K2 !.oıı POSTA Ilim dünyasının insanlara haber verd .e erdiığı büyük tehlike Dimağımız medeniyetin bu derece inkişafına tahammül edebilecek mi? .. . » Kalbi büyümüş, tansiyonu yük - 'miş,devranıdem ve sinir bozukluklarına uğramış olan beşer vücudü limonluklarda yetiştirilen çiçeklere döndü; her şey sun'i ! ugün iİnsanlar saatte 150 — mil B öklerde uçmakta ve bir Tişek sür'atile atlântiği geçmeği — düşün - Mekte, sun'i öksijen tenelfüsü — yaparak Yüksek — stratosfere — yükselmekte — sıcak tular fışkıran derin maden ocaklarından Altn, kömür ve sair madenler çıkarmakta Ve ateşten mayiler akıtan fabrikalarda ça- Tamaktadırlar. Taş ve çelik kümelerinden müteşekkil tekirlerde, bir kaç bin sene evvel yaşa - dikları iptidai devirlerde iken hiç bi dikleri, binlerce mükropların — hücumuna /aruz bir halde dolaşıp duruyorlar. Göz - lerine görünen manzaralar, kulaklarına ge- len sesler mütemadiyen sinirlerini boz - Makta devam ediyor. kendileri için sun'? bir muhit Yaratmışlardır. Bu muhit içerisinde sun'l bir ömür geçiriyorlar. Giyinme tafzları, ev- leri, evlerindeki tenvirat, kalorifer terti - batı, yemekler, hati bazı oteller ve ge- Milerde teneffls ettikleri hava bile sun'i - dir. İnsanlar serlerde gayri tabi' — süretle Yatişen meyvalara benzediler. On bin sene kadar evvel hayvanları ka- Panlarla, balıkları zıpkınlarla avlamak su- Tetile vücudu ve ruhu hemahenk — olarak e- Yaşıyan insanlar, şimdi kendilerinin da getirdikleri bu makine dünyasının zor- iklarına karşı sinirlerini bozulmaktan na - " koruyabilecekler. Darvinin zamanından- beri fiziyalojistler, anatomistler buna müs- bet cevap verememişlerdir. Bu cevap son Zamanlar için daha menfi bir şekil almış- bır. Amerika tıp kolejinin senelik kongre- sinde Amerikan hastaneler cemiyeti eski Teisi doktor Buerki yüksek tansiyonun, bü- Yümüş kalbin, deveranıdem — Arızalarının, inir bozukluklarının velhasıl bir anda bir îok işi birden yapmağı mümkün kılan ve ü buna icbar eden son ihtiraların fena lesirlerinin kurbanı olan asri adamın bir Tokisini ne güzel çizmiştir. Nobel mükâfatını kazanan — doktor arkroft, Amerikada Yale üniversitesinde ki bir konferansında vücut ile dimağ arasın aki müvazenetin ne kadar nazil olduğunu Ve tabii şekilde vücudun neşvünemasına Mâni olan şeraitin az da olsa değişmesile di Mağın ne kadar çabuk müteessir olacağını ah ermiştir. Fennin terakkiyatına hâdim Betanya müessesesi ismindeki fenni te - Hkkülün son toplantısında meşhur pa - öntolojist profesör — Hovkins — insanları Sen abes bir mahlâük» cümlesile tavsif et- Miştir. Harvardın Üç yüzüncü senci dev - Yesinde snğr hastalıklan mütchassısları € âleminin terakki hatvelerinin, in - ü uzviyetinin yetişemiyeceği bir derecel YÜr'atte olduğunu meydana çıkaranşlar - der, İnsanın dımağı İnsanların çan ve gevelini aritran — ve Vai zamanda kendisini idbar ve felâkete *ütükliyen kendi dimağlarıdır. İnsan, di - Mağı sayesinde bütün hayvanlara telev - Yük etmekte ve dimağın &ciz bir mahkü-|* Mu haline gelmektedir; çünkü beyni lü - Zumundan fazla inkişaf etmiş ve fazla ih- 9 kesbetmiştir. Dimağ insanlara, ada- , ,Pin hizmetini gördüren makineler yorul- Muş, hassalarını tamamlıyan — ve atttıran î_m Gletler icat ettirmekte ve insanı © iyet içerisinde yeni ve çok karışık bir *zda yaşamağa mecbur etmektedir, ç Zövrnlli vücet, aklın vücuda — getirdi ! ve fenni tebeddüllerin aşdândü SÜ sür'atine kolayca kendisini uydurama- Baktadır. Tere ve Bit ve Kali ve adaleleri hayvani züm- dimağı ise kendi yarattığı muhite kalmaktadır. Hakkında tabiatin & m bu zor altında insanın âciz Zebun kalmasından başka bir şey ola- zamanlar dünyaya hâkim ve sa- ve bugln geçip gitmiş olan mah- it kemiklerin anlattığı hikâyeleri dinliyelim. Bu kemikler tarihia en kuv- kâühinlerinden daha emin bir tavırla “İbir bedeni tebeddül ile ve dimağ ile vü - On bin sene evvelki insanla bu günkü arasındaki — fark her düşünebilen kafaya dehşet veriyor bize şunları söylüyolar: Kemikler neler anlacıyor? «Mevcudiyetimizi idame için düşman- larımızla mücadele edebilmek üzere şu ve- ya bu uzuvlarımızı inkişaf ettirdik. Bakı - nız bazilarımız ne kadar sür'atlerini artı Bir kısmımız daha kuvvetli ve bü, olmıya mecbur oldu. Ve gene bir diğer kısmımız muhitine kendisini uydurmak ü- zere başka hayvanları taklit etti. Bunların hiç birisi bir işe yaramadı. Biret birer he - pimiz göçüp gittik.» Bu kemikler iğize bir takım korkunç sualler sormaktadır: «Denizden sürüne sü- rüne çıkan ilk mahlüklar nerededir? » «U. çan mahlükların en cesimi olan ptero dactyllar nerededir?», — «Bir zamanlar nârâlarile yerleri titreten dinosaurlar oldu?» «Maymunların ve insanların müş- terek ecdadı nerelerdedir? Çinin, Rodezyanan, iptidai insanları, 'bir milyon sene evvel hüküm süren yarı may- munlara ne oldu?», «Ancak daha 50,000 sene evvelki Neandertallılar. Kromanyon- lar nerededir? » Bütün bunların içerisinde yaşıyan, nes- Hini idame eden basit uzviyet, yani bir höc- |, reli uzviyettir. İnsanlar şimdiki zekâlarını iktisap etmezden evvel sürünen, çamurda yaşıyan, tüylü hayatlardan — geçmişlerdir. İstiridye, beşpençe, köpek balığı, kaplan, inek ve maymun devirlerini atlatı HŞi Her yukarıya doğru bir hatve, mühim ne «Cavanın, cudun daha iyi bir ahenk ve teştiki mesai- si ile temayüz etmiştir. İnsanların aşağı ta- bakadan en yakın akrabası olan şimpan - zenin ayağı ve eli gerek yapı ve gerekse filiyat itibarile büsbütün başkadır. Çeneler, kaş ve dişler de yapı itibarile muhtaliftir. Kendisini kaim bir vaziyete getirmek, dön ayak yerine iki ayakla yürümek ya- hunu öğrenmek, eli kavrıyan ve yakalıyan bir âlet haline getirmek gibi bötün fil ve hareketler dünyanın en muğlak bir cihazı olan dimağın tekâmülü ile beraber olmuş ur. Tekâmül nihayet bulmamıştır Cörünüşe göre istiridyeden yükselip te- kâmül etme keyfiyeti henüz nihayet bul - mamıştır. Bundan başka bu tekâmül mut- tarit ve yeknesak bir ameliyeden de jbaret değildir. Bazan uzuvlardan biri, bazan da bir diğeri fırlayıp neşvünema — bulmuştur. Resinde dimağ bulunan Gsap ma: her şeyden ayrılarak ilerlemiytir. Lüzu mundan fazla ihtisas kesbetmiştir. İşte bu keyfiyettir ki kendisini en sonunda zevale mahküm etmektedir. Rus âliminin düşünceleri Kritik bir nazarla insanı Pastör enstitüsünden profesör insanda Hamletin elinde tutup felsefe yü- rüttüğü kafa tasından başka bir şey gör - memektedir. Rus âlimi soruyor? — «Saçın lüzumu nedir? » Sadece bir mikrop yuva- İçimizdeki maymunun bir izinden, e - J»erinden başka bir şey değildir. Şu a'vere ve kalın barsağa bakınız. Tamamile lü - zumsuz bir şey... Sadece bir takım mü - zehrafat çukurundan ibaret. Meçinikof bu- nun kesilip atılmasını tavsiye ediyor, Ve bu amneliyat muvallakiyetle yapılıp neti- tetkik eden celenmiştir. Pte giğk.. Mükammeliyetini muha - İaza etmiş olen idi, belki bunun imalin » deki o tipik hatayı hoş görebilirdik.. Gö- zün 45 yaşında adseleri ihtiyarlamış git - miştir. Ayak üzecinde dik yürümek, kam- burluğu, ve devri daim —manzumesinde gayri mantıki tevezzdü, — karaciğere kan ,dolmasını ve daha yüzlerce cismani ku - surları intaç etmiştir. İçtimai bir hayvan olarak insanın tashih ve ıslah edilmesi icap eder. Operatörler bir şey yapamıyorla: Rus âliminin fikrince bu, tal kâmülün lüzumundan fazla ması neticesidir. Bu islahat yapılmadıkça |, insan kendi aklının ve hareketinin kurba- nı olacaktır. Asabımız üzerine tesir eden bu ror, & Ber — mühendisler bugünkü sür'atle ilerlemekte devam ederlerse çok artacaktır. Ütopiensler — profesör — Müller gibi bir gün hepimizin dünyada hemen herkesle doğrudan doğruya alâka ve ini - hat temin edeceğimize kanidirler. Neslimiz ve muücitler -| dür muavin! | Meçnikof | labıta âmirlerinin imzalarını taklit eden sahte memur Kendi tanzim ettiği evrak ile kendini Beykoz mer- kezine tayin eden açıkgöz şimdi mahkemede bu cür'etinin hesabını veriyor Sahte evrak tanzim ve zabıta âmir- lerinin imzalarını taklit etmekten suç du sivil polis memuru Ali Pamukoğlu- nun muhakemesine dün ağır cezada 'başlanmıştır. Suçlu, mahkemedeki mu- tat formalite bittikten sonra : — Uzun müddet açıkta kaldım, atlem ve çocuklarım var. Bir işe girebilmek için bu işi yaptım. Bir zaman Dördün. cü şubede çalışmıştım. Elimde damga- li kâğıtlar vardı. O zaman hastalanmış, bir müddet vazifeme gelememişlim. Bu esnada beni terki vazife etmiş ad- dederek işten el çek ler, Tekrar po lise girebilmek için de bu işi yapmak zaruretinde kaldım. demiştir. Şahit olan üçüncü şube müdü: met çağırılmış, şöyle — şahadet tir: — 20 Kânunusani günü şubeye Al1 isminde açıkta bulunan bir memurun sahte evrak tanzim ederek kend'ni Beykoz merkezine tayin ettirmeğe te- şebbüs ettiğini ihbar ettiler. Derhal te- lefonla Beykoz merkezine : — Ali isminde yeni bir memur gel- di mi? diye sordum. Birinci komiser Muzaffer : — İki saat evvel Ali isminde bir po- lis Beykoz kaymakamlığından havale ile getirdiği evrak ile işe başladı. dedi. Getirdiği evrak ile Alinin bir kami- serin nezareti altında getirilmesini söy ledim. Dosyasını tetkik ettim, Ben ü - çüncü şube müdürlüğüne gelmeden ev vel bir istidanın tarih ve numarasını tahrif ettiğinden dolayı sahtekârlık su çiyle işten el çektirilmiş eski bir me- mur olduğunu gördüm. Bu hâdisede 4 üncü müstantik tarafından tetkik e- dilmektedir. Kendisini isticvap ettim. Bana ilk verdiği ifadeye göre iş bulmak üi Meh elmniş- | ken iki Maliye memuru konuşurken — Açıkta k alan bir memur, vilâye- 4ti dahilinde herhangi bir kazaya sahte ,evrak ile kendini tayin eder, vilâyet farkına varmıyarak senelerce orada ka jJabilir. diye konuşulduğunu işittiğini | ye bunu ışılır işitmez kendisine böyle | bir fikir geldiğini ve bir gün Beykoz| polis merkezinde otururken, polis mü iğine vekâlet eden Necati benim imzalarımı havi bir tayin em Ürini gördüğünü İyin em ği 'nim imzam yüzde 90 benzetilm kinci şube müdürü Noecatinin imzası | yüzde 50 derecede benzefilmiştir. ve Üçüncü idürü Mehmetten sonra müleferrika komiseri Sabri din lenmiş, kendisine tanzim edilen sahte evrak gösterilmiş, — Kaymakamlık bu işi anlamadan atlayabilir. Fakat Beykoz merkezi ev - rakı gördüğü zaman ikinci şube müdü rü Necatinin imzasının sahte olduğunu derhal anlaması lâzımdı demiştir. Beykoz üçüncü komiseri Saler de dinlenilmiş : — Ali evvelce bizde çalışırdı, hasta landı ve rapor göndermedi. Pendikte o turduğu için jandarma kumandanlığı - " buna dayanabilir mi? Sür'atin daha ziya- de artması keyfiyeti, Barkroft lojistleri delgşete düşürmektedi ör: «Rekor kırmak için tayyarecilerin maruz kaldığı bu kazalar nedir? Bu delede mağlüp olan beşerdir. — Beşerin udu değil, dimağıdıre diyor. mü- Mçinikof mütaleasında yalnız değildir. Anatomistler, fiziyolojistler, paleontolo - jistler de kendisile hemfikirdir. Sorartör Ketbi dinleyiniz: «Hiç ki medeniyot vücudu beşeri vüsi ve tehlikeli tecrübelere tâbi tutmaktadır. - Medeniyet, insan — vücudundaki bazı — zayıf noktaları meydana çıkarmış ise de bu zayıflıkları şüphe yoktur ydı ben bile kendim imzala | ma İnanırdım. Arkadaşım i- ' tevlit eden esbap ve şerait tablatin ir ve telkini ile değil, insanların kendi arzu- Suçlu hâkim huzurunda na bir istida vermiş, verdiği istidanın tarih ve numarasını tahrif ettiğinden dolayı işten el çektirilmişti. Beykoz merkezine tayin olunduğ 3 saat sonra Aliyi evrakiyle t yanıma verdiler, Emniyet Müdürlüğü. ne gölürüp teslim ettim. dedi. Muhake me 4 üncü istinlak dairesindeki tahrif tahkikatının da sorulmasına, diğer şa- hitlerin dinlenmesine karar vererek başka güne bırakıldı. Hırsız Şükrü mahküm oldu Galalada Aleksandranın evinden ki- lit kırarak eşya çalmaktan suçlu Şük. rünün ve Şükrünün çaldığı eşyaları e- vinde saklamaktan suçlu Uranyanı tanbul Asliye dör ü ceza h ulan — duruşmaları doküz ay, yirmi dört gün hap's 1 yemiş, ve Uranya beract etmiş- Cumhuriyet - Açık Söz davası «Açıksöz» gazetesile «Cumhuriyel» gazetesi arasındaki karşılıklı dava duruşmasına, İstanbul Asliye üçüncü ceza hakyerinde dün devam edilmiştir. Yakışık almıyan neşriyatta bulundu &u iddiasile açılan bu davaların dünkü cölsesinde, «Açıksöze vekili Mahmut, | Suç olup olmadığı anlaşılmak üzere ga zetede çıkan karikatürün resim tarili ber ehli vukulun tetkikine ha. ini istemiş, «Cu , bu isteğe itiraz etmiş, umumi Feridun Bagana, ehli vu kufa lı.ı.ı.v) müv: g n takdir hakkı, chu »ı.ku! sonra da bakidir» demiştir. Necip Nadir, Hüseyin ve Tal yulan heyet, ehli vuxzuf teşkilini k laştırmıştır. Tetkikal Naip seçilmiştir. Duruşmanın devamı, altı Mart sabahına bırakılmıştır. Maslak kazasının muhakemesi Maslak yolundaki bir otobüs kaza - sının duruşmasına, nbul Ağır ceza hakyerinde dün devam edilmi; Harp Akademisinden Yarbay İbra. him Etemin başka bazı kim- selerin yaralanmasile neticelenen bi feci kazanın dünkü duruşmasında, şa- hit olarak Sarıyer jandarma kumanda ni Hilmi dinlenilmiş ve duruşman'ın devamı, başka şahitlerin dinlenilmesi. ne kalmıştır. ——— e M e larile meydana gelmiştir.» Profesör Hovkinse bakarsanız: «Bütün bu terakki ve inkişafların temi - nini ve muvaffakiyetteki sür'ati mümkün kılan yüksek dimağ ihtisası gösteriyor ki insan nesli şayanı hayret ve temaşa bir yükselme ve düşme manzarası arzeden bir nevi mahlüktur. Şimdi anlattığını yahşet devrine alışmış bir vücudun ifa - fiziyolajistlerin ve delerini nazarı mütalcaya alınız. Ve bir an için bu mütaleanızı sedece kana hasredi - niz. Ve kanım fiziki ve kimyevi müvaze - neti cüz'i ihlâl edildiği halde dimağı Tacağı bali düşününüz.. (Nevyork Times) (Arkası var)