Spor işlerimizde halledilmesi güç davalardan biri de hakemlik işidir. Es- Ve yeni hakemlerin lutuflarına ka- bu hakemlik işi her gün yeni ve Çinden çıkılmaz bir şekil almaktadır. gün yapılacak olan Fenerbahçe - iktaş maçı için seçilen Sadi Karsan tsızlığını ileri sürerek bu mühim n hakemliğini üzerine almadı. Spor işlerimizde otorite esas- olarak kabul edilemediği içindir ki her gün Yeni bir lâübalilik İle karşı karşıya ka- 'Oruz, Muntazam çalışmağa alışmamış olan keyiflerine göre hareket etmek su- İ€tile ciddi tutulmakta olan işleri kar- rışık ediyorlar. günü veya bir gün evvel üzerle- Tine verilen' vazifeden sarfınazar et - tek suretile müşkülât çıkaranlar tıpkı #por disiplinine muhalif hareket eden- Bibi tecziye edilmelidirler. kem komitesinin başarmağa mec- bur Olduğu işlerden biri de B tal M Oyunlarına A takımları ma: Bibi ehemmiyet vermek olmalıdır. ) üi sporda olduğu gibi futbolde de T takım kaideler ve şartlar tam ol- Mazsa yapılan herhangi bir maç usul- Oynanmış olur. Futbol sahasının nizamt bir ölçüde 1, kale direklerinin yerinde bu-| S zaa sahanın kireçle çizilmiş olma- H: bileyim buna benzer şartların te kitaba uygun bir şekilde olmalı bu şartlardan biri noksan olur dün yapıldı D:.'.'ın İstanbul lik şampiyonası B ta- £imları maçları, Taksim, Kadiköy ve Tef sahalarında yapılmıştır. Tatasaray — Hilâl 4 | cmTâkEîm stadyomunda yapılan bu ma- e İlk devresinde Galatasaray bir tek lkğ:. Yyapmış, bir çok fırsat kaçırmıştır. Va Ci devrede Galasaray 3, Hilâl de m"-aludan bir sayı yaptıkları için o- ün 4. 1 Galasarayın galibiyeti ile ne- telenmiştir. Güne Eyüp 4 l B takımları maçının bü oyunu Tak- Eyüsudmdn yapılmıştır. Sert oynayan * P takımı hakemin ihtarı Üüzerine 'Yünu terketmiştir. Süleymaniye —— Anadolu 4 2 !_11 takım da çok genç oyunculardan Ürekkepti. Oyun zevkli oldu. Açı daha güzel oynayan Süleyma- Ve iki sayı farkla kazandı. Vefa — Topkapı 10 l ıiı:ıiı-l'incl devrede oyunu 3 - O galip bi- iliz Vefalılar ikinci devrede bire kar- “Bol daha atarak oyunu rekor sa- Dlabilecek bir farkla bitirmişlerdir. İkinci devrede Topkapı oyuncuların- Ka bir kısmı sahayı terketmişlerdir. kişi olarak sahada kalan Topkapı kar fisında Vefa hâkim oynamıştır. Fenerbahçe — Beşiktaş 5 3 '!tiB takımları şampiyonası maçlarına T edecek kadar mühim olan bu o- Yun çok heyecanlı olmuştur. bi Zaman zaman daha hâkim oyna- _""' Fenerbahçe güzel hücumlardan İRifade ederek 5-3 maçı kazanmıştır. BU © ı oo h kabul ediyoruz. B takımları maçları| Spor işlerimizde fazla lâübalilik var B cak Xe Galatasaray - Hilâl maçına yan hakemi bulunmadı ve oyun hakemsiz başladı, hakemsiz bitti. Bu şerait dairesinde sporun ilerlemesi beklenemez © maç hiç bir suretle resmi bir oyuk Bİ- bi kabul edilmemelidir. Bir futbol maçına başlanmadan ev- vel oyunu idare edecek hakem, herhan gi noksan bir vaziyeti nazarı dikkate almâlıdır ve oyunun icabı esasen bu- nu âmirdir, Şimdiye kadar birçok maçlarda gör- düğümüz lâübalilik maalesef dün gene gözümüze battı. Galatasaray - Hilâl maçımın devam et tiği doksan dakika müddet zarfında bu oyun yan hakemsiz oynandı. Yan hakemsiz yapılan bir oyun için nizam! midir diye bir sual sormak abes olur. Çünkü böyle bir maç hiç bir zaman nizami olamaz. Yan hakemlerinden bi- rinin dahi mevcut olmaması o maçın nizamsızlığı için kâfi bir sebeptir. Bu noksanlıktan doğabilecek hatâla- ri saymağa lüzum bile görmüyoruz. Acaba B atkımları maçları resmi rer oyun mahiyetinde değil mi Biz bunları da resmi oyun olarak O halde bu işteki lâübalilik neden ve nereden gelmektedir? İşte futbol işlerimizin tıkırında git- memesini mucip olan şe'rflerin başında olan bu lâübalilikler ne şekil ve ne su- rette olursa olsun halledilmelidir. Bu işlerin intizamını temin etmek hakem kamitesinin başlıca vezaifinden biri ol- malıdıri, Cehti Şahingiray Ğalatasaraym yeni atletizm kaptanı Galatasarayın yeni atletizm kaptası Cezmi Şahingiray Memleket atletizminde büyük hissele ri ve başlıbaşına mühim rolleri olan Ga latasaray atletleri dün fevkalâde bir toplantı yaparak Atletizm şubesi için yeni bir kaptan seçtiler. Uzun müddet Atletizm işlerini yüz üstü bırakmış olan Galatasaraylılar bü. yük şampiyonlar ve rekortmenler yetiş tirmiş olan klüplerinin şerefli mazi - sini gözönünde tutarak bu şubeye yeni bir hız vereceklerdir. Zamanının kıy- metli bir atleti olan Cezmi Şahingiray bu suretle iş başına getirilmiştir. İkinci futbol antrenörü de geliyor Futbal federasyonu tarafından geti- rileceğini evvelce yazmış olduğumuz antrenörlerden biri daha bugünlerde memleketimize gelecektir. Londradan gelecek olan antrenör föderasyondan a. lacağı talimattan sonra işe başlamak üzere İzmire gidecektir. Kuleli - Maltepe voleybol maçı Dün yapılan iki lise arasındaki vo- lJeybol maçı Halkevi salonunda oynan- mıştır. Müsabakanın ilk devresi 15 - 11, i- kinci devresi 15 - 4 şeklinde Kulelinin lehinde bitmiştir. llışmıık için güreşmek istiyor. Eşref Şefike cevap Dinarlı ileHüseyin karşılaşmalıdır * * ğ Profesyonel güreş federasyonu kurulmadıkça çımpiyonlmddi- asına kalkışacak olan pehlivan ken- disine meydan okuyacak her pehli- vanı yenmek mecburiyetindedir Yazan : Naci Sadullah Başpehlivan Tekirdağlı Hüseyin İzmirden gelen bir mektup, başpehli vanlık müsabakaları yapılacağını ha- ber veriyor. Kızılcahamamdan bir telgraf alıyo- ruz : «Gelecek hafta, büyük çayırda, Tür- kiye başpehlivanlığı için güreşler ya- pılacaktır.» Cim Londos geliyor. Belediye, en güç lü Türk pehlivanını anlamak üezer seç me müsabakaları yapıyor. Eminönü Halkevi debu modaya uyu. yor, beli kemerli eli şahadetnameli bir başpehlivan da o çıkarıyor. Bu hesapça, bizde pehlivanlığın da edebiyattan farkı kalmadı: Ortalıkta edebiyat yok, edip bolluğundan geçll- mez. Meydanda pehlivan yok, şampiyon bolluğundan geçilmiyor. Kara Ali Ankarada resmen kazandı- ği Türkiye birinciliğini kaybetmediği- ne kani, Çünkü ondan sonra, şampiyon luk için doğru dürüst bir güreşe çıkıp ta yenilmediğini iddia eyliyor. Tekirdağlı : — Şampiyon dediğin benim gibi ke- merli, şahadetnameli olur! diyor. Dinarlı : — Halkevinin güreşlerinden bana ne? Ben belediyenin terlip ettiğ. seç- melerin birincisiyim! Kemerin ne kıy- meti var? Şampiyonluk 'bilekle deği! de kemerle oluyorsa, yarından tezi yok: yüz tane ısmarlayayım! diyor. Bence bunlardan hiç birisini haksız çıkarmak imkânı yok. Çünkü bu güreşlerin hep- si de, hem resmi, hem değil. Binaena- leyh, bir profesyonel güreş federasyo- nu yapılmadıkça, şampiyonluk iddiası- Ş e-i stanbuldan Ain—erikaya İ Bir Transatlan Sayfa tikte Okyanus yolculuğu nasıl geçer? Yolculuk insanı çabuk ahbap yediğimiz Macar kadınına Türkle * * x larından bahsettim. Kadın hayretle yüzüme baktı ve “Yanlış olacak. Bize Türkler bizim e! di düşmanımızdır diye il yapıyor. Ayni masada yemek rle Macarların kardeş sayılacak- ler, dedi Dünyanın en büyük gemilerinden «Re ya hediye Nevyork, Teşrinievvel — Büyük yolculuklara dair birbirine benzeyen bir çok yazılar okuduk. Büyük seya- hatlerin nasıl geçtiğini, Transatlantik- lerde yolculuğun nasıl olduğunu âdetg ezber biliriz... Buna rağmen böyle bir yolculuğa hazırlanırken kalbimi dol- duran heyecanı ortaya dökmekten ken- dimi menedemiyorum. Türkiyeden Amerikaya nasıl gidi- lir? Transatlantikde seyabat nasıl ge- çer? Belki bunlar biraz eskimiştir ım<| ma, yola çıkanın, çıkacak olanın, se- yahati sevenlerin gönüllerine her za> man ılık heyecanlar dolduracak sual- lerdir. Transatlantikte Seyahat İşte şimdi dünyanın sayılı Trans- atlantiklerinden biri olan (Reks) de- nir mühteşem gemi 24 mil üzerine yoluna devam ediyor. O koca gövde İhiç rahatsız olmak istemiyormuş gibi sakin denizin üzerinde sessizce ilerli- İyor. Salonlar, beynelmilel, güzellik müesseselerinin teşhir salonları kadar çeşitli rengârenk tuvaletlerle dolu.. Bir bayram gününde sanki bir süvareye davetliymişiz, hissini taşıyorum. Ye- mek salonunda 90 tane geniş masa var. Buna rağmen yolcu adedi fazla olduğu için yemek yiyecekleri ikiye ks» in, kaptanı tarafından «Son Posta» edilen resim danberi başka türlü işitiyorum: Bize hergün Türkler bizim ebedi düşmanı- mızdır, derlerdi, kardeş olduğumuzu, ve ayni ırktan geldiğimizi ilk defa siz- den işitiyorum, demesin mi? Şunları söyledim: — Bizim tarihlerimizde ve sizin ta- rihlerinizde de aramızdaki — yakınlığı gösterecek bir çok — vesikalar Türkler kimsenin düşmanı değildir ve kimseye düşmanlık etmesini bilmezler ve istemezler. Kadıncağız seyahatin uzadığı gün- ler esnasında fikrini değiştirdi. Sözle- rime hak verdi, ve bu kardeşliği çok arzu ettiğini hepimize ayrı ayrı söyle- di. Şu mektubu yazdığım esnada yu- karıda orkestra çalıyor. Bir müddet sonra sinema başlayacak.. Şu muhak- kak ki insan seyahat ettiği müddet zar- fında vaktini' hiç boş geçirmeden, eğ- lencelerin en güzel ve en nezihi ile eğ- lenebiliyor. Nihayet Cenova limanına geldik. Kocaman gemi yüksek rıhtıma kolay- lıkla yanaştı... Cenova Kristof Kolamp'un doğdu- ğu yerdir. Tarihi kıymeti haiz olan bu şehri görmek istedik, vapurun orada taksim- etmişler, biz ikinci devreye düştüğümüz için evvelâ birinci parti- nin yemesini bekledik. Listelerde kuş sütünden başka ne iaterseniz var. Ucu bucağı bitmeyen listeleri tetkik etmek âdeta insanı. yo- ruyor. Bir Macar Kadını İle Konuşma Sofrada refikamdan ve yeğenim- den başka bir yabancı bayan daha var- dı, Seyahatte insan etrafındaki insan- İlarla çok çabuk tanışıyor. Biz de ken- disile derhal ahbap olduk, Macarmış. Uzun zamandanberi Amerikada yer- leşmişmiş, şimdiye kadar ömründe bir kerecik olsun bir Türkle tanışmamış i- dört saat kalmasından istifade ederek dışarı çıktık, Bütün caddeler asfalt, sokaklar ter- temizdi. Yüksek yerlerden şehrin Pa- naromasını seyrettik. Deniz ve sahil boyu ne cazip.. Bizim Floryayı biraz da Fener ve Bostancıyı, Göztepe, Kar- tal sabillerini — hatırlatıyor. Bol ağaç- hık, gayet muntazam yapılmış binalar ve geniş meydanlar. Kristof Kolompun heykeli iskeleye çok yakın bir meydar nin ortasında.. Eşiğinde çelenkler du ruyor. uİspanya Faşist Olacaktır!» Bir bankanın önünde durduk. Gö- züme bir levha ilişti. Orada duran bir na kalkışacak olan pehlivan kendisine |miş. Konuşuşumuza hayretle kulak mi- İftajyana sordum: meydan okuyacak her pehlivamı yen - mek mecburiyetindedir. , Halbuki, Bay Eşref Şefik, bu şerait içinde, Tekirdağlı ile güreşmek isteyen Dinarlıyı haksız çıkarmaya kalkışıyor. Ne hakla? Ğ Dün çıkan yazısında: «Tekirdağlıya meydan okuyanlar çoğaldı.. Halbuk!, Tekirdağlı, stadyomda meydana çıktı- ği zaman, bütün meydan okuyanlar o- rada hazırdılar. Hüseyin, mert bir Türk güreşçisi gibi, her önüne gelenle tutuş- tu!» diyor. Evvelâ Tekirdağlı ile tutuşmak iste- yen bir sürü değil, bir tek pehlivan var: Dinarlı Mehmet, Saniyen, Dinarlı, Tekirdağlıya mey- dan okumuyor, hakkını kazanmaya ça- safiri oluyordu: 4 — Türklerle Macarlar —ayni uka mensupturlar, kardeş — sayılırlar değil mi dedim, Bu söz üzerine kadının gözleri hay- retle büyüdü, ne cevap verse beğenir- iniz? Kekeliyerek: —RNe münasebet,. Ben çocukluğum- Kaeean aa sesecem ae A eme sasen e rere aA ene senemai — Bu büro İspanyadan gelecek mu- hacirlerin sevk ve idaresi için açılmış- tar dedi. Ve sözüne şöyle devam etti: — Biz Faşizmin tükenmeyen müca- dele davasında İspanya meselesini ken- di işimiz telâkki ediyoruz. İspanya Fas şist olacaktır. Vaktin darlığından tarihin işlediği İbu güzel şehirde fazla kalamadık, va- vardır. » Salisen, Tekirdağlı meydana çıktığı /purumuz açık denize doğru yol aldık- dan başka rakip yoktu. Kara Ali sa-|da ufaldıkça ufalıyor, beynelmilel ay- kattı. Dinarlı Mehmet pehlivan, Yu-|pılık işareti olan beyaz mendiller, git nanistandaydı ve Tekirdağlı Hüseyin, | ikçe küçülüyordu. dajma yendiği zayıf rakiplerini birer ; y ğ defa daha ve kolaylıkla- alt ederek o| ğî:::m;î":::;:f:“" e (Devamı 11 inci sayfada) Etem Vassaf zaman, karşısında Arifle, Yarımdünya- |ça kırmızı, mor, mavi noktalar rıhtıme