SON POSTA 1 dinler gibi ariz ve geçiriyor, değerli zade Nurettin, uçucu kokluyor, e, peşinde plâ- valandı. Sür'ati, —tayyareder. olan pulânörün tekerlekleri- yareden evvel yerden kesmişti. alanan zarif plânör, tıpkı parlak reye, ve peşine telle bağlayıp sürükilediği plânöre bakarken gözümün önüne bir karı koca geldi: Tayyare, homurdana homurdana i- lerleyen hiddetli bir koca, ve plânör, yani «dişi tayyare» onu sessiz sadasız takip eden itaatkâr bir zevce! Bu ilk uçuştan sonra, gözler hava- | dan uzun müddet inmedi. Tayyarecile- | rimizin havalarda rdikleri tehli- keli meharetler, plânörcülerimizin, ka rkulan — hareketleri, ve pâr: lerimizin boşluğa — kahra. manca atılıp yere doğru süzülüşleri, zevk, iftihar, ve itimad veren nâmüte- nahi bir heyecan içinde alkışlandı!.. Paraşütçüler yere süzülürlerken, , | lıkla ki l | bilet al reketini ona göre tanzim ederek Sirke- ci garına ve yoldaki istasyonlara koş- tu. Sazt dokuzdan sonra Sirkeci garı ömrümde tesadüf etmediği bir kalaba- laşmıştı. Yaklaşıp gişeden değil, Ancak cümle kapı- sından girmek bile kabii değildi. Bile- tini alan istasyona çıkıyor, kalabalık o kadar çok ki fazlalar hat boyuna ya- yılıyordu. Polisler halkı rayların üze- rinden çıkarmak istiyor, fakat binlerce kişinin teşkil ettiği kitleye dert anlat- mak kabil olamıyordu. Bayılanlarla a- yılanların, ayağı ezilerek — yelrlerde kıvrananların bağırmaları bin bir ka- fadan çıkan seslere karışıp gidiyordu. İlk tren, ilân mucibince 7,35 de kal- kacaktı. Fakat ancak bir bay huy için: de dokuzda kalkabildi. Bundan sen- ra tren doldurulduğu halde bir türlü işaret verilip kaklırılamıyordu. Yerde kalan halk ellerinde biletler, şimendi- fercilere bağırarak: — Ya bizi de alırsınız, ya da treni yollmayız.» diye hat boyuna diziliyor- lardı. Sirkecide bu hal olurken Kum- kapıdaki trenin de başına ayni âkibe- tin geldiği haber gftındı, Telefonlar ya- Bayor, istasyonlarda binlerde halkın biriktiği bildiriliyordu. İzdihamı önle- mek iİçin civardan zabıta — kuvvetleri yanımda bulunanlardan birisi, yanın- dakine: — Ben, diyordu. Paraşütçü olsam, merdivene hiç ayak basmazdım! — Neden? — Apartımanın damına çıkar, şem- sgiyemi açıp kendimi aşağıya koyuve- Tirdim! toplandı. Emniyet Müdürü Salih Kılıç .da Kumkapıya gelerek bozulan intiza- Yaı temine çatışıyordu. Bundan sonra trenin birisi ancak 12 den sonra hareket edebildi. Demiryolu idares! izdiham karşı- gında bir kaç tren daha kaldırması icap ederken bunu yapmadı. Halk da yol- Jarda döküldü kaldı. Numaralar bayramın, neş'esin! büs- bütün arttırdı. Tayyarecilerden birisi, uçuşa hazırlanırken, meşhur bir Bek- taşi türküsünü okuyordu: Kâh çıkarım gök yüzüne, Seyrederim âlemi, Kâh inerim yer yüzüne, Seyreder âlem beni! Gülüyorum ve: — Anlaşıldı, diyorum, artık Bektaşi nefesleri, tayyane marşlarına karıştı!. “Ahali arasında, sevinçten ve sevgi- den, tayyareleri, okşayan- lar hattâ öpenler bile var. Bir tayyare Çavuşu onlara: Bir ihtiyar, sevimli, samimi bir asa- biyetle cevap veriyor: — Neden sürmeyecekmişiz? Elimizi de süreriz, yüzümüzü de, gözümüzü de, g.kmem, tayyareye karşı ruhlarımız- "& Avrupa, emin ellerde bulunuyor. da yerleşen sevginin hudutsuzluğunu tarif için, bu cevaptan daha belâgatli|ie. menfi surette karşılanmıştır. Yani bir cümle bulmaya imkân var mı? Naci Sadullah Trenler halkı nakledemedi hava bayramını seyretmek ye gidecekleri götürmek yollara Avrupa hattı i ilânlıi — Rica ederim, diyor... Ellerinizi| sirlerde bulunmağa devam etmekte - " İzaretinin, Alman cevabını müayyen saatlerde | tekilde karşıladığını kaydettikten son- ı ilân etti. Gazete- |a bu cevabın nazik bir lisanla kaleme arı okuyan halk kendi ha-lalınmış olduğunu tasdik ey! - — —e aa Bu vaziyet üzerine şimendifer ida- resine telefonla müracaat ettik. «— Bugün çok meşgulüz, size cevap yeremiyeceğiz. Yarın müdüriyetle te- mas edersiniz» denildi. Garp Paktı Fransızlar Alman cevabını menfi surette karşıladılar Paris, 14 (A.LA.) — Garp paktı meselesi hakkında gazeteler uzun tef- dirler, Echo de Paris gazetesinde perti - nax, diyor ki: «Musolini, bir mevi dörtler misakı- nın yüksek hakemidir. Söylediğine gö 'akat Paris ve Londrada mukabil pro- bu proje kabul edilmemiştir. Almanya yı kendi tasavvurlarını meydana çıkar- mıya mecbur etmek siyaseti terkedil- memiştir.» Bayan Tabowis, Fransa hariciye ne-| menfi bir lemektedir. Kız kaçırma yüzünden Bir muhtar öldürüldü (Baştarafı 1 inci sayfada) Bu havalide âdet budur: Evlenecek kız kaçırılır ve kız tarafile uyuşulup nikâh merasimi bitinceye ve evlenilin- ceye kadar kız komşulardan birisine bulunduğu evin semtine uğramaz., kendi evine de gitmez, başka evde mi- safir kalır. Beşir de kendisine kaçmış olan Saminin kız kardeşini bu âdete uyarak Süleyman ismindeki komşu - suna emanet etmiştir. Diğer taraftan Sami hemşiresi Mak- bulenin Beşire kaçtığını ve Arap çift- Süleymanın evine ema - gini öğrenince kızın dayısı Ha tip köyünden Hakkıya ve Sarayyeri köyünden Tevfikle diğer arkadaşları- na haber göndermiş ve bir kaç gün ev- vel hepsi birden Arap çiftliği köyüne gidip Süleymanın evine bir baskın yap mışlar, kızı yalınayak önlerine katıp gece karanlığında silâh ata ata yola ko yulmuşlardır. Buralarda kız kaçınlırken silâh at- mak âdettir. Fakat bu arada hep bir a- ğızdan bir de kız kaçırma türküsü söye lenir, silâh sesini işitenler kız kaçırı « hyor sanmışlarsa da kız kaçırma tür - küsünü duymayınca neye uğradıkları- ni anlayamamışlar, evlerinden — dışarı ya fırlamışlar, devamlı ve bir müsa - demeyi andıran #silâh seslerini sesle « balşlesdir. Nihayet bir aralık silâh sesleri max na olunca herkes öğrenmiştir ki kö yün muhtarı Musa silâh seslerini işi - tince evinin önüne çıkıp ne olduğunu anlamak istemiş, silâh ata ata ilerleyen bu grupu görünce: — Durunuz, bir şey söyleyeceğim, ben muhtarım demiş fakat gruptakiler Musanın kızı kaçıran Beşirin amcası olduğunu bildikleri için: — Bakındı hele, Daha lâf ediyor diye tekrar silâhlarını patlatıp yollarıs na devam etmişlerdir. Fakat bu pat - lJayan silâhlarla muhtar Musa karmın dan yaralanmış, Bolu memleket has tanesine kaldışılmış, arada kendisine ameliyat yapılarak kurşunlar karnın- dan çıkarılmış ise de muhtar ölmüş - tür. Bu işin Makbulenin evlenince mi - rasını a) korkularak yapıl dığı'tahenin edilmektedir. Hâdiseyi ya panlar 3 gün sonra gizlendikleri yer - lerden çıkarılarak — yakalanmışlardır. Kızın meydanda bulunmaması da en- dişe uyandırmış, fakat biraz sonra kı- zın dayısının köyünde olduğu anla - şılmış. o da meydana çıkarılmıştr. Muhtar Musa herkes tarafndan se- vildiği için bu feci âkibeti herkesi ağ. latmıştır, Milli roman Silâh başına! No. 10 tisi hiç şüphe yok geride bıraktıkları 'balonları vaziyetin değiştiğini keşfe - sevgililerdi. Hemen hepsi ya evli, ya nişanlı idi. Evli ve nişanlı olmayanların da hayallerini dolduran birer — sevgili mevcuttu. Düşman karşısında her dakika bir şarabnel ve mermi yağmuruna, bir ha- | Bürhan Cahit — Hiç inanmadım.-Siz bir kere ka-| Şimdi bir başka arkadaşlarına, arala.- dın mektubu yazmasını bilmiyorsu -'rmda olmayan yüzbaşı Arife böyle bir 4 nuz. Hanginiz yazdıysa kıvıramamış,|mektup göndermek için kumpas ku -|her-gün bir taarruz emri Bekliyerek muhakkak sol elile yazdı, mahsus bir kaç imlâ yanlışı da yaptı. Halbuki ka- ruyorlardı. Hepsi de ona ait bildiklerini ortaya mımın imlâ yanlışı yapmasına imkân |dökünce yüzbaşı Arifin İstanbuldaki yok. Falsoyu oradan verdiniz. Yalnız | vaziyetini, samimi dostlarından akra- şu Esat bey meselesini nereden öğren- |basından bal diniz kuzum. Yüzbaşı dudaklarını büktü: — Kaç kere kendin söyledin yahu. hsettirecek kadar mevsuk bir mektup yazmak imkânı hasıl ol - du. Fıkır fıkır gülerek bu mektubu uy- İneboluda beraber konuşmadık mı ? |durmak için fırka yaverinin - odasıma Mülâzim Fikret hatırladı. Hattâ Sa-| girdiler. karv>da ve burada bir çok defalar İs - tanbuldan bahsederken bütün den de İstanbuldaki dostlarından bah- setmişlerdi. cephe| Cephe hayatı böyle dertleşerek, şa- arkadaşları gibi birbirlerine ailelerin-|kalaşarak geçiyordu. Cepkeleideki kıt'alar birbirlerinden ozak mesafelerle mevzi almış olmalı- Birbirlerinin eşini ve dostumu, hattâ|rıma rağmen genç zabitler sık sık top- hasımlarını, akrabalarımı o kadar iyi|lanıyor. Aralarında eğlenceler öğrenmişlerdi ki böyle samimi görü -|ediyor ve İstanbula, memlekete, vazi- şen bir aile mektubu uydurmak kolay|yete dair çene çalıyorlardı. Lir iş olmuştu. Konuştukları mevzuların en haya- va bombardımanına hattâ bir mazgal | infilâkıma maruz iken bir saniye bncn neş'elerini kaybetmiyen genç Zabitler kestiremiyorlardı. yaşıyorlardı. Ağustosun yirmisi olmuştu. Geniş bir cephe üzerine yayılan pi- yade ve topçu ve süvari kıt'aları arasıra yapılan topçu dücllosu, piyade ateşi ile dümanlarını kaybetmiyerek muntazam keşif hareketlerile düşman mevzilerini, ve düşman gerilerindeki menzil ve ih- tiyat mevkilenini tesbit ediyorlardı. Bir kaç gündenberi cephe gerisinde her zamankinden fazla bir hareket baş- lamıştı, Bir kaç hafta evvel mülâzim Fikretin lâtife olsun diye arkadaşlarına verdiği haber de doğru idi. Ağır topçu mevzii değişmişti. Süvari fırkası sol cenah ilerisine ha- yeket etmişti. Bütün bu hazeketler, manevralar geceleri oluyordu. Düşmanın keşif tayyareleri ve sabit | yüksek eserlerinden biri idi, misafir olarak bırakılır. Evlenecek er- kek de düğün yapılıncaya kadar kızıri «Son Posta 7 nın (Gönül İşleri) sütununu idare eden (Teyze) bir- Anket - açıyor -Beğendiğiniz kadın tipi nedir? ğ Çehresi, tabiati, bilgi derecesi 2 -Beğendiğiniz erke tipi nedir? Çehresi, tabiati, meslek ve san'ati Anketi açan (Teyze) yi dinleyelim Gün geçmiyor ki kadın veya | genç kmlar birlikte yuva kura « erkek okuyucularımdan gu meâlde | cakları erkeğin nasıl — olmasını istiyorlar? Öyle ümit ediyorum ki eş nasıldir? Delikanlılar — hayat - larını birleştirecekleri genç — kızın, Son Posta, (Teyze) nin ıııııuiıı:'nı-lluıh cevapların hepsini ğı gibi Neşredeceği her cevap Sahibine “bir de Hediye verecek veya bu hediyeyi adresine yollayacaktır. Bundan başka neticede cevabı en çok boğenilenlerden: Birincige: 50 lira İkinciye : 25 lira Üçüncüye: 15 Ura Mükâfat verecektir. “Cevaplar 80 kelimeyi geçmeyecek, geçere bu miktara — indirilecektir | 3önderilecek zarfların üzerine ( Gönül İşleri - Anket) kelimelerim yazmayı unutmayınız ! / Bügünlerde Ankara gazeteleri PAE lüneiyzeleiz küpunlağın Curkayada Zai Cephe içinde ve cephe gerisindellere bir çay ziyafeti vereceğini M? birdönbire başlryını b Baramab tare:|direrken Başkumandan. bir gece M tti böylle'bir Üzereiz Küreketinş bar | Xalaratan olacebille Yayekai MA Zarlık olduğu anlaşılıyordu. ve bütün gecetoz çölünü ı/ Fakat istikameti, siklet merkezi ne-|Konyaya inmiy ve oradası garp *? resi idi, hesi karagâhına geçmişti. Bunu cüzütam — kumandanları bile| — Başkumandanın hareketi © B; gizli tutulmuştu ki ileri gelen bir i& Başkumandanlık, büyük erkânıhar-|devlet erkânı, meb'uslar bile onüf biye derin bir sükünet içinde plânını |18 Ankarada bulunduğunu zan! tatbike başlamış bulunuyordu. lardı. Büyük Başkumandanın ağustosun| — Zaten bütün hazırlık tertibati 'jl y ilersindeki «Şuhud» köyüne - geldiği| altında ve köylerde istirahat haber alınmıştı. Fakat bunu ancak ku-| 4, Taarruz plânının esası şur idi: Müstakil topçu fırkası yaveri birim- ’ ci mülücine Fit de kamnadamı y) AUK kavvutie çalışırkenı aldığı emir mucibince başlar| lduğu kadar'diş tenahında t0P'S v yan hareketi em yakm arkadaşlarmdanı| t münesile BK imha n L Cei 21 ağastoo gecesi bütün komandan-| — Pusun içn mevillik lar garp cephesi karargâhı olan çadırlı| yet asli kuvvetleri düşmanın ©— n toplanmışlardı. sağ aai ruz plânı harita üzerinde son dela ola- rak gözden geçirildi. 'pınar hizasına kadar olan sahadâ ÇArkası Vaf — 'yirmi birinci gecesi Konyadan Akşehir | yapılıyordu. Gündüz kıt'alar h mandanlar biliyorlardı. ninda büyük hazırlığın tatbikatı için | Cephesinin bir Çenahında ve mü bile gizleyordu. yapmak. ü ordugühta Orada taar-|rahisar cephesinde bulunan gurupu cenubunda Akarçayla rof' Taarruz plânı tabiye fenninin en|lamak. «« tti