Hergün Kömür işi en mühim Meselelerimizden Biri olmuştur Yazan: Muhittin Birgen yor. Bir kere, dahili sarfiyatımız arımak- tadır. Meselâ, her gün uzanıp giden de- miryollarımız lokomotiflerin mikdarı- nı çoğalıyor ve onlar çoğalıp uzanan zollar üzerinde arttıkça kömür sömürücü ocakların'n bu kara gıdaya karşı olan iştihaları da artıyor. Bundan sonra, fabrikalar geli- yor. Her tarafla tek tük tüten ufak bi- taların mikdarı grimakta olduğu gibi devletçe kurulan büyük fabrikaların her biri senede on binlerce ton kömür sarfediyor. İhtiyaç arttıkça da kömü-| rün kıymetlendiğini görüyoruz. Si zamanlarda kömür alıcısının çoğalmı hattâ kömür müşterilerinin biraz m külğtla karşılaşmalarına bile sebep ol- muş ve bu hal fiyatların tutumunu kuv vetlendirmiştir. ür ie kömür işi gün geçti çe büyük bir ehemmiyet kazani- —— ew SON POSTA Resimli Makale: tekerleklerinin devri| «> satruza uğramak her zaman müm kün, taarruza mukabelede bulunmak her zaman kolaydır. Tekme ve tokat lâstik top gibidir- ler. Gittikleri yerden azçok geri ge- lirler. İlk kaplan mürebbisi Nerede, nasıl yetişti? İ HERGÜN BIR FIKRA Hararet ne kadar? Tanıdıklarımızdan biri geçenler - de İzmire gitmiş, giderken de refi- Türkiye kömür madeni itibarile dün yanın zengin sayılması lâzım gelen bir memleketidir. Deniz kenarında geniş bir kömür hazinesine malik olan bu memleketin her tarafında derece dere- ce iyi veya fena olan geniş linyit de- polarına da sahiptir. Bu geniş servet memleketin ber tarafında bu kadar) © münteşir bir halde bulundukça halkın | hâlâ odun ve odun kömürü kullanmak- ta olmasının bile mânası yoktur. Bu- Bunla beraber, Türkiyenin kömürü memleket dahilinde pahalıdır. Memle- ket haricinde ise ucuzdur. Memleketin |kuzuncu asırdan sonra görülmeğe baş- dışında satılan kömürün ucuz veril- lanmıştır. mesidir ki, memleket içinde satılan kömürün pahalanmasına sebep oluyor. | feslere koyarlar ve öyle saklarlar, yan- Fakat, deniz kenarında, toprağın Sal-|larına kimse sokulamazdı. hına yakın bir seviyede verimli taba- kalardan düşkün bir işçilikle çıkarılan kömürlerimiz neden dolayı 'dünya fi-! yatlarına nisbetle pahalı satıl ? Bu- nu anlamak bence biraz-güçtür. Kö- hakkında da hayli kuvvetli hesaplara istinat eden tetkikler yapabildiğime kaniim. Bundan dolayı ben, bizde de dünya maliyet fiyatı ile kömür mali“ yeti yapmanın mümkün olduğuna ka» niim. Hattâ diyebilirim ki, Türkiyenin sanâyi veyâ maden işlerinde dünya fi- yatı ile bemâhenk olarak rahat rahat işleyebileceği yegâne saha olarak kö- mür sahasını görürüm. Avrupanın en aşağı kömür mal eden memleketinde- ki istihsal şartları ve mahiyeti be ise bizde de öyle olmak mümkündür, Ara- da yegâne fark, nihayet bizde serma- yenin daha pahalı olmasıdır ki bunu da madenlerin yer yüzüne yakın bir seviyede bulunması ve bizde işçiliğin rinde Polonyalının öldüğü ilân edilmiş... daha ucuz bulunması gibi şartlar telâfi |Fakat az sonra Polonyalı Amerikanın eder, Halbuki, Türkiyede #ktısadt faaliye-İsini ölmüş ilân ettirmesinin sebebi de tin inkişafı, sanayi mamulâtımızın u- cuzlamas: hususunda kömürün oynadı ğı rol büyüktür. Trenlerin ve vapur- Jarın ucuzlamasında da bu rolün ehem miyeti vardır. Devlet, kendi demiryol- ları mütemadiyen ucuzlatmaya çalı pyor. Fakat, onun ucuzlaması kömü- rün ucuzlamasile alâkadar değil midir? 5 Hükümet son günlerde İyi birşey yaptı; Ereğli kömür şirketini gayet iyi şartlar dahilinde satın aldı. Bu suretle devlet, bizzat kömür işine girmiş de- mek oluyor. Devlet böylece bir madenci olun- €a işi daha yakından görecek ve kömü- rün maliyetini güzelce ölçecek ve fi. yatları yakından kontrol edebilecek de- mektir. Denebilir ki iş devletin ma- dencil ine kalırsa halimiz haraptır; çünkü; o pahalıya mal eder. Ben bu fi- kirde değilim: Geniş istihsal yapan bir maden işlemesinde devlet elinin biraz fazla yapacağı idare masraflarının ma- liyet üzerinde büyük bir tesiri olasa- ğını da zannelmiyorum. Bunun için, bu şirketin devlet eline geçmesi çok Hergün 2 hayırlı neticeler verecek, işin içine biz- zat bir madenci olarak giren devlet kö- mü #yatlarım düşürmek mümkün ol- — «duğunu yakından görecektir. Bundan «dolayı Ereğli Şirketini devletin satın al İminde bir kaplan muhafızı, kapları ba- İaksi bağırmaya başlamış.. Kaplan bu- mür ocaklarının çalışma şartları bence |vun hiddetinden ürkmüş; Marten an- malümdur. Bunların maliyet fiyatları |lamış ki kaplana da söz geçirmek im- kasını İstanbulda biraz rahatsız bi- rakmıştı. Ailesine çok bağlı olan bu zatın, gittiği yerde içi rahat etmedi. Me - rakını tatmin İçin, kaynanasına tel- grafla sordu: — Hararet ne kadar, bildiriniz. Ertesi akşam, kocakarıdan şu ce- vap geldi: İ «Bugün hararet sıfıra düştü. Kar (yakıyor. Selâmlar'» Vahşi hayvan mürebbileri on do- — Bir maymunun Muzipliği yüzünden Açılan dava Bundan evvel vahşi hayvanları ka- On dokuzuncu asırda Marten is- ğinrken kızmış, ve o da kaplana aksi kânı vardır. Yavaş yavaş kaplana sokulmuş ve bu suretle ilk defa bir kaplanın terbiye edilebileceğini ortaya koymuştur. Bü- tün kaplan mürebbileri Martenin çı- rakları sayılabilir. Nafaka vermekten kurtulmak istemiş Nevyorkta yerleşmiş olan bir Polon- yalı karısından ayrılmış, ve mahkeme Polonyalıyı karisma mühim bir mik - darda nafaka vermeğe mahküm et - miştir, Bir müddet böyle geçmiş, günün bi- Maymun Cako, resmini gördüğü- nüz atla pek sıkı fıkı dosttur. Lâkin maymun huyu bu.. ikide birde muzip- liği tutar, ve zavallı atı deli eder. En- sesine biner, tırmalar. Kuyruğunu çe- ker. Onu kızdıracak sesler çıkarır. sonra da hayvanın yetişemiyeceği bir uzaklıkta karşısına geçerek alay eder. Bundan ötürü de fena halde kızan at, maymuna saldırırsa da para etmez..' Hayvanın günden güne sertleş- tiğini, huysuzlandığını gören, at sahi- bi, Londra mahkemelerinden birine müracaatlâ, maymun ve sahibi aleyhi- ine bir dava açmıştır, Londra posta müdüriyetinin dağıttığı paketler başka bir şehrinde bulunmuş, kendi - anlaşılmış. Meğer Polonyalı nafaka vermekten kurtulmak için bu hileye başvurmu: 1 dığın öğrendiğim saman ben kendi hesabıma sevinmekten hali kalmadım. * Türkiye için kömür pek mükemmel bir ihracat maddesidir. Etrafımızda kö müre mühtaç olan memleketler ve bey- nelmilel kömür piyasaları var. Eğer biz maliyet fiyatlarımızı düşürür, daha doğrusu maliyet fiyatımızın makul bir kzanç hesabile ihracata müsait bu- lunduğuna kanaat getirirsek bu mem» leketlere geniş ihracat yapabiliriz. Bu hususta sade işletmeyi iyi tanzim et- mek ve maliyeti asgariye indirmek hu- — Hayır! Değil mi? Bunu merak eden bir pabi lecağine kaniim.. Bütün bu sebeplerden dolayı Ereğli Şirketinin devlet tarafından satın a.Jsında irtibat tesis etmiştir. SÖZ ARASINDA *) İki senede bir buçuk Milyon yeyen adam tatistik meraklısı senede dağıtılan pa- dönümü İmiş. lınmasından pek iyi neticeler çıkacağı- MB İrade kuvvetinizi denediniz mi? Yapılması güç olan, sahiden irade kuvvetine bağlı olan şeyi taarruza mukabele etmemektir. Godfrey isminde bir İngiliz genci iki sene evvel bizim paramizla bir bu- çuk milyon liraya konmuştur. Delikanlı bu bir buçuk (o milyonu tam iki senede bitirmiş, ve nihayet a- melelikle hayatını kazanmaya başla- mıştır. O, vaziyetinden memnun götün- mekte; ve: — İki senede sarfettiğim parayı ge- ne iki senede kazanacağım! demekte- dir, Bunları biliyor musunuz ? Amerikaya «at» 1 İspanyollar ge tirmişlerdir. * Eski Mısırlılar, saçlarını tutturmak için, başlarına bir kordelâ bağlarlardı. Şimdi bizler de ayni kordelâyı şapka- larimızın etrafında taşıyoruz. * Meşhur Donkişot o muharriri Ser- vantes Tunusta beş sene kölelik et- mişki. * 1870 - 1871, Almanlar Parisi işgal ettikleri zaman, bir farenin fiyatı ya- rım Napolyon altını idi. Nerden nereye konuşuyorlar İtalyan gazeteleri Markoni'nin İtal yanın şimal limanlarında demirli bulu- nan Elektra ismindeki yatı içinden ge- Londra posta müdüriyetinin sene-|sen salı günü telsiz telefonla Nevyork de kaç tane paket dağıttığını merak et-|r3dYOo santralı ve © arada Nevyorkun üstünde uçmakta olan bir tayyare ile konuştuğunu yazıyorlar. Nevyork rad- iş, |yosunun geçen salı günü onuncu yıl Markoni radyo direktö- rünü tebrik etmek istemiş ve fakat di- rektör Nevyorkta bulunan Fransız ha- va nağırı ile birlikte uçmakta olduğu için santral Markoni ile tayyare ara- Markoni tayyaredekiler (ile yarım #uslarına ehemmiyet vermek kâfidir.İna inanıyorum ve ümit ederek bekli-İsaat konuşmuş, iki taraftan da'sesler Muhittin Birgen “pek mükemmel İşitilmiştir. Bize İzmitten yazıldığına göre İzmitin Demiryolu cad- desinde oturan Selânik mübadillerinden Salihe burdan tamam 13 yıl önce iskân yolu ile bahçeli bir ey verilir, Fakat geçenlerde bu evin bahçesi bir başkasına temlik &- dilir, evin kapısı da bahçeye açıldığı için Bay Salih Öz- e A li yy EKME BR e TEME İSTER İNAN İSTER İNANMA! türk sekiz günden beri maa aile evinin içinde mahbus ka- lir, 13 yıl evvel iskân tarikiyle verilmiş olan bir evin bahçesinin 13 yıl sonra evden ayırt edilerek bir başkası- na temlik edilmiş olamıyacağına göre biz bu haberin doğruluğuna inanmıyoruz, fakat ey okuyucu sen: | ederler ve ağzı dolu iken: Birincikânun 2 ni mmm Gİ Sözün Kısası Leblebicileri takdir E. Talı Ss ayıları, öyle sanıyorum &i, gü | den güne azalmaktadır. den, benim çocukluğında, leblebi mahallenin, muayyen saatlerde gi Dür ve her görünüşünde bir alay çocu" ğun sevincini mucip olur, önemli şahsiyeti idi, Elinde kalburu, omuzunda boz renk* li kıl torbasile, bu temiz özlü ve kanas ehli Anadolu uşağını çağırıp ta alış v&" riş etmiyen ev yok gibi idi. l Alış veriş amma, ne alış veriş! On pö£ ralık leblebi iki avucu, hele yirmi p&* ralığı kocaman bir çanak dolduvurdık Ve ekseriya, bu leblebi abz ve itesy kadim mübadele usulile cereyan edefi para yerine eski fes, kırık havan eli, çinko artığı, delik bakır maşrapa gibi lüzumsuz eşya verilirdi. Kışın, boza ve tandır mevsiminde; akşamları kapı dönüşü Beyazıda ka *. dar çıkıp ta (iki kavrulmuş) undan rer kese kâğıdı doldurtanlar çoktu. Mahalle mektebinin haşarı kopille# ri ise, leblebi ununa bayılırlardı. Toy ve 'bön arkadaşlarıma bu undan ikram il — Papaz! id “ Dedirtip, un etrafa saçılır saçılma | kahkahayı basarlardı. hi vi Leblebici Osmanlı tiyatrosunda da | mevki almıştı. Bestekâr Çuhüciyan'#i meşhur (Leblebici Horhor) operetii bilmiyen, onun motiflerini ezbere tek rar etmiyen yoktu. j Ramazan gecelerinde, Şevkinin ti yatrosunda, büyük Şamram, Leblebi” ci kantosile kendine büyük bir şöh * ret yapmıştı. , Zaman, sosyal inkilâplar, leblebici * yi de, sattığı metaı da revaçtan düşür” dü. Bugün koca İstanbulun içinde topü iki yüz kadar leblebici ölduğunu gen kendileri söylüyor. u iki yüz Jeblebici, ik: yem çikâr insandır, Neden mi Gi ? Söyleyim size: z leblebici, memleketin ni zamatına uygun olarak kurdukları ce“ miyete senede ancak 180 lira aidaf terkedebildiklori halde, bu parenın 126 birasile gene kendi memleketlerinde bir kâtip tutuyor ve bu cüz'i yardimi sayesinde onun üniversite tahsilini ik* mal ettiriyorlarmış, Bu kâtip üniver * sileyi bitirince de onun yerine gen& memleketten brini getirtiyor ve bu s€& fer de onu okutuyorlarmış. Şimdi, siz böyle maarif âşığı, hayır sever insanları, gelin de tebcil etme Ala Biliyor musunuz ? I — Makedonya kralı büyük İsken* derin anası ve babası kimdir? * 2 — Eskulâp kimdir? 3 — Komeniyüs kimdir? (Cevapları Yarın) * T Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Marle Stuart 1560 dan 1587 yö kadar İskoçya tahtını işgal eden sl kraliçedir. Babası 5 inci Jak öldüğ zaman tahta çıkmış, Fransız kralı a nci Fransuva ile evlenmiş, ondan sy * rıldıktan sonra ikinci kocası Darnleği tarafından, İngiltere kraliçesi Eliza * beth'in yardımile öldürülmüştür. 2 — Sicilyanın son kralı 2 rci Fran“ suvadır. 1859 dan 1860 a kadar bir hükümdarlık etmiş, 1864 dede öl“ müştür. 3 — San Bernardino geçidi Alp dağ” larında Grizondadır. Kuardan Beli zona giden yol üzerindedir. — rene Bunları biliyor musunuz? Dünyanın en eski ve en uzun kan#* li Çinde, Pekin ile Hankçov arasında ve bin mil uzunluğundadır. Milâddan beş asir evvel yapılmaya başlarımıştı”« * İngilterede ilk hususi mektubi İSTER İNAN İSTER İNANMA! 1399 da Madam Con Pelha yazmı#