6 — Sayfa - Fazla sporun kadınları Londradan yazı - hyor: Plimut da tuhaf bir evlenme — mera- simi yapılmıştır . Plimutta dünya yüzme — şampiyon- luğunu — kazanmış Pameler Uesten ad- Ribir. genç “kadıa vardır. Bu kadın son zamanlarda kendisinde bir cin- siyet tahavvülü his- setmiş; hayret ve korku içinde ana - sına ve — babasına koşarak — meseleyi — alatmıştır . Genç kadının a- nası ve babası der- hal doktora koşmuş- lar, kızlarını muaye- ne ettirmişler, doktorlar da: dı, bundan sonra da bir oğlunuz ola - cak cevabını verince biraz hayret, bi- raz da hiddet etmişlerdir. Fakat ana ve baba kasabadaki dok- torların bilgi ve teşhislerini kâfi gör- memişler, kızlarını erkek olmak felâ- ketinden (!) kurtarabilmek için daha yüksek şöhretli doktorlara ve âlimlere müracaat etmeği muvafık bularak kız- ları ile beraber Londraya gitmişlerdir. Londra doktorları da bunlara: * — Merak etmeyiniz, demişlerdir. Bu ilk defa görülen bir şey değil, tabiat gara- betini gösteriyor. Sizce artık yapıla - — eak şey nüfus dairesine müracaatla kı- zının kaydini erkek olarak değiştir- mek;, bir de terzi çağırıp matmazeli erkek kıyafetine sokmaktan ibarettir. Üst tarafını da doktorlar hallederler, demişlerdir. Doktorlar bu ana ve babaya kızla - mındaki cinsiyet tahavvülünün sporla fazla meşguliyetten ileri geldiğini de ilâve etmişlerdir. Artık bu kat'i teşhis üzerine Mis Pameler Uesten hastaneye yatırılmış, küçük bir ameliyat geçirmiş ve bir hafta sonra terzisinin hediye ettiği şık ve zarif bir kostümle bir erkek olarak hastaneden çıkmış, iki üç gün sonra da sakal ve bıyıkları çıkmıya başlamıştır. Mis Pamelr Uesten'in bu cinsiyet tahavvülü kendi muhitinde olduğu ka- dar spor âleminde de merak ve hayret- Eski bir maceranın Son ve müşkül Safhası.. Bazı insanlar vardır ki, hayatları cam- h bir köşk içinde gibi herkesin gözü ö- nünde apaçık ve sakin geçer, buna mu- kabil bazıları da vardır ki hayatları iki- ye ayrılmıştır, birinci kısmı meydan - da, zahiren basiüttir, ikinci kumu ise per- de arkaunda geçer, — gizlidir. Ben bu ükinci sınıf adamların bazan ne gibi a - cılarla karşılaşabileceklerini bu sabah bir defa daha gördüm. Bu macerayı ya- gayan kendi dili ile hikâyesini şöyle an- attti — #O zaman henüz otuz yaşınday: dım. Epeyce de para — kazanıyordum. Evlendim, iki çocuğum oldu, rahat bir hayat geçiriyordum. Bir aralık kazan - cım da ümit edemiyeceğim bir radde « ye vardı. Rahattım. Fakat maalesef gü- mün birinde bir genç kızla karşılaştım. Aramızda bir gönül maçerası başladı. O zaman medeni kanun yoktu, ve bu gönül macerası beni öyle bir uçurumun — kenarına kadar sürükledi ki genç kız « erkekleştird hakikatmı oluyor? Londrada bir genç kızın bıyık ve sakalları çıkma başladı, kızcağız bir ameliyatla erkek oluverdi. Dok- torlar bu tahavvüle sporu sebep gösteriyorlar * .. .. iği sözü Bugün mişlı le karşılanmış, bundan bir müddet ev- — Şimdiye kadar bir kizıniz var «|vel de Çekoslovakyada gene bir spor- cu kadında böyle bir cinsiyet tebeddül ve tahavvülü husule gelmiş olması sporun kadınlar için tehlikeli bir meş- gale olduğu kanaatini tevlit etmeğe Mise Pamelr Uesten erkek olduktan sonra bir ay kadar Londrada kalmış. büyük şehirde erkekliğin bazı icapları- mı öğrenmiş, bilâhare Plimut kasaba« sına dönmüş, orada tekrar vaftiz edil- miş, bu sefer Mister jakop ismini al- mıştir. . Mister jakop artık kasabada tabii görülmeğe başlamış, cinsiyet tahavvü- lü ortadan kalkmış, artık kimse bu hâ- diseden bahsetmez olmuştur. Fakat geçenlerde Mister jakop evlenmeğe ğe teşebbüs etmiştir. Bunun üzerine bu cinsiyet taehavvülü yeniden mevzuu bahsolmıya başlamış, fakat eski Mis, yeni Misterin evlenmesine hiç kimse itiraz etmemiştir. Mister jakobun evlenmeğe ve ken- disine hayat arkadaşı yapmıya karar verdiği kız erkek oluncaya kadar kar- deşçe seviştiği Alberten Moryadır. Alberten Moray teklif karşısında kalır kalmaz, hiç düşünmeden bu izdi- divaca razı olmuş ve hemen evlenmiş- lerdir. la da evlendim, ondan da iki çocuğum oldu. Hayatımı iki kadına da anlatmı- yor, ikisinden de saklıyordum. Kafam daima düşünceli, buna rağmen gene az Bu okuyucuma biraz nasihat, bir hay- Şimdi yeni evliler balayı seyahatine çıkmış bulunmaktadırlar. Bütün Pli - mut kasabası da kendilerine saadet te- menni etmektedir. çok mes'uttum. Fakat yavaş yavaş içi- me bir endişe çökmiye başladı. Çocuk- lar söz anlıyacak çağa geldiler, yarın ö« bür gün yekdiğerini takiben —mektebe girecekler, bu arada aile ismi de kabul edildiği için, ayni ad altında birbirleri ile karşılaşabilirler. O zaman bir teza- letin çıkacağı muhakkak. Bunun önü - nü nasıl alayım? Çocukları ve kadın « ları yekdiğerine takdim et, diyebilirsi - niz. Söylemesi kolay, yapması zorl» hayattan bir sahne daha takdim ede - ceğim. B İzmitte Bayan Pakizeye: Bana telefonla sorunuz, size bir kaç doktor ismi vereyim, Gazetede yazmak doğru değil, "EYZE l SON POSTA — -—7 —- —— — Müzik salonu — Yeni apartımanımı nasıl buluyorsun? — Mükemmel.. — Seni gezdireyim... Burası yemek © - das, burası banyo, burası müzik salonu. — Bu nasıl müzik salonu, hiç bir-mu « siki âleti yok, — Musiki âletine Kizum var mı? pencereleri açınca komşunun — radyosunu dinliyoruz. ... Hay hay Genç bayan bir — tarlanın - kenarında durdu. Tarlanın sahibi otları ayıklıyordüu. Seslendi: — Tarlanızdan geçersem istasyona da- ha çabuk gidebilirim değil mi? Tarla sahibi genç bayana baktı: — Hay, hay, dedi, hele biraz ileride otl- yan boğam sizi elinizdeki kırmızı gemsiye ile görecek olursa... Hangisi fay Muallim sordur — Güneş mi faydalıdır, ay mı?, Talebe cevap verdi: — Ayl — Niye? — Ay bize gece karanlıkta aydınlık ve- rir. Halbuki güneş, her taraf aydınlık iken lüzumsuz yere ortaya çıkar. — Tam banyo havası.. Hasislik Karı koca konuşuyorlardı: Erkek — Sen tasarrufla, hasisliği nasıl ayınrsın? Kadın — Kendin için yapacağın mas - raflardan bir parça kısarsan tasarruf olur. Erkek — Ya hasialik? PEŞİNİZDE Bazı bazı gizlice, Ben sizin peşinizde.. Dolaştım gündüz gece; Ben sizin inizde.. Kalbim buruk gibi, Her emre buyruk gibi; Kopmuyan kuyruk gibi, Ben sizin peşinizde.. Bilmem niye ararım, Acep neni ararım.. Fakat ne olsa varım, Ben sizin peşinizde.. ** İşin kolayı Bayan Glâncanın saçları dökülmüştü. Usta bir berber ona takma bir saç yaptı. Kadın — Benim için yapacağın mas - |Bayan filânca takma saçımı taktı, fakat ber- rafları kıstığın zaman da basislik olur. ... di: — Şunu bir kere oku, dedi, baka « hm anlaşılması kolay mı, o tarzda yaz - dim ki, en budala adam bile eline alı zaman okuyup anlıyabilsin! — Alffedersiniz bu sahifeyi çaldım. Lütfen çevirseniz de öteki sahifeyi de çalsam! berin parasını vermedi. Berber bir mek - tup yazdı: — Bayan, Size yaptığın takma saçın parasını iki .Anh bir tamim yazmıştı. Memura ver- gün içinde ödemediğiniz takdirde, gazete- lere şöyle bir ilân vereceğim. Ağustos. 2 Hangisine olursa Bayan, yeni hizmetçisine bir paket ver* di: — Bu paket baya gidecek, tramvayl götürüver. Hizmetçi şaşırdı: — Hangi tramvaya bayan? — Hangisine olursa.. Bay tramvay şf“ ketinin bulunmuş eşya bürosunda — çalışıf da.. ... Maksat — Bir saat bir senede kaç defa tik tak eder bilir misin? — Bilmem.. — Öyleyse ben biliyorum söylüyeyim! Tam 116,140,000 defa.. — Bunu bana söylemende ne maksal Var., — Boşuna zahmet edip saymıyasın di* ye Balayı seyahatinden dönüyerlardı. Vat pur nıhtıma yanaşmak üzere idi. Kadın ko* casına söyledi: — Bak kocacığım artık balayı seyahatl bitti. Bundan sonra hayat — mücadelesind başlıyacağız.. — Evet, kaynanamı rıhtımda görmez, ben de bunu düşündüm. Tuhat İki genç arasında: — İyi etmişsin, nişanlım diye bana tWf pasaklı, - budalanın - biridir. — Aynldığıtf memnun oldum. — Aynlmadım, kendisile evlendim. ..« Uşak Evlering. bir uşak almışlardı. Uşak işt6? el çekmiş bir bıruzdi. — Niye böyle bir uşak intihap ettiniğ «Bir takma saç satılıktır. Filân — yerde ç L N erdiler: dığı bayan filâncaya müracaat.» * Bayan filânca mektubu alır almaz, ber- bere gilti ve takma saçının parasını verdi. n ... Sakın — Bu adam benden beş lira ödünç istedi, kendisini tanır mısın? — Seni ne kadar iyi tanırsam, onu da © kadar iyi tanırım.. Sakın parayı verme, bir daha geri alamazsın! ... Hissettirmek Alacaklı, borçluya bir adam gönder » müişti. Adam eli boş döndü; alacaklı sor - du: — Vermiyeceğim mi, dedi? — ÖOnu demedi amma hissettirdi. — Nasl hissettirdi? — Bir tekme vurup beni kapıdışar, etti. — İkide bir dolapların, kapıların ansb” tarlarını kaybederiz de.. — Hani sabahtan akşama — kadar boş durmazdın.. — Boş durmuyorum ki uyuyorum. görüt mıttığın genç kızı “ben de bilirim. Miskiti | b FUF L Di d,