- 2 Sıyfl_ ada li SON POSTA Birincikânun 12 Nİ Kire Hüâr g ün 'ı Resimli Makale: K4 Rahne küçükken kapatılır Bi Sözün Kâsası Sıhhat ı'şlîn;mz;ie de | Bir inkılâba Yabancı markalar İhtiyaç vardır —SYmOazan: Muhittin Birgen H &r memlekette olduğu gibi biz - de de sıhhat pahahdır. Fakat, bizim yaşama hesaplarımızın içine sıhhat masrafını koymuya imkân olma- diğı için, Türkün, irat hesaplarını ih - tiyaç hesapları ile denk- getirmek üze- re sıhhat masrafları faslına koyabile- ceği tahsisat, devletin Sıhhat ve İçti - mal Muavenet Vekâleti bütçesine ayı- rabildiği tahsisat ile olsun mütenasip dereceye çıkamıyor. Binaenaleyh, biz- de sıhhat daha pahalıdır! Türkiyede yüz binlerce âile vardır ki hastalığa karşı bütçesine koyabileceği bütün masraf, yalnız Allahtan şifâ istemek için sarfedebileceği nefesten ibarettir! * İşte bir kaç hâdise: Memlekelin bir çok yerinde doktor yoktur; bir çok yerlerinde de ancak her hastalıktan anlar ve kitabı çoktan kapamış mahal- le doktorları vardır. Nüfus ve servet kesafeti fazla olan pek mahdut yerler- de de doktorların ekseriyeti işsizlikten şikâyet ederler ve memurluk ararlar. Bu gibi yerlerde ben hayli döktor bi . lirim ki faizcilikten tüccarlığa ve tüc- carlığa benzer klinikçiliğe — varıncıya kadar, hâlis doktorluktan başka her türlü kazanç yollarına doğru gitmeği tercih etmişlerdir. Bazı yerlerde de para vardır ve fakat, ayni zamanda doktor da çoktur. Fakat, gene dikkate Lâyık bir hâdise olmak üzere, İstanbul gibi, paranın da, doktorun da, nüfu - | e sun da tekâsüf etmiş olduğu yerlerde ayni zamanda sıhhi sefalet te çoktur.| — Harri Luder, İngillerede dünyanın Çünkü, böyle yerlerde hem düşkünlen muktesit adamı olarak maruftur. nüfusun miktarı çok, hem de doktor ve wahhwuüüw. ilâç - bu nüfusun kazancına nisbetle -|. kaçınan, eğlence yerlerinde görül. Bazı kömseler yaradılıştan ihmal- Yarına bırakılan iş biraz daha bü- Yorulmamak, ziyan etmemek, sıkıl cidirler, Dajima bugünün işini yarına — yür, yapılması biraz daha güç olur. mamak için her işi zamanında yap- birakırlar. mak lâzımdır. (SÖZ ARASINDA |) Dünyanın en hasis y H[HWN_!!R HKM X| 11 yaşında Adamı devri âleme Bir çocuk alimlere Çıkıyor! Balıkçıların ziyafetinde Meydan okuyor Balıkçılığın inkişafı çarelerini a- raştırmak için, Türkiye balıkçıları Ankarada bir köngre akdettiler, Kongre bitince, İktısat Vekâleti, deleğelere bir ziyafet verdi, Bu ziyafette, çorbadan ve çerez- lerden başlıyarak tatlıya varıncıya | çok pahalıdır. O kadar ki İstanbulda| . 3 B Ka « V yimami sahbat teşkilitlarından ua l a aa n tin at ll öç| Püfbol yüzünden İ etmek için bu nevi müesseselerin denberi dişii yed y karı koca Bir zaviyenin üçe taksim meselesi- ber gün reddetmeğe mecbur oldukları z dııınds ini z aa | Bir k nin imlînıız bir :îîiyyo olduğu ma- müracaatların sayısını Alah bilir. İş- |tırdığı ve kat kat faizini aldığı para- elik cıklarile, artık — bir ayağının da me- zarda olduğunu düşünerek bir dünya seyahatine çıkmaya karar vermiştir... ruftur. Fakat 11 yaşında Yunanlı bir çocuk, zaviyeyi üç muntazam zaviyeye büktüğünü iddia etmiş, Kolombia ü- tanbulda poliklinik yapan doktorların çektiklerini onlara, bu polikliniklerde dertlerine deva bulup bulmadıklarını Mahkem, oldular da hastalara sonmak lâzımdır. Yalnız gezişin de bir tadı çıkmıyaca- niversitesi profesörlerinden bir tane- *Bir kaç hâdise daha: Bir şişe maden| ğını hesaplayarak, yeğenini yanıma si de çocuğun yanlışımı — bulmak için ;:H;:d"': bir "'m"lm' ilâç bulcan yoldaşı olarak almak istemişse de üç hafta hesaplar -üzerinde tetkikat hktan — ve ıihdııwn? vırgı;r-ıhıux' 'ıııhıenıı B FO yapmış, ve ailesi halkı onun bu üç ü :i ğım diye açlıktan öldürür» diyen ye- hafta esnasında bir çok kereler: usulünün — manasızlığını insan ba- l i çol zan eczaneden ilâç ahrken ha. |8C teklifi "““"'"i'_ n — Demek zaviye de üçe taksim & tırlar, — Bir röntgen — muayenesi-|Caz haşaratı öldürüyormuş dilirmiş! dediğini hayretle duymuşlar- nin kaça, bir kan ve hattâ alelâde bir. di idrar tahlilinin de kaça malolduğunu Ofomobillerde yapılacak Frankfort'ta çıkan bir gazeleye na- zaran Japon doktorlarından joshima- « — kimsenin tecrübe etmesini istememe- a Ha ö ildir. Doktor değiştirmenin ve dokter |et Yozi G E L eRR B yenilikler ai de ilâ x P: İr nevi tu! şerenin yaj 3 i - değiştirdikçe « ı:lıç ?eğişlıımenınb;: Ki Yaki kakkana' bolenmeği Berlin Sınıyı' o&uı;_ı 16,139 ihti- tecrübe etmemesini temenni etmek bir|memur edilmiştir. e gee yapıt ihsanlık vazifesidir. mıştır. Bu 16,139 müracaatın — bepsi de otomabil levazımı üzerinde yapılan yenilikleri istihdaf etmektedir. Bunlar- dan bir tanesi şudur: Çamurluğun Üüzerine bir fotoğraf makinesi konacak ve bu fotograf ma- kinesi, otomobil bir yere çarptığı anda derhal resim alacaktır. Bu suretle ka- zanın müsebbibi derhal bulunmuş ola- caktır. Şaförler böyle bir makine aleyhin- de bir toplantı tertip etmişlerdir. bakmağa mecbur olan korası istida- sında şöyle söylemektedir: «Karım top belâsını bırakıp, eve dönmeli veyahut da iş böyle devam edemiyeceği için ayrılmalıyız.» Kadına gelince: «Varsa da, yaksn da futbol... Kocam bana vız geliry de- mektedir. Doktor tetkikatı neticesinde yeni bir keşifte bulunduğunu ve bu keşfi- nin çok orijinal olduğunu, ilân etmek- tedir. Doktora nazaran Kiochu ismin- deki bu haşarat bilhassa — Amerikan cazlarından çok korkuyorlar - ve kor- Frau Lutz Avusturyada kadın fut- kularından da ölüyorlarmış, bu haşa-| bolcularının içinde güzel — oyunu, ve * Bu şarilar içinde, Türkiyede insan - ların tesadülen ve sırf tabii bir ıstıfa kanonu altırlda — yaşadıklarını —kabul etmek bir zaruret değil midir? Sıhhat Vekâletinin elindeki dosta - lar, hastanelerimizin ve doktorlarımı- zın bu sahadaki müşahade ve tecrü - beleri, vaziyetin benim tasvir edebil - ratın istilâ etmiş olduğu yer civarında | bilhassa müdafaada gösterdiği kabili- biraz kuvvetlice Amerikan cazı çu!ın-ğyelî ile maruftur. Esasen bulunduğu dığı takdirde hapsi ölüyaorlarmış. Japon hükümeti bu tecrübe üze- tempo fulfbol timinin hafbekidir. Futbole o kadar derin bir aşkı var- dır ki, idman yaptığı günler ancak ge- ce yarıları eve gelir. Kocasının masraf için verdiği paraları, futbol ayakkabı- sına, pantalonuna, çorap ve fanelâsı- na harcar. Bundan dolayı da evine bakmaz. Bu yüzden canı pek yanan, ve bayanın, yemek pişirmek, evi silip süpürmek, ve çocuğa bakmak gibi iş- lerini yapan kocası, nihayet kurtuluş çaresini tnahkemeye gitmekte bulmuş- tur. Sporcu karısı yüzünden ev işlerine İSTER İNAN İSTER İNANMA! İç İşleri Bakanlığı evlenme cüzdanları haricinde bü- tün evlenme evrakının Bakanlıkça bastırılarak halka parasız verilmesini ve evlenme merasiminin masrafsız yapılmasını temin edecek bir kantın lâyihası hazırla - kolaylıkla şahâdet edebileceği için bu hâdiseler silsilesini uzatmıya Jlüzum yoktur. Yalnız şunu söylemek lâzımdır İğ ki bizde tıbbın hastalara, hastaların da| * tıbba yaklaştırılması için bütün şu sıh-| tuya | 4 3 hat teşkilâtamızın sisteminde büyük | Sipleri tesbit ve bunları tatbikat saha- sına çıkarmanın çarelerini bulmakta bir inkılâp yapmıya şiddetli bir ihti -| Sthâ h yaç vardır. Başka memleketlerde hal -| Süğfük çekmez. «Memleket daktorluk kın sıhhatini koruyacak, sıhhi sefale-| iSin değil, doktorluk memleket için » ti ve ölüm nisbetini azaltacak teşkilat, | dir» prensibinden ruh alacak bir in - bizlmkine nishetle pek geniştir. On -| kılâba, hem mutlaka muhtacır, hem lardaki bu genişliği sade halkın serve- | de bunun çareleri ve "’ıu“—,;_md”_,ı';' ti e ve devlet bütçelerinin zenginEği ö ile ölçmek doğru olmakla beraber ora- n larda davanın halli esaslarının yalnız bunlara dayandığına hiç kani değil'm. Bizim memleketimizde kitlenin sıhhet ihtiyacı ile sıhhat teşkilâtımızın pren- sipleri arasında daha ahenkli bir kar- şılaşmıya elbet imkân vardır. Bizim buradaki vazifemiz, yalnız CI Bgöstermek ve dikkati bu ihtiyaç üze- rine çekmekten ibaret olduğu — için bahsin yapıcı kısmına geçmeğe lüzüm görmüyorum. Ben eminim ki Sıhhat Vekâletimiz muayyen bir ptânla mem- Jekette bu istikamette bir inkılâp yap- | | haline getinen şey belediye dairelerinde yapılan resmi masraflar değil, belediye daireleri haricinde ihtiyar e- dilen külfetlerdir. Binaenaleyh âdet haline gelen tamtı- raklı düğünlerden vaz geçmedikçe, resmi masralların maktadır. Allah sâyini meşkür etsin, bu da bir kârdır. azalmasile evlenmenin kolaylaşmış olacağına biz inan - Fakat bizim bildiğimize göre evlenmeyi bir yıkım | mıyoruz, fakat ey okuyucu sen: "STER İNAN İSTER İNANMA! smet Hulüsli ir mağazaya girdim. Başıma bi şapka alacaktım. ' — Bana, dedim, yerli malı bir şapkâf verin! Mağaza sahibi şapkayı verdi.. Şap* kanan içerisinde şu marka vardı: İ «Elkstra lüks> Bir de çorap istedim: — O da yerli malı olsun! Dedim. Onu da verdi. Çorabın mar” kasını okudum: «Pariziyen» 4 Şapkadan çoraba kadar herşey yerl idi. Fakat markaları yabancı! sahibine sordum: hakikaten yerli mi? — Tabil yerli bayım, kendi fabrika* mızda yaplırıyoruz. — Bir sual daha sorayım.. — Buyurun sorun.. — Sizin çocuğunuz var mı? — Var.. — Allah hağışlasın, adı nedir? — Tekin.. — 'Tekin mi, dediniz?.. Niye çocuğöfli nuzun edını Tekin koydunuz da Robefi, yahut Jan koymadınız?. — Benim çocuğum Türk oğlu Türlk” tür, Niye ona yabancı bir ad )wyıyulı — Pekâlâ öyleyse, bana verdiğinli bu şapka, bu çorap ta Türk malıdır, O6 lara niye yabancı ad koyuyorsunuz? Biliyor musunuz ? 1 — Dekaz kimdir? ? — Hazreti Osman kaç yıl halitelik yağ” mıştır? 3 — Genç Osman lükabile tarihe yeçeli İkinci Osman, Osmanlı tahtında kaç seliff hüukümran olmuştur? (Cevabları yarın) * 1 — Amirâl Bealiy Büyük Harbde büyül bir zol oyunamış olan İngiliz Amirattdir; He* Higoland deniz harhinde Almanlara karşı bü* yük bir muvaffakıyet kazanmıştır. 1971 dü. Howbeek'de doğmuş. 1885 de Ölmüştir. a— Esti Arpinlum şehri İtatyada b Meşhur Hatib Çiçeren ve Maryüs'ün vala * nıdır. Bugün Arpino ismile anılır, 3 — 1830-1883 yıllarında Annam Krallığıli” da Tü-ânc bulanayordu. —) El sıkarak selâmlaşma kalkıyor El sikarak selâm verme usulünüf eskimiş olduğunu iddia eden bazı kin” seler Pariste bu âdet ile mücadele e& mek için bir cemiyet teşkil etmişlerdir. söylemektedirler: El sıkma iptidat insanların yaptık” kaz bir: şeydi. Harkesin billirimin Dü ğazına bilâ sebep sarıldığı devirlerde kavga etmek — istemeyen insanlar 8/ lâhsız olduklarını birbirlerine böyle aX7 latırlardı. Halbuki şimdi medenileşincör buna lüzum kalmadı. El sıkmak surt tile birbirimize muzır mikroplar g tiyoruz. Uzaktan yalnız baş salla: la iktifa edelim.» Cemiyet hayli taraftar bulmuş, f# kat buna rağmen bir sürü gençlefi (Kadınların da elleri sıkılıp öpülmiy? vekse biz bu cemiyete 'ırmeyzk)’: mişler ve nihayet cemiyeti şu vermeğe sevketmişlerdir: «Kadın elleri her zaman sıkılır V? öpülür, bu cemiyetin gağyesi — dışmdi” dır.» : Kırmızı gözlü adamlar duklarını görmüş — ve bu mesele hak” kındaki intıbalarını şöyle anlatmışt!? — Kırmızı gözlü adam hiç görmt miştim. Zencilerin arasında rili insanlar lâhare onun duğunu görünce evvelâ korktum. insanlar zencilere nazaran daha oluyorlar.