü - Yük bir kutu pasla ile aparlımana dönü” Yordum, ie bizim tenhaca sokağın köşesini ken peşimden usul usul gelen ser #tinin biri kolumdan kutuyu kapıp kaç- Masin ma? Aman Allahım, apartıman gelip te bi- Sim kata çıktığım zaman halecan ve kor- #iril tiril titriyordum. Çünkü bi - bayan pek sinirli bir kadmdı. Hele Yeye kızdı mıydı kıyametleri kopa - Dm Kapmın zilini bir türlü çalamıyor- Hava da dehşetli ayaz, nerede ise Merdiven, parmaklıkları donacak... Bir ya) kapıda titredikten sonra çaresiz Saldım, Aksi gibi kapıvı da bayan imi? açar açmaz ellerimi boş gö- tün haykırdı: >> Hani pastalar? O anda aklıma hemen gu yalan geldi: tea, payancığım, vakit geç olduğu için kapanmıştı, onun için boş geldim! tepeme bir yumruk: olar, Hay ayakların kırılaydı da gelemez ii Sana giderken hızlı git, kapan- Demedim mi? — Hızlı gittim amma... İkinci bir yumruk: Gidemez olayın yezidin kızı! oridorda saçımdan çekerek: © Para nerede? — Para... Şey... Pat im? Ü,,, si Sey... Parayı... Şey ettim! Süncü bir yumruk, bem de-belimin a: 2m bir ün! Bara Parayı neyaptın, mutlaka giderken Yı düşürttü si im. tokat: Suratıma bir —ö yancığım, ne var? ie Münün körü olmuş! Sersem besle- © © ç Fiderken yolda parayı düşürmüş! X 18 şiddetli bir dirsek: © Parayı niçin çıkardın cebinden, yol- Di e kl da giderken? Bay: — Yapma bayancığım, misafirlere karşı ayıptır. Bu sefer, loş koridordz bayın suratına bir tokat: — Sen sus, sünepe herif, sen sus mis- kin herif, zaten yüz vere vere şen bunu böyle alık ettin, bu hale getirdin ya! Derken onlar içeriye, misafirlerin ya- nma, ben de misafir odasının karşısın - daki buz gibi bir odaya. On dakika sonra sofadan bayanın se- si: — Neredesin yumurcağa gelesi, gel ba- kayım buraya! — Buyurunuz bayancığım. geldim! — Haydi bakayım, çabuk çay takım - larını hazırla! Soğuktan çivi keserek ve gözlerimden uyku akarak: — Başüstüne! Saat bir buçuğa yaklasıyordu. Misa - firler pokere fasıla verip evdeki bayat bisküvilerle koca fincanlar içinde çay - dan başka her şeye benziyen renkli ve tath sıcak suları içmeğe başladılar. O gece üç buçukta gözlerimi kapiya - bilmiş ve pasta meselesinden fena halde sinirlenen bayanın uykusu kaçtığı ve si- hir buhranı arttığı için dördü çeyrek ge! bulunanlar bayrağa doğru dönerek du- Hatiâ: çe tekrar uykudan uyandırılarak tele - fonla çağırılan doktorun verdiği reçeteyi yaptırmak üzere nöbetçi eczaneye gön - derilmiştim. Amma ne imiş, adımız evlâtlık! Buna evlâtlık, ırgatlık, battâ ırgatlı - ğın da daniskasının daniskası derler. * Ertesi günü öğleden sonra yolda kay- bedilen pasta parası için bayan yeniden beni zorlu bir sorguya çekmişti. O zaman ağlıyarak kendisine işin doğrusunu söy- ledim, Ve bu işin doğrusunu söylemem benim oradan ayrılmama sebep oldu. Ben kendisine: — Pastaları, gece karanlığında peşim sıra yavaşça gelen birisi kapıp kaçı! Deyince bayan büsbütün kızdı: — Yaaa, demek gece yarısı senin pe - şinden yavaşça gelenler de var hââa' Deyip bastı bana tokatı! Bastı amma, üçüncü tokattan sonra ben de onun kar- nına tekmeyi indirip te: — E artık çok geliyorsun, ben senin esirin değilim! Diye bağırınca beriki afalladı Ondan gonra da ben bohçamı kapınca haydi s0- luğu dördüncü kapımda aldım! * Dördüncü kapım: Ah o dördüncü kapım, ah o dördüncü kapım! Daha benim oraya kapılandığım ilk ge- ceden itibaren bayanla bay arasında kavga başladı. Bu kavgılar zaten ben o- raya yerleşmeden önce de hemen her gün, yahut gün aşını devam eder du - turmuş! #EŞDORSR utbol federasyonu başkanı İzmire gitti İzmirde Galatasaray klübünün yap- tığı maçlar münaşebetile cereyan eden bâdiseleri yerinde tetkik etmek ve icap eden tedbirleri almak için, Futbol Fe- derasyonu Başkanı Sedat Rıza Ankara” :dan İzmire gitmiştir. Bu suretle milli si Ben onu eskiden de, yani âşık ol - madan da tanırdım. Ve aklıma gel - küme maçlarında husule gelen bütünlük... anlaşamamazlıkların önüne geçmeğe çalışılacaktır, İstanbuldaki milli küme maçları İstanbul Futbol Ajanlığındatı: 1 — Mili küme maçlarından Beşiktaş - Gençlerbirliği karşılaşması 1 Mayıs 1997 cu- martesi günü Taksim siadında saat 16 - da- dir. Maç hakemi İzmir bölgesinden Mustafa, yan bâkemleri Tarık, Samim “Taludur. 3 — Fenerbahçe - Gençlerbirliği karşılaş- asi 2 mayıs 1997 pazar günü Fener stadın- da saat 16 — dadır. Maç hakemi gene İzmir bölgesinden Mus- tafa, yan hakemleri Muammer, Feridun Kı- Mıçtar. 3 — Yiatlar: Tribün 50, duhuliye 25 ku- 1ğİUr. Bayrağa Seygı (Baş tarafı 1 inci sayfada) bayrağı büyük, yağmurlu zamanlarda ve sert havalarda çekilecek temsil bayrağı| ise küçük olabilecektir. Bu bayrak resmi | dairelerin ve müesseslerin şerefli ve gös- | terişli bir yerine takılacaktır. Polis, jan- darma, hudut karakolları, müstakil bö- lük ve daha yukarı askeri karargâhlar- da amuda yakın bulunacak gönderle- re asılacaktır. Nizamname projesinde temsil bayrağı- nın harp ve ticaret gemilerile resmi ve hususi motör ve diğer deniz vasıtalarile kara vasıtalarında ve meydanlarda nasıl k.Janılacağına dair hükümler olduğu gibi, hava kuvvetlerinde bayrak kulla- nılmıyacağı; bunun yerine ay yıldız nis- betleri gözönüne alınarak boya ile tem- sil olunacağı tasrih edilroştir. Şerefi ih- Til edecek yerlere ve terkedilmiş resmi binalara bâyrak çekilemiyecektir. Projede temsil bayrağının çekiliş ve ir diriliş şekilleri de izah olunmuştur. Bu! izahlara göre, mekteplerde mümkün ol-| duğu kadar çok talebe Istiklâl marşını söylerken bayrak çekilecek ve ayni me- rasimle indirilecektir. Bayrak sabahları sekizde grupla indirilecektir. Tatil ve bayram- larda, tatil ve bayramın devamı müdde- tince çekili kalacaktır. Bayrak hızla çeki- lecek, yavaş yavaş indirilecektir. Bayra- ğın çekiliş ve indirilişinde yere bakılmı- yacaktır. Şehirlerde bayrakların indirme ve çekme beraberliğini temin için ei tin kolaylıkla duyabileceği, görebileceği münasip bir işaret tesbit edilecektir. Bay-| hir — Tapon karı. Derdim. Bu sefer, — Tapon karı. Diyemedim. — Güzel sevgilim! Dedim. Çünkü âşıktım. Eskiden: — İyi ki yanıma sokulmuyor. Maa- zallah yanıma sokulsa, pis ter kokusu- nu duyacağım! Diye düşünürdüm, fakat bu sefer öyle düşünmedim. — Bir kerecik olsun yanıma sokul- sa; ve vücudündeki sarhoş edici güzel kokuyu bir an için hissedebilsem. Diye düşündüm. Çünkü âşıktım. Eskiden ben onun boyalı sarı saçları- nı; kirli kadının, kirli şiltesinden çıka- rılmış kirli yüne benzetirdim. Elim sürülecek olsa bir kalıp sabunla yıka- mak aklıma gelirdi. Fakat bu sefer saçlarını bir yığın ipeğe benzettim. Bir kere elim o saçlara sürülecek olsa bütün ömrümce elimde saçlarının yu- muşaklığını hissedeceğimi umdum. Çünkü âşıktım. Eskiden gözlerine bakarken, bu gözlerin şaşı olduğunu| Fakat şimdi şehlâ gör - düm.. çünkü âşıktım. Ben ona âşık olunca onun eğri bur- nu düzeldi. Yüzünün çiçek bozuğu delikleri kapandı. Kocaman ağzı kü - çüldü, ve bozuk dişleri bir inci dizisi oldu. ürdüm. fk. «Aşık olsaydım, ben meğer ne ola- cakmışım: Her gece sabaha kadar oturacak, sev- gilime mektuplar, şürler yazacaktım... Ona diyecektim ki: «Şimdi bütün dünyaya gözlerimi kapıyorum.. Ve yalnız yalnız seni görmek için açıyorum. Esasen ben senden başka neyi görebilirim ki.. Se- nin varlığın benim varlığım demektir. — Gel! Dersen.. Ben gelirim, Sen: — Git dersen! ört muharrir iş arıyor : K OLSAY « «Ben onu her akşam kamerde gör- düm;» «O hasta kalbimin son sevgisiydi.» Şiirim elimde gazete, mecmua do- laşacak; para istiyecek, üste para ve - rip bastıracaktım. Sonra mecmuayı iti- nayla ciltlettirip sevgilime göndere - cektim, * Âşık olsaydım ben meğer ne ola - cakmışım?.. Haydi biraz daha kendi. İini âşık farzedeyim: Hayalimde gü - zelleştikçe güzelleşen sevgilimi gözü- mün önüne getiriyorum. Ne güzel de giyinmiş, giydiği kendisine ne de ya- kışmış. Esasen ona ne yakışmaz ki... Şimdi de kendimi âşık farzetmiye - yım: Hayalimde çirkinleştikçe çirkinle « * şen kadın gözümün önüne geliyor. O ne giyiniş o?.. rüküş gibi bir şey. giy- diği sırtından düşüyor. Haydi kendimi gene âşık farzede « yim: Gözümün önüne gelen ipek elbise- li, ipek saçlı sevgilim, ipek elbisesini çikariyor. Altından ince bir kombine- zon çıkıyor. Bu ne temiz bir kombine zon vücudünün bütün güzelliği belli, fakat ben daha soyunsun istiyorum. Kombinezon kalkıyor. Beyaz mermer bir vücut görünüyor. Venüs heykeli- ne benzetiyorum. Sonra bunu da az görüyorum. Venüste bu güzellik va” Ben giderim. Sen emret: kölen o -İ|mı ki? : layım.. Sen emret.. Kapının önünde| Haydi gene kendimi âşık farzetmi rağın çekiş ve indirişinde bayrağa yakın| yeyim. Tek sen emret, tek sen iste. racuklar ve saygı göstereceklerdir. Ka- ra nakil vasıtaları «tren hariç» ayni şe- kilde hareketsiz kalacaklardır. Motörlü ve diğer ufak deniz vasıtaları motörleri- — Bana öl! De. Ben o anda öleyim.. Buna inanmıyor musun bana inan- bi durdurarak, yelkenliler, yelkenlerini | Miyor musun! Senin için çarpan bu lâçka ederek, kürekliler küreklerini de-! kalb yalan söyler mi? Gene inanmı - nize müvazi bir vaziyetle tutarak saygı | Yofsun demek. Öyle iss inanman için resmini ifa edeceklerdir. Temsil ve süs için kullanılan Türk bay rağı, yırtık, sökük, delik, kirli, soluk ve tecrübs'etmek lâzım: —ön De; öleyim ve inan.» buruşuk olmıyacaktır. Alâmet ve #lâma-| o Şiirler de yazacaktım, demiştim, A- lar bayrakla büyük olmıyacaktır. Bay-|ruzu beceremezsem, hecevi de bece- rak tezyinat ile kullanılabilecektir. Bu|remez değildim ya: takdirde bayrak süs bayrağı olacaktır. Türk bayrağı, ecnebi bandıralarına ben- zememek şartiyle süs bayrağı yapılarak kutlanılabileceektir. Bayrak büyüklerimizin ölülerinden baş ka hiç bir yere örtülemiyecek ve sarıla- mıyacaktır. Bayrağın renk ve biçiminde işlenmiş ballar ve benzerleri yapılamı- ve kullanılamıyacaktır. Süs için ay ve yıldız kullanılması halinde, ay ve yıl dızın kanun ve nizama uygun olmasına İ dikkat edilecektir. Bir adam yolda delirdi Evvelce akıl hastalığı çekmiş Avni «dında biri Ankara caddesinden geçti- Üi sirada saçma sapan söylemeğe ve halkı başıma toplamağa © başlamıştır. Avni, yakalanarak tıbbı adliye sevke- dilmiştir. Rumenler gittiler İstanbulda bulunan Rumen üniver. sitesi *alebeleri dün akşam Eminönü halkevinde bir konser vermişlerdir. 'Ta Bayan baydan, bay da bayandan si -|lebeler bu sabah memleketlerine dön- nirli (Arkası ver) İmüşlerdir. «Ben onu her sabah seherde gör - öpek gibi sabahlara kadar bekli-| yeyim: Gözümün önüne gelen rüküş kıya fetli kadın.. biçimsiz elbisesini çıkar - mak istiyor. — Çıkarmal Diyorum. — Pis çamaşırlarını görmiyeyim. Hele onu soyunmuş tasavvur edi - yorum. Eğri büğrü vücudünü görmi yeyim diye gözlerimi yumuyorum. Ve birden kendime geliyorum. Ben sahiden âşık oluyor muydum? Hayır.. Hayır... Aslâ... Aşık olmıyacağım. Budalalığın adını âşk takıp gönül rizasile bu kafileye katılanların arası- na girmeyi hiç istemem! İsmet Hulüsi Bolu gençleri Spor sahası İstiyorlar mektupta diyor ki: sahası açarlar. Fakat buna mukabil Bo Okuyucularımızdan 7. Erkorol bütün Bolu gençleri namına bize yazdığı bir — Bolu faal bir memlekettir. Her tatil zamanı şehirde yeni bir hayal canlanır. Mekteplerinden dönen gençler burada muhtelif sporlarla halkı bilhassa meşgul ederler. İki spor klâbü olan Abatsporla Yeşilova klüpleri gençleri, kâh civar ge- hirlere giderek, kâh civar şehirlerden ge- “len takımlarla karşılaşarak bir faaliyet luda üzerinde sıkıntı çekmeden oynana- d. cak bir saha yoktur, Sayın valimiz Salim Gündoğandan rica ediyoruz, Gençlik ve sporun inkişafı namını. Boluya bir futdol sahası temin ederek kendisine karşı terdiğimiz sevgiyi artursın. Ondan bü - tün dileğimiz budur. * Bir talebenin temennisi Büleymaniyede Hocahamza Mektep 80- kağında oturan Enver Eroğul Kadirga talebe yurduna girmek için müracaatlar yapmış, fakat bu müracaâtlarına smenfi cevap verilmiş, yer yok ve bütçe müsait değil denilmiştir. Enver Eroğul tahsiline devam imkânını bulabilmek için mutlak yurda girmek ıslırarında olduğunu söy- - lemekte ve yurda alınması temennisinde