Himaye siyasetimizin En nazik noktası Nerededir? Yazan: Muhittin Birgen —— © plik meselesi hakkında dün yaz - ldu_';ım yazıdan şu anlaşılıyordu ki bir sanayi ve istihsal şubesini aye etmek istediği zaman bundan an göze batan bir fenalık ta çıkı - Himaye edilen istihsal memle - hem ;ıı?'ahıık yapıyor, bem de mahdut ellerde kalıyor, hem &Ğ lar bazan kazanç hırsım ](-rı gn işi ihtikâra kadar Dün iplikten bahsediyordu son günlerde bir aralık ta bahsedilmişti. Meml hasını genişletmek ve mahsul çe zenginleştirmek - ki ayni zamanda bunlar bizim aramızda muhtelif san'at ve istihsal meleke ve kabiliyetlerinin de artması ve genişlemesi demektir -| namına ve biraz da müstehlikin haya -| tını güçleştirmek pahasına yapılan bu himayeyi bizler memnuniyetle kabul ediyoruz. Fakat, neden dolayı memle-| ketin büyük bir kitlesine [tdıkılk tahmil eden bir ilerleme ihtiyacı ve bir sanayileşme ideali, öbür tarafta, ekseriya Türkten başka herkes olan bir takım teşebbüs sahiplerinin yüksek nisbetlerde para kazanmalarına ve hattâ ihtikâr yapmalarına sebep ol - sun? nberi halkın zih - olan sual budur. İşte, bir zama nine saplanmaktı Bazı insanlar salı günleri, bazıları da çarşamba günleri yeni bir işe girişmezler, bugünlerde — başlanılan yeni bir işin muvaffakiıyetle bitmi - geceğine kanidirler. — —— — Amörikada İntihabat Böyle oluyor Hatıra gelebilir ki bu zaruri hım.ı-' da eğer bazan, alâkadar : ihtikâra kaçıyorlarsa devlet buna ayt kalmaz. Derhal müdahale eder veya gümrükteki himaye nisbetlerini değiştirir, yahut ta kontenjan musluk- larını ona göre açarak fiatları tanzim iyasayı idare edebilir. ta döğ- ru görünen bu hesap tatbikata geçer- ken değişiyor: Himaye nisbetleri deği- şinciye ve yahut kontenjan muslukları açılıncıya kadar ötekiler istediklerini yapmış, kitlenin zararına olarak küp- lerini doldurmuş bulunuyorlar, Bunun | için bu derde başka bir çare bulmaak lâ-| zımdir,. Fakat, çare bulmanın lâzım oldu ;.musf xnek kolay, bizzat çareyi bu k ta güçtür. , Meselâ, şöyle dü- ,..nuynnım Büyük sanayi işlerinde himaye, eğer gtınsıkı tutacaksak, buna mutlaka lü- tüm Va: hiç olmazsa bu sanayli dev- letin, yani Türk mill. mMmüşterek sermayesi altında topl: B_ıkka bir ifade ile, bilfarz iplik ğu derecede kuvvetli bir cak, devlet sermayesi i cek işlerde yapalım. Bu takdirde hiç olmazsa, himayenin doğurduğu paha- hlıktan yalnız mahdut insanların isti- fade etmeleri gibi haksızca bir netice hâsıl olmaz. Bunun ikinci bir tarafı var ki o da şudur: Bu gibi işlerde hususi sermaye yalnız kazancı düşündüğünden işled Bi işi ileri götürmek, tekniği yükselt - mek taraflarını düşünmüyor bile. Ge ne iplik le bunun bir misalini gi rebiliriz. Fabrikalar şimdiye kadar biz- de yalnız büyük sürümü olan iplik cinslerini yapmışlar, yani 20 ve 22 nü- lerden daha incelerini yap- mayı tecrübe etmek değil, hattâ dü - şünmemişlerdir bile. Fakat, iş devletin elinde olursa o kazandığı para ile ay- hi zamanda yaptığı işi ıslah ve tekni yükseltme tarafına da büyük bir e - hemmiyet verir ve bu yüzden de mem- feketin sanayii istifade eder. * denilebilir, Pekâlâ, her şeyi devict e de ben : Hususi seri yapacağı küçük hima İşler, yapılması <Den ber hangi bir iş ha ucuza maleder ve d; iyi yapa - lîm Hakikatte onun bu sözü böş ta idir; hususi sermaye daha kolay ve ha masrafsız çalışır. Binaenaleyh o- dun yapacağı işlerde himaye payı mah- vletten da "İrindeki belediye Aymerikalılar çok garib insanlardır. Hele intihabat geldi mi, garabette â - deta birbirlerile rekabete kalkarlar ve ekseriya, daha tuhaf olan namzed par- sayı toplar. Resmimiz Amerikada Pittsburg şeh- intihabatında, kendi lehinde propaganda yapan belediye re- isi Willam Maciraire'i göstermekte - dir. William uzun boynuzlu — garib bir mandanın sırtında bütün şehri dolaş - mış, bir taraftan kahkaha ev diğer tar raftan da rey toplamıştır. Cesaret imtihanı Pragda bir müessesede gece bekçi- liği için alınacak memurlar arasında bir cesaret müsabakası — yapılmış, bu müsabakaya iştirâk eden talipler, gece sabaha kadar: hayaletler içinde ve ölü- lerin arasında tabancalar atılırken bek- letilmişler. Gencin biri, bu tecrübeden © kadar korkmuş ki kalb sektesinden ölüvermiş. dut olursa o gene işin içinden çıkabi - lecek demektir. Bundan başka, eğer bir takım işlerde himaye payı eksik tutu- hursa, bu, hususi teşebbüs sahiplerinin girişecekleri işlerin haddi zatında memlekette kolay yapılabilecek işler- den, yani memlekette yaratılması da- ha kolay ve memleket şartlarına na - zaran vücutları daha tabil olan teşeb- büslerden olmaları gibi bir faydayı da temin eder, Her haâlde bu meseleleri dah; bir tetkiklen geçirmekte fay büyük olduğuna kaniim. Muhittin Birgen İSTER İNAN İki yıl önce acele bir iş için otomobil ile Yeşilköye gidiyorduk. Telsiz istasyonundan Yeşilköye sapan $o - #eyi çukddarlardoku. bürap va batak Tamirine başlandı, altı aya ka Hakikaten yolun iki kenarına öbek öbek kırılmış taş yı- gılmıştı. İSTE SON POSTA Bazı insanlar arasında yerleşmiş olan bu kanaat bize ilk çağlarda ya- şıyan iptidai insanlardan gelmiştir, şekil dspv—.n'e değiştire son şeklini bulmu: 8 HERGÜN BİR FIKRA İyiki.. Tarihçi Emin Âli sen derece muk- tesit olarak tanınmıştı. Bir sonbahar günü, lodos havada, Nazmi Acarla birlikte Adaya gidi - yorlardı. Marmara kudurmuş bir halde idi; deniz dağlara çıkıyor, vapur dal - galarla mücadele halinde, korkunç yalpalar yapıyordu. Nazmi Acar: — Eyvah, Bu nasıl fırtı - na? Batacağız mı dersin? Deyince, Emin Âli soğukkanlı - lıkla: — Zararı yok, azizim! cevabmı verdi. Ben, iyi olmuş ta eski elbi - selerimi giymişim.. —r Amsterdam Belediyesinin otomobil Kazalarına karşı Yeni birteabiri Amsterdam belediyesinin tatbik et- ği yeni bir tedbir, otomobil kazala - rının azalmasında hayli müessir ol - muştur. Orada da şoförler resmi makamlar önünde imtihan olarak birer ehliyetna- me almakta ve serbestce seyrüsefer et- mek hakkını kazanmaktadırlar. Bu - nunla beraber bunlar iki sene müd - detle müptedi sıfatını takınmaktadır - ha iFltörie 'örlikleri skilrenin 'arkal, h lsına (L) harfini yazmakta ve sıkışık halterde kollarını dışarı uzatarak, us- ta goförlerin nazarı dikkatlerini celbet- İmektedirler. Müptedi şoförlerin otoma- Hurafeye inanmak ruhan esir ol- mak demektir, medeni bir insan ye- ni bir işe girişmek için gün seçmez, asi) p fırsatı bekler, - fırsatın ünce harekete ge (söz ARAsıNDA] p | L Kadınları düşünen Belediye sokaklara Ayna koydurdu Romanyada kadınlar fevkalâde süs- lerine düşkündürler. Buny düşünen | * Broyla belediyesi " yolda dudaklarının rengini kaybetmiş olan bayafilara ko- nalar kadınla: rağbet görmü Londrada evli kadınlar haftada bir gün tatil istiyorlar Londrada «Evli Kadınlar Cemiye - ti» namile bir klüp teşekkül etmiştir. Şimdiden üç bin âzası olan bu klübün | ilk içtimama Londranın Sen Gabriyel | kilisesi başpapazı Sesil Klak riyaset et- meletir. Bp cemiyetin tâkib ettiği gaye evli kadınların da haftanın bir gününde tâ- tü yapınalârıdır. Cemiyete riyaset eden başpapas da tarafından — fevkalâde Malta Jenince.. E. Teti ahraman donanmamız, Akd deki yeni vaziyet üzerin İngiliz donanmasına Türklerin k selâmını götürmek için Ma Bu Malta adı bana şah olarak bir çok şeyl hatıram pek eskidir sene n hakikatte menfi olâl Trablusgarba gönderilen merhum j bam, necat çaresini bu Malta adaf ilticada bulmuştu. O zaman ben pek çücüktüm. Minimini hafızamın Üf rinde ne Trablus,'ne de Malta bi madilar. Lâkin, buradan hâlâ bende Beyoğlunda rân dik, merdivenli bir denize hâkim sarp bir kâley savver iki tablo, o zamanın ve o culuğun birer bergüzarıdır. j Malta denince hatıra gelen d şeyler, bazan frenk muşmulası da * diğimiz ve ilkbaharın ilk meyvası © Malta eriği.. Malla Malta çarşi' Maltız mangal.. Maltız keçisi.. Mak patatesi.. Ve Malta hummasıdır Kimi iyi, faydalı ve Jâkin hele &© nüncusu insanlık için bir âfet olazt şeyler ne ise ne; fakat gene Malta G’ nince, yakın maziye ait bir b Ş ha uyanır ki onu siz de bili: de bilirim. Bu hatıranın canlı şahitlerinden bir çoğu yaşamaktadırlar, Ancak, inkılâbımı retine bakm ki, o yakın mazi bBatırayı bırakan hâdisenin mürettif leri bugün ayni adanın sularınif candan ve netli vir dost sıfatf karşılıyorl 4 Ort gönderdiğimiz ka yalnız © fena hatırayı silme iniz, Fakat eminiz ki |bu ilk resmi ziyarı z |torluğu ile Türkiy laylık olmak üzere telgraf direklerine | sında birer ufak ayna koydurmuştur. Bu ay- | e cumhuriyet sında t bir do: resinin de a Ve yarın, cek olan tek ve en önemli devlete mensup kahraman dolayısile dünya barışına mü nesine müştereken hizmetten başka bir $ şey, her İ denizcile ve Avrüff ettikleri ey olmtvacaktıf. * Üstada mübarek olsun! Kırk yıl ve belki daha da çoktanberidi” Türk edebiyatına, Türk fikir ve kültür âlf mine biribirinden kıymetli bir çok eser D diye eden Hüseyin Rahmt Üstadımızı, Cuf” hüriyet Halk Partisinin namzedi olazak, KÖ” Yahya hulkı mob'usluğa seçti. Partinin de, Kütahyaliların da, ba büyük 'Türk muharririne karşı göslermiş oldukl9f kadınların bu ârzusunun husulü için ,Kadirsiflikliği bütün miflet şükranla ve s8 ” her türkü teşebbüsten geri kalmıyaca- gıni söylemiştir. Klüp âzaları diyorlar| ki : «Bu tâtil gününden maksad iş yap- mamak değildir. Bir evli kadının evi- nin işlerini bırakıp da tâtil yapması ka- bil değildir. Her gün mütad olan işle- rini görecektir. Bizim tâtil gününden | maksadımız haftanın bir gününde ka - dinın serbest olarak istediği yere gi - İlarına müsaade edilmemektedir. - — ——— — dip masraf yapabilmesidir. Erkekler is- tedikleri vakit kahvehanel€re, klüplere |gitmek bakkını hâizdirler. Neden ka- ı_lınlar da haftada bir defa'olsun eğlen- mek hakkını hâiz olmasınlar?.» bili 20 kilometreden fazla sürmeleri- ne, taksilere üç yolcudan fazla alma - İSTER gidiyorduk, telsiz bulduk. dar biter — dediler. İNANMA! İki yıl sonra, dün gene acele bir iş için Çekmeceye istasyonunu — geçince, gayri ihtiyari sola baktık. Yeşilköye sapan şosenin başlangıcında, o, vaktile gördüğümüz öbek öbek taş yığınları cene ayni vaziyette duruyorlardı. R İNAN İSTER İNANMA! vinçle karşılamıştır. Büseyin Rahmi Gürpinar halk — çocuğu Halk romancısıdır. İçinde yaşadığı ve çok udığı devri ve muhiti kendine hüs o cal” h üslübile mühtelif cephelerden tasvir edi” Tek edebiyatımıza ve farihimize yadigâr © * den mühterem üstad, nezih bir ömrü mesi” inin lâyık mükâfatını bugün - nâll olduğ! milletinin” yüksek tevececühünde — bulmuş * tur, Bu intihab üstada mübarek olsun! Anctf temennimiz odur ki, Ankaranın nurlu mi” hitinde, henüz fikren çok genç bildii muhterem edib, teşrli vazifesini ifa etmek” le beraber, serbest zamanlarında gene ya$” cılığına devam etsin ve kendisini seven yüz binlerce yurddaşlarını yazılarından mahrum bırakmasın. Aynı zamanda, müharrirliğin ekseriya (8" tin ve nankör bir meslek, Babıâli caddesiti” de bir kazanç merkezi değil, hakikatte UW sefalet, bi yavkü” nu, onun kaldırımları yıpranan mü” candağ kıymeet ret ve bartir öm n ile netl0f İnun tertemiz, dürüst dendiğini bilen büyük üstadın vatan bi * İşinde onların insaflı ve şerefli bir mmıı'“' bir hâmisi olmasını dilemek de hakkımıt * lar Bu ümidlerle, kendisini teşyi ederken, © ve messi ile mahil' Mmüzisinin önünde saygı ve muhabbetle meyi hoş bir vazife telâkki ederiz. E B T İ