LA Çoi eğend .. ığını kadın ve erkek tipleri hangileridir? -. M Erkekte incelik aramamalı Benim beğeneceğim erkek, her şeyden evvel mesleğine merbu', çalışkan olmalı- dır. Ben çök okumuş, bulunduğu sahada daima en iyi mevkii işgal etmiş, mağrur, kendisini saydırmasını bilen erkekleri se- Werim. Tipinin benim nazarımda ehem- ti yok. Yalnız geniş omuzlu, açık ,vdüz saçlılar ilk bakışta akillı oldu- u anlaşılan erkekler beni meşgul eder- ler Tabiatine gelince, erkek biraz sert, karısına karşı oldukça mütehakkim, va- kur olmalı. Ben bit erkekte pek fazla İn- celik, hassasiyet filân aramam, Yeter ki herhalde iyi kalpli biri olsun. İstanbul Seniha B. (Sarih adres ve isminin neşrini istememiştir.) » M Her şeyden evval temiz erkek! Beğendiğim erkek tipi şudur: Boy uzun, vücut teşkilâtı tam, sıhhatli. Göz, kaş, vücut güzelliği geçici bir gü- zelliktir. Halbuki ben zahiri güzelliğe ka (pılmam. Hakiki güzellik ise bir insanın maddi, mânevi temiz olmasıdır. Kuvvet- İi seciye, temiz huy, azim, irade, şahsi- Şet sahibi olmalı. Meslek ve san'atine ge- lince, zabit, memur, tüccar, san'atkâr. Bunlardan yalnız birin; seçip diğerlerini beğenmensek doğru değildir. Her birinden de yukarıda saydığım svsafı haiz erkek vardır ve hepsi de be- ğenilmeğe lâyiktır. Beyoğlu Müfide (Sarih isim ve adzesinin neşrini istememiştir) —- — Kadının hiç olmazsa bir evi olmalı ! Kendi tipimde sıhhatli, orta derecede Şişman, pembe beyaz ten, açığa kaçar kumral saç, buğdayımsı esmerden hoşla- nırım. Benden iki üç yaş küçük, yani 25 yaşlarında olmasını İsterim. Orta halli, aile terbiyesine malik, samimi ve ciddi, düşünceli ve görüşlü, evlâttan, yurttan haşlanır olmah. Babama, anneme sayg göstermeli, Ev işlerinde yemek- pişirme- sini, dikiş dikmesini, ev temizliğini bil- meli. Bunları arzu ile yapmalı. Dedi ko- dudan kaçar, boş zamunlarında nakışla Uğraşır. Kof, hoppa olmamalı. Kendi ira “desine hâkim, iş günümde kıyafetimden nefret etmemeli, modayı israfta değil, sa- delik ve temizlikte aramalı, tahslli ilk, a- Zami orta olmalı. Hiç olmazsa bir evi ol- malı. Beyaznıt Elektrik makinist pratisyenlerinden: A. V. Son Posta'nın Tefri ası: 20 Ktne CIT — Gelir, gelir.. çok uzatma lâkırdı- | yı;,. Beni içeride bekliyorlar. Şimdi; bir gün söyle de buluşalım; - beraber onlara çaya gideriz. Yarın olmaz, hem pazar, hem de pek erken... Bu geceki yorgunluktan sonra kimsede duracak ' hal kalmadı. Öbür gün benim işim var, Şu halde sahya... |— Salı, uğursuz gün... — Kimn'haltetmiş onu?:. Bizim için €en mübarek gün!.. Türkler İstanbulu Kön R — —. Ogün almışlar. Bizanslılar uğursuz say- B y mişlâr? Biz de budala gibi onlara baka hlif uiuxıuz deyip gidiyoruz. Sen beni dinle.. aalı günü, üçte buluşalım. Biz de İstanbulu değil amma İstanbu- İ lun en güzel, en zengin kızını fethet- meğe gidiyoruz!.. Nerede buluşalım, Ççabuk söyle.. gene burada olmaz mı?.. Sen beni burada beklersin. Birer kah- ve içeriz. Sonra birlikte Arif paşalara gideriz.; lmem vallah... — Bileceği; bilmeyeceği yok; uzat- : — ma artık.,. Ben şimdi bir sırasını geti- — 242 — Tahsili az, evine bağlı kadın ! Beğendiğim kadın tipi! Vücut: Narin ve ince, esmer, mânalı bir çift gözle mütenasip bir çehre, tabii bakışlara malik, 'Tabiat: Kadın, aile yuvasına bağlı, ko- ca ve çocuklarını benimsemiş olmalıdır. Azamt derecede kocasının keder ve ne- şesine iştirak etmesini bilmelidir. Bence iyi ve anlaşabilen mes'ut bir çift, Mmütekabil sevgi taşıyan çifttir. Tahsil: Kadının yüksek tâhsil görme- gine lüzum görmem, Çünkü ben kadının evine bağlı bir ev kadını olmasını iste- TiM, Kasımpaşa: Yahya kâhya, Niyazi Özbek — 243 — İyi bir kadın 100,000 liralık piyangodan daha kıymetlidir 1,45 boyda, ne pek şişman, ne pek zayıf, yuvarlak Çehreli, kara kaşlı, elâ gözlü, açık alınlı, çekikçe burunlu, ağır başlı bir genç kız muühayyelemde yaşar. Böyle bir kadın orta halli bir aileye mensup, ve e- vine, aile efradıma fazla merbut olmalı- dır, Böyle bir eşe düşmek 100 bin liralık bir piyangodan daha üstündür. Silivri: A. Baykal (Sarih adres ve izminin neşrini istememiştir) — 4 — Güzelden fazla akıllı ve iyi huylu kadın ! Kadında aradığım en mühim şey, gü- zellikten ziyade iffet ve iyi huydur. İffeti ve iyi huyu olmıyan, fakat çok güzel bir kadın evlendiği zaman kocasını mes'ut etmek değil, bilâkis betbaht eder ve felâ- kete götürür. İffetli ve temiz kalpli bir kadın, dajma kocasına ve yuvasına huzur — ve saadet verebilir. Ankara Sıhhat ve İctimai Muavenet Vekdâleti hıfzıssıhha işleri dairesi memurlarından Necmettin Yılmaz Tarihten sayfalar ( Büştarafı 9 uncu sayfada ) Ölenlerin isimleri de vaktinde kütükten gilinmediği için ölülerin bile yıllarca ma- aş aldıkları olurdu. Kütüklerdeki kayıtlara göre elli altmış bin Yeniçerinin mevcut olması lâzım gel diği halde bir harp olduğu zaman ancak on beş yirmi bin kişi toplanırdı ve bun- lar da açıkgöz olmıyanlar, işlerini bece- rTemiyenlerdir. Zabitler bunları bilirler - di, fakat ses çıkarmazlardı, Çünkü bizzat| —a bir kere daha hiç olmazsa “uzaktan|memek için pardesünün yakasını kal- | zartesi LENBİKLo Yazant Kemal Ragıp receğim. Sanki kendiliğimden söylü - Yormuşum gibi: «Sah günü Turhanı kandırırım, beraber size — geliriz. » diyeceğim. İstersen pazartesi günü de, benim işim erken biterse, akşam üzeri gene beni burada bekle. Biraz daha konuşalım, Hem ben de sana biraz pa: ta getireyim; ilk masraflara karşılık dıye.._l)ıydî. artık ben gidiyorum. Sen de istersen, davetlilerin Büsbütün'da - gılmasını bekleme, yavaş yavaş orta - lıktan çekil... Böylesi daha iyi olur... Unutma, yarın akşam - bekliyeceğim. Salı günü de hazır ol, Geleceksin ya... — Ne bileyim ben, şaşırdım kal - dımt.. * ğ Turhan, yeniden büfenin önüne doğru yürüdü. Kendi kendine: — Ayık kafa ile eve dönersem hiç uyku tutmiyacak!.. Diyordu. Üstüste iki viski daha içti. Sonra etrafına bakındı; Lebibeyi araştırmak- tan kendini alamadı. Gitmeden evvel SON POSTA İstanbul Borsası kapanış fiatları 30 -4 - 1937 PARALAR Alış Satış 62000 — 62600 123,50 —— 126,00 11300 — 113,00 10, 125. 80. &. 19, n 570, D 23, 66, 75 23.00 1 Bterlin VC 20 Çek kuronu 1 Arusturya ŞL 1 Mark 1 Zloti 1 Pengü 20 Lev 20 Dinar Ruble 1 İsveç kuronu 1 Türk altını 1 Banknot Os. B. ÇEKLER Açılış - Kapaüiş 625, 530 626 00 0,7919 17168 15,0280 46830 871.37 544525 639488 1AŞ3S 226810 22,6625 4.2250 — 4.2220 13.86290 — 19.8175 1.9688 1.9654 41710 — 4.16/5 359810 39715 107.4340 — 107.3482 549725 34.345 27464 27443 AUS HMI SW2S 310 Londra Nev-York Paris Milâno Brüksel Atina Cenevre Moskova Stokholm . aB ESHAM c T amlr Anadolu gin. $4 60 't060 00.00 00,00 1420 0000 9,8) 8.00 10.60 115 n0 İSİİKIAZLVÖI Kapamış 6009 60.n0 0004 Ha 00 09 00,00 peşin A ğm. © 60 vadeli Bamonti - Nektar İttihat ve Değir. Şark Değirmeni evkos ” Açılış 00.00' 20.20 1990 Kapanış 'Türk borcu 1 peşin » » İ vadell » » T vadel 20225 19.90 onlar mevcut olmıyanları mevcut göste- rerek maaşlarını cebine atarlardı Harbe gidenler orada vazifelerini yapı- yorlar mıydı? Ne gezer? Düşmana yak- laştıkları bir sırada (biri ckııil'lğsm bini türeyet)) bu sürü arasında birdenbire bir haykırma olurdu: — Bre yoldaşlar, Moskofun atöşine da- yanılmaz. Zaten paşalarınki danışıklı dö- vüş... Bizi düşmâana satmışlar, ne durür- sunuz? , Örtalık karışır ve kendi ordugâhlarını yağma ederek İstanbula doğru yola çı- karlardı. Turan Can görmek istiyordu: — Ü — Belki bir daha hiç göremiyece - ğgimt.. Yüzyüze gelmiye hiç tesaretim yökl seleyi Diyordu. « Genç kız da bir yandan yavaş ya « vaş gitmeğe hazırlanan misafirlerle ko- nuşuyor, bir yarıdan'da arada bir ka - çamak bir bakışla büfeye doğru göz gezdiriyordu. Turhan'n da £= git - meğe landığını,»kapıva doğru yü Mü&m&unî: gene öyle derinden derine tatlı bir çarpıntı duyan insanlar gibi gülümsedi, — Genç çocuk, bu tatlı bakışla büs - bütün büyülenmiş, uyuşmuş, — hattâ Bülentle aralarındaki mukaveleyi bile unutmuş; şapkasını, pardesüsünü al - dı. Sökağü - çıktı. Kapının önündeki şoförler: — Taksi... Diye etrafını sardılar. Hiç aldırma-| dı. İçinden: —Zengin bir yere iç güveysi gire - ceğiz, diye küruntuya kapılıp şimdi - den eve kadar otomobille gidecek de - ğilim ya... Otomobilden vaz geçtim, nasıl gideceğim?.. Tramvay yok... Bu- radan tâ Beşiktaşa?.. Bövle dumanlı kafa ile?.. İçinde simoking olduğunu' belli et-|mıştı. O gün | Amerikada Mayis 1 kanlı bir aşk facıasının son perdesi (Baş tarafı 9 uncu sayfada ) — Jano dedi. Biliyorum, sen o kızı &e- viyorsun. O da seni seviyor. Her halde siz hayatmızı birleştirecek olursanız çok iyi bir çift teşkil edersiniz. sen cesaret e- dip ona bir şey açamıyorsan, Jilvlana ile ben konuşayım ve senin namına söyli - yeyim. Şu işe bir resmiyet verelim. Ben Mathiastan böyle bir dostluk bek- lerdim. — Hay hay dedim. Ve Mathias gitti. O sıralarda — kulağıma bazı dediko- | aular gelmeğe başladı. Mathias ile Jilvia- noyu sık sık beraber görüyorlardı. Ben ikisinden de şüphe etmediğim için bu ehemmiyet vermiyor ve m nişanlımla, orada tabli a- lâkadar olacak diyordum. | Jilvianoyu ziyarete gittiğim zaman be- nimle gene eskisi gibi alâkadar oluyordu. Bir gün dedikodulardan ona da bahset - tim, ağzımı kapadı: — Bir daha bunu tekrar etme, sana da- rılırım, dedi, Artık bu sözlerle de kıs - imen birbirimizin olduğumuzu anlatmış- tık. Fakat artık Mathiası — görmüyor- dum, o da Jilviano ile neler konuştuğu- nu bana söylemiyordu. | Bir gün gazetede bir ilân gördüm. Mat- hias ile Jilviano nişanlandıklarını bildi - yiyorlardı. ya başıma yıkıldı, muhterem heye- ime, dedikodulardan " bahsettiğim |yaman ağzımı kapatan müşfik ve narin € bu ilânım altını da imzalamıştı. O akşam gene ilisinin müşterek im - zasını taşıyan bir mektup aldım. <Hâdi- satın kuvvetl önünde onların istemiye - | rek işledikleri bir suça benim de tabil o- larak inkiyat etmem lâzım geldiğini söy- lüyorlar, ve kemafissabık eski dost elimi |sıkmaktan bahtiyar oldukların; bildiri- yorlardı. Jano çok yorulmuştu, idi, Mmütcessirdi. | — Muhterem heyeti hâkime dedi, ben heyecanlı hudutsuz emniyetim vardı. Babasının öldüğü gün benim tesellim meden beni yaralamakta tereddüt etme- mişti. Gece gündüz, gençliğimiz be- raber geçen Mathias ise en kıymetli bir emanete hiyanet etrflişti. Onların yaptıkları bu iş insanlığa mertliğe yakış- mazdı. Onları beraber yaşatmamağa ka - rar verdim. Bir tabanca aldiım. Nikâh —günlerini Bekledim. Kiliseye girecekleri anda be « nim elimden sevgilimi çekip koparan 0 namussuz arkadaşımı kapının eşiğinde öldürdüm. Bu cinayeti işlerken huzuru &dalete çıkarak, kahpeliklerinin hikâyei sini anlatacağım için — sevitiyordum. Şimdi intikamımı almış, boşalmış bu - Tanuyorum, her şeyi söyledim, derdimi döktüm. Yanonun sesi birdenbire titredi: — Bay reis, bay reis dedi. Ve sonra, L dırdı. Taksime doğru yürüdü. Ayas - 'Pıüdaıı Dolmabahçeye inecek, ora - dan da Beşiktaşa kadar yaya gidecek- ti, Yollarda kendi kendine bağıra baz Bira konuşüyordu. Arada bir her şeyi pemnbe görüyor, tatlı kuruntularla gülümsüyordu. Son- ra gene birdenbire etrafını karanlıklar sardıkça: -—_Ne:ıpıuğ:p).. Bu kepazelik ortaya çıkınca herkesin, yüzüne nasıl (bakacağım ., — Di Diye kıvranıyordu: - (e? , Fakat ne de olsa içinde derinden de- Tine gizli bir sevinç vardı; bütün ka ; ranlıkları silen bir ışık parıldıyordu: —— Ne olursa olsunt.. Lebibe benim | " kim olduğümu — bilmeden; Bülendin | * Parlak masallarını duymadan beğen - |miş gibi göründü ya, bana da bu kar darı elverirt.. Eve geldiği zaman yorgunluktan, heyecandan bitmişti. ©Odasına kadar, hemen hemen kendini bilmeden çıktı. Ceketini, iskarpinlerini. pantalonunu güçlükle çıkardı. Gömleğinin düğme lerini çözmiye kalmadan, yatağın üs - tüne uzandı. —İ— Ertesi günü akşama yakın uyan - no'yu çok Beviyordum. Mathiasa dıi ile yaraları kapanan bu kız, hiç çekin Sİ |bekliyecekmiş, * — hıçkırıklarına karışah kelimelerle... — Beni Jilviano çok kırdı. artık onun- la hiç bir surette hayatımı birleştiremem fakat... onu seviyorum. Kendi kahpeliği yüzünden büyük bit &zap içinde hesap veren gencin sözleri- ne Jilviano cevap vermedi, sarı benizli yüzünü, kürk yakasının içine gömdü. Bir x«üddet sonra mahkeme şu kararı veri « yordu. ü *Bir insanı katletmek suçtur, insanlığı teşkil eden unsurların içinde mertlik ve namuslu olmak, emanete hivanet etme « mek keyfiyetleri de vardır. Mathtas bu bakımdan bir insan değildir. Bu türlü kimselerin yer yüzünde yaşamağa hakla- rı yoktu. Muzir bir mahlük için faziletli bir insan heba edilemez. Janonun berae- tine hükmettik.a Kanuna uygun olmıyan bu karaza kim- se itiraz etmediği için temyiz edilmedi. ve Yano günün kahramanı olarak hürri- yetini kazandı. Jilvianoyu mu?.. Onu hiç sarmayın!s —a İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 30/4/937 v....nE BERKRSULA Nobut kadburlu Nohut natürel Yapağı Karayaka Peynir beyaz &üf B kREgusti Su BöcumnamaAK düşüyor Fransız frangı dün sabah düşmüş, akşi- ma doğru biras yükselmiştir. Londra borsa- sında bir sterilne mukabil frank sabahleylü 11089 da açılmıştır. 110,38 de kapanmıştir. Fırank günü gazeteye gitti. Oradaki işi, fransızca, ingilizce tercümeleri — yapmaktı, İdare memuru: — Sabahtanberi seni iki kere tele ' fonla aradılar. n Dedi, — Kim miş acaba?. İdare memuru, telefonun yanındaki kâğıda baktı: Ş — Bülend, diye bir isim yazdırdilar Bu akşam seni saat altida Beyoğlund” Yazı odasına çıktı. Biraz çalıştı. Ör leyin herkes yemeğe gidiyordu. — Sen çıkmıyor musun?.. Diye seslendiler. etf — Benim biraz daha işim var. Dedi. Herkes gittikten sonra telefon Tet berini açtı. Arif Paşayı buldu. Numâ” rayı çevirdi. Karşısında kıvrak, inc* Bir ses duydu: — Alol.. : Turhan, Lebibenin sesini tanıdı: N — Arif Paşanın konağı mı?. diy? sordu. t —Evet burası.. Kendisini mi isti * yordunuz? R