31 Birincikânun SON POSTA Evliler;mes'utmusunuz? Aşağıdaki suallere cevap vermekle aile hayatınızın devamlı olup olmıyacagını tayin edebılırsımz Kocalar, bıraşınızı kahvaltıdan sonraya bırakır. misiniz ? Bir İngiliz meomuası evlilerin iyi birer eş olup olmadıklarını anlamaları için bir sual serisi tertip etmiştir. Bu sualler evlilirin günlük hayatından ve ekseriya anlaşamamazlıklara yol açan itiyatlandan alınmıştır. Kendi kendi - nize bir deneyiniz. Epeyce eğlenccek- SiNİZ. Her suâle şu beş cevaptan birin! ve- receksiniz. (Ayni mumara içindeki mubtelif suaklere ayrı ayrı koyacaksınız.) 0 — Hiç bir zaman. (İ) nadiren, (2) arasıra. (3) ekseriya. (4) daima. Her cevabın numarası — yanındadır. Sualin kanşısına vereceğiniz cevabın numarasına yazarsınız. Bütün — sualler bitince numaraları cemedersiniz. Mec- muu (210) u bulursa evlilik berbat bir halde demektir. Sıfırsa en mükem- mel bir halde. Numaraların mecmuu: 210 ise boşanmak muhakkak, 180-210 arasında çok muhtemel 120.180 arasında ihtimali var, 120- 75 arasında imkânsız değil 754 30 şrasında âilâ iyi halde, 30- 15 arasında çok iyi. 15 - 4 arasında Yevkalüde damek- tır. 4. 0 arasında ise bukadarı inanıla mıyacak bir iyiliktir. Her halde bita - raf kalamadınız. Suallere bir dah* ce - vap veriniz. İyi bir koca mısınız: ? — Yemekte gazetenize dalarak karınızı unutur musunuz? 2 — Karınız bir vak'ayı anlatırken «dur ben anlatayım. Kadınlar pek ol - duğu gibi hatırlıyamazlar» diyerek ©* nun sözünü keser misiniz? 3 — Bir toplantıda hep kendi hoş - landığımız şeylerden bahsederek ka - rınızı bunları dinlemiye mecbur eder misiniz? 4 — Karınızın yaşımı başkalarma söyler misiniz? 5 İzdivacınızdan bahsederken ebağlandık», «işte bu hayata girdik», «askerlik geldi çattı» gibi tâbirler kul landığınız vâki midir? 6 — Kadınların dalgın birer ev ida- recisi, birer aşk kuklası oldukların,, dedikodudan ve methedilmekten hoş- landıklarım söylediğiniz olmuş mu - dur? 7 — Karınızı ceşim, karıcığım> gibi sözlerle çağırır mısınız? 8 — Tıraşınızı kahvaltıdan sonraya bırakır masınız? 9 — Sikıcı bir misafiriniz olunca ga- zetenizi okumıya koyulur musunuz? 10 — «Bir radyo, bir ev veya bir oto mobil alacağız» yerine <alacağım» der Kocalar, kayınvaldenizi müdafaa ettiğiniz vaki mi ? numara | mMisiniz? I1 — Yakm tanıdıklarınıza afle sır- larmızı açar mısınız? Benim erkern ğumu h diyerek karı ayırır mısımız? 13 — Karını: Neden vaktin ol madı. Bi gün ne iş der m 14 — Karımıza haber vermeden eve misafir getirir mis ? 15 — Karımızı hiç «senin harcadığın paranın yarısile ben bu evi senden da- ha güzel idare edebilirim» diye tenkit ettiniz mi? 16 — Evlendiğiniz günün yıldönü- münü, karınızın isim gününü unutur- musunuz? 17 — Şu şeyler üzerinde uzun uzun izahata girişir misiniz? Tanıdığınız bir kadının maddi veya manevi ikleri hakkkında eski çap - kındıklarınıza dalr, Bir erkeğin alıştığı her hangi bir şeye nasıl bağlandığını karısının bir türlü —anlıyamamasının — fenalıkları hakkında, i bır toplantıdan görüyorsunı Zevceler, kocamza eskisi pibi genç görünmediğini söyler misiniz ? küllerini balı, dö- şeme ve saire üzerine savurur müsu * nuz? 20 — Eve girmeden ayakkabınızı iyice silmeyi unutur musunuz? 20 — Çamurlu ayakkabılarla halı, döşeme filân üzerinde yürür müsü - nüz? 22 — Karınızla tam bir davete gi - deceğiniz sırada yeni robunun onu şİş- man gösterdiğini hatırlatır mısınız? 23 — Bir nezleye tutulup evde kâl> mıya mecbür olunca ka zdan müte- madi bir alâka bekler misiniz? 24 — Kitaplarımnın etrafa dağıtıp sonra okuduğunuz yerin kayboldu - ğundan şikâyet eder misiniz? 25 — Dolapları, çekmeceleri açık b- rakir misiniz? Bir e; aldığınız ye- ri dağıtır mısınız? 26 — Hizmetçinin kusurunu gördü- ğünüz zaman bağıra bağıra azarlar m sınız? 27 — Bir toplantıda l).,xalar[.e ka- rınızdan çok danseder misiniz? 28 — Karınız bir davette tam beğe- nildiğine hükmvl.l!ğî sırada ona her ir noksanını söyler misiniz? 29 — Eve geç vakit dönünce güler yüzlü bir zevce ile sıcak bir soba bek- ler misiniz? 30 —. Karınıza «Neye öğleye 3edığl mi akşama da sofraya getiriyorsun?» der misiniz? 31 — Anlattığınız bir şeyin şeklini sofra örtüsünüm üzerine çizer misiniz? 32 — Hiametçinin önünde karınıza tenkit eder misiniz? 33 — Alışmadığınız bir yemeği ye- meden evvel uzun uzun muayene e - der misiniz? 34 — Karınızın bir odayı veya masa yı süsleyişinden şikâyet eder misiniz? 35 — Tıraş fırçanızla, tıraş biçağın? Zi orada burada birakır misiniz? 36 — Banyonuzu çok sıcak veya so Buk akdığınız için karımızın da sizin gi bi yapmasında israr eder misiniz? 37 — Tıraş olurken etrafiniza su ve sabun köpüğü sıçratır masınız ? l |a Zevceler, başka bir erkeği meselâ « Tanışmamz lâzım, ikinizde av meraklısısınız ! » diye kocamza tanılır misız ? 38 — Havlunuzu rastgele yere atar mısınız? 39 — Karınızın tarağiyle başınızı tâ Tar mısınız? 40 — Evde boyuna şarkı söylemek &detiniz midir? 41 — Lüzum ve ihtiyaç olmadan bir pijamanın pantalonile başka bir pija- manm ceketini giyer misiniz? 42 — Karınız beyecanlı bir kitap e- kuduğu sırada mutlaka işiği söndüze- rer yatmakta srıar eder misiniz? 43 — Karanımı sabahları sizi uyan- dırmaya mecbur bırakır misinız? 44 — Ummadığınız bir misafir gel diği zaman karınıza yardım eder misi niz? 45 — Bir yere giderken karınızdan evvel hazırlanıp onu beklediğiniz için şikkyet eder misiniz? 46 — Yalnmız başınıza gittiğiniz her hangi bir yerden dönünce geceleyin karınızı uyandırıp gördüklerinizi an - latmak ister misiniz? 47 — Karımız tam uyumaya bazırla rarken o gürkü, işinize git şeyleri din- letir misiniz? İyi bir zevce misiniz ? | — Kahvaltıyı kocanıza mı hazırla 2 — Kocanız gazetesini elinden alır mısınız? 3 — Herbangi bir şeyi okumak iste- yen kocanızı rastgele şeylerden bahse | derek bu arzusundan alıkoyar mısi - mız? 4 — Ahçıyı kızdırmamak için koca nıza sevmediği yemekleri yedirir mi- siniz? 5 — Sevdiği yemekleri bıktıracak kadar sık sık pişirip sonra da «ne ya- payım sen severim dememiş miydin?» der misiniz?! 6 — «Yemem»> dediği halde taba - ğina yemek koymakta isra eder misi- niz? 7 — Ertesi gün bozulacağı için ye- melkderi bitirmesini ister misiniz? 8 — Kocanıza sormadan misafir da vet eder misinz? 9 — Lüzum olmayan yen bir giye- cek alıp akşam eve: «Lâzım değildi e- ma o kadar ucuz buldum ki!'» diye gi- rer misiniz? 10 — Kocanıza ihmal edilmiş bir ev kıyafeti İle görünür müsünüz? 11 — Kocanıza şunları hatırlatır mı sınız: Sizinle evlenmek isteyen diğer er - kekleri, Evlendiğinden beri kocanızın çok değiştiğini, lnoplınhdı başkalarile zevcenizdem daha fazla danseder misiniz ? okumadan | Şiı y Gazetecilik mektebi için tetkiklere başlanırken ÜUniversitede bir saat * * » Mektep açılmadan, gazeteci nasıl g. özü açılmamış talebe vaziyetine düşer? — Doçentleri bulmanın usulü — Profesör yapılacak bir deli- kanlı — İktısat Fakültesinin kayboluşu — Rektörle mülâkat l ı LA 5 ğ MADELERAARCLERRR A l aa yanaRaa S ÇA, DD SA büyük bir müjdem|| var, , Artık alaydan yetişme muharrir, İmuhbir, münekkit, edip eseri okumak 'tan kurtulacaklar, terzi mektebi, itfa- jye mektebi, berber mektebi gibi bir de gazeteci mektebi açılacak. Heveskârlar, yeni yetişmeler, Gedikli ler peş peşe, boy saırası yola düşeceğiz. Mubassırlarımız, eınıf mümessilleri- priz, talebe cemiyetimiz, doçentleri- miz, müderrislerimiz, hattâ dekan!arı- z olacak. 'Tekrar imtihan heyecanları çekip, kopya badireleri atlatacağız. Sınıf dö- nenlerin, #amale kalanların, terfi ede_n lerin, her derse kalkarak takrini mü- ikemmel yapanlardan âferin alanların, haddi hesabı olmıyacak. Bu arada tab'i Uktimaslılarla arkasızlar da karınca kararınca sürüklenip gezecekler. * Ünivensite Rektörü Cemil Bilsel ile Bgörüştüm. Bana dedi ki: — Böyle bir tasavvur eskiden beri mevcuttu. Fakat Darülfünunun Üniver giteye tahvili meseleleri bu işle daha evvel meşgul olmamıza mâni olmuş- ftu. Şimdi bu tasavvurla uğraşacak za- ymanı bulmuş sayılabiliriz. Yani ben ge rek Amernikada ve gerek Avrupada ga zetecilik enstitüsü bulunan memlekst %_krdm nizamname ve tedrisat program larını istedim, Gelir gelmez tetkika |başlayacak, vaziyeti tabil hükümete bil direceğim. Bu kabil mektepler neyi istihdaf ederler? Okuyuculara — Gazeteciye kendi işinde ihtisas| ya |vermeği. Yani her gazeteci bu kursla- ra devam ettikten sonra aldığı mülâ- katı, beyanatı, izahatı, memleketin ge- rek harici gerek dahili politikasına gö- Te tereddüt etmeden kaleme alabilecek tir. Yanlışlığa mahal kalmıyacaktır. Takdir edersiniz ki her meslekte ih- tisas sahibi olmak herhakle iyi bir şey dir. Şmdı.xk daha fazla izahat verecek Hukuk Fakültesi Rektörü : — Bu hususta zerre kadar malüma- tum yok, dedi, daha hönüz tasavvur ha linde bile denemez. Hem ben bu işin NAvrupada ne suretle tatbik edildiğini dahi bilemiyorum. Eğer orada vaktile tetkik etmiş bir arkadaş varsa belki sizi tenvir eder. O sırada telefonla konuşmak üzere yaklaşan bir zata işaret etti. O zat ta bana döndü: — Siz bu işi ters taraftan tuttunuz. Dallandırıp budaklandırdınız. Halbuki bu tasavvurdan bahsetmek gazetecile- rin menfaatlerine mugayirdir. Biz ica- bında sizi çağırır vaziyeti bildiririz. * Allah Allah! İşi gördünüz mü? Mek “|tebin daha sözü yeni çıkmışken biz bir ,den bire gözü açılmamış talebe vaziye tine düştük. Yeri gelince, bize söz dü- şecek, çağırıp : , — Şöyle yazm, sakın bir sürçü lisan da bulunmayasınız ha! Alimallah men, faatiniz körleyip gider. Demeğe başla dılar. Başımıza gelenlere bir bakın! * Üniversite koridorları kazan, biz kep çe, harıl harıl doçent arıyoruz. Sorma dığımız talebe, sual etmediğimiz hade- me, kapısındaki küçük deliğa göz uy- durmadığımız dershane kalmadı. Ara- da bir sınıflar boşalıyor, ortalık bir ka çöküyor. Hitap edecek zi ruh kıtl kıran giriyor. Kenandaki sralarda oturan bayan ve baylara yanaşacak oluyoruz. Konu Şuyorlar: — Kimyayi gayri uzvi. Son sisi telâkkilerin gösterdiği inkişafa gö «Kimyayi gayri uzyi» yi duyduktan sonra ne sorabiliriz? Öteki sırada başka bir bahis: — Hukuku düvel, milletler arasında mevcut bir takım mesalli hukukiye ve #iyasiyenin ilâh.. Aman yarabbi, tıpkı Londradaki demi müdahale komitesi. Bu babına yaklaşıp herhangi bir de nerede bulabileceğimiz nası! sual edile bilir? Nihayet üç delikanlı gördük. Yak - laştık. Tamam! Galatasaray maçından bahsolunuyor. Sordum: —- Doçentler, dediler, şu kori nihayetindeki odada bulunu düz yürüyüp sola sapın, ikin İkinci kapıdan içeri girdik, gen Tüklü bir delikanlı oturuyor. De zi anlattık. n edemedim. Binaenaleyih şimdi daki gazeteci mektebi hakkında t edemem. Bana salı gününe kadi let verirseniz arzunuzu belki etrafl surette yerine getirmek kabil oluz. Teşekkür ederek ayrılırken kendi kendime soruyorum: — Yahu ne demeye bu, işde cağı işi bilir delikanlıyı hâlâ fesör, yapmazlar? * Nihayet bir tamıdığa ras zaman koridordan koridora geçm merdivenlerden inip çıkmaktan mız epeyce sersem olmuştu. Ahbap hızır gibi yetişti: — Beyhüde dolaşıyorsunuz! - cedi, İktısat Fakültesine müracaat edin, ora da size icap eden izahat verilir elbet! Gazetecilik mesleğinin neden İktisat Fakültesile alâkası olacağını bir türlü kestiremedik ama, sersem kafa, vazi e * yeti ihata edebiliyor mu? Bu sefer başladık İktısat Fakültesini ramaya, Ne olur? Bir insan oğ da, vücudünden haberdar olsa. Bi- risi de önümüze geçmesinden vazgeç- tik, parmağını kaldırıp: — Şuradan kıvrılın! Sağa dönün! des se minnettar olduk gitti. Sözü unutmıyalım. Sizin anlayaca « ğınız İlktısat Fakültesini bir türlü bula madik, Sonra anladık ki henüz bir o« dada oturuyormuş. Teşkilâtı daha ta- mamlanmamış. başı « * Amerikada gazetecilik tahsi bir meslekdaş bizi lütfen tenvir — Gazetecilik mektebini Amerikada eski ve zengin bir gazeteci ihdas etmiş tir. Bu adam müptedi gazetecinii keceği güçlükleri hesap ederek ken servetinden iki milyon dolür miş. Bu para ile gazetecilik mektebi açılmış. Bu mektep Amerikada (lk zunlarını verdiği zaman çok vağ gördü. Bütün mezunlar kapış t. Bu gibi mekteplerde gazete rihi, gazetecilik hakkında naz: mat verildiği gibi esas olarak ta umu mi gazetecilik gösterilir. Mesolâ tale- belere röportajlar yap muhbi? e lik stajı gösterilit, makal (Devamı 8 inci sayfada)