HUUT TT NNT 31 Birincikânun “ çephelerinde hareket yapmamamızı is- Sekizinci kısım No. İttihad ve Terakkide on sene KAFKAS CEPHESİ MUHAREBELERİ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen — SON İOS'I'K 2 Sarıkamış felâketinin müsebbibi olan Enver Paşa birhamlede bütün gözleri kamaştıracak bir zafer ıstıyordu Bir taraftan Ruslar Erzurumu. alıyorlar, Trabzona yaklaşıyorlar, öbür taraf'tan da bizim bu cephedeki kuvvetimiz, az evvel İrana gönderilmiş bulunuyordu. Bu akıllı uslu bir muharebe değil, hüyük lmvvetler ve ordularla yapılan bir çetecilik idi Enver — paşa, düşmanın — hiç| bir şeyden haberi olmadan çev. “İ rilmesini — temin — etmek — üzere 5| orduyu —öyle cebri bir — yürü - ' yüşe sevketmişti ki bu hareketi seyre- denler onu yalnız çılgınlık ve mecnun- luk kelimelerile tavsif ediyorlardı. Kar, kış, soğuk dinlemeden, yiyeceği, harb malzemesini düşünmeden — insanların takat bu kadar zora ve şiddete ta- hammül edip etmiyeceğini hesaba al - madan, elinde silâh, bizzat herkesi yü- rütmüştü. Birinci ve ikinci günü şevk ile yürüyen asker, üçüncü günü sarsıl- mış, döndüncü gün kırılmış ve ondan sonta dökülmüştü. Ona bir gün mola demişler, dinlememiş, yalvarmışlar, kulak asmamış, lüzum gördükce firari diye ötekini berikini bizzat öldürerek orduyu ilerletmiş ve orduyu ileri sür- müştü. k affakıyelsizli, Bu esnada takriben yüz yirmi bin ;Kılkıı c?:ın“ı:ıd.v;: Paşa Ba kişilik bu mükemmel ordu daha harbe | | — | | ü gea ğ KOĞK ç . TİNİ >sas suslar için zor- ıgi.rmeden. kırılmış, — ezilmiş, bitmiş la kazandıkları Zaferin büyüklüğünü O zamanlar bu faciaya dair tedricen | lsebilmeğe elbet imkân yoktu. Bizim bir çok hikâyeler dinlemiş olduğum Bf_k'n df' Bibe fı_“__k'î:ü'::' karlora halde mağlübiyetin büyüklüğünü an -| SOMe göme yürüyüp karşılarına zaten çaki'ğek ıgonrı;ın ınlı;ııbıldî: mağlüb olmuş bir ordu ile çıkmış ola- Bu, © kadar büyük bir facia idi ki cağımızı hesaba - koymadıklarından, mağlbiyetin büyüklüğünü Ruslar bi |kuvvetli bir ordunun — mukavemetini le önceden, bizim gibi, anlamamışlar -| besab ederek, tâkibe geçmediler ve bu dı: Düşman gazetelerinde okuduğum sayede -Enverin ordu kumandanlığını Rus tebliğleri hem hücumu zayıf tas- Hafız Hakkıya bırakarak — İstanbula vir ediyorlar, hem de bizimkileri gayet | koşmasından sonra mahvolan ordu ye- kolaylıkla mağlüb ettiklerini söyliye-|rine yeni bir ordu vücuda getirilebil- rek pek az mikdarda esir aldıklarını i-| mek için vakit kazanıldı. Bu yeni or- lâve ediyorlardı. Alınan esirlerin azlığı |duyu da, lekeli hummadan Erzurum bizim ordunun iyi bir halde ric'at et -| hastanesinde ölen Hafız Hakkının ye miş olduğunu göstermesi lâzım gdıı .F aei ken meğerse sonradan anlaşıldı ki bu! güzel ordu yolda cebri yürüyüşle eri -| tilmiş olduğundan Ruslar büyük kitle- lerle karşılaşmamışlar ve bunun için a- hnacak esi rde bulmamışlardı. —Sıfır - dan aşağı kim bilir kaç derece bir soğuk | içinde insanlar gerek giderken, gerek | dönerken donarak ölüp gitmişlerdi. Facianın büyüklüğüne bakmız ki, Fon der Goltz paşanın dostü olan kiy- metli bir askerimizin ondan naklen bi- lâhara bana anlattığına göre «bu çıl - gınca harekete niçin mâni olmadın?n | diye Liman fon Zanders paşa, o za..ran erkânıharbiye ikinci reisi olan Bron -| zar paşa üzerine yumruklarını sıkarak ' ve gözlerinden yaşlar akıtarak hücum etmiş, o da mâni olmak için elinden geleni yaptığını, Fakat, söz geçireme - diğini söylemişt * Sarıkamış felâketinin önüne geçilememişti Hiç şüpbe yok ki Almanyâ ve Al - manyanın o tarihte Türkiyedeki mü - messilleri bir kasım düşman kuvvetle- tinin bizim üzerimize çekilmesi mak - sadile gerek Kanal va gerek Kafkas Allahın yarattığı tabil ve saf Pırınç. yulaf, mercimek, day, irtmik, patates, çavdar, türlü, badem, HASAN Özlü Unlar ile gocuklarınızı besleyiniz ve büyü- tünüz. Vitamini ve kalorisi bol o- lan bu özlü unlarından istedikle- ve sevdiklerini — bıktırmıya- buğ- mısir, arpa, tiyorlardı. Ancak, evvelce yazmış ol - duğum gibi, ikinci Kanal taarruzuna mâni olmak için Alman karargâhinın son dakikadaki müdahalesi gibi, bu meşhur Sarıkamış çılgınlığını da Bron- zar'ın mâni olmıya çok çalışmış bu - | lunduğunu işleri - yakından bilen bir| çok yüksek askerlerimizin ağızlarından çok defa işittim. i ve bakkallarda bulunur. Hasan Bir taraftan aldıkları esir ve top İf deposu, İstanbul, Ankara, Beyoğ- “adedine bakan, diğer taraftan da karşı- ğ lu, Beşiktaş, Eskişehir. larındaki ordunun kuvveti hakkındaki | rini rak değiştire değiştire yediriniz. Çabuk diş çıkarırlar. Hasan markasına dikkat. Başka marka verirlerse almayınız ve al- danmayınız. Bütün — eczanelerde ! rine getirilmiş yeni bir kumandan, Mahmud Kâmil paşa teşkil ediyordu. Rusların ikinci hücumları * Mahmud Kâmil paşanın bir hay- li müşkülüt içinde vücuda getirdiği bu ordu bu cepheyi bir sene kadar tuttu. Fakat, bu müddet zarfında da zaten Ruslar, büyük bir teşebbüse girismeğe tarafdar olmamışlardı. Onların asıl bü- yük taarruzları 915-916 kışında başlar ki bununla Ruslar evvelâ Erzurumu aldılar, ondan sonra sağ ve sol cenah- larile bir hayli ilerlemeğe başladılar. Onlar, bu ilerlemeyi, dura dura, kade- me kademe, dinlenerek ve - teennt ile yapıyorlardı. Halbuki bizimkilerin dü- şündükleri yalnız bir şey vardı: Taar- ruz! Nerede olursa olsun, nereye olur- sa olsun, nasıl olursa olsun, taarruz! O kadar taarruz ki, o tarihe kadar uzak hududlarda yaptığımız bütün taarruz> lJarın verdikleri neticelerden alınan dersler kâfi gelmiyormuş gibi, bir de İrana taarruz hevesi başlamıştı. Rus - ların 915-916 — taarruzu -başlamadan, bu hevesle Mahmud Küömil paşa ordu- sundan mühimce bir kuvvet ayrılarak İrana gönderilmişti. Bu kuvvetin nok- | sanı, bu Rus taarruzunun kohyhklıı netice vermesine elbet olsa gerektir. (Arkası var) İstanbul İkinci İNâs Memurluğundan: Fenerde Camcı Çeşme sokağında oturmak- ta ve Cibalide Pener caddesinde 174 No: da sabunculukla meşgül bulunmakta olan A - leksandros Stupaki iWlâsi 26/12/936 tarihinde açılıp tasfiyenin adi şekilde yapılmasına ka- rar verilmiş olduğundan: | 1 — Müfliste alacağı olanların ve istih - |kak iddlasında bulunanların alacaklarını ve istihkaklarım ilândan bir ay İçinde İktnel HMüs dalrecine gelerek kaydettirmeleri ve idelillerini (senet ve defter hulâsaları ve sa- ire) asıl veya musaddak suüretlerini tevdi ey- lemeleri. 2 — Hilâfına hareket cezal mes'üliyeti müstelzim olmak üzere müflisin borçlarının aynı müddet içinde kendilerini ve borçlarını bildirmeleri. 3 — Müflisin mallarışı her ne mfatla olur- sa olsun ellerinde bulunduranların o mallar üzerindeki hakları mahfuz kalmak — şartile bunları aynı müddet içinde dalre emrine ter di eüneleri ve etmezlerse makbül mazeret - ( leri bulunmadıkça cezal mes'uliyete uğraya- :_ıı..n ve ruçhan haklarından mahrum ka- Tacakları. 4 — 1/12/936 tarihine müsadif Perşembe lıııım aat 11 de alacaklıların Tik içtimaa gelmeleri ve müflis e müşterek borçlu olan- lar ve kefillerinin ve borcunu tekeffüi eden salr kimselerin toplanmada bulunmağa hak- ,;ları olduğu ilân olunuz. - (28716) e GüA LA İstanbul Asliye Altımncı Hukuk Mahkeme - sinden: Patma tarafından Şehremini Ereğli ma - hallesi Masura sokak 20/1 sayıh NO.da iken ikametgâhi belli olmayan kocası arabacı Ba Hd aleyhine açılan böşanma davasında: Müd- deaaleyhin ikametgâhının meçhuliyeti hase- bile dava arzukaline on gün zarfında cevap verilmek üxzere ve on beş gün müddetle ilâ- nen tebliğine karar verilmiş ve arzahalin bir nushası da mahkeme divanhanesine — talik gün zarfında cevap verilmesi lüzüumü tLebliğ yerinde olmak üzere Jlân olunur. — 730 HAĞ LK AOT SAŞED | ta: yardım etmiş | ” kılınmiş oldukğundan 98871788 NOM Besya- | ya ilân tarihinin ferdasından — itibaren — on | Hikâye 1926 haziran. Lisede son gün. Yı kapanma töreni yapılacak: Bir k müzik perçası, bir küçük piyes, bir söz.. Fakat sonu gelmiyen bir heye - can.. — Yatakhanelere, — koridorlara, sınıflara, babçeye sinen, tâ uzaklar - daki amne, baba evlerine, kardeş gö - nüllerine dalga dalga taşan bir heye can.., Koridorlarda seslenmeler, bahçede türküler, sınıflarda hep birden konuş- malar... Bütün bu birbirine karışan, birbirini kesen, sustunan ses birleşip kaynaşarak bikdiğmiz dillere benze - miyen yeni bir dil, heyecan ve neşenin dilini yaratıyor s a Tören neredeyse baqh)uc.ık. Si önlükler üstünde renk renk taze çekilere behziyen sarışın, esmer — genç »| başlar oradan oraya koşuyor, Smfhn oraya dahyor. Salonda son — telâş... İşte datevliler. İlk gelen siyahlar gi - yinmiş, sarı benizli, heykel duruşlu bir kadın. Sonra renk renk, her yaşta, her boyda bir insan kalabahğı.. Anne- ler, kandeş'er, ablafan, öğretmenler, talebe... Dudaktarda gülümseme, göz- lerde seven ve güvenen bakışlar. Herkes yerleşince bir Çift yaramaz e, bir çift göze yer bulmak için sahne perdesini aralıyor. Bu küçük aralıktan | yaramaz gözler küçük bir fotoğraf | NİNOM -| nen, gönlüne Yazan: Neyyir Karamıanlıoğlu töreni açan gmc ulunan bir adla H hiç? «Ninom» diye tapını a beşı «Ninor diye sev kn'n.ıp hıçlmğını— çahşıyordu. Kadını bahçeye ç 4 Yan, bayılmıştı. Bu fırltna belki on da « kika sürdü. Sonra Ninonun annesin « den başka herkes salona döndü. Yi gönükerin görünmez yerlerine çekiliğ gizlendi. Yaz yağmurundan sonra a e — çan bir güneş gibi salonda ve yüzlere de yeniden neşe doğdu. Fakat o gürü akşamranı yi sardı, nereye sindiysi hep ayni sözleri duydu: — Nino şöyle idi, zavallı Nino, — Nino böyle idi, zavallı Nino. lören& * 1927, Mektebin kapanma makinesi gibi Koridorlarda, em yüderce a | Yarınki nushamızda : LT S A ü ç v nede teyecaniğ Taşıyor. Sonra A | N bhazırlıklar.. A e kendi tecemi ” | Biminenin kaderi | Ht 45 Herkes sünden — ulanmış gibl kaçıp giz.e- niyor. Sahne — içinde sön fsıltılar: | Açrflan perdede bir yük kapanacak. | Koca bir didinme, öğrenme yılı. En güzel erle, en hoş bir piyesi, ve en k parçaları güzelliklerine sı- cal ve can katan dudaklarda bu kapanan yılı kutlulayıp uğurlıyacak - ler, Şimdi zahnede son sınafın birincisi: Siyah önlük genç vücudunu büsbütün Yazan: inceleştirmiş. Beyaz yakanın çerçeve- si içinde körpe yüzü içten gelen bir şenlikten ışık, heyecandan — pembelik almış. Neşeden, yoksa heyecandan mı, kim bilir hafifçe Ütriyen sesi tatlı bir müz! ş,.bı anne, kardeş, arkadaş, yetmen.. He—p seven ve duyan insan eklerine yayılıyor. " Ve hepsinde sevgi ona cevap oluyor. Fakat... Bir- den, bilinmez nasıl... Sahneye en ya- kım smalardan birinden acı bir ses: — Ninom, ah ninom diye hıçkıran bir kadın sesi bu körpe müziği kesi - yor. Bir kadın vücudü yıkılır gibi yere düşüyor. — Koşuşmalar... Ardı arası kesilmiyecek gibi bir karışıklık... Bir talebe: — Nerimenin annesi, çocuklar... Ni- nonun annesi, geçen sene ölen Nino - nun diye bağırıyor. Evet Ninonun annesi o... Daha bir yıl önce ayni yerde ve kim bilir daha ne kadar can Ve heyecanla dolu sesi gülüğ F. Bercmen Yal yiK soluk yü heykel duruşlu bir kadin bu taşkın ne şe aydınlığı içinde simsiyah, saps * 1928, 1929, 1930 ve fih... hep aynğ sahne... ve sevginin kalabalığına si w" yahhı kı hep.bir mabede girer gib sessiz sessiz karışıp, gölge gibi çeklli e yor. * ğ 1936. Lişenin kapanma töreni. Ge « — lenler, gelenler... Herkeste - bir neş bin neşe... Yahnız siyahlar giyinmiş, soluk yüzlü, beyikel gibi boyu öne e ğ ğilmiş bir kadın bu çırpınan, taşan, c0 şan şenlik içinde içli bir yasın sem « — bolü gibi... Ne söylüyor, ne gülüyor, — battâ ne de kımıldıyor sanki .. İlk vıl Bibi ağlamıyar da... Yalnız g mezi bir yerinden vürulmuş gibi öne doğru — çöken bu beykelin taş yüzündeki çiz « giler her geçen dakika ile biraz & a derinleşiyor. Dışa vurmıyan — bir dert bu taş yüzün arkasında gizlenen bü « yük anne kalbini bir kurt gibi kemirip yiyor, Dışına vurmayan yaşlar bu kel yüzü gizli bir bıçak gibi oyup çiz- — giliyor. Ve böylece... Her gönül yarasıns bir şifa eli olan yıllar bu büyük anne yüreğindeki yasa dokunmiya kıyma » dan, yalnız onu çerçeveliyen c yıkarak geçip gidiyor. Uyuşturucu Maddeler İnhisarından: ım'ıdıhıuvıhıadımhwlündmohıp&mmlımb- tirâk ettirilmek üzere depolarımızatevdi olunan afyonların — sahiplerine — 1935 - 1935 senesi satışlarımız üzerinden tediyesi lüzimgelen yüzde otuz- Yarın tevzii mukarrerdir. K ü Tıvuılıufn.-ilıuıı—ınlıuıuıı'lıı.ıiüM.ü— yapılacaktır. Alâkadarların muayyen günlerde idaremize müracaatları lüzumu — olunur. «3850n 4 1001 İlâ 1025 — 2 Könunusesi 1937 Cumartesi günü : Y0z6 ,, 1075 4 » * Puırhd # e 1076 , 1125 5 d , * ıızg » ug : » » Şııııılı w b 1176 ,, İ » 'erşenbe a 1226 ; 1275 8 * çe eee eeei t 1286 , 1300 9 M » Cumartesi , u S0l , 538 1l n » Pazartesi , y 539 , 588 12 v » — Sahı - ğ 58Y , 620 13 » » Çarşanba , p