5- İkincikânun SON:POSTA: Hakiki * Matmazel Doktor,, hatıralarını anlatıyor Casusun vücudu da ruhu gibi Sayfa » 7 - — Eski bir sporcu ile mülâkat “Sporu diriltmek için | nankörlüğü öldürmeli;,, hizmet ettiği Devletin malıdır Fransız casusu Paul Roger'i Almanyadan kaçırmıştım. Üç ay sonra ben Fransada Amiens cephesinde Almanlar için çalışırken o hastaneye yaralı olarak geldi: “ Ben seni kaçırmıştım dedim, bu sefer sıra sende.., O kaşlarını çattı “Sizi kaçırmıya hakkım yok. , diye cevap verdi, burnuna kloroformu dayadım ve oradan kendimi zor kurtararak kaçtım! Galatamaraylı Nihad «Futbole tam yirmi beş yıl hizmet / ettim, d'”f- Yarın oğlum büyüyecek, kendisine spor hayatımı anlatacağım, belki de: (Atma baba, bu kadar hizmet etseydin eline bir takdirna- me olsun vermezler miydi?) diye itiraz edecek. O zaman çıkarıp or- taya koyacak bir teneke madalyam bile yok!» ?ız»m sporcularda, arada sırada bir Pprofesyonelleşmek arzusu — seziliyor. Hiç şüphe yok ki, bu temayülü doğu- Tan sebepler bir çok defalar - anlatıl- mış, tahlil edilmiştir. Bugünkü halde biz futbolde, - eski | Mevkilmizi bile muhafaza — edeme' bul M iş unmaktayız. Futbolde geri kalma- “bepleri de bir çok defalar an- ahlil edilmiştir. & îülsk bence, sporcularımızda ara $- üksoden profesyonelleşmek hastalı 'pnA, ve futbolde eski mevktimizi- bile bi ayın eşhi ma müyeser lmüşar e V Nnîiaîin.Amukemmı»l bir iş adamı kesilen uhmm':ımı. A'denlu hanındaki ya- H .;ı başında harıl harıl meşgul bol me'."daı:u:A EE SaeaĞ Sör Ka vm a geçmiş yılların hatıra- oluydu. Benim o resimlerle alâ- kâd.’l ğ 0 l T olduğumu görünce, acı acı gük — Yirmi li - Kü d;?ı:îiî—?:u iteğin biraktiğı mğıı?,'g:ğ':"'. Çekoslovakyaya Ben © yirmi heyçmîı _bgş gün kaldık. | timde 25 vyüda Z:n içinde, memıek_g. Ti temin ettim! azanamadığım — kâ- - Bu yirmi * na Y'—if—îh:;nl::n:ığğıîun' oranın kâr yılı- |/ Nihad d ç B ihad Asım, dertli dertli içini çek- — Spor bayatım, kızı ! K , men sence de| malürüdüni.. Gâyet iyi bilesin ki, ktü-| üne benim kadar Yürekten baği K cular, sayılabilecek kadar .yd;ı " & îemm ıı_;in. sarı kırmızı renk 'uğrun-' eda edilmiyecek hiç bir şey yoktu. Tam yirmi beş sene, durmadan d.nlen-l megî; Şabaladım durdüm. diğim :ı Çıkıp ta kötü bir oyun çıkar- üti man günlerce uykumdan olur, Büvı':'ı'; içmeden kesilirdim. hq&;mümısabıkılann arifelerinde, Te b':.lâzımı.bıçak açmazdı. 'gün, gördüğün gibi, herkes tarafında; Yelîey.mn' famamen unutulmuş vazi- Vaktile be, na alkı Sormu: Man t ni avuçlarını patlatırcası- ;:ı:ıy“h'- bugün hatırımı bile ayrlar. İçlerinde, rastladıkları za Altı mamazlıktan gelenler bile var. Oğlum gç tihda bir çocuk sahibiyim. yeti ğ y koyu Galatasara Yirmli Bi zaman ona, sevdiği klübe tam dudakb;î*m hizmet ettiğimi söylesem, | S vkecek. Çünkü ona, klübüme i tleri ispat edemiyecek Vaziy TAELİ, Tp lern Ni “huğgm Yarın kendimi ona imi liğim için, bu gördüğün Tesimi , gördüği oğ_“n—:rdcn başka hiç bir şeyim yok. Bi Aıy"“'“' sığınıp ta: Yirmi b'ğ"' baba.. Sen Galatasaraya bir takdir; sene hizmet etseydin, eline di? diye Tüme olsun . vermezler miy- ıı;.yxîf Borsa, verilecek cavap bula- tine düşeceklerdir. Bence, dendir ki, #porcularımız leşmek tehlikesile karşıl maktadırlar, futbolde geri kalışımızın başli SElima Nihad bir Galatasaray * Fenerbahçe maçından evvel Zeki ile karşı karşıya sade bu yüz- profesyonel- Jaşmış — bulun- Sporun her sahasında olduğu gibi ica sebep- Ku | ü de say- leri arasında nankörlüğümü mamız Vâzım. e Söylediğim sebepler, spor heveskâr- larını bayli azaltmış bulunuyor. Nerede o eski günler? Her klübün bir dördüncü, bir üçüncü, bit ikinci, bir «Bs, bir de birinci takımı vardı... En beğenmediğin klüp, bir gün içinde meydana yüz futbolcu birden ' çıkarâ- biliyordu. Şimdi ne dördüncü; ne üçüncü; ne ikinci ne de «B>» takımları kaldı. Fut- bolcular, iptidaiyi, rüştiyeyi, liseyi bi- tirmeden darülfünuna giren eski, sağ- 'lam tavsiyeli talebeler gibi, dördüncü, sü, ikinci takımlarda oynamadan | birinci takıma gifiyorlar. Ve bugün | €en kabadayı klüp, meydana çıkaraca- Bı on bir oyuncuyu güç halle toparla- yabiliyor! Müthiş bir futbolcu buhranı vâr... Bu gidişle bu buhran da, iktisadi buh- ran gibi, önüne durulmaz bir hale gi- recek! Spor bevesile beraber, sıhhat sevgi- si de azalıyor. Seyre gittiğim maçlarda, meydana çıkan oyunculara bakryorum. Çoğu çerden çöpten çocuklar... İnsan koştukları sıçtadıkları zaman âdeta bir yerlerine bir hal olmasından korkuyor. Belli ki, hiç birisinde, güzel vücut sa- hibi olmak-arzusu yok. Bir ayna karşı- 'sında soyundukları zaman vücutların- üçür Harbi umuminin — marul ve meşhur scasusu Madmazel Doktor hakkındâ şimdiye kadar bir çok yazılar yazıldı. Bugün Hamburg- da kocası ve çocuklarile bir inzi- va hayatı yaşayan Erna Zornig Fransız mecmualarından birı'ndc[ bir makale yazarak Matmazel Doktorun kendisi olduğunu anla- tıyor, ve diyor ki: «Madmazel Doktor ismile dört kişi ortaya çık- tı, Fransızlar sarışın olan her Al- man casusuna bu ismi verdiler. Ben de bu sayede hayli vartalar atlattım. Ben İsviçreli idim, Pa- riste tıb tahsil ettim. Ondan dola- yt bana Madmazel Doktor ism'ni verdiler..» Erna Zornig Fransiz hastane- lerinde çalışıyor, kendisinden şüp- heleniyorlar, bir. gün hastaneyi yüzüstü bırakarak kaçıyor - ve İs- viçrede Paul Roger — isminde bir Fransiz casusile tanışıyor, hattâ o- nu seviyor, Roger kendisine Fran- sa lehinde casusluk yapmasını tek- Kf ediyor. ÜUsttaratını aşağıda okuyunuz. veirll df bir zaman arzu etmedim. Bunu yapar- ken ahlâki bir gaye takip ettiğim! zan- petmeyiniz. Hayır... Fazla yorulmak - tan, iki taraflı tehlikeye maruz ka! - maktan korktum. Paul Roger bana bu teklifi yaptığı zaman: — Hayır dedim, ben Almanya aley- hine çalışamam. — Niçin sen bir Fransız kadını Al - manları bu kadar çok mu seviyorsun? O zaman onun açık mavi gözlerine baktım. Kanım bifden - kaynayıverdi. ıyatımın en büyük münascebet - İ i yaptım. Ve kelimelere bastı - ra bastıra: En Büyük Münasebetsizliğim — Fransanın lehine çalışamam, de- dim. Çünkü ben Fransa aleyhine ve Almanya hesabına çalışıyorum. Roger titredi, sarardı ve tek bir ke- lime söylemeden * yanımdan ayrıldı, gitti. İşte yaptığım münasebetsizliği o zaman anladım. Bir casus, hiç bir za » man mahiyetini ortaya koyamaz, bü- na hakkı yoktur. Ve eğer kazara böy le bir iş yapacak olursa vaziyeti der- tindedir. O artık iş göremez, istihbarat daki biçim bozukluğundan oza duymu- yorlar. Halbuki biz “vle miydik ya? Bir kaç gene evvelki fuLbol takımlarını bilmez misin? Meydana çıktıkları zaman saha. yı imanına kadar doldu:urlardı. Halbu- |ki şimdiki yucuklar, meydanı o kadar dolduram.yorlar ki, insan onları seyre tabirile (yanmış) demektir, Ben bu cesareti gösteremedim, â - mirlerime vaziyeti anlatmadım, yap « tığım budalalığı itiraf etmekten çekin- dim. Bir müddet Roger'i muhayyelemde yaşattım. Sonra kendimi hüdiselerin Ben iki taraflı bir casus olmayı Biç| bal mafevkine bildirmek meoburiye - | | Madmazel Doktor sanılantardan Victorico Kretschmann — Sizinle dansetmek istiyorum, de- dim, Hiç şaşırmadan: — Memnuniyetle, dedi. Belimden kavramıştı.. — Azizim, dedim. Alman casus teş- kilâtma mensup olduğumu size s le- miştim. Her halfde'Almanların sizin gi- bi bir şahsı yakalatan kitnseye 50,000 mark vendiklerini biliyorsunuz... Beni bu servetten mahrum etmek istemez- siniz... — Hayır azizem. ettirmek istemem, buna mukabil de size bu paranın iki mislini veririm. Kalbım çarpıyardu. Sıkgık nefes - hyordum, Yüzbaşı Bergin beni süz: ü san ' İle dans ettiğimi anlamış mı İği. Roger'ye: — Çok naziksiniz dedim. Benim bu paraya ihtiyacım yok, sonra kendi hü- kümetimden bunu almak imkânı var- ken sizden niye alayım. Bizi dikkatle süzen zatı gördün mü? Roger sırtını çevirmeden: — Evet gördüm, dedi, yüzbaşı Berg değil mi? — Görüyorum ki epey malümat al - mıştınız. Biliyor musunuz ki benim tek bir sözümle derhal burada tevkif edilir ve idam sehpasına gidersiniz. Fransız Casusunu Kaçırdım Nazarları bulandı, vaziyetinin Ümit siz olduğunu gölamıştı, erkestra dur du. — Çök susadım, büfeye gidelim; de- dm. Yolda âancâk işitebileceğim — bi sesle: — Akibetin ne olacak, diye sordu? — Paranız sizin olsun, dedim... Sizi kaçıracağım. Kendimi — yok 'Yan kapılardan birinden beraberce Çıktık, o-0telinde tebdili kıyafet eder- ken ben onu takside bekledim. Zürih şi- mendiferi yarım saat sonra kalkacaktı. | teshir edebilirdi, kısa bi , r flörtten sons Derhâl gara gittik. Susuyorduk. —Az|ra geceyi zabitin odasinda geçirmek ü- yardı. Brezilyalı zengin ve ha bir kadın rolü oynuyordum. zarfında derhal bir sey hastanesi kurdum. aldım ve Amiens haslaneyi tesis ettim. Her gün İs; yadaki bir kızılhaç teşkilâtına dört beş yal rom, gibi şeyl tiyen telgrafların gunu tabii karilerim anlamı: te böylece uzun müddet vazifemi yıkile gördüm. Bir akşam $ doğru hastaneye bir çok ya diler. Roger İle Üçüncü Defa Karşılaştım Nazarlarım bir sedyede yaralı olan bir askere ilişti, fazla 1 çe « kiyordu, gözleri kapalı idi. Pansuman yaptım, o kendine gelip te gözlerini açtığı zaman yüzüme baktı... İşte o sı- rada kanımın damarlarımda dondu - gunu nıssettiim, az daha meydana vuracaktım. Yaralı yatan Paul Roger idi Buraya nasıl gelmişti. Berlinden kaçtıktan sonra, casusluğu bı: orduda mı hizmet etmeğe başlamış Beni tanıdı. Gülümsedim. Onu gör- düğüme âdeta memnun olmuşt — Geçen sefer ben seni kaçırmış dedim. Bu sefer sıra sende. Kaşlarını çattı, yüzünü buruşturdu. — Bizi kaçıramam, dedi, hakkım yok. Ve bağırıp çağırarak beni ele v meğe kalkıştığı zaman derhal burnuna kloroformu dayadım ve uyuttum. Are tik örâdan kaçmak lâzım geliyordu... 'Tabil durmadım. Berline avdet ederek vaziyeti bil - “İ|dirdim, niçiü da kı ğ ğünü görüyordum. Acaba Jekeli bir in- gi DAT AM ada ğıraa gae Tattım. Anne Warie Lessner Kaymakam Nicolai ile görüşmek ü « zere bekleme odasında bekliyordum. Mavi gözlü sarışın genç güzel bir kız da orada idi. Biraz könuştuk, ismini sordum. — Matmazel Doktor, dedi. O zaman ilk defa istihbarat bürosu- nun sahte Matmâzel Doktorlar çıkar- dığını anladım ve canım sıkildi. Bu genç ve güzel kızın ismi Anne « Marie Lessner idi, Fransada istihbarat ikinci şubesinden de çalışan Fransız a- janlarının isimlerini çalmakla vazife » dardı. Ona bu vazifeyi çocukluk ve sevgi arkadaşlarından Karj vermişti. Ayni uğurda, ayni gaye için çalışıyor- lardı. Anne - Marie Lessner Fransada is « tihbarat ikinci şubesine mensup za « bitlerden biriyle tanışmıştı, bu zabit her akşam bu jtisteleri çantasında eve getiriyordu. Ondan bu listeleri almak için tehli « keli bir aşk oyununa girmekten baş * ka çare yoktu. Anne - Marie çok güzeldi. Zabiti r Çıkax.pgm Zira o vaziyette — kalınca, Ortaya kavabi üy ine koyuverdim ve onunlu Ht : ğ byiı'. Yabilecek bir tenekt | jerken gayci ihtiyarl: $ '—';:am Di dödk” ber .ıldl::e:nâç daha; —— - zere aldığı teklifi reddetmedi, bir ca - Haa b ç —— Acaba, diyor, ortada 22 kişi ynk|— YALÜKE » «— Gitme, ikimiz bereber ölsek- te| sus hiç bir şeyin karşısında irkilmeme- Düt ıılıı; Ce söylediğim gi- İ müu? Yoksa takımlar eksik mi çıktılar?) ”"w_"' İK Kai iu*“:dîm“":--- Yahut beraber kaçar| liydi. Casusun, vücudu da ruhu — gibi ü a aN AA vakirı : öyle bir di; im - ki i i SAA |zelera a VA Laeen| —et e aS DN e| ea ga gl e he MMM İA SAKayü'Gağ Şümez tmazı bana Bir İ sbdandı. Zİra hepel de, canlı oluşla- | müddet is'irahat sünek üzere Berll-İ caktım. Fakat nefesim tıkandı, hiç bir| yaşatlar KSK AAT mârı olarak, TÜ YT z ll e eps_ı le, atletizmle ©-| ne Aunmüştüm; Bir akşam — 13'ihbarat isy söylemedim. Hislerinli gizı:d:m, qumrkm Karl içer; girecek, ma « alya hediye ettiler... Fenerbahçeli Beki 'P:î,:::;r::u ki arkadoşlarından hlğ:'f zabit ile be-| korkudan mı? Hayır, vazifeme merbu- xîı,ıç;;.-[ !ımei'ş";; " İ,î:f,:;km"m Tüyor muş ha z T; - İraber Wintergerteada oturuyordum. | 'iyeti i? Hayı ge DA dehşetini? un ara yerdeki farkın :gı:u);nuğun atlama rekoruna Sa-| orkestra Mavi Tunayı çalıyordu; Vals ;KC::;:::I !Trîlı Hı:g.ğ’y:lîçı; casuslu- :ı, d;ıîn çı!ğu_ıkı, lfîpl.mn önünde o » Soranım'sana, bir amatii Ni u _d_nmımn yüksek — atlama | bitince o sıralarda Almanyada bulunan *r ERORLILİRÜNÜ işlettenie. v eli kn » bir amatör sporcunun | gampiyonu idim, Leblebi Mehmet, yüz| Pransız ajanları aleyhinde #mansız| — Paul Roger'yi kaçırdıktan sonra ar- Şı.ınğ;n::::e dF A *K OERN le anlıyafaktı. İ T Tn ; Bir '©Ydanındaki emeli ne olabilir? | metreyi !2 saniyede alırdı.. Daha ne bir mücadele açmış olan yüzbaşı Parça şöhret, bi h g tık Berlinde kalmıştım. İsti - i lâyıki :nrîi da uv.ıcv'e :;k:.âîı'il 'ıf',,ş'Hb:r bileyim ben? Çoğunun, atletizm saha-| Berg yanıma oturdu. Şuradan bura -| yordum. Amie:me.şharp olîlı:ıağ!:'lnîın d Armf ““.’“'!“ Miyıkile "yapıyondu, huh SPora yirmi beş, muı8 l':x'rk :ıl sî ka b l:m" T;;şdmeri kabiliyetle-|dan konuşmağa başladık. Benim göz- | bizim tııqkiıinm;ı üç ay hiç bir haber 'ı=aur'aı hş_fıfıb_ır Foi YERK G İZMet etmiş : AAA KD lerim dans edenlerin üzerinde idi. Bir- i ürüyor, gürültü yapıyor, zabitin şüp» & iş emektarla: hallerin rtleri: b z idi, Bir-| alamamıştı, Pransızlar bizim ajanları- | hesi ü önlla n Börüyorsun! rın eri Haklı dertlerini döken değerli e e aözü a ; ğ esini davet etmemek için elinden ge- A Sun! On; h 4 e SE UN spor-| denbire gözüm Paul Roğere ilişti, e -| mızdan dört k l n iç inden gi knrlu.(!cr—:ııı “rı::" uğr—ıdu,ı”. nan-|cuyu, içeri ginen bir ziyaretçisile yal- | yet!.. O idi ve buralara kadar îokul . xrusu:n sı.ıa!sı;şıwıî'l)m"mşı'"Y-"or ha yap!yor—_du, ı'f.»ıf'“ hade GÜL ŞARĞ ; gören amatörlerde g kurşuna dizmişlerdi. | beklediği halde hâlâ kapının önünde 0- çalış- | piz bırakmaya davranırken o: mağa cesaret etmişti. Birdenbire ye - SEvki, yti Herda y K Hen,i < Yetişme hevesi kalır mı?| — İşte böyle... ü $ - | n 'Tekrar Fransaya dönmek ve kurşuna | tomobil sesini - vee _Ifm de, emeklerine manevi bir & ; el ,7: evıîelâ n'::hığwm dirilt- | zimden kalktım, kalabalığı yardım, | dizilen arkadaşların yerini doldîır . 19:'13( lm.jeediî,:? î.nı.u_xı 5 HAtRA _K”ı le görmekten ümidi kesince ı;ı&x: ;n -'Çv rlüğü öldürmek | Berg bana bakıyardu. Partenerini ye -| mak vazifesile tekrar işe baş Bi İ n liadez a iş ı.dîııhayeı slukb_îîuz ddi bir karşılık temiri etnek gayresi — rihe oturtmağa giden Rogeri kolun -| gün bir tahtelbahirle İspanya sahille-| u... Kari filhakika eve girmişti, ken « , Selim Tevfik — İdan yakaladım. Tabi bir eda ile — İrine çıktım, koynumda müthiş para ADevamı 8 inci sayfada)