Güneşin lekeleri yüzünden vukua gelecek felâketler Rasathane müdürü Bay Fatin kendisile görüşen mharririmuize neler söylüyor? Geçen salı g i salı gü Sön Postadı bir tek Yazı çıkmadı. ki.. în:nx birinci sahife- *Grip salgınlığ Ba sebep - güneş elermiş.» Serlevhalı bir yar Z vardı.. İşte oya - X. Bir Fransız est « Tonomu, yani yil - Üz âlimi sinemaMuharririmiz Rasathane müdürü Bay Fatinle konuşuyor alı olmuyan bir ilmin| — O da olabilir, ihtimal siz etten an- hi - demiş ki: * hyorsunuzdur. — Dünyadaki fırtınaların, grip sal -|. — 'Yok harplerin, ihtilâllerin falan | anlarım. nle güneşe bakarım, le- Klân hep sebebi güneşteki lekelerdir.|'keler çoğaldı mı et almam. Çünkü © Güneşteki lekeler çoğaldı mı bu kabilj zamanlarda kasapların ahlâkları da bo- Belâlar da dünya yüzünde çoğalır. zulmüştür. Keçiyi koyun, eşeği Sığır Slimdir diye satarlar. Güneşten Fransız astromoni — âlimi Orama âlim de ele benzer, Nasıl el el - — Daha başka hocam. den üstünse, âlim de âlimden üstün- Bi 5 — Daha başka, senin cebinde şimdi " Ben de Fransız astromoni Alimine | ( 5. Çapur biletinle matbaaya kadar daha üstün olan ayni ilmin âlimi >cek tramvay parandan baş- Bay Fatinle bu bahis üzerinde bir mülâ iğin yok. ü t Yapmayı düşündüm. Bindim vapu- Ta. İndim Kandillide. Az gittim, uz Kittim, dere tepe düz gittim: nihayet ".lham*n in kulesinde Bay Fatini bul- Gütn. ka met — Aman üstat, fala mı baktın? — Hüşh.. Ne fala baktım, ne de re - güneşe bakıyordum ya.. — Merhaba Bay Fatin. KA EDEĞ — Merhaba evlâdım, seni hangi rüz- r attı, karayel mi, lodos mu? — Oradan anladım. Güneşte lekeler çok olduğuna göre senin fena bir vazi- yette olman gerek... Fena vaziyette de — Vallahi üstadım, lodosun At- | Sasıl olabilirsin, paran yoktur. :dıiını bilmem, kşm_vcle gelince: Sa-| gu ge eveti Karayeli kastediyorsan onun pe - ü EÇMZ S Tende atmaktan beni buraya atmiya|: — Hem sen bu akşa MĞ a . Vakti yok. Ben kendi ayakcağızımla Tınla müthiş bir kavga edeceksin.. — Reldim, — Bunu da güneşteki lekelerden mi anlıyorsunuz? — Tabit.. Daha evvelden bu kavga anmıştır. dâ. '[;hSen bamil misin, akrep müsin, Ş ü ekber misin, yoksa dübbü as - mı? hazı — Yok üsi n > bi -| — Affediniz ı:m'nı_hcmm karı ko- Hi ö 'ök üstadım, bunların hiç biri de Ca Kavgüları yaltız txya!_rolırdı ö ile yapılır.. Tiyatro haricinde böyle bir ğ * Burçlardan ayaklı olanları say -| şey olmaz. — Olur $ daha sayayım rmı? Sen sokağa çıkarken karın H, FAfi üstadım sayma, ben burç de-| Şenden ne istedi, düşün bakayım. İnsanım. — Akşama gelirken terzime uğra, 1s- İıı; Ya demek ben daima yıl - Jadığım elbiseyi al, dedi. hi rla birlikte yaşadığım Iç — Cebinde para olmadığı için sen bu İ;lı Pek tanıyamam da. Şimdi söyle ba- | elbiseyi alamıyacaksın. M niye geldin? Tabii. — İşte kavganım sebebi, hem evvel - — Beh muharririm. San Postaya )_:-A farım, Tâya gelmemin sebebi de şu: Reler Ftansız astromonisi güneşteki le-| & nıı.'-"" dünyadaki fırtınalara, grip sal- Ağma, harplere sebep olduğunu söy- İemiş bu doğru mu? : Doğru mu da söz mü doğru ya! Demek hep bu lekeler yüzünden.. velden hazırlamış oldu, — Hakkmız var. — Daha söyliyeyim mi? Ba n ha — Kâfi üstadım söylemeyin.. ._n oı;ııl hep bu Jekeler yüzünden,| & eyin, dedim. Çünkü söyleyin Gikleç, FFansız astronomunun bilme -| g.çeyi im: İhtimal güneşin lekelerinden leri hqpb“*-îek şeyler olur ki sebep- | golayı hangi doktorum bu yıl müşteri- güneşteki lekelerdir. leri azaldığımı, hangi avukatın itibar- -— (dan düştüğünü, hangi mimarın yap - Me Söyleyin de bari bunları gazete - / mimar Yazayım. tığı binanın temelleri çöktüğünü isim - ğ Yaz öyleyse. lerile teker teker söyliyecekti. Ve ge- Söyledi, ben not tuttum: ne şimdiden sonra neler olacağını, kim- .ı— Güneşte lekeler yökken dünya -| lerin başına ne l'ıoîâ'.ır geleceğini sa - ' da fenalık namına bir şey yoktur. | yacak, başına belâ gelenleri teşhir et- Demek öyle ha! mem, başına belâ geleceklere kötü ha- — Tahit öyle.. ber vermem için beni teşvik edecekti. — Meselâ ne gibi fenalıklar? Yalnız bir şey sordum: —- Sen koyun eti yerine eti,sı -| — Simdi merdivenden inerken aya- r eti yerine eşek ,,’, yer .,ğîâ.', ğım takılıp düşecek miyim? Malüm ya — YVallahi bitmem. güneşin Jekeleri.. — Yersin! — Hayır. Lekeler o derece büyüme- L Olabilir, aksini iddia etmem. diler. Merdivenden raha? rahat inebi- Fakat ben yemem. lirsin! ** * | yecekler. mil atlım. Sadece sen gelmeden evvel ler. den hazırlanmış demekte haklı oldu -| öumu da isbat etlim. Yani o sana el -| ” bisemi terziden al demekle kavgayı ev- | HÜZ. (Tamdığın kadından| En mes'ut kadın — Ben mes'ut kadın görmedim, de- di, bunu diyen bir kadındı. Sordum: — Mes'ut k, - din nasıl olur? Mes'ut ka- dın güze! kadın - dır. — Ben bö bir kadın tan: rum. — Amma- hiç bir kusuru o0) « mıyacak. — Benim t « nıdığim — kadının hiç bir. kusuru yoktur. — İstediği za « man sarışın, iş « tediği Zaman es « mer olabilecek. — Benim tamı « dığım kadın isşte diği zaman sarı- gin, istediği za « man esmer olur. — En güzel elbiseleri, en güze! man- toları giyebilecek. — O, en güzel elbiseleri, en güzel mantoları giyer. — Bir gün giydiğini öbür gün giy - miyecek, — O, bir gün giydiğini öbür gün giy- merz, — Bütün kadınlar ona gıptayla ba- kacaklar... Giydikleri bizim olsa, di - — Evet, bütün kadınlar ona gıptay- la bakarlar, Giydikleri bizim olsa, der- — Onu gören erkekler ne mutlu böy- le karısı olana, diyecekler. — Onu gören erkekler ne mutlu böyle bir karısı olana, derier, Ve her zaman yirmi beş yaşında kâl- ga, seneler geçse, o bir yaş bile büyü- mese, — Her zaman için yirmi beş yaşın - dadır. Seneler geçmiş ve o bir yaş bi Je büyümemiştir. Benimle konuşan kadın yüzüme tu- haf tuhaf baktı. — Şaka ediyorsunuz. Dedi. — Hayır, diye cevap verdim, ciddi söylüyorum; hem bu kadının öyle bir hususiyeti var ki hiç bir kadında yok- tür ve olamaz. Sordu: — Bu hususiyeti nedir? — Ömründe bir kere bile yalân söy- Jememiştir. Merak etmişti, meraklı meraklı tek- rar sordu: — Bu mes'ut kadını göremez miyim? di göremiyeceksiniz; görürsü- ye gö: müşsünüzdür de.. — Hiç zannetmiyorum. — Ben görmüş olduğunuza eminim; bütün kadınlar gibi siz de ona gıplay- Ja bakmışsınızdır. Giydikleri benim ol- Sa demişsinizdir. Hattâ onu kocanız da görmüştür. Ve gördüğü zaman: — Ne mütlu böyle bir karısı olana sözünü içinden gelerek söylemiştir. — Anlamıyorum, ben bu kadını ta - nımadım, tanımıyorurm, tanımak isti - yorum. — Tanıdınız, tanıyorsünüz ve eğer bir kere daha tanımak isterseniz bu - lunduğu yeri size söyliyeyim. — Söyleyin gidip — Caddeye çıkınız, sağa yürüy birinci değil, ikinci değil, üçüncü ma - ğaza var ya! — Evet var. — Mağazanın önünde durun, came- küna bakın, kendisini £ rsünüz, Â- dını da söyliyeyim: Manken! KONM Zeytinyağı istihsalinde dünyada altıncı geliyoru : Memleket dahilinde bir yılda istihlâk ettiğimiz ya miktarı 18 milyon kilodur. Bunun 11 milyon kilosu sanayide kullamılıyor : Memleketimizde yemeklik olarak|yağı, 523 bin liralık salamura ze- a bir sene içinde sarfolunan yağ, yedi bu | gitmektedir. çuk milyon kilodur. | Sanayide de 11 milyon kilo zeytin yağı stiflâk edilmiştir. Bizde yemeklik olarak - kullanılan | mış bulunmal yağların kısmı azamı (5 - 8) ve ancak pek cüz'i bir ksemı da (1 - 5) asidi ih- tiva eımekıedır._ ! Burdur (Hususti) — Son zaman- Son on senelik zeytinyağı istihsal|larda zahire fiatları burada da hissolu« yaziyetimize nazaran birinci beş 'sene istihşal vasatisi 19.600 ton ve ikinci beş sene vasatisi - (1925 - 1930) da 2,400 tondur. Bu yağın yüzde 27 si memleket içinde yemekliklere, yüzde İspanya dah plerden dotuyı çok sarsılmış olduğundan bundan « e birake Burdurda zahire fiatları yükseldi nacak derecede yükselmiştir. Bu yüz« den birinci nevi ekmek 12, ikinci ne- vi eEimek 10 kuruşa Çıkarılmıştır. dBcıl bol zahire sevkiyatı yapılmak-« tadır. Bir çok hayvan tüccarları bura« 35 şi sanayide kullanılmakta, yüzdelya kadar ğelerek) civardan kasaplık 37,9 u da ihraç edilmektedir. hayvan satın almaktadır. Burdurda Zeytinciliğimiz ve havalirinde kasaplık hayvan kalmar Türkiye zeytinciliği bügünkü vazi-|mış gibidir. yeti itibarile dünya zeytinyağı istihsa- NLT linin ancak yüzde 3,6 sını temin eyle-| Yugoslavyada ilk ve sonbahar panayırları mekte ve sıra itibarile de Gncı gek Yugoslavyanın Lublyana şehrinde mektedir. Z Bu işde birincilik İtalyada, ikinci-İ5 , — ( Gce A l tarihine kadar devam etmek üzere bir Lk İspanyada, üçüncülük Yıınımiıu_m]; SK S belöli ilkbahar ve 1/12 Eyl9l/1937 ye kadar Memleketimizden harice her sene "Z:î:x.:::; ; d':ll;':"î" sonbaltar pas azami 6 milyon 1L1 bin liralın zeytin —— Üa ee araanaRER G aRaaaa İskenderiye konseyyesinin temasları İskenderiye konseyyesi Sıtkı Nem- li dün Türkofiste ihracatçıları toplıya- rak hasbıhalde bulunmuştur. - Konup- |malara bugün de devam edilecek, pa- zartesi günü Sıtkı Nemli İakenderiyeye hareket edecektir. İstanbul Borsası kapanış fiatları 11 - 2 - 1937 1 Dolar 20 Pransız Pr. Pamuk rekoltemiz Bu senenin pamuk rekoltesi olduk« ça bereketlidir. Rekolte itibarile birim ciliği Birleşik Amerika, ikincilği Hin- İdistan, üçüncü Çin, dördüncülüğü |Rusya, beşinci Misir, — altıncılığı Moksika, yedinciliği de Türkiye almak- tadır. Ticaret ve zahire borsası ti Şubat 937 İTHALÂT | — Buğday 220, arpa J0, çavdar 15, yapağı 59 1/2, tftik & 1/2, mısır 105, beyaz peynir 12, Un 38, mercimek 11, Jasülye 3, hulgur 6, pamuk 2 1/2, zeytinyağı 12 1/2, parmukyalı |38 ton. İHRACAT Dün ihracat olmamıştır. SATIŞLAR Buğday yurnuşak kilosu 6 kuruş 22 1/2 pas radan, Buğ losu 6 kurüş 33 para- dun, Buğday kınlca kilosu 6 kuruş & parı dan, Arpa Anadolu kilosu 4 kuruş 37 parge dan 5 kuruşa kadar, Mısır sarı kilosu & kü- ruş 38 paradan 5 kuruş 4 paraya kadar, Sü- sam kilomt 17 kuruştan, Afyon İnce kilösü 610 kuruştan 560 kuruşa kadar, Tiftik mâl Kilosu 140 kuruştan 156 kuruşa kadar, Yü- pağı Anadolu kilosu 66 1/2 kuruştan, Yapa- ğ Trakya kilosu 75 1/2 kuruşdan '19 kuruşa 1 İsveç kuranu 1 Türk altını 1.Banknot Os. B. tondra Nev-York Atina Cenevre Bolya Amstardam Prag Viyana Madrlâ Berlin Varşova Budapeşte 27888 27643 Hlkudar, Peynir kaşar kilosu 39 kuruştan 4 Moskova M.91 24.95 kuruşa kadar, Zerdeva derisi çifti B00 ku- stokholm S M48S SKM uştan, Sansar derisi çifti 3500 kuruştan 4000 T T Y YAT Tuşa kadar, Kunduz derisi çifti 1275 ku- ESHAM raştan 1600 kuruşa kadar, Tilki derizi sira KA H K Kaşesiş İ 100 kuruştan 968 kurüşa kadar, Porsuk Üa Anadolu şın. * 60 KUN risi çifti 625 kuruştan 690 kuruşa kadar, Çi 6000 — 0000 kal derisi çifu 200 250 kuruşa pesin A Şım. © 60 vadeli) 0000 — 00,00 Bomonti - Nektar 0,00 — (.00 Aslan çimente 1860 — 14,65 Rerkez bankası İsTİ kuruştan dar, Tavşan derisi adedi 21 kuruştan 25 ku- ruşa kadar. Landra Misir (Laplata) şubat tahmili kor« ı.,ıu.unıuıpınımuıııumuı. Londra keten T. (Laplata) şubat tahmili tonu 11 sterlin 15 gilin kilosu 7 K. 12 santim, Anvers arpa (Lehistan) şubat mart tahmili 100 kilosu 123 B. İrank kilemı 6 K. 22 san- tim, Liverpul: Buğday mart tahmili 100 Hibresi B şilin 'T 3/4 penl kilosu $ K. 86 san- tim, Şikago: Buğday (Hartvinter) mayıs tahmili Buşeli 135 3/4 sent kilosu 6 K. 38 santim, Vinipek: Bağday (Manitoba) mayıs tahmili Buaeli 128 1/2 sent kilosu 5 K. $8 santim, Hamburg: İ çfindik (Giresan) der- Ha) tahmil 100 kilosu 155 R. Mark kilosu T8 K. $1 santim, Hamburg: İç fındık (Levan) derhal tahmi) 100 kilosu 156 R. mark kilosu TI K. 90 santim. (Türk borcu T peşin nıs m15 » » Tövadei| 2ms n.x » » II vadeli| 2110 z120 AHVİLÂT Açılış 6040 3935 60.00 89.35 Anadolü I pe- 1 vadeli 1i pe, TI va, Anadolu mü. peşi