Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
FTT 'Y azan : Orhan Selim . Ömer, bu hiç beklemediği suale bir- 'denbire cevab veremedi. Kâmran tekrar etti: — Söylesene, avukat denen mahlük da bütün öteki insanlar gibi yiyen, i- çen, düşünen, seven, gülen, ağlıyan bir insan mıdır, değil midir? — Elbette öyledir hocam.. — Öyleyse, avukat da bir makine değil bir insansa, avukatın da bazı me- 'selelerde kanaatleri var demektir. Ve avukat da her insan gibi kanatleri i- çin, icabında şahst menfaatlerini çiğ- neyerek harekete geçer, mücadele e- der, değil mi? " — Evet, tabii.. — Mücadele ne demektir Ömer?. Bunu sen iyi bilirsin her halde.. müca- | delede bütün mesele düşmanı can e - vinden vurmaktır. Düşmanla merdâne dövüşmek, yüzbeyüz kavga etmek lâ- zımdır, kavgada hileye başvurulma - malı gibi palavralara inanmazsın değil — İnanmam.. — Öyleyse, mesele kalmadı. Bak ne yıpacagız? Benim vicdani kanaatim, senden meseleyi dinledikten sonra, bu “ çocuğun dedesinin evine gitmesi değil kunduracı Hilminin yanında kalma - sını bana emrediyor. Madem ki bu böy- ledir, o halde bu kanaatimin tahakkuku “için kavga etmeliyim.. yani ne yapıp, yapıp çocuğu anasının, Hilminin ya - nında birakdırmalıyım. Doğru — değil mi?, — Doğru.. fakat nasıl yapacaksın bu kavgayı?. Sen, dedesinin avukatı - H, - y Z b MT B eai ETEYT D di :L-u".“' TTTT BK tâ Si b — ceksin?. Vazgeçsen bile.. 89 birdenbire Ömerin sözünü kes - H İ — Hayır, dedi. Davayı bırakacak — değilim, bilâkis.. : Ömer şaşırdı; Kâmran alaylı bir sesle: — Meslek namusumu, ayaklar al- tında çiğniyeceğim, dedi. Anlıyor mu- sun? Kavga, kavgadır. Yemek nasıl pişirildi diye sorulmaz, sofraya geldi- ği vakit lezzetli mi lezzetsiz mi, ona bakılır.. en iyi pilâv toprak tencerede pişer.. matlüb çocuğun anasında kal- ması, kunduracı Hilminin yanında a- dam olması.. değil mi?. Bu gayeye u- laşmak için her yol mübahtır. Yalnız davayı kaybettikten sonra dedenin pe- şin verdiği ücretin bir kısmını iade ede- rim. Eh, bu kadar da temizlik ister... q. Kar ça şaşalamış, Küâmrana -karşı sevgisi bir hayli artmış olarak çıktı. Meıeh:yıoakşamSıüımyıın— - lattığı vakit Said amca: — Yazık ki, dedi, şu Kâmranı geç tanıdık.. —— t Seyfi bey, kefalete raptedilerek is- tintak hâkimliğinden serbest bırakıldı. — Mahkeme günü kararlaştırıldı. Itî! © Nuri usta, davadan vazgeçmesi için Ömere son defa rica etti âdeta.. Ömer î" dinlemedi. Said amca da Ömerle bir - İ;- likti ve Nuri ustanın itirazlarını kabul d'ş etmiyordu: — — İhtiyarlığında tekrar küçük bur- — juvalığına dönüyorsun Nuri, diyordu, *&ht et.. üstüne almış oldugnnu Öıner duydu. — Ve mahkemeden bir gün önce Ömerin 3! yınhanmuıdenıçmye&yüheygır- M'l A di. e Han ; doğruydu. boşal- MVakit öğ — mıştı. Herkes yemeğe gitmişti. ;.-r tavukcudan getirttiği çorbayı içiyor - iî Oda kapısı ağır ağır, hanın sessizliği 'cinde gıcırdıyarak qçıld;ı;' ; b — MAT N *:. vi -'ı' ” " KAN KONUŞMAZ' sın? Davayı almaktan vazmı geçe - ! |gösteriyor: İtalyada mevcut 1200 harp Ömer, Kâmranın yanından par- göketemin Aldenleile Tökidisimi yoltm Ömer, Seyfi beyi daha kapının eşi- ğinden girerken tanıdı. Ayağa kalktı. Bu hareketi istemiye- rek yapmıştı. Soğuk kanlı olmak isti- yordu, fakat birdenbire o kadar heye- canlanmıştı ki telâşımı belli ediyor - du. Seyfi bey ağır ağır odanın ortasına doğru yürüdü: — Avukat Ömer beyle müşerref o- luyorum, değil mi efendim, dedi. — Evet, efendim, buyrun.. y Seyfi bey otururken: — Ben Seyfi, dedi. Seyfi bey, gözlerini odada dolaştır- di. Duvardaki üç resme gözü takıldı. Uzun uzün baktı. Gülümsedi. Sonra oturduğu tahta sırayı ellerile yokladı. Gene gülümsedi. — BSeyfi beyin bu gülüşleri, Öme- ceki telâşı, müthiş bir aksi tesirle kor- | lnınç bir süküta inkılâb etti. Çok sade | (Arkası var) t d Akdenizde Yarış (Baştarafı İ inci sayfada) mak demek her zaman için müsterih plmak demektir, mümkün oldukça silâ- hını bırakarak Awrupa sulhu için mesâ- i birliğinde bulunmak ta İtalyanın herm, hakkı, hem de vazifesidir.» Tebliğde Neler Var? Tebliğ Avrupada yeni bir endişe un- suru teşkil eden İspanya işlerine ade- |mi müdahale komitesindeki müzakere- ler sırasında hariçte bir tesir yapmaya |da matuf görülmektedir. Tebliğ Avellino'da çizilen prensip- lerin nasıl tatbik edilmekte olduğunu, levazımı fabrikası tam randmanla iş-. leyecekler ve bu fabrikalarda haftalık mesâi kırk saatten 60 saate çıkarılacak- tır. Bütün gayretler bilhassa tayyare le- vazımını ve donanmayı istihdaf etmek- tedir. Bugün yapılmakta olan 30 hineri torluk iki zırhlıdan maada yeniden 35- şer bin tonluk iki zırhlı ikinci sımıf iki kruvazör, 4 torpido muhribi, 18 torpi- do ve 16 deniz gemisi &ezgahhra ko- nulacaktır ki, bunlar cem'an İ1l8, 375 Bu yeni hummalı faaliyeti muhik gösteren bir çok sebepler mevcuttur. Geçen eylülda İtalyan matbuatı İn- | emniyet altında bulundurmaya haklı, (olduğu mütaleasını serdetmekle bera- 'ber İngilterenin deniz silâhlarını arttu- 'masından dolayı hayret gösteriyordu. * O zaman bu neşriyat İtalyanın Akde- nizde bir silâh anlaşması yapmak için İngiltere ile müzakereye girişmek iste- diği tefsir olunmuştu. Halbuki o gün! bu gün bu cihet tahakkuk etmemiştir. Diğer taraftan Romada beyan olun-; duğuna göre Sovyet Rusyanın İspanya, işlerine ademi müdahale komitesindeki teşebbüsü İtalyayı ürkütemez, - İtalya | her türlü ihtimale karşı hazır bulun- maktadır. Danzig, |1 (AA.) — Tayyarelerin hava meydanından başka bir yere in- meleri ve fotoğraf alması kat'i olarak yasak edilmiştir. Bu yasak serbest şe- hirdeki tahkimat işlerile alâkadar gö- Gedikli takımı Deniz Lisesini 4 -0 Mağlüp etti Askeri liseler arasında başlıyan fut- bol şampiyonasının ikinci maçı dün Şeref stadında Deniz Lisesi ile Gedikli takımları arasında oynanmıştır. Baştan sona kadar heyecanla geçen bu mühim maçı Gedikli takımı Deniz i # | Fransa ve | U zz MT K F -w ı “J/SON 'POSTA İngilterede Nümayişler (Baştarafı 1 inci sayfada) - etrafında ve mücavir sokaklarda 1op- lanmıştı. Bunlar, «yaşasın Larogüe, ya- şasın Fransa» diye bağrıyorlardı.. Bu nin kaidesine çıkarak hatip vaziyeti ta- (kınmış ve halka hitaben hir takım söz- Jer söylemiştir. Bunun üzerine ahali Maseyez marşını çağırmış ve «Fransa, Fransızlarındır. Kahrolsun Thorez» di- ye bağırmıştır. Polis, ahatinin üzerine yürümüş, hal- - |kı geri sürmüş ve bir çok kimseleri tev- kif etmiştir. Mukabil Nümayişler Mets, 1i (AA,) — Komünistlerin ğu halde saat 20 (de başlamıştır. Tkri- ben üç yüz kadar mukabil nümayisçi, içtima salonunun önünde toplanmışlar ise de seyyar muhafızlar tarafından de- fedilmişlerdir. İçtima, normal bir suret- te başlamıştır. Salonda ve dışarda mün- |ferid bir takım protesto sesleri işitil- miştir. Salon, tamamile seyyar muha- fızlar tarafından ihata edilmiştir. Mu- |kabil nümayişcilerden mürekkep bir takım grupların civardaki kasabalar- |dan içtima yerine doğru gelmekte ol- |dukları haber verilmektedir. Strasburg'da Strasbung, 11 (A.A.) — Dün ak - |şam Strasburg bölgesinde komünist - |lerin nümayişi ile nasyonalistlerin mu- |kabil nümayişleri ufak tefek hâdiselere ! sebebıyct vermiştir. Bilhassa Bişviller'de 16 kişi tevkif İedilmiştir. Larok isticvab edildi Paris, 11 (A.A.) — Albay de La- roğue ile Fransa nasyonal partisi icra komitesinden beş altı kişi, istintak hâ- |kimi M. Beteille'in daveti zerine adliye! |sarayına gitmişlerdir. Hâkim, kendile-' rini mefsuh birlikleri yeniden vücuda' getirmek ve halkı şurada burada top - lanmağa davet etmekle ittiham eyle - |mek suretiyle isticvab etmiştir. M. Laroğgue, adliye sarayına kendi muhafızlarından yirmi kişi ile beraber! gelmiş ve hemen hâkimin odasına git- bayın beraberinde gelen ve koridorlar- da toplım muhafızları kapı dışarı et- M. de Laııoque saraydan otomaobille - ayrılmış ve bu sırada bir kaç kişi ken- Paris, 11 (A.A.) — Başbakan Himi e- 3 Paris sosyalist şubesinin bir toplantı-, sında, hükümetin matbuat kanununu hükümetin gazeteleri menabilerini bil- hasını ve keza zem ve kadh suçları. hakkındaki kanunu tadil eden diğer bir Tâyiha tevdi edecegini bildirmiş ve: |aEfkârı umumiyeyi hiyaneti vatani - yeye kadar dayanan teşebbüslerin kur- |bamı eden bugünkü vaziyete artık'b'u mihayet vermek İâzımdır» demiştir. İM. Blum'un nutku Paris, 11 (Hususi) — M. Blum. timada mühim bir nutuk söylemiş, ka- binesinin programını anlatmıştır. M. |sadece sosşyalist kabinesi olmadığını, ve: «Hler ne bahasına olursa olsun cümhuriyeti müdafaa edeceğiz» de - miştir. Fransız başvekili, menfi propagan- -|dalara da temas etmiş ve icabeden ra: «Demokrasiye inanırım. Cumhuri- İyete, sulha, insaniyete inanırım» sözle- ) rıle nutkuna nihayet vermıştır Londrada - Panı. 11 (Hususi) — Bugün öğle- den sonra Londrada geçen pazar günü yapılan tezahürata mukabil faşist a - leyhdarla.rı tarafından huyuk numı ğ tir. ; bi ” dolaşmışla.tdır Mühim bir hâdise ol - İmamıştır. ğ sırada adamım biri Deroulede heykeli- | miştir. Adliye sarayı muhafızları, al- değiştirmek fikrinde olduğunu söyle-, miş, parlâmento toplanır toplanmaz.| dinmeye mecbur eden hir kanun İâyi- | halk cephesi tarafından tertib edilen iç-. İorada da taze olarak satıldığı halde Fh Rıfkı Atayın e mühim bir makalesi * hakkındaki (Baş tarafı 1 inci sayfada) leyi normal konuşma ve anlaşma yolu- na sevketmek lâzımdı. Milletler Cemi- yeti konseyinde beyanatta - bulunan Tevfik Rüştü Arasla Fransa hüküme- tinin salâhiyetli mümessili bu teşeb- büse rehberlik ettiler. Fransanın Suriye Hakkındaki Kararı Fransa Suriye hakkında kendi ken- dini idare €etmek hakkını tanımakla mandaterlik vazife ve —mes'uliyetlerini kadar uygun olarak anlamış olduğunu m;mt etti. Suriye h:ıt*asm&ı ark, dnı bul ettiği istiklâllerle bilâkis onları tes-ı kin etmek ve arlarında müvazene kur- mak ve kendi vasiliğini şart ve zaruret- lerini Tas usulünü tercih etmektir. İh-. tilâl prensiplerine hürmet eden ve en- ternasyonal taahhütlerini samimi ola- rak yerine getirmeye çalşan Fransa i- çin tek ve en doğru yol bu idi. Antakya Ve İskenderun Fransanın Suriye üstündeki manda-' sını Antakya ve İskenderun için daha T921 de bir takım hususi taahhütlere bağlamış olduğunu biliyoruz. Ondan. sonra Fransız tecrübesi aynı dili konu- şan Suriye kısımları arasında bile tam tâ bu kaynaşma doğru ve mümkün öl- saydı dahi, Sancağı istisna etmek, hem 1921 ve 26 konvansiyonlarının, hem de Milletler Cemiyeti pâktının vazife ve hükümlerine hiyanet etmemek için za- ymuri idi. Sancağın Hakkı Fransanın Anmtakya ve İskenderun' hakkındaki taahhüdünü geciktirmesin-' de manda mes'uliyetlerinin bir takımJ sakınılmaz cebhirlerinden başka sebep Taramak Türkiyenin hatırından geçme- miştir. Fakat bu müstesnalık hali gide- rildikten sonra ilk tedbir Sancağın hak- kını vermek, eğer manda mıntakasında . ki halk yığınlarının kendi kendilerini' idare etmek şartile vücut bulmuşsa ' Antakya ve İskenderun halkımn mü-: | messillerini davet ederek onlarla müza- |4 kereye başlamaktı. Sancak Hür Olmalıdır Manda devam etseydi Sancağın my- rı bır idaresi olacaktı: Şimdi Sın:ık iğe N İhracat için Hazırlanıyorlar diralık kadardır. İtalyaya zecri tedbir- lerin tatbikı yüzünden bu rakkam yük- selmemiştir. Bu sene İtalya memleke- timizden boluı balık alacaktır. Bu se- | T dan çekîlmekteydi. Yunanlılardan baş- ıka âqırda .mılımııa -taüp qikımınası' Yunanistana gînâeıüen %dlrkkr vesi fabrikaları vardır. Harice de sev- kiyat yapan bu fabrikaların lacağı yerler İspanya — ile Türkiyedir. rı halde Türkiyede — her çeşit rağbet 'aılum:hdmlu İtalyanların | kıhdı!dwm Balıkçılar bu vaziyetten çok memnundur. Hemen Fransanın İskenderun ve Antaky3 immeğe Tüzum yoktur. nehnnwhreketmmeyemmg hmkıl&gmhhymîhumâumye—ı yi sömürgeleştirmek için bu | ilıhılâ&m'-; İzıd olduğuna inanmaktayız. | rılmıyacağı için, onların sür'atle iyi ! | Orta | Değişiklik taahhüdü men hür olmalıdır, çünkü $ Lühnan müstakil olacaklardır. dahi, hususi bir idareye hakkı 0f NWMW tezad teşkil eder. — Butezadexmsa,Tmhye marasmdakımmm jmütemadiyen tesirini MWWM nolit maın aslâ müsaade etmiyeceğini & l b Ği a y Nısseltlirmie « mem anenıddd:'lihu yüksek iuymetı ye aıı'[hgı de b geliyor. MSıncıkMF nmhemımkek—ıel—ekıqı de Türkiye ile 1920 ve 1926 l ııyonlı.rmı:h.ndolı.yıintınfhbn'_ 1921ılıımıllîhaklaı-hmnmı| hnFrımnm,Smukme ıq—ı—îıııhühıhm&. ç lığına ve bilâkis, bölf bir zorlamanın dost devletin umuf barış politikası ile Akdenizin bu taff larındaki sükün ve istikrar arzı ;* Meselenin münakaşası sarih, hük |taahhüd ve barış esasları üstünden #? a u d r ticeler vermesini beklemekten ' mâkül ve tabii ne olabilir? E FALİH RIFKI ATAY Pariste temaslar — — Paris, 11 (Hususi) — Hariciye N” zırı Delbos, Fransanın burada bulu * nan Ânkara sefiri M. Ponsoyı) ka etmiştir. Nazır öğleden sonra da hye Büyük Elçisi Suad ile gorışnd Bu mülâkatların Türkiyenin A notası ile alâkadar olduğu tahmin J mektedir. ;% - Avrupada (Baştarafı 1 inci sayfada) kurtarır ve 1935 martı ile 1936 mn! yacak İtalya arada sırada garbi Av * rupa ile mesai birliği yapmak zarure * tini duyacaktır.» Populaire gazetesinden: «Prens Starhemberg'in doğı'udlld d'içnhn_hnıüımmi!dıı ve bu hususta artık ovh_kqdı!'“ ü | doğruya M. Musolini'nin adamı ol * İspanyadan yalnız Tom balığı aldıkla-| guğu malümdur. Fakat Düçe, kendi * m—mkıdıp&uM 0' | lan prene Starhemberg'in İtalyan .uf bolca balığm çıkmasını lıellm&he— bpm cümlenin ınaî“hmudur Gun ','