SON POSTA İA N Emniyef VLSaıîıd*ığı Rehinli Mücevher Satış İlânı Bu mücevherleri hergün Sandık holündeki camekânlarda görebilirsiniz. İstanbul İkinci İcra Memurluğundan: Hesap No: 46054 Denizyolları işletme müdürü mahkemede Güneysu vapuruna mal yükletilip yükletilmemesi yüzünden çıkan bir münakaşa mahkemeye aksetti , A Merhunatın cinsi Bir pırlanta yarım kolye (onaltı taşlı) üç çift roza küpe, Dosya No: - Borçlunun ism' 934/1277 l Fahire Dün Güneysu vapurunda bir hâdi-|mesine lüzum görülmüş ve bunun için ##e olmuştur. Saat onda İzmir ve An -|mahkeme vapurun avdeti tarihine bı- talyaya müteveccihen hareket edecek olan Güneysu vapuru tahmil olunacak Eyüküıı fazla olması yüzünden vaktin - —de hareket edememek vaziyeti ile kar- şılaşmıştır. Keyfiyet gemi süvarisi Ne- zir kaptan tarafından deniz işletme mü-/ “dürü Zekeriyaya haber verilmiş ve Ze-! keşiya Sirkeci rıhtiımına yanaşmış o- |Tlan vapura giderek vaziyeti tetkik et - — meğe başlamıştır. Gemiyi vaktinde hı-l reket ettirmek için işletme müdürü | Zekeriya İzmire aid eşyanın gemiye yükletilmemesine, bu eşyanın iki gün sonra kalkacak — ekspres postasile gönderilmesine karar vermiş ve bu kararını gemi süvarisine bildirmiştir. Bunun üzerine gemiye yanaşmış o- lan kayıklardan İzmir eşyasile yüklü “komisyoncu Halile aid kayık geri çev- 'ı'îlmiwir. Fakat biraz sonra gene İzmire aid eşya ile yüklü diğer bir kayık gemiye yanaşmış ve hamuülesi - boşaltılmağa Başlanmıştır. Bu vaziyeti gören ve ge- “mide bulunan komisyoncu Halil iş - Netme müdürü Zekeriyaya bu farklı |myamelenin sebebini sormuş ve aldı- ğ cevab kendisini tatmin etmediği i - ' çin münakaşaya başlamıştır. Münaka- — ga büyümüş, iş polise haber verilmiş, ve polis geldiği zaman komisyoncu Halilin elbiselerinni — yırtılmış oldu - —ğunu ve elinin şiştiğini görmüştür. İşletme müdürü Zekeriya ile iki ko- Piıyonı:u Nejad ve Reşid müddeiumu- miliğe, oradan da 3 üncü sulh ceza mahkemesine sevkedilmişlerdir. Muhakeme esnasında Zekeriya: — Komsiyoncu Halil, asabiyetle endi kendisini öteye beriye çarptı. Öl- jke &e elbiselerini yırttı. Kendisini tes- kine çalıştım. Fakat fayda etmedi, de- Miştir. Davacı Halil ise: — Beni itip kakaladılar. Elim şişti. Elbiselerim yırtıldı, demiş ve davacı olduğunu beyan etmiştir. — Pinlenen iki şahid kâfi görüleme - miş, Antalyaya hareket etmiş bulunan ümeysu kaptanı Nezirin de dinlen - rakılmıştır. Bin liralık gelin tacı Kuyumcudan iğreti alınmış, 60 liraya bir kadına satılmış Ahmet Mükerrem namında bir a - dam kuyumcu Sabriden iki gün sonra [iadı olunmak üzere 5 lira kira ile 1000 lira kıymetinde elmas bir gelin tacı al- mış ve bunu kendisine borçlu olduğu Hayva isminde bir kadına 60 liraya satıtıştır. Aradan yirmi gün geçtiği halde ta- cın geri gelmediğini gören kuyumcu Sabri Mükerremi bulmuş ve Müker - rem tacı bir kadına terhin ettiğini söy- Lyerek kuyumcuyu Havvanin evine götürmüştür. Mükerrem Havvaya tar €© geri vermesini söylemesi üzerine Havva malı satın aldığı için bu talebi reddetmiştir. Bunun üzerine mal sahi- bi Sabri müddeiumumiliğe müracaat ederek keyfiyeti ihbar etmiştir. Müddeiumumilik tahkikat yapmak- tadır. Bir küstahlığın cezası Ççüncü ceza mahkemesinde Suk - yas namında bir adam hakkında Türk- lüğü ve orduyu tahkir ve.arkadaşı Yu- sufu bıçakla tehdid suçlarından dolayı yapılan duruşma bitmiştir. Suçlunun iddia edilen suçları işle - diği sâbit olmuş, 1 sene, altı ay 1 gün hapsine, 30 lira para cezası vermesine, 22 lira mahkeme masrafını ödemesine karar verilmiştir. Belediyeler arasında işbirliği Belediyelerin yapı ve yollar kanun- larına nazaran tanzim edecekleri imar plânlarının ana hatları Vekiller Hey'e- tince tesbit edilmiştir. Bu hususa mü- teallik kararlar, Dahiliye Vekâletince bütün belediyelere bildirilmiştir. Ba- dema, icra vekilleri hey'etinin ittihaz ettiği esaslar dahilinde imar işleri yü- rütülecek ve bu suretle bütün beledi- yeler arasında, şehirlerin imarı nokta- sından işbirliği temin olunacaktır. “Son Posta,, nın edebi tefrikası : 36 — O gurürüm ki öonun benden uzaklaşmasına — dayanamıyarak ni ondan ayırmağa sebeb olmuştu. Fakat bugünkü vaziyetimde beni alçaltacak ne var?.. Ben onun kapısını — Ekrem, işsiz ve aç kaldım; bana ekmeğimi kazanacak bir iş ver | Diye yalvyarmadım ki... be- Tarcasına çalışmakta olduğum sırada o şima çıktı. Saatler geçiyor, Muallâ birbirini tut- bir türlü kararını veremiyordu. ni harırlayıp İstanbula kaçmak ateşile Wücudü cayir cayır yanıyordu: — Hofmana bir kâğıt bırakitiım : Mazeret pöseririm. nan sarı başı gözünün önüne geliyor - du: — Bediacığım, Peşteden sana ciha- zın için bazı şeyler getireceğim. İstan- bula döner dönmez de biraz broderi iş- letmeğe başlarız. Bu senenin sonunda |mektebden mezun olacaksınız. Ondan jsonra da artık düğün |başlamak lâzım gelecel ay ancak bir kaç parça kumaş filân alabileceğiz. | Şimdi bu kazançlı işini bırakıp ka - mıyan bin bir sualin cevabını kendisi çacak olsa, sevgili Bediayı bir Çerkes wermeğe çalışarak harab oluyor, fakat /halayık kadar bile - cihazlayamıyacak, onu brşi önünde fakir ve kimsesiz bir Bir dakika oluyor, hemen çantası - kız gibi*kocasının evine göndermeğe mecbur kalacak. Bu son düşünceler Muallânın göğ- «İstanbuldan bir telgraf aldım, yeğe -'sünün üstünü kızgin bir demirle dağ- “aim hasta imiş.. hemen gitmeğe mec -| lamış gibi acıttı. Gözlerinden dökülen “bür kaldim.. affınızı dilerim.» diyerek 'sıcak ve nihayetsiz yaşlar beyaz yastı- ğının üzerini ıslattıkca, genç kız daha ç Fakat bu kararının ortasında Bedia-;büyük bir ağlama ihtiyacile sarsılarak| Demiş ve beraber gelmişlerdi. hazırlıklarına | Bizim ufa - Bilâkis, onun varlığını bile bilme - cık bütçemiz her istediğimiz şeyi bir - diğim bir şirkette, vücudumü parça -|den almamıza müsaid olmadığı için her üç pırlantalı tek taş yüzük. 1278 Bir pırlanta yarım kolye (onaltı taşlı), yetmiş bir miskal 43055 Ayşe inci, bir altın kese (uçları zümrütlü) üç altın incili kamçı » 4366 936/ 237 513 816 BİT 824 829 980 Dört miskal inci İki pırlanta bir roza yüzük, bir pırlanta akar pantantif Bir altın çalar saat Bir adet bir liralık Bir altın kol saati, iki altın halka İki roza yüzük, bir altın saat Bir pırlantalı bilezik, bir pırlantalı yüzük, bir pırlantalı nişan (bir taşı noksan) Bir ta agraf Bir maslı “ve bir ait kcöl aneti, bür altin dülelr Bir roza iğne Bir çift roza küpe Bir roza tek taş yüzük Bir roza iğne 986 994 1124 1130 yı4I 1154 1274 1279 2524 ALTIN saat, bir çift roza küpe Bir çift pırlanta tek taş küpe S v .8 Bir zümrüt ve bir roza yüzük (bir taşı sırça) bir gümüş şekerlik ?ır.'droıı gerdanlık (iki parça) bir roza iğne, bir çift roza küpe Mecdettim Mümtar Hatice Ümran Zahide Halit İhsan Hadiye iöare Fatma Yusuf Ziya Fatma Saniye F. Nasibe Güzide Hatice 36226 31505 59154 113 67445 67417 55509 67850 68135 67993 61519 56978 68465 59844 53467 68962 43729 Yukarıda dosya ve hesap numaralarile adları yazılı kimselerin Emniyet Sandığına rehnetmek suretile ödünç almış oldukları paraları günlerinde ödemediklerinden — dolayı sandık çevirgenliğinin dairemize olan baş vurma ve isteği ve bu bakımdaki kanuni merasimin tekemmülü üzerine yukarıda cins ve sıfatları yazılı taşınır malların 2/12/936 tarihinden itibaren sandal bedesteni mezat dairesinde teşhirine ve 9/12/936 tarihine rastlıyan Çar - şamba günü saat on dörtten başlıyarak birinci açık arttırma suretile satılmalarına karar verilmiştir. İsteklilerin adı geçen gün ve saatte mahallinde'hazır bulunacak i,yın baş vurmaları ilân olunur. c ı -| . SAP *Bi İk iplik siparişi verildi Türkiyeye pamuk ipliği idhalini ü- zerine alan Uyuşturucu Maddeler İn- hişarı ilk siparişi yapmıştır. Mal yol - dadır, Önümüzdeki hafta içinde mem- leketimize bolca jplik girecektir. İktısat Vekâletinin emrile Uyuştu - rucu Maddeler İnhisarı ikinci müdürü Şakir, Çukurova mıntakasına, İzmir şubesi müdürü Vahid de Ege mınta - kasına iplik hakkında tetkikatta bu - lunmak üzere hareket etmişlerdir. Bunlar o havajideki iplik ihtiyacını da tesbti edeceklerdir. Tamir edilen ilkmektepler : Maarif Müdürlüğünce ilkmekteble-'tından temin olunmaktadır. rin mühtacı tâmir olanları tesbit edil-.| 936-937 ders yılına yetiştirilmek ü- mektedir. Bu hususta sarfı icabeden|zere tâmire başlanan ilkmekteblerden Hasan tıraş sabunu meblâğ, husust idare bütçesi tahsisa -İİstanbul 2 nci ve Üsküdar 23 üncü| boğuluyördu. Ancak Muallâ koyu renkte ve göze .— Ekrem, benim hayatımı zehir -İçarpmıyacak bir şey seçmek fikrinde ledin.. beni mânen öldürdün; fakatliken Matmazel Silven bir şeytan gibi Bediayı mes'ud göreceğim bir sırada|omuzuna yaslanarak söylüyordu: karşıma dikildiğin için senden kaçmı-| — Sizin gibi ince bir kadına her yacağım.. senden kaçarak Bediayı za -İrenk yakışır. Açık renkler giyerek şiş- vallı bir kız gibi ağlatmıyacağım.. onu|man görünmek korkunuz da yok.. Şu yeni gireceği aileye boynu bükük bir|deniz yeşili tuvaleti alınız. Sade — ve öksüz gibi göndermiyeceğim. güzel... Tam istediğiniz gibi, fazla de- Senin varlığına, senin âmir guru -|kolte değil, Koyu renkleri hep tecrü- runa ve istibdadına, belki de zâlimliği-|be ettiniz, bir defa da bunu giyininiz e tahammül edeceğim; fakat küçük|de görelim. Beğenmezseniz başkasını kızım bu yüzden sefalet ve mahrumi - lalırsınız. yet çekmiyecek, Muallâ Silvenin hallerini biraz Be- dianın şımarık ve cana yakın tavırla- . Sabah gezintisi için Belçikalı Mad-İrına ve sokuluşlarına benzettiği için o- mazelle buluştuğu zaman gözlerindekinun bu sözlerine gülüyor ve kızcağı - yaşlar tamamile kurumuş, solgun yü «İzın gönlünü hoş etmek istiyordu: zü mağrur ve ağır bir mana almıştı. — Peki, lütfen bu elbiseyi bana giy- dirir misiniz matmazel? Fakat bir defa aynada kendisini gör- dükten sonra başka hiç bir tuvalet in- * İki genç kız yığınlarla güzel ku - maşlar ve renkler içinde sersemlemiş gibi birbirlerine baktılar... Onlara ser-/tihap edemiyecek kadar bu deniz kö- visi yapan sevimli yüzlü kadın: püğü tülleri sevdiğini itiraf etmeğe — İşte efendim, bütün koleksiyo-|mecbur kalmıştı. numuzu gösterdim; şimdi siz seçe -| Terzi kızı onun son — tereddütlerini ceksiniz. xpketmek için 1srarla tekrarlıyordu: Demeseydi, belki de bu güzel renk-| — Emin olunuz, hiç eksantrik değil lerin sihri altında kıpırdıyacak kuvve—'maımnu); biçim o kadar sade ki e - ti bile kendilerinde bulamıyacaklardı.'teklerin aşağısındaki tüller bile ancak Muallâ, bir elbise almak istediğini'dans ederken göze çarpacak. Matmazel 9ilvene söylediği zaman,| — Bayan Dalmen, göze çarpmak - Belçikalı kız ellerini çırparak: tan bu kadar korkuyorsanız vücudu- — Ah, beraber gidelim; mağazalarıİnuzu değiştiriniz.. Kendinizi değişti - dolaşmağa bayılırım, riniz. Siz böyle ince bir Tanağra heyke - | (3087) Her sabah tıraş olmak medeni bir ihtiyaçtır. Fakat iyi bir tıraş sabunu, en iyi bir tıraş bıçağı kullananlara ise bu ihtiyaç büyük bir zevk olur. İşte size bu zevki verecek şeyler; Hasan tıraş makinesi Hasan tıraş bıçağı Hasan pudrası Hasan kolonyası —— —a ilkmekteblerinin esaslı tâmirleri niha - yet bulmuştur. Diğer ilkmekteblere aid tâmir işlerinin de kısa bir zamanda inşacına çalışılmaktadır. ——— line benzedikçe siyah, beyaz, eflâtun ve yeşil, na renkte kumaşlara bürü - nürseniz bürününüz, gene kumaş de- ğil, sizin ince güzelliğiniz gözleri çe « kecek. Bunu mağazadan çıkarken matma: zel Silven söylüyordu ve Muallâ ill defa olarak, güzel olduğu için acıya ve sevince benziyen karışık ve ezici bir hisle çırpındı. * — Bayan Dalmen, müsaade eder - geniz size sefarethanemiz kâtiplerin - den ve benim iyi dostlarımdan Bay Erdoğan ile Bay Alatayı tamıtaca - ğim, — Teşekkür ederim efendim. Siyahlar giyinmiş iki genç, saygıyla önünde eğilirlerken Muallânın gözle- ri, bu sözleri söyler söylemez hemen uzaklaşan ve kendilerinden bir adım uzakta Matmazel Silvenle konuşan Ekreme takıldı. Onun yüzü bu akşam ne kadar sararmıştı! Otelin geniş taraçasında Tuna su - larının binbir renkli çılgınlığına baka- rak yemek yerken de, bir taraftan iki yanında oturan ve durmadan kendi : sile meşgul olan Macar gencinin ve Er- doğanın hikâyelerini dinliyor, onları cevap veriyor, bir taraftan da masa - nın - tâ öteki ucunda, etrafındaki ma « damlarla çok konuşan, fakat az yiyen ve pek az içki içen Ekreme göz ucile bakıyordu. Ç(Arkası var)