— 14 -3 1937 Atatürkü dinlerken Gerilla hakkında iki halıra iddiaya girişmedim ki... Sendeki derin uykunun sebebi nedir, bunu söyler mi- Sadrazamını tetkik ediyordum. Bir a- ralık saatine baktı: — Acaba nerede kaâldı? Dedi. sin? — Birine mi intizar buyuruluyor, Genç zabite böyle hitab ve üğtab e- | :dedim. den yalnız bu arkadaşı değildi;. onun — Evet, Cevat Paşa Hazretleri ge- bu hali gitgide bir çok arkadaşlarının | leceklerdi. İkinci davetli de 'bu idi. Gene süküt başlıyor. Bir kaç dakika sonra Cevat Paşa geliyor. Sadrazam, üki davetlisi ile birlikte yemek salonuna geçiyor... Sofrada 'bu düç kişimin süçü de önleri- ne bakıyorlar. Acaba ne düşünüyorlar- di? Yeni tarihin ürikişaf ettirdiği haki- katlere göre, Sadrazam Damat Ferit Paşa, dünyayı, Türkiyeyi, türk milleti- ni asla tanımamış... Fakat efendisi Sul- tan tarafından, yüksek türk camiasını idare için kendisine verilen vazifenin ağırlığı altında, duygusuz. İşitilen ses yalnız çatallar ve bıçaklar değiştikçe, hizmet edenlerin beceriksizliği yüzün- den-hasil olan gürültü... Yemek biti- yor... Ortasında genişçe bir masa bulunan dar bir odaya geçiyorlar. Henüz ayak- ta dururken, Sadrazam diyor: — Bir harita getirisek te, müfettiş paşa vonun üzerinde bana izahat verse.... Masamn ne bir harita aaçılıyor. An- laşılıyor iki Sadrazam, haritayı daha ev- vel hazırlatmış. Kiepert'in atlası; için- da dikkatini celbetmiş, bütün arkadaş- Tarırondan 'bunu sormuşlardı. Bu hücum © dereceyi bulmuştu ki arttk o, bunla- ra cevab vermek, bu müttefikin sordu- sunu iteskin €etmek mecbuiriyetinde kalmıştı. (Cevab şu idi: — — Arkadaşlar, yatağa girdikten son- ra'ben sizler gibi sâkin uyuyamıyorum; sabahlara ikadar gözüm açıktır ; nihayet tam dalacağım zaman: “Kalk,, ibarusu çalınıyor, onu a 'bittabi işidemiyorum, sağ elinde bir sopa tutan “bir adamm | karyolamı sarsmasiyle uyanır gibi ©- luyorum, uyandırılıyorum. (O zaman | keyfim yerinde değildir, kafam we vü- cudum yorgundur. Dershanede buluş- tuğumuz arkadaşlar ibenden daha (çdk zinde, benden daha çok şendirler. $ Asker üniformalı bir hoca dersha- neye giriyor, ders ibaşlıyor, bu hoca şöyle diyor: — Efendiler, iharh, muharebe, artık bunlar sizce malüm şeylerdir. Fakat Ge- rilla medir biliyor —musunuz? İşte en | Müşkili budur. Gerilla kolay 'bir askeri ULUS Üzüm kongresi kapandı Lüzumlu olan tedbirler tesbit edildi (Başı 1. inci sayfada) göstermektedir. Mevcud bağlarımızın fiat düşmelerini karşılıyacak — surette teknik vasıtalarla verimlerinin arttırıl- ması ve fiatların indirilmesi ve yeni- den dikileceklerin de bu esas içinde meydana getirilmesi ana prensip olma- lıdır.” Bu teknik noktalar etrafında tet- kiklerini derinleştiren ziraat encümeni burlları mütehassıs heyetlerin salâhi- yetleri içinde görmüş ve görüşülen meseleler hakkındaraşağıdaki neticele- re varmıştır: Üzümlerde taş ve toprak gibi yaban. cr maddelerin taşlı ve topraklı olma- masının sağlanması için sergi kâğrdla- rının gümrüksüz olarak geçmesi ve ü- retmene ucuzca verilmesi, 'Üzümlerin kalitesinde büyük — tesir | yapan ve netice olarak krymetlerini düşüren “karaböce'lerin en aşağı bir hadde indirilmesi, ' Çuvallara konulacak düzümilerin mik- darının tesbiti, büyük guvalların kul. lanılması ve 'bunların sikletlerinin 100 kilo olması, üzüm çuvallarının 80 san- timetre boyunda olması, Üzümlere suatılmasının önüne ge- çilmesi, bu gibi hareketlerde bulunan- lara şiddetli ceza verilmesi, Üzüm çuvallarının istifinde biribiri üzerine konacak çuvalların — sayısının da 'hükümler konulmuştur. En son dilek encümeni mazbatası o- kundu. Encümen raporun uistihsal ve ihracat bâakımından iki kısma ayırmış, ayrıca ziraat encümeninin dileklerini mazbatasının sonuna eklemişti. Dilekler; bakım, mâlzeme ve kredi üzerinde toplanmaktadır. Su, don, umu- mi bağ hizmetleri, kükürt, göktaş, po- tas, macun, sergi kâğıdı fiatları hâk. kımda da temenniler vardır. Bu rapor da diğerleri gibi kâbul e- dildikten “sonra, reis müzakerenin bit- tiğini haber verdi. İktısad vekilimiz kürsüye gelerek şunları söyledi: İktısad Vekilimizin nutku kanının cevabları şunlardır; Celâl Bayar İktısad Vekili ğ Çekirdeksiz 'kuru üzüm ihracat standard tiplerini vücuda getirmek üzere toplanan Ankara çekirdeksiz . üzüm 'birinci müllü kongresi üyeleri. nün gösterdikleri duygulara teşekkür ederim. Saygilarımın kongreye iyi başarılar dilemekte olduğumun sayın üyelere iblağıry rica eder, zatı devletlerine de derin saygılarımı su- narım. ve ABDÜLHALİK RENDA Büyük Millet Meclisi Reisi “— Kongrenin kararlarını 'ben de Celâl Bayar iher aza gibi dinledim ve dlâkatlar ol. İktısad Vekili idum. Heyeti umumiyesinde büyük Ankara çekirdeksiz üzüm birinci üsabet olduğu şüphesizdir. Burları rmilli İkongre treisi iyakın zamanda, itdari şekilde olarilar ' ıdaha evel; diğerlerini icadblarına gö- ire, 'tabit daha sonra, nizamname ve. wa kanun şeklinde çikarmağa çalışa- icağız. Bizim kanaatimizce hiç bir 'kon. itrol, alâkadarların ciddi ve samimi surette bu işi takib arzularından da- ha kuvvetli olamaz. 'Bu itibarla dlâ. kadarların koritrolunu hükümet kon- | itrolundan 'daha ziyade müessir ve İlüzumlu buluyorum, (şiddetli alkış. lar). Çekirdeksiz mahsülün milli ba- Ikrmdan büyük ehemiyetini göz önüne ialarak onun hususi meselelerini tetkik tetmek için bir ikongre toplanmasını, içok faydalı bir teşebbüs addettim. Yük- sek üyelerin 'tecrübeleri ve teklifleri, ihükümeti isabetli tedbirlere sevkede- ceğini 'ümid cederim. .Enternasyonal pa- zarda milli mahsulün mefaseti ve tücca- rın yüksek ahlâkı, gibi esaslı vasiflar yanında istandard meselesi imahsulü- müze Tağbeti artırmak ve müstahsili mmeşru kazamçlardan “mahrum etmemek hareket değildir. Gerillayı bastırmak ta, onu yapmak kadar güç bir harekettir. Bu hoca, tağbiye muallimi trabzon- lu Bay Nuri. Türk ardusuna erkânıharb yetiştiren akademide senelerdenberi ho- tesbiti, Çuvallara kance vurulmasınım önü- ne ,geçilmesi. den Anadolu paftası bulunuyor. Damat | Feritle Mustafa Kemal haritanın başın- da karşı karşıya. Cevat paşa da Musta- fa Kemal'in yanında!... Mustafa Kemal, Damat Feride soru- Üretim tekniğinde adlınması Tüzamlu tedbirler: Bunu bilhasca debarüz ettirmek | üsterim, alâkadarların morülitelerine | tamumen güvendiğim için bunun böy- | üçin başlıca bir vasıta olduğuna şüphe yoktur. Sizi ve yüce üyeleri tebrik ede- calık eden bu Bay Nuri centilmen, ce- | yor: Amerikan çubuklarının hükümet | sur bir saktisiyen, bir stratej olarak — 'Ne noktai nazardan izahat taleb | fidanlıklarında veya hükümetin kon- tanınmıştı. Herkes gibi, o genç zabit | ediliyor? | trolu altında bulunacak fidanlıklarda te, bu hocaya hürmette kusur etmiyor- du. Tağbiye hacasının Gerilla hakkın- daki sözleri, onun kafasında yerleşmiş- ti: Bunu öğrenmek - istiyordu. Bir gün hocasından nica ediyor: Bu verdiğiniz dersi Türkiyenin muayyen bir 'nokta- sında olmuş gibi izah eder ve bu 'dedi- ğiniz tedbirlerin orada masıl tatbik olu- nacağını lütfen anlatır mısınız? Bu rica o kadar nezaketle, ve hoca- nın tabiatine o kadar uygun bir hassa- siyetle yapılmıştı ki Bay Nuri, ertesi derste sınıfa gelince, elli küsur talebe- | duğuna hükmediyorum. Fakat ne de den mürekeb olan mevcuda şu mesele- | *©lsa, yerinde yapılacak tetkilerden so- Sireriyor. , ra, icab eden en iyi tedbirler bulunabi- — Efendiler, Osmanlı imparatorlu- | İir. Merak buyurmayınız. ğunun devlet merkezi İstanbuldur. Hü- kümet İstanbuldadır. Meçhul sebebler- den dolayı Boğaziçinin şark sahilinden İzmit ve onun şimalinde Karadenize çekilen takribi bir hat dahilinde bulu- nan mıntakadaki türkler, payitahta is- yan etmişler ve Gerilla'ya baş!lamışlar- dır. 1 — Bu küçük mıntaka halkı bu isyanı niçin yapabilir, nasıl yapabilir, | nasıl idame edebilir? 2 — Osmanlı im- paratorluğu devleti, bütün hükümet ve | ordusu ile bu isyanı nasıl bastırabilir” Vazife: 1 ve 2 numaralarda gösterilen vaziyetin halli. Hocanın yüzü gülüyordu; çünkü ta- lebesine ekstra bir taktik meselesi ver- mişti. Halbuki bütün talebenin yüzü ça- tıktı; bu çetin ve nazik vazifeyi nasıl | halledeceklerini düşünüyorlardı. Onların içinde yalnız bir kişi, sa- bahları kalk borusu ile bir türlü uyana- mıyan zabii de ne yapacaksınız? nen iş, o havali türklerinin başladığı Gerilia'yı bastırmaktı. Mustafa Kemal anlatıyor: guya doğru cevab vermek benim için gütçtü, bunu itiraf ederim. Fakat hiç tereddüd etmeden şu kelimeler ağzım- dan döküldü: — Efendim, dedim, ingiliz raporla- rında, meselenin biraz mübalağa olun- Bu sözlerden sora, Mustafa Kemal, Cevat paşanın gözlerine bakıyor. Ayni zamanda Sadrazam da, gözlerini gene- rale çevirmiş bulunuyor. Ona: — Ne dersiniz? Diyor. Cevat paşa, çok tabii bir tavır ve Tli- sanla: — Öyledir efendim, diyor. Böyle iş- ler mahallinde 'hallo!unur. Şimdiden ka- ti ne söylenebilir? Hiç memnuniyet göstermiyen 'Sadr- azamın kafasında daha büyük 'bir en- dişeyi 'halletmek suali, sanki ifade olu- nabilmek için şekil arıyordu. Birden, ol- dukça heyecanlı 'bir seda ile, soruyor: — Pek alâ, siz 'bana harita 'üzerinde kumandanızın şamil olduğu mıntakayı gösterir misiniz? Mustafa Kemal, Sadrazamın vesve- ti. Cevab veriyor. — EFendim, henüz ben de pek iyi bilmiyorum. Belki takriben... (Kiepert haritası üzerine elini koyarak) ihtimal şu kadar bir parça... Diyerek bazı vilâyetleri eliyle tahdid ediyor. Bu defa, daha manalı bir tarzda, işte o, aradığına kavuş- muş bir âşık gibi, çok memnun görünü- yordu; çünkü o zaten kendisinin tahri- ki üzerine tağbiye hocası tarafından or- taya atılan meseleyi halletmek için uğ- raşmış bulunuyordu. Hoca gittikten sonra sınıfta bir mü- | makaşa başlıyor: Sanki buna ne lüzum vardı? Durup — durürken i haritadan kaldırırken Cevat paşa ilâve ediyor: — Efendim, mıntakanın ehemiyeti yoktur. Paşa, bittabı 6 mıntakadaki kuvvete kumanda edecektir. Zaten ne- rede kuvvet kaldı ki.... Cevat Paşa, cümlesini tamamlarken vaziyetin hiç te ehemiyeti haiz olma- bu işi miçin kurcalamıştı? Bu sitemler hep o genç zabite karşı yapılıyordu.. u Bu tarihten on yedi yıl sora, 1919 mayısının 14 üncü günü akşamı, İstan- bulda Vahideddin'in Sadarazamı Da- mat Ferid'in Nişantaşmdaki konağın- da, 'bir akşam yemeği. Buraya iki ki- şi davetlidir: Bunlardan biri, Mustafa Kemaidir. Ondan dinliyoruz: ! Muayyen saatte Sağrazamın “yanında: bulunuyordum. Benden başka “henüz kimse yoktu. Bir kaç cümlelik bir ko- | fNuşmadan sora, uzunca bir süküt baş- ladı. Bu swada, ben, Vahideddin'in | *ritanın bulunduğu masadan uzaklaşır gibi oluyor. Mustafa Kemal, içinden Cevat paşaya teşekkür ediyor. Genera- lin bu sözleri, Sadrazamı tatmin etmiş görünüyordu. Her biri, birer *koltuğa çekiliyor. Sadrazam, Mustafa Kemale yor: — Ne vakit hareket edeceksiniz? soru- — Meselâ, diyor, Samsun havalisin- | Samsun havalısinde yapılması iste- | Bu sor- | seye düştüğü noktayı derhal keşfetmiş- | dığını iyma etmek ister bir tavırla, ha- ) Cevat paşaya bakıyor. O da, Sadraza- | mın vehmini anlamıştı. Mustafa Kemai, | az bir bedel karşılığında verilmesi; Yeniden bağ dikicilerin kontrol e- dilmesi; Sultani çeşidin 'yayılması ve bu ti- “ pin standardlaştırilması; Bağ *hastâliklarının mütehassıs he- yetlere kontrol ettirilmesi; 'Tayyarelerimizden sisleme husu- sunda faydalanılması; Üretim merkezinde birer umumi te- mizleme evi yap:lması. İhraç için tedbirler Kongreye ikinci olarak kuru üzü. mün standardizasyonu hakkında ihra- cat encümeninde yapılan görüşmelerin neticesi bildirilmiştir. Çok mühim e- saslar taşıyan encümen — mazbatasının maddeleri birer birer reye yalnız 11 inci maddeye (ziraat odaları) kelimeleri ilâve edilerek rapor olduğu gibi kabul edilmiştr. Bu rapor üzümlerin tipi, çuvallar, kutular ve İkontrolun nasil yapılacağı- nı tesbit etmektedir. zümler, borsaya temizlenmiş olarak ge- tirilecektir. Kuru üzümler borsada 18s- latılmamış olarak satilacaktır. Çuval- lar en çok 120 kilo ağırlığında olacak- tar. Bundan başka muhtelif numaralara markalar konulmuştur. 'Tesbit edilen standard ve markaları kullanmamak şartiyle 'husust tiplerin taşsız “toprak- sız ve tayin edilecek en çok nemlik haddi içinde ihracı serbest olmakta- dır. Elde bulunan veya bundan sonra kullanılacak hususi tipler ihraç edilir- ken kontrol edileceklerdir. Kontrolun nasıl yaprlacağı hakkın- konulmuş ——— — Ne vakit emir buyurulursa.... Ben harekete hazırım. — Zatı Şahaneyi ziyaret ettiniz mi? — Hayır irade buyrulmadı. — İrade buyruldu. Ben tebliğ edi- yorum. Yarın kendilerini ziyaret edi- niz. Ayrilmak zamanı geliyor, orada bir adamı bırakarak sokağa çıkan iki da- vetli, Mustafa Kemal ve Cevat, kol ikola yürüyorlar, gecenin karanlıkları için- de.... Nişantaşı caddesinin piyade kal- dırımı üzerinden Teşvikiyeye doğru sı- kı adımlarla ilerliyen bu iki arkadaştan biri ötekine, ipek samimi ibir kisanla so- ruyor: — Evet paşam, bir şey yapacağım.... — Allah muvaffak (etsin! — Mutlak muvaffak olacağız!... Çekirdeksiz Ü- | d y Tim, ::ı:.:ı.n)_ SNT ( Başvekil İSMET İNÖNÜ Kararlarınızda şahsi:endişe ve şah. | Murahhaslar döndüler ekonomi men- takdirle si menfaat değil, mil Waatinin rehber edildiğini &gördüm. Bu kararların burada hazır | Ibulunmıyan diğer çiftçi küflesi tara. Fından etraflıca bilinmesi, benimsen- mesi lâzımdır. Hepinize 'teşekkür ve uğurlu yolculuklar terenni «ederken bir de ehemiyetli ricada bulunaca. ğim: Muhitnizde alâkadarları tenvir ediniz.-Halkevleri, parti içtimaları ve hulâsa her iyi vesiyle ve vasıta — ile kongrenin mukarreratını -alâkadar- lara anlatınız ve bunları samimiyet- le tatbik ve takib etmekteki menfa. dti izch ediniz. Hepinize selâmetler ve muvaffa. hiyetler dileyerek çekirdeksi: Arikara birinci milli kongresini patıyorum.,, Kongre kapanıyor Ehemiyetli bir ihraç maddemizin bağdan pazar yerine kadar üretim ve satışını düzenlemek için üretmen ve ih- racatçının fikirlerini almak üzere top- danan kongre B. Celâl Bayarın bu nut- kundan sonra çalışmalarına 13.30 da son verdi. Ziraat Enstitülerini ziyaret (Murahhaslar saat 15 «de vekâlet ta- rafından hazırlanan otomobillere bine- rTek Ziraat enstitülerine gittiler. Bina- ları, bağ ve bahçeleri, fidanlıkları, lâ- boratuvarları birer birer dolaştılar. Profesör ve doçentlerin izahlarını din- lediler. ka- Çay ziyafeti 'Tariş adı verilen, İş ve Ziraat ban- kaları üzüm kurumu, koöngre münase- betiyle murahhaslar şerefine Şehir 10- kantasında bir çay ziyafeti vermiştir. Saat 17 de başlayan ziyafete bir a- ralık İsmet İnönü de şeref vermişler ve kongre murahhaslariyle görüşerek üretim ve âhraç işleriyle alâkadar ol- muşlardır. Büyük Millet Meclisi Reisi- mizle Adliye Dahiliye, Hariciye, S.hat we İçtimai Muavenet, Nafıa Vekilieri- miz de davetliler arasında idiler. Vekil, mebus, müstahsil ve ihracatçılarla hü- kümetin iktısadi işlerini görmeğe me- mur bulunanların toplandığı bu ziyafe: samimi bir hava içinde saat 19 a kadar devam etmiştir. Tazim telgraflarına gelen cevablar Bu arada büyüklerimize kongre mü- nasebetiyle umumi reis B. Celâl Bayar tarafınmdan 'çekilen *tetgrof'era gelen Te- vablar okunmuş ve uzun 'uzun alkışlan- mıştır. Atatürkün verdikleri cevabı birincdi sayfamızda bulacaksınız. Tazim telgraf- larına İsmet İnönünün we Kamutay Baş- Ziyafetten sonra İzmir', Manisa, 'Turgudlu ve diğer Ege şehirlerinden gelen murahhaslar akşam trenleriyle Hstanbul yoluyla veya doğruca geldik- leri yerlere-dönmüşlerdir. İktısad vekâ- eti iç ticaret umum müdürü ve kongre umumi kâtibi B. Mümtazın reisliğinde bir heyet azâları istasyonda uğurlamış- tır., Kongre münasebetiyle Atatürke, Meclis Reisine ve Başvekile çekilen telgraflar Ankara, 13 (A.A.) — İktisad veki« li Celâl Bayar çekirdeksiz kuru üzüm kongresinin aldığı tazim kararını Rei- sicumhur Atatürk ile B. 'M. Meclisi ve-< isi Abdülhalik Renda ve başbâkan İs« imet İnönüne aşağıdaki telgraflarla ar- zetmiştir: “Atatürk - Büyük Cumhurreisi » Ankara Çekirdeksiz kuru üzüm ihracat stan- idard tiplerini vücuda getirmek için top- llanan çekirdeksiz Üzüm birinci milli kongresi üyeleri, her ileri adıma vezeli ışığiyle yol veren alu Öndere bağlılik, inan ve saygılarını arza beni mmemur 'et« mişlerdir. Şahsi bağlıliıklarımla ellerinizden 8- perek arzederim. İKTISAD VEKİLİ CELAL BAYAR “Abdülhalik Renda - Büyük Millet Meclisi reisi « (Çekirdeksiz kuru üzüm ihracat stan- dard tiplerini vücude getirmek - için toplanan Ankara çekirdeksiz üzüm bi- rinci milli kongresi üyeleri, bu ileri a« dım hareketi ve buna imkân veren B. Meclise tasdik ettiği kanunlar dolayı- siyle şükran ve teşekkürlenini arza beni mMemur etmişlerdir. Şahsi saygı we tazimatımla arzede- rim. İKTISAD VEKİLİ CELAL BAYAR İsmet İnönü - Başvekil - Çekirdeksiz kuru üzüm üâhracat stan- dard tiplerini vücude getirmek - için toplanan Ankara çekirdeksiz üzüm bi- rinci milli ikongresi üyeleri, iher iyi işe adı 'bağlı olan büyük 'Başvekile tazim ve bağlılıklarını sarza 'beni memur et« mişlerdir. Şahsi saygılarımla arzederim. İKDISAD VEKİLİ CELAL BAYAR