15 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa 'Boğazı diriltmek için Boğaza rağbeti arttırmak için tedbirler alınıyor Şirketi Hayriye yeni .tenzilâtlı bir tarife hazırladı. Boğazda ev yaptıracaklara şirket üç senelik meccani paso verecek Boğaziçinden güzel bir görünüş Son seneler zarfında gitgide sönen Boğazı tekrar rağbete kavuşturmak için Şirketihayriye mühim kararlar vermiş bulunmaktadır. Bir nisan 1937 den itibaren tatbikı na başlanacak yeni tenzilâtlı tarife ve Boğaza gidecekler için temin - edilen bir takım kolaylıklar Şirketihayriye - nin düşünmüş olduğu başlıca tedbir - lerdendir. Hemen bir asra yakın bir zaman - danberi, Boğaziçinin imarına hizmet eden Şirketihayriye, umumi harp es- nasında milli vazifesini yaparken çok sarsılmış, ve o geçtikten sonra da git - gide sönen, Boğazı diriltmek için yap- tığı gayretler, lâzım geldiği gibi bir netice vermemişti. Halk bilhassa buhrandan sonra, yol paralarına dayanamamış, hayat farki- le vapur biletleri için sarfettiği parayı ev kirası yaparak işinin, civarına git - mişti. Hayat şartları da değişmiş, eski bü- yük konakları dolduran âileler parça- lanmış, aile küçülmüş ve o konakların ıdaresi de güçleşmişti. Hizmetçi tutmak istemiyen ve koca- larının işleri yanında, çocuklarınım, mektebi civarında apartımanlar tutan ev kadınları, hem kendi işlerini ken - dileri görüyorlar, hem de erkekleri öğ- le yemeğine eve geliyor, ve hem de is- tedikleri şeyleri şehirden kolay teda - rik ettikleri için Boğazı terkediyorlar- dı. Bütün bu sebepler Boğazı yıkmak için kâfi gelmişti. Şirketihayriye tenhalaşan bu dünya cennetini şimdi tekrar canlandırmak için meşkür gayretler sarfetmeğe baş- lamıştır. Evvelâ kendi tezgâhlarında yeni vapurlar yapmağa başlamış ve bu süretle uzun süren yolculuk müddeti- ni kısmak çarelerine baş vurmuştur. Bundan başka yeni tatbik ettiği tarife- de de mühim tenzilât ve kolaylıklar göstermiştir. Fevkalâde tenzilâtı abonman kart- ları eskiden üç aylık iken şimdi iki ay- lığa indirilmiş ve Boğaz üç kısma ay - rılarak Vaniköy ve Rumelihisarına ka- dar olan ilk kısımda yüzde yirmibeş, Çubuklu ve İstinyeye kadar olan ikin- ci kısımda yüzde otuz ve Kavaklara kadar olan üçüncü kısımda ise yüzde otuz beş tenzilât yapılmıştır. Bu üçüncü kısım için kış aylarında tenzilât miktarı yüzde kırka iblâğ e - dilmiştir. Bundan başka Beylerbeyi, Çengel - köy, Vamiköy iskelelerinden köprüye gidip gelme alınacak biletlerin birinci ve ikinci mevkilerinden birer ve küprü den bu iskelelere alınacak kezalik gi- dip gelme biletlerin birinci mevkiin - den 3 kuruş, ikinci mevkiden yüz para tenzil etmiş ve bu tenzil ile işbu ıs - keleler gidip gelme bilet ücretleri noktasından Üsküdar ve Kuzguncuk ücretlerile müsavi dereceye indiril - miştir. Kanlıca Çubuklu ve İstinye iskelele- rinden köprüye ve köprüden bu islse - leler için alınacak tek biletlerin birin- ci ve ikinci mevkilerinden ikişer ve gne bu iskelelerden köprüye alınacak avdetli birinci mevki biletlerinden altı buçuk ikinci mevkilerinden beş buçuk kuruş ve Köprüden bu iskeleler için alınacak gidip gelme biletlerin birinci mevkiinden 7 ikinci mevkiinden beş buçuk kuruş tenzil edilmiş ve bu ten- zilât ile işbu iskeleler gidip gelme üc - retleri Kandilli, Anadoluhisarı ve F- mirgân ile müsavi bir dereceye indiri - lerek tarifelerde Yahdet temin edil - miştir. Bundan başka bitişik ve karşılık is- keleler ücretlerinde de hemen yarı ya- rıya tenzilât yapılmıştır. Araba vapuru tarifesi Araba vapuru tarifesinde de yüzde yirmi beşlten, yüzde elliye kadar ten- zilât yapılmış ve Yeniköy ile Beykoz ONUL İSLER! Okuyucularıma Cevaplarım Bayan (B. İ. K.) a: İstediğim malümatı ikinci mek - tubunuzda da bulamadım. Fakat satırlarınızın arasından &i - lıyorum ki bü erkekle bir kaç deu buluşmuş, bir kaç defa birlikte ge- zintiye gitmişsiniz. Bu erkek sizi seviyor mü, sevmi- yor mu bilmem. Fakat kat'iyetle e- min olduğum bir şeyi söyliyeyim: Bir erkek kendisile başbaşa gezin - tiye çıkan genç kızdan daima şüphe eder, ayni gezintileri daha sönra başkaları ile de yapıp yapmadığın: düşünür. birlikte kampa çıkan genç kızları bi- lirim. Muhit, ihtiyat ve erkek arka- daşlarının karakterleri onlara çık - tıkları şekilde geri dönme imkanını verirler. Karakterce biz de sağla - mız, fakat bir terbiyeden diğerine yeni geçtik, Bunu unutmayınız. İhgilterede erkek arkadaşları ile TEYZE Hayat bilgisi Bir gazetede bir havadis gördüm: Şişlide bir mektep varmış. Bu mekte - bi idare edenler talebenin hayat bil - gisi, ev bilgisi gibi şeyleri iyi öğren - melerine azami gayret sarfediyorlar - miş. Misa) de şu: Her akşam dördüncü ve beşinci sınıflardan iki talebe mektep - te kalıyor.. Mektebi süpürüyorlarmış. Gece saat on ikide evine dönen ço - cuğuna, annesi soracaktır: — Yavrum nerede kaldın? — Derste idim anne, — Ne dersi, bu saate kadar der5 o - lur mu? — Olur ya, hayat bilgisi dersi. Bay öğretmenin evine gittim. Bulaşıkları Sofra kurdum ve şimdi ders bitti, dön- * Yahut ta daha başka: — Bay Direktörün bayanı baloya gi- decekti. Bay direktör beni evine gö - türdü. Bayanın tırnaklarını manikür yaptım, saçlarını kıvırdım, elbisesini giydirdim. Bu sayede hayat bilgisi dersinden iyi not alacağım. Bir gün mektep talebelerini sokak - larda: — Filân mahallede, filân sosakta, fi- lân numaralı ev acele satılıktır. Talip - lerin falan mektebin öğretmenlerin - den falancaya müracaatları. Diye bağırırken görürsek şaşmıya - hm. Hayat bilgisi dersi görüyorlardır. * Öğretmenin ayakkabıları iyi boyan- mışsa kendisini tebrik edebiliriz: — İyi bir muallim olduğunuz belli, deriz, hayat bilgisi dersinde ayakkabı boyatmayı bile ihmal etmemişsiniz. * — Bunlara bir mükâfat vermeli mi? Dediler: — Kimlere? Diye sordum: — Hayat bilgisi dersi vermet ba - hanesile sınıf süpüftenlere, — Vermeli, dedim, mükâfat olarak bir süpürge sopası ziyafetini tamamile hak etmişlerdir, İMSET arasında da araba vapuru seferi ihdas edilmiştir. 1937 mali senesinden ilibaren Bo - ğaziçinde yapılacak yeni inşaat sahip- lerine de devletçe yapılan üç senelik vergi muafiyeti esasına Uyularak şir - ketçe de üç sene için hükmü cari mec- cani paso verilecek ve bu pasolar mülk sahibinin arzusu üzerine müsecce| icar kuntratosu görülerek müstecire de devrolunabilecektir. Yeni inşaat yapacaklara malzeme . leri ve kışın Boğazda oturanlara Türk antrasit kömürleri meccanen naklolu - nacaktır. Şirketihayriye Boğaziçinde rağbeti arttırmak için her cumartesi günü ha- leri de ihdas etmeği düşünmüş, ve v - cuz tarife ile cazlı, büfeli tenezzüh se. ferleri ihdas etmiştir. Altınkum plâj ve gazinosu ile Süt- Jlüce ve Yenimahalle tenezzüh yerleri de gene Türk vatandaşlarının istifade- leri için bilâistisna serbest olduğu için buralardan da gezme ve banyo için is- tifade edilebilecektir. Öz ve tam manasile milli bir halk müessesesi — olan — Şirketihayriyenin yaptığı /celbedeceğinden ve çoktanberi rağbet- ,ten düşmüş olan Boğazın tekrar can - Janarak eski halini alacağından Şir - ketihayriye bu yoldaki hizmetlerine devam ettiği taktirde şüphe etmiyo - ruz. Şopen piyano Müsabakasını kazananlar Varşova 14 — Beynelmile Chopin Piano müsabakası dün bitmiştir. Jüri hey'eti; gece saat 2,45 e kadar müza-« kerede bulunmuş ve bu müsabakaya iştirâ keden pianistlerin derecelerini tayin eylemiştir. Birinci mükâfatı Rus Jakov almış- tır. İkinci: Polonyalı Malceerzynski, üçüncü: İngiliz Dossorlance, LA aa Mart _::==w# Boğaziçini sevenler cemiyeti kurulurken... Birde boğazını sevenler cemiyeti kuruluyormuş! paşayı, bir Unkapanını | Bol bol cemiyetler kurulurken, niçin bir Bayram- Hasköyü sevenler cemiyeti kurulmasın ? sevenler cemiyeti, bir Şirketi Hayriye (Boğazı Sevenler) adlı bir cemiyet teşkil etmiş! Uzaktan kulağıma çalındığına göre bizim ya - zıcı arkadaşlardan (Hakkı Süha Gez- gin) in teşebbüsile yakında, bir de (boğazını sevenler) cemiyet. teşekkül yıkadım. Ateş yaktım, yemek pişirdim. | Cemal) i gibi İs- valar müsait oldukça tenezzüh sefer -| kolaylıkların halkı Boğaza| edecekmiş ki bu cemiyete girecekler arasında bizim Son Postanın (Said Hoca) sı ve (Foto h b:rçqk şikem - tanbulun meşhur perverleri varmış! Rahmetli Ahmed , Haşim sağ olsay- / dı, muhakkak © W: ';İ_'ğ-.ğ* da bu yen; cemi- yetin genel sekreterliğini —üzeri - ne çalırdı. Teşekkül edecek olan bu (boğazını sevenler) cemiyetini şimdilik bir tarafa bırakalım da gele- lim, asıl bahsimize: (Boğazı Sevenler) cemiyet: gibi gâa- liba (Çamlıcayı Sevenler), (Adaları Sevenler) diye birer cemiyet daha var. Üzüm üzüme bakarak kızarır! Dedikleri gibi yarın öbür gün başka semtlerde, başka muhitlerde de kendi semt ve muhitleri için böyle birer ce- miyet küracak olurlarsa o zaman sey- redin siz İstanbuldaki sem: ve mühit sevme . cemiyetlerinin bolluğunu! (Üskürar sevenler), (Kadıköyünü sevenler), — (Bakımköyü — sevenler), (Beyoğlunu sevenler), (Galatayı se - venler), (Unkapanını sevenler), (Sir- keciyi sevenler), (Beyazıdı sevenler), (Fatihi sevenler), (Aksarayı seven - ler), (Yenibahçeyi sevenler) gibi... Şakayı bırakalım amma İstanbul, yerine, ona gül de diyebiliriz - onun bir tarafını sevip te öbür tarafına yan bakmak olmaz. Bu mubarek şehir, se- vilirse ta Küçükçekmeceden Kavak - lara ve Pendikten Kemerburgazına (kadar hep birden sevilir. Sevilmezse de hiç sevilmez. Yoksa öyle bir ce - miyet toplanıp Boğaziçini, bir başka cemiyet toplanıp Çamlıcayı sevmeğe kalkarlarsa ö zaman İstarıbulun öteki semtlerini övey evlâd gibi boyunları bükük kalmaz mı? Eskiden (İstanbul Muhibleri cemi- yeti) diye İstanbulu topyekün seven bir cemiyet vardı. Galiba bu topyekün sevmenin İstanbula pek faydası do - kunmamış olmalı ki Nasreddin Haca- nin eski ayları kırpıp kıtpıp yıldız yaptığı gibi, şimdi onun yerine semt semt, muhit muhit sevme cemiyetleri kuruluyor. Ben, gazetelerde (Boğazı Sevenler) cemiyeti kurulduğunu okuyunca Tas- gelene sormağa başladım: , — Sen İstanbulun neresinı seversin, nerede böyle sevgi cemiyeti kurulma- sını istersin? Bu sorguyu sorduğum birçok kim - selerden almış olduğum muhtelif ce - vabları işte burada birer birer yazı - yorum. Sirkecideki Manastır lokantası sahi- binin cevabı: — Ben bayıma' söyliyeyim ki ben Bayrampaşayı severim. Bayrampaşa ki bizim hemşerilerin bahçeleri hep o- Tradadır. Oranın havası, suyu, manza- rası Debrede, İlbesanda bile yoktur. Ona sebeb şimdi İstanbulda bir de (Bayrampaşayı sevenler) — cemiyeti kurmalıdır. Ankara yokuşunda çayhane sahibi Şebisterli Bay Abbasın cevabı: — İstanbulun en hoş yerlerin - den biri Çak - makçılar yoku - şundaki — Valide hanının gepgeniş ve apaydınlık av- lusudur, Hele yaz günleri, orası Fir- devsiâlâya benzer. Ben oraya bayılı - rım, Onun için İstanbulda, bir de (Va- başlıbaşına, yekpare bir küldür; - kül| - Yazan: Osman Cemal Kaygılı lide hanını sevenler) cemiyeti kurul " malıdır. Alacahamamda kırtasiye tüccarla — İşte, adı bile üstünde: Hasköy! Has demek bil: - yorsunuz ki, ha- lis demek, karı - şıksız, hilesiz, hur dasız, — tertemiz, saf demek... Şu halde oraya vak- tile benim baba- mın, yahud ki —dedemin hatıra$i için — Hasköy — dememişler. Hef 4 halde oranın havası, suyu, manzaraSlı yiyeceği, içeceği hasmış ki oranın & I dına (Hasköy) demişler. Şimdi siğ söyleyin, Allah aşkınıza, şuracıktâr burnumuzun dibinde bu kadar hâfi bu kadar temiz, bu kadar güzel yer dururken daha uzaklarda sevile * cek yer aramağa ne lüzum var. Ba kalırsa İstanbulda asıl lâzım olan h ç miyet, (Hasköyü sevenler cemiyeti)* dir. Buraya gidip gelmek te hem Kü * lay, hem ucuzdur. İnsan hem vakittel hem de paradan kazanır. Gazeteci arkadaşlardan Şnmlıyll_“' ! cevabı: — Meşhur &€ lamdır azizim!: - «Langanınki Si: bi hıyar, Kum kapı gibi diyaf olmaz!» Bence Marmâ ) ra sahillerinin eıî_ ferahfeza bir mevkiini işgal € e Kumkapı için de bir (Kumkap! | maa Yenikapıyı — sevenler) yeti teşkil etmek gerektir. buna (Gedikpaşa ilen Samatya, ğ manastır civarlarını) da ilâve edeDi Balıkpazarında bakkal, Nevşehif Karayağızoğlu Bay Mavro Mihalin c — Sevilmek için buradan, şu görd j ğün canım Balıkpazarından daha E“ e zel ,daha münasib yer mi olur ki canım! (Elile ikisıralı dükkânları, yak ı)"" sokakları göstererek) kalabalık derf'd _ burada, alışveriş dersen burada, ceğin, içeceğin türlü türlüsü bura Üstelik yağın, peynirin, sucuğun, P” tırmanın, ciğerin, işkembenin, bahglğ etin, ekmeğin, yufkanın, limonur, Bi p takalın, elmanın ve daha sonra k_al”' komşumuz Misırçarşısındaki envall; şid baharatın türlü türlü rayihaw , burada... Hava dersen deniz altyâr' , mızda, yazın pufur pufur eser! ' zaraya gelince: Hele akşamları İ?7 kendisini sinemada sanır! el İstanbulda buradan daha dilbet * güç bulunur. İş bundan dolayı Bogâ; içinden evvel be evvel burada bif '" 4 lıkpazarını sevenler) cemiyeti top malı! Eğer ben bu sorgularımı daha âî: sa, daha çoğaltsaydım, kimbilir * 4 nekadar semtleri sevme cemiyetlerîi, nin kurulması teklifile karşııaşacak * Eğer bu sorgumu tutup Galata, Be zıd ve Kızküleleri bekçilerine de â,j müş olsaydım hiç şüphesiz onla alacağım cevab da şu olacaktı: , — İstanbulda birer (Gaiata, P© zıd ve Kızkuülesi sevenler) cemiy kurmak hepsinden daha Çünkü her üç kulenin tepesi , lun en harikulâde hava ve man7* ” 4 larına hâkim yerlerdir. Hatta DU "g miyetler, arasıra, mehtablı geet 4 « bu kulelerin tepelerinde parlak muıs' samereler vererek bütün halkın E lere karşı sevgilerini artırabilirler $ ©* d * H* Bakalım, Adaları; Çamlıcay" _B;ğ ü zı sevme ve güzelleştirme Cemü.'.lüş rinden sonra bu işte dördüncü beşinciliği, altıncılığı, yedincili&' leripi gi semtler alacak ve kendi sSeM' öi sevmekte, güzelleştlirmekte kiM - geçecek? (Devamı 11 inci sayfada) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: