Dört sene.lı—'k.Al;nan plânı Askeri bir şahsiyetin Yazan: Muhitüin Birgen Her Hitlerin, bu ayın 18 inde neşrı dilmiş olan bir beyantamesi, Nü- renberg Parti kongresinde Führec ta- rafımdan ilân olunan dörti senelik ixtı- sat plânının tatbikatına n sini General Göring'e tevdi Bu hâdiseye gerek Alman ve Almanyanın büyük bir m: şahsiyeli dururken bu işin bir Geni le tevdi edilmesinin sebebini ediyorlar: Nasyonalizm, şimdiye her istediği şeyi yapmış olmak tehirdir. Kendisine proğram ola: Çiz- diği bir işi zamanında muvaffakıyetle bitirmek için ne gibi tedbirler alınmak Tâzımsa bunları evvelden tas işi ona göre tutmak Nasyonal Sosyalizmin esas ;ıandu. Bunun için, bu defa ha- zırlanan dört senelik programın mut- Taka vaktinde meydana getirilmesi işi- ne nezaret vazifesini de Führer, kendi- sinden sonra en kuvvetli ve en salâhi- yetli bir adama, General Göring'e tev- di ediyor. Bu kadar ehemmiyetle tatbik saha- sına çıkarılacak olan nedir? Alman matbuatı bu nokta üzerinde de ehem- miyetle durüyorlar: Dört senelik plân, Almanyayı her nevi iktısadi ihtiyaçla- rı için harice mühtaç oln t racak ve hariçten ithal dıkça harice yapacağı ihracat. de tedarik edeceği fazla dövizle lekete bolluk temin eyliyecek bir teşebbüstür, — diyorlar. Muhtelif Al- man gazetelerinde bu meseleye dair gördüğüm neşriyat bu suretle hülâsa edilebilir. * Demek oluyor ki dört senelik plânın bir tek esası vardır: Almanyanın iktı- - sadi ihtiyaçlarını bizzat Almanyada te- darik etmek, Bu ihtiyaçlar bir taraftan istihlâk — maddeleri — olan toprak mahsulleri öte taraflan da sanayie lâ- zım olan iptidaf maddelerdir,. Bunlar- dan birincilerini yapmak için ziraa- — tiü, ikincileri için de sanayii genişletmek icap ediyor. Ziraati genişletmek için şimdiye ka- dar yeni rejim Almanyada pek mühim — şeyler yapmıştır. İşsizlere, şehirden kö- — ye çekilmek isteyenlere toprak, para, kredi ve hattâ büsbütün yeni yapılmış bir köy bile veriliyor ve «haydi, toprağı £ altın olsun!» denilerek toprağa sev- — kediliyorlar. Bu sayede Almanyada bu gene geniş bir rekolte elde edildi ve it- — halât bu nisbette azaltıldı. - İptidai maddelere gelince, demek o- luyor ki şimdi Alman kimya sanayii büyük bir seferberliğe geçiyor. Bu kim jya sanayiinin meşhur olan kuvveti, hiç olmazsa Almanya için birinci derecede mühim olan birtakım iptidai maddele- rin sun't olarak Almanyadan istihsali- — ne kadir olduğunu daha biz cihan har- bi esnasında görmüştük. Havadan azot, ğ pılılaten kauçuk, kâğıttan #'bise ya- /— pan Almanya, nihayet, harpten sonra — kömürden benzin de çıkarmaya başla- dı ve o zamandan beri bu sahada çok ileri gitti. Şimdi Almanya yeni bir ham — |€ yapacak ve yeni yeni sun'? iptidat madde istihsaline başlayacaktır. * — * Hakikaten mühim olan bu progra- — n tatbikatına bu kadar mühim bir şahsiyetin memur edilişi de bütün dün- yayi alâkadar etmiştir. Acaba, Alman- — ya, yeni bir muharebe ihtimali karşı- - sında cihan harbindeki mahsür Almâan- yayı mağlüp eden yoksulluklara bir — daha mahal bırakmamak için askert bir — kumanda altında şimdiden bir iktısadi - seferberlik mi yapıyor? Suali hemon /— herkesin zihnini işgale başlamıştır. Dünyanın bugünkü vaziyetine göre — bu sualin hatıra gelmesini tabil bu!- ğ mık iktiza ediyor. Almanyanın daha hlx buçuk sene evvelden Beri kanserve — pPiyasalarını altüst etmiş ve mü- — him mikyasda konserve — stokla - ©Mi vücude getirmiş — olduğunu bi- — Tenler bu yeni yarı askeri iktısat ham- | lesine başka mâna veremiyorlar. De- mek oluyor ki Almanya ayni zamanda | — sulh için de, harp için de kıymetli bir | d.ah olın böyle büyük bir teşebbüse Bazı meyva ağaçları - nın gövdelerine dolana - rak inkişaflarına mâni o- lan otlar vardır. Artık okuyup yazmıya| « İhtiyaç kalmıyacak Amerika gazeteleri — okuyup yaz- mayı lüzumsuz bir bilgi haline sokan fenni bir icaddan bahsetmektedirler. Bu icat şudur: İki fizikçi kardeş, kitapları seslen- dirmeğe muvaffak olmuşlardır. Şim- di sayfalar çevrildikçe hususi tertibat ile her sayfada ibareler hızlı sesle söy- leniyormuş, kitapları okumaya ihtiyaç kalmıyormuş. Bu haberi veren Amerikan gazete- #i şu mütaleayı ilâve etmektedir: «Artık çocuklarımızı okumaya teş- vik edemiyeceğiz!» Yamyamlara reislik eden beyaz Avrupalı Bir sinema kumpanyası Afrikada film çekmek üzere bir hey'et yola çı- karır. Bu hey'et yamyam kabilelerin bulundukları yerlerde gezerlerken be- yaz derili bir kabile reisine rastlarlar. Birdenbire hayret ederler. Kabile reisi bunlara Fransızca olarak: — Niye hayret ediyorsunuz? der. Ben de sizin gibi bir Avrupalıyım. Meğer coğrafya meraklısı olan bu zat bir seyahat esnasında yamyamların içlerine düşmüş, onlarla anlaşmış ve kabilenin reisi olmuş. Sinema hey'eti bu yamyamlar a- rasında yaşayan beyaz insanı tekrar lerse de muvaffak olamamışlar: — Yamyamlar, hiç de fena insan- lar değildir, onların reisi olarak bura- da kalmayı memleketime dönmeye tercih ediyorum! demiştir. Müşteri avlıyan fotoğrafçı Bir Alman fotografçı, dükkânının önüne şu tarzda bir ilân koymuştur: «Dükkânımızda fotografınızı çıka- rıhıiz, bunun için sizden para almıya- ıdreıınm göndereceğiz.» Bu ilânı gören bir çok kişi fotog- rafçıya resimlerini çıkartmışlar ve ha- kikaten iki gün sonra adreşalerine fev- kalâde güzel çıkmış birer fotografları Gemilerin alt kısımla - rına yapışarak sür'atle - rinin eksilmesine sebep olan kabuklu hayvanlar SON POSTA karışarak tılar vardır. öz “ARASINDA HERGÜN BİR FİKRA Palto Ayukat, meşhur Karagözcü Bay Râmi, avukatlığa yeni başladığı sı - ralarda, bir gün, bir palto çalmak- la maznun bir külhanbeyine mah . kema tarafından vekili müsahhar tayin edilmişti. Kendini göstermek istiyen genç avukat bu bedava müekkili o ka - dar güzel müdafaa etti ki mahke - me beraet kararı yerdi. Bay Râmi, herife dönüp te bu müjdeyi verince, o, usulcacık avu- katın kulağına 'sokuldu ve: — Eksik olma, beybilâder! dedi. Şimdi artık avalın paltosunu rahat giyebilirim, değil mi? Beş ay içinde 16 defa evlenen adam Amerika adliyesi kadınları aldan- kendi memleketine götürmek istemiş-| paktan kurtarmak için bir evlenme rekortmenini hapis cezasına mahküm etmiştir. Mahküm olan adamin ismi Franck Wille'dir. Franck Wills gazetelerdeki küçük ilânlar vasıtasile beş ayda 16 kere evlenmeğe muvaffak olmuştur. Tevkif edildiği tarihte — kendisile evlenmek üzere talip olan 92 kızın mektupları da ele geçmiştir. Franck Wille: «Ben ne yapayım, cağımız gibi fotografı da iki gün sonra tü ütün masrafı bize ait olmak şartile ::â“:_;:ı:ü:îîı ed"'ım. b feli Karşı karşıya harp eden karı koca Son İspanya isyanında Madritli bir gelmiştir. Bu futognaın—lın bir kaç|karı koca da harbe girmişlerdir. kopye daha istemek için İoıogrıiçyı gittikleri zaman fotografçı sonradan | ve birbirlerini çok sevelrer. Fakat si-|papağanın işgüzarlığı anlaşılıyormuş. istedikleri kopyeler için aldığı para ile| yaset karı kocayı birbirinden ayırmış-|Bu vaziyet karşısında nihayet sokak masraflarını kapatmış fakat bu suretle |tır.. Erkek âsiler tarafına de birdenbire fevkalâde kalabalık bir|kadın hükümet müşteri kafilesi yakalamağa —muvaf-|Her ikisi de bulundukları taraf namı-| gelip geçenler papağanların alayından fak olmuş. İSTER Bir arkadaşımızın anlattığına bakılırsa£Kars) ın (Tuz- luca kazasında hekim, hâkim, ebe ve ziraat memuru yok- tur, ve hekimsizlik ile hâkimsizlik halkı çok muztarip et- Bu karı koca iki senelik evlitlirler, geçmiş ve tarafında — kalmıştır. na bilfil çarpışmakta imişler. İSTER İNAN İSTER İNANMA! mektedir. Doğrusunu söylemek lâzımgelirse arkadaşımı- zın verdiği bu haberin doğru olabileceğine biz inanmadık, fakat ey okuyucu sen : İNAN İSTER İNANMA! W Canlı cansız parazitler... Bi Radyoda ses dalgasına dinlediğimiz parçanın net olarak işitil- mesine mâni olan — vızıl- |Seyrüseferi birbirine katan|': Birinciteşrin 27 ll Yt Sözün Kısasi Tilkinin kuyruğu boşlanırdı. Bir kere elin almamışlı ama evine misafirler t0 dığı zaman onlara vurduğu tavşâ dan tilkilerden bahsederdi. UşaBit ralarında şöyle bir anlaşma vardi. elendi ev hikâyeleri anlatırken Biğ nin şeklini ).nlış tarif eder, yahu la büyük söylerse uşak öksürür, de ona göre sözünü değiştiriveriTd Bir gün gene misafirlerine bir & kâyesi anlatıyordu : — Avdaydım, dedi. bir tilki görü Kuyruğu tam yirmi metre uzunluğ daydı. B Uşak öksürdü, efendi sözü değ$ Bulunduğu resmi ve- ya hususi müessesede çalışmıyarak havadan pa- ra alanlar vardır. Bunla- yın hepsine birden para - zit derler, zararlı şeyler - dir. *| Şehri sütsüz Bırakan kö; — BHaydi, diyelim, yirmi metre | masın da ferah ferah on metre vard Uşak gene öksürdü, efendi geni zü değiştirdi: metre de olmasa muhakk ek Uşak öksürdü, efendi sözü değişt Nihayet : — Bir metreden bir sahtim bile & değildi, Dedâği zaman uşak gene öksü! şağa döndü : — Allah rızası için söyle, dedi; tilkinin hiç kuyruğu yok muydu ? — İstanbulun her tarafında sin€ görülmemiş bir şekilde çoğ Her semite milyarlarca sinek vardi! Diyenler için bir öksürücü lâzım duğu muhakkak. Bu öksürücü öksül Geçenlerde Pransada bir köpek sa- hibi mahkemede az daha mahküm ©- luyormuş. Bunun sebebi de şuymuş: Cenubu şarkf kasabalarının birin- de her sabah evlerin kapılarına konan süt şişeleri kırılyor ve sütler dökülü-| ğü zaman : a yormuş. Vak'a böyle hergün ve hber| — İstanbulun her tarafında sin kapının önünde tekerrür edince poli-| görülmemiş bir şekilde çoğalmıştı! se şikâyet etmişler. Diyıesn"lerl; sııliılen;:le:iinğiçd'flip ğ 4 Fail meydana çıkamayinca nihayet| — İstanbulun e semtlerinde sivil bir zabıta memuru işi tahkike baş-| Hekler görülmemiş bir şekilde lımıçvı_çuhıhhııkiımlumı_. mllmi deri da öksürücü B — Bir köpek her sabah evlerin kar| L L a ini bir pılarını dolaşıyor, şişeleri ağzile kaldı- e- dahir Ğ,?m"'îpf riyor ve yere vürüyor, dökülen sütle-| — ( tanbulun Şişli ve Mecidiyeki ri içiyormuş. semtlerinde sinekler şimdiye kadaf Köpeğin sahibi bütün sütlerin pa-| rülmemiş bir şekilde çoğalmıştır. rasını ödemek suretile yakasını bu| — Deseler, Öksürücü acaba bir ker€ dertten kurtarmış fakat köpeği derhal| ha öksürecek mi? Öksürmediğine himayei hayvanat cemiyetine götürüp | mesele yoktur. Fakat öksürdüğüne terketmiş, re öksürükçüye dönüp : n N — Allah rızası için söyle, şu İsti Kendi kendinden dava —| yalda bir tek sinek te yok mu? eden adam Demek icap etmez mi? Viyanalı meşhur bestekâr Frans le| RiTirinr rarıranı Har kendi aleyhinde gerip bir dava aç | —Slllyor MUSUNUZ? mıştır. Hâdise şöyle cereyan etmiştir: | | — Türkiye ile Rusya arasındâ Frans le Har, Tuna nehri üzerinde | münasebat ne zaman, ne şekilde P yeni besteler yapmak için bir ev tut« lın'uiz ur; ğ , fakat işe başla; ğ — Junon ne :ı: gibi d: M* wmmomhw 3 — Avrupanın meşhur nehirlef ve radyolar çalmağa hı.l:ç. Burlar den biri olan Rhen nehrinin uzun” kendi eserlerini çalıyorlarmış. — Frans kaç kilometredir? le Har mahkemeye müracaat ederek kendi bestelerinin susturulmasını İste- miştir. (Cevapları Yarı! * Dünkü Suallerin Cevapları: | — İspanyanın son Arap hüküü”? rı Osman oğullarından ikinci Be”” _h tan imdat istemiş ve Kemal reif çok gemilerle yardıma gundenln' ni 2 — Elisabeth de Boheme, * Şarlıt anası Jean de quembou- karısı, Almanya imparatoru ve — hemya kralıdır. 3 — Yer yüzünü teşkil eden kıt’ıdm en küçüğü, fakat en kal Avr.ıpıdır # Klemansonun takkesi - * i papağanlar Brezilyanın Sao Paolo şehri <zabı- tası pencereleri sokağa açılan odalar- da papağan bulundurulmasını menet- miştir. Bu garip memnuiyetin sebebi de şudur:; Bu taklitçi kuşlar otomobil klakson ve düdüklerini taklit ediyor- larmış. Seyrüsefer memurları - hakiki| &1 ötomobil klaksonlarından — farkedile- miyen bBu muzip hayvanların seslerini işiterek gelip geçenleri durdurmakta, bir çok defalar da kazalara sebebiyet vermekte imişler. İnsanlar dakikalarca geçit yerlerinde bekliyor, ve bılıhı:ı Fransızların meşhur en başı üşüdüğü için başına uyoh“' ke geçirirdi. Elyevm müzede olatt tarihi takke Klemansonun hay' da meşhurdu. «Hür Adam» ism ki gazetesini çıkardığı zaman . tinde çalışan muharrirler onun " eçi İmadığı zamanlarda sıra ile bu 177 — başlarına giyerlerdi. ö Klemanso bir gün ıM siyah uzun bir saç buldu. İ'"î karmadı. İkinci günü ise gene '_ sarı bir saç buldu. Bu sefet miyarak arkadaşlarını odasına dı: üstlerindeki odalarda papağan bulun- durulması menedilince memurlar ve kurtulmuşlardır. — Biliyorum, dedi, bana İ mak istiyorsunuz, başıma #0€ siniz, fakat bu iyiliğinizi hiç doğru dürüst yapın. Tak sarı, hu ıhn de ııyılı saç b 4—