30 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

li | | Yanardağa giren'er İki genç İngiliz seyyahı Meksikada- ki — Popokatepet dağına çıkmış - lardır. Bu dağ es- ki bir völkan, ya- ni yanardağdır. Genç seyyahlar volkanın — deli - ğginden aşağı in- mek hevesine kapılmışlar. Sazdan ö - rülmüş sepetlere girmişler ve halat - larla kendilerini aşağı - bıraktırmışlar. İki yüz metre inmişler, fakat kükürt buharı ve sıcaklığa daha farzla taham - mül —edemediklerinden — kendilerini tekrar yukarı çektirtmişlerdir. tmişlernâö , ecmfhy tmfhy etmm İm Kan verenler cemiyeti Pelikan 'tuşu çocuklarına yiyecek yerine kendi ka- f nını — vermesile 5 meşhurdur. Ye - ni Zelândada has- talara kan ve - renler bir cemi - yet teşkil etmiş- lerdir. Cemiyet için de rozet ola- rak Pelikan kuşunun resmini kabu| şt- mişlerdir, Kristal Palas Geçenlerde Londrada bir yangın bl- 'du ve bu yangında meşhur «Kristal - palas» yandı. Büu Kristalpalas, camdan yapılmış bir saraydı. 1851 de Hayd - parktaki büyük sergi için yapılmıştı. Yapılması için bir milyon üç yüz elli bin lira sarfedildi. Plânını yapan Jozef Pakston plânı sergi komitesine gösterdiği zaman ken- disile alay etmişlerdi. Yalnız kraliçe Viktoryanın kocası ©- lan Prens Alber plânı beğenmiş ve ya- pılmasını arzu etmişti. Kristalpalas ye- di ayda yapıldı. Kuşların ötüşleri Kuşların içinde söz söyliyen papa - gandır. Diğerlerinin ötüşleri birbirle- rinin ayni zannedilir. Meselâ Türki - yedeki bir saka kuşu İile başka bir memleketteki saka kuşunun ötüşleri birbirlerine benzer. Bir Alman âlimi bu kanaalı değiştir- miştir. Alman âlimi başka başka mem- leketlere gitmiş ve ayni cins kuşların seslerini gramofon plâğına almış, bun- ları çalmış ve anlamış ki her memle - ketin kuşu bir başka türlü ötüyor. B h Gaçen bilmecemizde kazananlar Geçen bilmecemizde kazananla- rın isimleri pazartesi günkü sayı - mızda hepsi bir arada olarak neş - redilecektir. Pazartesiyi bekleyiniz. | Pullu otomobil a Dünyada posta pulu meraklıları pek çoktur. Bunlar posta püllarını toplar, kolleksiyon yaparlar, Böyle bir meraklı yaptırdığı bir ©- tomobilin Üüzerini pulllarla kaplatmış- tır. ÖOtomobilde tamam 37700 — tane pul vardır. Ve bu pullar altmış ayrı devlete aittir. Arabın kısrağı Bir Arabm bir kısraâğı varmış. Bu kısrak aşiret içinde bir tane imiş.. Bü- tün diğer kısrakları, atları yarışta ge - ri bırakırmış. Bir gece bir hırsız ÂAra- bin kısrağını çalmış. Kısrağının çalın- dığını haber alır almaz, kendi de bir. başka ata binip peşine düşmüş. Arap hirsıza yetişmek üzere iken birdenbire aklına bir şey gelmiş: Hiç kimsenin | yetişemediği kısrağa böylelikle ilk de- fa yetişmşi olacakmış. Kısrağının elinden gitmesinden çok çıktığı kadar bağırmış.. — Budala, topuklarınla kısrağın kar-| nını sıkıştır ki koşsun. Hırsız dediği gibi yapmış ve kısrak alabildiğine hızlanmış. Kısrağın sahibi Arap ta kısrağına yetişilemediği için rahat bir nefes almış. Bilmecemizden bir kile çikolata kazanan İstanbul erkek Tisesinden Ali KYŞ Monoloğ: Ben mimar olacağım Ben, yani şu boyumla, apartıman bo- yunda işlere kalktığıma mı hayret ediyor - sunuz.. —Acelem yok., Oldum de- medim, olacağım dedim.. Yani da- ha epey zaman lâzım. Bir kaç İ- rın ekmek yeyip ondan sonra Mi - mar olacağım. Dediler kit Mi - mar olmak için mimar mekte - bine gidip oku - mak lâzımmış... Tuhaf şey, Ne di- ye mimar mek - tebine gidilip o - * ; kunuyor, bunu anlamadım. Mimar ol- mak için mimar mektebine gitmek de- ğil. Parası çok olanın yanına yaklaş- mak Jâzımdır. Öyle ya apartıman pa- ra ile yapılır.. Sizin var mı? Yok mu? Vah vah vah.. Eğer paramız vardıysa yediniz. Ben size güzel bir apartıman plânı ha- zırladım. Kırk fırın ekmek yeyip ye- mediğimi mi soruyorsunuz.. Daha ye- medim amma, gene bir plân yapabili- rim, Kırk fırın ekmeği yedikten sonra da mimar olacağım amma, o zaman bü- yük mimar olacağım, Bakın.. Kaç paranız var sizin, kürklü bayan? Her halde en zengin siz olma - lısınız; Böyle oldufu kürkünüzden bel- li! Şimdi ortaya iki bin lira çıkarın.. İki bin hira kâfidir. Amma ortaya dedim- se, salonun ortasına bırakın manasına değil. Yani sözün gelişi öyle geldi. Çün- kü salonun ortasına koyarsanız para- L ——— sı olacak, daha sonra asansörü, mut - nızın deve olması ihtimali vardır. Şimdi soruyorum: — EKaç katlı apartıman istersiniz? Söyleyin canım, bir katlı deyin, beş, katlı deyin, on beş katlı deyin yapacak ben'değil miyim, ötesini siz düşünme - yin,. Apartıman kapısı olacak, sonra oda- fağı olacak, bütün bunlar olunca iş ta- mam demektir. Mimarlık bitti. Bun - dan ötesi taşçının, marangozun, duvar- cının işi. Ha bakın unutuyordum. Â- partımanda benim için de ayrıca bir oda olacak.. Niye olmasın! Madem ki apartımanın mimarı benim, bir odam da olmasın mı? Tabiit lüzumlu.. Fvet yaptığım her apartımanda kendim için bir oda ayınrım: Bir kaç katlı apartıman yaptıran ba- yan demin ortaya koyun dediğim para hazır mı? Hazırsa onları bana verin. — Niçin? Diye mi soruyorsunuz, size apartı - manınızın plânını yaptım. Mimarlık bu bedava olacak değil ya? Siz o para ile apartıman mı yapacaksınız? Hayır ca - nım, boşuna sevinmişsiniz.. O para a- partıman için değil, apartıman plânı- nı yapan mimar için, yani benim içindi, plânı görmediniz mi? Söyledim ya, herkes işitti. Apartı - manın kapısı olacak, odası olacak, a - sansörü olacak; unutmıyayım, bir de benim için ayrı oda olacak, işte plân.. Lâf aramızda, mimarlık çok kolay bir işmiş değil mi? ** J j ae Yeni bilmecemiz mıştır. Bu top oynıyan insanl_ar arasında bir kişi var ki bütün seyirciler ona ba- karlar. Bu kimdir? Niçin herkesin gözü ondadır. İyi top oynadığı için mi tanınmıştır; yoksa başka bir mesleği vardır da, o yüzden mi şöhret kazan - Resmi kesin, herkesin gözü üstünde olan oyuncuyu işaret edin, kim ol - duğunu, mesleğini yazıp bize gönderin. Bir kişiye bir mektep çantası, bir kişiye de gazetemizin bir aylık abonesini mükâfat olarak vereceğiz. Diğer yüz kişiye de ayrı ayrı güzel hediyeler verilecektir. Ha0 GA GA Ü ü dd Gd üÖ ü üÜü ÖÜ ÖÖÖ ÜÜÜ ÜÜÜÜÜÜÜÜ Bd dd b dd : Ceketini bir ağaç kütüğüne asan fotoğrafçıyı Zürafe nasıl korkutmuştu? N Yirmi dört tafi yi simde gördü a — L_Lı Arkadaşıarın'_” bir de büyük M ef lğ kaldırmak ıur;;";a, küçük, bir de V debilirsiniz.. | vj S | — Dört kibrit ”M bir büyük muf“bw Deyin. gene .': kibriti kaldırıp rını yaparsınız L ( , söy'lem;yeceğin vereyim. , — On kuruş ı;y biliyorum.-. '

Bu sayıdan diğer sayfalar: