Vuz | j " | Konuşma: Hatırata dair Ş azan: Nurullah Ataç Haliş Fahri Ozansoy, ihtiyarlamış bi, hâtıratını yazmağa ba: sa kesmeyip de devam etse, çok tatlı yazıyor. Bize, sevdiğimiz veya tanın - Tirlerim henüz birer müpt miş Mu r b rakamadan ler de tanıt Ya hiç tanınma- ölüp Hırist iyanların, mış, ya sonradan unutulmuş azizlere ek, o azizler git lerin, sanatkârların da bir lüzum yoktur. bedit baba - mirası her nesil tarafından tekrar gözden peçirilip te- mizlenmeli, hafifletilmelidir. Okunma- sı lâzım gelen kitaplar -pek çoğalırsa insanların gözü yılar, o kitapların hiç birisinin okuyucusu kalmaz. Büyük rin de tesiri, hizmeti vardır; fakat s: arihi bir mahkeme de- erin hakkını da rumakla mükellef olsun. O, insanlığın bedii servetini asırdan asıra nakleden bir vasıtadır; daha iyisi, daha tamamı, daha mükemmeli olan eserleri atıverir. Çünkü onlar, kalanlarda, zaten bilkuv Ve mündemiçtir. Fakat eserleri okunmıyan, okunma- sına lüzum kalmıy rirleri ar dahdır. mağa lâyik olacak eserin şahıslarımız da ehemmiyetli olduğunu hatı: Bugünün bir sanatkârı, bir muharı ne kadar naçiz olursa olsun, ne kadi yanılırsa yanılsın, çalışması yine kül- Tün vücud bulması i ıçuı lâzımdır. On ağ, tıncı, on beşinci a n kalmış is'nin eserini, yahut Nedim'in şiirlerini okurken biliyoruz ki onlarda, evvelce veya o /aıu.ml:ırıln çalışmış birçok kimselerin himmeti var dır. Hattâ denilebilir ki, ilimde ul:ıın sanatte olsun, her büyük eser bir k nin değil, bütün insanların birden h meti ile meydana gelir. Varsın şeref yalnız büyüklere ait olsun! Onlar bü- tün insanlığı birden temsil eder; fakat küçükler de o şanı, şerefi temin eden eserlerde kendilerinin de bir hi: bi |Palto hırsızlarının muhakemesi rin, devri gösterecek, kal -| | .lundı.,._ııı. düşünerek iftihar edehilir- k ümid Nurullah Ataç Lodos fırtınası Samatya açıklarındı iki sandal devrildi Evvelki gün başlıyan Lodos bir ö |müddet fasıla verdikten sonra dün sa- bah tekrar başlamıştır. Bu yüzden A- kay vapurlarının seferleri ârızaya uğ- ramıştır, Birdenbire başlayan fırtına bakım | &te | terbiyeli ki, | ka |den denizde bulunan sandallar da müş kül vaziyette kalmışlar, kendilerini is- kelelera zor aüRMşlerdir. Samatya açıklarında ava çıkmış o- lan balıkci Aleko'lü Bascini've Kir Yorla Mahatadisi sandellüküsücüdire rek sahile çıkabilmiştir. Sandalları da bir saöddat doüra dalgalar karaya d | mıştır. Üniversiteden, kademisinden ve kahvelerden palto ça lan bir şebeke yakalandığnı yazmış| tık. Dün bu şebekenin Sultanahmet i-| | kinci sulh ceza mahkemesinde duruş-| Güzel san'atlar A- İmasına başlanmıştır. Mevkuf bulunan | suçlular Süreyya fabrikasında çözücü | İlyas ve Fatih Atpazarında oturan Mahmut — Şevkettir. - Gayrimevkuf suçlu İsmait mahkemeye gelmemiştir. Mahmut Şevket isticvabında İsma- n kendisine getirdiği pahtoları sattı- ğını söylemiş ve İsmaili bir palto tüc-| carı zannettiğini ilâve etmiştir. | Mahkeme mevkufiyet halinin deVl'i mına ve sabıkaların sorulmasına karar vermiş ve duruşmayı başka gunr bı- — —e — — Okuyucularıma Cevaplarım Silivride Bay «Ş. Ş.» a: Dost iki ailenin biri kız, diğeri er- kek - ikiçocuğu ileride yekdiğerile evlendirilecekleri düşüncesile bü - yütülmüş olabilirler, kendileri de bu düşüncenin tesiri altında kalmış bu- Junabilirler, kabul ediyorum. Bu te- sirin gerçek bir aşka tahavvül et - mesini de mümkün yorum, erke- ğin askere gitmesi ile araya giren fasıla esnasında kızın bir başkasına gönül vermiş olması da kabul edile- bilecek şeylerdendir, fakat erkeğin askerlikten dönmesi üzerine kızın yeni nişanbısını muhafaza elmekle beraber eski göz ağrısına dönme - sinde biraz mantıksızlık sezmez mi- siniz? Hâdise hakikaten vaki ise size biraz bekleyiniz derim. * İstanbulda Bay (S. M.) € Mektubunuz fazla muhtasar, bir fikir edinemedim, size her hangi bir hizmette bulunabilmekliğim tafsilât veriniz. için “CÖNÜL İŞLERİ ni bitirmiyen, para kazanmı nayınız. gönlünüze avunduracak başka gi - maları elbette bulursunuz. ne olmıya çalışmaktır, Cihangirde (S. B. M.) e: Düşünceniz yerindedir, askerliği- kat bir erkeğin yaşça kendisinden bahsinde sizinle fikir birliğim yok - tur, Dikkat ediniz, yanılıyorsunuz. bir genç kız, evlendikten sorıra ko casımı aldatacak bir kadındır. Çekici bir kuvvete malik olabilir. Fakat si- zi bedbaht edeceği Xendi kendinizi tesir altında bırak- muhakkaktır. Biraz etrafınıza bakınız, * Cezaevinde İsmaile: Kundura boyacılığından yükselen pek çok kişiler olduğunu bilmez de- ğilim, Meselâ Amerikalıların bir Cak Landoan isminde muharrirleri var - dır kt hayata bu sıfatla atılmıştı, mil- yener olarak öldü. Romanları Ame - * rikan edebiyatının şaheserleri ara - Bursadan yazan Tekirdağlı kıza: Şimdiki halde yapılacak şey ev - velâ tahammül etmek, sonra da mümkün olduğu kadar sür'atle an « sında sayılır, ben sadece anlatılan hikâyeye inanmadığımı kaydetmiş - tim. Mesele bundan ibarettir. TEYZE ' » - | * | | 3 z | ya baş - lamıyan evlenemez. Burası iyi, fa - büyük bir kadınla yuva kurması * Nevşehirde Bay (M. E.) ye: Daha evlenmeden yalan söyliye: devrilmiştir. Balıkçılar güçlükle yüze-| * SON POSTA Münebbihli saat Bir münebbihli caktı. Saatçinin gös'teri baktı: — Bu saalin isteni manda çı nalıdır? — Hafifçe sarsı * Terbiyeli hizmetçi Hizmetçisini du saat âla - Bi sa- m za - lması için he yap ak kâfidir. methediyor - Yeni hizmetçim o kadar dedi, midyelerin klarını aç için bile — İyi huylu kadın, hangi kadınlara derler? parmağile kabuğa üç defa vu- — Fena huylu erkek, denilen erkek lerle Tup vr—ıd İzin istiyor. olanlara.. Evloıılr mi? Oğlunu evlendirmek fikrinde idi, ar- kadaşları mütalealarını bildirdiler: Evlendirmek — istiyorsun sin, — Öyle amma, aklı başına zaman hiç evlenir mi? * Çektim E]_ı dc bir l—nşax. vardı. — Hayı — Kocamın en son fotoğrafı, am- ma zannedersem çekileli epey ol- muş. amma daha çok genç, hele bir aklı başıma gel- geldiği hak için cebimden —— e Ai -4 —C —- / K ae — Beni sevmediğini bir bilsem... — Ne yaparsın? — Bu oltayı ıriveririm. Pazartesi bayramın biri.. — Yok canım salı günü. Nasıl salı günü olur, takvim pa - Öyle amma biz bayramı matbuat balosunda yapacağımız için salı günü di ruz. x4 Olmaz mı ? Bayan yeni hizmetçiye sordu: — Senin adın ne? — Gül ! — Ben seni İclâl diye çağıracağım Eski hizmetçimin adı böyle idi. Peki bayan, ya sizin adınız? Neclâ.. — Ben de sizi Ayşe diye çağırsam olmaz mı? Eski bayanımın adı böyle idi de.. SENİN GİBİ BİR GÜZEL Gözlerin kara kara, Yaktur eşin maskara Benim de gel yanıma, Unutma arasıra.. — $t makine kocamım icadıdır, bu sayede her ay elektrik parasından on kuruş tasarruf ediyoruz. Saçların siyah ipeki Kıvırcık hem de pek pek, Okşamak istiyorum Ellerimi sürerek.. Aasaa eee k aA AAA AA BAA AA A GA AA MA R AAA AAA Trsdae eee RA evlenmiş Kadın — İlânı aşk ederken, s€$? yumuşak geliyor. Her zaman ren bayanı KÖİ — Köpeğiniz — Evde. — Niye Y—"' Kendi K'mö nin D geçen sene! p) sene ayni tasiik '(, kılıyor. * dı_ n]ıwı k — Hakiki £ hakiki gözyağt gözl ona vekâlet Vücudun Aydınhk_ 4 Senin gibi Dünyada