KA OA a S M X e A ir ı? - L AA LAİ G keü <a AAA Namara : 8 Yazan ; H. Çar, Puşkinin karısını sevdiğini, şairin dostlarına bir çok kereler söylemişti “Puşkin arlık tahammül edememiş, karısı hakkında aldığı mektuplardan sonra, rakibile düello yapmağa bile mr cbur olmuştu hpm!lbu:gdan ayrılma müsaadesi ko t__"")nk için arka arkaya bir çok Müra- , Atlar yapt ray bu müracaatları ;?qn dikkate a İmparator, Puş- ine bit yardım ol- e 39 bin rublelik ı, borcuna karşılık " ;'âışımn mahsup edilmesini emret- " fuşkin bu para ile ancak en acele darını temizliyebildi. Fakat buna kq'lîdll:lş maaşını kaybetti. Artık şimdi çi İsi için yazılarından başka bir ge- Membar kalmamıştı.. Zaten sara - n da arzu ettiği bu idi. Puşkini ikti- ha h kendine bağlamak. :llıdma kur yaptığı dedikoduları çal - '0 Dantes: İmparatorun, Puşkinin ği bir sırada Petresburga Baron Belmi, ntes isminde genç bir Fransız Şti. Dantes, Fransa inkılâbından T Fransada kalmak — istememiş Ge idi © hanedanına taraftar bir asılza- idi, Petersburga gelir gelmez saraya ylığına hâssa ordusu 5 ki e N Dantes, genç, yak:şıklı, ze- Zalma; şen bir adam ol için kısa bir tevi ü"dıl Petresburgun yüksek sosye- » ©* ahbap oldu. Her yere girip çık - h ı: başladı. Bir gün Puşkin de onun- İsle fiştı. Dantesi kendi evine çağırdı. ha Dantesle Puşkin arasındaki mü -| ““dîkuâ bu suretle başladı. O zamanki Börü Odulara nazaran Dantes daha ilk Tüşünde Natalyaya âşık olmuştu. Bir 4 umumi balodan sonra bütün yük - da '_“VSİ"Ü_'—* Natalya ile Dantes arasın- ]Rlı.l bir münasebetten bahsetmeğe duîf,';“'" Puşkin bütün bu dediko - ten Çlan fena halde üzülüyordu. Esa- a istenen de bu idi. Başta saray ol - teki Üzere gizli bir çete, memleket - 4 _tylt'm cereyanların ideoloğu telâk - Tn ilkleri Puşkini her suretle leke- &e çalışıyordu. 1836 senesi teşrini- K N;i Şi asız bir mektup Ülle lektup alaycı ve dokunaklı bir hülâsaten şunları söylüyordu: N yüksek - niş dan biri olan boynuzlu nişanının hâmilleri 6- ler, büyük reisimiz ve boynuzlu Wğî:_n_en yüksek rütbesini taşıyan İttm,, ihin riyasetinde yaptığımız bir tt ı—'î boynuzlu'ar cemivet:nin ikin- Kini ( iğine müttefikan Aleks "'F”ğım:zı atzedetiz, Üh... lar, ( Upla ismi geçen ve ebo )çımüe'fniyılin:n relsi diye pösterilen 2e) biım' Mari Antonovna isminde gü- Tövma, kadının kocasıdır. Mari Anto- Sebeti Çar birinci Aleksandrla müna- Yubu bulunmuş bir kadındır. Mek- Mi Yazanlar Puşkini boynuzlular ce-| n in ikinci reisliğine seçmekle, 0- Hisının da birinci Nikolâ ile mü- şle bulunduğunu ima elmek is - li ©r.. Mektubün bir eşi Puşkinin «p, a da gönderilmişti... %“bıîhı bu namussuzca — yazılmış Ta; ü aldığı zaman jandarma ku - hun bı Benkendorf'a «kend! namu - Zat hend'_nfllk müdafli ve hâkimi biz - Bunun çe (vani Puşkin) -olduğunu, 4 ğe her hangi bir muhakeme alün Ça Nis bildirmişti. Bunu haber P";ki,“" âdeta telâş gözterdi. Derhal hâğil ! buzurüna - çağırttı. Rün hasebe î':*im b R «Mekt ya m'_'I ni büyütmemesini, bunu ta lı'ı_vıeulîı"mısıuı rica yollu Puşkine Wvkodı Mparatoru böyle bir harekete Zahhedig e Pepler ne idi? İş her halde fada Çdiği kadar basit Şairin aha 1833 senesindenberi Puşkin ATISINI seviyordu. .Syıer:vmllar:ra bir İ Tilan A Buna nazaran Prus bi £ Mektul Süymak — Nüstuzca Yyanlıştır. Mektup gizli ve Maksatlar güden saray a - -İrekse Avrupada bu saf İ p Puşkinin karısı damlarının karışık bir entr'kası idi. Sövyet Puşkincilerinin bu yeni telâk " kisine göre Natalyanm Dantesle ma - cerası tamamen arka plânda kalar. bir| hâdisedir. Puşkin, Natalyayı Çara yak- laştırmak maksadını güden bu entrika- da Dantesin de bir rol oynadığ'na kâa - nidir, Dantes Çar için iyi bir paravana . Puşkine yazılan © edepi imparatorun kuci ni taşıyordu.. Puşkin, ilk zamanlı tersburgdaki Hol! Hekkern tarafından gönderildiğine za- hip olmuştu. Hekkern, Danlesin ma - nevi babasıdır. Dantesi çok sever, Fe-| na huylu bir adam olduğu için, Puşkin | aleyhinde yaptlan dedikodulardan bir çoğu bunun başı altından çıkıyordu. Puşkin bunlara istinaden, mektubun Hekkern tarafından yazıldığına zahip olmuştu. Halbuki sonradan anlaşıldı - gına göre mektubu yazan P. V. Dolgo - rukof isminde biri imiş.. Tî-ıl;ı*ı:ıı_ım n arkasında Puşkini sevmiyen bütün «yüksek sosyeter bulunuy: du. Puşkin Hekkerne çok ağır bir mek - tup yazdı. Maksadı onüu düelloya da - vet etmekti. Halbuki Hekkern işin al - dığı ebemmiyet karşısında mevkiini kaybetmekten korktu. İşi — kapatmak istedi sin Puşkinin karısın tir “mneli olmadığı! Puşkinin baldızını Dantesie evlendir di. —Bu suretle mesecc muvakk kapanmış oldu.. D Puşkin birinci düclle tekifini 1836 senesi tı—şrınisıni,.nde yapmıştı. Ara- dan henüz iki ay geçmeden, 1837 ge - nesi 26 kânunmmn.smdz Hekkerne bi- rll nden daha şiddetli, daha tah - kir edici bir. mektup yazdı. Puşkin doğrudan doğruya Dıntev_' mMmüracnat etmeğe tenezzül etmemişti. Bu mek - tuptan sonra Puşkinle Dantes arasın - daki o tarihi dü&llo gayri 'rabili içtinap bir hal aldı.. Puşkinin bu ikınci mek -| tubu yazmasına sebep ne idi?. İki ay evvel düellodan vaz geçm.sken tekrar buna neden lüzum görmüştü?. Bu key- fiyet o zamanlar herkes için sır kalmış, yeniden bir çok dedikoduların ortaya çıkışına sebep olmuştu. Düellonun hakiki sebepleri: Şairin ö- lümüne kadar giden bu düellonun ha kiki sebepleri, aradan yüz sene geçtik- ten sonra, ancak şimdi meydana çı yor. Gerek Sovyetler liğinde, ge - . kikatta bulunan âlimler, yeniden bir çok vesisi kalar buldular.. Bu ves yardı - mile Puşkinin ölümün! SON ; POSTA Dünkü Büyük iİkramiyeyi kazanan hamal ilk iş olarak yeni bir küfe alacağını söylüyor! 12000 Lira kazanan Bi pğıg alilileri i Yurdu talebesi verilen müjdeyi sevinçle karşıladı, fakat biraz sonra babasının son keşide biletini satın almadığını öğrendi İstanbuldaki talihlilerin küçük ye - künu bir nebzecik kabardı; ve yüzü gü- lebilen sayılı vatandaşlar arasına bir- kaç yeni sima daha katıldı: Çünkü dün ayın on biriydi. Ve her ayın on bi- rinde havadan serpilen nimet birkaç başr daha tasadan kurtardı. Biz talihsizler, nice zamandır. müjde alamamanın acısını, talihlilere müjde vererek Bi iye çabalı ne bu itiyatla, bir haş çektik. Ve bir defa daha anladık ki, pi- yango çarpm. nda, diğerinde kine benze şideleri yüzünden vuku bulan mes'ut hâdiselerin hepsi di ğerinden acayip, diği başka olu- yor. Bundan şüpheni: güzeştlerimi okumak zahmetine katla nıverin! * Dün, bir tesadüf karsısımda duydu - ğum teessü eleştirmeden edemi- yeceğim. Çü bu tesadüf içimde, pi yangodan amorti bile kazanamı dan çok daha deri dırdı: 12000 lira kazanan 25264 numa: biletin arcası, Nimet gişesi ta fından Sultanahmet, Akşam Kız San- at Mektebi talebelerinden I1l1 nu - maralı Bayan Muzaffere satılmış Gişe sahibi Bay İsmallie müjde ver mek üzere mektebe gittiğimiz zaman lalebeler dersteydiler. Müjda N mektebin, tal ri kadar genç müdiresi Bayan H ye verdik. O yaşta 6 mevkie yükseliş nin bütün sırrı, mültemadiyen işleyen bir zekâ ile mütemadiyen parlayan yu | , “İmusak bakışlı gözlerinde okunan mü tevazi mül g — Mükemrnel haber... dedi... Ve geniş masasının kenarındaki zile basarak ça; ı hademeye emir ver- di ! — Kızım Zil ça (111 Muzafferi bul, bena gönder!. Hademe dışarı çıka: — Müjde verme işini size bı Bundan tatlı vazife olu mu ? Çok geçmeden, müdiriyet mahzun, mahcup, temiz bakış! genç kız giriyor. Müd ı'î* nin göster ilişiyor. B: bir di m cevaplarını almaya niyetlen sim sualleri, bana taş çıkartan bir maharetle soruyor ? — Baban ne iş yapar Bayan Muzaffer, a merakla cevap veriyor : — Adliyede çalışıyor... — Başka işi yok mu? — Var.., Radyo, elektrik, telefon montörüdür! — Ayda ne kadar pari kazanır? Eğer, Bayan Halidenin yüzünde, bü tün endişeleri giderebilecek kadar ay- dinlik bir neşe olmasa, zavallı talebe, kâbus görür gibi terliyecek. Fakat mü diresinin sakin gülümseyişinden aldığı bir emniyetle, ve sorulan suallerin hik metini kavrayaâamamanızı uyandırdığı üsle boynunu büküyor : — Bilmiyorum kil Hiç alâkadar ol- madım o tarafile!. — Sen zengin olmak istemez miy - din? — İsterdim tabili — Ne yaparsın zengin olursan? — Bi — Nasıl hiç? Meselâ benim elime bol para geçseydi, bir apartıman yaptırır- dım. Sen ne yapardın? Belli ki, masum kızcağızın zihninda, müdiresinin şuuruna karşı haklı bir şüphe uyanıyor... Muzaffer? ter tık bir muamma olmaktan k | Bu süretle bu sosyal facinyı ö de de yavaş yavaş kalkmış - oluyor... Rusçadan başka henüz hiç bir dile çev-| mı. bu vesikaları Türk oku-| annemi kimseye mühtaç etmemek için! rilmemiş olan yucularına gazetemiz vasıtasile ülk de- fa olarak biz veriyoruz. (Arkası var) — Ben... diye kekeliyor... ve ilâve »| ediyor: — Emin bir köşede saklardım para- Maazallah babama bir hal olursa — Piyango biletin var mı senin? ” , bar “|Ja yerinden doğrulurken Bayan Hıhde. “|ilöve etti çalmaz. hemer £ | çası, Piyango Genç talebenin gözlerindeki teces - süs perdesi, âni bir intikal ışığiyle yır- tildı. İçeri girdiğinden beri ilk defa sonra kişe sahibine baktı. Ve se- çle cevap verdi : — Hayır... Babamda... — O halde, hemen babana koş, ve biletinize 12000 lira vurduğunu müjde le... Ondan da müjdeyi koparır, emin |bir köş saklayacağın paralarının ya n, Olmaz mi? 'Talebe, müdürünün sözlerine inkiyat Fakat sakın mektebi ihmal ede Yarım ilk işi gelip #ni sordurtmak ol alebe, dışari çıkarken, sa - emle cevap verdi: rkadaşlarım, mektebim © ka dar ucuz mu Bayan Müdire?.. Sizi 12 4 liraya birkaç gün bile satabilir mi . Oradan ayrılışımızdan iki saat sonra, Nimet gişesi sahibesi Rayan Nimet te- I. an Mu - ni bu keşidede al izde kalan - bileti ar bir kahveciye elefonu kapatırken, küçük Muzaf - ferin, sukutu hayal babasının fay- ve hazin pişmanlığınmı düşünü - nlara hiç istemeden his vicdan azabını | settird yorum ! * 50,000 lira kazanan biletin bir par- gene Nimet gişesi tarafından, Taş kasapta, Bahtiyarefendi sokağlında, ma İrangoz Ahmedin evinde hamal Süley - mana satılmış. Hama) Süleyman sırtındaki eski kü fesinden başka sermayesi bulunmıyan ve üstündeki hırpani esvabının cebin- İde hiç bit zaman bir Uradan faz! | taşıyamamış olan kavruk biz kü Ön üç, on dört yaşında ya var, ya yok... Talihli fikaraya, kendisine ikra Yedikulede Hacıpiri Caddesi himmet İstiyor Yedikulede Hacipiri caddesinde 18 numarada oturan bir okuyucu - muz, Bay K. A. Battal diyor Yedikule haricinde, fabrika işi lerinin sabah, akşam, haltâ gece geç- Ükleri bir yol, tek bir yo! vardır ki adına Hacıpiri caddes! derler, sene- lerdenberi tamir yüz! görmemiştir, esasen Arnavut kaldırımı denilen a- lelâde taşlarla döşelidir, bu taşlar da yok mi Ben tramvayda bile bilet yi? van! hızla açıl mana, sonra bize vaziyeti anla! mektey tan yaşlı bir hanım, bir gün onu, Nimet gişesine götürmüş. ğit uzattırıp: miye vurduğunu söylediğimiz zaman, Acaip acaip yüzüme baktı: Bana kimse vurmadı! Demin Hü- |samettinle biraz itiştik ama, şakaydı o.. — Öyle vurmak değil canım.... Ha- n yadan Para kazandın yani! Saf ve temiz yürekli çocuk, bir ağır ithama maruz kalmış gibi kaşlarını çattı: — Ben havadan kazanmıyorum para yıl.. Akşama kadar sırtımdan yük in- ail gülüyor : — Artık yük taşımıyacaksın ! Çocuk gene endişeli: : Neden? Yasak mı ediyorlar yi * Hayır elfendim, hayır... Biletisi senin? sıl bilet! yyare bileti... — Tayyare bileti ne gezer bende?. alinryorum! rada, bulunduğumuz alçak ta - loş ve rütübetli odanın kapısı or. Ve içeriye giren adam, Çük Süleymanın boynuna sa o nçle k yo — Zengin olduk Süleyman! Süleyman hâlâ şaşkın. İçeriye giren adam, öksüz Süleymanın amcası ma - rangoz Ahmet, o, vaziyetten hiç birşey anlamadan, bir Nimet gişesi sahibinin, bir benim, bir de amcasının yü yyor, Amcası anlatıyor: üne ba — Hani sen bana bir kâğıt vermiş- tin... Bir kadın verdi diye... İşte o * nunla para kazandık şimdi... Hem de çok para... Ve marangoz Ahmet, evvelâ Süley- nan Bminönünde hamallık et- Kendisine daima yük taşı- ymiş. Önüne bir sürü kâ het demiş. kâğıdı, ih- — Seç şunlardan bir Küçük Süleyman seç! tiyar bayana uzatmış. İhtiyar bayan: — İki tane seçmişsin! demiş. Ve bi- rini çantasına, birini de Süleymana uza tıp ilâve etmiş: (Devamt 13 üncü sayfada) - —ei —0 yer yer çökmüş, otomobillerin şöyle dursun, arabaların ve yayaların bile geçmeleri çok güç bir bale gelmiştir. Fazla olarak bu bozuk cadde ufak bir yağmur yağdı mı göl haiine gel- mektedir. İlâve edöyim k: bu, bozuk caddenin bir tek lâmbası dahi yok- tur. Binsenaleyh bu cadde üzerinde evi olanla: hu; bu caddeden geç- mek mecburiyetinde bulunanlar pek güç va ttedirler. Geçenlerde sokaklarda. yeniden Jâmba asılacağı yazılırıştı. Bu lâm- balardan bir kaç tanesinin bizim sö - kağa asılmasını ve bi da tamirine himmel edilmesini dilerim,