Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS 14 MART 1937 PAZAR 6 ıncıda : İstanbul şehir meclisinin tabir: Fakir kime derler? tarifini istediği bir ON SEKİZİNCİ YIL. No: 5611 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Hatay anayasası biri bildiriyor : Cenevrede türk projesinin ilk tetkiki dün bitirildi Komite türk projesinin ilk tetkikini bitirdi. Bu sahada yapılan müzakere, anlatma, tenvir etme ve fikir teatisi h- dudunu geçmediği için, çok şiddetli münakaşalara rağmen, hiç bir meselede henüz karar verilmiş değildir. Komite yeniden Sancağa ilhakını istediğimiz üç nahiye ile İskenderunm limanı ve yerli polis ve jandarma kuvvetleri hakkında görmenleri dinlemiştir. Para, gümrük, ekalliyetler, askerlikten tecrid ve mahalli polis meseleleri hakkında türk- fransız mütehassısların iştirakile milletler cemiyeti mütehas- Hiç bir meselede henüz karar alınamadı Fransızlar mukabi Cenevre, 13 (A.A.) — Anadolu ajansının hususi muha- dinliyecektir. bir proje verdiler sıs dairelerin yardımı ile teknik hazırlıklar yapılıyor. Fran- sız mütehassısı bugün bir mukabil proje esasları metni tevdi etmiş ve komite tarafından bu sabah gözden geçirilmiştir. Komite, pazartesiye. görmenleri dil meselesi hakkında Fransız Hariciye Nazırı Elçimizle konuştu Paris, 13 (A.A.) — B. İvon Delbos Türkiye Büyük Elçisi B. Suad Davaz'ı kabul etmiştir. (Bayır, Bucak ve Hazne nahiyeleri hakkındaki yazımız dördüncü sayfamızdadır.) Başbetke : Türkçe konuşma Falih Rıfkı ATAY Parti Genel Sekreterliğinin türk vatandaşlarından türkçe bil- miyenlere dil öğretmek için dü- şündüğü tedbirleri sevinçle karşı- lryoruz, Türkiye'de türkçe konuş « Mmamak yoktur: Türkçe konu- şamamak vardır. Burası öy- le som bir türklüktür ki, maddi manevi, her türlü menfaatler, or. a dilini bilmeğe bağlıdır. Oğlunu küçükken Avrupa'da bulunduran bir ahbabımız diyordu, ki: “— Üç lisanı mükemmel biliyor: ingiliz- ce, fransızca, italyanca! fakat türkçesi kıt olduğu için ilerleye- miyor...,, Türkçe bilmeyen, veya az bilen türk! Bir yabancı dil yahud lehçe kesifliği arasına düşen, ye' -d, eski Beyoğlu terbiyesinin cezasını çe- ken türk vatandaş! Bizim hedefi- miz, kendi milletimizden olanla- rı kurtarmaktır. Bu memlekette herkes kendinin bildiği dili iste- diği gibi konuşabilir: sokakl: .- mızda ne rumca, ne ermenice, 1e yahudice, ne de fransızca işitmek- ten bir çekindiğimiz yoktur. Fakat Kültür Bakanlığının tam beş daki- ka ötesindeki dağın bütün yamaç- larında âdeta bir kasabalık halkın türkçe konuşmamakta olduğunu gördüğümüz vakit, bunu, teşkilât- çılık ve teşebbüs kusurlarına ver- mekten ve Ankara'nın mahallesi böyle olursa, memleketin diğer kı- sımlarında hal nice olduğunu dü- şünerek hüzne düşmekten kendi- mizi alamayız. Lütfen bir giridli göçmenin türkçe konuşmaması mesuliyetinin kendine aid tarafını bana gösterir misiniz? Bu Ssınıf vatandaşlara mahsus mektebler açtık da veya herhangi bir öğret- me vasıtası icad ettik de bu vatan- daştan red cevabı mı aldık? Vazi- yet cenub vilâyetleri için, doğu il- leri için, her taraf için birdir ve bu- dur: teşkilâtlı Türkiye'nin teşki- lâtlı türkçesi! Düşmanın bile men- faati memleketin dilini bilmekte- dir. Türkçe konuş, vatandaş! Fakat zavallı bu afişleri ne okuyabilir, ne de okusa anlıyabilir! Bu söz vatandaşı türkçe — konuşturalım manasına geldiği, yani hitab biz- (Sonu 4. üncü sayfada) Batı paktı etrafında Almanyanın cevabı nasıl tefsir ediliyor ? Londra, 13 (A.A.) — Royter'in öğrendiğine göre, sefir fon Rib- bentrop, bu sabah Eden'e, ingiliz notasına karşı verilen alman ceva- bını vermiştir. yAlman elçisinin gelecek hafta tekrar Eden ile görüşmesi muhte- meldir. İngiliz Dış İşler Bakanı B. Eden Söylendiğine göre, alman ce- vabı hakkında gazetelerde şimdi- ye kadar çıkan bütün haberler yanlıştır. Almanya'nın, notasının birer sure- tini Fransa ve Belçika hükümetlerine göndereceği bildirilmektedir. Notanın metni, sonradan neşredilecektir. Alman muhtarasının pek uzun ol- duğu öğrenilmiştir. Alman elçiliği bu sefer, her zaman yaptığı gibi, muhtara- nın bir hülâsasını bile gönderememiştir. Selâhiyetli mahfiller, alman ve i- talyan muhtarasının metinleri arasında büyük bir fark olmadığını ve Roma ile Berlinin yakında başlayacak olan gö- rüşmeler sırasında sıkı bir temas muha- faza edeceklerini iddia etmektedirler. Bu mahfiller, Alaman muhtarasının eski Lokarno paktının zâminleri olan italya ile ingilterenin teahhüdleri altın- da olmak üzere bir alman - fransız har. binin gözönüne alınmasını teklif etmek- te olduğunu bildirmektedir. (Sonu 4. üncü sayfada) - öonder Osten'in konferansı Konferansçı fon der Östen ve konferansı dinliyenler Dün arkeoloji profesorü fon der Oste n Halkevinde seçkin bir kalabalık önün- de Anadolunun medeniyeti ve tarih? yol İarı mevzuu etrafında bir konferans ver- miştir. Alâka ile dinlenen bu konferansa lacaksınız. aid tafsilâtı dördüncü saytamızda bu- Atatürkü dinlerken Gerilla hakkında iki hatıra Türk Tarih Kurumu Belle teninin birinci sayısı çıkmıştır. Bu sayıdan Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Bn. Afet'in Gerilla hak- kında iki hâtıra başlıklı güzel bir yazısını aynen alıyoruz. Bu Belleten'e dair fikirlerimizi a yrıca yazacağız. I H inci Abdülhamit devri... İstanbul- da, Harb akademisinde bir zabit.. He- nüz yirmi yaşında... Onun hususiyetlerinden biri: O, | kendisinde bir takım mana ve mahiyeti- ni henüz anlıyamadığı duyguların çar- pıştığını hissediyor, fakat bunlara ne müsbet ve ne menfi bir türlü mana ve- remiyor. O, küskündür. O, kederlidir. O, ru- hundan gelen anlaşıl bir mana ile â- sidir. Fakat kime karşı? Ve ne için? Bunu, o da bilmez. Bir gün ona, yakın arkadaşlarından biri: — Sen, diyor, kalk borusunda bir türlü uyanmıyorsun, dahiliye zabiti karyolanı sarsmadıkça kalkmıyorsun, O, cevab veriyor: — Hakkın var.... — Anlıyamadım; ben sana bu anlaşıl- maz hayatının sebebini soruyorum, sen bana: Hakkın var, diyorsun. Ben sana karşı haklı olup olmadığım yolunda bir (Sonu 5. inci sayfada) Atatürkün Harb Akademisinden me- zun olduğu zamana aid bir hatıra Bağda üzüm yiyen bir türk kızı Üzüm koöngresi kapandı Alınması lüzumlu olan tedbirler tesbit edildi B. Celâl Bayar kapanma dolayısiyle çok dikkate değer bir nutuk söyledi Atatürkün telgrafları Celâl Bayar Ekonomi Bakanı ve çekirdeksiz üzüm birinci milli kongresi başkanı İhracat mallarımız arasında önem- li bir yeri olan kuru üzümün standard tiplerini tesbit için toplanan kongre. telgra- aldım. Teşekkür eder ve sayın kongre üye. nin yüksek hislerini bildiren fınızı büyük memnuniyetle lerine ve size bu çok değerli çalışma- nızda verimli başarılar dilerim. K. ATATÜRK Üzüm kongresinin üç encümeni dün saat ona kadar kendilerine havale edilen işleri bitirdiler ve raporlarını reisliğe verdiler, Saat 11 de umumi heyet reig vekili, İzmir mebusu B. Rahmi Köken- in reisliğinde toplandı. İlk önce ziraat encümeni raporu okundu. Encümen ü4 retim bakımından kendisine verilen mevzular etrafında uzun boylu tetkik« ler yaptıktan sonra şu neticelere var« mış bulunmaktadır: Üzümlerde standardizasyon zaman« la kökleşeceği cihetle şimdiki halde münakaşası istenilen bu esaslı işe bağ« dan başlamak lâzımdır. Memleket ü- zümcülüğünün bugünkü vaziyeti bir- çok esaslı tedbirlerin alrnmasına lüzum (Sonu 5. incı sayfada)