İttihad ve Terakkide on sene Co ikinci Fısım No. 34 İHAN HARBİNİN SON PERDESİ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen — Yolda bir Alman binbaşısı “ Almanlar mahvolmuştur, düşmanlar bu fırsatı bekliyorlardı,, demişti Romanyalıların, işgal kuvvetleri azalmış olan Almanlara karşı ayaklanmaları ihtimali olduğu gibi, bizzat Almanların da Romanyayı bir anda tahliye etmeleri ha'ıra gele- bilirdi. Bunun üzerine, Tevfik Rüştü ve İsmail Müştak ile kısa bir istişareden sonra ilk vasıta ile Köstenceden hareket etmek lüzumuna karar verdik « Siz, diyordu; nasıl olsa gene ken-Jaçmıyan bu — Alman zabiti, bir er-| Almanlara karşı ayaklanmaları ihti dinizi kurtarırsınız, çünkü çarlık yı »| kânıharp binbaşısı idi. «Hiç bir ümit mali olduğu gibi bizzat Almanların da kılmıştır. Fakat, biz Macarlar için pe-|kalmamıştır, Almanya mahvolmuştur.| Romanyayı bir anda tahliye etmeleri rişanlık muhakkaktır.» Düşmanlar, bu fırsatı bekliyorlardı!»|hatıra gelebilirdi. Doktor Tevfik Rüş- Romanya karargâhından beklenilen|diye dertlerini döküyor, fena ihtimal-| tü ve İsmail Müştakla kısa bir istişare- cevap günde gelebildi ve herkese|lerin, fena sulh şartlarının hepsini sae|den sonra ilk vasıta ile Köstenceden ayrı ayrı birer hudut geçme müsaadesi|yıp duruyordu. Vukuat sonra göster-| hareket etmek lüzumuna karar verdik tanzim edilerek hep birden yola çıktık nüz tamamlanmamış Gellert otelinde toplanan muhacirler - evet artık mu- hacir ölmuştuk! - yola çıkarken bize ötel idaresi fena bir haber veriyordu: Tren yolları kismen yağan yağmur- lardan, kısmen de hatta yapılan — sui- kastlardan bozulmuştur. Seyahate de- vam edebileceğimiz şüphelidir. Dağ başlarında kalmaktansa Peştede bir gün daha durup vaziyeti görmek ha- yırlıdır!. Fakat, artık biz bu ahvali düşünecek Vvaziyette değildik, Yıkılan bir memle- ketin çatısı altına bir an evvel girmek, her şeye müraccahtı! Bunun için yola çıkmakta tereddüt etmedik. Bütün o- vaları seller ve sular altında bırakan tufanlı bir yağmur talihsizliği içinde, Demirkapı — istikametinden Tunayı, | ğildir. geçen tren, iki sene evvel muzaffer Al-| Hiç bir şey değil, fakat, felâketli bir man ordularının Romanyayı istilâ et-|neticenin timsali olmak itibarile pek tikleri geçitlere geldiği zaman, birden İçok şeydi. durdu. Buradan öteye, bir buçuk kilo- Yazık Tur“y. mahvolacak metrelik bir mesafeyi yaya olarak gi- decek ve orada bekleyen trene aktar-| Bükreşe yaklaştığımız sıralarda tre- ma edecektik! Hattın buralarda büyük |ne dolmaya başlıyan Romanyalılar, bir kısmı sellerle harap olmuş, vukuat bize yangözle bakıyaorlar, intikam gü- karşısında harekete başlıyan Rumenler nünün geldiğini hatırlatmak istiyorlar- bir köprüyü atmışlar, fakat henüz ken-|dı. İşgal ordusu kumandanlığının her dilerini bırakmıyan Almanlar çabukça nevi haberleri gayet sıkı bir köntrol al- İâzım gelen tamiratı yapınışlar, aktar-|tında tutmasına rağmen, Romanyalı- Ma şuretile olsun münakaleyi kesme-|lar her şeyi öğrenmişlerdi. Bir aralık, mişlerdi. Kuvvvtli ve çalışkan Alman-| trende ahbap olduğumuz bir Romanya ya, son dakikada bile sinirlerini bırak-| meb'usu her şeyi biliyor ve Romanya- mamış, karşısına çıkan müşküllerle|nın kurtulmak üzere bulunduğunu Uğraşıyordu! Acaba, düşmanın Bel -|söyliyerek sevinç gösterirken: grata girmek üzere bulunmasına rağ-| — Yazık! Şimdi Türkiye mahvola- Mmen; Almanlar son bir hamle yaparak | cak! Vaziyetteki ağırlığı — hafifletebilirler| Diye de bize acıyordu. Burüdaki Miydi? ayazık!» nezaket olarak söylenmiş bir Almanların isyam şeydi; hakikatte Romanyalı meh'us Arada bir düştüğümüz bu nevi ü « Mitleri de, aktarmadan sonra, trende tesadüf ettiğimiz yeni bir yolcu, Bük- Teşe giden bir Alman zabiti bir hamle- de yıktı: Garp cephesinde Alman as- kerleri, Kiel de Alman bahriyesi isyan €tmişler. — Almanyada — bolşeviklik tehlikesi başgöstermiş! Çenesini biçak Nöbetçi Eczaneler. Bu gece nöbetçi olam eczandler şanlardır : İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım), Bayazılta: (Ce- Mil), Şehremininde: (Nazım), Fenerde: (Vitali), Karagümrükte: (Puat), Samat- Yada: (Teofilos), Şehzadebaşında: (A- Saf), Eyüpte: (Hikmet Atlamax), Emin- Önünde: (Mehmet Kâzım), Küçükpazar- da: (Hikmet Cemil), Alemdarda: tEşref Neş'et), Bakırköyünde: (Merkez), tafsilâtını anlatmıyorum. Seyahat çan- talarını hamallar gibi — omuzlarına yüklenip bir buçuk kilometre yol yü- rüyen muhacirlerin hallerini tasvir et- medim. Fakat, nazırlık etmiş bir vali- sinden - Celâl bey bize Peştede yeni- den iltihak etmişti - siyast adamların- dan tüccarına, askerine kadınına ve çocuğuna varıncaya kadar bütün yol- cularile, bir milletin küçük bir nümu- nesini teşkil eden bu kafilenin © peri şanlığını hatırlamak ve hatırlatmak daima lâzimdır: Bir daha mağlüp ol- mamak için! Bu kafilenin gördükleri ve çektikleri bir harp içinde çekilecek ıztırapların ve bir mağlübiyet günün- de uğranılacak felâketlerin derecesini göstermek bakımından hiç bir şey de- Türk Avrupada gayet fena bir insan olmak üzere tanınmıştı. Yalnız, Ro - manyalı meb'usun memnun — olduğu bir şey vardı: — Çarlığın yıkılışı Türkiyenin ese- ridir; bütün şarki Avrupayı panslâ - vist kâbusundan kurtarmış — olmakla Türkiyö — şarkf — Avrupaya — pek büyük hizmet etmiştir; biz Rusya i müttefikan harp ettik amma, eğer Rusya galip gelmiş olsaydı Romanya da yok demekti. Şimdi Türkiye mağ- lâp oldu amma, hiç olmazsa onun ba- şında da çarlık tehlikesi yoktur. Dizosdu. Bükreşe sabahleyin geldik, Yolcula- rın bir kısmı yorulmuş, kadınlar ve ço- cuklar bitap hale gelmişlerdi. Her kes henüz vaziyetin ne derece- ye kadar vahim olduğunu iyice anla- İmış bulunmadığı için, bir kısım yolcur de> (Güneş), Topçularda: — (S; , porldia, || T gğ - : Taksimde: (Nizametsin), Tarlabaşında: || İar, bir gün olsun Bükreşte istirahat (Nihadi, Şişlide: (Halk), — Beşiktaşta; | etmek istiyorlardı. Halbukı, mem'eke- (Nati Halid) te ulaşabilmek hususunda bir gönün de büyük bir ehemmiyeti vardı. Kımıl: danmakta oldukları histedilen Roman: Boğaziçi ve Adalarda; | Üzküdarda: (Betimiye), Sarıyerı î:f'. Büyükadada: — (Halk), Talkı, &: 1A- Heybellde: bundan memnundu. Çünkü, o tarihte || (yalılanın, işgal kuvvetleri azalmış ol N, di ki bu Alman zabiti o vakitler çok|ve onun üzerine ben vasıtak — arama- Bugünkü Peştenin en güzel oteli olan |nikbin, imiş! ya başladım. ve o tarihte bir sene evvel açılmış ve he| Bu bozgunluk yolculuğunun bütün (Arkası var) Te BenmyenmnsöenecereenaeanenaReEnAREdanenenAa. Davetler : Egeliler gecesi Şehrimizde yüksek —mekteplerde bulu- nan Egeliler 20 mart cumartesi gecesi 'To- katliyan salonlarında bir eğlence tertip et- Mişlerdir. Bütün Ege gençliği eğlenceye da- vetlidir. Torosluların kongresi başka güne kaldı Toroslu gençler dün Halkevinde kongre yapacaklardı. Evin salonunda Yeşilayın ay- lık toplantısının yapılmış olmasından dolayı kongrenin başka bir güne bırakılması karar- laştırılmıştır. Kongrenin bırakıldığı gün ay- rıca İlân pdilecektir. İran konsoloshanesinde resmi kabul Alâhazreti Hümayun Şahinşah Hazret- lerinin doğumunun yıldönümü münasebeti- le martın 18 inci pazartesi günü (yarın) sa- at 11 de bir resmi kabul yapılacağından şeh- rimiz general konsolosu koleninin tebrikâ- tını kabul edecektir. Beşiktaş Halkevinde seçim Başiktaş Halkevinden: — Gösterit —şubesi komite seçimi pasartesi saat 19 da, DIL Ta- rih, Bdebiyat, Spor, Sosyal yardım şubeleri komite seçimleri salı günü saat 18 de, Ar, Kitapsaray Halk dershaneleri, Müze ve Ser. gi şubeleri komlte seçimleri de perşembe günü saat 17,90 da yapılacaktır. Şehremini Halkevinde konferans Şehremini Halkevinden: Şehremini Hal- kevinde Sah günü saat 17 de öğretmen İl- hami Cebeci tarafından memleketimizde iktısadi kalkınma, Zene aynı göce saat 18 de| Emin Âli tarafından 16 mart şehitleri adlı birer konferans verilecektir. Herkes gelebi- lir. Halkevi temsilleri Eminönü Halkevinden: Şabesi, Alayköşkü Dinmasında bugün saat 1430 da yalnız — talebeye ve saat (20,30) da a olmak Üzere (Kahraman) — piyesini EBu günkü Program 14 - Mart - 1937 . İSTANRUL Öğle Neşriyatı: - 1230 Plâkla Türk müsikisi. 1250 Hava- dis 13. Beyoğlu Halkevi gösterit kolu tara- fından bir temsil 18.30. Variyele Mmüziği: Ambasadörden naklern 1930: Konferanı: Ordu Saylavı Se- lim Sırrı Tarcan (İtalyada maarif), 20: Mü- İzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk mu- sikisi ve halk şarkıları. 20,30: Örmer Rıra ta- rafından Arapca söylev, 2045: Münir Nuret- tin ve arkadaşları tarafından Türk Musikisi ve halk şarkıları. Saat âyarı. 21,15: Orkes- tra. 22,18. Ajans ve borsa haberleri. '22,20: Plükla sololar, Gpera ve öneret parçaları. Yarınki Program 15 Mart 1977 Pazartesi İSTANBUL Öğle nesriyatı: 12.40; Plökla Türk musikisi, 12.50: Havadis 1305 Muhtelif L YE: İnkılâp dersleri üniversiteden naklen cep Peker tarafından, 18,30: Plâkia dans müsttisi, 1930: Çocuklara masal: İ. Galip Arcan tarafından, 20: Rifat ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 2030: Ömer Rıza tarafından arapça söyler, 26144 Safiye ve arkadaşları tarafından mirelkisi ve haik sarkıları, Saat ayar:, 9 Bahir tiyatmomı dram kızmi ( Riyolett: 187 Alanı ve baraa haberleri, 2230: Plâk- sololar, Opera ve öperet parçaları, r Evimiz gösterit aSeva. Bununla beraber asıl Maşüt - YALNIZLIĞA DAİR. Yazan: Efim Zozulâ Rusçadan çeviren: Alaz Dünkü kısının hulâsası mıştı: Her şeyden evvel izzeti nefsi kia İvan İvanoriç, hayli yaşlı olduğu hal- ru:mşfı. Sözü _d:_..n.ler.memf;li. En mu . ge hâlâ yalnız yaşıyordu, bu yalnızlık- | himmi de, bu işin tehlikeli oluşu idi. tan bıkmıştı. Kendisi, taşrah atlesil Bu işte, hiç beklenmedik bir surette — nezdinde üdeta büyülü bir zengin Ve| sona erdi; bir gün Maşütk, Gevi yanına varılması güç bir adamdı. İvan 1i bir halde evine ?:ıâı Tei İvanoviç bu akrabalarına bir mektup a AĞ Şi e yazdı, yeğenlerinden Vasütka'nın ken- | teki Ustalığına mükâfaten — kendisine di yanına gönderilmesini rica etti. De-| hususi bir oda verildiğini amcasına müjdeledi. Maşütka hem amcasını ku- Hkanlı geldi. Vastitka sinemalara tiyatrolara dâ- |caklıyor, hem de eyaşadık, değli mi — | amca» diye söylenip duruyordu. dandı, fakültelerden birine girdi, spor Amca yeğenlerini, şimdi artık, an « klüplerinden birisine yazıldı, ve bu İş- ler için amcasından izin bile almadı. İ cini, ş ) &n K Bir yıl geçtikten sonra, Vasütka'nın â- |cak mezuniyet günlerinde güı!bı!ıyoı-_,, #ık olduğu da anlaşılmıştı. Vasütka ge- |du, Böyle günlerde onlar amcalarınt | celeri de eve gelmiyordu. Nihayet Va- | (öirler, muvaffakiyetlerinden heye * Sütka faküllare yükm D Deniimz | Sanlı bir dille saatlerce bahsederlerdi. kalmıştı Bazan da, amca, küçük odasında onlara bir ziyafet çeker; oda şen kahkahalarla dolup taşardı. Fakat sabahleyin gene yalnızlık başlardı. Artık Yaroslavsiğ İvan İvanoviç bu sefer kardeşinin kızı olan Maşütkayı getirtti. vilâyetinden çağırılacak kimse de kalı mamıştı. Arkasını bu nüshada takip edinlz. Kızcağız orta mektebi yeni - bitirmiş.. Bir gün - bu da farkı! Böyle bir saadeti hatırına bile getirmi- yormuş. İvan İvanoviç Maşütkayı davet etti. İki hafta sonra amcanın odası gene şenlendi. Bu defa fazla olarak pence- relerde perdeler, yerde halılar, duvar- larda muhtelif tablolar peyda olmuştu. Maşütka on sekiz yaşında idi. Çok şen> di, güzeldi, munlazam bir yücudu var- dı. İvan İvanoviç bu cici yeğenine şim kadar 1 alup ta kiymet verme- diğine cidden hayret etti.. Kız, en ba - sit şeyler için kahkahalarla — gülerdi. Hele amcasına neler yapmaz, ona ne ihtimamlar gösterirdi. Kız, amcasına yeni bir yazı masasi tedarik etti. Kendi yattığı kanapeye çeki düzen verdi. Ö - nüne bir paravan çekti. Çok geçmeden memleketteki bütün tanınmış paraşüt- çü kızların resimleri başucunda sıra - lanmağa başladı. Amcı D den döndüğü zamı timamla hazırlanmış yemek başında, kendisini bekler bir vaziyette bulurdu. Telefonun yanında bir def - terle bir kalem peyda olmuştu. Bura, eğri büğrü bir kâdın yazısile o gün için İvan İvanoviçe telefon edenlerin isimleri, hangi İş için telefon ettikleri muntazaman kaydedilirdi. İvan İvanoviç mes'uttu, bahtiyardı. Akşamları evine döndüğü — zamanlar başını pencerelere kaldırmağa bile lü- zum görmezdi. Çünkü beyaz perdelerin ya pembe ve yahut mavi bir ışıklı dınlanmış olduklarını gayet İ: ©, her gelişinde bu çok Pasta, vı çikolala getirm nutmazdı. Bazan da bililtizam eve geç dönerdi. Bu hallerde yeğenini uyumu; | bulurdu, Bu zamanlarda yavaşça kâ - Piy! açar, odaya girer, usulca elini pa- nanın arkasına sokarak yeğeninin | $ masasına getirdiği pastaları bırakırdı. Fakat Maşütka bu sessiz hareketlerden na varmadan » büyüyen iş- olmuştu - İvan İvanovi leri karşısında kendi bilgisizliğinin 'de göze çarpmmağa başladığını — farketti, Eenebi dillerden hiç birini bilmiyor » du. Sonra yeğenlerile karşı karşı gel diği zamanlar diğer bilgi noksanları da meydana çıkıyordu. Esasen Maşütka da ona, şurada burada vakit geçire « ceğine geceleri evinde ok! Bul olsa daha iyi edece; nlı da tavsiye — * anlının odası da yoktu Sayet amca itiraz etmiyör « anlı eskiden kızın yattığı atabilirdi. Bir kelime ile bu ilgili, iyi bir delikanlı idi, * İvan İvanoviç dairesinden çıkınca evine gitmekte acele ediyordu. Vakıa odasının pencerelerini ekseriya karan- hk buluyordu. Fakat o şimdi bundan — memhundu, Çünkü hiç olmazsa, Sı gey'in - şu Maşütkanın tavsiye ettiği — muallimin - gelişine kadar derslerini hazırlamak imkânını bulacak demekti. — Bu Sergeyin hiç te şakası yoktu. Bir gün evve|l verdiği dersin hemen ertesi gün bellenmesini isterdi. Bu Sergey, ne İvan İvanoviçin yaşını nazarı itibara alıyor, ne de onun odasında yattığını, dolayısile ona Minnettar olması lâzım -| geldiğini hesaba katıyordu. Sergey, — . |sözünü esirgemiyen bir adamdı. Fara- Za İvan İvanaviç o gün içiti dersin! ha- mamış ise, Sergey hemen alt du- sarkıtır: Azizim, bu hiç bir şeye benze « mez!.. Dersle şaka olmaz.. Bir insan dersini vaktinde yapmalı, diye acı acı enirdi. v İvanoviç bu sözlerden - hem de — arak - korkmağa başladı. Şim. — c bile uyânır, mahmur bir bakış ve mn!d arlık İvan İvanoviç ciddiyetle dörse Bir gülümseme ile amcasına teşekkür | lerine çalı: . Hem de büyük bie — ederdi. riddiyetle, Hayat, farkına varmadan geçiyordu. T y Müşsülka ü UK Ka | Yarınki nushamızda : rın: bitiriyondu. Kız, bir işe girip ça - lışmak niyetinde idi. Fakat amcası bu Na Tazı değildi. Boşubaşuna yorulmak- ta ne mana vardı: Tahsil ona kâfi idi. İvan İvanoviç yeğenine sık sık rob- lar, entarilikler getirirndi. Maşütkanın hiç bir şeye ihtiyacı yoktu. Sonra, am. cası yeğenini pek te sıkmazdı. Kız iste- diği zaâamanlar arkadaşlarına gider, ar- kadaşları da onu ziyarete gelirlerdi. Böyle günlerde amcası yeğenine bir © mile olsun diye bililtizam eve geç dö- nerdi, Telefonun yanındaki defterde yeni yeni numaralar peyda olmağa başla -« mıştı: Falan ve filün numara - yanın - da bir isim «Leo falan ve filân nu. mara - yanında bir isim «Slava», Şu ve şu numara - yanında başka bir isim ROBOT Yazan: Pierre Daminigue Çeviren: Nurullah Ataç TAKVİM kayı alâkadar eden şey parsı tü. Bu keyfi sında ciddi b ca bi A çülük- amca ile yeğen ara - âf mevzuu idi, Am- de idi. Fakat bu işte yeğeni Üzer i nüfuzu pek zayıft Maşütka paraşütçülük mektebine g bir kaç atlama bile yapmıştı. Gi sünde, ustaca atlamalara karşılık ka ndığı madal ır Çoğalmağa başla - işi 11128 23 Nisan Çocuk bayramı haftasının ilk günüdür. Yavrularınızın bayramı için hazırlâhınız. İvan İvanoviçin bayağı canı sıkıl -