KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası:103 » Ömer, bu hiç beklemediği suale bir- bire cevab veremedi. mran tekrar etti: sene, avukat denen mahlük da bütün öteki insanlar gibi yiyen, i-| yordu, fakat bindenbire o kadar heye- İler & çen, düşünen, aeven, gülen, ağlıyan icanlanmıştı ki telâşmı belli ediyor -| Ma: bir insan mıdır, değil midir? — Elbette öyledir hocam.. — Öyleyse, avukat'da bir makine değil bir insansa, avukatın da bazı me- selelerde kanaatleri var demektir. Ve avukat da her insan gibi kanatleri i çin, icabında şahsi menfaatlerini çiğ- neyerek harekete geçer, mücadele e- der, değil mi? — Evet, tabii.. — Mücadele ne demektir Ömer?. Bunu sen iyi bilirsin her halde.. müca- delede bütün mesele düşmanı can e - vinden vurmaktır. Düşmanla merdâne dövüşmek, yüzbey avga etmek Vâ- zımdır, kavgada hileye başvurulma - malı gibi palavralara inanmazsın değil mi?, — İnanmam.. — Öyleyse, mosele kalmadı. Bak ne yapacağız?. Benim vicdani kanaatim, senden meseleyi dinledikten sonra, bu çocuğun dedesinin evine gitmesi değil kunduracı Hilminin yanında kalma - sını bana emrediyor. Madem ki bu böy- ledir, o halde bu kanaatimin tahakkuku için kavga etmeliyim.. yani ne yapıp, yapıp çocuğu anasının, Hilminin ya - ninda birakdırmalıyım. Doğru - değil mi?. — Doğru.. fakat nasıl yapacaksın bu kavgayı?. Sen, dedesinin avukatı - sın? Davayı almaktan vazmı geçe - ceksin?, Vazgeçsen bile.. 89 birdenbire Ömerin sözünü kes - ti: — Hayır, dedi. Davayı bırakacak değilim, bilâkis.. Ömer şaşırdı: — Anlamadım.. Kâmran alaylı bir sesle: — Meslek namtsumu, ayaklar ak tında çiğniyeceğim, dedi. Anlıyor mu- sun? Kavga, kavgadır. Yemek nasıl pişirildi diye sorulmaz, sofraya geldi- ği vakit lezzetli mi İezzetsiz mi, ons bakılır.. en iyi pilâv toprak tencerede pişer.. matlüb çocuğun anasında kak ması, kunduracı Hilminin yanında a- dam olması.. değil mi?. Bu gayeye v- laşmak için her yol mübahtır. Yalnız davayı kaybettikten sonra dedenin pe- şin verdiği ücretin bir kısmını iade ede- tim. Eh, bu kadar da temizlik ister... Ömner, Kâmranın yanından'bir par- ça şaşalamış, Kâmrana -karşı sevgisi bir hayli artmış olarak çıklı. Meseleyi o akşam Said amcaya an- lattığı vakit: Said amca: — Yazık ki, dedi, şa Kâmranı geç tanıdık.. Seyfi bey, kefalete raptedilerek is- #ntak hâkimliğinden serbest bırakıldı. Mahkeme günü kararlaştırıldı. Nuri usta, davadan vazgeçmesi için Ömere şon defa rica etti âdeta.. Ömer dinlemedi. Said amca da Ömerle bir - Lkti ve Nuri ustanın itirazlarını kabul etmiyordu: — İhtiyarlığında tekrar küçük bur- juvalığına dönüyorsun Nuri, diyordu, dikkat et.. Mahkemeden iki gün önce Seyfi be- yin avukatlığını Süheylânın babasının üstüne almış olduğunu Ömer duydu. Ve mahkemeden bir gün önce Ömerin yazıhanesinden içeriye Seyfi bey gir - di. ! |gösteri: Ömer, Seyfi beyi daha kapının eşi- ğginden girerken tanıdı. Ayağa kalktı. Bu hareketi istemiy rek yapmıştı. Soğuk kanlı olmak isti- du. y a | Seyfi bey ağır ağır odanın ortasına doğru yürüdü: — Avukat Ömer beyle müşerref - kayorum, değil mi efendim, dedi, — Evet, efendim, buyrun.. / Seyfi bey otururken: — Ben Seyfi, dedi. — Müşerref olduk efendim. Seyfi bey, gözlerini odada dolaştır- di. Duvardaki üç resme gözü takıldı. Uzun uzun baktı. Gülümsedi. Sonra oturduğu tahta sırayı ellerile yokladı. Cene gülümsedi. tin gözünden kaçmadı. Ve bir an ön kunç bir süküta inkılâb etti. Çok sade bir sesle: — Sizi dinliyorum, dedi.. (Arkası var) Akdenizde Yarış (Baştarafı 1 inci saylada) mak demek her zaman için müsterih İplmak demektir, mümkün oldukça silâ- hını bırakarak Avrupa sulhu için mesâ- i birliğinde bulunmak ta İtalyanın hem hakkı, hem de vazifesidir.» 'Tebliğde Neler Var? 'Tebliğ Avrupada yeni bir endişe un- kil eden İspanya işlerine & mi müdahale komitesindeki müz. ler sırasında hariçte bir tesir yapmaya da matuf görülmektedir. 'Tebliğ Avellino'da çizilen poensip- lerin nasıl tatbik edilmekte olduğunu İtalyada mevcut 1200 barp levazımı fabrikası tam randmanla iş- leyecekler ve bu fabrikalarda haftalık mesâi kırk sâatten 60 saate çıkarılacak- tur, Bütün gayretler bilhassa tayyare le- vazımını ve donanmayı istihdaf etmek- tedir. Bugün yapılmakta olan 30 biner: tonluk iki zırhlıdan maada yeniden 35- şer bin tonluk iki ztrhlı ikinci sınıf iki kruvazör, 4 torpido muhribi, 16 torpi- do ve 16 deniz gemisi tezgühlara ko- İnulacaktır ki, bunlar cem'an 116,375 tonilato eder. Bu yeni hummalı faaliyeti muhik gösteren bir çok sebepler mevcuttur. Geçen eylülda İtalyan matbuatı İn- gilterenin Akdenizde Hindistan yolunu emniyet altında bulundurmaya — baklı olduğu mütaleasımı serdetmekle bera- ber İngilterenin deniz sitâklarımı arttu- masından dolayı hayret £© ordu. O zaman bu neşriyat İtalyanın Akde- nizde bir silâh anlaşması yapmak için İngiltere ile müzakereye girişmek iste- diği tefsir olunmuştu. Halbuki o gün' bu gün bu cihet tahakkük etmemiştir. Diğer taraftan Romada beyan olun-. duğuna göre Sovyet Rusyanın İspanya işlerine ademi müdahale komitesindeki teşebbüsü İtalyayı ürkütemez, — İtalya ihtimale karşı hazır bulun- maktadır. Danzig, 1! (A.A.) — Tayyare! hava meydanından başka bir yere meleri ve fotoğraf alması kat'i olarak yasak edilmiştir. Bu yasak serbest şe- hirdeki tahkimat işlerile alükadar gö- rülmektedir. Gedikli takımı Deniz Lisesini 4 -0 Mağlüp etti Askeri liseler arasında başlıyan Fut- el gönişörünnlanda' Tölanl. aa z — BSeyfi beyin bu gülüşleri, Öme- | ceki telâşı, müthiş bir aksi tesirle kor- | Vakit öğleye doğruydu. Han başal- |Şeref stadında Deniz Lisesi ile Gedikli mıştı. Herkes yerpeğe gitmişti. Ömer tavukcudan getirttiği çorbayı içiyor - du. Oda kapısı ağır ağır, hanın sessizliği *çinde gıcırdıyarak açıldı. e takımları arasında oynanmıştır. Baştan sona kadar heyecanla geçen bu mühim maçı Geodikli takımı Deniz Lisesini 4-0 mağlüb ederek kazanınış- Yir. . 7SON POSTA Fransa ve İngilterede Nümayişler (Baştarafı 1 inci sayfada) etrafında ve mücavir sokaklarda 1. Bunlar, «yaşt sine çıkarak hatip vaziy kınmış ve halka hitaben bir dakım ştir. Bunun üzerine — ahali muş ve «Ftansa, ye | j,'u geri Ş kif etmiştir. Mukabil “Nümayişler Mets, VI (AA) — Komünistlerin Açtima), takriben üç bin kişi hazır oldu- ğu halde saat 20 de başlamıştır. "İlkri ben üç yüz kadar mukabil nümay içtima salonunun önünde toplanı ise de şeyyar muhafızlar tarafından de- fedilmişlerdir. İçtima, normal bir guret- te başlamıştır. Salonda ve dışarda mün- lerifi bir takım protesto sesleri İşitil- mrştir. Salon, tamamile seyyar muhı- fızlar tarafından ihata edilmiştir. Mu- ,Babil nümayişcilerden —mürekkep bir Jtakım grupların civardaki ikasabalar- 4d.'m içtima yerine doğru gelmekte ol- dukları haber yerilmektedir. Strasburg'da Strasburg, 11 (A.A.) — Dün ak - şam Strasburg bölgesinde komünist - lerin nümayişi ile nasyonalistlerin mu»- kabil nümayişleri ufak tefek hâdiselere sebebiyet vermiştir. edilmiştir. Larok isticvab edildi Paris, 11 (A.A.) — Albay de La- rogue ile Fransa nasyonal partisi icra komitesinden beş altı kişi, istintak hâ- kimi M. Betcille'in daveti zerine adliye sarayına gitmişlerdir. Hâkim, kendile- İrini mefsuh birlikleri yeniden vücuda - İgetirmek ve halkı şurada burada top - lanmağa devet etmekle ittiham eyle - moek süretiyle isticvub etmiştir. M. Larogue, adliye' sarayına kendi muhafızlarından yirmi kişi ile beraber gelmiş we hemen hâkimin odasına git- miştir. Adliye sarayı muhafızları, ab- bayın beraberinde gelen ve koridorlar- da toplanan muhafızları kapı dışarı ct- mişlerdir. M. de Larogue saraydan otamobille ayrılmış ve bu sırada bir kaç kişi ken- disini alkışlamıştır. Matbuat kanunu değiştiriliyor Paris, 11 (ALA.) — Başbakan Blum Paris sosyalist şubesinin bir toplantı-. sında, hükümetin matbuat kanununu değiştirmek fikrinde olduğunu söyle- miş, parlâmento toplanır —toplanmaz hükümetin gazeteleri menabilerini bil- dinmeye mecbur eden hir kanun lâyi- hasını ve keza zem ve kadh - suçları hakkındaki kanumu tadil eden diğer bir T&yiha tevdi edecegini bildirmiş ve: «Efkârı umumiyeyi hiyaneti vatani - yeye kader dayanna teşdübüslerin kur- banı eden bugünkü vaziyete artık bir nihayet vermek İâzımdır» demiştir. M. Blum'un nutku Paris, T1 (Husast) — M. Blm halk cephesi tarafından tertib edilen iç- timada mühim bir nutuk söylemiş, ka- binesinin programımı anlatmıştır. M. Blam nutkunda bugünkü hükümetin sadece soşyalist kabinesi olmadığını, halk cepbesini teşkil ettiğini söylemiş ve;: «Hler me bahasına olursa olsun cümhuriyeti müdafaa edeceğizm de - miştir. Fransız başvekili, menfi propagan- dalara da temas etmiş — ve icabeden tedbirlerin alındığını söyledikten san- ra: «Daemokrasiye inanırım. Cumhuri- yete, sulha, insaniyete inanırım» sözle- rile nutkuna nihayet vermiştir. Londrada #Paris, 11 (Hususi) — Bugün öğle- den sonra Londrada geçen pazar günü yapılan tezahürata mukabil faşist a - leyhdarları tarafından büyük nüma - yüşler yapılmıştır. Nümayişciler bil - hassa Londramın şark — mahallelerini dolaşmışlardır. Mühim bir hâdise ol - mamıştır. Bilhama Bişviller'de 16 kişi tevkif İ, Falih Rıfkı ALayın jnAübim bir makalesi Fransanın İskenderun ve Antakyı hakkındaki (Baş tarafı 1 indi sayfada) tinin salâhiyetli buse rehberlik ettiler, Fransanın Suriye Hakkındaki Kararı dini idare etmek hakkını cebir ve dikkatle hareket etmeye mec bur kıldığın: biliyoruz. Fransa Suriye- sümürgeleştirmek için bu ihtilâflar- Gan istifade etmek yerine tesisini kin etmek ve arlarında müvazene kur- mak ve kendi vasiliğini şart ve zaruret- tilâl prensiplerine hürmet eden ve en- ternasyona| taahıhütlerini samimi ola- rak yerine getirmeye çalışan Fransa - çin tek ve en doğru yol bu idi. Antakya Ve İskenderun Fransanın Suriye üstündeki manda- sını Antakya ve İskenderun için daha 1921 de bir takım hususf taahhlitlere bağlamış olduğunu biliyoruz. Ondan sonra Fransız tecrübesi aynı dili kanu-, riye kısımları arasında bile tam ynaşma yapmak doğru ve müm- küh almadığı neticesine varmıştır. H tâ bu kaynaşma doğru ve mümkün Milletler Cemiyeti paktının e ve hükümlerine hiyanet etmemek için za- vuri idi. Sancağın Hakkı Fransanın Antakya ve İskenderim daki taahhüdünü geciktirmesin- manda mes'uliyetlerinin bir takım ulmaz cebirlerinden başka sebep mak Türkiyenin hatırından geçme- ir, Fakat bu müstesnalık hali gide- kten sonra ilk tedbir Sanc kını verme! Z aında ki halk yığınlarının kendi kendilerini idare etmek şartile vücut bulmuşsa Antakya ve İskenderun hâlkının mü- messilierini davet ederek onlarla müza- kereye başlamaktı. Sancak Hür Olmalıdır Manda devam etseydi Sancağın ay- rı bir idaresi olacaktı: Şimdi Sancak ta- Balıkçılar İhracat için Hazırlanıyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) diralık kadardır. İtulyaya zecri tedbir- lerin tatbikı yüzünden bu rakkam yük- selmemiştir. Bu eene İtalya memleke- timizden bolca balık alacaktır. Bu se- meye gelinceye kadar balık mahsulü- müzün üçte ikisi Yunanistan tarafın- dan çekilmekteydi. Yunanlılardan baş- ka dışanmda malımıza talip çıkmaması yüzünden fiyatlar pek düşüktü. Yunanistana gönderilen — balıklar orada da taze olarak — satıldığı halde İtalyada tekâmül etmiş balık konser- vesi fabrikaları vardır. Harice de sev- kiyat yapan bu fabrikaların balık a- lacağı yerler İspanya — ile Türkiyedir. İspanyadan yalnız Tom balığı aldıkla- rı halde Türkiyede — her çeşit balığa| rağbet göstermektedirler. İtalyanların açık denizlerde de balık avlıyan muh- tekif balıkçı gemileri vardır. Bu gemi- ler,Türkiyeden balık almayı, denizlerde avlanmaktan daha ucuz bulmakta- dır. On iki İtalyan balık gemisi memle- ketimizden alınacak balıkları - sevke- decektir. Bu sene çıkacak balıkların hemen hepsi satılacak ve fiyatlar geçen sene- Fransa Suriye hakkında kendi ken- tanımakla mandaterlik vazife ve —mes'uliyetlerini Milletler Cemiyeti paktının rubuna ne kadar uygun olarak anlamış olduğunu Mü ispat etti. Suriye kıt'asındaki ark, din |barışçı ve teskinci Fransa ve mezhep ihtilâflarının Fransayı, Ak- denizin bu nazik naoktasında ne kadar ka- bul ettiği istiklâllerle bilâkis onları tes- lerini Tas usulünü tercih etmektir. İh- taahhüdü mamen hür olmalıdır, çünkü Surl Lühnan müstakil olacaklardır. Fransa mandasının vahdeti dahi, hususi bir idareye hakkı 0l8? tasdik olunan Türk Sancağın Sı Lübuun halkı üstünden Fransız f" #i kalkarken istiklâl hakları mak hiç bir mantığın ve bilhassa sız mantığının izah bulamıyacaği tezad teşkil eder. Bu tezadın Fransa, Tu:k:yîıj riye arasındaki münasebetler ü temadiyen tesirini — hissettirmef politkii nın aslâ müsaade etmiyeceğini j gneğe lüzum yoktur. İ Suriyeye şu sırada istiklâl Fransaya ne müddetli bir taahhüti ” de karşı koymadığı zaruretler dan cebrolunmuş değildir. Yüksek kıymeti ye asilliği de bul geliyor. Halbuki Sancak davasında Fratf nın hem ancak ekseriyetine karşı bf de Türkiye ile 1920 ve 1926 konvf/ siyonlarından dolayı iki taraflı Iıil" zife taahhüdü vardır. Manda ıhnA Suriye içinde bile kemdilerine 1921 de milli haklar tanınmış olan " lan Fransanm, Sancak Türklerini $ bir imkânsızlığı zorlamanın hiç V menfaat ummadığına ve bilâkis, bir zorlamanın dost devletin | barış politikası ile Akdenizin bu larındaki sükün ve istikrar W zıd olduğuna inanmaktayız. Meselenin münakaşası sarih, böb| taahhüd ve barış esasları üstünden #f rılmıyacağı için, onlarım sür'atle iyi #? ticeler wermesini beklemekten — dali mâkül ve tabil ne olabilir? FALİH RIFKI ATAY Pariste temaslar İ Paris, 11 (Hususi) — Hariciye Nf zırı Delbos, Fransanın burada bulu * nan Ankara sefiri M. Ponsoyı) kabil etmiştir. Nazır öğleden sonra da Tüf kiye Büyük Elçisi Suad ile görüşmül tür. Bu mülâkatların Türkiyenin a0f notası ile alâkadar olduğu tahmin odi mektedir. 4 Orta Avrupada özün Ğ ga Değişiklik (Baştarafı 1 inci sayfada) kurtarır ve 1935 martı ile 1936 mar'| tında İtalya, Avusturya ve Macaristaf' | arasında aktedilmiş olan itilâfları Af | monya'ya kabul ettirir. Fakat bun *| dan böyle taslakları yapılmış olef koambinezanlarda Alman kuvvet vf nüfuzunun mevkü daha büyük d.o'l ve bu hususta artık evhama kapılmi * yacak İtalya arada sırada garbi Av * rupa ile mesal birliği yapmak zarurc * tini duyacaktır.» Populaire gazetesinden: «Prens Starhemberg'in doğrudaf doğruya M. Musolini'nin adamı ol * duğu malümdur. Fakat Düçe, kendi * sine aon zamanlarda pek az müzaherei etmiştir. | Muhtariyeti hâiz bir teşekkül ol * makla beraber Heimwehren'in tasfi * yesi, hiç şüphesiz Berlin hükümetini Avusturyadaki nüfuzunun artmasınt yardım edecektir. M. Musolini, bu * meliye neticesinde Viyana'daki nüfu” zunun istinad etmekte olduğu temeh lerden birini kaybetmiş oluyor.» La Republigue yazıyor * ki kadar düşmiyecektir. Balıkçılar bu| — «Hiç olmazsa bugünün mağlubu © | vaziyetten çok memnundur. Hlemen İlan prens Starhemberg'in İtalyan mi” | bolca baliğin çiıkmasını beklemekte-İhipliği cümlenin malümudur. Cünüf dirler. Dün balıkhanede palamutun| galibi Schuschnigg ise Almanya ile ak* çifti 8 - 10 kuruştan salılmıştır. tedilen itilâfnameyi imzalamıştır.»