p B Sayfa bazi köpsı'ını“ın' Hükümet İstanbulun imarı için neler düşünüyor ? (Baştarafı 1 inci sayfada) Lstanbul şüphesiz tabiatın en çok lâtfu- Kstanbul hayatında bir kaç bakımdan öl-|na mazhar olmuş bir şehirdir. Fakat bun. çüsü şimdiden verilmiyecek kadar büyük|dan büyük diğer bir mazhariyeti de Türk- Öönem taşımaktadı Karaköy köprüsü de büyük bir eserdir. Fakat bunu belediye değil, hükümet yap- mış, büyük bir borçla kargıladığı parasile birlikte belediyeye devretmiştir. Belediye yıllardanberi bu borcu ödemekte - olduğu gibi daha otuz sene faizle birlikte ödeme- ğe mahkümdur. Belediyenin bugüne kadar ayrıca bit milyonu mütecaviz tamir parası sarfettiği- ni de hatırlatmak Tâzımdır. Şimdi yapmakta olduğumuz bu köprü- nün ise bütün parası hazırdır. Bu köprü İstanbulun simasını şüphesiz esasından de- - Giştiracektir. Şehirde bütün hareket Taksim, Beya- zit arasındaki tek caddeye — toplanmıştır. - Kara ve deniz bütün nakil vasıtaları bu- zadan ayrılır. Karaköy köprüsü üstünden iasan olarak günde en az 300 bin kişinin geçtiğini söylersem inanınız. Yeni köprü- nün yapılması İstanbulun Beyoğluna ikin- ci bir gah damarile bağlanmasına sebep o« lacaktır. Dahiliya Vekilinin Nutku Valinin bu söylevinden sonra Dahiliye — Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Ka- ya davetliler arasına gelerek uzun, mühim bir nutuk vermiştir. Dahiliye Vekili bu nutkunda ezcümle Hemiştir ki: —Vali ve Belediye Reisinin şimdi bize - büyük salâhiyetlerle ehemmiyet ve kıyme- tini anlattığı bu köprünün temel atma me- rasiminde bulunduğuma çok seviniyorum. Köprü hakkındaki kanunun tanzimi ve bü- yük Millet Meclisinde müdafaası şerefi de bana düşmüştü. Şimdi onu da hatırladım. Böyle iyi bir geye vasıta olduğuma sevin- * Bi Bu — köprünün , gekli, inşm — tar z, mevkü, fiyatı ve hattâ — iha- d Ölükkndü ” çök ' emai' — Şöllmali: şalar, müzakereler oldu. Güzel İstanbulun güzelleşmesi için hür vatandaş aklının, his- sinin, vatanseverliğinin emrettiği kanaatle- ti söyledi ve müdafaa etti. Bunların hepsi lâyık oldukları ehemmiyetle tetkik edildi. Nihayet bu şekilde, bu tarzda karar kılın- dı. Kanaatimiz isabetin yerinde — olmasın- da ve taşıdığı büyük ada lâyık olacak ev- safı haiz bulunmasındadır. Bu köprü İstanbulun iki güzel yakasını biribirine Hjirleştirecektir. Şehrin muhtelif parçaları arasında muvasala münasebat ve nakliyatı temin edecek sabit vasıtalar elbet — bundan ibaret kalacak değildir. Daha baş- ka köprüler, hatlâ bugün hayal gibi görü- nen tünel ve yeraltı çgimendiferi — tasavvur ve tatbik edilecek, o zaman şehrin güzel- Taşmesi idealini gönüllerinde uzak bir ha- yal gibi gören İstanbul üşıkları emellerinin — tahakkukunu birer birer görmekle mes'ut ae olacaklardır. İstanbul dünyalar durdukça güzelleşmeğe, ilerlemeğe, medeniyete, sıh- hate, zevk ve neş'eye ait bütün sosyal eser- lere malik olmağa namzet, hattâ mecbur bir beldedir. Hattâ burası bir şehir bir bel- de değil, büyük Başvekilin, İsmet İnönü- mün İstanbulun imarına ait güzel bir vesile ile dediği gibi başlı başına ehemmiyetli bir ülkedir. Bu ülkeye sahip olanlar her geye, berkese karşı ne olursa olsun ve her neye malolursa olsun bunu muhafaza ve müdafaaya — mecburdurlar. Medeniyetin gartlarına ve ihtiyaçlarına uymak, muhafa- zanın, müdafaanın emin — yollarından biridir. Tarih de şahittir ki, Türkler bu yo- lun ezeli ve ebedi yolcusudur. Türkler bu şehrin eski surları etrafında akıttıkları kız- gn ve kızıl kanlarile şehre ebedi Türklü- Bün damgasını vurduklarındanberi — şehri hiç durmadan ve dinlenmeden daima ve daima güzelleştirmektedirler. Ruhlarındaki yüksek hislerinin ve bedit zevklerinin ve kalblerindeki ezeli aşkın ve zamanlarla alâkadar felsefelerinin merme- re ve tunca inkılâp etmiş âbidelerile bu gehrin yedi tepesini ve üç beldesini ay- m ayrı süslemişlerdil. Ne tarafa baksanız her biri yüksek bir zevkin erişilmez bir san'atin eseri olan mabedlerini, sarayları- omi, hanlarımı, yalılarını, köşklerini, hasta- melerini, hamamlarımı, mekteplerini. med- reselerini, imaretlerini, çeşmelerini, havuz- farını sebillerini, türbelerini, yollarını, köp- rülerini, suyollarını hayrelte ve takdirle gö- rürrünüz. İstanbalu güzelleştirmekte, zen- ginlestirmekte. süslemekte Türkler nesiller arasında değil her neslin Ferdleri arasında N ya çıkmış lerin elinde olmam ve güzelleşmiş bulun- masdır. İstanbul büyük şöhretini ve güzelliğini tabiatın kendisine bahşettiği Tmahasinden ziyade Türklerin diktikleri güzel — eserlere medyundur. Türkler bunları ve bedit va- zifelerini mütemadiyen yapmakta edeceklerdir.» Bundan sonra Dahiliye Vekili ve C. H. P. Genel Sekreteri Şükrü Kaya Boğazla- ma mahfuziyetinin devlete ve — vatandaşa werdiği emniyet ve huzurdan ve şehrin i- mar işlerinde ve ileri plânının tanzimi için arsrulusal mütehassıs M. Prosm'un — tavzif edildiğinden ve şehrin daha güzelleşece- ğinden ve yurdseverlerin emellerinin — ta- :Lhıl edeceğinden bahsederek demiştir * «— İstanbul en güzel devrini Atatürk devrinde yaşamıştır. Zulüm ve islipdattan ve ecnebi işgalinden bu devirde — kurtul: muş, medeni ve sosyal hürriyet ve terak- kiye bu devirde kavuşmuş ve ileri hamle adımlarını bu devirde atmıştır. Bu devir, gelecek mesillere sağlam te- meller kuruyor, Şehrin tarihini bitataf ola» rak yazacaklar bugünkü İstanbula —yakın krizin, yangınlar felâketinin hattâ işgal fa- dialarının yakınlığına rağmen en iyi devri- ni şimdi yaşamakta olduğunu yazacaklar- dır. Türk edebiyatının mühim bir devresi İstanbul aşkının ve güzelliğinin ilham — et- tiği ince şürlerle doludur. Enderun edebi- yatı deyip de geçilen bu şiirler, bu beyit- ler, bu kasideler hâlâ hepimizin dilinde ve gönlündedir. Fakat itiraf etmek lâzımdır ki © zaman İstanbulun güzelliklerinden istifa- de edenler pek mahduttu. Memleketin bü- yük bir kısmı ve İstanbul halkının ekseri- yeti imparatorluğun sarsılma — ve yıkılma kürültülerinin hicran ve İstırabı içinde idi. 16 incı asrın sonlarından 1919 senesi- ne kadar bu hicran eksilmemiş daima art- mıştır, Ve bunu da en çok duyan ve acısı- ni çeken İstanbul olmuştur. İstanbulun ta- rihini yazanlar İstanbulun vatan emniye- tinde duydukları vicdan huzuruna Atatürk devrinde kavuştuğunu tesbit edeceklerdir. Hepimiz şunu iddim ve ispat edebiliriz ki, İstanbul mukadderatı Türklerin tarihi talihi ile birleştiği günden itibaren her gün daha ziyada güzelleşmiştir. Ve böyle de- vam edip gidecektir. İstanbul Türklerin bedit hislerinin heyecanını tasıyacak ve o- nu Gleme gösterecek bir gehir — olacaktır. İstanbul sulh ve sükün sây ve irfan medenis yet, mhhat neş'e ve zevk diyarı olacak ve bundan Türkler ve Türkler kadar herkes Türklerin misafirperverliği ve kanunları- mızın geniş himaye ve müsamahası altın- da istifade edecektir. İstanbul her vakit cihanşümul bir dev- redir. Ne mutlu böyle bir ülkeye sahip o- lan millete, ne mutlu burada oturanlara ve ne mutlu bizim gibi ara sıra gelip onu gö- renlere. Bana — İstanbul — ve İstanbullular hakkında bu duyuşlarımı ve — görüşlerimi söylemek vesilesini verdiği için Vali ve Belediye Reisine va Belediyenin sayın Ü- yelerine teşekkürler ederim.v Dabiliye Vekilinin çok alkışlanan bu nutkundan sonra davetliler toplu bir hal- de köprünün Üüzerine çıkmışlardır. Burada gezilip inşaat işleri gözden — geçirildikten sonra köprü için hazırlanan zabıt okun- muştur. Bu zabıtda şunlar yazılıydı: «İnşaat masrafı İstanbul halkının ver- diği meteliklerle temin edilmiş olan bu köprü Ulu Önder Yüksek Atatürk'ün na- mına izafe edilmiş, bin dokuz yüz otuz al- t senesi ağustosunun yirmi dukuzuncu cue martesi günü saat on beşte temeli atılmış- devam tıran Bu zabtın altına Dahiliye Vekili, İnhi- sarlar Vekili, Bayan Hakkiye Emin, Say- lav Münir, Eski Nafia Vekili Muhtar, Va- ki, Fen Müdürü ve Köprüler Müdürü im- zalarını koymuşlardır. Bundan sonra Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya, Vali, Hakki- ye Emin, Fen ve Köprüler Müdürü mala ile köprünün temeline harç mtmışlardır. Banu mütcakıp Vali — şahmaran — ile köp- rünün Ük kazığımı çakmıştır. Temel atma merasimi esnasında temele eski Türk al tınları ile yeni “Türk paraları da serpilmiş- tir. Bunu müteakıp davetlilere bazırlanan büfede ikram edilmiş ve bu suretle mera- sime nihayet verilmiştir. 'BON POSTA Pa AAııadolıı demiryolu Tahvilleri tekrar Yükselmeye başladı Merkez Bankası eshamıi geçen haftalar içinde 90 liraya çıktıktan sonra hümiller büyük miktarda eshamı piyasaya arzet - mişler ve bu suretle fiatları düşürmüşler - di. Bu sukuttan telâşa düşen banları da lüzumsuz cereyana kapılarak hâmüil olduk. ları eshamı ellerinden çıkarmışlardı. Halbuki bütün bu telâşlar beyhudedir. 1 Merkez Bankasının ihraç fiatı her 70 lira iste de tediye edilmiş 104 milyon lira sermayeye 14 milyon Hira ihti- yat akçesi de ilâve edilirse hakiki serma- yenin beher hissesi 70 Eradan pek ziyade olduğu anlağıbr. Bundan başka her hükümet bankala - rimin eshamı ihraç kıymetinden bir kaç misli fazlasına muamele görmektedir. Ve bu bankalar eshamının getirdiği faiz , 2 yi tecavüz etmemektedir. Merkez Ban « kasının çıkardığı esham ise ihraç fiatını he- nüz cüz'ü miktarda geçmiş ve bugün getir- diği faiz Y, 8 i bulmaktadır. Merkez Ban- kası eshamı dün borsada 80 lirada kapan- mıştır. Ünitürk tahvilâtı hafta içinde mühim bir değişiklik göstermemiştir. Bu nevi tah- vilâtın birincilerinin msfı mal ile ödenece- ginden memleketimizde fazla alâka uyan- dırmaktadır. Buna mukabil Paris borsa - sında mühim bir tahavvül olmamıştır. Kredi Fonsiye tahvilâtıma — mukabil memleketimize ithal edilen ikinci tertipler, memleketten döviz ihracının önüne geç - mek için menedilmiştir. İkinci tertipler faiz ve kıymet itibarile birincinin aymıdır. Yal. nız birinciler Pariste, ikinciler de Alman- yada kote edilmiştir. Birinciler ile ikinci tertipler arasındaki fiat farkı da alıcılar le- hinedir. Anadolu demiryolu tahvilâtında hafta içinde ufak bir sukut kaydedilmişse de dün- den itibaren fiatlarda tekrar canlılık alâ « meti görülmeğe başlamıştır. Ünitürk ve Anadolu grupu tahvilâtının takdirde senevi getirdiği faizi neşrediyo - rüzt İkraç fatı Yüzde geliri Hatı Tçda Tela Ü. Türk 1 ci — 41,65 15,40 23,30 Zei 4165 14,30 — 21,80 Seli 41465 — 14.30 — 21,80 A.D.Y. Tebviliti 205 10,50 — 45,40 » Mümessil 184 12 46445 » Hisea — 128 n 25,40 saeanaaeaeersanndan TEE Yedinci balkan Oyunları Atletlerimiz dün bir toplantı yaptılar Yedinci Balkan oyunlarına iştirâk edecek atletlerimiz dün İstanbul mın - Kız, küçük Borjuva imiş de, sen işçi oğ- KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası: 77 Sonra çürük bir elmanın yarısı l# luymuşsun da... Ne yapalım, ben de pa-|Hüsnü bey zadeyı t e ye benzeyen kızi şazade değilim ya, ben de mürettip ço-| dönerek: SA cuğuyum., fakat mümeyyizin kızına buz gibi tutuldum... Babamız işçi — Bizim Reşadın hem,iruiı'ı” : diye |galiba, dedi. .. Sşık olurken sevgilimizin nüfus tezke-| Çürük elmanın yarısı sırıttı; ; resini mi soracağız... Kızın soyundan sopundan sana ne.. Hayrı da İsmete hak verdi: — Evet, dedi.. ' afallamıştı. İsmet, hemşire hanımın oe| — İsmet doğru söylüyor... Kızın da|ni sıkarken o artık milleti birbirine kr... ÖL -— Dı:nın çocuklar, diye bağırdı... Imdngönlüvmbabmkimdh—nqhmaklâmıüihıhülme& daşlarımdan Ömer, îmm Ömer kıpkırmızı, Macidenin Kızla görüşen, kızı almak istiyen kim? İsıktı, Neredeyse ayarın belediyeye gidelimn diyeceksiniz.., Hayri oralı değil: — Babasından iste... Nişanlanırsı- nız... Kız bekler seni... İsmet de itiraz etti bu sefer: — Amma yapıyorsun ha... Evlen- rından Süheylâ l'hnuı.mıu._Ö:ır... Ömet, Süheylânın elini sıktıği deminki alçı kalıp birdenbire eridi. Süheylâ: — Ömer Beyle ayni mahallede ott| meği, nişanlanmağı bırak bir tara-|ruyoruz galiba, dedi. fa... Ömer kızı görmüş sevmiş.. — İyi ya... Ömer başını eğdi. Konuşamıyor.* Süheylânın kalın kırmızı dudaklaı — İnsan ilk sevdiği kızla hemen ev- |da alaycı bir gülüş var, lenir mi?.. Ben şimdiye kadar dört kız sevdim... dördüylede © im... Anadolulu Hayriyle İstanbullu — İs- met bu meselede anlaşamadılar. Ve onlar münakaşa ederlerken Ömer işi oluruna bırakmaktan başka yapılacak bir iş olmadığıma karar verdi: — Çocuklar, dedi. Bırakalım mese- Çürük elmanın Macide isimli yart$| İsmetle alâkadar: gördük.. beğendik amma, sizi ente etmez.. İsmet arasıra yarı alay yarı cid Fransızca kelimeler kullanırdı. | leyi inkişafına... Ben kalbimi sustur-|Cemal hocanın gözdelerinden oldu! masını da bilirim... Fakat Ömer kalbini susturamadı. Bir cuma akşamı Beyoğlu sinemala- için Fransızcaya karşı hem tuhaf bi istihzası, hem garip bir saygısı Süheylâ: — Vakıt geç oldu, dedi. Zaten sin€ rından birinin galerisinden inip soka-|maya girecek değildik... ğa çıkarken olduğu yerde birdenbire| Bu suretle Ömer zengin dekorlu # başından alçı dökmüşler gibi kakıldı|limlerin Süheylâyı alâkadar - edip bugünkü kıymetleri ve bu Hatlara alındığı |kaldı. Yanında İsmet vardı. İsmetin | mediklerini anlıyamadı. - 4 kolunu çekti. O da durdu ve cin gibi| İsmet atıldı hemen: etrafına bakınmağa başladı. Çök geç- — Eh öyle ise sizi tünele kadar gö)| meden meseleyi anladı. Sınıf arkadaş-|türelim... larından Hüsnü bey zadelerin büyük| Haydi yürüyelim, dedi.. ve Reşatif| oğlu yanında iki genç kızla sinemanın | Macidenin aralarına girip yürüttü © kapısındaki — resimlere bakıyorlardı.|lari. Süheylâyla Ömer arkada Kızlardan birisi bir çürük elmanın ya-|lar.. ve yanyana konuşmaksızın önd rısı gibi Hüsnü bey zadeye benziyor.. |kileri takip ettiler.. herhalde kızkardeşi.. ötekisi Ömerin| Tünele geklikleri vakit İsmet kof' anlattığı Süheyla olacak.. Ömner, Hüsnü bey zadeyle konuş- kaları almıştı. mîıönmer. dedi, Süheylâ hanım sapf mazdı. Fakat İsmetin arası herkesle iyi|teslim.. İ olduğu gibi onunla da iyiydi.. Sonra, Süheyl& ötekilerle İsmet derhal kararını verdi. Ömeri|ken İsmet: kolundan tuttuğu gibi, âdeta sürükle- — Gözünü aç Ömer oğlum, dedi' Öözünü aç um, bk, yerek ötekilerin yanına götürdü velal şu markaları.. şaşırma, ikisi de Hüsnü bey zadenin omuzuna vurarak: |cidir.. tramvayda da birinciye bin-” — Merhaba yahu, dedi.. galiba sine- | Ben çürük elmaları ekerim. maya gireceksiniz... Biz de şimdi çıkı-| beklerim yarına... yoruz içeriden.. güzel film.. amma se- Ömerle Süheylâ tünelin karanlığ” takası merkezinde bir toplantı yapmış-İnin hoşuna gider mi bilmem... Deko-|nı yine konuşmadan geçtiler... Tranif ru mekoru zengin değil.. şarkısı mar-|vay durağında çok eklemediler, Yil lardır. Bu toplantıda Atletizm Federasyo -|kısı da yok.. fakir fukara arasında ge-| kırmızılı yeşilli iki nu reisi Vildan Âşir Yedinci Balkan oyunlarının büyük ehemmiyetinden, Atinada yapılacak — müsabakaların Türk atletizmi hesabına — yapacağı propagandadan bahaetmiştir. Atletlere yapılan -tebliğata göre at- araba geldi, (Arkası var) ÇİyOT... 4 kaların birincisini bazırlayacak olan|Bü #Strada, Beyazıt Cumhuriyot meydanığ | Bursa mıntakasına icap eden talimatı “;" vermiştir. Şehirler arasındaki müsabakalara ge- letlerimiz bir eylül salı gününden iti -|lecek takımlar 5 eylülda Bursada top- baren Modada hazırlanan kampa gir-|lanmış olacaklardır. miş olacaklardır. Ankara ve İzmirde bulunan atlet- ler de bir kaç güne kadar kampa gele- ceklerdir. Kürek teşvik müsabakaları İstanbul su sporları ajanlığı tara * fından hazırlanan kürek teşvik müsa- bakaları bugün Yenikapı — sahillerin - de yapılacaktır. İstanbul şampiyonasından evvel ya- pılacak olan bu müsabakaların hazır - lık mahiyetinde olduğundan büyük bir alâka uyandıracağı tahmin edilmekte- dir. Atletizm Federasyonu — tarafından hazırlanan ve Balıkesir, Bursa, Edre - mit, Ayvalık, Bandırma şehirleri ara- sında tertip edilen beş şehir müsaba - kası 6 eylül pazar günü Bursada yapı- Olimpyaddan Dönen sporcular İçin müsamere #ltı koşucu tarafından getiriler 'aşara verileceklir. 7 — Olimpiyatlara iştirâk eden gürelii ler gösteriş müsabakaları yapacaklardır. —| 'Törene bütün halk parasız girebilecek tir. Davetiyeler bugünden İtibaren Beşol', Halkevi Direktörlüğünden Istiyenlere JA tılmaktadır. Çağırı kartları almaya vakit M lar stadyom duhuliye kısmına parasısz d caktır. Rusyaya Gidecek Futbolcular 1938 Berlin oltmpiyatlarına iştirük eden Eminönü Halkevinden: bepsinin şerefine pazartesi | Sovyet Rusyaya gidecek — lubeltlli ğ çi » Bünü saat 16 da Taksim stadyomunda Bey-|kadrosuna idhal edilen isimleri ıııbdı'J oğlu Halkevi tarafından merasim yapılacak- |zılı oyuncular 31 Ağustos pazartesi tır. Merasim programi şudur: ı — Açış, 2 — Böylev Beyoğlu Halkevi adına, $ — Böylev, Türk spor kurumu adıma, — | yumu tebliğ olunur. 4 — Berlin olimpiyadına iştirâk eden gü- reşçiler halka takdim edilecok, büket ve Reoşat, Fikret, Fazıl. madalya verilecek. 5 — Berbest güreş dünya üçüncüsü olan|Eşraf, Mehmet Ali. Ahmede gümüş madalya verilecek ve bayrak Galatasaraydan: — Necdet, merasimi yapılacak, antrenmanlarına — devam edaeeklıl" Spor levazımatile beraber saat (17,30) # Beşiktaş sahasında hazır bulunmaları Niyazi: pt Hüsnü, — Faruk. Fenerbahçeden: Necdet, Beşiktaştanı Gündü? Lütfi. 6 — Groko - Romen dünya birincisi Ya- Güneşten: Faruk, Cihat. | Ist. Spordan: Hasan. Vefadan: Muhteşem.