Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— ——— — ea aa — SON ' POSTA Spor işlerimizde fazla lâübalilik var Üa x * * | Galatasaray - Hilâl maçına yan hakemi bulunmadı ve oyun hakemsiz başladı, hakemsiz bitti. Bu şerait dairesinde sporun ilerlemesi beklenemez Spor işlerimizde halledilmesi güç davalardan biri de hakemlik işidir. Es- Ve yeni hakemlerin lutuflarına ka- n bu hakemlik işi her gün yeni ve içinden çıkılmaz bir şekil almaktadır. Buğgün yapılacak olan Fenerbahçe - Seşiktaş maçı için seçilen Sadi Karsan Tahatsızlığını ileri sürerek bu mühim Macın hakemliğini üzerine almadı. Spor işlerimizde otorite esas olarak kabul edilemediği içindir ki her gün Yeni bir lâübalilik ile karşı karşıya ka- Yoruz, Muntazam çalışmağa alışmamış olan lar keyiflerine göre hareket etmek su- Tetile ciddi tutulmakta olan işleri kar- makârışık ediyorlar. aç günü veya bir gün evvel üzerle- € verilen vazifeden sarfınazar et - Mek suretile müşkülât çıkaranlar tıpkı îPOr disiplinine muhalif hareket eden- €©' gibi tecziye edilmelidirler. b akem komitesinin başarmağa mec- Ür olduğu işlerden biri de B takım- Ie_n. Oyunlarına A takımları maçları 1 ehemmiyet vermek olmalıdır. b_Heı— sporda olduğu gibi futbolde de İT takım kaideler ve şartlar tam ol- Mazsa yapılan herhangi bir maç usul- SÜz Oynanmış olur. Futbol sahasının nizamt bir ölçüde l 1, kale direklerinin yerinde bu- " ası, sahanın kireçle çizilmiş olma- he:.: bileyim buna benzer şartların Mi kitaba uygun bir şekilde olmalı bu şartlardan biri noksan olunca GeEET ) Z B takımları maçları dün yapıldı p: Dün İstanbul lik şampiyonası B ta- ŞImları maçları, Taksim, Kadıköy ve €ref sahalarında yapılmıştır. datasaray — Hilâl 4 İ ; Tî_îkSim stadyomunda yapılan bu ma- î;n ilk devresinde Galatasaray bir tek nf_” yapmış, bir çok fırsat kaçırmıştır. hci devrede Galasaray 3, Hilâl de Pehaltıdan bir sayı yaptıkları için o- 4 - 1 Galasarayın galibiyeti ile ne- elenmiştir. Güne Eyüp 4 B .B takımları maçının bü oyunu Tak- 'E"yîliStadında yapılmıştır. Sert oynayan n P takımı hakemin ihtarı üzerine Yunu terketmiştir. Süleymaniye — — Anadolu 4 2 _I_ki takım da çok genç oyunculardan Ürekkepti. Oyun zevkli oldu. , “açı daha güzel oynayan Süleyma- İYe iki sayı farkla kazandı. Vefa — — Topkapı 10 l ti Birinci devrede dyunu 3-0 galip bi- Ten Vefalılar ikinci devrede bire kar- h? gol daha atarak oyunu rekor sa- "labilecek bir farkla bitirmişlerdir. İkinci devrede Topkapı oyuncuların- bir kısmı sahayı terketmişlerdir. kişi olarak sahada kalan Topkapı kar: Vefa hâkim oynamıştır. Fenerbahçe — Beşiktaş 5 3 “_B takımları şampiyonası mâçlarına ir edecek kadar mühim olan bu o- Yün çok heyecanlı olmuştur. Zaman zaman daha hâkim oyna- Yan Fenerbahçe güzel hücumlardan Mtifade ederek 5 - 3 maçı kazanmıştır. | o maç hiç bir suretle resmi bir oyun Bgi- bi kabul edilmemelidir. Bir futbol maçına başlanmadan ev- vel oyunu idare edecek hakem, herhan gi noksan bir vaziyeti nazarı dikkafe almalıdır ve oyunun icabı esasen bu- nu âmirdir. Şimdiye kadar birçok maçlarda gör- düğümüz lâübalilik maalesef dün gene gözümüze battı. Galatasaray - Hilâl maçının devam et tiği doksan dakika müddet zarfında bu oyün yan hakemsiz oynandı. Yan hakemsiz yapılan bir oyun için nizami midir diye bir sual sormak abes olur. Çünkü böyle bir maç hiç bir zaman nizami olamaz. Yan hâkemlerinden bi- rinin dahi mevcut olmaması o maçın nizamsızlığı için kâfi bir sebeptir. Bu noksanlıktan doğabilecek hatâla- ri saymağa lüzum bile görmüyoruz. Acaba B atkımları maçları resmi bi- rer oyun mahiyetinde değil midir? Biz bunları da resmi oyun olarak kabul ediyoruz. O halde bu işteki lâübalilik neden ve nereden gelmektedir? İşte futbol işlerimizin tıkırında git- memesini mucip olan dertlerin başında olan bu lâübalilikler ne şekil ve ne su- rette olursa olsun halledilmelidir. Bu işlerin intizamını temin etmek hakem komitesinin başlıca vezaifinden biri ol- malıdır!. Cehti Şahingiray Galatasarayın yeni atletizm kaptanı Galatasarayın yeni atletizm kaptaaı - Cezmi Şahingiray Memleket atletizminde büyük hissele ri ve başlıbaşına mühim rolleri olan Ga latasaray atletleri dün fevkalâde bir toplantı yaparak AÂtletizm şubesi için yeni bir kaptan seçtiler. Uzun müddet Atletizm işlerini yüz üstü bırakmış olan Galatasaraylılar bü. yük şampiyonlar ve rekörtmenler yetiş tirmiş olan klüplerinin şerefli mazi - sini gözönünde tutarak bu şubeye yeni bir hız vereceklerdir. Zamanının kıy- metli bir atleti olan Cezmi Şahingiray bu suretle iş başına getirilmiştir. |İkinci futbol antrenörü de geliyor Futbol federasyonu tarafından geti- rileceğini evvelce yazmış olduğumuz memleketimize gelecektir. Londradan gelecek olan antrenör federasyondan a- lacağı talimattân sonra işe başlamak üzere İzmire gidecektir. Kuleli - Maltepe voleybol maçı Dün yapılan iki lise arasındaki vo- leybol.maçı Halkevi salonunda oynan- mıştır. Müsabakanın ilk devresi 15 - 11, i- kinci devresi 15 - 4 şeklinde Kulelinin lehinde bitmiştir. : antrenörlerden biri daha bugünlerde | Eşref Şefike cevap Dinarlı ileHüseyin karşılaşmalıdır. * * £ Profesyonel güreş federasyonu kurulmadıkça şampiyonluk iddi- asına kalkışacak olan pehlivan ken- disine meydan okuyacak her pehli- vanı yenmek mecburiyetindedir Yazan : Naci Sadullah Başpehlivan Tekirdağlı Hüseyin İzmirden gelen bir mektup, başpehli vanlık müsabakaları yapılacağını ha- ber veriyor. Kızılcahamamdan bir telgraf alıyo- ruz : «Gelecek hafta, büyük çayırda, Tür- kiye başpehlivanlığı için güreşler ya- pılacaktır.» 1 Cim Londos geliyor. Belediye, en güç lü Türk pehlivanını anlamak üezer seç me müsabakaları yapıyor. Eminönü Halkevi de bu modaya uyu.- yor, beli kemerli eli şahadetnameli bir başpehlivan da o çıkarıyor. Bu hesapça, bizde pehlivanlığın da edebiyattan farkı kalmadı: Ortalıkta edebiyat yok, edip bolluğundan geçil- mez. Meydanda pehlivan yok, şampiyon bolluğundan geçilmiyor. Kara Ali Ankarada resmen kazandı- ğı Türkiye birinciliğini kaybetmediği- ne kani. Çünkü ondan sonra, şampiyon luk için doğru dürüst bir güreşe çıkıp ta yenilmediğini iddia eyliyor. Tekirdağlı : — Şampiyon dediğin benim gibi ke- merli, şahadetnameli olur! diyor. Dinarlı : — Halkevinin güreşlerinden bana ne? Ben belediyenin tertip ettiğ. seç- melerin birincisiyim! Kemerin ne kıy- meti var? Şampiyonluk bilekle deği! de yüz tane ısmarlayayım! diyor. Bence| bunlardan hiç birisini haksız çıkarmak imkânı yok. Çünkü bu güreşlerin hep- si de, hem resmi, hem değil. Binaena- leyh, bir profesyonel güreş federasyo- nu yapılmadıkça, şampiyonluk iddiası- na kalkışacak olan pehlivan kendisine meydan okuyacak her pehlivanı yen - mek mecburiyetindedir. , Halbuki, Bay Eşref Şefik, bu şerait içinde, Tekirdağlı ile güreşmek isteyen | Dinarlıyı haksız çıkarmaya kalkışiyor, Ne hakla? - Dün çıkan yazısında: «Tekirdağlıya meydan okuyanlar çoğaldı.. Halbuk:?, Tekirdağlı, stadyomda meydana çıktı- güreşçisi gibi, her önüne gelenle tutuş- tu!» diyor. Evvelâ Tekirdağlı ile tutuşmak iste- yen bir.sürü değil, bir tek pehlivan var: Dinarlı Mehmet, 'Sanîyen,_ Dinarlı, Tekirdağlıya mey- |lşmak için güreşmek istiyor, kemerle oluyorsa, yarından tezi yok:| ğı zaman, bütün meydan okuyanlar o-| rada hazırdılar. Hüseyin, mert bir Türk | stanbuldan Amerikaya Yolculuk insanı çabuk ahbap yediğimiz Macar kadınına Türklerle Macarların kardeş sayılacak- larından bahsettim. Kadın hayretle yüzüme baktı ve “Yanlış olacak. Bir Transatlantikte Okyanus yolculuğu nasıl geçer? x » x yapıyor. Âyni masada yemek iral ya hediye Nevyork, Teşrinievvel — Büyük yolculuklara dair birbirine benzeyen bir çok yazılar okuduk. Büyük seya- hatlerin nasıl geçtiğini, Transatlantik- ezber biliriz... Buna tağmen böyle bir yolculuğa hazırlanırken kalbimi dol- duran heyecanı ortaya dökmekten ken- dimi menedemiyorum. Türkiyeden Amerikaya nasıl gidi- lir? Transatlantikde seyahat nasıl ge- çer? Belki bunlar biraz eskimiştir am- ma, yola çıkanın, çıkacak olanın, se- yahati sevenlerin gönüllerine her za- man ılık heyecanlar dolduracak sual- lerdir. Transatlantikte Seyahat İşte şimdi dünyanın sayılı Trans- atlantiklerinden biri olan (Reks) de- nir mühteşem gemi 24 mil üzerine yoluna devam ediyor. O koca gövde hiç rahatsız olmak istemiyormuş gibi sakin denizin üzerinde sessizce ilerli- yor. Salonlar, beynelmilel, güzellik müesseselerinin teşhir salonları kadar çeşitli rengârenk tuvaletlerle dolu.. Bir bayram gününde sanki bir süvareye davetliymişiz, hissini taşıyorum. Ye- mek salonunda 90 tane geniş masa war. Buna rağmen yolcu adedi fazla olduğu için yemek yiyecekleri ikiye taksim - etmişler, biz ikinci devreye düştüğümüz için evvelâ birinci parti- nin yemesini bekledik. Listelerde kuş sütünden başka ne isterseniz var. Ucu bucağı bitmeyen listeleri tetkik etmek âdeta insanı yo- ruyor. Bir Macar Kadını İle Konuşma Sofrada refikamdan ve yeğenim- den başka bir yabancı bayan daha var- dı. Seyahatte insan etrafındaki insan- larla çok çabuk tanışıyor. Biz de ken- /disile derhal ahbap olduk, Macarmış. Uzun zamandanberi Amerikada yer- leşmişmiş, şimdiye kadar ömründe bir kerecik olsun bir Türkle tanışmamış i- miş. Konuşuşumuza hayretle kulak mi- safini oluyordu: _ Macarlar — ayni ırka — Türklerle mensupturlar, kardeş - sayılırlar değil mi dedim. Bu söz üzerine kadının gözleri hay- retle büyüdü, ne cevap verse beğenir- siniz? Kekeliyerek: —Ne münasebet.. Ben çocukluğum- Salisen, Tekirdağlı meydana çıktığı zaman, karşısında Arifle, Yarımdünya- dan başka rakip yoktu. Kara Ali sa- kattı. Dinarlı Mehmet pehlivan, Yu- nanistandaydı ve Tekirdağlı Hüseyin, daima yendiği zayıf rakiplerini birer defa daha ve kolaylıkla alt ederek o dan okumuyor, hakkını kazanmaya ça- (Devamı 11 inci sayfada) Bize Türkler bizim el di düşmanımızdır diye öğrettiler, dedi lerde yolculuğun nasıl olduğunu âdeta | Dünyanın en büyük gemilerinden «Re ks» in, kaptanı tarafından «Son Posta» edilen resim danberi başka türlü işitiyorum: Bize hergün Türkler bizim ebedi düşmanı- mizdir, derlerdi, kardeş olduğumuzu, ve ayni ırktan geldiğimizi ilk defa siz- den işitiyorum, demesin mi? Şunları söyledim: — Bizim tarihlerimizde ve sizin ta- rihlerinizde de aramızdaki — yakınlığı gösterecek bir çok vesikalar Türkler kimsenin düşmanı değildir ve kimseye düşmanlık etmesini bilmezler ve istemezler. Kadıncağız seyahatin uzadığı gün- ler esnasında fikrini değiştirdi. Sözle- rime hak verdi, ve bu kardeşliği çok arzu ettiğini hepimize ayrı ayrı söyle- di. Şu mektubu yazdığım esnada yu- karıda orkestra çalıyor. Bir müddet (sonra sinema başlayacak.. Şu muhak- kak ki insan seyahat ettiği müddet zar- fında vaktini hiç boş geçirmeden, eğ- lencelerin en güzel ve en nezihi ile eğ- lenebiliyor. -Nihayet Cenova limanına geldik. Kocaman gemi yüksek rtıhtıma kolay- lıkla yanaştı... Cenova Şehrinde Cenova Kristof Kolomp'un doğdu- gu yerdir. Tariht kıymeti haiz olan bu şehri görmek istedik, vapurun orada dört saat kalmasından istifade ederek dışarı çıktık. Bütün caddeler asfalt, sokaklar ter- temizdi. Yüksek yerlerden şehrin Pa- naromasını seyrettik. Deniz ve sahil boyu ne cazip.. Bizim Floryayı biraz da Fener ve Bostancıyı, Göztepe, Kar- tal sahillerini hatırlatıyor. Bol ağaç- lık, gayet muntazam yapılmış binalar ve geniş meydanlar. Kristof Kolompun heykeli iskeleye çok yakın bir meyda: nın ortasında.. Eşiğinde çelenkler du ruyor. lspanya Faşist Olacaktır!» Bir bankanın önünde durduk. Gö- züme bir levha ilişti. Orada duran bir İtalyana sordum: — Bu büro İspanyadan gelecek mu- hacirlerin sevk ve idaresi için açılmış- tır dedi. Ve sözüne şöyle devam etti: — Biz Faşizmin tükenmeyen müca- dele davasında İspanya meselesini ken- di işimiz telâkki ediyoruz. İspanya Fa« şist olacaktır. Vaktin darlığından tarihin işlediği bu güzel şehirde fazla kalamadık, va- purumuz açık denize doğru yol aldık- da ufaldıkça ufalıyor, beynelmilel ay- rılık işareti olan beyaz mendiller, git tikçe küçülüyordu. Seyahatin devamını bundan sonra- ki mektuplarımda yazacağım. Etem Vassaf vardır. - kırmızı, mor, mavi noktalar rıhtım-