YKKK ON YEDİNCİ YIL. NO 5505 Başbetke FRANSA VE SANCAK Falih Rıfke ATAY Sancak hakkındaki fransız nota- sına Cümhuriyet Hükümetinin cevab vermiş olduğunu biliyoruz. Bu ce- vabın, fransız hariciyesini ikna ede- cek bütün delilleri yeniden sayıp döktüğüne şüphe yoktur. Fakat biz, diplomasi edebiyatını yeni bir dosya ile zenginleştirmek değil, gecikmesi- ni, gerek Fransa ile aramızdaki dost- hığu inkişaf ettirmek, gerek yeni ve müstakil Suriye devleti ile Türkiye arasında devamlı ve pürüzsüz — bir dostluk kurmak bakımından hiç de hayırlı telakki etmediğimiz bir me- selenin mümkün olduğu kadar sürat. le halline yardım etmek istiyoruz. Bir hal tarzı ancak ahidlere ve hâ- diselerin hakikatine istinad edebilir. Bu hususta bizim hiç tereddüd ve münakaşaya muhtaç görmediğimiz, ve Fransa tarafından anlaşılmak lâ- zım gelen birkaç esaslı nokta vardır. Bu noktalardan biri şudur: 1921 de Ankara itilâfnamesini bizimle imza eden zat, osmanlı — imparatorlu- ğunun herhangi birkaç vilâyetini iş gal altında bulunduran bir. devletir delegesi idi. Biz imparatorluğun türk olmıyan kısımları üzerinde hiç bir iddia beslemediğimiz için, sade- ce türk olan Sancağı, ilerde ne şekil ıluığı belli olmıyan bu işgal'e hangi şartlarla emanet edeceğimizi konuşuyorduk. İşgal - topraklarının arab parçaları üzerinde Fransa'nın vaziyet ve vazifeleri ne olacaksa, o vaziyet ve vazifeler Sancak - için de aynen teahhüd edilmiş olacaktı. Su- riye kıtası içinde bir türk ekalliyeti- ne hak değil, ekseriyeti, tarihi ve sa- hibi türk olan muayyen bir bö hususi idare istiyorduk. Bizimle mü- ııken eden fransız delegesinin, dava- bakkmda o kadar ,upheıı yoktu ki, Sancağın, milli alâ- metlerimizi taşıyan bir bayrağı ol - ması hakkındaki isteğimizi haklı bu- larak, bunu kendi hükümetine ka- bul ettirmeyi vadetmişti. Fransa'nın Suriye ve Sancak me- selesi karşısındaki vaziyetini tayin eden muhtelif müzakerelerden biz yalnız birinde, kendisini Sancak hak- kında teahhüd altıma alan 1921 An- kara müzakerelerinde karşı karşıya bulunduk. Ne Suriye için Fransa'ya manda veren 1920 Sanremo, ne işgal topraklarınm türk olmıyan kı- sımlarını ve mandayı ikiye bölen Cenevre münakaşalarında bulunma- dık. Bu münakaşalar bizi ne alâka- dar eder, ne de iki devletin ayrı bir mıntaka hakkında biribirine karşı te- ki, o da, Lozan muahedeleri akdo- zaman, gene fransız dele- gesinin Ankara itilâfnamesinin biç bir suretle halel bulmadığını bize res- men teyid etmiş olmasından ibaret. tir. Eğer Fransa bizim iştirak etme- diğimiz konferans ve meclislerde Suriye davasmı şu, veya bu tarzda hallettiği zaman, Sancağı bu kıtaya mal etmek gibi bir niyet zutmuşoe bunun, eski usul, gizli vesikalar üze- rinde arazi taksimi veya ilhakı anlaş- malarından ne farkı olabilir? Fransa 1920 de yalnız Suriye tesmiye olunan arab kıtayı; son- raları, kâh beşe, kâh ikiye böl- dü. Suriye üzerinde davası ol- mıyan Türkiye ise, mütemadi- yen, ısrar ile, Sancak - teahhüdleri- nin yerine getirilmesini — istiyordu. Bizim için Fransa arab Suriye ve Lübnan gibi, türk Sancağı da istiklâ. Tine kavuşturmak — imkânlarını ha- zırlamakla meşgul ve mükellef bir mandater devlet idi. İmdi hiç bir za- man, Sancağın, istiklâline kavuşan Suııye ye devredilmek teşebbüsün- de bulunulacağını hayal bile etmi- Yorduk. Suriye'de türk ekalliyetleri vardır: Sancakta başka ekalliyetler (Somu 5. inci sayfada) ADIMIZ ANDIMİZDIR - FİLOMUZ MALTADA İngiliz Akdeniz filosu ve filomuz komu- tanları birer nuluk söylediler Bu nutuklarda iki milletin ananevi dostluğundan sitayişle Valetta, 21 (ALA.) — Anadolu ajan: sının sureti mahsusada gönderdiği mu. habirinden: İngiliz Akdeniz donanması Komuta- nt Amiral Sir Dudley Pound dün akşam ziyafetinde misafirlerine son derecede parlak kabul göstermiştir. Çok samimi bir dostluk ve mütekabil muhabbet ha- vası içinde geçen”ziyafetin — sonlarına doğru Amiral ayağa kalkarak misafirle- rini selamlamış ve şu nutku töylemiş- tir. “— Türk filosuna hoş geldi. niz, derken eski türk - ingiliz dost- luğü ve yeni Türkiye hakkında bir kaç söz söylemekten kendimi alamam. Türkler ve ingilizler bir- birlerini eskidenberi çok iyi tanır- dar. Fakat askerlikte ilk temas 1854 Kırım kısmi harbında vaki oldu. Ve ingilizler türklerin kar- işye maml harbatiiklarini Yirdür diler. Bunu, büyük harbda karşı karşya çarpşmak da isbat etti. Ve ingilizler türklerin nasıl centil- mence harbettiklerini öğrendi « ler. Büyük harbı müteakib Tür- kiye, büyük 1liderinizin irşa - di altında yapılan kütlrürel, sosyal büyük yenilikler - etra- fında tek bir vücud halinde Birleşmiştir. Bu büyük yenilikler bütün dünya gibi ingilizlerin de hayranlık ve takdirkârlığını cel- betti. Nihayet 1936 da Türkiye bü- tün dünyaya bir ııyanl dersi ver- mek muvaffakiyetini kazandı. Ve İngiltere bu sessiz mücalelede Türkiyeye yardım etmek arzu ve fırsatını - tabit bundan Montrö'yü kasdetmek istediğimizi anlamışsı- nızdır - buldu. Bu mesud hâdiseyi, İngiltere Kıralı Majeste Sekizinci Edvard'ın Türkiyeyi ziyareti takib etti. Bunun ne kadar ince ve mü- him olduğunu anlatmaya lüzum yoktur. Bu ziyaret esnasında Kıra- lemıza iki deniz destroyerimiz re- fakat etti. Bu gemilerin avdetinde kumandanlarını kabul ettiğim za- man, gerek Majeste Kırala, gerek ingiliz denizcilerine gösterilen bü- yük ve içten gelen misafirperver- liğin hayranlığı altında kaldıkla- rını gördüm. Şimdi türk filosunun Maltaya yaptığı bu ziyaretin bü- tün on dokuzuncu asrı işgal eden türk - ingiliz dostluğu gününün yeni bir doğumu olacağını ümid ederim.,, bahsolundu Amiral Türkiye Cumhur Reisi Ata- türkün şerefine içmiş, bir müddet son- ra da Amiralımız Kıral Sekizinci Ed. vardın şerefine içerek mukabele eyle- miştir. Valetta, 21 (AA.) — Anadolu a- Jansının sureti mahsusada gönderdiği muhabirinden: #Amiral Şükrü Okan, ingiliz amira- Jenım dün geceki nutkuna, bugün verdi- ği öğle ziyafetinde mukabele etmiş ve ingilizce olarak aşağıdaki nutku söyle- miştir: ”— Ferdi bulunmakla müfte- hir olduğumuz türk milleti ve o- nun kiymetli reisi hakkında izhar buyurulan dostane hissiyat ve hâr temenniyattan dolayı şükranları- mızı arzederiz. Türkiye ve Britanya donanma- ları arasında öteden beri tea- tisi mutad — ziyaretlere — tekrar başlamak emeli ile türk do - nanmasından bir müfreze, in- giliz donanması başkumandanı- nen bu defa vâki olan nazik dave- tine memnuniyelle icabet etmi; tir. Çok eskidenberi birbirini iyi tanumış, sevmiş ve saymış olan türk ve ingiliz bahriyesi arasında- ki ziyaretlerin ihyasına bir baş- langıç olan bu sefere iştirâk elmiş olduklarından dolayı türk müfre- zesinin zabıtan ve efradı pek bah- tiyardırlar. Türk bahriyelileri Maltada mazhar oldukları hüsnü kabulden, yürekten geldiğini gör- dükleri dikkat ve nezaket eserle- rinin kendileri vasıtasiyle türk mil- letine müteveccih olduğunu bile- rek, pek mütehassis olmuşlardır. Bu yüksek ve kiymetli dostluk duygularını tehalükle nı:mlıkelle- rine ıo!unteuerd Türk bahriyesi, daha ııçcndı kendi sularında — selamlamakla bahtiyar olduğu Majeste kıralın âfiyet ve saadetine, büyük ve şan- lt ingiliz bahriyesinin daima teali- sine ve o yolla ingiliz milletinin refah ve ikbaline sevinçle kadeh kaldırır. Amiralimizin bu ziyafeti de diğer- leri gibi derin bir samimiyet ve dost- Juk havasr içinde geçmiştir. Amiralimiz bu gece ingiliz ikinci amiralinin Bahram zırllısında verdiği ziyafette hazır bulunmuştur. (Sonu 5. inci sayfada) 22 SONTEŞRİN 1936 PAZAR Son haberlerimiz * üçüncü sayfada Kae e HER YERDE 5 KURUŞ Konten]an sistemi yerine Genel idhalât rejimi konuldu Ankara, 21 (ALA.) — Birinci son kânun 1937 tarihinden i- tibaren muteber olacak olan “Türkiye genel ithalât tejimi kararı” evvelki gün, İcra vekilleri heyetince tasdik edilmiş ve dünkü resm! gazetede çıkmıştır. Bu ka- rarla memleketimizde ilk defa 1931 yı- lında tatbika başlanmış olan “konten- jan” yani umumi ithalâtın tahdidi siste- mi nihayete ermiş bulunuyor. Bu neti- ce, İsmet İnönü hükümetinin sistemli mesaisi ile, mütevaliyen elde etmekte ol- duğu muvaffakiyetlerden biridir. Malümdur ki, bugün de devam et- mekte olan umum? dünya buhranı, 1929 eylülünde başlamışt:. 1931 yılında, dün- ya ve hükümetler mali hayatını da sara- rak, ebemiyetli bir genişlik aldı. Bir çok memleketler, döviz tedarik edebilmek i- çin, yok bahasına vermekten başka çare bulamadıkları amlları ile, açık buldukla. rı piyasaları istilâya başladılar. Konten. jan tedbiri, bir çok ülkelerde olduğu gi. bi, bizde de, mütsacelen bu vaziyet kar- şısında tedbir almak ve tediye muvaze- nesini korumak memleketi mali yıkım- AAA İstanbuldaki mi- ting teşebbüsü hakkında Dahiliye Vekâletinden teb- liğ olunmuştur: Dün, 20 teşrinisani 1936 da İs- tanbul'da milli talebe birliğinin si- yasl bir miting daveti yapacağı öğ- renilmişti. Tahkikat neticesinde bu- gün bu mitingin, İstanbul idare a- mirlerinin resmi nasihatlarına rağ- men ve kanunen lâzım gelen izin alınmaksızın yapıldığı ve bu hare- kete milli talebe birliğinin önayak olduğu anlaşıldı. Türkiye Cümhu- riyeti hükümeti, talebenin siyasl ve kendi maddi ve manevi çalışma topluluklarını dağıtacak işlere ka- pılmalarını hiç bir zaman hoş gör- memiş, talebe ve hocalar arasında böyle birlikler yapılmasını memle- ketin kültürel terakkisine mani te- lakki etmiştir. Son tecrübe, bu kanaatin isabe- tini bir kat daha isbat etmiştir. Bi- naenaleyh hükümetçe bu teşekkül- leri menedecek kanuni tedbirler a- lmmıştır. Bu gibi teşekkülleri mev- cud farzedenler hakkında yapıla. cak muamele kanunlarımızda sa- rihtir. (A. A.) T. Hâava Kurumunun Son Altı Ayı Gelir ve üye sayısı fazlalaşmaktadır. Son altı ayın en büyük hususiyeti Turkkusunun muvafiakıyetlerıdır Türk hava kurumu genel merkezi, dün saat on beşte, turum saylavı gene- ral Zeki Soydemiz'in başkanlığı altında toplanarak merkez idare heyetinin ve murakiblerin raporlarınt tasvib etmiş, ilk hava şehidi Bn. Eribe'nin hatırasını takdis için bir dakika ayakta susulduk- tan sonra gerek Eribe'ye, gerekse geçen- lerde plânör uçuşu yaparken düşüp şe. hid olan uçman Kâmil'e kahramanlıkla. rına yakışır birer kabir yapılması itti. fakla kabul edilmi Bundan sonra blânço tasdik edilmiş, milli havacılığı. mızın inkişafı için yakın alâka ve yar- dımlarından dölayı genel kurmay baş- kanlığiyle millt müdafaa vekâletine te- (Sonu 2. inci sayfada) Türk Hava Kuzumunun dünkü u mum? toplantısından bir estantana dan kurtarmak zaruretinden doğdu. Bu- gün bir çok memleketlerde bu sistem doğduğu gibi yaşıyor. Biz de hükümet, “”*h. - Ekonomi Bakanımız B. Celâl Bayar sistemli mesaisi ile, türk milletinin millt korunması ve ekonomik kurulması için, bütün emniyet şartlarını haiz, yeni reji- me varmış bulunuyor. Yeni, “Türkiye genel ithalât rejimi”, kısaca Gİ.R., gü- (Sonu 5. inci sayfada) Fıkra, Niçin okumayoruz? Bu, İstanbul gazetlerinden birinin açtığı anketin başlığıdır. Fakat, bilire misiniz, taksitle almanca kitab satan bi ri yalnız İstanbul şehrine 25 bin iralık, ve Ankarada yalnız bir Bakanlıkta ve bir günde 1000 liralık kitab satmıştır, Dahası var: Gidip firenkçe kitab, mece mua ve gazete satan dükkânlardan türk okuyucularrnın sayısını soru« nuz. Birçok noksanlarımız var, — Evvelâ gerçi birçok eser yazıyor veya tercüme ediyoruz. Fakat bunlar tam değildirler: yani henüz bir mesleki inkişafı türkçe. den takib etmek imkânsız gibidir. Dil bilenler, ecnebi eserleri okumağı tercib etmektedirler. Devlet matbaasının bastığı eserler arasında, berhangi bir meslekten olan- ları tatmin cdecek takımlar da - var, Bunların bedelini birden ödemeğe de muallimlerin ve mekteb gençlerinin ke- sesi elverişli değildir. Lâtin harfi ile kitab okuyanların bü- yük bir kısmı, büdceleri pek dar — olan gençlerimizdir. Kitab ve mecmua Ffiata darını onların imkânlarına uydurmağa mecburuz. Şüphesiz daha başka sebeb « ler de sayılabilir: ekonomi hayatı şid « detlenmeyen bölgelerde herkesin yalnız bir kitab değil, bir gündelik gazeteyi bile parasız okumak için bir iki gün beklemeğe vakti avrdır. Buralarda oku- ma menfaati, sây ve kazanç menfaatine henürz cevab vermeyor. Siz, eğer bir alış verişiniz yoksa, gazetelerin borsa ced- vellerini okur musunuz? Zamanla, hükümetin ve muharrirle rin gayretleri ile telâfi edilecek nok e sanlardan başka, bir de, bütün neşir va» sıtalarr hep birlikte umumi bir. okuma alâkası, terbiye ve ahlâkı uyandırmağa çalışmak için elbirliği etmek bir ted- bir addolunabilir. Bir evde bir küçük kitab tafı olmaması, o ev için ayıp te- Jakki ettirilmek Tâzımdır. Bu memle. kette vatandaşlar: — gazete okumuiyo. rum, Yahud; — Kitab açtığım yok, Demekten ahiâki dir kusurda bulu. buyorlar, gibi utanmağa alıştırılmalı » dırlat, — Fa, — Tây,