apaArsı AAr A AA «Son Posta mıa Tarihi Telrikam » ; 118 SÜMERYILDIİZİ TUNCAY ; Yazan : Celâl Cengiz Her yerisular basmıştı. Etrafta bağırışmalar gittikçe artıyordu Tunçay ömründe bu kadar saf ve|devle çarpıştın mı? tüsü arasında - ne cin, ne de b temiz yürekli bir kız görmemişti. İlk| — Hayir. Çünkü onlar benim yanır | sokulmuştu. önce çok kıskanmıştı onu. Fakat ya -|ma sokulamazlar.. benden korkarlar. Zaten cinleri ve devleri gö vaş yavaş konuştukca onun kendisi i-| — Ya toplu gelirlerse.. seni elbirli-| yoktu. Halk bunların adından ve çin tehlike olamıyacağını anlamıştı. — |ğile ezmek, boğmak isterlerse..? yalinden korkardı. Tanzere Birdenbire yerinden kalktı.. — Merak etme, mellâ! İnsanlar el|ona Sirtellâda bu işin içyüzünü Boynuna sarıldı.. ve dil birliği yapıp birleşirler. Fakat, |kut anlatmıştı. Alnından ve saçlarından öptü. cinler birbirinin düşmanıdır.. devlerp Tanzer artık cinlerden ve de — Hiç merak etme, Mâra! Ben se-|daima birbirlerile çarpışırlar.. onların |korkmuyordu. f ni başka türlü tanımıştım.. şimdi iyi| ikisinin bir araya geldiği vâkidir. Eş - Yağmur, bora, ve gök gürültüsü & tanıdım. Sen çok temiz bir kızsın! Sa- birleşirler. Fakat, üçünün bir a-|tikce artıyordu. na elimden gelen yardımı yapacağım. |raya gelmesi kabil değil. Cinler ve dev| Tanzer fırtına ve gök gürültülef” Mademki Tanzer sana yardım vaad et-|ler çok kıskanç mahlüklardır, mellâ!|rasında Tunçayı düşündü.. krali ti. Saçların kesilmiyecek.. ve belki ya-| Onlar bir araya gelip de insan oğulla-| müsaade istedi: (Arkası kında Samaya da kavuşacaksın! rına hücum edemezler. Ben onları çok | * __—Yî” İ Bana bir kardeş gibi, 'burada, e- |iyi tanırım, in eşiği dibinde yatmama müsaa-| — — Nerden tanırsın? Bu günkü Prograff vw- Ih-ı:'- 937 - Pazartesi | O ziuiri karanlık içinde, hiç kimse hiç birşey görmüyordu. O müthiş gürültü ve velvele arasında, kimse kimsenin sesini işitmiyordu... DEK İ CaDel : — Karaya gidiyoruz!. Tornistan!.|letini çekememişti. Evvelâ, sağa sola p Kudurmuş bir dalga, coşkun bir'bir kaç yalpa yapmış.. sonra, bir tarafa tehevvürle Suadın üzerine atılmış..|yatmış.. daha sonra da, alabora olarak onu bir top gibi, fırlatıvermişti. üzerindekileri silkip âtmıştı. İşte 6 anda, geminin başı, birdenbi- İşte bu sırada, denize" dökülenlerin re şahlanmıştı. Binlerce ton siklete gözlerine, mizana direği (1) çarpmış- malik olan-Ertuğrul, seyyal bir dalga-|tı. Bu direk de, diğerleri gibi kırılmış. nin üzerinde, bir tüy gibi havalanmış.. |güverteden ayrılmış.. yüzmeye başlar bir kaç saniye, öylece kalmış.. ve son-|mıştı. Beş kişi birden, bu direğin üze- ra, altındaki o dağ gibi dalganın bir|rine atılmıştı. Bunların arasında, kur| anda eriyivermesini müteakip, açılan 'mandan Osman paşa da vardı. Bunlar, boşlığa yuvarlanmıştı. kollarile sımsıkı direğe sarılmışlardı. İşte o zaman, sanki yüzlerce top, |Kuduran ve şahlanan dalgaların üze- bir anda patlamıştı. Tam (beş yüz dok-|rinde çalkanıp duruyorlardı. Bir kaç san altı can)ın feryadı, bu” korkunç|dakika sonra, bu direğe bir genç zahit tarakaya karışmıştı. Çünkü, Ertuğrulu |daha iltica etmişti. Bu da, geminin fo- şahlandıran o muazzam dalga; bu bed- | toğraf memuru, mülâzim Haydar bey- T baht gemiyi, o sert ve keskin kaya dö-|di. Haydar bey, ümitsizlikle direğin küntüleri üzerine atmış.. koca Türk|üzerine atildiığı zaman, sol elinin par- fırkateyninin teknesi bir an zarfında |maklarını, gorcata (2) nın altındaki - parçalanmış.. çü bir tahta gibi, tam | incecik bir ipe geçirebilmişti. Ve o an- belinin ortasından ikiye ayrılmıştı. da, da, manevi bir ilham ile: : * — Yarabbi!.. Benim elime, şu ince- Biz; Ertuğrulun o dakikadaki fecilcik ipi verdin. Artık kurtulacağıma ve korkunç vaziyetini tasvirden âciz|iman ediyorum. olduğumuzu itiraf ediyoruz. Ve sade-| Diye söylenmişti. ce; bu hâile sahnesinin üzerine, sür'-| Bu*ölüm mahşeri içinde, herkesin atli bir göz gezdirmekle iktifa eyliyo- |çeneleri kenetlenmiş olduğu için; hiç p i t ı j de ediyorsun, değil mi? — Sirtellâdan.. beş yıl önce ordunâ- — Şüphesiz. Kapımın eşiğinde de-|la oraya gittiğim zaman, karşımıza çı- ğil En üst sedirde., ve bir çatı altın -|kan bir kabileyi mağlüb etmiştim. On- da. lar beni cinler ve devlerle tehdid et - K e mişlerdi. Bir gece çadırımda yatarken İ yerlerin zelzeleye tutulmuş gibi sarsı- Korkuıç bir 'ök ılll'ıl“Sı' dığını gördüm.. muhafızlarımla dışarı- Guden' seraşim “taraçisınde' oturu £ ya fırladım. «Cinler etrafı sarmışl» Benin sesini işitmiyordu... Makine|rılmak.. kendisini dalgalara kaptırma- dairesinde, ve güverteden aşağı kısım-| mak... larda bulunan efrat ve zabitan; - o| Dalgaların fasılasız kaynamaları a- cehennemi sadmenin tesirile - kâmi «'yasında, büyük ankaz parçaları, şiddet- len ezilmiş, parçalanmış.. bunlardan İle birbirine çarpıyor.. bunların kor - bir tek (fert) bile kendini güverteye|kunç çatırdılarına, ezilenlerin yürek- tüz. kimse, birbirile konuşmaya muktedir yordu. di lardı. Derhal karargâ -« . O zifiri karanlık içinde, hiç kimse|değildi. Herkesin düşüncesi, bir tek| Akşam güneşi henüz batmamıştı. ı.:::&;:’;î. yetlerde ateş ;::ır - t hiç bir şey görmüyordu.. o müthiş gü* |nokta üzerinde temerküz etmişti: Ur 'hi“î"' yamaçlarına esmer gök dım. Ne sarsıntı kaldı.. ne de cinler - ğ rültü ve velvele arasında, kimse kim-| —— Ele geçirilen şeylere, sımsıkı sa-| geler düşmüştü. den eser.. hepsi kaçtılar. Onları bir a- İ Fırat üzerinde pembe ışıklar dalga- N bi aryyilü : “:'tqk kaçırmak bile mümkündür, Gökyüzünün batı tarafını kara bu- Hden geniş bir malar eli L Leksi e Rabipler ve'sihirbazlar' Sumer kra ““"Bü M'i'f"e 'î Te ök karar- |" sok korkutmuşlardı. Gudea mâkul - et başlıyor.. gök karar | L L akümdardı. Tanmeri din * atmaya vakıt bulamıyarak hepsi bir|ler parçalayan feryatları karışıyordu. dı, ledikt ecbal & n | — 1230: Plâkla TTürk muüsikisi. 12,50: HMAY anda mahvolmuştu. Bu kaynaşma.. bu cehennemi sah- Tınnr' k"'k“m_"f"_*b verdi: ** da al::.]er.o;k.tıld:. :ı—_;m;ıı musikisi, 19,30: Koti Güvertede bulunanlara — gelince, © 'ne, çıldırtıcı bir şiddet ve heybetle de-| , — Yağmur mevsimidir. Fırat su is-| — y ateşlerin başına nöbetciler dik -| rans; Eminönü Halkevi neşriyat kolu Mf mina Nüsret Sefa (Yeni neşriyat), 20: B ve arkaduşları tarafından Türk halk şarkıları, 20,80: Ömer Rıza tarafığ arapça söylev, 20445 Cemal Kâmil ve âf kadaşları tarafırdan Türk musikisi ve müthiş sadmenin tesirile bunlar da kâ- | yam ediyordu. Bu kadar haşin ve zalim tiyor. y 4 Z milen yere yuvarlanmışlar.. — ellerine | davranan tabiatten, hiç kimse bir lüs| —— Güneş birdenbire bulutların ar- ne geldi ise, sımsıkı aarılmışlardı. 'tuf ve merhemet ümit etmiyor.. her- ::;d" kîboıd“ı Tanzer! Bir felâket Tekrar ayağa kalkmağa muvaffak o -|kes, derin bir sabır ve tevekkülle ölüm | Beliyor başımıza, egi ğ hık . lanlar, hissiz ve şuursuz bir halde, koş- | dakikalarını bekliyordu... — Merak etme, mellâ! Yurdumuza Ortalığı korkunç bir karanlık şar şarkıları: Baat ayarı, 21,15: Şehir ti Z g tı. " “ mıya başlamışlardı. Fakat, bastıkları| İnsanmm keibini titreten o zifiri ka -|bol yağmur yağacak. Buna ihtiyaç vaz| Tti E A SO A A ylrl. ! ae Te aa ÖS ee e yerin, ayaklarının altında kaymıya velranlık içinde.. o kudurmuş dalgaların dır. Mahsuller susuzluktan kuruyor. —- ————rrrmarmm — T bir tarafa yuvarlanmıya başladığını | üzerinde, saatlerce çalkanmak beyin- Birdenbire gök gürültüsü başladı.. < ü : T AÇILAN . görür görmez, artık onlar da birer cis-İlere sersemlik veriyor; sinirler gevşi- Şimşekler çakıyor.. Ur dağının ya « me sarılmışlardı. yor.. birer halâs vasıtalarına sımsıkı İ M n Üşüesüd Ğ 5 | a d Fakat yi Denizin üzeri, bir ankaz- meşheri| yapışan parmaklar, artık kuvvetten| Mmaçlarına yıldırımlar düşüyordu. Ca li ”P? nun : Önül , zne ğ haline gelmişti, Eğer sağ kalanlar, bun-' kesilerek birer birer çözülüyar.. takat| Gudea yerinden kalktı: — Evet.. btkmalmn korkar gibi hep önüne ları görebilselerdi, hepsi de ayrı ayrı| ve tahammülden mabrum kalan viücut-| — — İccnye_ ııv'elıın._Tı_nzerl Felâket l“_' üım böyle, diyor. Sen hayat! kendilerine birer halâskâr bulabilirler- İlar, o kükremiş dalgaların arasına sü- büıy"yo" '.J""km ŞN YA Üa çe rengi gözlerindeki muztarip ma-| kasdetmekle beni derin bir uykudan * di.*Fakat, o zifiri karanlıkta bir kaç| zülüveriyordu. Ş Te nayı saklarnak istiyerek karşısında du-| yandırdın sanki.. Seni nasıl sevdiğ kulaç ilerisini farketmek bile mümkün| — — Arkadaşlar!.. Dikkat.. üzerimize| — Nı"' ölelı TU ŞU oldu. E ZeT 'ran doktorun yüzüne bakmadan ko - | ve izdivaç teklöfini reddetmekle en V değildi. Onun için, yaşayanlar, göze | büyük bir direk geliyor. (Ulu Tanrı) - böyle bir felâketle' bizi| guşuyor: yük küstahlığı ası? kendim yaptığ? çarpacek kadar büyük cisimler üzeri-| — Bu sözleri, mizana direğine sarı'mış | Korkutmak isteseydi. bu gök gürül -| - — Teşekkür ederim doktor, hayatım | 0 zaman çok iyi anladım. Büyük bir ne hücum etmişlerdi. olanlardan biri söylemişti. Mülâzim|tüsü ve bu yıldırımlar -onun öldüğü| gibi gözlerimi de kurtardınız. Ve et -| tırap içinde idim. Senin tehlskeli Haydar bey, başını çevirip ar'tasıra lüî' başlardı. rafına birini aranır gibi bakarak ilâve | vaziyotte olduğunu söyledikleri baktı , titremişti. Üzerine 7a-| — İceri girdiler. ediyor: f : . / |man dayanamıyarak buraya P,,,,Lîı:.=n_ direğine m,::n Güdeanın odasında pencereleri in -| — Teşekkür etmek istediğim bir ki- | Göçen' gün beni hâlâ sevdiğini sö nıı;ul Hit hakle sölen biri'drek 'a.m dirip oturdular. şi dn!ıı var: Hulıbıhcuı_ş. : mese idin, iyi olunca hayatından — Sen cinlerden ve devlerden kark-| Doktor onu dikkatle süzecek, CEYay Mi » Gök gürültüsü çok şiddetliydi.. yer ve binalar sarsılıyordu. * Genç adam, sargıları yeni — açılmış Geminin kıç kasarası, güverteden ayrilmış.. heyulât bir — kaplumbağa gibi yüzmeye başlamıştı. Bunu gören- ler, derhal onun üstüne atılmışlar; sım- | kilecektim. Fakat.. Akt bibileioğ baribmlişlardı. kendi hizalarında idi. Şayet._hnd_ilerîî İ veriyor: Hıçkırmıya başlıyarak — susuyor — Fakat kasara, bu kadar kişinin sık-!”* çarpacak olursa; hiç şüphesiz ki muy"H':“'u" a — Bahçede oduğunu zannediyorum. | genç adamın kendisine yaklaşan a)f D MA LAŞ LAR Z y gel * —e |kendilerini ezip geçecekti. — Hayır, mellâ! Oturunuz da çağırtayım. seslerini duyunca başını kaldırıp B7 — Onlar insana işkence yaparlar.. Genç adam telâşlı bir tavırla: lerinden yaşlar süzülerek K Bir Doktorun Haydar bey, bu büyük tehlike karşı- | yıfları ezerler.. — Hayır diyor, hemen gitmeliyim.| — Eğer istersen gene giderim ünlük P l ıı.n'da Tüştstyelini "“"“f'_n etmiş; ken-| — —— Bon onlardan kuvvetliyim.. ve Ben bahçede kendini görürüm, yor. Günlü BN T disinden bir kaç karış ötede bulunan | ,, en onlardan cesurum, mellâ! * Yan yana hastaneden - çıkarla Notlarından €) kumandan Osman paşa ilearkadaşları| —— gi l a A kadar bir cin veya| Bahçede bir kaç basamak merdiven-| genç kadının elini sıkı sıkı a na: """ ——— ——— İle çıkılan sedde, çamın altındaki is -| tutan genç bir adam: < j Vücudün mikroplara CASKSUI var) ; J| kemlelerden birinde hastabakıcı kadın| — Tevekkeli değil diyor. Hastabaki ea x —— NöLlelfçi yalnız başına oturuyor, ellerini çene -| oımı o kadar seviyordum, ve.sesi 30 Karşı müdafaası (AX Gemlel eei Ştreği: iczanel İsine dayamış, gözleri dalgın, çok düşün-İnin sesin olduğu için, dalma konüf Bir mikrop ber hangi bir şahıstan baş- || — (2) Direğin ortasındaki çanaklığın aneler Tei Bir at vaği : Külğ aüRüüaK A ka birisine intikal ettiği vakit derakap | elt kısan, I.ı.uııı-ı': EECENEALENERN — Bayan Fatma.. Genç kadın gözleri derin bir saâ ' G *““u;,“î;;dîîğ“m"b;îı; B a e ae ee Sratali Bar (e - || — Hastabakıct bindenbire ürpererek el-| içinde parlıyarak'ona bakıp: d'jh Bu mücadelede vücudua müdafnası ga- İktisadi tahdidi teslihat kisi. Fenerde: (Hüsameddin). Şehre - ||lerimi göğsüne götürüyor. Arkasından | — Ben de yavaş yavaş onu kıskâ l Jebe çülarsa mikrop mahvolur. Hastalık- || a n mininde: — (Hamdi). 8 âynt ses tekrarlıyor: mıya başlamıştım zaten diye, cevap * tan korunmak şansı çok alur. Bir çok se (Baştarafı 3 üncü sayfada) umatyada: — Rayan Fatma.. riyor. bepler vardır ki vücudun müdafaa kuv Umumi şeklile çok mandiki görünen İ Hatih. 8) yetini kırar, yorgünlük, uykusuzluk, ke- | bu mucize nasıl tahakkuk ettirilebile- | ::n:rîğ::mdmhm'r:mmmlî:l’xîıî cektir? Bu mukadder sual hakkında met gibi şeyler vücudun müdafaa kud- tetini kıran sebenlerdir. Dalma vücü - dun müdafaasmı kuvyotli bulundurma - Za Çâlıtinız. Bu her türlü hastalıktar korunmak için en esaslı teminattır. ——— Sonra kumlar çıtırdıyor. Şimdi genç| - Hastanenin pencetresinden kendilt | adam onun karşısında, elleri'!e iyice yü-| rini gülümsiyerek seyreden doktor” Üzünü kapatınış, ağlıyan hastabakıcısı -| farkında olmadan birbirlerine sokulâ en bür hay-| tak, bahçeyi sür'atli adımlarla ter: zünden çe- | yorlar. birdenbire kahverengi gözleri bü- ü sapsarı geciye doğru bir tıp kekeliyar: BB M z ; gatı. Bakırköyünde: İBiâl. henüz kanaat uyandırıcı bir cevap ve-|| -Beyoklu ciket'na- ren yoktur. — Selim Ragıp Emeç Tünelbaşında: (Matkovle! g ksekkaldı- bi KA H sslin — |İ samda: cvnz N (Mer -| n h ker. Ta Koemal - Rebal). Şiş « |i k || fide: (8axk Merkezi, Bez ta: (Sü « || vüy «r Dr. HORHOPRNİ <a | (a ' İkaç a0 Yarınki nuslamızda : (© ra .mıı:ı'v Uydar, yabus | B Eminönü Eczanesi yanında her İğ! İ — prmek sendin! Hastabakıcım sen: ş.'l' bir at vapır vapını, Bhu- CEDEK BECiCAR ar d n üY giştk gün akşama kadar hastalamsı M İ an Ha lli Yazan: Karel Çapek l&. kabul ecer. Tel, 24131 | Genç kadın yavaşça ayağa kalkıp o- » iiyç