10 Sıyfı “Son Posta ,, nın tefriKası : ğ Moranof Çarın öldürttüğü taparız,, dedi, ve sözüne şoyle devam etti: - öt Hdj A R oğlunu hatırladı “Biz Çara Sibiryanın Mülârzım çöllerindeki buzlar eriyip bitince, kazakların kırbaç- ları parçalanıncaya kadar millet bu acıları çekecek ,, — Bütün yeryüzünde, kan gövdeyi götürüyor. Şu anda kim bilir ne kadar silâh arkadaşım, ölümle pençeleşi - yor... Hal böyle iken, burada böyle kaymaklı Borç çorbalarına, hâlis Vol- ga havyarlarına, Anna” hanımın gidi| gıdılarına yan gelip oturmak için, bir hayli katı yürek lâzım... Bir şey yap- malıyım, Ben de bir işe yardye l Fakaaaaat, ne yapmalıyım?.. Diyordu... Ve, yapacak hiç bir iş bulamıyordu. O zaman derin bir te vekkül tavrı alıyor: — Hele sabredelim.. biraz daha bek- liyelim... Bakalım; aynei devran, ne suret gösterecek. Diye, mırıldanıyordu. * Cemil; artık, çiftlik memurlarının | hepsi ile ahbap olmuştu. Hattâ bazan | (gönüllü) olarak onların işlerine de yardım ediyordu . Bir gün; çiftlik başmuhasebecisi * eski, maliye memurlarından - (Gos- podin Moranof), Cemil'e sordu: .. memleketinizde.. Allaha mı, nız.. yoksa, (sultan) a mı?.. Cemil, dik dik Moranof'un yüzüne baktı : — Anlamadım.. Sultan'a niçin ta - palım?.. Allaha taparız. Diye mırıldandı... Moranof'un göz- leri, yavaş yavaş Çar'ın duvardaki res- mine kaydı. Sonra başını pencereden tarafa çevirerek : — Biz.. Çar'a taparız. Diye homurdandı. Ortada, hiç bir sebeb yokken, Mora- nof'un söylediği bu sözler, Cemil'e çok garib geldi. Bu sözlerin altında, her halde kuvvetli bir maksad olduğunu hissetti. Onun karşısındaki meşin koltuğa yerleşti: — Gospodin Moranofi.. - Lütfen söyler misiniz, bana.. niçin Çara ta - — parsınız).. Dedi. Moranof, acı bir tebessümle gülüm- #edi. Bu sunle, bir sualle cevap verdi: — Tam, yirmi dört yaşında.. müz diplomasını almış.. ve henüz avu- katlığa başlamış olan oğlum Petro - he - Bir Doktorun Günlük Salı Notlarından ( Sinir Buhranları Bir çok genç kız ve kadınlarda ol - duğu gibi bazı erkeklerde de olduk- ça şiddetli -sinirl görüyoruz. Bunlar en ehemmi: derhal alınırlar, Hıddc'lcn sür'atle hiddet ederler. geçer, bazan sinirleri yatışır, Aile n müz'iç bir m bir irade zaafı k ona göre ken - Sinirli kin İr olama: tan, çi (*) Bu notları kesip saklayınız, ya . but bir albüme yapıştırıp — kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadımıza yetişebilir, Ka - can nün.. Sıbıı).ınVn buz çöllerinde.. zakların kırbaçları altında niçin verdiğini bilmezsiniz, değil mi? — Tabit, hayır, — Haaaa.. o halde; niçin Çara tap- İhikâye edeyim... Hikâye, kısa. Çarın, di irinin babası; ihtiyar bir tilki, günün birinde bir fakir işci kıza musallat oluyor. Bu zavallı kız- ğızı, bir çok vaatlarla aldatıyor. O- nu, baştan çıkarıyor. Ve sonra da be- Hne bir tekme vurup kovarak, — «git, kendini Neva nehrine at, Bütün gü - nahlarından — temizlenirsin) — diyor... Kız, gidiyor. Tam kendisini Nevanın buzlu sularına atacağı zaman, tesa - düfen oradan geçeri oğlum onu ya - kahvor Bu hareketine sebep olan fa- or. Ertesi günü, kızı mah- rüyor. O ihtiyar tilkiden, kızcağızın hakkını ve intikamını al - mak istiyor... İhtiyar tilki, mahkeme ye geliyor. Kendisinin, haşmetmeap Çar hazretlerinin at uşağının babası olduğunu söylüyor. Ve sonra, hâki - min başı üzerinde bulunan Çarın res- mine elini uzatarak ,0 kızı tanımadı - ğına yemin ediyor... O zaman oğlum; yerinden fırlıyor. Duvardaki resmi ko- parıyor. Herkesin hayret ve dehşe! karşısında parçalıyor. Ayaklarının al- tında çiğniyor. Ve sonra, hükimlere dönerek: «Efendilert.. leyiniz. Görünmiyen Allah üzerine de bir yemin etsin» diye bağırıyor... Oğ- lum, o anda yakalanıyor. Ve, o anda; iki dakika sürmiyen bir muhakeme - |den geçiriliyor. Ömrünün sonuna ka - dar Sibiryada hükümet madenlerinde taş kırmıya mahküm ediliyor. — Neticeyi, anladınız değil mi?.. — Zavallı Gospodin Moranof.. — Zavallı kim?., Kime acıyorsu - nuz?.. Bana mı, oğluma mı?.. — Hem size.. hem oğlunuza. Moranof, daha acı güldü. — Ne bana, ve ne oğluma.. İkimize de acımayınız, dostum. Asıl acınacak kim, biliyor musunuz? — Hayır... Kim?.. — Millet. — Niçin?. — Şunun için ki.. oğlum, öldü. Ha- yatın her türlü ıztıraplarından kur - tuldu. Ben de öleceğim, ve ben de kur- tulacağım... Fakat, millet.. o, yaşıya- cak. Sibiryanın çöllerindeki buzlar &- riyip bitinciye kadar; kazakların kır- baçları parçalanıncıya kadar, millet bu acıları çekecek. Fakat: — Siz, bunun fecaatini bizim kadar hissedemezsiniz. Çünkü, yüz altmış milyon halkın, bir tek insan önünde ne hisle secde ettiğini bilemez: zizim. — Çok rica ederim, Gospodin Mo- ranof. Bana bunu kısaca izah eder mi- siniz?.. — Hay hay. Bir kaç saniye, süküt ile geçti. Mo- yanof, gözlerini tekrar Çarin vesmine çevirdi. Hazin bir sesle devam etti. Niz, &- — Görüyorsunuz ya?.. - Oğlumun sebep olan bir vazife ifa ettiğim san- dalyenin başucunda asılı duruyor... Ben, her günün gn saatini, hiç şikâyet etmeden, ıztıraplarımı hiç kimseye his-. settirmeden, o resmin altında geçiri - yorum. — Amma, niçin?.. haytını söndürmiye resim, şurada.. tığımızı söylemeden evvel, size bunu | iİyecektim, diye mırıldandı. Bu adama söy-| İmayı istemesi kâfi değildi, kadına sa - — Feci şey.. çok feci şey, dostum... | SON POSTA " Boıı Posta ta ,, nın zabıta re zabıta Yazan : Hugh Austin “Madam Arnold — Karı koca anlaşıyorlar mıydı? Lang: — Bu suale cevab vermek bana düşmez, dedi. — Belki öyledir. Amma ben ail: nin dostlarından malümat toplamak mecburiyetindeyim. Hizmetcilere baş- vurursam iş derhal gazetelerin diline düşer. Anlıyorsunuz ya? Norman Lang bir iç çekerek: — Evet, dedi. — O halde söyleyiniz, mes'ud mu idiler? Norman Lang istemiye istemiye: — Sanmiyorum! dedi. — Aksaklık neredeydi? — Kadında! — Sebeb? — Çünkü kadın öyle bir kadındı ki insan onu... Delikanlı cümlesini birdenbire ya - rıda bıraktı. Polis memuru da telkin etti — Öldürmek mecburiyetinde mi kalır? Delikanlı gözlerini İnun gözlerine dikti: polis memuru - — Zannederim ben de bunu söyli- — Nedön? — Çünkü kadın zevci miyordu. — Biraz izahat veriniz! ile iktifa et - — Erkek kadını çok seviyordu, fa - kat zannederim kadın ona hiç aldırış etmiyordu. Anlaşmaları ancak altı ay |sürdü. Delikanlı sözünün bu noktasında sesini alçaltarak ihtiyatla:. — Kadın Hört yapmıya başlamıştı, dedi. — Başka bir erkeği mi seviyordu?. Lang az kaldı kahkahalarla güle - cekti: — Kadın mı? dedi, Bu mümkün ©- lacak bir şey değildi. Onun içindir ki tarzı hareketi daha iğrenç görünüyor- |du. liydi? — Hayır, o da değil! Kadın kurban edeceği erkekleri bizzat seçiyordu. Kent tekrar etti: — Kurban edeceği erkekleri mi? — Evet. Çünkü erkeğin flört yap - mimiyetle âşık olması lâzımdı. — Şahsen bir deneme yaptınız mı? Lang tekrar kahkahayla gülecekti: — Oh, hayır! dedi. Kadın bir erkek için kendisinden bir genç kadın ile kav- gaya girişmiyecek derecede zeki idi. — Siz evli misiniz? — Hayır çevli değilim. Amma yap- tığım mülâhaza yerindedir. Kadın kendisinden genç ve kendisinden gü- zel bir kadınla mücadeleye girişmesi- nin faydasız olduğunu anlıyordu. Hiç bir zaman denemedi. Az evvel dost ol- duğumuzu söylemiştim. Bu dostluk sadece lâfzi idi. Hakikatte birbirimiz. den nefret ediyorduk. Kent tekrar parmaklarının ucile diz- lerine fiske vurmiya başladı: — Bahsettiğiniz daha genç, daha güzel kadının adı Mis Patton mudur? — Evet. — Nişanlı mısınız? Lang'ın sesi birdenbire daha kuru - laştı. Bit nevi hiddetle: — Hayır, nişanlı değiliz! diye ce- vab verdi. l Sözünü kesmişti. Maamafih sonra — Demek ki halk nazarında leke -|. romanı; | İngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil Çiçek cgnekânının köşesi ayakta idi. Bize seslendi. Elinde bir şey olup olmadığını bilmiyorum. ,, parasız bir gence varmak istemii ği şeklinde müphem bir his geldi. ünkü vaziyeti ba -|nunla beraber sorguya devam etti: | — Mösyö Lang bana Madam Bununla beraber | rit'in kurbanlarının adlarını sar sanıyorum ki talebim her şeye rağ -|misiniz? men muvafakat cevabı ile karşılana -| — Lang dudaklarını sıktı ve başını #i caktır. ladı: ; Kent'e o dakikada izahat vermeyi elzem telâkki ederek ı-i cı bir âhenkle ilâve etti: şlerimin bugi na evlenmeyi düşündürtecek derece - -Fde parlak değildir. | Mis Patton'un 3 Adet yün bayrak 150 X 225 5 Adet yün bayrak 100 X 150 6 Adet yün bayrak 85 X 130 30 Adet yün bayrak 70 X 105 95 Adet yün bayrak 50 X 75 1 — 28/X/936 günü pazarlıkla alınacağı ilân edilmiş olan yukarıd eb'ad ve miktarı gösterilen 139 adet bayrağın pazarlığı 2/11/936 tarir hine rastlıyan pazartesi günü saat 14 de tehir edilmişti. | ! — İsteklilerin şartnamesini görmek üzere hergün, pazarlık için d? tayin olunan gün ve saatte 96 7,5 güvenme paralarile birlikte Kabataştt Levazım ve Mübayaat şubesindeki Alım Komisyonuna — müracaatları İ" zımdır. (2234) * DiŞL * * 300 adet P, M. 32 - 11 zincir başlıklarile beraber. 200 Adet P. M. 10 - 56 Rezistans «Tekli» 150 Adet P, M. 45 - 19 Rezistans «Çiftli» 400 metre kalın çivili kayış Ekselsiyor makineleri için. 1 — 28/X/936 günü pazarlıkla satın alınacağı ilân edilmiş olan yukt” rıda yazılı dört kalem malzemenin pazarlığı 31/X/936 tarihine rastlayat Cumartesi günü saat 10 a tehir edilmiştir. 1 2 — İsteklilerin şartname ve nümuneleri gorıııek üzere hergün ve pf — zarlık için de tayin olunan gün ve saatte 96 7,5 güvenme paralarile bir” likte Kabataşda Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Satım komisyo' — nuna gelmeleri. «2256» İstanbul Sıhhi Müesseseler ArttırmB ve eksiltme Komisyonundan: Şişli Çocuk hastanesine lâzim olan 7000 metre gaz idrofil açık eksili" a meye konulmuştur. 1 — Eksiltme Çağaloğlunda Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü bir — nasında kurulu komisyonda 4 Teşrinisani 1936 çarşamba günü saat 1530 da yapılacaktır. 2 — Muhammaen fiyat : 805 liradır. 3 — Muvakkat garanti: 61 liradır. 4 — İstekliler şartnameyi her gün komisyonda görebilirler. i 5 — İstekliler cari seneye ait Ticaret Odası vesikasile 2490 — sayılı f nunda yazılı belgeler ve bu işe yeter muvakkat teminat makbuz veya baf* ka mektubile belli ıün ve saatte komisyona gelmeleri, (2259) y akreğaren Ü Edirne Jandarma Efrat Mekebi Komutanlığından: 8/10/1936 Perşembe günü ikinci defa yapılan (180,000) - kilo biried nevi ekmeklik un kapalı zarf ehgiltmesine istekli çıkmamasından ötüt « 2490 sayılı kanunun 43. cü maddesi mucibince pazarlığı 5/11/1936 şembe günü Edirne Merkez Muhasebe Müdürlüğü odasında yapılacaktıf" İsteklilerin teminat makbuz veya Banka mektuplariyle birlikte komisye” na gelmeleri. (2304) Cinsi Miktarı TahminF. Muv. Temi. Tutarı Şekli Kilo Kuruş Lira Lira Id Birinci nevi 180000 4 1890 — 25200 Pazarlık 5/1l ekmekli_li un A İstanbul Gümrükleri Satış İşleri Müdürlüğünden: Satış Müdürlüğünden: 1457 Mezat kaimesi 656 Kilo 308.32 Tira K&7 dir sicim, 1458 m. 423 k. 211.50 1. gayrı mürettep demir raptiye, 1906 m- 20.500 k. 122.50 İ. Köpürür şarap, 1893 m. k. 231 k. 108.57 1. bükülmüş iki telli pamuk ipliği, 1460 m. k. 1373 k. 425.63 1. Gemi 1584 mı. k. 575 k. 711.56 1. İpliği boyalı pamuk mensucat, 1908 m. k. 455 1. Köpürür şarap, 1911 m. k. 1725 k. 120.75 1, Kullan'lmış deniz makine aksamının 2/11/936 G. saat 14 de İstanbul Gümrüğündeki tış salonunca açık artırmaları yapılacaktır. Artırmaya gireceklerden yedi buçuk pey akçesi ve ünvan tezkkeresi aranir, (2490) gı